Cumhuriyet’in İlk Sabahı
Kitabında Geçen Alıntılar
Tarihçi İlber Ortaylı’nın yazdığı Cumhuriyet’in ilk sabahı
adlı kitapta geçen alıntılar şunlardır:
"Mustafa Kemal Atatürk cephede
bile kitap okuyacak kadar gerçek bir kitap tutkunudur. Binlerce kitap
okumuştur. Okuduğu bilinen kitap sayısı 4.300'den çoktur."
"Atatürk Türkiye'si bozkırın
ortasındaki bir ışıltıdır."
“Cumhuriyet'in ilk yıllarında
halkın yüzde 85'i okuma yazma bilmiyordu.”
"27 Aralık 1919 günü Mustafa
Kemal Paşa dan Ankara'ya geldiğinde çok varlıklı olmasa da belirli bir servet
birikimine sahip, muhafazakâr görünümlü ancak dünya ile teması bulunan ve gayet
örgütlü bir şehir ile karşılaşmıştı. Asıl önemlisi, stratejik önemi haiz demir
yolu Ankara'ya kadar uzanmıştı. Ankara halkının Mustafa Kemal Paşa'ya ve
teşebbüslerine desteği de açıktı. Bu yüzden Ankara, Millî Mücadele'nin merkezi
haline geldi. Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşuyla da İstanbul hareketi
Ankara'ya ve dolayısıyla Anadolu'ya entegre oldu. Ayrıca İstanbul'daki meclisin
Ankara'ya taşınması bir meşruiyet esası olarak kullanıldı. İstanbul'daki
hükümet artık işlevlerini yerine getirememesi sebebiyle millet adına bütün
karar organlarının Ankara'da toplandığı vurgulandı. Ankara'nın Milli
Mücadele'nin kazanılmasındaki rolü ise hiçbir zaman unutulmadı."
"29 Ağustos 1526 tarihindeki
Mohaç zaferi Avrupa tarihinin değiştiği bir olay, Türklerin imparatorluğunun
zirve noktası olarak kabul edilebilir. Yaklaşık 400 yıl sonra, 30 Ağustos
1922'deki Dumlupınar Başkumandanlık Meydan Muharebesi'nde kazanılan zaferse,
Türklerin Küçük Asya'daki anavatanlarını savunmalarının zaferidir ve beklenen
bir başarıdır. Hatta şunu da ifade edebiliriz; 26 Ağustos 1071 Türklerin
Anadolu'ya giriş tarihidir; 26 Ağustos 1922 ise Anadolu'dan asla çıkmayacağımızın
belgesidir."
“Nihayet 30 Ağustos’ta o büyük
haberi aldık. … O günden sonra ordumuz işgal altındaki şehirlerimizi tek tek
geri alarak İzmir’e doğru ilerledi. Arka arkaya haberler geliyordu. Uşak
kurtuldu! Eskişehir kurtuldu! Balıkesir kurtuldu! Aydın kurtuldu! Manisa
kurtuldu! İzmir kurtuldu! Bursa kurtuldu!”
“Ben evde ne istesem annem
"Hele savaş bitsin" diyordu. Ben de yapacağım her şey için "Hele
savaş bitsin" diyordum. Ama Mustafa Kemal öyle değildi, yapacakları için
hiçbir zaman savaşın bitmesini beklemiyordu.”
"Vatanın kurtulması mı daha
önemli, çocukların iyileşmesi mi, sen söyleyiver!" dedim. "İkisi de
önemli," dedi annem. "Nasıl ki vatansız çocuk olmazsa, çocuksuz da
vatan olmaz. İkisi de önemli, ikisine de sevin, sevinmek parayla mı?"
“Türkiye Cumhuriyeti mesut,
muvaffak ve muzaffer olacaktır.”
“Dünyaya gözlerimi bir savaşın
ortasında açtım. Savaşın ortasının tam olarak neresi olduğunu bilmiyordum ama
annem hep "Savaşın ortasında doğurdum ben seni," derdi. Ben de
sanırdım ki annem de babamla savaşa gitmiş, cephede sağımızdan solumuzdan
kurşunlar geçerken beni doğuruvermiş. Sonra babama "Oğlun doğdu İsmail
Çavuş!" demişler. Babam sevinçten öyle bir çığlık atmış ki karşı tarafın
as- kerleri korkup kaçmışlar. Sonra babam beni sevmiş, öpmüş. "Hadi siz
eve dönün artık, benim biraz daha işim var," deyip, annemle beni memlekete
göndermiş. Annem "Ben seni savaşın ortasında doğurdum," dedikçe, ben
böyle hayal ederdim. Öyle olmadığını sonradan öğrendim.”
“Babamın şehit olduğunu o gün tüm
satıcı arkadaşlara söyledim. Kimse üzülmedi. Hepimiz şehit çocuğuyduk.
Neredeyse hiçbir çocuğun babası yanında değildi, hepsi cephedeydi. Hakkı'nın
babası gibi gazi olup dönenler de vardı. Ben de babamın geri dönmesini
isterdim, varsın gazi olsun.”
“Birinci Dünya Savaşı esasında bir
Avrupa savaşıdır. Ama ilk defadır ki cephe gerisindeki halk bu kadar büyük
sıkıntılara uğramış, çektikleri bu sıkıntılar ve kıtlık dolayısı ile dünyayı
değiştirecek olaylara katılmıştır. Harbin sonunda Avrupa ve dünya çok
değişecekti; çünkü "Büyük Harb" imparatorlukların yıkımını
beraberinde getirmişti. Birinci Dünya Savaşı, Türk halkı için de en acı
hatıralarla doludur. Cephede şehitlerin yanı sıra cephe gerisinde yokluktan,
hastalıktan ölümler ve yoksulluk, çaresizlik dolu bir hayat söz konusudur"
Çocuk: Şehit oldu, zaten biliyorum
ben bunu ama size bir soruvereyim dedim, babamı cephede gördünüz mü?
Başkomutan: Cephedeki tüm babaları gördüm ben. Senin baban bundan böyle
Cumhuriyet’tir çocuk dedi.”
“Günümüzde Türkiye artık merhametli
insanların olduğu kalabalık bir topluluğa sahip onurlu bir millettir.”
“Evet, 1919'da Türkiye yenikti,
bitkindi ama işgalcilerin hesaba katmadıkları şuydu: toplumun yüksek ve hızla
örgütlenme niteliği... Mustafa Kemal ve arkadaşları işte bu inancı sabırla,
kararlılıkla, büyük bir yüreklilikle ateşlediler. Bundan sonrasında tüm ülke
kurtuluş için savaşacak, kurtuluş için yaşayacak, kurtuluş için nefes
alacaktı...”
“Bayrak bir milletin namusudur,
ayaklar altına alınamaz, “