“Stresin En Büyük Sebebi, Günlük Yaşamınızda Anlayışsız İnsanlarla Yaptığınız Tartışmalardır.” (Albert Einstein) Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Stresin  En Büyük Sebebi, Günlük Yaşamınızda Anlayışsız İnsanlarla Yaptığınız Tartışmalardır.” (Albert Einstein) Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.



 

Ev yaşamında, iş yaşamında, komşuluk ilişkilerinde, arkadaşlık ilişkilerinde çeşitli sorunlar ile karşı karşıya kalabiliriz. İnsan olduğumuz için sorunlarımızın olması da son derece doğaldır. Çünkü iyi ve kötü anlarımız ile bir bütün olan bizler stresi hayatımızın temel noktasına alırız çoğu zaman. Stresin en büyük sebebi, günlük yaşamınızda anlayışsız insanlarla yaptığınız tartışmalardır der Albert Einstein. Anlayışsız insanlar, hoşgörüsü olmayan kimseler iyi insanlara hayatı zehir ederler. Kendi psikolojileri kötü olduğu için başkalarının da kendileri gibi mutsuz olmasını ister böyle kimseler.


 Anlayışsız insanlar kendilerini başkasının yerine koymayan, empati kurmadan da yoksun olanlardır. Böyle kimselerin yanında fazla durmak istemeyiz.  Sürekli insanları inciten, kıskançlık içinde hayat sürmekten zevk alan böyle kimseler insanın en mutlu anında bile moral bozacak bir şey bulurlar ve insanda şevk ve heyecan bırakmazlar. Bunun sonucunda da kişide stres olur. Stresli olunduğu zaman da kişi mutlu olmaz ve işlerini bile güzelce ve düzenli bir şekilde yapamaz hale gelir.

 En iyisi anlayışsız insanlardan mümkün olduğu kadar uzak durmak ve onları kafaya fazla takmamak gerekir. Böyle kimseleri kafaya takarsak kendimizi bir türlü geliştiremeyiz ve biz de onlar gibi olmaya başlarız zamanla.

“İnsan Kendisinden Başkasını Örnek Almadıkça İlerleyemez.” (Goldsmith) Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “İnsan Kendisinden Başkasını Örnek Almadıkça İlerleyemez.”  (Goldsmith) Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 

Yaşadığımız evren içerisinde insan insandan çok şey öğrenir. İnsan başka insanlarla iç içe olduğu zaman yeni şeyler öğrenir ve kendini geliştirmeye devam eder. Bir insan sadece kendi yaptıklarını beğeniyorsa, sadece kendini en başarılı, en bilge ve en becerikli görüyorsa o insan kendisine ve çevresine de  faydalı olamaz. İnsan elbette kendine güveniyorsa, kendini seviyorsa bir şeyleri başarabilir ama bu kısıtlı olur.

 Önemli olan başkalarından da bir fikir alabilmek, başkalarını da gözlemleyerek yeni bir şeyler öğrenmek ve hayatı  yenilikleri ile, farklılıkları ile kabullenebilmektir. İyinin de iyisi vardır, başarılının daha da başarılı olanı vardır. Atalarımız da bununla ilgili şöyle bir söz söylemiştir: Akıl akıldan üstündür.” Gerçekten de bizim bilmediğimiz şeyleri başkalarını bilebilir ve biz de onları örnek aldığımız zaman hayata karşı yeni bakış açılarına sahip olabiliriz. Onun için hiçbir zaman her şeyi ben biliyorum havası içinde olmamalıyız.


 Çevremiz ile her zaman iletişim halinde olmalıyız ve herkesten bir şey öğrenmeye çalışmalı ve bunu yaşamımızda uygulamalıyız. Daha çok öğrenmek için, kendimizi daha çok geliştirmek için başkalarını örnek almalıyız ve örnek aldığımız olumlu davranışları hayatımızda da uygulamalıyız. İnsan hem kendisini olumlu yönde ilerletmeli hem de başkalarını örnek almalı ve böylece yaşama insan olarak devam edebilmelidir.

 

 

Öyle Alçak bir Kapıdır ki Açlık, Geçilmesi Zorunlu Oldu mu İnsan Ne Denli Büyükse, O Kadar Çok Eğilir.” Sözü İle İlgili Kompozisyon

 Öyle Alçak bir Kapıdır ki Açlık, Geçilmesi Zorunlu Oldu mu  İnsan Ne Denli Büyükse, O  Kadar Çok Eğilir.”  (Victor Hugo) Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


Eserlerini büyük bir zevkle ve heyecanla okuduğumuz Victor Hugo dünyanın sayılı önemli yazarlarından biridir. Özellikle de Sefiller ve Notre Dame’ın Kamburu adlı kitabı dünyada oldukça ses getiren bir kitaptır. Kıymetli yazar eserlerinden de anlaşıldığı gibi insana, insani değerlere çok önem veren bir kimsedir. O çok zorluklar çektiği için, kendini yoksul insanların da yerine koyduğu için empati kurma becerisi de çok yüksek bir insandır. 


Yoksulluk insana her şeyi yaptırır diye bir söz vardır ya işte yukarıdaki sözde bu söz ile aynı anlamı içerir aslında. “Öyle alçak bir kapıdır ki açlık, geçilmesi zorunlu oldu mu insan ne denli büyükse, o kadar çok eğilir.” Der. İnsanları hayatta tutan en temel şey fiziksel gereksinimleridir. Yeme içme, barınma, kendini güven içinde hissetme vb gibi. Açlık var olduğu sürece, yoksulluk var olduğu sürece insan, insan olmaktan çıkar ve açlık yüzünden yapmayacağı kötü şeyleri yapmaya başlar. Çünkü bunları yaptıran şey açlığın verdiği eziyet, açlığın getirdiği olumsuz sonuçlardır.  Ne kadar güçlü olursanız olun, ne kadar iyi niyetli olursanız olun, ne kadar ama ne kadar olursanız olun ortada açlık varsa büyük bir sorun da var demektir. Çünkü açlık alçak bir kapıdır, insanda insanlık adına bir şey koymaz.

Açlık insanda gurur bırakmaz, onur bırakmaz ve insan gereksinimlerini karşılamak için her türlü yola başvurabilir. O açlığın giderilmesi hele bir de zorunlu olursa işte o zaman ne denli büyük olursanız olun, ne denli bilgili, alçakgönüllü olursanız olun yapabileceğiniz bir şey yoktur. Çünkü açlık var olduğu sürece diğer şeylerin bir önemi kalmaz ve kişi açlık yüzünden zalim ve güçlü olanın önünde eğilir, sömürülür ve açlığını bir an önce giderebilmesi için her türlü zorbalığa dayanır ve  her türlü acıyı çeker.

 Onun için Allah kimseleri açlık ile imtihan etmesin. Açlık bir felakettir, açlık bir yıkımdır ve umarım insanoğlu bu yıkımın üstesinden gelir de dünyada bir tek çocuk dahi aç kalmaz ve açlık son bulur.

“İnan Sana Değil Kastım, Cahil İnsanla Muhabbeti Kestim.” Aşık Veysel’in Bu Sözünden Ne Anlıyorsunuz?

 “İnan sana Değil Kastım, Cahil İnsanla Muhabbeti Kestim.” Aşık Veysel’in Bu Sözünden Ne Anlıyorsunuz. Düşüncelerinizi Kompozisyon Olarak Yazınız.



Ünlü ozanlarımızdan biri olan, Sivas’ın Şarkışla ilçesinde doğan Aşık Veysel Şatıroğlu küçükken geçirdiği bir rahatsızlık sonucu gözlerini kaybetmiş ve dünyaya farklı bir pencereden bakarak hepimizin aklında kalmış ve kalacak olan çok güzel eserler bırakmıştır. O iyi bir ozan olmanın ötesinde, iyi bir şair olmanın ötesinde her şeyden önce iyi bir insan olarak hayatını devam ettirmiştir. Gözleri görmeyen ama gönül gözü muhteşem açık olan Aşık Veysel bilgisi  ve kültürü ile çoğu okudum diyen insanlara taş çıkartır. 


İnan sana değil kastım, cahil insanla muhabbeti kestim sözü ile şunu anlatmak istemiştir: Cahil insanlara doğru olan bir şeyi ne kadar anlatmaya çalışırsanız çalışın öyle insanlar sizi anlamaya çalışmayacaklar ve kendilerini değiştirmek için en ufak bir çaba içine girmeyeceklerdir. Hep kendi doğrularının peşinde olan cahil insanlara laf anlatmanın da bir gereği yoktur der Aşık Veysel. En iyisi onlarla muhabbeti kesip kendi yolunda doğru gitmek, seni anlayanlar ile muhabbete devam etmektir. 

Cahil kimseler ile muhabbet kurulmaz, onlar cahillikleri ile başkalarına akıl vermeye çalışan ama kendisinin ne kadar yetersiz  olduğunun farkında olmayan kimselerdir. Onlarla bağlantıyı kesmek ve hiç görüşmemek kişi için daha yararlı olur. Hem böyle olunca sinir bozucu kimseleri bir daha görmemiş oluruz hem de kendimizi onlara anlatma çabası içine girmeyiz.

 

“İnsanın Gözünü Bir Avuç Toprak Doyurur.” Atasözünü Açıklayan Bir Kompozisyon Yazınız.

 “İnsanın Gözünü Bir Avuç Toprak Doyurur.” Atasözünü Açıklayan Bir Kompozisyon Yazınız.



İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli fark her ne kadar akıl olsa da insanın diğer canlılardan ayıran bir önemli fark da insanın hayvanlara göre daha doyumsuz ve daha açgözlü olmasıdır. Hayvanlar karınlarını doyurmak için başka bir hayvanı avlar ve karnı doyar doymaz da başkalarına saldırmaz. Oysa insanlar öyle değildir. İnsanoğlunun eline ne kadar mal ve mülk verirseniz verin gözü bir tülü doymayan, dünya malı ve dünya hırsı bir türlü bitmeyen doyumsuz ve açgözlü bir varlıktır. İnsanın gözünü ancak toprak doyurur sözü ile anlatılmak istenen de insanın son nefesini verinceye kadar dünya malından ve dünyada isteklerinden bir türlü vazgeçemeyişi ve hep daha fazla istemesi anlatılır. Çünkü insan eline ne kadar şey verirseniz verin asla doymayacaktır. 

Ne zaman insanın yaşamı sona erecek işte zaman  doyacaktır. Çünkü o vakit de insan bu dünyadan ayrılmış olacak ve üzerine bir avuç toprak dökülecektir. Henüz ölmeden bu bilincin farkına varmalıyız. Dünya malına tamah etmemeliyiz. Kendimize yeten kadar yemeli, harcamalı ve fazlasını ihtiyacı olanlara vermeliyiz.  Dayanışmayı bilmeli, paylaşmayı bilmeliyiz. Bu hayat bir gün son bulacak ve geride bıraktığımız şey insanların zihninde uyandırdığımız izlenimler olacaktır. Bizler de bu dünyada iyi izlenimler bırakmalıyız. 


Gözümüzü toprak doyurmasın, gözümüzü açgözlülük doyurmasın. Gönlümüzü paylaşma doyursun, var olanla yetinme ve daha fazlasını istememe duygusu hapsetsin bizi içine. İşte böyle yaptığımız zaman dünya herkese yetecek kadar armağan verecektir hepimize.

“Peşkeş Atın Dişine Bakılmaz.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Peşkeş Atın Dişine Bakılmaz.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


 

Toplumumuzda hediyeleşmenin ayrı bir önemi vardır. Bu zengin, fakir ayrımı olmadan yapılmalıdır. Hediyeleşme bir gönül almadır, bir hatırlanma ve hediye alınan kişiye gösterilen sevginin ve saygının belirtisidir. Mesela birisi çok zengin onun hediyeye ihtiyacı yok asıl fakire hediye alınmalıdır gibi bir düşünce de yanlıştır. Hediye hem fakire hem de zengine alınmalıdır. Çünkü alınan hediye ile ne zenginin durumu değişecek ne de yoksulun. Önemli olan gönül alma, kalplere girebilme ve geride güzel anılar bırakabilmedir. 


Atalarımız peşkeş atın dişine bakılmaz atasözü ile şunu anlatmak istemiştir: Hediye edilen bir atın dişine bakılmaz. Önemli olan onun hediye edilmiş olması, önemli olan ince bir düşüncenin olmasıdır. Armağan edilen bir atın yaşını öğrenmeye çalışmak ayıptır.  Kimi insanlar vardır ki armağan edilen şeyde bile kusur arar ve hediyeyi beğenmeyip bin bir türlü kusur bulurlar. Bu son derece çirkin bir davranıştır.

 Hediye edilen şey küçük de olsa hediye edene teşekkür etmeliyiz, bizi düşündüğü için, bizi unutmadığı için o insana saygı duymalıyız ve biz de günü gelince o kişiye hediye etmeliyiz. Görgüsüzce hareket edip hediye edilen şeyde kusur bulmamalıyız. Kusur da buluyorsak onun kendi kusurumuz, kabalığımız olduğunu anlamalıyız.

Honore de Balzac Sözleri

 Honore de Balzac Sözleri



Yazdığı eserler ile  bizlere çok şey öğretmiş olan Balzac’ın eserleri bugün okullarda okutulmakta ve bizlere katkı sağlamaktadır. Balzac Fransız oyun ve roman yazarıdır. Kendisi Avrupa edebiyatının  realizm yaratıcısı olarak kabul edilir. Çok çalışkan ve üretken bir yazardır. Yüzden fazla romanı olan Balzac’ın sözleri şunlardır:

“Dost için sırtımı köprü yapmaya hazırım ben; yeter ki temiz kalpleri taşıyan ayaklar geçsin üstümden.”

“Ayakkabılarım olmadığı için üzülürdüm; ta ki sokakta ayakları olmayan adamı görünceye dek.”

“ Bir annenin mutluluğu bir işaret gibidir, geleceği aydınlatır, ancak geçmişe düşkün hatıralar kılığında da yansır.”


“Tüm insanlık tutkudur; tutku olmadan, din, tarih, roman, sanat etkisiz olur.”

“Bilginin efendisi olmak istersen, çalışmanın kölesi olmalısın.”

“Sonradan görme insanlar maymuna benzerler. Yükseldiklerini görürsünüz, yükseklere çıkmaktaki becerilerini takdir edersiniz ama, doruğa ulaştıkları zaman ancak utanç verecek yerleri görülür.”

“Nezaket, genel bencillik üzerine sadece ince bir kaplamadır.”

“Bir kadın, sevdiği adamın başka bir kadın tarafından mutlu edildiğini görmektense, onu can çekişirken görmeyi tercih eder.”

““Biz insanlar, sırlarımızı kendimize saklar, en yakınımızla bile paylaşmamayı prensip sayar, kendimizle övünürüz ama zaman olur yeni tanıdığımız birine tüm sırlarımızı açmaktan hiç çekinmeyiz.”

"Memeden acı süt emen, gülümsemesi sert bir bakışla yok olan çocuğun yaşadığı acıları bize hangi şair anlatacak?"

“Yüreğimde kendine bir yer arayan, sadakati ya da verdiği zevklerin taşkınlığıyla oraya yerleşen bir kadın gibi olmadı o; hayır, kalbimin ta kendisi oldu..”

““Yersiz yasaklar çocukların tutkularını büyüklerden daha fazla keskinleştirir; çocuklar sadece yasaklanan şeyi akıllarına takarlar.”

““Yersiz yasaklar çocukların tutkularını büyüklerden daha fazla keskinleştirir; çocuklar sadece yasaklanan şeyi akıllarına takarlar.”

Bir anne yüreği, dibinde daima af bulunan bir uçurumdur.”

“Benim sevgim kimsenin sevgisine benzemez inanın; çünkü hem iradenin dışındadır, hem de iradeyi yüklenen bir sevgidir.

 "Aşk yaşamında kadın, ancak hünerli bir çalgıcının elinde dile gelen bir lir gibidir. Kadınlar bizleri sevdikleri zaman her suçumuzu bağışlarlar."

 

Akrabalık Sözleri

Akrabalık Sözleri



İnsanların akrabalarına karşı iyi olması ve onları sevmesi gerekir ama bizim toplumda akrabalar genelde birbirlerini çekemezler ve yalandan birbirlerini seviyormuş gibi görünürler. Oysa gerçek akrabalık birbirini candan seven erdemli insanlardan oluşur. Az da olsa böyle olan iyi akrabalar da vardır. Akraba dediğin yakınına düşmanlık beslemeyen kişidir.

Akrabalık sözleri şunlardır:

“Akraba hak ettiği değeri dünyalık şeylerle bitirmeyendir.” Nebiha.

“Dostsuz ve akrabasız insanlar, ordusuz bir padişah gibi mesut olamazlar.” Firdevsi

“Komşusu, akrabası ve arkadaşı tarafından iyi denen kimse gerçekten iyidir.” Hz.Ömer

“Dostlar kötü günde, kahramanlar savaş anında, kadınlar yoksul günlerinde, akrabaların başın dertteyken kendilerini belli ederler. F. O. MaIey

“Akrabalar, ne yaşamasını ne de ölecek zamanı bilen insanlardır.” Oscar WiIde

“En kötü nefret, akrabaların nefretidir.” Tacitus.

“Kardeşinin salını karşıya geçirmeye yardım et, göreceksin ki, sen de karşıdasın.” Hint Atasözü.

“Akrabalarının sevmediği insanı kimse sevmez.” Pıautus.

“Akrabalar arasındaki düşmanlık, ormandaki ateş gibidir.” Hz. Ebubekir.

“Cennetin kokusu beş yüz yıllık mesafeden duyulur; ancak onun kokusunu, ana babasına asi gelenle, akrabalık bağını koparım alamaz.” Hz. Muhammed (sav.)

“Akrabanın cefâsı, yabancının darbesinden daha acıdır.” Hz. Ömer.

“Akrabanı sev ama bahçe duvarını yıkma.” G. Herbert


“Akraba düşmanlığı, akrep sokmasından beterdir.” Hz.Ali

“Sıkıcı bulduğum yegane insan cinsi, akrabalarım.” Elias Canetti

“İnsan ne kadar zengin olursa, akrabası da o kadar çok olur.” Aziz Nesin

“Akrabalar ne de budalaca nedenler yüzünden darılıyorlar.” Stephen King
Akrabaların düşmanlığı, silahlı bir düşmandan daha kötüdür.” Megnet Zurner

“Akraba ne kadar yakınsa, tehlike de o kadar büyük olur.” William Shakespeare

“Hiçbir akraba, kız kardeşten ve erkek kardeşten daha yakın olamaz. Jean-Paul Sartre.

“Başarılarında Gururlu Olma; Bil Ki Gurur, Gelecekteki Başarılarının En Büyük Düşmanıdır.” Sözünü Açıklayan Bir Kompozisyon Yazınız.

 “Başarılarında Gururlu Olma; Bil Ki Gurur, Gelecekteki Başarılarının En Büyük Düşmanıdır.” Sözünü Açıklayan Bir Kompozisyon Yazınız.

 

İnsan başarılı olmak ister ve başarılı olmak için çalışmak ve üretken olmak gerekir. Çalışkan insanlar hayatları boyunca kimseye el açmak zorunda kalmazlar. Her ne kadar çalışmak güzel olsa da çalışan insanın aynı zamanda da alçakgönüllü olması gerekir. İnsanlara tepeden bakan, başarılıyım diye sürekli övünen ve kimseyi beğenmeyen insanlar bir süre sonra toplum tarafından dışlanmaya başlar. Böyle insanların insan olmadıktan sonra çalışkan olmalarının da bir önemi kalmaz.

 İnsan başarılarında gururlu olmamalıdır. Buradaki gurur sevinmek ve ya da çok mutlu olmak değildir. Elbette insan başarınca mutlu olsun, sevinsin ama bu sevincini geride kalanları dışlamadan, hor görmeden yaparsa daha iyi olur. Başarılıyım diye gurur yapan kişiler gelecekteki başarılarının en büyük düşmanı olurlar ve bir türlü yeni yollar, yeni başarılar elde edemezler. 


İnsan ancak mütevazi olursa, çalışmaya devam edip başkaları ile yardımlaşırsa daha iyi bir iş yapmış olur. Başarında iyi niyetli olmaya devam edersen, iyi kibirli olmazsan hem toplum tarafından sevilirsin hem de kendinle barışık olursun. Her zaman başarılı da olmalıyız ama iyi insan olmaktan da asla vazgeçmemeliyiz.

Büyüklerimizin Neden Çoğu Zaman Dedikleri Doğru Çıkar?

 Büyüklerimizin Neden Çoğu Zaman Dedikleri Doğru Çıkar? Düşüncelerinizi Kompozisyon Biçiminde Yazınız.


Hayatın her türlü zorlu yolculuğundan geçmiş, her türlü acı deneyimler yaşamış olan büyüklerimiz biz gençler için birer örnektir. Onlar ki hayatın çamurlu yollarına da saplanmış, yeri gelmiş o çamurdan da çıkmayı başarmış ve yeniden hayata bir umutla tutunmaya çalışmış kimselerdir. Büyüklerimizin dedikleri çoğu zaman doğru çıkar. Çünkü onlar zamanında genç olmuşlardır ve onlar da biz gençler gibi başlarda ailelerine isyan etmişler, ailelerinin, büyüklerinin hiç bir şey bilmediğini söylemişler ve burnunun dikine gitmişler  ama  belli bir zaman sonra yaptıkları yanlışın farkına varmışlardır.


 Büyük demek aynı zamanda deneyim demek, yaşanmışlık demek, hayatın her türlü kötülüklerine şahit olmuş, yanlışlardan dönme demektir. Büyükler bize bir şey söylüyorsa iyiliğimizden söylüyordur. Zamanımız boşa gitmesin diye, hayatımız mahvolmasın diye bize nasihat etmektedirler. Kendileri de yıllar önce aynı yollardan geçtikleri için kendi yaptıkları hataların bizim yapmamızı istemedikleri için bizi uyarmakta ve  bizi çok sevmektedirler. Onların sözlerine kulak tıkamamalıyız aksine kulaklarımızı sonuna kadar açıp tecrübelerinden faydalanmalıyız ve hem zamandan vakit kaybetmemeliyiz, hem de ekonomik açıdan kendimizi kötü duruma düşürmemeliyiz. 

Kötü yollara sapmamalıyız, kötü alışkanlıklara kendimizi hapsetmemeliyiz. Bunların ne denli olumsuzluklara yol açtığını en iyi bilen ise yılların canlı tecrübesi olan büyüklerimizdir. Onları dinlemeliyiz, onlara kulak vermeli, onların söylediklerini hiçe saymamalıyız. İşte bunu yaptığımız zaman hem daha az yanlış yapmış oluruz hem de gereksiz pişmanlıklar yaşamış olmayız.

“Konuşma İnsanın Aklını Kullanma Sanatıdır.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Konuşma İnsanın Aklını Kullanma Sanatıdır.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


İnsanların kendilerini ifade etmesi için, sosyal olması için konuşmaya, kendisini en iyi  şekilde  anlatmaya gereksinimi vardır. Konuşmak kolaydır zor olan konuşurken seçtiğin kelimelere dikkat etmek, dilini etkin ve nazik bir şekilde kullanabilmektir Konuşma insanın aklını kullanma sanatıdır sözü ile anlatılmak istenen şudur:  Akıllı insan bir topluluk içinde girdiği zaman nasıl konuşacağını bilir, aklına geleni söylemez ve patavatsızlıktan uzak durur.


Kimseye kaba söz söylememeye çalışır. Akıllı insan elbette insanlara hayır demesini bilir ama bunu kibar bir şekilde cümlelere döker ve böylece kendini güzel bir şekilde anlatmış ve ifade etmiş olur. Aklını kullanmayan insan ise sözlerini, cümlelerini rastgele konuşur. İçinden seçme yapmaz ve ağzına geleni söyleyerek aklını kullanmaktan yoksun olur. Akıllı insanlar nasıl konuştuğunu en iyi şekilde bildiği için çevresi tarafından da sevilir ve kimse o kişiye karşı kaba davranmaz.

 Akılsız insan ise karşıdaki kişiyi sözleri ile kırdığı için, kaba konuştuğu için çevresi tarafından sevilmeyen ve her zaman böyle kimselerden kaçılır ve kimse böyle bir insanla aynı ortamda olmak istemez.  Tüm bunlardan dolayı insan kendini bilmeli, aklını gereksiz şeyleri konuşmak için değil lüzumu olan şeyleri kullanmak için konuşmalıdır.

İşçi İle İlgili Özlü Sözler

 İşçi İle İlgili Özlü Sözler



İşçiler en çok emen ve alın teri döken , geçimini sağlamak için her türlü zorluğun üstesinden gelen değerli kimselerdir. Onlara hakkını vermek gerekir ve onların değerinin bilinmesi gerekir. İşçilerin ezilmemesi gerekir. Onlara en zor işleri yapan fedakar ve cefakar kimselerdir.

İşçiler ile ilgili özlü sözler şunlardır:

“İşçinin hakkını alın teri kurumadan ödeyiniz.” Hadis-i Şerif

“İşçi sınıfının insanlığa karşı hiçbir borcu yoktur. İnsanlık ona borçludur”. Bertolt Brecht

“Hiçbir işte istikbal yoktur, istikbal işe sahip olan kişinin elindedir.” George Woolsey Crane

“İşçi ordusu, bir gün tüm toprağı çatlatacak ve köle olmaktan çıkıp efendi haline gelecektir.” Emile Zola.


“İşçi sınıfı yaratıcı sınıftır. İşçi sınıfı bir İşçi İle İlgili Sözler ülkede maddi refahın gerektirdiği her şeyi üretir.” Fidel Castro

“Mutlu yaşamak isteyen çok işe girmemeli, kendi gücünden fazla ve yaradılışına aykırı işler yüklenmemelidir. “Demokritos

“Tüm ülkelerin burjuvazisinin yalanlarını ve iftiralarını onların açık ve gizli uşaklarını yenebilecek tek güç, işçi sınıfıtır.” Vladimir Lenin

“Bizim istediğimiz yalnızca, işçinin sırf sermayeyi artırmak için yaşadığı, sırf egemen sınıfın çıkarlarının gerektirdiği kadar yaşadığı mülkiyetin bu rezil karakterini ortadan kaldırmak”. Karl Marx

“Günümüzde robotlardan oluşan yeni bir işçi sınıf oluşmakta. Henüz düşünemeyen ve duygulardan yoksun olan bu sınıf para babalarının çıkarlarının kölesi. Bir gün en büyük devrimi bir bu robotlar yaparsa hiç şaşırmam. “Sebuhi Quluzade




“Rüşvet Kapıdan Girince İnsaf (İman) Bacadan Çıkar.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Rüşvet Kapıdan Girince İnsaf  (İman) Bacadan Çıkar.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


Bir insanın bir işten rüşvet alması, o kişinin işini ehli ile yapmaması demektir. Rüşvetin işe girdiği her şey haramdır ve kişi bu parayı alnının teri ile kazanmamıştır. Rüşvet kapıdan girince insaf bacadan çıkar der atalarımız. Rüşvetin olduğu yerde acıma duygusu olmaz, vicdan olmaz ve rüşvet kişiye her türlü kötülüğü yaptırır.  İnsan yüzü kızartıcı işler yapmaktan kaçınmalı ve her zaman hakkı ile,  helali ile parasını kazanmalıdır.


 Rüşvet alan kişi insanlıktan nasibini almamış kimsedir. Böyle kişilerden korkmak gerekir. Bugün rüşvet alan yarın daha kötü şeyler yapar. Masum ve mazlum insanların hakkı yenilir. Rüşvet alan da veren de aynı şekilde suçludur ve ikisinden de her türlü kötülük beklenir.

 Rüşvet insanın başına türlü belalar da getirir. Onun için elimizdekiler ile yetinmeliyiz, hakkımız olanı almalıyız ve fazlasına göz koymamalıyız. Aç gözlü olan, hep daha fazlasını isteyen kişiler sonunda belasını bulur ve başkalarının emeğini de çalmış olur. Onun için de çocuklarımızı da küçük yaştan itibaren iyi insan olarak yetiştirmeliyiz ve hak etmediği hiç bir şeyi, emek etmediği hiç bir şeyi almamaları gerektiğini onlara model olarak göstermeliyiz. 

Merhametli ve adaletli çocuklar yetiştirmeliyiz. Rüşvet ve iltimasla bir yere gelen değil alnın teri ile kaleminin teri ile bir yere elen çocuklar yetiştirmeli, yarınlara umutla bakmalıyız.

“Attan Düşene Yorgan Döşek, Eşekten Düşene Kazma Kürek.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Attan Düşene Yorgan Döşek, Eşekten Düşene Kazma Kürek.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.




At eşeğe göre daha uysal bir hayvandır. At uysal olduğu için, üzerinden düşene zarar vermez ve o kişi kısa sürede iyileşir. Eşek ise üzerinden düşeni tekmeler ve üzerinden düşen kişinin ölümüne de neden olabilir. Bu atasözü ile anlatılmak istenen de şudur: İyi, soylu ve anlayışlı kimseler ile iletişim içinde olmalıyız. İyi insanlar bizim zor durumumuzdan yararlanmaya çalışmazlar. Kötü kişiler ise bizim zor durumumuzdan fırsat kollayıp kendilerine pay çıkarmaya çalışırlar.

 İşte böyle kimselere fırsat vermemek için iyi insanlar için iyi ilişkiler kurmalıyız ve onlar ile zaman geçirmeliyiz. İnsanların zor durumlarından yararlanan kişiler  zavallı ve kendini bilmeyen kimselerdir. Böyle kimseler zor günlerinizde değil iyi günlerinizde yanında olur. Asil insanlar, güzel ahlaklı ve erdemli  insanlar ise sizin acılı anınızdan kendine bir çıkar sağlamaz. O hep insan olmaya devam eder.

Onun için ilişki kurduğumuz kimselerin iyi kişiler olmasına dikkat etmeliyiz. Beş para etmeyen kimseleri de kendimize arkadaş edinmemeliyiz. Onun için de atalarımız attan düşene yorga döşek, eşekten düşene kazma kürek atasözünü söylemiştir.

Dört Tane Atasözü ve Anlamları

 Dört Tane Atasözü ve Anlamları


“Adamın Yiğidi Güreşle, Köpeğin Yiğidi Leşle Belli Olur.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


 

Adamın güçlüsü güreşte belli olur. Güçlü bir adam,  güreşin tekniklerini de iyi biliyorsa o kişi güreşte zafere ulaşır. Güçlü değilse yenik düşer. Köpeğin güçlüsü de  leş başında düşmanlarıyla mücadele ederken belli olur. Bu atasözü ile verilmek istenen mesaj ise şudur: Becerimizi, gücümüzü bireysel çıkarlarımız için değil, yararlı işler için kullanmalıyız. Yani gücümüzü boş yere , bize faydası olmayan şeylere harcamamalıyız.

 

Ademoğlu çiğ süt emmiştir:

İnsanlar, iyilik gördüğü kişilere karşı da düşmanca duygular besleyebilir. Bize iyilik yapan kişilere karşı olumsuz duygular beslememeliyiz. İyilik gördüğümüz yere vefasızlık yapmamalıyız, onlara karşı her zaman iyi olmalıyız.

 

Adavetin sonu nedamettir:

Düşmanlığın sonu pişmanlıktır. Düşmanlık duyguları ile beslenen kişiler vardır. Kan davası peşinde olan bu kimseler yaptıkları kötü şeyler sonucunda pişman olurlar. İnsan sonradan pişman olacağı şeylere kalkışmamalı, yok yere yaşamını heba etmemelidir.


Ağanın gözü, yiğidin sözü:

Yönetici kişi yanında çalıştırdığı işverenlerine iyi ve nazik davranmalıdır. Onlara verdiği sözü tutmalı, onların güvenini boşa çıkarmamalıdır. İnsan özü sözü bir olmalı, işine özen göstermelidir.