‘’Bir Şeyleri Değiştirmek İsteyen İnsan Önce Kendinden Başlamalıdır.’’ Sözünden Yola Çıkarak Duygu Ve Düşüncelerinizi Anlatan Planlı Bir Yazı Yazınız.


‘’Bir Şeyleri Değiştirmek İsteyen İnsan Önce Kendinden Başlamalıdır.’’ Sözünden Yola Çıkarak Duygu Ve  Düşüncelerinizi Anlatan Planlı Bir Yazı Yazınız.

Herkes iyi niyetli insan olsa, kimse kimseye zarar vermese hayat  ne de güzel olur diye düşünürüz fakat  ilk önce kendimizden başlayacağımız nedense bir türlü aklımıza gelmez. Dünyayı  olumlu yönde değiştirmek isteyen insan  ilk olarak kendinden  başlayacaktır. Bunun için de kendini geliştirmek için, kendini gerçekleştiren bir insan olmak için çok çalışmalıdır, her zaman üretken  ve çalışkan bir kimse olmalıdır. Bunun için de ilk olarak sorumlulukların ne olduğu bilinmeli, planlı ve programlı olunmalıdır.  Başkalarını yargılamadan önce, başkalarını kınamadan önce kişi önce kendini, kendi dilini terbiye etmelidir.. Güzel ahlak ve erdemli olmak kişinin ilk  hedefi olmalıdır.

Yaptıkları ve yaşattıkları ile başka kimselere örnek olmalıdır. Doğaya, çevreye zarar vermemelidir. Sorumluluklarını yerine getirmelidir. İçten güdülenmelidir.  Gösteriş düşkünü olmamalıdır. Yalandan, dedikodudan uzak durmalıdır. Güzel ahlaklı ve  erdemli olmalıdır. Ülkesini ve vatanını çok seven  kişi olarak her zaman  çok çalışmalıdır ve ülkesini daha iyi hale getirmek için uğraşmalıdır. Böylece  kişi kendinden değişime ve ilerlemeye başlayacağı için  her şey daha güzel ve daha anlamlı olur. Her birey böyle düşündüğü zaman da dünyada daha çok barış ve daha çok huzur olur. Durum böyle olunca da yaşamak, nefes almak ve hayata daha farklı pencereden bakmak kişiyi daha mutlu eder ve dünyamız mutluluklar dünyasına dönüşür.

Kişi başkalarını eleştirmeden önce , yargılamadan önce aynaya bakmalı ve  kendi ile yüzleşmeyi bilmelidir.  Bunun için önce kendimizden  işe başlamalıyız.

Atatürk’ün Millet Sevgisi İle İlgili Sözlerini Derleyiniz. Bu Sözlerden Biri Hakkında Konuşma Hazırlayınız.


Atatürk’ün Millet Sevgisi İle İlgili Sözlerini Derleyiniz. Bu Sözlerden Biri Hakkında  Konuşma Hazırlayınız.

Mustafa  Kemal Atatürk milletine sevgisi ile bağlı olan büyük bir liderdi. Milletin çıkarlarını kişisel çıkarlarının üstünde tutmuştur her zaman.  O tam vatan ve millet sevdalısıydı.  Çalışkan, üretken, ileri görüşlü kimseydi. Atatürk sürekli yeni kitaplar okur, kendini ve milletini geliştirmek, çağdaş medeniyetler seviyesine çıkarmak için elinden gelen her türlü çabayı gösterirdi. Çünkü milletinin en iyi yerlere gelmesini istemişti her zaman.

Atatürk’ün millet sevgisi ile ilgili sözleri  şunlardır:
 ‘’Milletimiz çok büyüktür. Hiç korkmayalım. O, esaret ve aşağılığı kabul etmez.’’
 Bizim başka milletlerden hiç bir eksiğimiz yok. Cesuruz, zekiyiz, çalışkanız, Yüksek amaçlar uğrunda ölmesini biliriz.
* ‘’ Herkes ulusal görevini ve sorumluluğunu bilmeli, memleket meseleleri üzerinde o düşünceyle, düşünüp çalışmayı görev edinmelidir.’’

* ‘’ Giriştiğimiz büyük işlerde, milletimizin yüksek kabiliyet ve yüksek sağduyusu başlıca rehberimiz ve başarı kaynağımız olmuştur.’’
* ‘’ Türk milleti kahramanlıkta olduğu kadar, istidat ve liyakatte de bütün milletlerden üstündür. Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve bağımsızlık fikrinin ölmez âbidesidir. Bu eseri meydana getiren bir milletin evlâdı, bir ordunun Başkumandanı olduğumdan daima mesut ve bahtiyarım.’’
* ‘’ Büyük şeyleri büyük milletler yapar.’’
*  Bu millete çok şey öğretebildim ama onlara uşak olmayı bir türlü öğretemedim"
* ‘’ Milletin sevgisi kadar büyük mükafat yoktur.’’
* ‘’ Ancak kendilerinden sonrakileri düşünebilenler milletlerini yaşamak ve ilerlemek imkanlarına kavuştururlar.’’
* ‘’ Bizim milletimiz, vatanı için, hürriyeti ve egemenliği için fedakar bir halktır.’’
* ‘’ Gerçi bize milliyetçi, derler. Ama, biz öyle milliyetçileriz ki, işbirliği eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların milliyetlerinin bütün icaplarını tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz herhalde hodbince ve mağrurca bir milliyetçilik değİldir.’’
* ‘’ Bu millet, tarihini iftiharla doldurmuş bir millettir. Türk milletinin geleceği, bugünkü evlatlarının doğru görüşü, yorulmak bilmez çalışkanlığı ile büyük ve parlak olacaktır.’’
* ‘’  Birçok güçlükler ve engeller karşısında bulunduğumuzu biliyoruz. Bunların hepsini inceleme ile, gayret ve iman ile ve millet aşkının sarsılmaz kuvvetiyle birer birer çözüp sonuçlandıracağız. O millet aşkı ki, her şeye rağmen içimizde sönmez bir kuvvet, dayanıklılık ve ateş kaynağıdır.’’
* ‘’ Bir milletin başarısı, mutlaka bütün milli güçlerin bir istikamette oluşmasıyla mümkündür. Bu nedenle bilelim ki, elde ettiğimiz başarı, milletin güç birliği etmesinden, ortak hareket etmesinden ileri gelmiştir. Eğer aynı başarı ve zaferleri gelecekte de tekrarlamak istiyorsak, ayni esasa dayanalım ve aynı şekilde yürüyelim.’’


 ‘’Milletimiz çok büyüktür. Hiç korkmayalım. O, esaret ve aşağılığı kabul etmez.’’ Sözü İle İlgili Konuşma.

Ulu  Önder  Gazi Mustafa Kemal Atatürk milletini çok seven ve milletine çok değer veren bir liderdir. Bizim milletimiz asil bir millet olduğu için, bağımsızlığına düşkün olduğu için başka milletlerin egemenliğini asla kabul etmez, edemez. Çünkü bizim milletimizin asil kanında her zaman tam bağımsızlık vardır. Büyük Türk Milleti manda ve himayeyi kabul etmez, çünkü bu millet böyle bir şeye tabi olacağına ölmeyi tercih eder. Bunun için de her zaman tam bağımsızlığımızı korumalıyız ve milletimizi en uygar milletler haline getirmeliyiz. Ülkemizin bağımsızlığının tehlikeye girmemesi için her çok çalışmalıyız. İlim ve fen yolunda ilerlemeliyiz ve her yönden güçlü bir millet olmalıyız Eğitimde, ekonomide, siyasette, sosyal yaşamda vb. her alanda güçlü olmalıyız. Hiç bir ülkenin sömürüsü haline gelmemeliyiz.  Milletimizi  bölmeye çalışanlara asla ve asla fırsat vermemeliyiz. Bir olmalıyız, beraber olmalıyız ve bu ülkeyi geliştirmeliyiz.


Konuşmacıyı Dinlerken Konuşma İle İlgili Soru Sormak Ve Bunu Uygun Zamanda Yapmak Niçin Önemlidir? Açıklayınız.


Konuşmacıyı Dinlerken Konuşma İle İlgili  Soru Sormak Ve  Bunu Uygun Zamanda  Yapmak Niçin Önemlidir? Açıklayınız.

 Konuşmak, başka insanlar ile iletişim kurmak kişinin en doğal gereksinimidir. Çünkü her insan  konuşmak ve istediklerini karşı tarafa en iyi şekilde aktarmak ister. Bunun için de elinden geleni yapar. Konuşmacıyı konuşmasını dinleyiciye aktarırken   çok güzel konuşmalı, dilin inceliklerini kullanana bilmelidir. Dinleyici de  iyi bir dinleyici olmalıdır..  Konuşmanın anlattığı konular ile ilgili  ile  ilgili elbette merak ettiğimiz konular,  bilgiler  olacaktır. Çünkü her anlatılanı hemen anlayacağız diye bir kaide yoktur.  Bu da dinleyicinin en doğal hakkıdır fakat soracağımız soruları uygun zamanda sormalıyız. Konuşmacı konuşmasını bitirdikten sonra  zaten şunu diyecektir: 

‘’Konu ile ilgili  anlamadığınız   bir şey var mı, merak ettiğiniz konular varsa bu konular hakkında da açıklama yapabilirim.  Sorusu olanlar lütfen sorsun der .’’O arada da sorusu olanlar işte bu kritik zamanı geçirmemeli ve hemen merak ettiği soruların cevaplarını konuşmacıya sormalıdır. Uygun zamanda sormamız çok önemlidir. Soruları uygun zamanda sormadığımız zaman konuşmacının dikkatini dağıtmış oluruz ve aynı zamanda konuşmacı anlatacağı şeyleri de karıştırabilir kısa süreliğine unutabilir. Onun için soruları soru kısmında ve konuşmacı bize izin verdiği zaman sormalıyız. Uygun zamanda sormadığımız zaman diğer dinleyicilere de saygısızlık etmiş oluruz ve anlatılan konunun akışını bozmuş oluruz.

Bunun için her şey yeri ve zamanında sorulursa , soruların cevapları da güzel ve kibar bir şekilde size verilir. Yeter ki dinleme kurallarına uyulsun ve her şey kuralına uygun yapılsın.

Mustafa Kemal Atatürk İle İlgili Hikaye Kurgular Mısınız?


Mustafa Kemal Atatürk İle İlgili Hikaye Kurgular Mısınız?

Kurtuluş Savaşı’nın en zor yıllarıydı. Halk bir bir yandan savaşla uğraşırken bir yandan da yoksulluğun pençesinde zor şartlar geçiriyordu. Vatan ve millet tehlike altındaydı. Vatanın bir karış toprağı bile düşmana teslim edilemezdi. Toprak teslim edildiğinde vatan gitti demekti. Bunun ne denli bir acı olduğunu iyi bilirdi vatan evlatları. Onun için için bırakılmamalıydı bu topraklar, verilmemeliydi zalim ve acımasız düşmana. Bu süreçte herkes askerlere yardım etmek için elinden geleni yaparken  Vatanını çok seven  Fatma Nine de bu savaşta askerler için elinden gelen her türlü fedakarlığı yapan kahraman analarımızdandı. Fatma Nine bir yandan cepheye yiyecek taşıyor bir yandan da savaşta olan oğlu ve gelininin çocuklarına bakıyordu. O yıllarda kurtuluş umudu varmış, Mustafa Kemal adında bir komutan var diyorlardı.

Fatma Nine Mustafa Kemal adındaki vatansever komutanın adını duyunca heyecanlanmış ve onunla tanışmayı çok istemişti. Mustafa Kemal’in ünü iyice yayılıyordu. Vatanı, vatan topraklarını düşmana vermeyen bu komutan  çok iyi biri olmalıydı diye düşünüyordu Fatma Nine. Savaş devam ediyor, Fatma Nine de görevine devam ediyordu. İzmir’de yaşayan Fatma Nine sabah uyandığında Mustafa Kemal’in  kendi şehrine geldiğini duymuş ve   hemen  koşa koşa yola koyulmuştu. Sabahın erken saatlerinde gelen Mustafa Kemal Atatürk  odasında savaş ile ilgili hazırlıklar yaparken kapısı çalındı. Mustafa Kemal’in yaverleri  gelen yaşlı bir kimsenin  kendisi ile tanışması için ısrar ettiğini söylenince Mustafa Kemal gelebilir diye emretti. Fatma Nine içeri girer girmez Mustafa Kemal Atatürk’e sarıldı ve evladım seni Allah başımızdan eksik etmesin, vatanı kurtarmak için gelmişsin dedi. Atatürk de anacığım bu vatanı hep birlikte kurtaracağız diyerek Fatma Nine’nin ellerinden öptü ve ona sarıldı. Güzel bir sohbetin ardından Fatma Nine oradan ayrıldı. Yunanlılar İzmir’i ele geçirmek için uğraşırken Fatma Nine de var gücüyle cepheye yemek götürüyor, ördüğü çoraplardan götürüyordu. Yine bir gün giderken  bir düşman askerinin sırtından hançerlemesi ile Fatma Nine yere yığıldı ve oracıkta can verdi. Cani düşmanlar, zalim hainler yığıvermişti oracıkta zavallı kahraman Fatma Nineyi yere. Ne  kadar çok çalışmıştı  Fatma Nine yorulmadan, şikayet etmeden, bıkmadan.  Eski topraktı çünkü o oturur muydu hiç evde. Oturmadı ya zaten. Vatan  için şehit düştü o kahraman Türk kadınımız. Yaşı çok büyük olmasına rağmen neler yapmıştı bu vatan  için, unutulur muydu böyle kahraman kadınlarımız.

Fatma Nine vatan için şehit olmuştu. Mustafa Kemal Atatürk Fatma Ninenin  şehit olduğunu duyunca gözyaşlarına boğuldu ve  onun torunlarına  her türlü sahip çıkılması için emretti. Vatan  düşman işgalinden kurtuldu ve binlerce şehit verildi. Bugün bu topraklar üzerinde özgürce yaşıyorsak bunu Fatma Nine ve Mustafa Kemallere, kahraman askerlere, kahraman kadınlara  ve çocuk kahramanlarımıza ve daha nicelerine borçluyuz.

İçinde Bakkal , Torba, İşhanı, Merkez, Sevimli Kelimeleri Geçen Bir Hikaye Yazınız.


İçinde  Bakkal , Torba, İşhanı, Merkez, Sevimli Kelimeleri Geçen Bir Hikaye Yazınız.

Sivas’ın soğuk kış günleri  yine yaklaşmıştı.  Havalar soğudukça insan evin kıymetini daha iyi anlıyordu. Babam da biz okuyalım diye sabahın erken saatlerinde kalkıyor  ve işine gidiyordu. Babamın çarşıda küçük  bir dükkanı vardı. Bu dükkanda hemen hemen her şey bulunuyordu fakat  içi çok geniş değildi.  Çünkü babamın daha büyük bir bakkala yetecek kadar parası yoktu. Ancak  kadarına  gücü yetiyordu. Babamı  çalıştığı yerdeki komşu bakkallar çok sever ve ona değer verirlerdi. Çünkü babam iyi bir esnaftı ve paragöz biri değildi. Her zaman dostluğa, kardeşliğe önem verir ve elinden geldiği kadar herkese yardım etmeye çalışırdı.

Babam akşam olunca  evimize torbalarla yiyecek getirir, satın alınmayan sebze ve meyveleri  evimize getirirdi. Günler böyle geçip gidiyordu.  Günler böyle geçip giderken bir akşam babam eve gelmemişti. Vakit  çok geç olmuştu. Annem ve biz  çok telaşlanmıştık. Hemen bakkalımızın numarasını  çevirdik ve babamın sesini bir an önce duymak istiyorduk. Telefon çalıyordu , telefonu açan kişi babamın yakın  arkadaşı Salih Amcaydı. Hemen babama ne olduğunu sorduk. O da babamın  iş yaparken bir anda yere yığıldığını söyledi. Şu anda hastanede olduklarını ve babamın sağlık durumunun  iyi olduğunu söyledi. Hemen annemle otobüse atlayıp çarşıdaki iş hanının  karşısındaki hastaneye gittik.  Babamın yanına vardık ve ona iyice sarıldık. Babam o gün  çok çalıştığı için başı dönmüş  ve tansiyonu yükselmişti. Çok şükür bir şeyi yoktu. Babamın iyi olduğuna çok mutlu olduk.

Daha sonra doktorun yazdığı ilaçları almak için Sivas merkezdeki eczaneye gittik. Eczaneden ilacı alıp eve giderken, yerde yatan çok sevimli bir köpek gördük. Elimdeki simidi  köpeğe verdim ve daha sonra ailemle birlikte evimize gittik. O gün zor bir gün olmuştu fakat şükürler olsun ki babam  iyiydi. Evimizin dağ gibi çınarıydı o. Allah'a o gece çok şükür ettim  ve ben de onun gibi  iyi bir insan olacağım diye  kendi kendime söz verdim.

Barış Dolu Bir Dünya İçin Neler Yapılabilir?


Barış Dolu Bir Dünya İçin Neler Yapılabilir?

Bu dünyada sevgiden, saygıdan, güzel ahlaktan yana olanlar her zaman kazananlardır.  Dünyada barışın olması için dünyada yaşayan,   aklı başında her kimseye büyük sorumluluklar düşer. Barış dolu bir dünyada olmak için   ilk olarak her insanda  güzel ahlak olmalıdır. Aileler çocuklarına güzel ahlakı ve  sevgiyi, saygıyı öğretmeli ve yaşatmalıdır. Barış dolu bir dünyanın olması için  yardımlaşma ve dayanışma olmalıdır, birlik ve beraberlik olmalıdır. Bilinçli ve eğitimli nesiller yetiştirilmelidir. Merhametli ve yardımsever nesiller oluşturulmalıdır. Bunlar olduğu zaman barış dolu, sevgi dolu bir dünya neden olmasın elbette olur. Yeter ki barışı herkes istesin ve barışa elinden geldiği kadar katkı sağlasın.

Savaşlar son bulmalı, gözü yaşlı çocuklar anasız, babasız bırakılmamalıdır.  Ülkeler aralarındaki siyasi anlaşmazlıklara son vermelidir. Hiçbir ülke başka bir ülkeyi sömürmemelidir. İnsan hakları, adalet olmalıdır. Güçlü ve zalimden yana olunmamalıdır. Doğrunun ve haklının yanında olunmalıdır.  Barış dolu bir dünya için terör olmamalıdır. İnsan yaşamalı, insanlık yaşatılmalıdır. Hiç kimse aç olmamalıdır. İnsanlarda empati kurma becerisi olmalıdır. İnsanlarda şefkat ve merhamet olmalıdır. Bu duygular çocuklarımıza daha küçük yaşlarda öğretilmelidir. Barış dolu bir dünya için, barış ve mutluluk içinde yaşamak için yeşil alanlarımız yakılmamalı, yıkılmamalıdır.  Hayvanlara zarar verilmemelidir. Mal hırsı ,  daha fazla kazanma istediği olmamalıdır. ‘’ Barış için insan olarak daha ne yapabilirim .‘’ düşüncesi  tüm insanlarda olmalıdır. İç çatışmalar,  kazalar olmamalıdır. Kimse kimsenin kuyusunu kazmamalıdır. Herkes birbirini gerçekten sevmelidir.

Dedikodu, iftira, kıskançlık gibi kötü duygulardan herkes arınmalıdır.  Herkes çevre temizliğine önem vermeli, herkes sağlıklı beslenmeli ve herkes spor yaparak mutlu olmaya çalışmalıdır.  Çocuklar, bebekler, yaşlılar yaşamalı ve yaşatılmalıdır.

Engelli İnsanların Hayatı İle İlgili İçinde Kaza, Tekerlekli Sandalye, Mutluluk, Koşmak Ve Sevgi Kelimelerinin İçinde Geçtiği Kısa Bir Hikaye Yazınız.


 Engelli İnsanların Hayatı  İle İlgili  İçinde Kaza, Tekerlekli Sandalye, Mutluluk, Koşmak Ve  Sevgi Kelimelerinin İçinde Geçtiği Kısa Bir Hikaye Yazınız.

Havalar soğumaya başlamış, sonbahar yağmurları artık kendini göstermeye başladı. Güneş yüzünü artık daha az gösteriyordu. Şırnak'ın  soğuğu da bir acayip oluyordu. Ailemle Şırnak'ta yaşıyorduk.   Babamın işi Şırnak'ta olduğu için orada yaşıyorduk. Babam Şırnak'ta devlet memuru olarak görev yapıyordu. Okul başladığı için soğuk havalarda bizi babam okula bırakıyordu.  Yine bir gün ablam ve ben okula arabayla giderken  , arkadan gelen bir araba bizim arabaya hızla çarptı.

Arabanın bize çarpmasıyla sarsılmıştık ve büyük bir kaza yapmıştık. Ben o esnada bayılmışım, babamın kolunda kırıklar oluşmuş, , başını da çarptığı için  ağzı yüzü kan içindeymiş. En büyük sorun ise ne  yazık ki ablam Aysun’daydı. Ablam bu kazada ayaklarını kaybetmişti. Çok üzülmüştüm.  Ablamın psikolojisi de  bozulmaya başlamıştı. Çünkü okula artık tekerlekli sandalye ile gitmek zorunda kalacaktı fakat doktorlar bunun kalıcı olmayacağını söyledi. İyi bir  fizik tedavi ile tekrar ayağa kalkabilirmiş. Bunu duyduğumuzda ailece çok mutlu olmuştuk. Ablamı tekerlekli arabası ile annem okula götürüyor , ben de onların yanında okula gidip geliyordum. Derken günler geçiyor ve okul devam ediyordu. Ablamı çok seviyordum  ve onun bir gün iyileşeceğine inanıyordum. Bir gün yine annemle onu okula götürürken  babam aradı ve hastaneye gelmemizi söyledi.  Hastaneye gittiğimizde çok iyi  ve güler yüzlü bir doktor bizi karşıladı. O doktor ablama her gün egzersizler yaptırdı ve ablam en sonunda kendi başına yürümeye başladı. Başlarda çok sıkıntılar ve psikolojik sorunlar yaşayan ablam Allah'ın izni ile eski sağlığına ve özgürlüğüne tekrar kavuşacaktı. Derken  günler geçti ve ablam yürümeye başladı. İnanamıyordu yürüdüğüne, Sevinçten nerdeyse yere bayılacaktı.

Ablam yürüyordu biz ise mutluluktan ağlıyordu. Koşarak ablama sarıldım ve Allah’a bize bu mutlu ve güneşli günleri gösterdiği için şükrettim. Allah kimseye bir daha böyle zorluklar yaşatmasın. Çünkü bu acılar zor ve sabır isteyen  durumlardır.

Engelli Bir Bireyin Yaşadıkları İle İlgili Hikaye


Engelli Bir Bireyin Yaşadıkları İle İlgili Hikaye

Merhaba! Benim adım Ayşe.  Küçükken çok hastalanmışım.  Geçirdiğim hastalık yüzünden  gözlerimi kaybetmişim. 4 yaşına kadar her yeri görüyormuşum fakat daha sonra  görmemeye başlamışım. Çok az gördüğüm şeyleri hatırlıyorum fakat çoğu zaman ise hiç bir şey hatırlamıyorum.  Çünkü o zamanlar daha çok küçükmüşüm. Şu anda on iki yaşındayım. Görme engelli olduğum için okula beni annem götürüp getiriyor.  Onun için onun yanından hiç ayrılmıyorum. Annem biricik kıymetlim benim için çok fedakarlık yapıyor.

Hayata tutunmaya çalışıyorum fakat bazen de geceleri yatağıma yatarken ağlayarak yatıyorum. Çünkü baharın geldiğini, yazın geldiğini göremiyorum. Annemi , babamı, kardeşlerimi göremiyorum. Acaba annemin saçları nasıl, babamın mimikleri nasıl çok merak ediyorum. Sınıf arkadaşlarımı  görmek, öğretmenlerimi  görmek istiyorum.  Görmek çok güzel bir şey olsa  gerek.  Sevdiğin meyvelerin rengini görerek onları yemek daha lezzetlidir bence. Ya da sevdiğin bir kıyafetin rengini görmek , o kıyafetin rengini içine çekmek çok güzeldir. Ama yine de hayata dört elle tutunmaya çalışıyorum. Çünkü ailem yanımda , onlar beni görmüyorum diye hiç bırakmamışlar. Bana daha  çok  bağlanmışlar ve beni daha çok seviyorlar. Onları çok seviyorum. Arkadaşlarımı da çok seviyorum. Onlar da bana okulda çok yardımcı oluyor. Mesela sınav sorularını bana okuyan Elif arkadaşım bana çok büyük iyilik etmiş oluyor. O okumasa ben nasıl anlarım soruları diye düşünüyorum bazen.

Belki bir gün  tıpta çok ilerleme olacak ve benim de gözlerim açılacak. O zaman diyorum işte her şeyi göreceğim. Doğaya bakacağım, ağaçlara tırmanacağım, mevsimlerin gelişini göreceğim, yağmuru, karı göreceğim. İnşallah bir gün görme engelim ortadan kalkar ve ben daha mutlu olurum, daha çok hayata bağlanırım ve hayatın güzelliklerinden  faydalanırım.

Çevrenin Korunması Niçin Önemlidir?


Çevrenin Korunması Niçin Önemlidir?

Çevre temizliği hem insan sağlığı için hem de  diğer canlıların sağlığı için çok önemlidir. Çünkü çevre herkesin barınma alanıdır. Çevre temiz tutulmadığı zaman  her yer pislik içinde olur. Çevre temiz olmadığı zaman salgın hastalıkların  artması çoğalır ve bundan tüm canlılar büyük zarar görür. Çevre  temiz tutulduğu zaman toprak, hava ve su kirlenmez. Bunlar kirlenmediği zaman temiz bir dünya oluştururuz  ve gelecek nesillere de temiz ve mis gibi bir ortam bırakılır. Böyle olunca  da doğa bizden intikam almaz ve  bize güzelliklerini sunmaya başlar.

Bugün bakıldığında çevre temizliğine hiç önem verilmemektedir. Çevre temizliğine önem verilmediği içinde pis havayı içimize çekmekteyiz ve en ufak bir şeyde hemen hasta olmaktayız. Bu konuda insanların çok dikkatli olması gerekir. Bilinçli  birer çevre temizleyicisi olmalıyız. Okullarımızın, evlerimizin, yollarımızın vb.  çevresine çöp bırakmamalıyız, orada olan çöpleri hemen almalıyız ve her yeri tertemiz yapmalıyız. Çevre temiz olmadığı zaman dünya da temiz olmaz. Çevre temiz olmadığı zaman tüm canlıların yaşam alanı da tehlikeye girer ve her türlü hastalıklar ile karşı  karşıya kalınır.

İşte tüm bu olumsuzlukların olmaması için çevremizi temiz tutmalıyız.  Çevremiz  çiçekler gibi kokmalıdır. Çevreyi temiz tutma konusunda çocuklarımıza iyi bir eğitim vermeliyiz ve bu konuda çok duyarlı olmalıyız.

Engelli İnsanların Hayatı İle İlgili Hikaye Oluşturunuz.


Engelli İnsanların Hayatı İle İlgili Hikaye Oluşturunuz.

Okullar açılmıştı. Okulların açılması ile  okul heyecanı başlamıştı. Bu yıl dördüncü sınıfa geçmiştim. Yeni bir okula  gelmek zorunda olduğum için bu sınıfta da yeni arkadaşlarım olacaktı. Hepsiyle tanışmak için çok heyecanlanıyordum. Derken pazartesi günü geldi ve okullar açılmıştı. Sabah kahvaltısını yapıp yola koyuldum. Yolda giderken benim yaşlarımda bir çocuk da annesinin elinden tutmuş okula gidiyordu.  Elinde büyük bir sopa vardı ve ona dayanarak yürümeye  çalışıyordu. Biraz daha hızla yürüyüp çocuğun yüzünü görmek istedim. Yanına yaklaştığımda çocuğun görme engelli olduğunu anlamıştım.  Hemen  yanlarına sokuldum ve çocuğun annesine ve  çocuğa günaydın dedim.  Onlar da günaydın diyerek samimi bir şekilde cevap verdiler. Daha sonra çocukla tanıştım ve adının Emir olduğunu öğrendim. O da benim gibi dördüncü sınıfa geçmişti.  Babası işe gittiği için onu her gün annesi okula getiriyordu.

Okula geldik ve annesine ben ona bakarım teyzecim siz gidebilirsiniz dedim. Teyze de gülümseyerek ve teşekkür ederek oradan ayrıldı.  Emir ile birlikte sınıfa girdim ve onunla aynı sıraya oturdum. Onun gözleri görmediği için ona sınıfta nelerin olduğunu anlattım. Onunla çok iyi bir arkadaş olmuştuk. Ona derslerinde yardım ediyor ve onu çok seviyordum. Çok zeki ve duygusal biriydi.  Bir gün sınıfa girdiğimde Emir sırasında oturmuş ağlıyordu. Şaşırmıştım ve aynı zamanda üzülmüştüm. Hemen yanına oturdum ve ona neden böyle ağladığını sordum. O da sınıftaki bazı kimselerin onunla dalga geçtiğini söyledi. Bunu duyduğumda çok öfkelendim ve ben de ağladım. Daha sonra onunla dalga geçen kişileri öğretmene söyledim. Ertesi gün Emir çok üzüldüğü için okula gelmemişti. Öğretmen  sınıftaki o arkadaşları yanına çağırdı ve kapatın gözlerinizi ve  bana öğretmenler odasından  kitaplarımı getirin dedi.  O çocuklar ama gözlerimiz  görmeden nasıl getirebiliriz öğretmenim diye   söylendiler. Öğretmen  peki  kendinizi Emir’in yerine koyun, onun çektiği zorlukları düşünün dedi. Arkadaşlar biraz sonra üzülüp pişman oldular. Çok ayıp etmişlerdi.

Daha sonra öğretmenimiz koca bir çiçek yaptırdı ve tüm sınıf Emir’den özür dilemek için evlerine gittik.  O günden sonra herkes Emir’e yardımcı oldu ve onu bir daha kimse üzmedi. Böylece o yılımız dayanışma ve yardımlaşma içinde geçti.

İyi İnsan Nedir, İyi İnsanın Özellikleri Sizce Nelerdir? Kendinizi İyi Bir İnsan Olarak Tanımlar mısınız?


İyi İnsan Nedir, İyi İnsanın Özellikleri Sizce  Nelerdir?  Kendinizi İyi  Bir İnsan Olarak Tanımlar mısınız?

İyi insan kimseye kötülüğü dokunmayan, çevresindeki tüm canlılara karşı  merhametli ve şefkatli olan kimsedir. İyi insanın en önemli özelliği güzel bir ahlaka sahip olmasıdır. Güzel ahlaklı olan insan da herkes tarafından sevilen, değer verilen, saygı duyulan kimsedir. İyi insanlar güvenilir kimselerdir.  Yalan söylemezler, kimsenin dedikodusunu yapmazlar ve kimsenin kuyusunu kazmazlar. Çünkü onlar her zaman sevgi ile merhamet ile yola çıkan ender kimselerdir.

Yapmacık kimseler değildir. İçten  ve samimi insanlardır. İnsanlar ile iyi iletişim kuran, empati kurma becerisine sahip olan kişilerdir. İyi insanlar güzel ahlaklı olduğu için aynı zamanda sorumluluklarını da yerine getiren insanlardır. Ailesine bağlı insanlardır. Küçüklerine sevgi ile yaklaşan , büyüklerine saygılı olan kimselerdir. Hoşgörülü ve  sevecen  insanlardır. Olduğu gibi görünen, kendisi olan insanlardır. Kültürüne sahip çıkan, vatanını ve milletini çok seven insanlardır. Kendimi iyi bir insan olarak tanımlayabilirim. Çünkü insanları çok seviyorum ve kimseye karşı art niyetli değilim. Yalan söylemeyi sevmem. Güvenilir bir insan olduğum çevremdeki kişiler tarafından söylenir. Samimi bir insanımdır. Sahte ilişkiler kurmayı hiç sevmem.

Sorumluluklarımı yerine getiren bir insanım. Merhametli bir insanımdır. Çevremdeki hayvanlara su veririm, onlara asla kötülük etmem. Yaşlı insanlara yardım ederim ve onların yapamadığı işleri yapmaya çalışırım. Özellikle de şu korona virüs sürecinde dışarı çıkamayan yaşlı komşumuza yardım ettim ve marketten ihtiyaçlarını ve isteklerini alıp kapısının önüne koydum. Yaptığım iyilik bana her zaman huzur ve mutluluk katmıştır. Bunun için iyilik yapmayı alışkanlık haline getirmeliyiz.

“Bir insanın bir lokma ekmek yiyebilmesi için bin kişinin çalışması gerekir.” sözünden ne anlıyorsunuz?


“Bir insanın bir lokma ekmek yiyebilmesi için bin kişinin çalışması gerekir.” sözünden ne anlıyorsunuz?

Sabah kalkıp bakkala gidiyoruz ve tazesinden hatta sıcacık, üzerinde buharı tüten birkaç ekmek alıp evimize geliyoruz. Bu iş bizim için artık her gün yaptığımız sıradan bir iş gibi geliyor ama aslında o ekmeğin soframıza gelebilmesi için yüzlerce hatta binlerce insanın emeği var. Yani, hiç bir şey öyle kolay olmuyor. Yapılan  her işin, üretilen her ürünün   üzerinde binlerce çalışanın, binlerce emekçinin hakkı vardır.

İlk önce buğdayın ekilmesi aşamasını düşünelim çiftçiler elleri ile ya da makinalar yardımı ile uçsuz bucaksız tarlalara buğdayı serpiyor. Bu tohumlar büyüyor ve başak oluyor. Olgunlaşınca bir sürü çiftçi yine tarlaya giriyor ve ekinler biçiliyor. Biçilen ekinlerin saman olacak kısmı ve un olacak kısmı yine çiftçiler tarafından ayıklanıyor. Buğdaylar değirmene gidiyor ve değirmenciler tarafından öğütülüyor ve un haline geliyor. Unlar kamyon şoförleri tarafından taşınıyor ve fırınlara geliyor. Fırıncılar bu unlardan ekmek yapıyor. Yapılan ekmekler ekmek fabrikalarının şoförleri tarafından bakkallara ve marketlere dağıtılıyor. Bakkal ve marketlerdeki görevliler de ekmekleri bizlere ulaştırıyor.

Gördüğünüz gibi bakkala girip 1 ya da 2 lira verip aldığımız bir ekmeğin orta çıkışında ne kadar insanın emeği var. Bu sebeple ekmeğimizi yerken iki kere düşünelim ve ekmeğimizin bir lokmasının bile israf olmaması için elimizden geleni yapalım.

Aile İlgili Bilgilendirici Bir Metin Yazınız.


Aile İlgili Bilgilendirici Bir Metin Yazınız.

Sıcacık yuvanın olduğu, anne, baba ve kardeşlerin olduğu sevginin paylaşıldığı, saygının olduğu yerdir aile.  İnsanın bu hayatta en çok değer verdiği kişiler aile bireyleridir. Anne ve babamız bizim için çok değerlidir. Çünkü onlar bize güzel ahlaklı olmayı öğreten, iyi niyetli olmayı öğreten, bizi koşulsuz seven değerli insanlardır.  Aile ahlakın ve eğitimin verildiği ilk yer olması sebebi ile kutsal bir kurumdur.

Anne ve babalar çocukları için her türlü fedakarlığa katlanan kimselerdir. Onlar candır, onlar bizi koruyan, kollayan kimselerdir. Sağlıklı ve eğitimli ailelerin olması sağlıklı nesillerin ve eğitimli nesillerin yetişmesine olanak sağlar. İnsan ailesinde nasıl bir terbiye görürse çevresine de onu yansıtır. Bunun için aile olmak kolay bir şey değildir.  Aile kurmak da kolay değildir. Bunun için bazı sorumlulukları yerine getirmek gerekir. Çalışmak ve emek etmek gerekir. Ailemiz mutluluklarımızın ve hüzünlerimizin paylaşıldığı yerdir. Ailemize duygu ve düşüncelerimize rahat bir şekilde ifade edebiliriz. Yani kendimizi en iyi şekilde ifade edebileceğimiz yer canım ailemizin olduğu yerdir.

Bunun için anne ve babamızın, büyüklerimizin kıymetini bilmeliyiz ve onlara gereken değeri vermeliyiz. Onları hiç kırmamalıyız ve üzmemeliyiz.

Konusu Dostluk Olan Bilgilendirici Bir Metin Yazınız.


Konusu Dostluk Olan Bilgilendirici Bir Metin Yazınız.

Hayatın neşesi, mutluluğu iyi insanlar ile iletişim kurmaktan geçer. Çevrenizde güvenilir, dürüst, dost canlısı bir insan gördüğünüz zaman sakın onu bırakmayın. Çünkü böyle kimseler gerçek arkadaş ve dosttur. Böyle kimseler sizi yarı yolda bırakmaz. Her ne kadar ailemiz, akrabalarımız, komşularımız bizim yakınlarımız olsalar da insan her zaman sadık ve iyi bir dosta ihtiyaç duyar. Çünkü dostlarımız bizim her derdimizde, üzüntümüzde, acılarımızda yanı başımızda olan kimselerdir. Dost insana huzur verir, mutluluk verir. 

Yanımızda kimse yokken hep onlar olur. Onlar güvenilir ve iyi niyetli insanlardır. Dost dediğimiz kişiler bize karşı hep olduğu gibi görünen insanlardır. Dostlarımızın kıymetini bilmeliyiz. Onları üzmemeliyiz. Çünkü onlar bizim bu hayatta değer verdiğimiz önemli şahsiyetlerdir.  Dostlarımız canımız sıkıldığında acilen yanında nefes aldığımız sırdaşlarımızdır. Çünkü onlar candır,  sevgidir, saygıdır. Bunun için dostlarımızı çok sevmeliyiz. Onların kusurlarını bulmak yerine kusurlarını kapatmalıyız. Dostlarımızın yanlış bir şey yaptığını gördüğümüzde ise onları uyarmalıyız ve kendine çekidüzen vermesini istemeliyiz. Çünkü gerçek dostlar yeri geldiği zaman dostu için acı olsa gerçekleri söyleyen kimselerdir.

İşte böyle kimseler ile iletişim kurmalıyız ve hayatın mutluluğunu onlara yaşayarak paylaşmalıyız.  Çünkü hayat dostlar ile arkadaşlar ile anlam bulur. Birlikte yemek, içmek, eğlencelere katılmak, ağlamak, acı çekmek tam da dostlara göredir.


‘’Kadına Şiddete Hayır’’ Sözü İle İlgili Sloganlar


‘’Kadına Şiddete Hayır’’ Sözü İle İlgili Sloganlar

Kadınlar toplumun en önemli parçasıdır. Kadın aileyi aile yapan, toplumu toplum yapan bir güldür. Kadınla sevilmeli, sayılmalı ve hak ettiği değeri bulmalıdır.
Çünkü kadınlar olmadan, kadının emeği olmadan, fedakarlığı olmadan toplumlar ve kültürler gelişemez. Kadına kalkan ele dur denmeli ve şiddetin her türlüsüne savaş açılmalıdır. Şiddetin yagın olduğu bir toplumda kaos ve karmaşa da kaçınılmaz olacaktır. Güçlü olan güçsüzü ezecek ve böylece insan verilen değer yerler altında olacaktır. Kadınlar  toplumu toplum yapan, onu ayakta tutan en önemli değerlerdir. Ona kalkan el er geç cezasını çekmeli ve bu konuda asla duyarsız kalınmamalıdır.

Kadına şiddet ile ilgili sloganlar
*İnsanı insan yapan aklıdır, erkeği erkek yapan kadına gösterdiği zarafet ve saygıdır.
* Kadına kalkan eller bir gün yamulur ve doğrulamaz.
* Kadınlar sevilmeye layık olan güllerdir.
* Kadın sevgidir, aşktır, emektir.
*Kadına şiddet uygulamak vahşiliktir, acizliktir, tembelliktir,  cahilliktir.
* Kadına kalkan eller kırılsın.

* Kadına vuran erkek onurlu bir erkek olamaz.
*Kadınlar tıpkı yeni açan bir çiçek gibidir, ona sevgi verirseniz karşılığını elbet bulacaksınızdır. Ona şiddet uygulamak hayvanlıktan ve canilikten başka bir şey değildir.
* Gerçek insanlık kadına el kaldırmamakla olur,  gerçek erdemlilik kadınına sahip çıkmak ve onu sevmekle olur.
*Ahlak seviyesi  yerlerde olan erkekler kadına el kaldırmayı erkeklik sayarlar fakat karaktersiz olduklarının farkında bile değillerdir.
* Ahlaksız kimseler şiddeti güç zanneder oysa şiddet korkaklıktan başka bir şey değildir inan ki dostum.
* Şiddetin her türlüsüne dur denmelidir.
* Kadına el kaldırmayın, şiddete el kaldırın.
* Kadına şiddet gösteren birini gördüğünüzde lütfen onu hemen ilgili görevlilere teslim edin.