Konuşma örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Konuşma örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Aba Da Bir Diba Da Bir Giyene Güzel De Bir Çirkin De Bir Sevene

 

Aba Da Bir Diba Da Bir Giyene Güzel De Bir Çirkin De Bir Sevene


Bir nesnenin, bir varlığın, bir kişinin değeri onu seçen ve benimseyen kişinin düşüncesi ve duygusuyla anlam kazanır. Beğenilen bir giysinin kumaşı iyi de olsa kötü de olsa giyen için fark etmediği gibi sevilen bir kişinin güzelliği de çirkinliği de seven için fark etmez. Çünkü kişinin kişiye yüklediği anlam, değeri, sevgidir önemli olan. Dış görünüş değildir önemli olan ona yüklediğimiz anlamdır.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım

Bir şeyin değeri onun kullanan veya gören kişiye göre değişir. Yani aynı şey birine .çok kıymetli olabilir, bir başka birine ise çok kıymetsiz gelebilir. Güzellik bakanın gözündedir diye bir söz vardır. İşte bu atasözü de tam da onunla yakın anlama gelir. Her insanın kültürü ve zevkleri farklıdır. Her insanın aşık olacağı, seveceği insan farklıdır. Örneğin; Kerem’e neden bu kuru, kara kız olan Aslı’yı sevdin, bunun güzel olan neyi var ki diyenlere Kerem şu cevabı verir: Siz onu bir de benim gözümle görün.” Yani Kerem’in gözünde Aslı dünyanın en güzel gözlü, en güzel saçlı, en güzel ruhlu kızıdır. Onun için insanların seçimlerine saygı duymalıyız ve herkesin yüklediği anlamın farklı olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız.

 

İşte tüm bunlardan dolayı atalarımız aba da bir diba da bir sevene; güzel de bir çirkin de bir sevene sözünü söylemiştir. Benim anladıklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Eğitimin Topluma Katkıları Konulu Konuşma

 

Eğitimin Topluma Katkıları Konulu Konuşma


 Mustafa Kemal Atatürk’ün “Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.” sözü ile eğitimin bir milletin gelişmesinde ne kadar etili bir unsur olduğunu anlarız. Çünkü eğitimli olan, eğitime önem veren toplumlar gelişir ve ilerler. O toplumun fertleri de cahil kalmaz ve aydın kimseler olurlar. Toplumların gelişmesinde temel etken olan eğitim bir ülkenin ekonomik büyümesine ve kalkınmasına büyük katkı sağlar. Nitelikli iş gücü, üretkenliği ve yeniliği teşvik eder.

 

Sevgili öğretmenim,

 Eğitimli olanların sayısı arttıkça işsizlik oranları da düşmeye başlar. Eğitim sayesinde toplumdaki sosyal ve ekonomik eşitsizlikler azalmaya başlar. Eğitimli bireyler her anlamda kendilerini geliştirirler, kendilerine olan güvenleri artar. Eğitimli insanlar sağlığına da dikkat ederler. Sağlıklı yaşam tarzları ve koruyucu sağlık önlemleri konusunda daha bilinçli olurlar. Eğitimli bir toplum hoşgörülü bir toplum olur, ön yargılarından sıyrılır ve herkesi olduğu gibi kabul eder. Böylece ötekileştirme olmaz. Bu da toplum arasındaki birlik, beraberlik ve dayanışmayı güçlendirir. Eğitimli bireyler haklarının ne olduğunu bilir  ve demokratik süreçlere aktif katılımı teşvik eder. Eğitim toplumdaki insanların eleştirel düşünme becerisine katkı sağlar. Eğitimli bireylerin toplumsal sorunlara karşı daha duyarlı olmasını sağlar. Eğitim sayesinde toplum kültürüne ve diline sahip çıkar, gelenek ve göreneklerine sahip çıkar, milli benliğine sahip çıkar.

 

Eğitimli olan bireyler daha üretken olur. Eğitim sayesinde toplumdaki suç oranları da azalmaya başlar. Bilimsel araştırmalara ve teknolojik gelişmelere ön ayak olur. Toplum içindeki çatışmalar azalır, toplumsa refah artar. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Eğer Doktor Olsaydım Konulu Konuşma

 

Eğer Doktor Olsaydım Konulu Konuşma

 

Her çocuğun gelecek ile ilgili hayalleri vardır. Bu hayallerin gerçek olması için de kişinin çalışması, zamanın kıymetini bilmesi, planlı ve programlı olması gerekir. Benim gelecek ile ilgili hayalim iyi bir doktor olmaktır.


Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım


Eğer doktor olsaydım öncelikle her hastama güler yüzlü davranırdım ve onlara karşı kaba davranışlarda bulunmazdım. İşini iyi yapan bir doktor olurdum. İnsanların yaşamına dokunma, onları tedavi etmek ve onların mutlu olmasını görmek beni mutlu ederdi. Kimi zaman da onların çektiği ağrıları, hissettiği olumsuz duyguları anladığımda ben de onlar için üzülürdüm. Hastalarımı muayene eder ve onların şikayetlerini sabırla dinlerdim. Onlar için gerekli teşhisi koyar ve gerekli tedaviyi planlardım Hastalarımın sağlığına kavuşmaları için elimden gelen her türlü araştırmaları yapardım. Daha iyi bir doktor olmak için alanımda kendimi daha çok geliştirir ve en iyisi olmaya çalışırdım

 

Sevgili öğretmenim,

Toplum sağlığını korumak için çeşitli programlara katılır, salgın hastalıklar ile mücadele ederdim. Tıp alanında yeni gelişmeleri takip ederdim. Hasta mahremiyetine saygılı olurdum. Eve çok yorgun gelirdim, uykusuz gecelerim olurdu ve ama hastalarıma faydalı olduğumu düşündüğüm zaman vicdanen rahat ve olurdum ve mutlu olurdum. İnsanların hayatlarını etkileme gücüne sahip olmak, onlara güven vermek, onların sevgisini ve saygısını kazanmak beni oldukça mutlu ederdi. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Mutlu Bir Hayat Sürdürebilmenin Sırları Konulu Konuşma

 

Mutlu Bir Hayat Sürdürebilmenin Sırları Konulu Konuşma


Yüce Allah canlılar arasında insanı akıllı kılmış ve Kur'an-ı Kerim'e göre insan; Allah'ın bizzat kendi eliyle yaratarak ruhundan nefhettiği, maddî ve manevî organ ve cihazlarını düzgün ve dengeli bir şekilde düzenleyerek en güzel sureti verdiği en değerli ve en şerefli mahlûkudur. Bizi en değerli canlı olarak yaratan, bize akıl veren, göz veren, kulak veren ve daha birçok organ veren Allah’a şükretmek ve hayatın tadını çalışarak, alın teri dökerek çıkartmak mutluluğun en önemli anahtarı, en önemli hazinesidir diye düşünüyorum.. Mutlu olmanın sırlarından en önemlileri;  aklımızı kullanarak bilinçli insan olmak, sorumluluk sahibi olmak, planlı olmak ve çalışkan olmaktır.


 Adaletli olmak, dürüst ve güvenilir olmak, sadakatli olmak, eşitlikten yana olmak, insan haklarına önem vermek, zalime dur diyebilmektir mutluluğun sırrı. Kötü alışkanlıklara sahip olmaktır, güzel ahlaka sahip olabilmek, yeryüzünde kibirli yürümemektir mutluluğun kaynağı. Sessiz ve sakin olmayı bilmek, panik içinde hareket etmeden davranmak, söyleyeceklerini düşünerek söylemektir güzel olan.

 

Sevgili Öğretmenim, değerli dinleyiciler,

Mutlu olmak için kendimizden daha iyi durumda olanlara değil kendimizden daha kötü durumda olanlara bakmalıyız. Yetinmeyi bilmeliyiz, şükretmeyi bilmeliyiz. Daha çok kazanmak için de daha çok çalışmalı, kazandığımızı da yeri geldiği zaman paylaşmasını bilmeliyiz. Yardımlaşma ve dayanışma içinde olmalıyız, merhametli olmalıyız, empati kurmalıyız, dara düşeni düştüğü çukurdan çıkarıp almalıyız. Sevmeliyiz. Yüce Allah’ın yarattığı her şeyi. Bu bir bitki olabilir, bir hayvan olabilir, bir bebek olabilir ya da bir eşya olabilir. Sevmeliyiz ama bunu yaparken de taparcasına değil ölçü ile yaparak sevmeliyiz. İşte bunlar mutluluğun sırlarıdır. Mutlu olmak için bir işi sürekli karşılık bekleyecek şekilde yapmamalıyız. Ya da maddi bir kazanç getirecek diye yapmamalıyız. Sadece zevk aldığımız için bizi mutlu ettiği için de yapmalıyız.

 

Sevgili öğretmenim,

Mutlu olmak için insan okumalı, araştırmalı ve kendini geliştirmelidir. Gündemde ve dünyada olan haberlerden kendini uzak tutmamalı, hayatın gerçekleriyle yeri geldiği zaman yüzleşmesini bilmelidir. Farklı  türden kitaplar okumalı, güzel bir yemek yapabilmeli, araba kullanmayı öğrenmeli, bulmaca çözmeli, şiir dinlemeli, şiir okumalı, bir spora kaydolmalı, bir müzik aleti çalmalı, müzik dinlemeli, söylemelidir.  Mutlu olmak için insan;  kendi gibi insan olanlar ve diğer canlıları “can” olarak görmeli yeri geldiği zaman affetmeyi bilmeli, kinden ve intikamdan uzak durmalıdır. İçinde yaşadığı çevreyi, havayı, suyu ve toprağı temiz tutmalı. Arada bir ağa. dikmeli, o ağacı sulamalı ve büyütüp gelişmesini izlemelidir. Mutlu olmak başkalarını da mutlu etmek gerekli ama mutlu olmak istemeyenleri de zorlayarak kendi mutluluğuna gölge düşürmemelidir. 


Güzel bir ailesi olmalıdır,  iyi komşuları, güven duyduğu çevresi olmalıdır kişinin. Bir işi olmalı insanın ve o işten zevk almalıdır. İşte tüm bunlar mutluluğun kaynağıdır.  Özgür ve bağımsız bir ülkede yaşamak da mutluluğun bir diğer sırrıdır.  İnançlı olmak, Allah'ın yarattığı her canlıya hoşgörü ile bakabilmek ve her canlıyı koşulsuz sevmektir mutluluk. Bana göre mutluluğun sırları bunlardır. Söyleyeceklerim bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyor, konuşmama burada son veriyorum. Teşekkürler, var olun.

Atatürk’ün Milli Eğitme Verdiği Önem Konulu Konuşma Hazırlayınız

 

 Atatürk’ün Milli Eğitime Verdiği Önem Konulu Konuşma Hazırlayınız


Mustafa Kemal Atatürk bir ulusun yaşamında eğitimin önemini belki de en iyi anlamış, anlatmış devlet kurucusu ve Cumhurbaşkanı idi. Mustafa Kemal’ ekonomide, sağlıkta, sanatta, sporda nerede bir problem varsa onun temelinde eğitim yatmaktadır.  “En mühim ve feyizli vazifelerimiz millî eğitim işleridir. Millî eğitim işlerinde mutlaka muzaffer olmak lâzımdır. Bir milletin hakikî kurtuluşu ancak bu suretle olur.” demiştir. Çünkü Milli Eğitim bize ait olan, bizim köklerimize ait olan eğitimdir. Bunun için de Mustafa Kemal milli eğitime çok önem vermiştir.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım

Mustafa Kemal’e göre Milli Eğitim şu şekilde olmalıydı:

İnsanlığa karşı saygılı, iyi kalpli ve ahlaklı vatandaşlar yetiştirme, Öğretimde deneye, uygulamaya, yaparak yaşayarak öğrenmeye dayanan ve hayatta geçerli bilgileri veren aktif bir öğretim sistemi uygulama, Sağdan soldan alınmayan ulusal gelenek ve kökümüze dayanan ulusal bir eğitim, Zorlama ve şiddete dayanmayan şuurlu bir disiplin anlayışı kazandırma, Toplumumuzun tümüne asgari düzeyde de olsa bilgi verme, Bütün yeniliklere ve gelişmeye daima açık olan en ileri düzeyde bilgi verecek bir ders programı uygulama, Kadın-erkek, ırk, din, mezhep ve sınıf farkı gözetmeden her vatandaşa fırsat eşitliği verme, Tam vicdan ve fikir hürriyetine sahip ve saygılı, laik bireyler yetiştirmedir. İşte bunlar olduğu zaman milli eğitimimiz daha iyi gelişir ve ilerler. Milli Eğitimine önem veren toplumlar gelişir ve ilerler.

 

Başka milletlerin kültürü altında yok olup gitmezler, çünkü kendi benliklerine, kendi köklerine sahip çıkan bir milleti kimse yok edemez. Bunun için her şeyden evvel Milli Eğitime önem vermeliyiz, bilinçli ve vatanını seven çocuklar olmalıyız. Mustafa Mustafa Kemal Atatürk:  Mustafa Kemal  "Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize öğrenim sınırı ne olursa olsun önce Türkiye’nin bağımsızlığına, kendi benliğine, milli geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek gereği öğretilmelidir. Dünyada uluslararası duruma göre böyle bir mücadelenin gerektirdiği manevi unsurlara sahip olmayan kişilerden oluşan toplumlara hayat ve bağımsızlık hakkı yoktur" demiştir. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Sevdiğiniz Bir Yazar Hakkında Konuşunuz

 

Sevdiğiniz Bir Yazar Hakkında Konuşunuz

 

Sevdiğim yazarlardan biri de İnce Memed adlı kitabın yazarı Yaşar Kemal'dir. Yaşar Kemal benim için doğallık, samimiyet, hayatın gerçeklerini olduğu gibi dile getiren ve duyguyu en ince ayrıntısına kadar eserlerinde edile getiren harika bir yazardır. Onun eserlerinde insana dair her şeyi bulabilirsiniz.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Yaşar Kemal; 6 Ekim 1923 yılında Osmaniye’de dünyaya gelmiş, 28 Şubat 2015 yılında İstanbul2da hayatını kaybetmiştir.  Asıl adı Kemal Sadık Gökçeli veya bilinen adıyla Yaşar Kemal, Kürt kökenli Türk roman ve hikâye yazarı, şair ve aktivisttir. Türk edebiyatının en önde gelen yazarlarından biri olarak kabul edilen Yaşar Kemal, yaşamı boyunca pek çok ödül almış ve Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilmiştir. Eserleri kırk dilde yayımlanmıştır. Yapıtlarında Torosları, Çukurova insanının acı yaşamını, ezilişini ve kan davasını anlatmıştır. Doğa betimlemeleri harika olan bir yazardır. Doğa betimlemelerinde çok başarılı olduğu için onun kitaplarını okurken oradaki olayları da yaşıyormuş gibi hissedersiniz Canlı tasvirler romanlarının en önemli özelliğidir diyebiliriz.

 

Sevgili öğretmenim,

Yaşar Kemal; eserlerinde yeni sözcüklere, deyimlere ve atasözlerine çokça yer vermiştir. Köy romanlarına özgü bir bakış açısı geliştirmiştir. Bazı romanlarında röportaj tekniğini kullanmıştır. En önemli eseri dört ciltten oluşan İnce Memed adlı romanıdır. Bu roman birçok dile çevrilmiştir. İnce Memed adlı dört ciltlik roman haksızlığa uğrayan bir gencin hikayesini anlatır. Ağalara, ağaların köy halkına yapığı zulme karşı gelmektedir İnce Memed. Bunun için de dağlara çıkıp eşkıyalık yapar ve kitap da bu olaylardan bahsedilir. Yaşar Kemal’in eserleri toplumcu gerçekçi eserlerdir.

 

Sevgili öğretmenim,

İnce Memed, Teneke, Yer Demir Gök Bakır, Yılanı Öldürseler, Ölmez Otu, Üç Anadolu Efsanesi,, Ağrı Dağı Efsanesi, Bir Ada Hikayesi, Orta Direk, Demirciler Çarşısı Cinayeti, Yusfçuk Yusuf, Çakırcalı Efe Yaşar Kemal'in yazdığı romanlardır.


Sarı Sıcak adlı bir hikaye kitabı vardır. Peri Baları, Bu Diyar Baştan Başa gibi Röportajları vardır. Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adında da çocuk kitapları yazmıştır. Yaşar Kemal ile ilgili bildiklerim ve anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür eder, konuşmamı burada sonlandırırım.

Türkiye’ye Özlem Duymuş Bir Çocuğun Duygularını İfade Eden Konuşma

 

Türkiye’ye Özlem Duymuş Bir Çocuğun Duygularını İfade Eden Konuşma

 

İnsanlar belirli nedenlerden dolayı memleketlerini terk etmek ve başka bir ülkeye göçmek ve orada yaşamını devam ettirmek zorunda kalabilir. İşte ben de o kişililerden, o çocuklardan biridir. Şu anda yaşadığım yer Danimarka’dır. Babamın mesleğinden dolayı burada yaşıyoruz. Danimarka nüfusu az olan güzel ve soğuk bir ülkedir. Burada iş bulma imkanları vardır, hayat kalitesi yüksektir ama her ne olursa olursa insanın kendi memleketi gibi olmuyor.

 

Sevgili ülkemin, sevgili çocukları,

Güzel ülkem Türkiye’mi çok özlüyorum. Dört mevsimin aynı anda yaşandığı ülkemin denizlerini, ovalarını, ırmaklarını, ormanlarını, gökyüzünü hatta toprağını bile özlüyorum. Yaz tatilinde ülkeme döndüğüm zaman uçaktan inince ilk yapacağım şey yere eğilip toprağı öpmek olacak. Çünkü hiçbir memleket insanın kendi ana vatanı gibi olmuyor. Ülkemde yakın akrabalarım var. Onları çok özlüyorum. Amcalarım, dayılarım, teyzelerim hepsini çok özlüyorum ve çok seviyorum. İnsanın kendi ana dilini konuştuğu, kendi kültürünü yaşayabildiği bir ülkede yaşayabilmesi bana göre büyük mucize, büyük şanstır. Oysa  Danimarka benim ana vatanım değil, benim ana vatanım, özüm, milli benliğim Türkiye'de atılmıştır. Onun için ülkemi çok seviyorum.

 

Sevgili ülkemin güzel çocukları,

Çocuk olarak burada da mutluyum ya mutlu olmaya çalışıyorum diyebilirim  ama buranın insanları kendi ülkemin insanları gibi sıcakkanlı değil. İnsanlar burada daha ben merkezli oysa ülkemin insanları daha yardımsever, daha işbirlikçi ve dayanışmacıdır. Ülkemdeki arkadaşlarım daha canlı, daha tatlı, daha ve daha fazlası... Ülkemin havası, suyu, toprağı her şeyi daha bir başka. En çok da yemeklerini özledim. Bayram günü akrabaların bir araya gelip sarılmaları, güzel anların yaşanmasını özledim. Onun için Türkiye'yi çok seviyorum, çok özlüyorum. En yakın zamanda ülkeme tatil amacı ile ailece geleceğiz. Herkese selam olsun, sizi Allah’a ve ailenize emanet ediyorum çocuk arkadaşlarım.

Bir Hayvan Besleseydiniz Hangisi Olurdu? Niçin? Açıklayınız

 

Bir Hayvan Besleseydiniz Hangisi Olurdu? Niçin? Açıklayınız

 

 Hayvanlar insanların en yakın arkadaşı ve en sadık dostudur. Onları korumak, kollamak bize düşer. Çünkü hayvanlar Allah’ın biz emanet ettiği masum canlardır.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Bir hayvan besleseydim o hayvan  köpek olurdu. Evimin bahçesinde ona küçük ve şirin bir kulübe yapardım. Kulübesinin rengini de  beyaz yapardım. Ona her gün yemeğini ve suyunu verir, onu çok severdim. Köpek beslerdim çünkü köpekler seviyorum ve onlar insanlara daha bağlı oluyor. Bu da benim hoşuma gidiyor. Ayrıca bir tehlike anında havlayabilir ve olabilecek sıkıntılara karşı bizi uyaran hayvanlar  köpeklerdir. Onları severim çünkü köpekler bana kendimi iyi hissettiriyor ve kalbimi iyileştiriyor. Gün içindeki stresimi onun sayesinde atıyorum.

 

 Onun kucağıma atlayışı, beni sev deyişi beni daha da mutlu hale getiriyor. Hem daha hareketli bir hayatım olur, daha eğlenceli bir hayatım olur. Köpekleri seviyorum çünkü onlar beni mutlu ediyor, onlara şefkat göstermek bana iyi bir insan olduğumu hatırlatır. İşte tüm bunlardan dolayı köpek beslemeyi seviyorum. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Okulda En Çok Sevdiğin Etkinlik Konulu Konuşma

 

Okulda En Çok Sevdiğin Etkinlik Konulu Konuşma

 

Okulda yapılan birbirinden farklı etkinlikler vardır. Öğrencilerin daha sosyal olması için, yaparak yaşayarak öğrenmeyi sağlaması için bu etkinlikler yapılmakta, öğrenciler öğretmenleri ve birbirleri ile iletişim kurmakta, sosyal bir kaynaşma sağlanmaktadır.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Okulda yapmayı sevdiğim en güzel etkinlik yerli malı haftasında hepimizin bir araya gelip getirdiğimiz yiyecekleri yemek, paylaşmak, aile ortamı oluşturmak benim için harika bir etkinliktir. Çünkü her öğrenci evinden bir şey getirir ve çocuklar birbirleri ile daha iyi kaynaşır, hem yeriz, hem güleriz, hem eğleniriz. Hem de yerli malı etkinliğimizi unutmadan yaşatmış oluruz. Bu gelenek bu sayede bizden sonra gelecek olan kuşaklara da yansır ve yerli malı gibi değerli bir etkinliğimiz de unutulmamış olur. Yerli malı haftası  Birinci Dünya Savaşı  sonrası oluşan  ekonomik sıkıntıların ardından yabancı ülkelere para  akışının önünün kesilmesi ve  toplumsal  tutum bilincinin oluşması amaçlanmıştır. 


İşte bizler de bu bilinci yaşatmak için hem bir araya geliriz, hem karnımız doyar, yerli mallarımızın kıymetini biliriz. Bundan dolayı ben okullarda yerli malı etkinliğini çok seviyorum. Bu sayede hem öğretmenimizle, hem arkadaşlarımızla hem de sınıfımıza gelen velilerle kaynaşmış oluruz, birbirimizi daha iyi tanımış oluruz ve güzel bir etkinlik yapmış ve evlere mutlu bir şekilde dönmüş oluruz. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Sevdiğiniz Bir Yazarı Tanıtınız.

 

Sevdiğiniz Bir Yazarı Tanıtınız.

 

Sevdiğim yazarlar arasında Ömer Seyfettin de vardır.  Ömer Seyfettin11 Mart 1884 tarihinde babasının görev dolayısıyla bulunduğu Balıkesir  ili Gönen  ilçesinde doğdu. Binbaşı rütbesine dek yükselen Ömer Şevki Bey'le, İsfendiyaroğulları’ndan Ankaralı topçu kaymakamı Mehmet Bey’in kızı olan Fatma Hanım'ın ikisi küçük yaşlarda ölen dört çocuğundan biridir. 

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Ömer Seyfettin son devir Türk hikayeciliğinin en büyük yazarlarından biri ve Yeni Lisan hareketinin savunucularındandır. Kendisi klasik hikayenin edebiyatımızdaki ilk temsilcisi olmuştur. Hikayelerinin konularını gündelik yaşamdan askerlik anılarından, çocukluk anılarından menkıbelerden, efsanelerden, halk fıkralarından almıştır. Ömer Seyfettin’in yazdığı eserlerinde dil sade ve süsten uzaktır. Yazar  kimi hikayelerinde Balkanlarda çekilen acıları ve sıkıntıları işlemiştir. Yazdığı hikayeler şunlardır: Falaka, And, Topuz, Başını Vermeyen Şehit, Kaşağı, Yalnız Efe, Gizli Mabet, Yüksek Ökçeler, İlk Düşen Ak, Bomba, Bahar ve Kelebekler, Beyaz Lale, Efruz Bey, Harem, Pembe İncili Kaftan vb gibi eserleri vardır.  

 

Kısacası; Ömer Seyfettin, Türk yazar, şair, asker ve öğretmen. Türk edebiyatının önde gelen hikâye yazarlarındandır. Türk kısa hikâyeciliğinin kurucu ismi, ayrıca edebiyatta Türkçülük akımının kurucularından olup, Türkçede yalınlaşmanın savunucuları arasındadır. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Yeni Yıl Güzelliklerle Gelsin Konulu Konuşma

 

Yeni Yıl Güzelliklerle Gelsin Konulu Konuşma


2024’e veda etme 2025’e hoş geldin deme vakti geldi.  Ne çabuk geçiyor yıllar. Daha dün gibi girmiştik 2024’e ve işte o da bitiyor. Yeni yıl demek; yeni umutlar, yeni hayaller demektir. Yeni yılda insanların içini bir mutluluk ve coşku kaplar. Çünkü yılbaşında insanlar bir araya gelmek, eğlenmek, anı güzelce yaşamak ister. Bunun için de günler öncesinden hazırlıklar yapılır. 


Her ailenin gelenek ve göreneklerine, yaşayış tarzına ve kültürüne göre yeni yılı kutlama şenlikleri yapılır. Mesela bir aile yeni yeni yılı şükürle karşılar ve Kuran okuyarak yeni yıla girer. Başka bir aile eğlence merkezlerine girerek yeni yılı geçirir. Özellikle de gençler için yeni yıl coşku ile karşılanır. Evde yöresel yemekler yapılır, tatlılar hazırlanır ve geleneksel  yeni yıl oyunlar oynanır.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Yeni yıl dünyaya güzellikler gelsin. Ülkemde barış ve huzur olsun. Dünyamızda savaşlar son bulsun. İsrail zulmü altında olan Filistinli kardeşlerimizin acısına son verilsin ve İsrail’e gereken ceza verilsin. Rusya zulmü altında olan Ukraynalı insanlar mutlu olsun ve savaşlara herkes hayır desin ve insanlar yaşasın, insanlık yaşasın. Dünyanın neresinde savaş oluyorsa  bu savaşlar bir an önce yok olsun istiyorum. Ülkemize barış gelsin, huzur gelsin, ekonomimizi daha iyi yerlere gelsin, her alanda gelişmeye başlayan bir ülke olalım inşallah.

Bugünkü Tavuk Yarınki Kazdan İyidir Atasözü İle İlgili Konuşma


Bugünkü Tavuk Yarınki Kazdan İyidir Atasözü İle İlgili Konuşma

 

Az da olsa bugün elimizde bulunan bir nimet, imkan veya nesne büyük de olsa henüz elimize geçmemiş olandan daha iyidir. Zira beklenmedik bir engel çıkabilir ve ona ulaşmamız mümkün olmayabilir. Bunun için de atalarımız Bugünkü tavuk yarınki kazdan iyidir.” sözünü söylemiştir.

 

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım

 Bu atasözü;  kazanılmış bir kazanç; beklenen ve umulan daha büyük bir kazanca feda edilemez manasında kullanılan bir sözdür. Örneğin; kış mevsimi geldiği zaman geçen yıldan kalan bir montumuz ve ayakkabımız olabilir. Yeni ayakkabı ve yeni montumuz olmadığı için ben yeni alacağım ne de olsa bunları götürüp bir yere vereyim mantığı doğru değildir. Belki ortaya bir engel çıkacak, elindeki para daha zaruri bir şeye gidecek ve yeni mont ve ayakkabı alamayacaksın. Onun için ilk önce sahip olduğun eşyaların değerini bil ve onu kullanmaya devam et. Vakti geldiği zaman da imkanın da varsa yeni mont ve yeni ayakkabıyı da alırsın.

 

 Yani hemen elindekinin kıymetini bilmezlik yapma, elindekine sahip çık önce sonra yeni isteklerin gerçekleşmesi için çalışırsın. Atasözünden anladığım ve anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Suyun Hayatımızdaki Önemi İle İlgili Konuşma

 

Suyun Hayatımızdaki  Önemi İle İlgili Konuşma


Yaşamımızı sürdürebilmek için ettirebilmemiz için besin kaynağımız olan su, dolaşım ve sindirim sistemlerinin çalışmasında temel unsur olduğu gibi, vücudumuzdan artık ve zehirli maddelerin atılmasında da mühim bir vazifeyi yerine getirir. Su hayattır. İnsan organizmasının önemli bir kısmı sudan meydana gelir. Sadece insanlar için değil doğada yaşayan tüm canlılar için su vazgeçilmezdir. Bunun için su kaynaklarını dikkatli kullanmak ve israf etmemek gerekir.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım

Su kaynaklarımız küresel iklimin de etkisi sonucu azalmaya başlamakta, buzullar erimekte ve ileride zor günler bizi beklemektedir. Dünyadaki suların ancak %2.5'i tatlı sudur. Bunun da %70'i buzullarda, toprakta, atmosferde, yeraltı sularında bulunur ve kullanılamaz durumdadır. Bundan dolayı suları kullanırken israf etmemeliyiz. Örneğin; saatlerce duşa yapılmamalıdır, boş yere su akıtılmamalıdır, meyve ve sebzeleri yıkadığımız suyu boş yere akıtmak yerine tuvalete dökmek daha mantıklı olur ve bu ve bunun gibi daha çok sayıda örnek verebiliriz. Su tüketimi konusunda bilinçli insanlar olmalıyız ve sularımızı boş yere heba etmemeliyiz. Bir Kızılderili atasözü der ki: “ Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık tutulduğunda insanoğlu paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacak.” İşte tüm bunlardan dolayı doğal kaynaklarımızın kıymetini bilmeli ve onları hunharca kullanmamalıyız.

 

Bir gün suyun da biteceğini düşünerek daha tedarikli bir su tüketimine başlamalıyız. Unutmayalım ki En küçük canlı organizmadan, en büyük canlı varlığa kadar, bütün biyolojik hayatı ve bütün insan faaliyetlerini ayakta tutan sudur. Su hayattır, su nefestir, su ayakta kalabilmektir. Bunun için sularımızı kirletmeyelim, suları temiz tutalım ve su konusunda daha tutumlu insanlar olalım. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

En Sevdiğin Renk Nedir, Bu Rengin Sana Hissettirdikleri Nelerdir?

 

En Sevdiğin Renk Nedir, Bu Rengin Sana Hissettirdikleri Nelerdir?


Her rengin kendine göre farklı anlamları vardır ve her renk her insanda farklı duygular uyandırabilir. Çünkü herkesin sevdiği renk. Beyaz, kırmızı, sarı, yeşil, pembe ve daha birçok renk bizde farklı duygulara sebep olur ama benim en sevdiğim renk yeşildir.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Yeşil rengi çok seviyorum çünkü yeşil renk bana doğayı hatırlatıyor, ormandaki ağaçların rengini hatırlatıyor ve yeşil renge baktıkça huzur buluyorum. Kendimi stresten arınmış hissediyorum ve yeşil bir doğanın içinde, kuşların cıvıltısını duya gibi hissediyorum. Yeşili çok seviyorum çünkü  bana göre hem parlak bir renk hem de asil bir renk. Bana güven veriyor.

 

Sevgili öğretmenim,

Yeşili çok seviyorum çünkü Doğanın rengi yeşildir. Çünkü yeşil renk;, büyüme, uyum, tazelik, üretkenlik gibi kavramları temsil etmektedir. Güvenlik hissi ile de güçlü bir bağının olduğunu düşünüyorum. Yeşil insan gözüne sakinlik veren duyguları aktarır. Yeşil rengi gördüğüm zaman daha sakin oluyorum ve içimi bir huzur kaplıyor. En sevdiğim renk ile ilgili hissettiklerim ve anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Bir Kitap Kahramanı Olsaydın Hangisi Olurdun? Neden?

 

Bir Kitap Kahramanı Olsaydın Hangisi Olurdun? Neden?


Bir kitap kahramanı olsaydım Dedem Bir Kiraz Ağacı adlı kitaptaki ana kahraman olan çocuk olurdum. O çocuğun adı  Tonino’dur. Tonino’nun yerinde olmak isterdim. Çünkü o çocukluğunu köyde geçirmiş, anneannesi ve dedesi ile birlikte olmuştur. Köyde hayvanlarla iç içe olmuş, kiraz ağacının en tepesine çıkmış ve kiraz ağacının kesilmemesi için insanlara meydan okuyabilmiş, güçlü, akıllı, çalışkan ve merhametli bir çocuktur.

 

Sevgili öğretmenim,

Tonino olmak isterdim çünkü Tonino sevdiği insanların değerini bilen ve onlara karşı vefalı olan birisidir. Ayrıca çocukluğunu çocuk gibi yaşayabilen, köyde özgürce gezen, hayatı öğrenen ve hayatın tadını dedesi ile birlikte çıkaran tatlı bir çocuktur. Küçücük yaşına rağmen büyüklere yeri geldiği zaman ders veren biridir. Bunun için de ben de Tonino olmak isterdim. Dedemin yaptığı o yumurtalı kremalardan yemek isterdim. Beni seven ve sevmeyen kişileri anlardım ve ben de ona göre davranırdım. Beni gerçekten seven insanların değerini bilirdim.

 

Sevgili öğretmenim,

 Bu kitap hakkında kısa bir de bilgi vermek istiyorum. Kitap, sevginin büyülü sarmallarında dolanan bir çocuğun aile büyükleriyle yaşadığı sıcaklığı, taşra yaşamının sevecenliğini yansıtıyor. Ölüm gibi zor bir temayı çocuk gerçekliğine taşıyan roman, insanı doğadan koparıp, kendisine yabancılaştıran kent yaşamı üzerine de düşündürüyor. Küçük Tonino'nun aile büyükleriyle ilgili duygularını onun dilinden şiirsel bir gerçekçilikle aktaran romandır. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.

Bir Ünlü Olsaydınız Kim Olmak İsterdiniz ve Neden O Ünlü Olmak İsterdiniz?

 

Bir Ünlü Olsaydınız Kim Olmak İsterdiniz ve Neden O Ünlü Olmak İsterdiniz?


Ünlülerin ünlü oluncaya kadar yaşadığı zorluklar vardır. Çünkü ünlü olmak bir emek ister, özveri ister ve başarılı bir iş yapmak gerekir. Ben de bir ünlü olmak isteseydim Tarkan olmak isterdim. Çünkü Tarkan hayırsever kişiliği ile tanınan ve toplumdaki sorunlara duyarlı olan değerli bir sanatçımızdır.



Sevgili öğretmenim, Tarkan'ın yerinde olmak isterdim

 Yardım konserlerinden tutun da okul yaptırmaya kadar pek çok sosyal sorumluluk projesinde yer aldı. Kendisi de bir baba olan iki evladı olan Tarkan'ın kendi bebeğine gönderilen tüm hediyeleri koruma altındaki çocuklara gönderdiğini de biliyoruz. Ben de onun gibi başarılı bir sanatçı hem de iyi bir insan olmak isterdim. Tarkan toplumdaki sorunları görmezden gelmeyen bir sanatçımızdır. Kadına şiddet olaylarına tepki gösteren, çocuğa şiddet olaylarına duyarlı olan, doğayı koruyan ve içinde doğa sevgisi olan bilinçli bir sanatçımızdır. Önemli günlerde sosyal medyadan mesajlar vererek insanları bilinçli olmaya yönlendiren bir kişidir. Konserlerden aldığı parasının yarısını eğitime verdiği söyleniyor. Yani başka insanlara yardım ediyor ve onların da iyi bir eğitim alması için elinden geleni yapan fedakar ve merhametli bir sanatçıdır. 


Daha birçok yerlere bağış yaptığı da bilinen sanatçı benim için değerli biridir. Onun için onu çok seviyorum ve onun yerinde olmak isterdim. Çünkü hem ünlü oluyorsun, hem insanlar tarafından çok seviliyorsun, hem iyi bir insan oluyorsun ve hem de muhteşem bir sesin var daha ne isteyeyim?

Bir Şeyi Değiştirme Fırsatın Olsaydı Neyi Değiştirirdin?

 

Bir Şeyi Değiştirme Fırsatın Olsaydı Neyi Değiştirirdin?


Hayatımda bir şeyi değiştirmek isteseydim beslenme alışkanlığımı değiştirmek isterdim ve daha sağlıklı beslenen, daha iradesine sahip çıkabilen bir insan olmak isterdim. Çünkü hiç sağlıklı beslenmiyorum. Çabucak yapılacak hazır gıdaları tüketiyorum ve bunlar da beni günden güne zehirlemeye devam ediyor. Kilo alıyorum, hastalıklar başlıyor ama yine de bu kötü alışkanlığımdan vazgeçemiyorum. 


Bir şeyi değiştirmek istesem ilk olarak yeterli ve dengeli beslenmeyi yaşam alışkanlığı haline getirmek isterdim. Kendimi disiplin ettikten sonra başka insanlara da sağlıklı olmak için onların da yaşamını elimden geldiğince değiştirmeye çalışırdım ve onları sağlıklı beslenmeye davet ederdim. Bir diğer değiştirme istediğim şey olurdu: Dünyadaki savaşları yok ederdim ve çocukların üzerine atılan bombaların atan kişilerin üzerine gitmesini sağlardım ve böylece çocuklar savaş yüzünden hayatını kaybetmez ve zalimler bu dünyadan yok olup giderdi.


 Daha barışçıl ve daha sevgi dolu bir dünyada yaşamaya devam ederdik. Çünkü savaş kötü bir şey, savaşı başlatan kişiler de sivilleri hiç düşünmüyor ve olan sivillere, masum halka oluyor. Anlatacaklarım bu kadardır.

Hangi Tarihi Kişiyi Yakından Tanımak İsterdiniz Konulu Konulu Konuşma

 

Hangi Tarihi Kişiyi Yakından Tanımak İsterdiniz Konulu Konulu Konuşma


Geçmişimizde çok sayıda tarihi kişiler vardır. Bunlar yaptığı çalışmalar ile adını tarihe yazdırmış büyük insanla r, örnek insanlardır.  Atilla, Nasreddin Hoca, Osman Bey, Mustafa Kemal Atatürk, Alparslan, Fatih Sultan Mehmet, Ali Kuşcu ve daha sayamadığımız niceleri…

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Ben Ali Kuşçu’yu yakından tanımak isterdim. Çünkü merak ettiğim tarihi kişilerden birisi Ali Kuşçu’dur. Ali Kuşçu astronomi ve kelâm âlimi olan Ali Kuşçu, babası  Muhammed Timur İmparatorluğu Sultanı ve astronomu Uluğ Bey'in kuşçusu olduğu için ailesi 'Kuşçu' lakabıyla meşhur oldu. Küçük yaştan itibaren matematik ve astronomiye ilgi duydu. Daha sonra bilgisini artırmak için Kirman'a gitti. II. Mehmed'in (Fatih Sultan Mehmet) isteği ile  İstanbul’a a geldi ve çalışmalarını burada yaptı. Astronomi, matematik, dil ve kelam alanlarında pek çok öğrenci yetiştiren Ali Kuşçu, İstanbul'un enlem ve boylamını ölçtü, dünyanın eğikliğini, ayın evrelerini hesapladı ve çeşitli güneş saatleri yaptı. Ben de onun gibi bir bilim insanı olmak istiyorum ve onun yazdığı eserleri okumak istiyorum.

 

Onun yolundan gidip ülkeme ve dünyaya faydalı bir ilim insanı, bilim insanı olmak istiyorum. Onu yakından tanımak, çalışmalarını yakından izlemek isterdim. Onunla konuşmak, onun dehasından faydalanmak ve çalışkan bir insan olmak isterdim. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Atatürk İle İlgili Duygu ve Düşüncelerinizi Anlatan Bir Konuşma Hazırlayınız


Atatürk İle İlgili Duygu ve Düşüncelerinizi Anlatan Bir Konuşma Hazırlayınız


Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Cumhuriyet’in mimarı, demokrasinin taşlarını döşeyen büyük insan Mustafa Kemal Atatürk  bu dünyaya gelmiş ender deha insanlardan biridir. Muhteşem zekası, çalışkanlığı, ileri görüşlülüğü sayesinde vatanı için elinden gelen her türlü fedakarlığı göstermiş, çok çalışmış, ülkesine çok faydalı olmuş büyük bir insandır.

 

Sevgili öğretmenim, sevgili arkadaşlarım,

Mustafa Kemal Atatürk, Türk mareşal, devlet adamı, yazar, Türk Kurtuluş Savaşı'nın başkomutanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanıdır. Türkiye'yi laik, sanayileşen bir ulusa dönüştüren kapsamlı ilerici reformlar üstlenen büyük liderdir. Samsun’dan yola çıkarak başlattığı Kurtuluş Mücadelesini sonuna kadar götüren, söz konusu vatansa gerisi teferruattır diyen büyük bir bilge, büyük bir devlet adamıdır Mustafa Kemal. Ülkesini en iyi yerlere getirmek için gece gündüz demeden çok çalışmış, yeri geldiği zaman savaşlara da bizzat katılmış, hasta yatağında bile ülke sorunları ile ilgilenen özverili yiğit bir adamdır Mustafa Kemal. Ona ne kadar minnet duysak azdır.

 

Çünkü o Anadolu insanının kalbinde taht kurmuş sarı saçlı mavi gözlü bir devdir. Onun adına nice türküler, nice destanlar yazılmıştır. Çünkü o halkı tarafından çok sevilmiş, sayılmış, fedakar bir insandır. 1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşı'nda, Mustafa Kemal Çanakkale'de bir kahramanlık destanı yazıp İtilaf Devletlerine "Çanakkale geçilmez! " dedirttiren büyük önderdir. Atatürk; çağdaş, ilerici ve laik bir ulus devlet  kurmak için siyasal, ekonomik ve kültürel alanlarda sekülarist ve milliyetçi nitelikte yenilikler yapan büyük komutan, büyük askerdir. Kendi nefsinden çok ülkesinin menfaatlerini düşünmüştür. Mala mülke hiçbir zaman düşkün olmamış önce milletim demiştir.

 

Mal ve mülk ile ilgili sorulara şu cevabı vermiştir: "mal ve mülk, bana ağırlık veriyor. bunları, soylu milletime geri vermekle büyük ferahlık duyuyorum. zenginlikten ne çıkar; insanın serveti, kendi manevî kişiliğinde olmalıdır!" demiştir. İlke ve inkılapları yaşamaya ve yaşatmaya devam edeceğiz büyük komutan. Yerinde rahat uyu. Ruhun şad olsun. Mustafa Kemal ile ilgili duygu ve düşüncelerim bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

En Sevdiğiniz Hayvan Hakkında Konuşma

 

En Sevdiğiniz Hayvan Hakkında Konuşma


Hayvanlar korunmaya muhtaç olan savunmasız canlılardır. Onların biz insanların sevgisine, ilgisine ve merhametine ihtiyacı vardır. Bunun için hayvanlara merhametli olmalıyız ve onları sevmeliyiz.

 

Sevgili öğretmenim,

Benim en çok sevdiğim hayvan balıktır. Akşam olduğu zaman akvaryumun ışığını açıyorum ve akvaryumdaki balıklarımın hareketlerini izliyorum. Balıklarım tuncu renktedir. Onları izleyerek huzur buluyorum. Balığımın türü Kiraz Barb Balığı’dır. Özellikleri ve Bakımı ise şu şekildedir: Kiraz Barb Balığı, bakımı kolay olduğu ve diğer balıklar ile huzur içinde yaşayabildiği için sıklıkla tercih edilen bir akvaryum canlısıdır. Kiraz Barbus ya da Cherry Barb adları ile de bilinen bu balıkların bilimsel adı Barbus Titteya’dır. Kiraz ismini almalarının nedeninin bu balıkların renginin kiraza benzemesi olduğu düşünülmektedir. Çok ünlü bir balık türü olan bu canlı Güney Asya ülkelerinde özelikle de Sri Lanka’nın sığ sularında görülür. Kiraz Barb balıkları akıntısız sular ile nehir ve derelerde yaşayabilirler.

 

 Bu balık türlerinin akıntılı sularda yaşamaları mümkün değildir. Durgun ve sığ suları sevdikleri için akvaryum onlar için ideal bir yaşam alanı olabilir. Akvaryum hobisi olanlar tarafından en popüler balık türlerinden biri kabul edilen Kiraz Barb balığının bakımı son derece kolaydır. Bu balıklar hem etçil hem de otçul beslenebildikleri için onlara kuru yemler veriyorum. Yemleri yerken onları izlemek bana çok güzel duygular hissettirmektedir. Balıklarım benim arkadaşım gibi oldu. Sabah kalkınca ilk onların yemeğini veriyorum ve daha sonra kendi kahvaltımı yapıyorum. On beş günde bir sularını temizliyorum ve akvaryumlarını temiz hale getiriyorum. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.