Toplumda Saygı Olmasaydı Ne Olurdu?

 

Toplumda Saygı Olmasaydı Ne Olurdu?


Toplum içinde yaşayan insanlar birbirine saygılı olmadığı zaman toplumsal huzur kaybolur ve toplumda bölünme ve ayrışma başlar. İnsanlar birbirine hoşgörülü olmadığı zaman, bir grup diğer gurubu ötekileştirdiği zaman insanlar arasında sevgi yerine öfke olur, kin olur, intikam olur. Bu da toplumdaki insanların zaman içinde birbirinden uzaklaşmasına ve  yalnız kalmasına neden olur.


 Ötekileştirme olduğu için, saygı kalmadığı için kimse birbirinden bir şey öğrenemez. Farklılıklarımızı zenginliğimiz olarak kabul etmeliyiz ki ilerleyelim ve daha gelişmiş bir toplum olalım. Saygının olmadığı bir ortamda; huzursuzluk, öfke, kargaşa ve cimrilik gibi olumsuz duygular bulunur. Bir kişi, sadece insanlara karşı değil; hayvanlara, bitkilere, inançlara ve düşüncelere karşı da saygılı olmalıdır. Saygının bulunmadığı yerde sevgiden söz edilemez bile.


 Bizler; insanların inançlarına, giyimlerine, düşüncelerine ve duygularına saygı göstermeliyiz. Hoşgörülü olmalıyız, sevecen olmalıyız, kibar olmalıyız, ön yargılarımızdan bir an önce kurtulmalıyız. Bunlar olmadığı zaman toplumda ayrışma ve büyük bir kopma meydana gelir ve bu da bizi daha geriye götürür ve geri kalmış bir toplum, bilinçsiz bir toplum oluruz.

Paça Islanmadan Balık Tutulmaz Atasözü İle İlgili Kompozisyon

 

Paça Islanmadan Balık Tutulmaz Atasözü İle İlgili Kompozisyon


Paça ıslanmadan balık tutulmaz atasözü ile anlatılmak istenen; zahmet çekmeden hiçbir iş gerçekleştirilemez denilmiştir. Yani çalışmadan yemek olmaz. Emek etmediğiniz zaman, yorulmadığınız zaman hiçbir işten verim alamazsınız, kâr sağlayamazsın.

 

İnsan çalışarak kendini geçindirmeli, karnını doyurmalı ve kimseye muhtaç olmamalıdır. Bunun için de yorulmak gerekir. Yeri geldiği zaman çeşitli sıkıntılara göğüs germek ve of dememek gerekir. Zorluklarla mücadele etmek gerekir. Bugün dünyaya adını duyurmuş olan büyük bilim insanlarına bakacak olduğumuzda hepsinin yatarak başarılı olduğunu görmemişsinizdir. Muhakkak bunun ardında büyük çalışmalar, büyük çileler vardır. Çünkü zorluk olmadan kolaylık olmaz. Önce çalışıp didinmişlerdir. Yan gelip yatmamışlar, başardıkları işlere ömürlerini adamıştır bu insanlar.

 

 Onun için de karşılığını almışlar ama bu karşılığını almak da uzun bir birikim ve çalışmanın, zahmetin sonucudur. Bunun için de atalarımız paça ıslanmadan balık tutulmaz demiştir. Yani bir şey elde ediliyorsa onun arkasında büyük sıkıntılar vardır, büyük bir özveri vardır ve sıkı bir çalışma vardır. Tarlada çalışan çiftçi kışın rahat yatıyorsa bunu yazın akıttığı alın terine borçludur, bir doktor aylık yüksek bir maaş alıyorsa sıkı çalışmasına, zorluklara sabretmesine borçludur.

Hangi Tarihi Kişiyi Yakından Tanımak İsterdiniz Konulu Konulu Konuşma

 

Hangi Tarihi Kişiyi Yakından Tanımak İsterdiniz Konulu Konulu Konuşma


Geçmişimizde çok sayıda tarihi kişiler vardır. Bunlar yaptığı çalışmalar ile adını tarihe yazdırmış büyük insanla r, örnek insanlardır.  Atilla, Nasreddin Hoca, Osman Bey, Mustafa Kemal Atatürk, Alparslan, Fatih Sultan Mehmet, Ali Kuşcu ve daha sayamadığımız niceleri…

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Ben Ali Kuşçu’yu yakından tanımak isterdim. Çünkü merak ettiğim tarihi kişilerden birisi Ali Kuşçu’dur. Ali Kuşçu astronomi ve kelâm âlimi olan Ali Kuşçu, babası  Muhammed Timur İmparatorluğu Sultanı ve astronomu Uluğ Bey'in kuşçusu olduğu için ailesi 'Kuşçu' lakabıyla meşhur oldu. Küçük yaştan itibaren matematik ve astronomiye ilgi duydu. Daha sonra bilgisini artırmak için Kirman'a gitti. II. Mehmed'in (Fatih Sultan Mehmet) isteği ile  İstanbul’a a geldi ve çalışmalarını burada yaptı. Astronomi, matematik, dil ve kelam alanlarında pek çok öğrenci yetiştiren Ali Kuşçu, İstanbul'un enlem ve boylamını ölçtü, dünyanın eğikliğini, ayın evrelerini hesapladı ve çeşitli güneş saatleri yaptı. Ben de onun gibi bir bilim insanı olmak istiyorum ve onun yazdığı eserleri okumak istiyorum.

 

Onun yolundan gidip ülkeme ve dünyaya faydalı bir ilim insanı, bilim insanı olmak istiyorum. Onu yakından tanımak, çalışmalarını yakından izlemek isterdim. Onunla konuşmak, onun dehasından faydalanmak ve çalışkan bir insan olmak isterdim. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Türk Dilinin Korunması İçin Neler Yapmalıyız?

 

Türk Dilinin Korunması İçin Neler Yapmalıyız?


Dilini koruyan geleceğini korur. Çünkü dil bir milletin aynası, bir milletin kültürüdür. Bizler de Türkiye Cumhuriyeti evlatları olarak ana dilimize sahip çıkmalıyız. Gün içinde kullandığımız, ağzımızdan çıkan sözcüklere dikkat etmeliyiz ve yabancı sözcükleri kullanmamalıyız. Mesajlaşırken cevapları kısa kısa  yazmamalıyız ve ana dilimizden uzaklaşmamalıyız. Türkçenin zenginliğini bilmeli, kendi ana dilimizi daha iyi tanımalı ve onun daha iyi tanınmasını sağlamalıyız. Dilimizi yabancı kelimelerden korumalıyız. İş yerlerimize yabancı adlar koymamalıyız ve sadece Türkçe adla koymalıyız.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Prof. Dr. Sinanoğlu, büyük devletlerin bilim ve teknoloji alanındaki üstünlüklerini dil, edebiyat ve kültürlerini kullanarak pekiştirip diğer milletleri köleleştirdiklerini ısrarla belirtmiştir. Daha 1950’li yıllardan itibaren Türkiye’de “yabancı dille eğitim” ve “Türkçe ile bilim yapılmaz.” tezinin yerleştirilmeye başlandığını söyleyen Prof. Dr. Sinanoğlu, bilim adamı sorumluluğuyla Türkçenin dünya dilleri arasında bilim dili olmaya en uygun dillerden biri olduğunu dile getirmiştir. Ona göre eğitimin Türkçe yapılmaması, bilim dili olarak Türkçeyi kısırlaştırmasının yanında, Türk çocuklarının ve gençlerinin zihnini de köleleştirmektedir.


 Her Türk ana dilini doğru kullanmalı ve geliştirmelidir. Türkçenin lehçeleri iyi öğrenilmelidir. Okullarda sözlük kullanımı yaygınlaştırılmalıdır.  Türkçeye yeni giren yabancı kelimelere izin verilmemeli, bu kelimelere Türkçe karşılıklar bulunmalıdır. ilkokuldan yükseköğrenime kadar eğitim dili Türkçe olmalıdır.  Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Atatürk İle İlgili Duygu ve Düşüncelerinizi Anlatan Bir Konuşma Hazırlayınız


Atatürk İle İlgili Duygu ve Düşüncelerinizi Anlatan Bir Konuşma Hazırlayınız


Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Cumhuriyet’in mimarı, demokrasinin taşlarını döşeyen büyük insan Mustafa Kemal Atatürk  bu dünyaya gelmiş ender deha insanlardan biridir. Muhteşem zekası, çalışkanlığı, ileri görüşlülüğü sayesinde vatanı için elinden gelen her türlü fedakarlığı göstermiş, çok çalışmış, ülkesine çok faydalı olmuş büyük bir insandır.

 

Sevgili öğretmenim, sevgili arkadaşlarım,

Mustafa Kemal Atatürk, Türk mareşal, devlet adamı, yazar, Türk Kurtuluş Savaşı'nın başkomutanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanıdır. Türkiye'yi laik, sanayileşen bir ulusa dönüştüren kapsamlı ilerici reformlar üstlenen büyük liderdir. Samsun’dan yola çıkarak başlattığı Kurtuluş Mücadelesini sonuna kadar götüren, söz konusu vatansa gerisi teferruattır diyen büyük bir bilge, büyük bir devlet adamıdır Mustafa Kemal. Ülkesini en iyi yerlere getirmek için gece gündüz demeden çok çalışmış, yeri geldiği zaman savaşlara da bizzat katılmış, hasta yatağında bile ülke sorunları ile ilgilenen özverili yiğit bir adamdır Mustafa Kemal. Ona ne kadar minnet duysak azdır.

 

Çünkü o Anadolu insanının kalbinde taht kurmuş sarı saçlı mavi gözlü bir devdir. Onun adına nice türküler, nice destanlar yazılmıştır. Çünkü o halkı tarafından çok sevilmiş, sayılmış, fedakar bir insandır. 1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşı'nda, Mustafa Kemal Çanakkale'de bir kahramanlık destanı yazıp İtilaf Devletlerine "Çanakkale geçilmez! " dedirttiren büyük önderdir. Atatürk; çağdaş, ilerici ve laik bir ulus devlet  kurmak için siyasal, ekonomik ve kültürel alanlarda sekülarist ve milliyetçi nitelikte yenilikler yapan büyük komutan, büyük askerdir. Kendi nefsinden çok ülkesinin menfaatlerini düşünmüştür. Mala mülke hiçbir zaman düşkün olmamış önce milletim demiştir.

 

Mal ve mülk ile ilgili sorulara şu cevabı vermiştir: "mal ve mülk, bana ağırlık veriyor. bunları, soylu milletime geri vermekle büyük ferahlık duyuyorum. zenginlikten ne çıkar; insanın serveti, kendi manevî kişiliğinde olmalıdır!" demiştir. İlke ve inkılapları yaşamaya ve yaşatmaya devam edeceğiz büyük komutan. Yerinde rahat uyu. Ruhun şad olsun. Mustafa Kemal ile ilgili duygu ve düşüncelerim bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

En Sevdiğiniz Hayvan Hakkında Konuşma

 

En Sevdiğiniz Hayvan Hakkında Konuşma


Hayvanlar korunmaya muhtaç olan savunmasız canlılardır. Onların biz insanların sevgisine, ilgisine ve merhametine ihtiyacı vardır. Bunun için hayvanlara merhametli olmalıyız ve onları sevmeliyiz.

 

Sevgili öğretmenim,

Benim en çok sevdiğim hayvan balıktır. Akşam olduğu zaman akvaryumun ışığını açıyorum ve akvaryumdaki balıklarımın hareketlerini izliyorum. Balıklarım tuncu renktedir. Onları izleyerek huzur buluyorum. Balığımın türü Kiraz Barb Balığı’dır. Özellikleri ve Bakımı ise şu şekildedir: Kiraz Barb Balığı, bakımı kolay olduğu ve diğer balıklar ile huzur içinde yaşayabildiği için sıklıkla tercih edilen bir akvaryum canlısıdır. Kiraz Barbus ya da Cherry Barb adları ile de bilinen bu balıkların bilimsel adı Barbus Titteya’dır. Kiraz ismini almalarının nedeninin bu balıkların renginin kiraza benzemesi olduğu düşünülmektedir. Çok ünlü bir balık türü olan bu canlı Güney Asya ülkelerinde özelikle de Sri Lanka’nın sığ sularında görülür. Kiraz Barb balıkları akıntısız sular ile nehir ve derelerde yaşayabilirler.

 

 Bu balık türlerinin akıntılı sularda yaşamaları mümkün değildir. Durgun ve sığ suları sevdikleri için akvaryum onlar için ideal bir yaşam alanı olabilir. Akvaryum hobisi olanlar tarafından en popüler balık türlerinden biri kabul edilen Kiraz Barb balığının bakımı son derece kolaydır. Bu balıklar hem etçil hem de otçul beslenebildikleri için onlara kuru yemler veriyorum. Yemleri yerken onları izlemek bana çok güzel duygular hissettirmektedir. Balıklarım benim arkadaşım gibi oldu. Sabah kalkınca ilk onların yemeğini veriyorum ve daha sonra kendi kahvaltımı yapıyorum. On beş günde bir sularını temizliyorum ve akvaryumlarını temiz hale getiriyorum. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.