Yalan Söylemek Kötüdür. Çünkü… İle Başlayan 10 Cümle Kurunuz.


Yalan Söylemek Kötüdür. Çünkü… İle Başlayan 10 Cümle Kurunuz.

*  Yalan söylemek kötüdür . Çünkü yalan söyleyen kişinin yalan söylediği hemen anlaşılır. Çünkü yalan söyleyen kişi sizden gözlerini kaçırır size kaçamak kaçamak cevaplar verir.
* Yalan söylemek kötüdür çünkü söylediğiniz yalan eninde sonunda ortaya çıkar . Daha sonrada onarılması imkansız şeylere neden  olabilirsiniz .
* Yalan söyleyen kişinin nefes alışverişleri değişir.
* Yalan söyleyen kişinin tipik göz  hareketlerinde değişimler olur.
* Yalan söylemek kötüdür. Çünkü yalan söyleyenin sözleri ve beden dilleri  uyum içinde olmaz.
* Yalan söylemek kötüdür. Çünkü yalan insanın ahlakını bozar.
* Yalan söylemek kötüdür. Çünkü yalan söyleyen insan erdemli davranmamış olur.
* Yalan söyleyen  kişi hep aynı şeyleri tekrar eder ve yalanı ortaya çıkar. Bunun için yalan söylemek kötüdür.
* Yalan söylemek kötüdür. Çünkü yalan söyleyerek hiç  suçu olmayan bir kimsenin günahına girmiş olursunuz ve bunun acısını da eninde sonunda çekersiniz .


* Yalan söylemek kötüdür. Çünkü yalan söylemek bazen yuva yıkabilir .
* Yalan söylemek kötüdür. Çünkü yalan   söylemek  insanın vicdanını sızlatır ve kişi gece yatağında rahat uyuyamaz .
* Yalan söylemek kötüdür . Çünkü yalan her kötülüğün anasıdır.
* Yalan söylemek kötüdür. Çünkü yalanın olduğu yerde doğruluk ve dürüstlükten bahsedilemez.
* Yalan söylemek kötüdür. Çünkü yalan söyleyene asla  bir daha güvenilmez.
* Yalan söylemek kötüdür çünkü suçu olmayan bir kimsenin ekmeğinden olmasına neden olur.
* Yalan söylemek kötüdür  çünkü suç işlenmesine neden olur.
* Yalan söylemek kötüdür çünkü itibar kaybedersiniz.
* Yalan söylemek kötüdür çünkü insan haklarının sekteye uğramasına neden olur.
* Yalan söylemek kötüdür. Çünkü adalet yerini bulmaz.
* Yalan söylemek kötüdür Çünkü insanı insan yapan en büyük değerlerinden uzaklaştırır.
* Yalan söylemek kötüdür Çünkü sevdiğimiz kişileri kaybetmemize neden olabilir.
* Yalan söylemek kötüdür çünkü dinde yalan söylemek günahtır.
* Yalan söylemek kötüdür çünkü insanların arası bozulur.
* Yalan söylemek kötüdür çünkü toplumda huzursuzluğa sebep olur.
* Yalan söylemek kötüdür çünkü insanların hayalleri ile oynanmış olur.
* Yalan söylemek kötüdür  çünkü bir insanın geleceği ile oynanabilir.
* Yalan söylemek kötüdür. Çünkü toplum içindeki saygınlığımızı kaybederiz.
* Yalan söylemek kötüdür . Çünkü yalan söyleyen kişide zerre kadar karakter ve onur bulunmaz.

Anladım ki insanlar: Susanı korkak. Görmezden geleni aptal. Affetmeyi bileni çantada keklik sanıyorlar… Oysa ki; biz istediğimiz kadar hayatımızdalar. Göz yumduğumuz kadar dürüstler ve sustuğumuz kadar insanlar!... Sözü İle İlgili Duygu Ve Düşüncelerinizi Yazınız


Anladım ki insanlar: Susanı korkak. Görmezden geleni aptal. Affetmeyi bileni çantada keklik sanıyorlar… Oysa ki; biz istediğimiz  kadar hayatımızdalar. Göz yumduğumuz kadar dürüstler ve sustuğumuz kadar insanlar!... Sözü İle İlgili Duygu Ve Düşüncelerinizi Yazınız

İnsan  olduğumuz için  hayatta her şey olabilir . Vefasız insanlar  canımızı yakabilir ,  kalbimizi kırabilir. İnsanlar iyi olduğumuz zaman , onlara cevap vermediğimiz zaman bizi korkak sanabilir . Halbuki edepli edebinden susar , edepsiz susturdum sanır diye bir söz söylenmiştir bunun için de.  İyi niyetli ve saygılı kimseler nerede nasıl davranacağını bilir.  Haddini bilmeyenler karşısında bile güzel karakterini asla bozmaz. 

Bazen yapılan yanlışları görmezden geldiğimizde insanlar bizi aptal zanneder ve buna ne yaparsam yapayım onu kabul eder gözü ile bakarlar bize . Oysa ki biz buna  izin verdiğimizi sürece yaparlar . Biz bir konuşursak onlar bir daha bize cevap veremeyecek hale gelebilirler . Çünkü öyle bir konuşuruz ki karşıdaki ne yapacağını şaşırır ve kaçacak bir yer arar . Biz  kendini bilmez , şımarık insanlara göz yumduğumuz kadar bu oyunlarını sürdürebilirler . . Onun için kimi kendini bilmez insanlar  çok konuşarak, bağırıp çağırarak masum insanları etkisi altına aldığını sanmasınlar . Çünkü kaliteli ve kişilikli insan çok konuşmaz . Ama bir konuştu mu da o kendini bilmeze haddini bildirir . Bundan dolayı bizi seven bizim hatalarımızı görmezden gelen insanları üzmeyelim . Onların bize verdiği değeri biz de onlara verelim ve kesinlikle kibirli insan olmayalım . İnsanları korkaklığından dolayı konuşmuyor , kendine güveni yok diye konuşmuyor gibi sözler söylemeyelim.

Karşıdaki insan kalp kırmamak için , incitmemek için susuyordur ve bu da belli bir yere kadar olur . Yani çekirge bir zıplar , iki zıplar , üçüncüye de öyle bir zıplar ki neye uğradığınızı şaşırırsınız.  Akıllı kimseler hakkını savunacak kadar  zeki ve hadsize de haddini bildirecek kadar kurnazdırlar. Sadece sabrederler ve uygun zamanı beklerler.


10 Deyim ve 10 Atasözünü Anlamları İle Açıklayınız .


10 Deyim ve 10 Atasözünü Anlamları İle Açıklayınız .

10 Tane deyim ve anlamları :
* Ekmeğinden etmek : Bir kişinin işten çıkmasına neden olmak , yani o kişiyi kazancından mahrum bırakmak anlamına gelir .
* Eceli gelmek : Ölüm vaktinin gelmesidir . Örneğin ; trafik kazasında bir babanın hayatını kaybetmesi için  eceli orada gelmiş denilir .
* El açmak : Başkalarından dilenerek geçinmek, sürekli dilencilik yapmak
* Abayı yakmak : Bir kimseyi sevmek, ona gönlünü kaptırmak ya da aşık olmak gibi.
* Açık kalpli : Yüreği temiz olmak, içten  ve samimi olmak anlamına gelir.
*  Adını ağzına almamak :  Kırgın olduğu kimseden hiçbir şekilde söz etmemek , adını ağzına bile almamak. Yani o kimse hakkında laf açmayı da sevmez kişi.
* Bağrı yanık : Çok dertli olan kimseler için söylenmiş deyimdir.
* Baş ağrıtmak : Çok konuşarak çevresindeki kimseleri bunaltmak, sıkmak.
* Baş başa: Birlik olmak, beraber olmak, dayanışma içinde hareket etmek.
* Baş belası :  İnsanına başına bela olan , bu belalı kişiden bir türlü kurtulamamak .


10 Tane Atasözü ve Anlamlarını Yazınız.
* Ayağını yorganına göre uzat: Hayatta her zaman ölçülü olunmalıdır . Zamandan israf edilmemeli, paradan israf edilmemelidir . Planlı ve programlı olmalı, kişi durumuna göre harcama yapmalıdır .
* Acındırırsan arsız olur, acıktırırsan hırsız olur : Çocuklarımın her türlü ihtiyacını karşılamalıyız ve onları başkalarına muhtaç etmemeliyiz. Yoksa ya arsız olur ya da hırsız olur.
* Çalışan kazanır: Çalışan kimse kazanır ve aç kalmaz.
*  Acele giden, ecele gider: Hiçbir işte acele etmemek gerekir . İşimizi acele ile yaparsak istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir.
* Çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere görünme:  Çağrılan yere git, çünkü insanlar size kıymet verdiği için sizi davet etmiştir. Çağrılmayan yere ise gitme, çünkü kimse sizi çağırmamıştır.
* Çalma elin kapısını, çalarlar kapını: Hiç kimseye kötülük edilmemelidir. Yoksa o kötülük gün gelir seni bulur.
* Ecel geldi cihana, baş ağrısı bahane: Her insan ölümü tadacaktır. Ölüme bahane aramak boşunadır. Çünkü hepimizin belli bir süresi vardır bu dünyada.
* Fakirlik ayıp değil tembellik ayıp: Fakir insan çalışarak  alın teri dökerek helali ile ekmeğini kazanırsa bundan utanılacak hiçbir şey yoktur. Aksine böyle insanlar kendileri ile gurur duymalıdır. Tembel insan ise utanmalıdır. Çünkü boş boş gezip duruyordur ve hiçbir şeye faydası dokunmuyordur. Bunun için fakir utanmasın tembel ise utansın.
*  Hatasız kul olmaz: İnsan olduğumuz için mükemmel olmayız. Hata yapmak da hatayı düzeltmek de insanoğluna özgüdür. Her insan kusurludur. Önemli olan insanı kusurları ile kabul edebilmek ve sevmektir.
* Faydasız baş mezara yakışır: İnsan yaşıyorsa yaşamanın tadını çıkarmalı yani çok çalışmalı, üretmeli, alın teri dökmelidir. Boş insanın yaşayan ölüden farkı yoktur, böyle kimselerin ne kendisine ne de insanlığa bir faydası vardır. 
* Fazla mal göz çıkarmaz: Malın fazla olması iyidir. Çünkü o fazla mal gün gelir bize fayda sağlar. Onun için faz malımızı da israf etmemeliyiz. Fazla mal ile maddi durumu olmayan kimselere de yardım ederiz ve yoksul olanların da elinden tutmuş oluruz.


Nerede Birlik Orada Dirlik Atasözünden Yararlanarak ‘’birlik ve beraberlik’’ konulu bilgilendirici bir metin yazınız . Metninize Uygun Bir Başlık Koymayı Unutmayınız .


Nerede Birlik  Orada Dirlik Atasözünden Yararlanarak ‘’birlik ve beraberlik’’ konulu bilgilendirici  bir metin yazınız . Metninize Uygun Bir Başlık Koymayı Unutmayınız .

İşbirliğinin Önemi
Birlik ve beraberliğin olduğu yerde sorunlar daha  kısa sürede çözülür , işler daha kıza zamanda yapılır . Böylece  daha kısa sürede işlerimiz bitmiş olur . Birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olmayan toplumlarda huzursuzluk ve kargaşa eksik olmaz. 

İşlerimizi iş birliği içinde yaparsak, her birimiz  aramızda iş bölümü yaparsak o  zaman daha mutlu oluruz ve daha iyi olur .  Herkes kendi kafasına göre hareket etmeye kalkışırsa orada bir düzen olmaz , her şey karmakarışık olur ve sorunlar da çözülmez , işler de yapılmaz . Bunun  yeri ve zamanı geldiğinde birlik ve beraberlik içinde hareket etmesini bilmeliyiz . Örneğin ; evde annemiz bir iş yaparken biz de evin diğer kalan işleri görmeliyiz . Böylece işler çabucak bitsin . Okulumuzun çevresine çöpler atıldığı zaman o çöpleri tüm okul olarak birlikte temizlemeliyiz ki okulumuz daha yaşanılır bir eğitim yuvası olsun . Ülkemizi tehdit eden her türlü iç ve dış terör  şerlerine karşı milletçe de birlik , beraberlik ve dayanışma içinde hareket etmeliyiz . Birlik içinde olmanın  ile ilgili şu söz vardır: '' Tek elle alkışlanmaz.'' ( Çin Atasözü) 

İşte böyle olduğu zaman bizi kimse yıkamaz . Nerede birlik orada dirlik atasözü de işte tam bunlar için söylenmiştir . Onun her zaman bir olalım, birlik olalım ve vatanımıza sahip çıkalım .

Acelecilik İle Deyim, Atasözleri ve Özdeyiş Araştırıp Bunlar İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


Acelecilik İle Deyim, Atasözleri ve Özdeyiş Araştırıp  Bunlar İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

Acelecilik İle İlgili Deyimler:

* Aceleye getirmek,
* Yel yeperek yelken kürek
* Telaşa vermek,
* Kelle götürmek,
* Aceleye gelmek
* Ateş almaya gelmek
* Savuşup gitmek
* Telaş almak
* Adımlarını sıklaştırmak


Acelecilik İle İlgili Atasözleri:
- Acele  işe şeytan karışır.
- Acele  giden, ecel gider
- Acele yürüyen yolda kalır
- Acele ile menzil alınmaz
- Sabreyle işine, hayır gelsin başına.
- Merdiven ayak ayak çıkılır.
- Geç olsun, güç olmasın.


Acelecilik İle ilgili  özdeyişler:
*Hata, acelenin hayırsız çocuğudur.  Ahmet Rıfat
* Bütün yanlışlıkların başı aceleciliktir, bütün iyi işler, daima ağır ağır yapılan işlerdir. Yusuf Has Hacip
*  Yöneticiler, işlerde acele etmemelidir, bir şey işittikleri veya bir şeyden şüphelendikleri zaman, hakikatini anlayıncaya, yalanı doğrudan ayırıncaya kadar bu hususta yavaşlık göstermeleri gerekir; çünkü acelecilik kudretlilerin işi değil, zayıfların işidir.. Nizamülmülk

1) Aceleye Getirmek Deyimi İle İlgili Kompozisyon :
 Yapılan işlere gereken önemin verilmemesi, işin  baştan savma yapması aceleye getirmek  demektir. Bazen hayatımızda  bunu yaşayabiliriz.  Örneğin; kimi  kendini bilmez insanlar adamına göre davranabilir. Zenginin çocuğunun işi düşünce onun işini güzelce yaparlar,  fakirin çocuğunun işini ise aceleye getirerek onunkine hiç önem vermezler . Bunun için bizler böyle olmamalıyız . İşlerimizi aceleye getirmemeliyiz. Sakin bir şekilde , bir plan ve program dahilinde işlerimizi düzenli bir şekilde yapmalıyız.

2)  Acele giden ecele gider:
İşlerimizi her zaman sakin bir şekilde yapmalıyız. İşimizi  iyi bir şekilde yapmak için de her zaman bir plan doğrultusunda hareket etmeliyiz. Yani işimizi son güne bırakmamalıyız. Örneğin; sabah sınava gireceğim diyerek arabayı çok hızlı sürersek kaza yaparız. Bunun sonucunda ya yararlanırız ya da hayatımızı kaybedebiliriz. Böylece acele giden ecel gitmiş olur. Bunun için  her şeyi zamanında yapmalıyız ve işlerimizi son dakikaya bırakmamalıyız.
3) Acelecilik Her İşte Hatayı Getirir. ( Herodot)
Bir iş acele yapıldığı zaman o işin başarıyla sonuçlanması mümkün değildir.  Aceleci davranıldığı zaman hata üstüne hata yaparız ve işlerimiz de tam anlamıyla çözülmemiş olur. Örneğin; matematikten sınavımız var diyelim. Sınava çok güzel bir şekilde çalıştık. Daha sonra sınav günü geldi ve sınav esnasında o kadar acele ettik en basit bir soruyu bile karıştırdık. Çünkü hemen bitirip , kağıdı teslim edeyim derdine girdim. Bunun sonucunda da matematikten çok düşük bir puan aldık. Çalıştığımız  ise hiçbir işe yaramadı. Çünkü acele ettik ve hatalar ortaya çıktı.

Tüm kompozisyonlar bu sayfada

‘’Çocuklara,babalarının yeteneklerine göre değil , kendi yeteneklerine göre meslek bulmak gerekir" Sözünden Yola Çıkarak Bir Kompozisyon Yazınız


‘’Çocuklara,babalarının yeteneklerine göre değil , kendi yeteneklerine göre meslek bulmak gerekir"  Sözünden Yola Çıkarak Bir Kompozisyon Yazınız

 Her bireyin  yapabileceği mutlaka bir iş  ya da birden fazla iş vardır . Çünkü her insan doğuştan farklı yeteneklere sahip olarak dünyaya gelir .  Kimileri bu yetenekleri doğrultusunda kendini geliştirir , kimileri ise ilgi alanlarına göre  meslek seçer ve o alanda kendini geliştirmeye çalışır . Her insanın  yapabileceği işler farklı  olduğu için her insan biricik ve değerlidir .

Çocuklara babalarının yeteneklerine göre iş bulmamak gerekir. Çünkü her çocuk farklıdır. Belki çocuğun babasının mesleğine yeteneği vardır fakat o mesleği yapmayı hiç istemiyordur ve o mesleği yapmaktan da asla mutluluk duymayacaktır . Babasının mesleğine ilgisi ve sevgisi varsa zaten o işi zevkle yapacaktır. Bunun  için aileler çocuklara  meslek seçimi konusunda müdahale etmemelidir . Örneğin; ata işimiz bu diyerek çocuğa marangozluk işini zorla yaptırmamalıyız . Önemli olan çocuğun ne istediğidir .  Çocuğun yeteneği eğer spor dalında ise çocuk o alana yönlendirilmelidir .  Keman çalma,  bağlama çalma, ud çalma, piyano çalma vb. ise bu alanlara yönlendirilmeli ve onun sevdiği işi yapması sağlanmalıdır .

Kişi hem sevdiği, hem  ilgi duyduğu hem de yetenekli olduğu bir işi yaparsa o işten çok verim alır ve  hem kendisine hem de yaşadığı topluma faydalı bir birey olur. Yeter ki çocukları sevmediği bir işe  yönlendirmeyelim  ve onları zor bir yolculuğun içine bırakmayalım.

Tüm Kompozisyonlar Burada

Hayalimdeki Öğretmen Konulu Bir Yazı Yazınız .


Hayalimdeki Öğretmen Konulu Bir Yazı Yazınız .

Her   öğretmen değerlidir .  Öğrencileri için  elinden gelen her türlü fedakarlığı yapan öğretmenlerimiz  toplum  yön veren aydın insanlardır. Benim hayalimdeki öğretmenim şu şekilde olmalıdır :  Öncelikle iyi bir insan olmalıdır .  Çocuklara   ilk olarak iyi insan olmayı öğretmeli , daha sonra başarılı olmaları gerektiğini söylemelidir . İçten ve samimi olmalıdır . Yapmacık olmamalıdır . En ufak bir hata yaptığımızda hemen bağırmamalıdır . Çünkü bağıran öğretmenlerden çok korkuyorum ve o zaman yapacağım işi de korkudan yapamıyorum. Çünkü kendime olan güvenimi kaybediyorum.

Hayalimdeki öğretmen öğrencilerine salak , aptal gibi çocuğu rencide edecek  sözler söylememelidir . Arkadaşlarımızın  yanında  bizi rencide edecek söz ve davranışlarda bulunmamalıdır. Bizden mükemmel olmayı beklememelidir.    Öğrenciler arasında ayrım yapmamalıdır . Her öğrencisini değerli görmeli ve her öğrencisini koşulsuz sevmelidir . İnsana insan olduğu için değer vermelidir . Nitelikli , verimli ve üretken olmalıdır . Bize sadece kitaptan  ders anlatmamalı , yeni yeni materyaller hazırlamalı ve ilgimizi böylece daha iyi çekebilmelidir . Öğrettiği bilgilerin kalıcı olması için yaparak yaşayarak öğrenmemize katkı sağlamalıdır .  Hayalimdeki öğretmen öğrencinin kusursuz olmasını beklememelidir.  Bizlerin de  insan olduğunu düşünmeli ve her çocuğa hata yapabilme fırsatı vermelidir . Hata yaptığımız zaman yüzünü asmamalıdır . Yapılan hataları affetmeli ve bizi tatlı bir dille uyarmalıdır .  Bizi geleceğe iyi bir şekilde hazırlamalıdır . Bunun için yeri geldiği zaman bize rehber olmalıdır .

İlgi ve yeteneklerimizin neler olduğunu keşfetmeli ve bizi bu konuda bilgilendirmelidir. Hayalimdeki öğretmen, doğru, dürüst ve güvenilir bir öğretmen olmalıdır . Her öğrencisini kendi çocuğu gibi görmeli ve onun için bize karşı şefkatli olmalıdır v b. 

Tüm kompozisyonlar için tıklayın

Dürüstlük İle İlgili Hikaye Yazınız .


Dürüstlük İle İlgili Hikaye Yazınız .

Ayşe annesini küçük yaşta kaybettiği için  babası daha sonra başka biri ile evlenmiş. Ayşe de bu cici anneye anne demek zorunda kalmıştı. Üvey annenin de bir kızı vardı. Üvey anne hep kendi kızı ile ilgileniyor ve Ayşe ile fazla ilgilenmiyordu. Çünkü o kendi kızı değildi. Oysa Ayşe  evdeki tüm işleri görüyor , üvey annesine yardım ediyordu. Üvey kardeşi  Berrak   ise hiçbir iş yapmıyor ve her işi Ayşe’nin üstüne atıyordu. Anne kız bir olup zavallı küçük Ayşe'yi evin her işini yaptırmaya çalışıyorlardı. Sonrada çaylarını güzel güzel içip kıs kıs gülüyordu bu acımasız insanlar.

Bir gün üvey anne olan   Hayriye  Hanım çarşıya gidecekti. Cüzdanını açıp baktığında cüzdanında 20 lirasının olmadığını fark etti. Hem üvey kızına bakarak hem kendi kızına bakarak bu parayı kim aldı dedi. Ayşe korktu ve ben asla hiç kimsenin parasını çalmam dedi. Üvey kız kardeşi de ben almadım dedi.  Daha sonra üvey anne açın bakıyım çantalarınızı şimdi kim doğru söylüyor, kim yanlış söylüyor anlayacağım dedi. Ayşe çantasını açtı ve gözlerine inanamadı. Çünkü 20 lira onun çantasında çıkmıştı. Üvey kardeşi ise ona bakarak sinsi sinsi  gülüyordu. Daha sonra Aliye Hanım Ayşe’ye tokat attı ve onu yere düşürdü. Ayşe hayır ben almadım dese de ona inanmadı. Ertesi gün Aliye Hanım yine pazara çıkacağı zaman , tam cüzdanına doğru yöneliyordu ki kendi öz kızı cüzdandan parayı almış ve Ayşe’nin çantasına koyuyordu. Onu yakaladı ve bunu sen mi yapmıştın geçenlerde de dedi. Kızı utanarak evet dedi. Aliye Hanım Ayşe’ye yaptıkları için çok üzülmüştü. Hemen Ayşe’nin yanına gitti, diz çöktü ve ona sarılarak ondan özür diledi. 

Sen çok dürüst bir kızsın , lütfen beni affet dedi. Ayşe de ona sarıldı ve barıştılar. Daha sonraları da Aliye Hanım çocuklar arasında hiç ayrım yapmadı ve Ayşe’yi de sevdi . Kızına da gereken cezayı verdi ve o da bir daha böyle yanlış bir şey yapmadı. Kendi yaptığı hataları  bir daha yapmayacağına söz verdi. Böylece daha güzel ve daha samimi bir aile oldular. Dürüst olan Ayşe de  her zaman başarılı oldu ve  iyi bir meslek sahibi oldu.

Üzüntü, Sevinç Korku, Şaşkınlık Ve Mutluluk Kelimelerinden Oluşan Bir Hikaye Yazınız.


Üzüntü, Sevinç Korku, Şaşkınlık Ve Mutluluk Kelimelerinden   Oluşan Bir Hikaye Yazınız.

Abimin askerlik vakti gelmişti artık . 10 gün sonra Mehmet abim  birliğine teslim olacaktı . Annem hem oğlum asker olacak diye gururlanıyor, bir yandan da oğluma hasret kalacağım diye de üzülüyordu. Ana yüreği işte neylersin.  Günler çabuk geçti ve abimin askerlik günü geldi çattı. Biz abim askere gidiyor  artık bir Türk askeri diyerek seviniyorduk . Kardeşlerim ile birlikte en  en büyük asker bizim asker diyerek abimi yukarı attık .  Daha sonra yola çıktık ve terminale doğru  vardık .

Oraya akrabalarımız da gelmişti. Hepsi abimi uğurlamak için  sıraya girmişti. Abim hepsine de sarıldı. Akrabalarımızdan Ayşe Teyze üzülüyor, babam ise onu teselli ediyordu . Ağlama Ayşe Hanım Allah’ın  izni ile geri gelecek mutlu olalım ki o da mutlu olsun dedi . Daha sonra  hepimiz  gülümsedik ve mutlu olduk . Abimin saati geldi ve abim Siirt’e gitti . Birliğine teslim olunca komutanı bizi aradı ve endişe etmeyin  Mehmet asker artık bize emanet dedi. Aradan aylar geçti ve abimi çok özlemeye başladık .  Bir sabah kalktığımda biri beni  gıdıklıyor dur ya uykum var anne diye bağırıyordum. Daha sonra uyandım ki bir de ne göreyim, abim gelmiş. Ben şaşkın şaşkın bakarken abim bana sarıldı ve beni öptü.  Ben de onu öptüm. Daha sonra annemin odasına girdik annem uyandı ve korkarak hayırdır askerlikten mi attılar oğlum ne oldu dedi.

Abim de hayır anacığım size sürpriz yaptım, bir hafta  iznim var dedi. Daha sonra anam sıcak bir  börek yaptı, çay koydu ve ailece yedik. O gün çok mutlu bir gün oldu  benim için. Mutluluktan uçaçak gibiydik ailece.

Yardımlaşma İle İlgili Bir Anınızı Yazınız .


Yardımlaşma İle İlgili Bir Anınızı Yazınız .

17 Ağustos sıcağıydı . Henüz akşam olmuş  ve  yemeğimizi yedikten sonra uykuya dalmıştım . Annemi , babamı ve kardeşlerimi rüyamda görüyordum . Koşuyor, oynuyor , kırlara gidiyordum . Bir anda  uyandığımda  kendimi enkazın altında bulmuştum .  Çok korktuğum için ağlamaya ve bağırmaya başlamıştım . Anne, baba , abla diye ağlıyordum . İmdat çığlıkları atıyordum . Büyük bir deprem olmuştu . Bulunduğum yer daracık bi yerdi ve ben nefes alıyordum . Biraz sonra  beni amcalar, abiler kurtarmıştı .

Annem , babam ve ablam da kurtulmuştu . Biz  de hemen yardıma ihtiyacı olan diğer insanları enkazdan kurtarmak için seferber olduk . Arama kurtarma ekibi , orada bulunan binlerce insan  enkaz altındakileri  çıkarmaya çalışıyordu . O gün İstanbul'da mahşer kalabalığı vardı . Kimi  insanlar yakınlarını kaybettiği için korkuyor,  kimi insanlar da  hala yakınlarını bulamadığı için çaresizce bekliyorlardı . O kalabalığın arasında küçük bir bebek sesi duymuştum . Öyle bir ağlıyordu ki yavrucak ne kadar canı yandı , ne kadar korkmuştu bilemiyorum . Hemen orada abilerimin , amcalarımın yanına koştum ve buradan bir ses geldi diyerek sesin geldiği yöne onları götürdüm .  Aradan beş , on dakika sonra minik kız çocuğu enkaz altından çıkarılmıştı . Burnu kanamıştı ve onun dışında bir şey olmamıştı .

O kadar mutlu olmuştum ki onun sesini duyup abilere dediğim için . O gün ettiğim bu yardımlaşma ve dayanışmayı unutmuyorum. İnsan hayatı kurtarmak çok güzel bir duyguydu.

Korkarak Yaşıyorsan Yalnızca Hayatı Seyredersin Sözü İle İlgili Kompozisyon


Korkarak Yaşıyorsan Yalnızca Hayatı Seyredersin Sözü İle İlgili Kompozisyon

Hayat durmadan akıp gidiyor , zaman akıp gidiyor . Giden zaman bir daha gelmeyecek . Bu hayatta her zaman bir işle meşgul olmak gerekir . Kişi hayatı korkarak yaşamaya devam ederse ,  gelecekte ne olacağının derdini kendi kafasında kurgularsa hayat akıp gider ve o kişi sadece hayatı seyretmiş olur . Yani gelecekte  başarısız olacağım , bu işi yapamayacağım şeklinde hareket ederse  ve hep boş durursa o kişi haklı çıkar ve gerçekten de hayatı boş boş seyretmiş olur .

İnsan yeri geldiği zaman hayatta yaşanan olaylar karşısında risk almasını bilmelidir . Hayattan korkmamalıdır .  Başaramayacağım , yapamayacağım düşüncesi  ile yaşamamalıdır. Başaramayabilirim de fakat yine de denemeye  değer demeli ve durmadan çalışmalı , ilerleme kaydetmelidir . Öğrenilmiş çaresizlik içinde hareket etmemelidir insan .  Hayata dışarıdan , yüzeysel bakmalıyız . Hayatın içine girmeliyiz . Zorlukların üstesinden gelmek için mücadeleci bir ruha sahip olmalıyız .  Cesaretimizi asla kaybetmemeliyiz .  Örneğin; bir işimizi kaybedebiliriz , büyük hayal kırıklığı yaşayabiliriz .

Önemli olan düştüğümüz yerden yeniden ayağa kalkmasını bilmek ve  kendimize daha yeni işler aramak ve işe sıfırdan başlamaktır . Üretmek, alın teri dökmek, umutla hayata bağlanma bizi hayatın içine sokar ve hayatı da oturarak, boş boş gezerek tüketmemiş oluruz. Korkarak yaşamanın anlamsız olduğunu söylenmiş olan şu sözle ile getirebiliriz  : '' Korku içinde yaşayan, asla hür değildir.''

Birlik ve Beraberlik İçinde Başardığınız Bir İşi Anlatınız .


Birlik ve Beraberlik İçinde  Başardığınız Bir İşi Anlatınız .

Bir pazar sabahıydı . Annem belinin ağrıdığını ve bugün bahçeye gitmek istemediğini söyledi . Hafta içi biz okulda olduğumuz için annem de sürekli hafta içi babam ile birlikte bahçeye gidiyor ve elma bahçemizde yere düşen elmaları topluyor ve meyve suyu fabrikasına satıyorlardı .  O kadar çok çalışmaktan zavallı annemin beli çok acımıştı . Ama bir sürü iş  de bizi bekliyordu . Çünkü yere dökülen elmalar çürümeden toplanacak ve satılacaktı . Yoksa elmalar boşa gidecekti .

Biz yedi kardeşiz. Hep birlikte oturup annemden gizli bir plan yaptık . Annem bizi çalıştırmayı istemiyordu . Siz işinize bakın okuyun diyordu . Ne olacaktı ki bir günlük bir iş diye düşündüm . Kardeşlerim ile birlikte anneme haber vermeden biz dışarı oynamaya gidiyoruz dedik . Daha sonra bahçeye gittik . Her birimiz bir ağacın dibini topladık . Ağacını bitiren başka bir ağaca geçiyordu. Elma toplama işini bir yarışa çevirdik. Elmayı en çok toplayan ve bir yere bırakana en sevdiği cips ve çikolatadan alacaktık. Herkes elmayı zevkle toplamaya başladı  ve hepimizin elması da eşit seviyede toplanmıştı. Bunun için de hepimize cips ve çikolata alacaktı canım abim.  Daha sonra  akşama doğru ağaçların dibi elmalardan temizlenmişti . Elmaları torbalara koyduk ve daha sonra babam ile annemi aradık . Bahçeye gelin biz bahçedeyiz çay içiyoruz dedik . Onlar da geldiklerinde şok oldular . Büyük bir yükten kurtulmuşlardı ikisi de. Annem sevinçten duygulandı . Biz de ona duygulanma annecim sen bizim en değerlimizsin  diyerek ona sarıldık. Çürük elmaların kokusu burnumuzun direğini sızlattığı için duygulanmayı bırakıp toplanan elma torbalarını babama verip motora yükledik.

Birlik ve beraberlik içinde o gün işleri bitirdik . Akşam da yola koyulduk ve elmaları sattık. Babam da bize harçlık verdi. Ablam da sabah olunca cips ve çikolata aldı. Daha sonra kendi paralarımıza da abur cubur alarak dut ağacımızın başında aldıklarımız bir güzel yedik.

Bir İnsana Kitap Okuma Alışkanlığı Kazandırmanın En Etkili Yolu Sizce Nedir? Düşüncelerinizi Arkadaşlarınızla Paylaşınız.


Bir İnsana Kitap Okuma Alışkanlığı Kazandırmanın En Etkili Yolu Sizce Nedir? Düşüncelerinizi Arkadaşlarınızla Paylaşınız.

Her insan kitap okumayı ne yazık ki sevmiyor . Oysa kitap okumak insanı bilgilendirir , insana geniş bir bakış açısı kazandırır . Bir insana kitap okuma alışkanlığı kazandırmanın en etkili yolu bence o insana örnek olmaktır . Örneğin ; anne ve babalar akşamın belli saatlerinde çocuklarına iyi örnek olmak için kitap okumalı , okumayı sevmeyen çocuğa  ilgi duyduğu konular ile ilgili kitaplar okunarak onun  okumaya yönlendirilmesi sağlanmalıdır .

İnsanların ilgilerinin hangi  konulara olduğu saptanmalıdır . Yani birine kitap okumayı sevdirmek istiyorsak onun özellikleri hakkında da bilgi sahibi olmamız gerekir . Örneğin  çiftçi Mehmet Amca'ya tarım alanında meydana gelen değişmeler ile ilgili bir kitap alıp onu kitap okumaya yönlendirebilirsiniz .  Kendisine güveni olmayan , sosyal ortamlara girmeye çekinen birine kişisel gelişim  kitapları   kitapları hediye edebilirsiniz .  Mesela Doğan Cüceloğlu, Muhammed Bozdağ'ın kitapları  kişisel gelişim açısından muhteşem kitaplardır. Tarihi çok seven, geçmişine düşkün olan ev hanımı Fatma Hanım'a Fatih Sultan Mehmet hakkında yazılmış bir kitabı ya da Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk hakkında yazılmış bir kitabı hediye edebilirsiniz .

İnsanlar sizin onlara değer verdiğinizi hissetmek için bile kitap okuma alışkanlığı kazanabilir ve daha sonraları kendileri sevdiği kitaplardan satın almaya başlarlar. Böylece kitap okuyan, kültürlü bir toplum haline dönüşürüz. Bu da insanlarımızın daha b

Sevgi , Saygı , Sözünde Durma , Arkadaşlık Ve Yardımlaşma Kelimelerinden Oluşan Hikaye Yazınız .


Sevgi , Saygı , Sözünde Durma , Arkadaşlık Ve  Yardımlaşma Kelimelerinden  Oluşan Hikaye Yazınız .

Beş yaşına kadar dedemin yanında büyümüştüm . Babam köyde iş bulamayınca  zorunlu olarak  başka bir vilayete taşınmıştık . Beş yaşında olmama rağmen o ayrılık gününü o kadar iyi hatırlıyorum ki , dedem ve ben birbirimize sarılarak ağlamıştık . Ondan ayrılmak bana çok  ağır gelmişti . Çünkü ben biricik dedemden sevgiyi , saygıyı öğrenmiştim . İnsanlığın ne demek olduğunu , yardımlaşmanın ne demek olduğunu ondan öğrenmiştim . Dedem her zaman köylüleri tarafından sevilen bir adamdı . Verdiği sözü  her zaman yerine getirirdi .

Çünkü o sözünde duran, güvenilir bir adamdı. Yeni taşındığımız yere ilk başlarda alışamamıştım ama daha sonra mecburen alışmak zorunda kalmıştım. Her yaz tatillerinde dedemin yanına gidiyorduk ve onu görüyorduk. Bir gün babam  işten geldiğinde canı çok sıkkındı. Çünkü  patronu anlara  artık maaş veremeyeceğini ve iflas ettiğini söylemişti. Bu durumda mecburen artık  köye dönecektik ama ne var ki köyde de iş yoktu. Dedem akşam babamı aramış, babam da olanları dedeme anlatmıştı. Ertesi sabah uyandığımda güneşli bir gündü. Güneş pırıl pırıldı. Sanki bugün güzel bir şeyler  olacaktı, öyle hissediyordum çünkü. İki üç saat sonra kapı zili çaldı ve annem kapıya koştu. Kapıyı açar açmaz karşımda kimi göreyim,  o içtenliği , o merhameti ve şefkati yüzüne yansıyan  Mustafa Dedem gelmişti.  Arkasından ise dedemin köyden arkadaşları olan  Mehmet Amca, Şakir Amca, İhsan Amca ve eşleri de gelmişti. Çünkü babamın işten atıldığına üzülmüşlerdi. Çünkü onlar  dedemin sadık arkadaşlarıydı, dedemi çok seviyorlar, ona  asla saygıda kusur etmiyorlardı. Dedem de zamanında onları zorluklardan kurtarmıştı.  Hepsi babam için seferber oldular. Ellerinden gelen maddi desteği vererek babama bir dönerci dükkanı açıldı. Böylece babamın kendi işi olmuştu.

Daha sonra babam  onların borçlarını para kazandıkça ödemeye başladı. Bu  birlik ve beraberlik, bu yardımlaşma örneği  çevremizdeki komşularımız tarafından da takdir edildi.  Babam emekli olduktan sonra dönerci dükkanın başına ben geçtim ve baba mesleğini devam ettirdim. Zor durumda olanlara her zaman yardım ettim, insanları sevdim ve güvenilir bir iş adamı oldum.

Kitap Ruhun İlacıdır Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız .


Kitap Ruhun İlacıdır Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız .

Kitap okumak bizi  sadece bilgilendirmez . Kitap okumak insanın ruhunu da dinlendirir .Nasıl ki ekmek yemek , su içmek ,  bizi bedenen güçlü tutuyorsa , kitap okumak de bizi ruhen güçlü tutar . Çünkü okumak , araştırmak ,  sayfaların kokusunu içine çekmek  kadar zevkli bir şey yoktur dünyada . Bunun için de kitap ruhun ilacıdır denmiştir . Örneğin ; çok stresli olduğumuz günlerde  psikoloji kitapları okumak ruhumuza iyi gelir . Ya da duygusal anlar yaşadığımız da şiir okumak bizi dinginleştirebilir ve mutlu eder.

Çünkü o kitaplar bizi rahatlatır ve bizim hayatta neler yapmamız gerektiğini anlatır . Örneğin; Doğan Cüceloğlu'nun "Savaşçı" kitabını okuduğumda kendimde  müthiş bir mutluluk  hissettim . Çünkü insan bu kitabı okuduğu zaman daha çok çalışmak ve daha çok okumak istiyor .  İnsanlar kitaplar sayesinde hayaller kurar , olmak istediği şeylere kitapları okuyarak da  ulaşmak isterler . Bazen  şehrin kalabalığından, gürültüsünden kurtulmak için bile bir köşeye çekilip kitap okumak bizi rahatlatır .Kitap okumanın ne kadar güzel bir şey olduğunu şu söz ile de anlayabiliriz  :''İyiyi arayan ruhun muhtaç olduğu asil dost hakikati seslenen kitaptır.''  Ya da şu söz de kitabın ruha ne denli  iyi geldiğini belirtir:
* '' Bir kitap okumak, zihnimize fedakarlığın en büyük göstergesidir.''

Yeter ki sevdiğimiz, ilgi duyduğumuz kitapları okuyalım . Öğretmenlerimizin bizim için önerdiği kitapları okuyalım . İşte o zaman daha çok mutlu oluruz ve hastalığımızın  ilacının kitaplar olduğunun farkına varalım.