Temizlik İle İlgili Özlü Sözler

 Temizlik İle İlgili Özlü Sözler

 

İnsan bedenen ve ruhen temiz olmalıdır. Bedenini temiz tutmalıdır ki hastalıktan korunsun. Ruhunu temiz tutsun ki kalbi katılaşmasın ve kibir ile dolmasın. İçinde yaşadığımız ortamı da temiz tutmalıyız. Temizlik kişinin kendisine olan saygısıdır. İnsan kendi evini temizlemeyip pislik içinde yaşamaya devam ediyorsa hem hasta olur hem de mutsuz olur. Kimse de böyle insanların evine adım dahi atmaz. Onun için her zaman ve her anlamda temiz olmalıyız.


 Temizlik ile ilgili özlü sözler şunlardır:


“Misafir Gelecekmiş Gibi Evini, Ölüm Gelecekmiş Gibi Kalbini Temiz Tut.”

“Kendini arıtan saadete ermiştir. Kendini fenalıklara gömen de ziyana uğramıştır.” Şems-i Tebrizi

“Beden temizliği nezaket, ruh temizliği zarafet sebebidir.” Eyyüp Sabri Osmanoğlu.

“Tertemiz olmaya çalışın, çünkü dünyaya bakacak olan pencere sizlersiniz..”  G. B. Shaw

“Her ölen gassal elinden geçer, fakat temizlenmez. “Cenap Şahabettin.

“Kirli bir ortamda temiz bir iş yapamazsınız. Önce orayı temizlemek gerekir.”  Guenonn.

“Herkes kendi kapısının önünü süpürsün; bütün sokaklar temiz olacaktır.” J. W. Goethe.

 

“İnsanlığın bulaşık eli, karışmamak şartıyla; hiçbir şeyde hakiki nezaketsizlik ve çirkinlik görülmüyor.” Said-i Nursî.

“Vücudunu kirden, ağzını küfürden, kalbini kibirden koru.” Türk Atasözü

“Müslümanlık temizdir, kirsizdir. Siz de temiz olun, temizleniniz. Zira cennete temizler girer.” Hz. Aişe.

“Elbiseleriniz eski de olsa, kalpleriniz yeni ve temiz olsun.” Hz. Ali.

“Görünmeyen düşman tehlikelidir. Mikroba dikkat edin.” Eyyüp Sabri Osmanoğlu



“Evinizin eşiğini temizlemeden, komşunun damındaki karlardan yakınmayınız.” Konfüçyus

“İnsan, temiz olmayan şeyleri su ile yıkayıp temizler, eğer su kirlenirse, o ne ile temizlenir.” Yusuf Has Hacib

“Su her şeyi temizler ama yüz karasını temizleyemez.” Muallim Naci

“Tertemiz olmaya çalışın, çünkü dünyaya bakacak olan pencere sizlersiniz.”  G. B. Shaw

Bir İş Yapmak İçin Neden Yarını Bekliyorsun? Bugünde Dünün Bir Yarını Değil Midir? Sözü İle Kompozisyon

 Bir İş Yapmak İçin Neden Yarını Bekliyorsun? Bugünde Dünün Bir Yarını Değil Midir? Sözü İle Kompozisyon

 

İnsan her zaman yeni hayaller, yeni hedefler koyar ama bunları bir türlü uygulamaya geçiremez. Yarın başlayacağım der,  bugün de olmadı ertesi güne başlayacağım diyerek kendini oyalamaya ve hayallerini ertelemeye başlar. Bir iş yapmak için neden yarını bekliyorsun? Bugünde dünün bir yarını değil midir? der Ömer Hayyam. Çünkü bugün başlamalıyız aklımıza koyduğumuz şeyleri uygulamaya başlamaya. Yani amaçlarımızı başka günlere bırakmamalıyız.


 Şimdi hemen başlamalıyız ve çalışarak kendimizi istediğimiz yere getirmeye uğraşmalıyız. Mesela daha iyi bir öğrenci olacağım yarından itibaren demek yerine bugün daha iyi bir öğrenci olmak için hemen harekete geçmek daha akıllıca olmaz mı? Mesela hemen okuldan gelip dinlendiğin zaman, yemeğini yedikten sonra derslerine başlayıp sorumluluklarını yerine getirerek yarın ki hayallerine ulaşmak için çalışma yolculuğuna hemen çıkmaya başlayabilirsin. Yani önemli olan bu andır. Yarınki günlerin ne gibi zorluklar çıkaracağını kestiremeyiz.


Onun için işimize bugünden başlayıp yola çıkmalıyız. Böyle yaptığımız zaman hem hayallerimiz ertelememiş oluruz hem de mutluluğumuzu, çalışmamızı, umutlarımızı yarınlara bırakmamış oluruz. Yeter ki anı yaşayalım ve o anda çalışmaya başlayalım. Bugününde yarınların bir hazırlığı olduğunu aklımızdan çıkarmayalım.

Süleyman Nazif’in “Vatan Sıhhate Benzer Değeri Kaybedilince Anlaşılır” Sözü İle İlgili Bilgilendirici Metin Yazınız.

 Süleyman Nazif’in “Vatan Sıhhate Benzer Değeri Kaybedilince Anlaşılır” Sözü İle İlgili Bilgilendirici Metin Yazınız.


Hayatın anlamı sağlıklı olunca olur. Sağlığı olmayan bir insan yaşamdan zevk almaz. Çünkü yaşamdan zevk alacak bedene ve  ruha sahip değildir. Dilediği kadar parası olabilir ama sağlığı olmazsa sahip olduğu şeylerinde önemi olmaz. İnsanın içinde yaşadığı vatan da sağlık gibidir. Nasıl ki sağlığımızı kaybedince onun değerini anlayıp oflamaya, puflamaya başlarsak vatanımızı kaybettiğimiz zaman da vatan özlemi çekmeye başlarız. 


Esaret altında olduğumuz için vatan topraklarına özlem duyarız ama artık çok geç olmuştur. Çünkü vatan elden gitmiştir ve o vatan bizim vatanımız değildir artık. Çünkü başka ülkenin dilini konuşmaya mecbur bırakılmışızdır. Kendi milli kimliğimizden koparılmak zorunda kalmışızdır. Gelenek ve göreneklerimiz değişmeye başlamıştır. Bizim üzerimizde baskı kuran devletin her dediğini yapan köle olmuşuzdur aslında.  Canımız yanar, keşke bunlar gelmeden önlem alınsaydı deriz. Vatanımızın her bir karış toprağında özgürce yaşadığımız günlere hasret kalırız ve çok acır içimiz. Tüm bunlar başımıza gelmeden önce vatana sahip çıkılmalıdır.


 İş işten geçtikten sonra pişmanlığın hiçbir önemi kalmaz. Onun için vatanımız bizimken korumalıyız. Vatanın bir karış toprağını dahi kimseye vermemeliyiz. Kaybettikten sonra değil hiç kaybetmemek üzere vatana sahip çıkmalı, onu korumalı, geliştirmeli ve muasır medeniyetler seviyesine çıkarmalıyız.

İyi Bir İnsanın Özellikleri Neler Olabilir? Anlatınız.

 İyi Bir İnsanın Özellikleri Neler Olabilir? Anlatınız.


İyi bir insan kimseye karşı kötü niyetli olmayan, kalbi temiz olan  insandır. İyi bir insanın özellikleri şunlardır:

Art niyetli olmayan kimselerdir:  İçinde sinsilik olmayan, olduğu gibi görünen ya da göründüğü gibi olan insanlardır. Niyeti kötü olandan değil niyetinin kötü olduğunu gizleyenden kork derler. İşte iyi insan niyetini açık açık ortaya koyan, açık ve yalın bir insandır. Kötülükler beslenmez. Güzelliklerde ve masumlukla beslenir.

Kibar insanlardır: İnsan ilişkilerinde nezakete önem veren kimselerdir. Üslubuna dikkat eden, elden geldiğince kimseyi kırmamaya çalışan insanlardır.

Hak ve adaletten yana olanladır: İyi insanlar haksızlık karşısında susmayan sesini çıkartan insanlardır. Riyakar davranışlarda bulunmayan, özü ve sözü bir olan kimselerdir. Zalimlere dik duran mazlumların yanında olanlardır.

Özverili kimselerdir:  Bencillikle yoğrulmuş bir yaşamları yoktur. Bencillikten nefret eden biz anlayışı içinde mutlu olmayı yeğleyen kimselerdir. Empati kuran ve ince düşünen insanlardır. Kendini de düşünür ama başkalarının da faydasını gözetir ve bunun için elinden geldiği kadarı ile fedakarlık göstermeye devam eder. Bazen kendi çıkarlarını bile arka plana atan kimselerdir.


Ahlaklı insanlardır ve ahlaki değerlerinde tutarlı davranışlar sergileyen kimselerdir: Güzel ahlaklı insanlardır. İçinde yaşadığı toplumun ahlaki değerlerine ters düşen davranışlarda bulunmayan, kötü örnek olabilecek davranışlardan kaçınan, dürüst, güvenilir kimselerdir. Bunun içinde toplum tarafından sayı gösterilen kimselerdir.

İyi insanlar aynı zamanda sevdiği kişiye sadakat gösteren, ailesine sahip olan kimselerdir. Sevdiği kişileri aldatmayan, yalandan uzak duran kimselerdir.

Karakteri oturmuş kimselerdir. Sürekli farklı rollere giren kimseler değildir. İçten ve samimi kimselerdir. Oturmasını kalkmasını yerine ve zamanına göre bilen insandır.



Vatanını ve milletini çok seven insanlardır. Vatanı ve milleti için her türlü zorluğa göğüs geren kimselerdir.

Vefalı, dost canlısı kimselerdir.

Yardımsever ve cömert kimselerdir.

İçinde merhamet barındıran kimselerdir.

Basit insanlar gibi sabahtan akşama kadar dedikodu yapmazlar ve dedikodudan nefret ederler .

İnsanların fiziki görüntüsü ile dalga geçmeyen kimselerdir.

Çok varlığa sahip olsa bile kibirden uzak duran malı ile övünmeyen mütevazi kimselerdir.


Başkalarının kusurunu gören gözlerini kör eden, kusur örtmede gece gibi lan güzel insanlardır.

Çok fazla konuşmayı sevmeyen, az ve öz konuşan kimselerdir.

Allah’ın yarattığı tüm canlılara karşı merhametli olan, vicdanlı kimselerdir.

Hoşgörülü ve barışçıl insanlardır.

 

 

 

Hoşgörü İle İlgili Özlü Sözler

 Hoşgörü İle İlgili Özlü Sözler


Mevlana der ki kusur gören gözlerinizi kör edin der. Çünkü  o kusur gören gözler kör edildiği zaman insan oluruz ve hoşgörüyü kendimize temel ilke ediniriz. Hoşgörü varsa sevgi vardır, saygı vardır. İnsanları olduğu gibi kabul etme vardır. Onlara zorbalık yoktur. Bizim ecdadımız olan Osmanlı Devleti de içinde birden çok ulusu barındırdığı yıllarda her zaman hoşgörülü olmuş, başka devletlere de örnek olmuştur. Hoşgörülü olmak insanı insan yapan en önemli değerlerden biridir. Hoşgörü olmayan yerde sevgisizlik ve düşmanlık baş gösterir, ön yargı baş gösterir ve toplumda düzen bir zaman sonra bozulmaya başlar.


Hoşgörü ile ilgili özlü sözler şunlardır:


“Benim ülkem dünyadır; benim vatandaşlarım tüm insanlardır.” (William Lloyd Garrison)

“Diğerlerine iyi davranırsan kendine en büyük iyiliği yapmış olursun.” (Zoreaster)

“İnsanlar, din, mezhep, ırk, millet, renk, mevki, sınıf farkı gözetilmeksizin sevilmeyi hak etmektedirler. Madem ki insanoğlu ruh yönüyle Allah’tan gelmektedir; öyleyse insanlar hiçbir şekilde birbirlerinden bu anlamda ayrılamazlar.” Yunus Emre.

“Gel, gel yine her neysen, kimsen yine gel; Kafirsen, ateş ve put seversen yine gel; Girmez ki, umutsuzluk dergahımıza...”(Mevlana Celalaeddin Rumi)


“Hoşgörü, yapılan her şeyin kolayca kabul edilip onaylanması değildir. Hoşgörü, başkalarının görüşlerini anlama yeteneği ve acı bir duygu beslemeden, anlayışlı bir tartışma arzusudur.” Macintosh.

“Bu çağın gereği ortak bir din değil, çeşitli dinlere bağlı insanlar arasındaki karşılıklı hoşgörü ve saygıdır.” Mahatma Gandhi

“Şiddet göstermeme, inancımın birinci maddesidir. Aynı zamanda o, benim itikatımın da son maddesidir.”  Mahatma Gandhi

“Hoşgörü, uygarlığın biricik sınavıdır.” Arthur Helps



“Toplumsal hayatta en yararlı erdem hoşgörüdür.” Dale Carnegie

“Başkası düştü mü “çürük tahtaya basmasaydı” deriz. Kendimiz düşünce, bastığımız tahtanın çürük olmasından şikayet ederiz.” (Cenap Şehabettin)

“Dünyayı savaş tehlikesinden koruyacak tek bir yol vardır; dünya çapında yetkiye sahip olacak ve dünyada bütün silahların tekelini elinde bulunduracak bir tek otoritenin kurulması.” (Bertrand Russell).

“Herşeyi anlamak insanı hoşgörülü yapar.” (Madam Germaine De Stael)

 

 

 

 

Aç Gözlü Olmak Deyimi İle İlgili Hikaye Yazınız.

 Aç Gözlü Olmak Deyimi İle İlgili Hikaye Yazınız.


Babam ve amcalarım yazın tarlada çalışır ve sonbahara da doğru da ektiği ürünlerin hasadını almaya başlarlardı.  Tarlaya buğday ekilir, çavdar ekilir, patates, nohut, fasulye gibi çok sayıda ürün ekilir ve bunlar satılır ve daha sonra elde edilen para paylaşılırdı. Yaşadığımız şehir olan Ankara’nın toprakları bereketli topraklardı. Biz Ankara’da yaşayan insanlarız ve memleketimizi de çok severiz. Benim adım Kübra. Kardeşimin adı Elif. Toplam iki kardeşiz.


 Babam çiftçi annem ise ev hanımıdır ama ev hanımından daha çok çalışıyor. Hem tarlada hem evde iki işi yürütmek kolay değil elbette. Ben on dört yaşındayım. Kardeşim ise on yaşındadır. Tarlamız çok büyüktür. Çok sayıda toprak kalmış dedemden ve bu toprağı daha verimli hale getirmek için de babalarım ve amcalarım var gücü ile çalışır. Bu yıl da yine öyle olacaktı ama Ahmet Amcam bu yıl biraz değişmişti. 


Normal zamanlarda da malını başkaları ile paylaşmasını bilmeyen amcam daha açgözlü birine dönüşmeye başlamıştı. Kimseye bir şeyini vermiyor, paylaşmayı sevmiyor ve açgözlülüğü ile mutlu olmaya çalışıyordu. Sadece kendi karısı ve çocukları dışında insanlara yardım etmek ona göre enayilikti. Melih Amcam tam bir cimri ve gözü doymayan kişiydi. Yıl sonu geldi, hasat zamanı geldi ve paylaşımlar yapıldı. Herkes kendi payını alacakken amcam ben hepinizden daha çok emek ettim, en çok para bu yıl bana verilecek  diye itiraz etti. Babam ve diğer amcalarım ise bu duruma şaşırıp kaldılar. Oysa onların da bir geçimi vardı. Hepsi de eşit çalışmışlardı ve alın teri dökmüşlerdi. 


Herkesin geçindirdiği bir ailesi vardı. Gözü doymayan amcam ise yalandan kendini haklı çıkarmaya çalışarak bizim hakkımıza göz koymaya başlamıştı. Amcam  yaş olarak en büyükleri olduğu için babam ve diğer amcalarım da bu duruma ses çıkarmadılar ve amcama gelirden biraz daha fazla verdiler. Amcam hayır bu yetmez daha fazlasını isterim diyerek açgözlülüğüne devam ederek insanları sinir etmeye başladı. Bunu ise kimse kabul etmedi. Bunun üzerine amcam bir daha sizinle çalışmayacağım, tarlalar bölün diye sert çıktı. Babam ve diğer amcalarım da bunu seve seve kabul etti.


 En verimli topraklar ona bırakıldı ve gözü doysun diye de kimse bu durumdan şikayetti olmadı. Babam ve diğer amcalarım ise kendilerine bırakılan toprakları yıllarca çalışarak daha verimli hale getirdiler. Açgözlü amcam ise birlik ve dayanışma ruhundan eksik olduğu için, kendi başlına çalışark çok da iyi şey yapmadı. Aç gözlülüğü yüzünden yalnız kaldı ve kimse onunla bir daha çok yakınlık ve ortaklık kurmadı. Aç gözlü olanlar hep yalnız kalırdı ve mutsuz olurdu zaten.

Bir Çocuk ve Uçurtmanın Size Hissettirdiklerini Yazınız Konulu 2. Kompozisyon Örneği

 Bir Çocuk ve Uçurtmanın Size Hissettirdiklerini Yazınız Konulu 2. Kompozisyon Örneği


Çocuklar yaşamın içinde yer alan sevimli varlıklardır. En masum halleri ile yapay davranışlar içine girmeyen, samimi halleri ile  cana yakınlığı ile herkesi kendilerine hayran bırakan  kimselerdir. Çocuk demek doğallık demek, özgürlük demek, samimi davranışlar demektir. Yani olduğu gibi ya da göründüğü gibi olabilmektir. Bir çocuk ve uçurtma bana şu duyguları hissettirir: Çocuklar özgür olmak ister ve kimseye bağlanmak istemez. Zorla bir şey yapmak istemez ve sert kurallardan çabuk bıkarlar. Uçurtmayı da kendi haline bıraktığımız zaman özgürce havalanır ve rüzgar onu nereye yönlendirirse uçurtmada oraya doğru gider.


 Çocuklarda işte böyledir. İçinde doğdukları ebeveynleri onları nasıl yetiştirirse, onlara nasıl örnek olursa çocuklarda onlar gibi olur.  Çocuk ve uçurtma bana mutluluğu, özgürlüğü, neşeyi hissettirir.  Hayallerini doyasıya yaşamayı ve  o hayallerini sanki uçurtmanın içine koymuş da uçurtma da o hayalleri yerine getiriyormuş hissine kapılırım.  Uçurtmanın ve çocuğun arasındaki o sıcak duygu bana da geçer. Kendimi daha özgür, daha mutlu ve stres seviyesi daha az biri olarak hissederim. İçimdeki sıkıntılar bir anda dağılır ve dünyanın aslında kafaya takılacak kadar, kendimizi üzecek kadar çok da önemli bir yer olmadığını, anı yaşamanın, özgürlüğün tadına bakmanın en güzel şey olduğunu anlarım.


 Sağlığımız yerinde olduktan sonra, özgür olduğumuz sürece, başka devletlerin mandası altında olmadığımız sürece hayatı n ne kadar da değerli ve kısa bir zaman diliminden oluştuğunu fark ederim. Sevgisizliklerin, savaşın insanda kötü duygular oluşturduğunu oysa bir çocuk ve uçurtmanın sevgiyi, barışı, dayanışmayı gösterdiğini ve bize masumiyeti anlattığını hissederim. Çocuk demek masumiyet demek, özgürlük demektir.


Ayrıca her yetişkin insanın içinde bile zaman zaman çocukluk olur ve onlar da çocukça davranmayı severler. Uçurtma da özgürlüğü, anı yaşamın tadını veriri. Bunun için çocuk ve uçurtma ikilisi muhteşem bir ikilidir. Özgürce havalanmak, bir yere hapsolmamak, sahte davranışlar içine girmeden çocukları örnek almak en güzelidir.

Huzur Evleri Gereksizdir Konulu Münazara Yazınız.

 Huzur Evleri Gereksizdir Konulu Münazara Yazınız.


İnsanın huzur bulduğu en güzel ve en özel yer ailesi ile birlikte olduğu, torunları ile birlikte olduğu evidir. Belki oturulan o ev çok güzel bir yer değildir. Belki iki odası vardır, her türlü eşyası yoktur ama o evde huzur varsa huzur evleri de son derece gereksizdir. Engelli olup ailesi tarafından bırakılanlar, yaşlı olup ailesi tarafından bir başına terk edilen yaşlılar, o elleri öpülesi güzel insanlar biricik ve değerlidir. Onların yeri çocuklarının, gelinlerinin yanıdır. Elbette ailesi bir kazada hayatını kaybetmiş, hayatta hiçbir akrabası kalmamış engelli, yaşlı, kimi kimsesi olmayan kişilerin korunduğu yer devlet olmalıdır. Devletin huzur evleri olmalıdır.


 Ailesi olduğu halde huzur evine terk edilen değerli büyüklerimiz bu ülkenin, bu toplumun deneyimli insanları, yol göstericileridir. Onların yeri huzur evi değil çocuklarının evininin en özel, en temiz ve en güzel köşesidir. Huzur evleri gereksizdir çünkü temelleri sağlam atılmış bir ailede olan kimseler ana, babasını sokağa bırakmaz ve huzur evlerine göndermez. Aksine büyüklere hürmet etmek, ev de bir büyüğün olması eve bereket getirir, huzur getiririz. O yaşlı olan anne ya da babanın torunlara verdiği hayat dersi o çocukları mutlu eder, akıllandırır. Evde bir büyüğün olması o evin daha güzel olmasını, daha şen olmasını sağlar.  Acımasızca huzur evlerine bırakılan bir daha yüzlerine dahi bakılmayan o değerli insanlara bu zulmün yapılması vicdansızlık ve ahmaklıktır.


Aklı olan insan ana ya da babasını kendi evinde bulundurur. Çünkü o insanlar zamanında kendini büyütmüş, yeri gelmiş aç, yeri gelmiş uykusuz kalmışlardır ama yine çocuklarını  sokaklara atmamışlardır. Peki çocuklarının bunu görememesi, ince düşünceden, nezaketten mahrum kalması büyük bir hatadır ve bu hatayı yapanlar da bir an önce hatalarından dönerek kendine gelmelidirler. Kıymetli büyüklerimizin, sevdiklerimizin yeri bizim yanımızdır.


Onlara can feda, onlar için yapılan zahmet değil rahmettir. Bundan dolayı değil huzuruna evine bir yakınımı bırakmayı aksine huzur evinde olanların nasıl aileleri tarafından geri değerinin bileceği günleri beklerim umutla ve bunun için de üzerime düşen sorumlulukları yerine getiririm. Çünkü her can değerli ve biriciktir. Huzur evleri gereksizdir çünkü her insanın kendi evi ailesidir, yakınlarıdır.

 

“İnsan Dostlukla Yoğrulur. Bu Dünyada Asıl Olan Dost Kazanmaktır.” Sözünden Ne Anlıyorsunuz?

 “İnsan Dostlukla Yoğrulur. Bu Dünyada Asıl Olan Dost Kazanmaktır.”  Sözünden Ne Anlıyorsunuz?


İnsanlar ile dostluk kurmak, dost kazanmak, güven duyabilmek, güvenilir insan olmak bizler için kalıcı ilişkilerin kurulmasını sağlar. Bu dünyada sevdiğin, değer verdiğin kişilerin gönlüne girmek, zor olan, size kötülük yapana bile iyilik yapma nezaketinde bulunmak insan olana yakışan özelliklerdir. Sizi sevmeyen kişinin içindeki kötülük bile bir nebze olsa da azalır. İyi insan olduğunuz zaman, cömert ve vefalı olduğunuz zaman , kimseye karşı düşmanlık beslemediğiniz zaman kimseden düşmanlık görmezseniz.

 

Elbette hep kötü olarak kalacaksa olan kimseler vardır ve o kişileri de huylarından vazgeçirmek olanaksız gibi bir şeydir. Önemli olan size yakışan nedir, bunu bilmektir. Çünkü her insan kendine yakışanı yapar. Her insanda kendinde olanları dışa gösterir. Oysa dostlukla yoğrulan ilişkiler sonsuz olur ve dostlar arasında samimiyet bağı sayesinde güzel bir ömür yaşanır elden geldiğince. Bu dünyada asıl olan dost kazanmaktır. Gönüllere girmek, öksüzün, yetimin hakkını gözetmek, onları korumak ve kollamaktır insana yakışan şeyler. İşte böyle böyle kurulur dostluklar ve daha sonra daim olur kardeşlik, sevgi ve saygı. Oysa bencil kimseler kendilerinden başkasını düşünmeyenlerdir. Bunlar dost kazanmak yerine çıkarlarını ön planda tutarlar ve sadece kendilerine yatırım yaparlar. Başlarına da bir şey geldiği zaman yanlarında bir tek dostu dahi olmaz böyle kimselerin. Onun için hayatın başımıza ne getireceği hiç belli olmaz.

 

 Bugün iyi durumdayken yarın düşmüş olabiliriz ve elimizden tutacak bir dosta ihtiyaç duyarız. O dostta bizi yerden kaldırdığı zaman hayata devam ederiz ve daha iyi insan olmak mücadelemizi yaparız. Yeter ki kalplerimiz temiz olsun, yeter ki kalbimiz dostluk için, sevgi için var olsun. Böyle olduğu zaman insan oluruz ve bu dünyadan ayrılırken bile arkamızdan dualar okunur ve eserimiz dostluk kalır.

“Cömertlik Olmayınca Malın, Vefa Olmayınca Arkadaşlığın, Karşılık Olmayınca Aşkın Kimseye Bir Hayrı Olmaz.” Sözü İle Kompozisyon

 “Cömertlik Olmayınca Malın, Vefa Olmayınca Arkadaşlığın, Karşılık Olmayınca Aşkın Kimseye Bir Hayrı Olmaz.” Sözü İle Kompozisyon


 Dünyada yaşayıp giderek geride güzel anılar bırakmalıyız. Öleceğini bilen tek canlı insan olduğu halde dünyaya daha çok tapan ve gözü bir türlü doymayan tek tür de canlıdır. Oysa insanda önemli olan en önemli erdem onun cömert bir kimse olmasıdır. Cömert olmayan bir insanın ne kadar çok malı olursa olsun o malın kimseye faydası olmaz. Hatta kişinin kendisine de olmaz. Çünkü sadece kendine cömert davranan kişi hem bencil olur, hem de her istediğine sahip olduğu için doyumsuz olur, her istediğini de yerse sağlığından olur.


Cömertlik paylaşılınca anlam kazanır. İnsanlar arası sevgi bağı kuvvetlenir ve cömert olan kişi verdikçe Allah o kişiye daha fazla kazandırır ve her insan iyi kalbinin ekmeğini cömertliği sayesinde yer. Vefa olmayınca ise arkadaşlığın anlamı yoktur. Bize zamanında evini açmış, bir dilim ekmeğini kendi yememiş  ve bizimle paylaşmış can dostlarımıza, arkadaşlarımıza ihanet etmemeliyiz, onlar da zor durumda olduğu zaman kapı gibi arkalarında durmalıyız. Bunu yaptığımız zaman vefalı insan oluruz ve arkadaşlarımızla aramızdaki muhabbet bağı ömürlük olur. Vefasız insan ise nankörlükle beslenmeye ve ruhunu bununla kirletmeye devam eder. Karşılık olmayınca da aşkın önemi olmaz. Senin sevdiğin biri seni sevmeyebilir ve bu son derece normaldir.


Seni sevmeyen birine zorla kendine sevdirmeye çalışırsan bunun adı eziklik olur. Seni sevmeyen ama sana aşık olan kişiyi de sen zorla sevemezsin. Çünkü sevdi içten gelen bir şey, aşk içten gelen bir şeydir. Bunun değeri para ile, mal ile anlaşılmaz. Her şey karşılıklıdır. Onun için sevgide karşılıklı olur, aşk da karşılıklı olur ve böyle olunca zorla güzellik değil gönül ile güzellik olur ve güzel aşklar ortaya çıkar.

Yeni Yıldan Beklentileriniz Nelerdir? Konulu Kompozisyon Yazınız.

 Yeni Yıldan Beklentileriniz Nelerdir?  Konulu Kompozisyon Yazınız.


 Her yeni yıl yeni beklentiler, yeni hayaller, yeni umutlar demektir. Yeni yıldan beklentilerim şunlardır: İnsanların daha mutlu olması, maddi durumlarının daha iyi olması ve her babanın  evine ekmeğini sevinçli bir şekilde götürebilmesidir. Ülkemin ekonomisinin iyiye gitmesi, insanların gelirlerinin daha çok artması ve enflasyonun bir an önce azalmasıdır. İnsanların daha bilinçli olmaya başlaması ve sosyal medya bağımlısı insanların azalmaya başlamasıdır. Yüz yüze insan ilişkilerinin çoğalması, insanlar arasında güvenin yeniden kurulması, yardımlaşma ve dayanışmanın daha çok artmaya başlamasıdır. Zamanla bencil olan insanların eski zamanlardaki gibi biz anlayışı doğrultusunda hareket etmesidir.

 

 Çocukların, gençlerin, yetişkinlerin yüzünde tebessüm olması, insanların rahat bir yaşam sürmesidir. Yeni yıldan beklentilerim ülkemizin her açıdan gelişmesidir. Eğitim ve öğretime daha çok önem verilmesi, çocuklarımızın geleceğine büyük yatırımların yapılmasıdır. Güzel ahlaklı çocuklar yetiştirmek, yalan  ve samimiyetsizliğin son bulmasıdır. İnsanların yüzüne ayrı arkandan ayrı iş çevirmemesi yani insan  ne ise o şekilde görünmesi benim yeni yıldan beklentilerim arasındadır. Yeni yıldan para beliyorum, istediğim her şeyin gerçek olmasını istiyorum gibi duygulara sahip olmak istemiyorum. Çünkü bunlar saçma sapan hayallerdir. İnsan ancak kendi çalıştığının ekmeğini yer ve hiç kimseye de oturduğu yerden para, mutluluk gelmez. Bu kişinin kendi alın terine bağlıdır, kendi iradesine, sabrına ve çalışma gücüne bağlıdır. Ben buna inanıyorum. Bir insanın çalışarak  sorumluluklarını yerine getirerek zaten parasının olabileceğini ve kazandığı para ile kendini mutlu edebileceğine inanıyorum.

 

Yeni yıl insanlara bir anda mutluluk, şans ya da para getirmeyecektir. Sadece biz değişmek istersek ve kendimizi değiştirmeye başlarsak, daha çok çalışıp daha çok zihnimizi kendi işimizle meşgul edersek mutlu bir hayatımız olacaktır. O zaman para da bizimle olacaktır. Huzuru kendi hayata bakış açımız ile bulacağız. Hayatımda olumlu değişiklikler yapmak istiyorsam yeni yılda bunu yapabilirim. Mesela daha iyi bir insan olmak, daha doğru  ve gerçekçi  kararlar almak için yoluma devam edeceğim. Daha sağlıklı ve daha mutlu bir yıl geçirmek istiyorum. Ailemle mutlu günlerimin devam etmesini umut ediyorum. Geçmiş yıllardaki gibi birçok insanın hayatını kaybetmesine  sebep olan virüslerin ortaya çıkmasını temenni ediyorum.

Hayallerinizi Gerçekleştirmek İçin Neler Yaparsınız?

 Hayallerinizi Gerçekleştirmek İçin Neler Yaparsınız?


Hayal etmek, kurduğumuz hayallerin gerçekleşmesi için var gücümüzle çalışmaya devam etmek dünyanın en güzel meşguliyetidir. Hayallerimi gerçekleştirmek için ilk olarak kendime bir plan hazırlarım. Hayallerim nedir, ben ne olmak istiyorum, gelecekte nerede olmak istiyorum gibi planlarımı masaya yatırırım. Hayalimin gerçekleşebileceğine inanırım ve kesinlikle umutsuzluğa kapılmam. 


Bu süreçte karşıma zorlukların çıkacağını bilirim ve riskler olabileceğini göz önünde bulundururum. Hayallerimi ertelemek için bahaneler aramam. Daha sonra uygulamaya geçmek için üzerime düşen sorumlulukları yapmaya başlarım. Derslerimde başarılı bir öğrenci olmak için çok çalışırım ve hayalim olan kalp damar cerrahisi olmak için elimden gelen her türlü zorluğa göğüs gererim. Hasta olan insanları hayatın kurtarmak için kendimi geliştirmeye devam ederim ve dünyada başarılı doktorlar arasında yer alırım. İnsan hayatı kadar önemli başka bir şey yoktur. Çünkü insan yaşamı her şeyden daha çok değerlidir. Bunun için bu  hayalimin peşinde koşmaya devam ederim. 


Kazandığım para ile yetim ve öksüz olan masum çocukların her türlü maddi gereksinimini  elimden geldiği kadar karşılamaya çalışırım. Hayvanlar için yemekler alırım ve sokak hayvanlarının karnını doyurmak için hayvan severler ile bir araya gelirim ve onlar için elimizden geleni yaparım. Hayallerimin gerçekleşmesi için sabırlı olurum, kararlı olurum ve  ömrüm elverdiği sürece işi sonuna kadar götürürüm.

 

Spor Eğitici Midir? Konulu Deneme Hazırlayınız.

 Spor Eğitici Midir Konulu Deneme Hazırlayınız.


Spor insan sağlığı için son derece faydalıdır. Kilo vermeye yardımcı olur, yeterli ve dengeli beslenen birinin kilosunu korumasına yardımcı olur. Daha zinde olursunuz, daha az stres yaşamınıza hakim olur.  Uyku sorunu olan kişilerin uykusu spor sayesinde daha düzenli olur ve daha çok sayıda faydalarını sayabiliriz. Sporun en önemli özelliklerinden biri de insanı disiplinli bir hayata yönlendirmesi ve eğitmesidir. Sporu gerçek anlamda yapan kişi aynı zamanda kendini de eğitir. Daha güzel ahlaklı olur, daha sabırlı olur ve en ufak bir sorunda sabırsızlık yapmaz. Spor kişiye aynı  zamanda uzun vadeli sabrın getireceği güzel sonuçları da yaşatır.

 Spor eğitimle bir bütün olur. Çünkü  eğitimin olduğu gibi sporun  da belli kuralları vardır, belli hareketleri vardır. Eğer ki o egzersizleri yapmazsanız kendi alanınızda iyi bir sporcu olamazsınız. Yani bir düzen vardır sporda. O düzen ve disiplin sizin yaşamınıza da gelir ve böylece hayatı daha planlı yaşamaya başlarız. Spor sayesinde disiplinli olursunuz ve disiplinin de sizi daha çok özgürleştirdiğini görürsünüz. İnsanın beyni spor sayesinde daha aktif olur. Okuma ve anlaması daha iyi olur ve vücut hareket halinde olduğu için hayata daha istekli olursunuz ve kendinizde bıkkınlık, yorgunluk hissetmezsiniz. Kendinizi daha dinç hissettiğiniz için daha çok çalışırsınız, daha çok öğrenirsiniz ve eğitimi gerçek yaşamda uygulamış olursunuz. Spor elbette insanı eğitir ve insanın daha üretken bir canlı olmasını sağlar.

Spor sayesinde çocuklar analitik düşünme becerisine sahip olur, problem çözme odaklı bireyler olur,. Sporun eğitici olduğunu şu örnekle de anlatabiliriz: Spor alandaki önemli araştırmaları inceleyen Sing (2012), çoğu Amerika’da gerçekleştirilen ve 6-18 yaş arası yaklaşık 12 bin çocuk ve genç üzerinde yaptıkları çalışmada, fiziksel aktivitenin öğrencilerin okul başarısını nasıl etkilediğini araştırdı. Araştırma sonucunda; fiziksel anlamda daha aktif olan öğrencilerin, akademik başarılarının da daha yüksek olduğu, egzersizin beyne daha fazla kan ve oksijen gitmesini sağladığı; endorfin artışı sağlayarak stresi azalttığı ve duyguları dengelediği, böylelikle kişinin bilişsel sisteminde gelişim sağlayabileceği vurgulandı. Yani spor bedensel sağlıktan  tutun da zihinsel becerilerin gelişmesine, sosyal becerilerin gelişmesine, psikomotor becerilerin gelişmesine çok sayıda katı sağlar ve kişiyi eğitir.

Konusu Dini Bayramlar Olan Bir Hikaye Örneği

 Konusu Dini Bayramlar Olan Bir Hikaye Örneği

İşte Geldi Ramazan Bayramı


Otuz günlük orucun ardından yarın otuz gün önceki halimize geri dönecektik. Yani yemeye, içmeye devam edecektik. Annem, babam ve ben bu yıl ki Ramazan Ayımızı oruç tutarak geçirmiştik. Çok güzel bir ay olmuştu. Oruç tutmak hem nefsimizi köreltmiş, hem kilo verdirmiş, hem de ailece sağlıklı bir görünüme kavuşmuştuk. Yarın ise bayramdı. O kadar mutluydum ki bayramda teyzelerim, halalarım, dayılarım ve amcalarım ile birlikte olmak beni çok mutlu ediyordu. Akrabalarımız ile aynı şehirde yaşamak harika bir duyguydu. Sadece bir tane teyzem yurt dışında yaşıyordu. O da yaz tatilinde gelecekti. Akşam duşumu alıp huzurla yatağıma gittim. Kardeşim Ayşe henüz küçük olduğu için o erkenden uyumuştu. o yedi yaşındadır. Ben ise on üç yaşındayım. Adım Elif. Ailemin ilk göz ağrısıyım. Yaşadığımız şehir ise Ankara.  Kardeşimin adı Rüya. O şimdi derin uykusunda ne rüyalar görüyordur kim bilir. 


Neyse ben de hemen dişlerimi fırçalayıp yatağıma geçtim. Babam bu yıl bana bayram kıyafetleri almamıştı. Bu yıl ev yaptırdığımız için maddi bakımdan sıkıntılar yaşadığımız için istediğim elbise ve ayakkabı alınmamıştı ama olsun ailemle birlikte bayrama girmek benim için en büyük hediyeydi. Bunları düşünürken yatağıma doğru yürüdüm ve yatar yatmaz uyumuşum. Sabah kalktığımda saat altı buçuğu gösteriyordu. Gözlerimi kamaştırarak yerimden kalktım. O da ne yatağımın orda bir şey vardı. Yatağımın ucunda bir şey gözüme ilişti. Hemen yerimden kalktım ve orada koca bir paket ve o paketin içinde kırmızı elbise ve kırmızı ayakkabılar vardı. Babam ve annem bana maddi zorluk çekmelerine rağmen sürpriz yapmıştı. Hemen hediyeleri aldım ve elbiseyi giydim ve koşarak onlara sarıldım , ellerini öptüm ve bayramlarını kutladım. Daha sonra annem hepimize çikolata ikram etti. Bu bayram çok güzel geçiyordu. Kardeşim de saat dokuz gibi uyandı. Babam ve annem ona da pembe bir elbise almıştı, pembe de ayakkabı almıştı. O da çok mutlu oldu.


 Ailece kahvaltı yaptık. Sonra bayramlaşmak için büyüklerimizi ziyaret ettik. Akrabalarımızı ziyaret ettik. Büyükler bana harçlık verdi, şeker ve rengarenk çikolatalar ikram etti. Baklavalar, sarmalar, dolmalar, çeşit çeşit hoşaflar ikram edildi her gittiğimiz yerde. Küs olan kuzenlerim büyüklerin araya girmesi ile barıştırıldı. Çok güzel bir bayram geçirdik o gün. Sadece dedem ve baba annemi geçen yıl  korona virüsten kaybettiğimiz için kaybettiğimiz için onların vefatını hatırlamak üzdü bizi. Onlar için bir sürü dualar edildi, Kuran-ı Kerimden sureler okundu. Ne güzeldi Ramazan Bayramı, ne güzel bir dindi İslam dini. İnsan vefat edilince bile asla unutulmuyor, bu özel ve dini günlerde birlik, beraberlik, dayanışma ve sevgi ruhu daha da artıyordu hepimizde.

“Ağaç Ucuna Yel Değer, Güzel Kişiye Söz Değer.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon

 “Ağaç Ucuna Yel Değer, Güzel Kişiye Söz Değer.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon


Ağaç, doğadaki diğer nesnelerden yüksek olduğu için rüzgara açıktır. Ağacın bu kısımları rüzgardan hemen etkilenir. Güzel olan kimse de  diğer kimselerden farklı olduğu için ilgi odağıdır ve kıskanılır. Güzel olan kimselere genelde kıskanılır. Onlar ilgi odağıdır ve dikkat çekici kimselerdir.


Hatta güzel olan kişilerin yanında kimi kişiler kendilerini kötü hissederler ve onlarla arkadaşlık dahi kurmazlar. Sırf güzel oldukları için insanlar onları çekemezler. Bazen de çok güzel insanlar vardır ama onlarda akıl denen bir şey yoktur. İnsan hem güzel olup hem akıllı olursa daha iyi olur ve kendini de mutlu hisseder. Bir insanı da sadece güzel olduğu için kıskanmak kişinin kendine olan güvensizliğinden kaynaklanabilir. Onda dış görünüş güzel olabilir ama senin de mutlaka sana güzel yönlerin, yeteneklerin vardır. Bundan dolayı sadece dış görünüş güzellikten ibaret değildir. Güzellik bir bütün olmalıdır. Asıl güzellik de güzel ahlaktır. Bir insanda bir şeyde üstün diye onu kıskanmak doğru değildir.


Tüm bunlara rağmen insanların ilk başta dikkatini çeken şey fiziki görünüştür. Fiziği güzel olan, yüzü güzel olan insana hem hayranlık duyulur hem de bu insanlar iç içe kıskanılır. Aslında böyle olunmaması gerekir. Bir insanı sadece güzel olduğu için kıskanmamalıyız. Güzelliğimiz ya da üstün özelliğimiz nedeniyle yönetilen olumsuz tepkilere aldırmamalı, yolumuza devam etmeliyiz.