Sigara İle İlgili Hikaye Yazınız.


Sigara  İle İlgili Hikaye Yazınız.
Kış mevsimi sona ermiş uzun bir  kara kışın ardından güneş yüzünü göstermeye başlamıştı.
Havalar bir  an önce ısınsın diye can atıyorduk . Çünkü yaz mevsimini çok özlemiştik ailece . Annem, babam ve  kardeşlerimle birlikte pikniğe gitmeyi özlemiştik . Aradan birkaç ay geçtikten sonra yaz mevsimi gelmişti . Hemen  ailece pikniğe gittik . Babam mangal yaktı, annem salatayı yaptı ben de ona yardım ediyordum . Babam  bize mangal yapmayı bizi mutlu etmeyi çok severdi ama biz onun sigara içmesini, hasta olmasını istemiyorduk. Çünkü babam bizim  canımızdı, ciğerimizdi.

 Mangal ateşi yavaş yavaş yanmaya başlamış babam  da mangalın başındayken  sigara içmeye başlamıştı .  Annem  bırak artık şu zehri  kendine kötülük ediyorsun dese de babamın buna fazla aldırış ettiği yoktu. Ona  sigara içmenin zararlarını anlatsam da o beni bir türlü dinlemiyor ve kendi bildiğini yapmaya devam ediyordu . Yemekler hazırlandı, yendi ve o gün çok güzel bir şekilde sona ermek üzereydi. Tam eve doğru yola koyulacakken  piknik yaptığımız yerde otlar  yanmaya başlamıştı . Bu yangın babamın  sigarasından kaynaklanıyordu . Çünkü o içtiği sigaranın ateşini bile söndürmeden yere atmış ve bu da ufak çaplı bir yangına neden olmuştu . Hemen en yakınımızdaki yerden su getirip  yangını söndürdük ve o gün küçük bir olay atlattık . Eve geldiğimizde herkes yorulmuştu.  Hemen yatmaya koyulduk. Tam uyuyacaktım ki babamın öksürük sesleri bir türlü bitmiyordu . Bu kadar fazla sigara içerse olacağı buydu . Hemen odasına gittim ve ona sigarayı bırakması için yalvardım, ağladım . Çünkü onun sağlığına zarar gelsin istemiyordum .

Babamın ağzı açık kalmıştı. Çünkü benden hiç  böyle bir tepki beklemiyordu.  Onun için bu kadar üzüldüğümü, bu kadar ince düşünceli biri olduğumu aklına getirmemişti belki ama ben babamı dünyalar kadar  hatta dünyalardan da çok seviyordum. Çünkü benim babam bizi hep sevmiş, yıllarca bizim için çalışmış ve  çalışmaya da devam ediyordu. Ben bunları düşünürken babam hemen beni kucağına aldı ve bana söz verdi.  Güzel Neriman'ım bir daha o maddeyi asla ağzıma almayacağım , sana söz veriyorum güzel kızım dedi. Annem  ve ben buna çok sevindik.  Babacığım da bir  daha o zararlı olan maddeyi kullanmadı. Babam şu anda daha sağlıklı . Çünkü artık spor da yapıyor ve hayatımız böyle güzel geçiyor. Hayat bizim için daha zevkli ve yaşanılır hale geldi.

‘’Yaşamak İçin Üreteceksin ’’ Konulu Kompozisyon Yazınız.


‘’Yaşamak  İçin Üreteceksin  ’’ Konulu Kompozisyon Yazınız.

 Çalışmak, boş durmamak, durmadan  bir şeyler üretmeye çalışmak en çok da insanoğluna yakışan  özelliklerdir. Yaşam da insanın ömrü gibi  hızla akıp gitmektedir.  Hızla akıp giden bu zamana  ayak uydurmak için, mutlu olabilmek için, ilerideki hayatımızda  mutsuz olmamak için  sürekli çalışmalıyız. Yaptığımız işin de en iyisini yapmaya çalışmalıyız. Yaşamak için durmadan ilerlemek ,   bilim  yolunda ter dökmek, mesleğin ne ise o mesleği en iyi şekilde yerine getirmek  gerekir.  Çünkü çalışmaktır kişiyi hayata tutan , kişinin yaşamdan heyecan duymasını sağlayan ve onu bu zorlu yaşamda sürprizlerle karşılayan. Üreten insan , çalışan insan hem kendine faydalı olur hem de insanlığa faydalı olur.

 İnsan ancak çalışınca yaşamanın tadının ne demek olduğunu anlar. Çünkü çalışmak kişiyi mutlu eder ve kişinin hayata daha  coşkuyla bağlanmasını sağlar. Çalışmayan insan  ise günden güne körelir. En basit şeyleri bile yapamaz hale gelir.  Bunun için üretmek,  icatlar yapmak,  buluşlar yapmak gerekir. Örneğin; tedavisi olmayan bir hastalığa  tedavi eden ilaç geliştirmek, insanların yaşamını daha da kolaylaştıracak teknolojik ürünler ortaya koymak ve daha birçok şey yapmak kişiyi üretken kılar. Üretken olan insan da mutlu olur ve etrafına da mutluluk saçar.

İşte tüm bunlardan da anlaşılacağı gibi hayat çalışmak ile güzel geçir. İnsanlar yaşamı çalışarak geçirmeye devam ederse hayatları boyunca da pişman olmazlar.

‘’ Söz Söylemek İçin Önce Duymak, Dinlemek Gerek, Sen De Söze Dinlemek Yolundan Gir.’’ ( Mevlana) Sözüyle İlgili Görüşlerinizi Açıklayınız


‘’ Söz Söylemek İçin Önce Duymak, Dinlemek Gerek, Sen De  Söze Dinlemek Yolundan  Gir.’’ ( Mevlana) Sözüyle  İlgili Görüşlerinizi Açıklayınız. 8. Sınıf Türkçe 132.sayfa

  Dinlemek ve konuşmak  insana özgü bir sanattır. İnsan  her şeyden önce iyi bir dinleyici olmalıdır . Konuşmak için , söz söyleyebilmek için ilk olarak karşımızdaki kişi ya da kişileri etkin bir şekilde dinlemek , onların ne dediğini iyi anlamak ve duymak gerekir .  İyi dinleyen de söylenilenleri daha iyi kavrar ve ona göre hareket eder.  Bunun için iyi bir dinleyici olunmalıdır. Konuşmada ise  asıl husus şudur:  Herkes konuşur . Önemli olan boş konuşmamaktır .  Az ve öz konuşmak kişi her zaman daha faydalı olur .

Az konuşan, çok dinleyen kişi hem fazla  kendini yormamış olur hem de çevresindeki insanları çok az konuştuğu için bıktırmamış olur . Ayrıca çok konuşan ve boş konuşan insanların sözlerine de fazla riayet etmemek gerekir . Çünkü çok konuşan kişi hem yanılır hem de söylediklerine yalan katabilir . Bunun için mümkün olduğu sürece her zaman az konuşan taraf olmalıyız . Millet konuşuyorsa biz susup onları dinlemeliyiz . Az konuşarak daha düşünceli hareket etmiş oluruz ve  pişman olacağımız konuşmalar da yapmamış oluruz . Mevlana da az konuşmanın çok önemli olduğunu vurgulamak istemiştir . İnsanları dinlediğimiz zaman hem kendimize olan saygımızı korumuş oluruz hem de  çevremizdeki kişiler tarafından takdir ediliriz . Çok dinleyen insan daha çok  öğrenir ve daha fazla bilgi sahibi olur . Bunun için her zaman  söze dinlemekle başlamalıyız . Yani şu atasözünü  unutmamalıyız :

‘’ İki dinle bir söyle. ‘’ İşte bunu yaptığımız zaman  hem kendimi mutlu olmuş oluruz hem de kimse bizden çok konuşuyor diye laf etmez .

Sizce Anne Ve Babalar Çocuklarıyla İletişim Kurarken Nelere Dikkat Etmelidir ?


Sizce Anne  Ve Babalar  Çocuklarıyla İletişim Kurarken  Nelere Dikkat Etmelidir ?

 Bir çocuğun her şeyinden sorumlu  olan, her türlü ihtiyaçlarını karşılaması gereken kişiler onların anne ve babalarıdır. Nasıl ki dünyaya çocuk getirmek onların tercihi ise  çocuklara bakmak ise onların bu dünyadaki en büyük sorumluluklarındandır. Çünkü çocuk hayatı boyunca ne öğrenirse, nasıl bir kişiliğe sahip olursa işte bunda en çok anne ve babanın rolü çoktur.. ,Anne ve babalar çocuklarını öncelikle çok sevmeli , onlar da bu koşulsuz sevgiyi hissetmelidirler . Çocuklar ile iletişim kurarken saygı ve sevgi gibi değerli kavramlar temel alınmalıdır . Çocuklarımızla kaba kelimeler konuşmamalıyız , küfür asla etmemeliyiz . Ana dilimiz olan Türkçeyi çok iyi kullanmalıyız . Çocuklara güven aşılamalıyız . Onların kendilerini gerçekleştirebilmeleri için elimizden gelen her türlü  fedakarlığı sonuna kadar yapmalıyız .


Çocuklarımız asla ve asla başka çocukların başarıları ile kıyaslamamalıyız . Onları incitecek hal ve davranışlar içine girmemeliyiz . Çocuklara iyi yönde örnek olmalıyız . Güzel ahlaklı olmalıyız , onlara yalan söylememeliyiz . Onların bize olan saygısını kaybetmemeliyiz , güvenlerini zedelememeliyiz. Sorumluluk sahibi bir insan olmalıyız ve onlar ile ilgili sorumluluklarımızı elimizden geldiği kadar yerine getirmeye çalışmalıyız . Yeri geldiği zaman onların seviyesine inmeliyiz . Onlar ile güzel oyunlar oynamalıyız ve onların  mutlu olmasını sağlamalıyız .  Her zaman anne ve  babalar olarak tutarlı olmalıyız . Anne tutarlı baba tutarsız ya da tam tersi olmamalıdır .  Her iki taraf da çocuğuna tutarlı davranışlarda bulunmalıdır . Çocuklarımızın kendilerini  bize  daha iyi ifade edebilmeleri için onları cesaretlendirmeliyiz . Onların  cesaretini , heveslerini asla kırmamalıyız . Ön yargılı olmamalı, onları dinlemeden kesin hükümler verilmemelidir.  Onların amaçları doğrultusunda ilerlemelerine yardım etmeliyiz ve onları olumlu işlere yönlendirmeliyiz . Onlar ile iletim kurarken sen değil, ben dilini kullanmalıyız .  Onlardan büyük beklentiler içine girmemeliyiz .


Onunla konuşurken göz teması kurmalıyız . Onu anladığımızı , dinlemek istediğimizi ona samimi bir şekilde hissettirmeliyiz . Onu çok sevdiğimizi onlara söylemeliyiz ve onlara hep  iyi ve güzel şeyler öğretmeliyiz . Çocuklarımızın  kişiliğini hedef alacak, onların yaşamında derin iz bırakacak olumsuz davranışlardan kesinlikle kaçınmalıyız ve onları çok sevmeliyiz. 

‘’Ağaç Dikip Gölgesinde Halkı Dinlendirmek Kadar İnsanın Kıyamet Gününde Hesabına Yarar Bir Erdem Yoktur.’’ Özdeyişi İle İlgili Duygu Ve Düşüncelerinizi Açıklayınız


‘’Ağaç Dikip Gölgesinde Halkı  Dinlendirmek Kadar İnsanın  Kıyamet Gününde Hesabına Yarar Bir Erdem  Yoktur.’’ Özdeyişi İle  İlgili  Duygu Ve Düşüncelerinizi Açıklayınız. 6. Sınıf Türkçe Dersi 222.sayfa

Sevgili Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa bu sözü ile ağaç dikmenin ne kadar faydalı olduğunu ve Allah katında büyük bir sevaba neden olduğunu belirtmiştir . Çünkü ağaç diken insan dünyaya ve  vatanına fayda  sağlar. Ağaç dikmek dünyanın en güzel duygusudur bence. Özellikle de küçük çocuklarınızla ağaç dikmek insana ayrı bir mutluluk verir.

Ağaç demek hayat demek , oksijen demek ,  doğaya fayda sağlamak demektir . İnsanlar diktikleri ağaçlar sayesinde binlerce insanın rahat etmesini sağlar . Dikilen ağacın gölgesinde oturan, o ağacın meyvesinden yiyen insanlar , ağacı dikene , yetiştiren kimseye dua eder . Çünkü biz küçükken gölgesinde oturduğumuz ağacı diken kimseye hep dua eder ve ve o ağacın altında saatlerce dinlenirdik. Bunun için  mümkün olduğu kadar sürekli ağaç dikmeliyiz , o ağacı bir şekilde yetiştirmeli ve bakımını asla ihmal etmemeliyiz .

Kıyamet gününde hesabımıza bir sevap eklemek istiyorsak ağaç dikmekten asla vazgeçmeyelim . Sürekli ağaç dikelim , ormanlarımızı , yeşil alanlarımızı yok etmeyelim. Diktiğimiz ağaçlarda gün gelecek gelecek nesillerin çocukları, torunları güzel vakitler geçirecek ve dünyamız yeşil alanlarla dolu, güzel bir dünyaya dönüşecek. 






‘’Sorumluluktan Kaçan Bütün İnsanlar, Doğruluktan Çok Zor Söz Edecek Kadar Bencildir.’’ Özdeyişi İle İlgili Duygu Ve Düşüncelerinizi Açıklayınız

‘’Sorumluluktan Kaçan Bütün İnsanlar, Doğruluktan  Çok Zor Söz Edecek Kadar Bencildir.’’ Özdeyişi İle İlgili Duygu Ve Düşüncelerinizi Açıklayınız. 6.Sınıf Türkçe Dersi 149.Sayfa


Sorumluluk sahibi insanlar  üzerine düşen görevleri en iyi şekilde yerine getirmeye çalışan , bilinçli  ve üretken  kimselerdir. . Böyle oldukları için de toplum için de her zaman sevilen , sayılan, parmakla gösterilen kişiler olurlar . 

Sorumluluktan kaçan insanlar ise aslında hayatı boş vermiş , zamanın kıymetini bilmeyen , plan ve program doğrultusunda hareket etmeyen insanlardır .  Böyle insanlar da  doğruluktan söz etmeye cesaret edemezler .
Doğruluktan söz edebilmeleri için önce sorumluluk sahibi birey olmaları gerekir. Zaten sorumsuz oldukları için , kendilerini çok iyi tanıdıkları için doğruluktan söz etmeye cesaret edemezler. Sorumsuz insanlar sadece kendilerini düşünen, bencil insanlardır. Empati kurma becerisine sahip olmayan insanlardır. Böyle oldukları için de  hep kendilerini düşünen, duyarsız insanlardır. Sorumluluk sahibi insanlar ise her zaman doğrudan yana olan, doğruları konuşan kimselerdir. İşte böyle kimseler de elbette erdemli kişilerdir.

Bunun için hayatımız boyunca her zaman doğrudan yana, güvenilir kişiler olmalıyız. Sadece kendimizi değil herkesi düşünmeliyiz ve insanları sevmeliyiz.  Kendimize ve topluma karşı olan sorumluluklarımızı da yerine getirmeye çalışmalıyız.  Bencillikten uzak biz anlayışı ile yaşamaya devam eden kimseler olmalıyız.


Sizce Büyük Şehirler, O Şehirde Yaşayan İnsanların Birbirleriyle İlişkilerini Nasıl Etkilemektedir ?


Sizce Büyük Şehirler, O Şehirde Yaşayan  İnsanların Birbirleriyle  İlişkilerini Nasıl Etkilemektedir ? 6.sınıf Türkçe Dersi 149. Sayfa

İnsanlar başka bir şehre yaşamaya  gittiği zaman orada zorluklar ile karşılaşacaktır . Çünkü ilk önce yaşanılan şehre uyum sorunları ortaya çıkacak ve zamanla bu uyum  sağlanmaya çalışılacaktır . Şehirlerde   insanlar arası ilişkiler daha çok resmidir .  Yani şehir yaşamında insan ilişkileri fazla gelişmemiştir . Çünkü kimse  kimseye fazla güvenmemektedir . Yaşanılan  deneyimler, artan kötü vakalar buralarda insanların başkalarına karşı  güven probleminin olmasına neden olmuştur.

Komşuluk ilişkileri de asgari düzeydedir . Hatta kimi komşular komşu olduklarını bile sonradan fark edebilirler . Herkes kendi derdine düşmüştür şehir yaşamında .  Kimse kimsenin nazını çekmez . Yani şehir yaşamında  manevi duygular fazla yoktur . İnsan sadece kendini düşünür . Komşuluk ilişkileri fazla gelişmediği için insanlar her ihtiyacını büyük marketlerden karşılar . Maddi  olarak paylaşma olmadığı için manevi olarak paylaşma da fazla olmaz şehirlerde . İnsanlar daha çok buralarda ben düşüncesi ile hareket eder ve biz düşüncesi şehirlerde fazla hakim değildir . İnsanlar çocuğunu bile parka götürürken o çocuğu orada tek başına bırakamaz . Çünkü şehirde kimse  kimseyi fazla tanımadığı için insanlarda güven olmaz , insanlar birbirine karşı şüphe ile yaklaşır . Belki zaman için de az olsa  samimi ilişkiler kurulabilir .  İnsanlar sabah işe gider, akşam ise evine gelir ve kalan süreyi dinlenmek için geçirir .

İnsanın içini dökecek, güvenecek kimsesinin olmaması  onu mutsuz eder. Bu durumdaki insanlar da dertlerini bir psikoloğa giderek anlatabilirler. İnsan ilişkileri daha çok çıkara dayalıdır. Hal böyle olunca şehirde yaşam da  daha sıkıntılı  ve daha zor olur. Her şeye rağmen yine iyi dostluklar, iyi arkadaşlıklar, komşuluk kuran kişiler vardır fakat bunların sayısı da çok fazla değildir. Şehir yaşamında işten eve kendini zor atan anne ve babalar çocuklarına bile fazla vakit ayıramazlar. Çünkü günün iki saati trafikte geçmiştir, başka ekstra işler ortaya çıkmıştır vb.  İnsanlar doğdukları yerde değil doydukları yerde yaşamaya mecbur kaldıkları da için de şehirlerde de elbette insanlar yaşamak zorunda kalacak ve onca zorluğa da katlanmak zorunda kalacaklardır. 

Kar İle İlgili Hikaye Yazınız.


Kar İle İlgili Hikaye Yazınız.

 Yaşadığım şehir İstanbul'da olsa artık havaların o soğuk yüzünü görmeye başlamıştık. Çünkü kışın tam ortasındaydık ve dışarısı iç bölgeler kadar olmasa da  soğuktu.  Bu soğukta hemen yatağıma girdim ve sıcacık yatağımda uyumuşum. Sabah annem beni kahvaltıya kaldırdı ve  beni pencereye doğru götürdü. Şaşırmıştım, ne oluyor anne dememe gerek kalmadan  mutluluktan  bağırıp çığlık atmaya başladım. O da ne dışarısı bembeyazdı. Lapa lapa kar yağmış ş ve hala da yağmaya devam eden kardı beni bu kadar mutlu eden ve benim çığlık atmamı sağlayan şey. . Çünkü uzun zamandır İstanbul’a bu kadar fazla kar yağmamıştı . Çok mutlu olmuştum . Hemen  ablamı ve abimi de uyandırarak dışarıya kar topu oynamaya çıktık .  Kahvaltıyı  bile unutmuştuk mutluluktan. Çünkü bugün bizim günümüzdü. Oynadık oynadık ve en sonunda yorgun düşüp acıktığımız aklımıza geldi. Hava da  artık  o ılık havasını bırakmaya başladı.

Dışarısı soğumaya başlamıştı. Çünkü kar yağışı durmuş artık ayaz başlamıştı .  Abim ve ablamla birlikte  yaptığımız kardan adam ise bize bakıyordu zeytin gözleri ile. Hadi evinize gidin artık yarın yine gelirsiniz der gibiydi.  Gelecektik tabi gelmez olur muyduk hiç. Daha sonra annem hadi artık eve gelin , üşütüp hasta olacaksınız dedi . Kar yağdığı için, hava da soğuk olduğu için bugün okul da yoktu . Anne biraz daha oynayalım dedik hep bir ağızdan . Çünkü biz bugünü çok beklemiştik . Annem de 20 dakika kadar daha oynayın sonra gelin dedi . Biz de tamam dedik ve oyuna devam ettik . Daha  sonra ellerimiz, burnumuz üşüdüğü için koşa koşa eve girdik . Evde annemin yaptığı sıcacık çöreklerin kokusu mis gibi  mahalleyi sarmıştı . Annem hemen bir parça da komşumuz Aylin Hanım’a götürmemizi söyledi . Ben  çöreği annemden alarak hemen dışarı atıldım . Çünkü karda yürüyecektim . Daha sonra dışarı çıktım ve karda yürüyerek komşumuza çöreği verdim . Eve dönerken  kardan adamımıza sevinçle baktım ve ona sarılarak iyi akşamlar dedim. Sanki o da bana sana iyi akşamlar ufaklık der gibiydi.

Günüm harika geçmişti.  Karla oynamak, kızakta kaymak, kardan adam yapmak ve  daha neler neler.  Bunlar  muhteşem bir duygulardı. . Daha sonra eve gittim ve bir güzel kahvaltımı yaptım . O gün hiç unutamadığım harika bir kar günüydü benim için. Çünkü kar benim için  oyun demekti,  birlikte vakit geçirmek ve doya doya bağırmak demekti.

Eğitim Sistemimizin Eksik Yanlar Nelerdir Ve Bunlar İçin Neler Yapılmalıdır ?


Eğitim Sistemimizin  Eksik Yanlar Nelerdir Ve  Bunlar İçin Neler Yapılmalıdır ?

Bir toplumun  eğitime önem vermesi o toplumun kültür seviyesi ile ilgili bir durumdur . Ülkemizde de son yıllarda bir kültürel anlamda, eğitim ve öğretim ile ilgili düşüş yaşanmaktadır . Ülkemizdeki eğitim sistemi ne yazık ki istikrarlı bir şekilde devam etmemektedir . Çünkü eğitim alanında devamlı değişikliklere gidilmekte ve bu da eğitim sistemine zarar vermektedir . Sürekli sınavlar değişmekte ve eğitim bir yapboz tahtasına dönüşmektedir .  Sürekli değişen sistem hakkında çocuklar ve veliler ne yapacağını şaşırmış durumdadır.

Eğitim sistemimizin daha iyi bir hale gelmesi için  Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda çok iyi çalışmalara imza atmalıdır . Gelişmiş ülkelerin eğitim modeli ülkemizde de uygulanmaya çalışılmalıdır .  Aileler, çocuklar, öğretmenler ve tüm okul bu konuda iş birliği içinde hareket etmelidir . Yani herkes eğitim konusunda duyarlı ve bilinçli insanlar olmalıdır . Devamlı değişen bir sistem yerine uzun süreli olan ve  bizi ileriye götüren bir eğitim sistemine geçiş yapmalıyız . Her alanda gelişmek için eğitim sistemimizin  çok gelişmiş olması gerekir . Yoksa  gün geçtikçe daha da gerileyeceğiz ve aydın bir toplum olmak bize artık Kaf Dağı’nın ardı gibi görünmeye başlayacaktır . Nitelikli öğrenciler yetiştirilmesi için , nitelikli öğretmenler yetiştirilmesi için işe temelden başlamalıyız ve eğitim sistemine  çok önem vermeliyiz . Bu konuda devlet görevlileri de üzerine düşen sorumlulukları en iyi şekilde yerine getirmeye çalışmalıdır. Eğitim sistemimiz Finlandiya gibi ülkelerde olduğu gibi gelişmiş olmalı ve sürekli yeni kararlar alınmamalı, sürekli sınav yöntemleri değiştirilmemeli ve daha neler neler....

Eğitim alanında geri kalmaya devam edersek kalkınma imkanını da kaçıracağız . Bunun için  eğitime çok ama çok önem vermeliyiz . Mustafa Kemal Atatürk'ün eğitim ile ilgili şu sözü de hayata geçirilmelidir:
* '' Hükümetin en verimli ve en iyi  önemli vazifesi Milli Eğitimle ilgili işlerdir.''

Yardımseverlik, Güvenilirlik, İyilikseverlik Ve Merhametlilik İle İlgili Bilgilendirici Bir Metin Yazınız


Yardımseverlik,  Güvenilirlik,  İyilikseverlik  Ve Merhametlilik  İle İlgili Bilgilendirici Bir Metin Yazınız .

Zor durumda kalmış insanlara yardım etmek , fakirin elinden tutmak , yetim ve öksüzün hakkını korumak , kimsesizlerin  yardımcısı olmak  ancak ve ancak merhametli insanların , güvenilir insanların, yardımsever insanların özelliğidir. Bu özelliklere sahip olan her insan gerçek anlamda  hem kendisine hem de çevresine faydalı kimselerdir. İçinde merhamet duygusu olmayan kimse ne yazık ki insanlıktan nasibini alamamış insan demeye bin şahit isteyen kimsedir. Acı ama gerçektir bunlar. Çünkü merhamettir insanı insan yapan ve onu ölümsüzleştiren.

İnsan olduğumuz için insanca yaşamalıyız ve başka insanların da insanca bir yaşam sürmesini sağlamalıyız . Hiç kimseye kötülük etmemeliyiz . Her zaman barıştan, iyilikten  yana olmalıyız. Vicdan sahibi olmalıyız .  Gelecek nesillere de yardımseverliği, merhametli olmayı öğretmeliyiz . İşte bunun için de çocuklarımızı daha küçücük yaşlardayken  iyi insan olarak yetiştirmeliyiz . Hiç kimseye zarar vermeyen, doğayı seven, insanı seven çocuklar yetiştirmeliyiz . Her zaman güvenilir bir insan olmalıyız . Emanete sahip çıkmalıyız . Bize olan güveni boşa  çıkarmamalıyız .

Dünyada barışın, huzurun olması için, kardeşliğin daim kalması için yukarıda saydığım değerleri  yaşamımızda uygulamalıyız ve tüm dünyaya örnek bir  millet olmalıyız . Bunun için de çok çalışıp meslek sahibi olup bize ihtiyacı duyan  her yoksula, her kimsesize sahip çıkmalıyız. Çünkü dünya sevgi ile, barış ile, merhamet ile güzelleşecek ve cennete  dönüşecektir.

Eğitimin İnsanlara Kattığı Önem Nedir? Bu Konu İle İlgili Yazı Yazınız.


Eğitimin İnsanlara Kattığı Önem Nedir? Bu Konu İle İlgili Yazı Yazınız.

Eğitim ile insanda çok şey değişir . Çünkü eğitimin olduğu yerde değişme vardır , olumlu  yönde ilerleme vardır. Bir toplumun ilerlemesinin en önemli yolu o toplumdaki kişilerin iyi bir eğitimden geçmesi ile olur . Çünkü eğitim insanı cahil kalmaktan ,  geri kalmaktan kurtarır .  Eğitimin olmadığı, eğitimin ilerlemediği toplumlar ise her zaman geri kalır . Bunun için milletimizin her bir ferdi iyi bir eğitimden geçmelidir . Eğitimdir insanı insan yapan ve onu diğer canlılardan üstün kılan ve farklı yapan.

İyi eğitimden geçen fertler de topluma faydalı olmak için, insanlığa katkı sağlamak için ilim ve teknolojide ilerler . Böylece eğitim kişiye ve kişinin içinde bulunduğu topluma fayda sağlar, dünyaya fayda sağlar  .  İşte tüm bunlardan dolayı da eğitime çok ama çok önem vermeliyiz . Eğitimin en  önemli amacı , ahlaklı , erdemli , çalışkan  bireyler ortaya çıkarmak olmalıdır . Bunun için aileler ve öğretmenler çocuklarını iyi bir şekilde eğitmeli ve yetiştirmelidir . Eğitim sayesinde insanlık büyük yol kat etmiş ve etmeye de devam etmektedir . Çünkü eğitim insana şekil verir, insanı ilerletir . Eğitimin faydası ile ilgili şu sözü de unutmamalıyız :

‘’Bir milleti hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum olarak yaşatan da, köleliğe, yoksulluğa düşüren de eğitimdir.’’  Gazi Mustafa Kemal Atatürk . Gerçekten de Mustafa Kemal çok doğru söylemiştir ve iyi eğitim alan , çocuklarına iyi eğitim veren ülkeler  dünya gücü haline gelecek iyi eğitim veremeyenler ise ne yazık ki köleliğe, manda ve himaye altına girmeye mahkum kalacaklardır.


Yalnız Erdemi Bilmek Yetmez, Ona sahip Olmak Onu Yapmak Da Gerekir.


Yalnız Erdemi Bilmek Yetmez, Ona sahip Olmak Onu Yapmak  Da Gerekir.

Bu hayatta en önemli şey insanca yaşayabilmek ve insani özelliklere sahip olmaktır. Bu insanca yaşamanın yolu da erdemli olmaktan , güzel ahlaklı olmaktan geçer . Erdemli olmak, “ erdemli olun, erdemli davranın”  gibi başkalarına nasihat etmek yerine ilk önce kendimiz bu kavramın taşıdığı değerlere, özelliklere sahip olmalıyız . Yani erdemliliği hayatta uygulamaya çalışmalıyız .  Yoksa herkes iyi olmak güzeldir, ahlaklı olmak, dürüst olmaktır güzeldir der lakin  bunu tam anlamıyla herkes uygulamaz. Çünkü lafta kalır. 

Kamil insan olmalıyız . Yani sadece erdemlilik kavramının ne olduğunu bilmek size fayda sağlamaz . Çünkü erdemli  olmalıyız ki hem kendimize saygımız olsun  hem de içinde yaşadığımız topluma . Erdemli  olan insan olgun insandır , başkalarına kötü davranmayan insandır , ihanet etmeyen ,  güvenilir , doğru ve dürüst olan  kimselerdir . İşte bizler böyle olduğumuz zaman erdemli oluruz , erdemlilik kavramına sahip çıkmış oluruz ve erdemliliği ortaya çıkarmış oluruz . Erdemlilik icraat gerektirir. Mesela yolda gördüğümüz kimsesiz birine yardım etmek, yaşlı insanlara hizmet etmek, bize kötülük edene iyilik etmek ve o kimseye aynı kötülükle karşılık vermemektir aslında erdemli olmak.

Erdemlilik ile ilgili Sevgili Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın  da şu sözünü aklımızdan çıkarmamalıyız:
* ‘’ Erdemin en büyüğü, seninle ilişkilerini kesene iyilik etmen, senden esirgeyene vermen, sana kötülük edeni bağışlayıp, dost elini uzatmandır. ‘’ ( Hadis-i Şerif)

‘’Canımı Sokakta Bulmadım ‘’ Deyimi İle İlgili Bir Hikaye Yazınız


‘’Canımı Sokakta Bulmadım ‘’ Deyimi İle İlgili Bir  Hikaye Yazınız

Abimin mesleğinden dolayı onunla birlikte Konya’ya taşınmıştık . Abim Konya’da doktorluk yapıyordu . Ben de bu yıl üniversite sınavına orada hazırlanacaktım .  Annem ve babam yaşlı olduğu için onlar Kayseri’de kalmaya devam ediyorlardı . Çünkü belli bir yaştan sonra başka bir memlekete alışmak kolay değildi . Biz ise    Konya’ya  alışmıştık . Çok güzel ve büyük bir şehirdi . İnsana farklı bir şehirde yaşamak her ne kadar  tuhaf gelse de insan  zaman içinde buna da alışıyordu.

Abim geceleri nöbetten geliyor, ben de düzenli bir şekilde çalışmaya devam ediyordum . Sınava çok iyi çalışıp amaçladığım bölüme gitmek için elimden gelen her şeyi yapıyordum. Abim bir akşam  iş çıkışı eve geldi . Evde yemeklerimizi yiyip dışarıda yürümeye karar verdik . Çünkü spor yapmak  insanı dinç tutuyordu ve mutlu ediyordu .  Ayrıca spor yaparak akşam yediğimiz yemekleri de böylece yakmış oluyor ek olarak kilo  almıyorduk. Bu da sağlığımız için  çok iyi bir şeydi. Daha sonra hırkalarımız alarak abim ile  birlikte  akşam yürüyüşüne çıktık .  Yürüyüş  yaparken  sokakta iki kişinin kavgaya karıştığını gördük .  İki adam da kendinde değildi . Belli ki çok içmişler ve sarhoş olmuşlardı . Abime hemen onlara müdahale edelim de ayıralım dedim . Abim ise ceplerinde bıçak, tabanca olabilir, ben canımı sokakta bulmadım dedi . Abime hak vermiştim.  Çünkü sarhoş olan kimsenin ne yapacağı belli olmazdı ve yok yere canımızdan olabilirdik. Abim  bu büyük şehirde  uzun süre yaşadığı için benden daha deneyimli ve daha  ön görülüydü. Abimn dediği gibi yaptık ve kavga olan tarafa hiç bakmadan  yürüyüşümüze devam ettik. Böylece başımıza bir bela gelmeden yürüyüşümüzü tamamlayıp güzel bir şekilde eve  döndük.

 Belki o gün o kavgaya karışmış olsaydık yok yere canımızdan olabilirdik . İyi ki de abimi dinledik ve akıllı  davrandık . Çünkü insanın canı hiçbir şeyden kıymetli değildir.  
 

Anadolu İnsanını Anlatan Bir Konuşma Hazırlayınız.


Anadolu İnsanını Anlatan Bir Konuşma Hazırlayınız.

Anadolu insanı yani yurdum insanı , insani değerleri en iyi şekilde taşıyan ve başka milletlere örnek  olan  insandır . Çünkü Anadolu insanı merttir , yardımseverdir ,  merhametlidir , vicdan sahibidir . Anadolu insanı kültürüne sahip çıkan , kültürünü , gelenek ve göreneklerini yaşatan ve nereden geldiğini unutmayandır . Çünkü Anadolu insanı  milli benliğini kaybetmeyen ve kaybettirmeyen bir insandır .  Vatanı, milletini çok seven, vatan uğrunda şehit olan, gazi olan  kahramanlardır. Anadolu insanı içinde şefkat ve merhamet olan insandır. Yapmacık davranmayan her şeyi  içinden geldiği gibi söyleyen, iç içe gizli fesatlıklar, akıl oyunları yapmayan, doğal ve samimi insanlardır.  Saf ve temiz yürekli, iyi niyetli insanlardır.

Empati kurma becerisine sahip insandır . Yetimin, öksüzün, mazlumun hakkını koruyan, zalime karşı dik duran  yiğit insanlardır . Misafirperver insanlardır , hoşgörülü insanlardır .  Söz konusu vatan olduğunda , birlik ve beraberliği kendine amaç etmiş insanlardır . Anadolu insanı kültürel değerlerine sahip çıkan , kültürünü koruyan insandır . Anadolu insanı ekmeğini taştan çıkaran insandır .  Namusu ile, şerefi ile çalışıp ekmeğini kazanan insandır . Başkalarının üzerinden geçinmeyen insandır . Bilim ve teknolojide ülkesini ileriye götürmek için , durmadan çalışan ve yorulmadan yoluna devam eden insandır . Çünkü Anadolu insanı emektir, alın teridir. İnsanımız büyüğüne saygılı davranan, küçüğüne sevgi ile yaklaşan  insandır. Ülkesi zora düştüğü zaman , iç ve dış terör örgütlerine karşı devletinin yanında duran, devletine her türlü desteği veren mert insandır .

Anadolu insanı özgürlüğüne düşkün bir insandır . Başka ülkelerin manda ve himayesi altına girmek istemeyen insandır . Başka ülkelerin esiri olmaktansa ölmeyi tercih eden gururlu insandır . Anadolu insanı demokrasiye, Cumhuriyet’e sahip çıkan, geçmişini unutmayan vefalı insandır .  Anadolu insanı içinde karşılıksız sevgi olan, menfaati olmayan , insan gibi bir insandır. Vatanın ,ülkesine faydalı olmak için canını seve seve bu topraklar için feda eden gerçek birer kahramanlardır yurdumun  her bir köşesindeki Anadolu insanı.

Arkadaşlık İle İlgili Bir Konuşma Hazırlayınız .


Arkadaşlık İle İlgili Bir Konuşma Hazırlayınız .

Hayatta ihtiyaç duyduğumuz en önemli şey iyi bir arkadaşa sahip olmaktır . Çünkü iyi bir arkadaşa sahip olmak insana güç verir , onu mutlu eder . Çünkü arkadaş demek sosyal olmak demek , yaşamın tadını onunla doyasıya çıkarmak demektir . Arkadaşlık  iki ya da daha fazla kişinin birbirleri ile samimi bir  şekilde iletişim halinde bulunmasıdır . Arkadaşlar birbirlerinin her zaman yanında olan kimselerdir .  Bir derdimiz olduğunda , başımıza kötü bir iş geldiğinde gideceğimiz, sığınacağımız limandır onlar .


Bunun için iyi arkadaşlar edinmeliyiz , çıkar üzerine ilişkiler kurmamalıyız . Arkadaşlarımızı koşulsuz sevmeliyiz . Bazen  görüyoruz ki kimi dost sandığımız insanlar aslında sadece bizimle işi bitene kadar arkadaşlık kuruyormuş . Çünkü amacı çıkar için arkadaşlık kurmakmış . İşte böyle kimselerle arkadaşlık kurmamalıyız . Arkadaş olarak seçeceğimiz kişilerin huyunu, suyunu iyi bilmeliyiz . Hemen , herkesle  samimi olmamalıyız , karşı tarafa hemen güvenmemeliyiz . Belli bir zaman geçirmeliyiz arkadaş denilen kişi ile .  Çünkü dostluklar, arkadaşlıklar hemen kurulmaz .  Sabır ve zaman gereklidir . Sevdiğimiz, güvendiğimiz arkadaşlarımıza da sahip çıkmalıyız . Onların bizi sevdiği gibi biz de onları sevmeliyiz. İlişkilerimizde asla yalan olmamalı , iftira olmamalı kıskançlık olmamalıdır . Birbirimize karşı her zaman dürüst olmalıyız .


Arkadaşımızın bize söylediği özel bir konuyu hemen başkalarına yetiştirmemeliyiz . Karakter sahibi bir arkadaş, kaliteli bir insan olmalıyız .  Arkadaşlarımıza karşı net bir duruş sergilemeliyiz . Yüzlerine gülüp arkalarından dedikodularını yapmamalıyız .  Onları çok ama çok sevmeliyiz ve onlara hak ettikleri değeri vermeliyiz .