galip hatip etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
galip hatip etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kompoze Haykırı

Bir çiğ tanesi kadar az ferahlatıcı olmalı yudumladığın kanlı kokteyl. Laterna sesini anımsatan bu çığlık bir mecmuadan alınmış olmalı ki kilise çanının acı hüznünü bile unutturmakta. Öyleyse aç avuçlarını göğe doğru, kırmızı yağmurlar dolacak diye bekleyelim bir mavzerin namlusuna. Yalnız ikimiz…

Bu çocuk komşu bahçeden bir gül koparmış. Kısasa kısas yapmalıyım. Boynunu koparalım adaletten bahsedenlerle bir olup. Yapraklarını ayırmış zavallı çiçeğin. Parmaklarını keseyim ben de. ‘Bir hâkim olayım ve mutlak okuyayım bildiğimi’.
İşte yine hızlanıyor kalbimin atışları. Melankolik bir düşün peşinde olduğumu majüsküllerle iri iri yazmalı duyurmalıyım herkese. Bu afiş O’nun haykırışı demeliler ve ben olmalıyım ‘O’ dedikleri. Korkusuz, cesur ve biraz da muharip… Ki savaşmayı bilmeyenin hakkı yoktur yaşamaya. Sevmeye de…

Oligarşik sevdaların saf dışılığında ölüm oyunlarında buluverdim kendimi. Bir oyun oynayalı seninle güler yüzlü sevgili. Martini bir silaha tek kurşun koyalım ve sıkalım kafamıza sırayla. Rus ruleti oynayalım ikimiz. Sadece biz olalım ve sadece birimiz ölsün. Yaşayansa ölenin günahlarını sırtlanıp devam ediversin yoluna. Bileklerini keserek intihar edenlerden bir farkımız olsun. Ne dersin?

Soyun! Çıkar üzerinde ne kadar sevdan varsa. Bu gece bir tavernada sabahlayacağım. Doyasıya içip, doyasıya ağlayacağım ki ölüme yürüdüğümü hatırlamayayım. Teferruatıyla bilmek istiyorum ne düşündüğünü. Zaman ıssız, ben sükût içinde gecenin karanlığını aydınlatan gözlerinde gizliyim. Hey! Doldursana şu kadehi. Bu gece buradayım, gitmeyeceğim.

Bilirim sen yaşamayı tasvip etmezsin. Hep ölelim dersin de yine beni yalnız bırakıp, kaybolursun ufkumun ücrasında. Evet, işte bu uvertürü dinlemek istiyorum. Yeniden viladetim için gereklidir bu, uygulanmalı! … Vals etmek isterdim, kavalyem olur musunuz benim? Hakkınızda başlattığım tahkiklerin tümünden vazgeçebilirim. Yeter ki beni yaşam zindanından kurtarın. Zindandan mektup yazmalıyım ki beni anlasın. Yoksa gülmez bir daha. Siler tüm geçmişimizi. Yaşadığım günlere edeceğim ihanetle vururum kendimi o zaman.

Kurtaramazsınız…

HİLAL SAYGI-Sivas-

Ölüm ve Umut

Her gün ,her saat her dakika kısacası geçen her zaman diliminde bizleri anlatamayacığımız derecede bir  zaman boşluğuna sokar ne yapacağımızı nelerle karşılaşacağımızı bilmediğimiz bir evreye  ..

Neden yaşarız? Yada ne önemi var ? doğarız,yaşarız,büyürüz  ve en sonunda ölürüz. Elimize gelen şey ne ki?  Hepimizin sonu musalla  taşımızın üstünde gezen  beyaz meleklerden  ibaret değil mi ?    Ya da   ‘’ mezar’’    diye tanımladığımız  ölümün sembolü olarak  kalıplaşmış o yer..   Unutmayın! Öleceğimiz gerçeği hayattaki bildiğimiz, kabullenmek istemediğimiz o gerçek şeydir. Yaşantımız boyunca ilerleyip sonuna geldiğini bilmek .. Masal gibi hayatınız bir anda siyah  bulutlarla örtülüp ,ölümün siyah gölgesinin üzerine  gelmesinden çok korkarsınız  iste o zaman Azrail size sorusunu sorar ‘ öleceğini bilmiyor muydun  ’ demez mi ? Her güzel şeyin bir sonu olduğunu, yaşadığın hayat boyunca acı ,keder ,mutluluğun  gelip geçici şeylerden ibaret olduğunu bilmiyor muydun ? İşte o zaman bedeninizin soğuk toprakla birleştiği  ruhunuzun sizden kopmak için can attığı an gelir.

Ölümün silik gölgesini belirginleştiği   alacakaranlıklarının  sizi içine çektiği  iki han  kapısıyla karşılaşırsınız ..ruhunuzun   en uzun  sürede kalacağı yer işte o iki kapıdan birisi olcaktırr..

Gülan Baki

Masal ve Efsane Arasındaki Fark

Masallarda efsanelerde gerçekte olma ihtimali düşük olan sıradışı kahramanların yer aldığı hikayeci anlatı türlerindendir. İkisinin de kahramanları günlük hayatta pek rastlamayacağımız olağan üstü özelliklerle donatılmış birer kahramandır. bu yönleri ile her ne kadar benzerlik gösterse de ikisi arasındaki  en büyük fark;

Masallar evrensel değerleri işlerken efsaneler daha yerel değerleri konu alır.
örneğin battal gazi efsanesi sadece türk toplumuna ait değerleri kendine özgü uslupla anlatırken keloğlan masallarında doğruluğun , dürüstlüğün herkese mal olmuş değerlerin önemi vurgulanır.

Galip Hatip

Çocuk Kalsaydık

Değişen dünya ve insanlık içerisinde neredeyim, aslında bende tam olarak bilmiyorum. Her gün biraz daha batağa saplandığımız şu günlerde yüreğimizdeki iman ayakta tutuyor ve bir umut aşılıyor hep yüreğimizde. Her yerde savaş,her yerde öksüz yetim kalan çocuklar ve her yerde gözyaşı. Şemsi kucaklayan, mevlanaya yurt olan binlerce peygamberin doğduğu bu toprakların çilesi mi gözyaşları yoksa diyeti mi bu cennet dünyanın. Her şeyin içerisinde çaresiz bir okadar da her şeyden bihaber çocuk olabilmek en güzeli değil mi.



Ben Daha Çocuktum O Zamanlar


Ben daha çocuktum o zamanlar,
Bilmem yalan dolan ve riya,
Avuçlarımdaki yıldızlardı oyuncaklarım.
Aldırmazdım yokluğa sefalet ve yamalı pantolonuma
Şeker pancarından arabamın hiç bitmezdi mazotu
koşacaksam ne iş güç derdine ne birinden kaçmak için
tek derdim vardı yaydığım inekler gözden ırağa gitmesin
Gülmesini bilirdim;
En onulmadık zamanlarda bile.
Ellerim yüzüm kir pis içindeydi;
Ama kalbim tertemizdi
Tüm çocuklar gibi.
Güneş benim için doğar zannederdim;
Benim için gelirdi ilkbahar soğuk memleketime.
Ardından batardı doğan güneş,
Ve sonbahar.
ben daha çocuktum o zamanlar
keşke hep çocuk kalsaydım
dizlerim kanasaydı keşke
tek yüreğim acılarla kan kusmasaydı
Galip HATİP

Çocuklara Şiiri Sevdirme

Şiir edebiyatın vazgeçilmezlerinden olup insanın ruhundaki estetik duyguları ön plana çıkararak hüznün sevincini aşkını dizelere farklı yapılara dökmesine olanak sağlar. İlk şiir ne zaman oluşturuldu felan gibi tarihi konulara girmek yerine ya da sanat için mi şiir olmalı yoksa toplum için mi gibi tartışmaların dışında kalarak şunu diyebilirim ki ne olursa olsun şairin ruhundan süzülüp akıyorsa dizeler ve okuyanın damağında hoş bir tat bırakıyorsa bence amacına ulaşmış demektir şair. Peki çocuklara şiiri sevdirmek için neler yapabiliriz

Anne- Babanın Rolü

Eğitimin her zaman ailede başladığını unutmamak gerekir. Çocuklarının üzerine düşen aileler iyi bir eğitim yönünden başarılı olurlar . Peki şiir zevkini kazandırmak için ne yapmalı aileler:
1) Şiiri bir oyun gibi gösterip kendide çocukla karşılıklı okuma yoluna gidebilir.
1)Çocuklar oyun döneminde oldukları için şiir temelli oyun hazırlayın. Mesela küçük dörtlükler okuyarak atışma olabilir oyun oluştururken çocuğun zevk alması eğlenmesi şart
3) anne baba evde şiir okumalı. Çocuk her zaman rol model olarak başlangıçta aile bireylerini seçer.
4) Ona süslü yaşına uygun eğlenceli şiir kitapları alarak onda bir albeni kazandırmalı
5) çocuk şiiri başarılı okudunda onu farklı pekiştireçler verilmeli fakat kesinlikle hep aynı pekiştireci kullanmayın.

Öğretmenlerin Rolü

1)derslerde şiir okumak sadece türkçe öğretmninin görevi değildir şiir aslında bir yaşam ffelsefesidir onun için hangi branş öğretmeni olursa olsun muhakkak derslerinin sonun da arasında güzel şiirler okuyarak çocukların beğenilerini hep canlı tutmalıdır
2) Öğretmen derse girerken hem okuma alışkanlığı kazandırmak hemde şiir zevkini kazandırmak için yanında muhakkak bir şiir kitabı olmalı
3) şiir okumayı zevkli hale getirmeli,
mesela pc den güzel fon müzikleri eşliğinde kayıtlar yaparak daha sonra bunları resimlerinden oluşan bi video slayt olarak tüm sınıfta sunduğunda diğer öğrenciler ve o öğrencide bir heyecan olmaya başlayacaktır.
4) çocuğun yaşına uygun seçilmeyen şiirler yan etki yaparak çocuğu şiirden uzaklaştırabilir. Onun için şiir secimlerine dikkat etmeliyiz.
5) şiir okurken çocuğu özgür bırakmalı onun güvenini kıracak hareketlerden ve davranışlardan kaçınmalıyız.
6) güzel şiirleri seçerek koro halinde okuma yaptırılmalı.
7 Sınıf kitaplığında şiir kitabı mutlaka bulundurmalı.
8)ödül sistemi uygulanmalı.
9)proje ve performans ödevlerinde benimde uyguladığım gibi gerekli ekipman sağlayarak(kayıt makinası, kamera) onların selendirdikleri şiirleri şiir albümü yapmaları istene bilir

Şimdi bir proje ödevini sİzle paylaşıyorum öğrencilerimin hazırladığı bir şiir albümü iyi dinlemeler

Galip Hatip

Doğruluk

 İnsanlar birarada yaşamaya muhtaçtır. Birarada yaşayan insanında diğer insanlarla etkileşime girmesi gayet tabidir. İşte insanoğlu zamanla birbiri arasındaki etkileşim arttıkça belirli gurupla ve sonrasında bir takım topluluklar oluşturmuştur. İşte birçok insanın bir arada yaşamasını sağlayan kurallar ortaya çıkmıştır. Bu kurallardan belki de en önemlisi de doğruluktur.

Doğruluk gerçek manada erdemli bir insan olmak isteyen herkesin vazgeçilmezleri arasındadır. Genel olarak doğruluk ne peki diyecek olursak, doğruluk;  var olanı saptırmadan, eki altında kalmadan, gördüğümüz, duyduğumuz veya hissettiğimiz bir şeyi çıkar gözetmeksizin olduğu gibi karşıya aktarmaktır. İletişimin en önemli değerlerinden olan doğruluk toplumsal düzenin mihenk taşlarındandır. Örneğin bir toplum hayal edelim herkesin yaptığı iş başka söylediği söz başka herkes olayları bambaşka yalan yanlış bilgilerle anlatıyor. Şimdi size soruyorum böyle bir toplumda yaşamak ister misiniz? Diyelim ki yaşadınız, peki insanlara olan güveniniz ne ölçüde olur. İşte demek ki ne imiş doğruluktan uzak kalmak beraberinde güvensizliği getirmektedir. Aynı şekilde doğruya sıkı sıkıya bağlanmakta hiç kuşkusuz bizlere güven duygularını aşılamaktadır. Doğruluk kavramı hem toplumsal hem de dinsel olarak öneme sahiptir. İslam dininde de doğruluk, erdem kavramları üzerinde sıkça değinilmiştir. Doğru olan insanların inançla bütünleştiğine ve yapılan ibadetlerin emelinde doğruluk üzerinde şekillendirme olduğunu görmekteyiz. Doğru söz söylemek ve doğrudan yana olmamak muhakkak ki beraberinde yalancılığı getirir ve bilmeliyiz ki yalancı toplumlarda kendilerini aldatmaktan başka bir adım atmış olamazlar. Sadece İslam dininde değil hemen hemen tüm dinlerde doğruluk kavramı önemli bir yeri vardır.

Doğruluğun bizim için bir erdem, fazilet olduğunu bilmeli ve her ne pahasına olursa olsun doğru söylemekten asla geri durmayalım. Yalanın hiçbir zaman büyüğü küçüğü olmaz. Doğruluktan vereceğiniz en küçük bir taviz size olumsuz bir şekilde döneceğini unutmayın. Halk arasında yaygın olan  “Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” gibi sözlere aldırış etmeyip doğru bildiğimizi asla saklamamalıyız. Unutmayın ki doğruluk ip gibidir koptu mu bir sefer bağlamak zorunda kalırsınız ama şunu bilin ki her geçtiğinizde düğüme takılırsınız.

Galip Hatip

Çin Malı Tablet Alırken Dikkat Etmemiz Gerekenler

Son bir yılda verilere baktığımızda tablet satışlarının masaüstü pc ve laptopları geride bıraktığını görmekteyiz. Tablet piyasındaki bu hızlı değişimin birden çok nedeni vardır. Bunlardan belkide en önemlileri;

uzun giden pil ömrü

pratik kullanım olanakları

600.000 i aşan android uygulamaları

Geliştirilebilir modülünün yüksek olması

taşımada koyalık sağlaması

daha bunlar gibi onlarca özellik saymak mümkündür.

Şu an piyasada çin malı tabletlerle birlikte yüzlerce tablet markası ve binlerce model bulunmaktadır. Bu kadar çok seçeneğin içerisinde uygun olanı bulmak gerçekten zor. İşte bu kadar geniş bir yelpazede adını sanını duymadığım yüzlerce çin malı tablet içerisinde güvenipte hangisini alalım. İşte çin malı tablet alma Aşamaları

1)Niçin Tablet Alıyorum?


Bu soruya verebilecek bir cevabınız olmalı. Çünkü alacağınız modelin şifreleri bu soruda gizli.

a) oyun oynamak

B) ofis işlemlemlerinde yardımcı olmak,

c) multimedia (film,müzik,klip,fotoğraf)

d) Pratik olduğu için

e) taşıma kolaylığı sağlasın diye

 

2) Parası yüksek olan tablet iyi mi?


Kaliteyi ucuza almak mümkün. Tablet alırken parasından ziyade özelliklerine ii bakın. Çok ucuz fiyata işinizi görecek bir talet bulmak mümkün.

örneğin sadece film izlemek için kullanılacak bir tablette her özelliğin olması şart değil. En başta demiştikya ne için alıyoruz tableti bunu ii esap etmeli.

3 Tablet alırken diğer bir dikkat edeceğimiz hususta teknik olarak nasıl olmalı

A) rem olarak 1gb ddr3 altında almak sadece basit işler yapmanız için önerebilirim. Ama büyük oyunları(pes,nfs,asphalt)oynayabilmek için en azından 1 gb rem olmalı yoksa donma yapacağından oyundan zevk alamazsınız

b) işletim sistemi en az 4.1 olmalı. Çin malı tabletlerin çoguna  sonradan android sürümü güncellemek mümkün olmuyo görününm ve performans olarak 4.1 üzerini tavsiye ederiz.

c) depolama bir sıkıntı olarak çıkıyor karşımıza tablet alırken kesinlik 16 gb altı (8gb,4gb) tablet almayın en az 16gb olsun yoksa ileride size yetmeyebilir. Çünkü büyük oyunlardan kursanız ortalama 1.2 gb oyun başı 3 oyun kursan tablet ölür :)

d)işlemci tipine dikkat ediniz CORTEX A9 ve üzeri işlemcileri kullanmak size performan açısından büyük bir olanak sağlar

e) bir tablette pil çok önemli kesinlikle LI-ION  5000 ve üzeri olsun ortalama video da 5 saat, nette 4 saat oyunda 5 saat gider. Düşük piller kısa şarj ömrüne neden olur

f) bir diğer özellik olarakta çogu çin malı tablet türk operatörleri karşılamıyo. Wın kullanırken bile turkcell wın felan olmuyo buna dikkat edin çünkü her zaman wifi bağlantısı olmayabilir ve ya wına gecebilirsiniz.

g) Türkçe dil desteği muhakkak olsun

h) bir diğer hususta ekran boyu bu tamamen kullanıcı tercihi ama bbana göre ne çok küçük ekranlı 7 inç nede kocaman ekranlı 9,10 inç ,8 inç bence çok kllnaışlı ne 7 inç gibi küçük ekranlı nede diğerleri ginib ibüyük ekranlı,film izlerken ve oyun oynarken farkı göreceksiniz.

h) son olarakta çin malı deyip geçmeyin muhakkak türkiyede servisi olup olmadığına dikkat edin

 

tüm bu özellikleri saydığımız da size ucuz ama kaliteli olarak DARK EVOPAD R8020 i öneririm. 6 aydır kullanıyorum pil ömründe en ufak sıkıntı olmadı, açmadığı oyun yok piyasada ki çoğu oyunu denedim en ufak donma olmuyo,dğer tabletler gibi hemen ısınmıyo, ve dokunmatiğindeki teknoloji mükemmel ilk günki gibi hala.

Editörün Notu: Ne olursa olsun alacağınız ürünün çin malı olduğunu unutmayın heran her şey olabilir:)

Galip Hatip

 

 

 

Çocuk Kalsaydık

Değişen dünya ve insanlık içerisinde neredeyim, aslında bende tam olarak bilmiyorum. Her gün biraz daha batağa saplandığımız şu günlerde yüreğimizdeki iman ayakta tutuyor ve bir umut aşılıyor hep yüreğimizde. Her yerde savaş,her yerde öksüz yetim kalan çocuklar ve her yerde gözyaşı. Şemsi kucaklayan, mevlanaya yurt olan binlerce peygamberin doğduğu bu toprakların çilesi mi gözyaşları yoksa diyeti mi bu cennet dünyanın. Her şeyin içerisinde çaresiz bir okadar da her şeyden bihaber çocuk olabilmek en güzeli değil mi.

 

 

 

Ben Daha Çocuktum O Zamanlar


 

Ben daha çocuktum o zamanlar,
Bilmem yalan dolan ve riya,
Avuçlarımdaki yıldızlardı oyuncaklarım.
Aldırmazdım yokluğa sefalet ve yamalı pantolonuma
Şeker pancarından arabamın hiç bitmezdi mazotu
koşacaksam ne iş güç derdine ne birinden kaçmak için
tek derdim vardı yaydığım inekler gözden ırağa gitmesin
Gülmesini bilirdim;
En onulmadık zamanlarda bile.
Ellerim yüzüm kir pis içindeydi;
Ama kalbim tertemizdi
Tüm çocuklar gibi.
Güneş benim için doğar zannederdim;
Benim için gelirdi ilkbahar soğuk memleketime.
Ardından batardı doğan güneş,
Ve sonbahar.
ben daha çocuktum o zamanlar
keşke hep çocuk kalsaydım
dizlerim kanasaydı keşke
tek yüreğim acılarla kan kusmasaydı

Galip HATİP