Atasözleri ve anlamları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Atasözleri ve anlamları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Atasözü ve Anlamları

 

7 Atasözü ve Anlamları


Karakeçiyi gören içi dolu yağ sanır:  Uzaktan iyi görünen, imrenilen makam veya zenginlik elde edildiğinde aslında hiç de öyle imrenilecek bir şey olmadığı anlaşılır.

Karga güvercin gibi yürümeye başlamış, kendi yürüyüşünü de unutmuş: Toplum içinde kimliğini kazanamamış olan ve başkalarını taklit etmeye çalışan biri kesinlikle kendi kimliğini oluşturamaz ve hep taklit ettiği kişilerin gölgesinde kalır.


Elifin hecesi var, gündüzün gecesi var: Kolay ve sorunsuz başlayan bir iş böyle devam etmeyebilir. İş kolay ve sorunsuz yapılıyor diye ciddiyet bozulmamalıdır.

Elin iyisi olmaz, itin dayısı olmaz: Nasıl ki köpeğin koruyucusu olmazsa yabancı bir kişinin de insana faydası olmaz, ondan iyilik beklenmemelidir.

Ele uyan eşini bozar: Kişi özel hayatı ile ilgili ciddi konularda başkalarının düşünce ve öğütlerine önem vermemelidir. Aksi halde aile düzeni ve huzuru bozulabilir.

Kargadan korkan bakla ekmez: Her işin kendine göre zor ve tehlikeli yanları vardır. Tehlikeleri gözünde büyüterek işe girişmekte çekingen davranana kişi amacına ulaşamaz. Amacına ulaşmak isteyen kişi bunları göze almalıdır.


Vakitsiz misafir keseden yer: Uygunsuz zamanda hareket eden veya bir işe girişen kişi bunun bedelini öder.

Sınavlarda Çıkmış 10 Atasözü ve Anlamları

 

Sınavlarda Çıkmış 10 Atasözü ve Anlamları

 

 Az tamah çok ziyan getirir: Elindekiyle yetinmeyen, gözü bir türlü doymayan insanlar hep daha fazlasını ister ve bu açgözlülükleri de onlara pahalıya mâl olur ve bu davranışlarından dolayı böyle kimseler büyük zarara uğrar.

Davulun sesi uzaktan hoş gelir: Hiç kimse dışarıdan göründüğü gibi değildir. Kimi durumlar vardır ki içinde yaşayan kimseyi rahatsız eder, uzaktan bakan ise ona imrenir.

Kara gün kararıp kalmaz: Kötü günler hep kalacak diye bir şey yoktur. O günler de bir gün sona erer ve ardından güneşli ve ferah günler gelir.

Huylu huyundan vazgeçmez: Kişilik uzun bir zaman sonucu oluştuğu için bir anda değişime uğramaz.


İştah dişin dibindedir: Canı bir şey istemeyen, iştahı olmayan kimse yiyecekten bir parça aldığı zaman düşüncesi değişip iştahı açılabilir.

Laf torbaya girmez: Ağızdan çıkan sözü artık gizlemek zor olur.

Yuvarlanan taş yosun tutmaz: Devamlı iş değiştiren kimse hem başarılı olamaz hem de  bir mal varlığına sahip olamaz.

Vakit nakittir: Zaman çok değerli bir şeydir. Tıpkı para gibi değerlidir. giden zaman bir daha geri gelmeyeceği için zamanın kıymetini bilmek ve her anı değerlendirmek gerekir. Çünkü zaman hazine gibidir.


Kartalın beğenmediğini kargalar paylaşır: Varlıklı kimselerin beğenmeyip attığı şeyler yoksullar için değerlidir.

Körle yatan şaşı kalkar: kötü insanlarla arkadaşlık kuran kişi de bir zaman kötü olmaya, kötü alışkanlıklara sahip olmaya başlar. Bunun için gezdiğimiz, arkadaşlık kurduğumuz kişileri iyi seçmeliyiz.

8 Atasözü ve Anlamları

 

8 Atasözü ve Anlamları


Üzümünü bol işittiğin bağa sepetini küçük götür: İnsan duyduğu her söze inanmamalıdır. Söylenenlerin hepsinin veya bir bölümünün yalan olabileceğini düşünmeli, daima temkinli olmalıdır. Sözün doğru olup olmadığı iyice araştırılmalıdır.

Mayasız yoğurt tutmaz: Elinde küçük de olsa bir sermeyesi olmayan çok para kazanamaz.


İmam ölüyü, deli deliyi sever: Kişiler duygu, düşünce, eğitim gibi konularda kendine benzeyen, uygun olan kişilerden hoşlanır ve onlara yaklaşırlar.

Eğreti kuyruk tez kopar: Başlangıçta iyi başlanmayan işlerin sonunun iyi olması çok  zordur.

 Bir varmış, bir yokmuş: Şimdi var olanın az sonra da olacağının garantisi yoktur.

 Az ada. çok öde: Söz vermek kolay, bunu yerine getirmek zordur. Bundan dolayı insan yerine getirebileceği şeylerin sözünü vermelidir.


 Abacı kebeci sen neci?: Kişi kendisini ilgilendirmeyen bir işe karışmamalıdır. Deliye bal tattırmışlar, çarşıda katran bırakmamış: Aklı kıt olan kişi hoşuna giden bir şeye benzettiği her şeyi elde etmeyi çok ister. Şapkası dar gelen başım büyük sanır: Bazı kişiler yaptıkları işleri abartarak kendilerini övmeyi pek severler. Bir eksiklik olduğu zaman suçu kendinde değil başkalarında ararlar.

Türk’ün aklı gözünde: Türk, gözü ile görmediği bir konuda kolay kolay kesin yargıda bulunmaz.

9 Atasözü ve Anlamları

 

9 Atasözü ve Anlamları


Mezhepten bahsolunur, meşrepten bahsolunmaz: Bir kimsenin yaradılış özellikleri, huyu, karakteri tartışılmamalıdır. Çünkü doğuştan gelen huy kolay kolay değişmez. Oysa kişinin bağlı bulunduğu inanç dünyası ve mezhep üzerine konuşma yapılabilir. Bu konularda fikir alışverişi sağlanabilir.

Kardeş düşmanlığı karşıdan düşman çıkıncaya kadardır: Kardeşler arasında zaman zaman  tartışmalar ve geçimsizlikler yaşanabilir. Kardeşin kardeşiyle çekişmesi dışarıdan başka birinin saldırısına uğrayıncaya kadar devam eder. Dışarıdan saldırı geldiği zaman da kardeşler birlik içinde ve dirlik içinde olur.

Her su geçit vermez: Hayatta her işin bir zorluğu vardır. Bazı işler ise çok çetindir ve üstesinden kolay kolay gelinemez.


Gönülsüzü namaz göğe ağmaz: İstemeyerek yapılan bir iş hiçbir zaman iyi sonuç vermez. Hatta sonucu kötü de olabilir.

Her kuş kanadıyla uçar: Her insan kazancını kendi sağlamalıdır.

Kavga sen ben demekle çıkart: Kavgaların çıkma nedeni çoğunlukla tarafların sadece kendi düşüncelerinin doğru olduğuna inanmaları ve kendilerini ön  plana çıkarmalarıdır.

Kişi ne yaparsa kendine yapar: Bir kimse iyilik de yapsa kötülük de yapsa kendisi için yapar.


Herkesin gönlünde bir aslan yatar: Herkesin kendine göre büyük bir amacı vardır.

Dibi görünmeyen sudan geçme: Sonunda başarı elde edileceği kesin olmayan işlere girişmemek gerekir.

Hak İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Hak İle İlgili Atasözleri ve Anlamları


1) Hak deyince akan sular durur: Anlaşmazlıklarda adalet, tarafsızlık, hakkaniyet devreye girdiği zaman kimsenin söyleyecek sözü olamaz. Çünkü doğru olan hak olandır.

2)  Hak yerde kalmaz: Emeğin karşılığı her durumda ödenir.

3) Hakikat eğilir fakat kırılmaz: Bazı olayların gerçek yüzü çeşitli yollarlar geçici bir süre gizlenebilir. Hatta durum farklı şekillerde farklı ifade edilebilir fakat gerçekler ne kadar saklanırsa saklansın er geç ortaya çıkar.

4) Hak hak diyen derviş muradına ermiş: Doğruluktan ayrılmayan bir kimse mutlaka amacına ulaşır.


5)  Hak yolunda yuvarlanan merdane ölür,: Doğruluktan ayrılmayan kimse  yiğitçe anılır.

6) Hak söze akan sular durur: Hak deyince akan sular durur: Anlaşmazlıklarda adalet, tarafsızlık, hakkaniyet devreye girdiği zaman kimsenin söyleyecek sözü olamaz.

7) Hak söze hacı emmin ne desin: : Anlaşmazlıklarda adalet, tarafsızlık, hakkaniyet devreye girdiği zaman kimsenin söyleyecek sözü olamaz

8) Hak yerini bulur: Kişiler arasındaki sorunları ortadan kaldıran adalet ve doğru yoldur. Haksızlık er veya geç ortaya çıkar, bunun da hesabı elbet sorulur.

9) Haklı söz, haksızı Bağdat’tan çevirir: Doğru, inandırıcı söz, yanlış yolda giden kişiyi bile yola getirir, doğru hareket eder duruma sokar.

10) Hak yardım edince kurt çoban olur: Allah yardım ederse en kötü şartlarda bile insan amacına ulaşır ve Allah onu kötülüklerden korur.


11)  Hak söz ağıdan acıdır: Eksikleri, yanlışları, yolsuzlukları bütün çıplaklığıyla ortaya koyan ve eleştiren söz, bu işi yapanlara acı gelir.

12) Hak doğrunun yardımcısıdır: Doğru ve dürüst kimseler ilk planda başarısız gibi görünseler de tutumlarını  devam ettirdikleri sürece başarıya ulaşacaklardır. Allah doğru, dürüst insanların mükafatını mutlaka verecektir.

Deve İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Deve İle  İlgili Atasözleri ve Anlamları


 Devenin yemediği ot başını ağrıtır: Bir insanın yapması gereken ama yapmadığı bir iş kendisini sıkıntı  içinde bırakır.

 Deveye burç gerek olursa boynunu uzatır: İnsanın ihtiyacı olan şeyleri elde etmek için yorulmayı, sıkıntı çekmeyi göze alması gerekir.

Deve ağır gider ama yol alır: Ağır ağır ve temkinli adımlarla yoluna devam etmek kişiyi başarıya ulaştırır.


Deve tepmesi yumuşaktır ama can alır: Zengin veya güçlü insanların öfkeleri yoksul ve zayıf insanlar için can yakıcı olur.

 Deveden deve umulmaz: Bir kişin ihtiyacı olanlara yapabileceği yardım miktarı bellidir. Bütün mal varlığını yardım için harcanması beklenmez.

 Deveye bindikten sonra çalı ardına gizlenilmez: Herkesin gözü önünde gerçekleşen bir olay saklı tutulmaz.

Devenin ayağı altında karınca ezilmez: Yüksek makamlarda olan veya zengin olan kişiler arasında iyi özelliklere sahip, dürüst kimseler kendinden güçsüzlere haksızlık etmezler.


Deveden büyük fil var: Hiçbir insan sahip olduğu makamın büyüklüğü, elindeki yetki ve imkanların genişliği ile övünmemeli, bunlara sırtını dayayarak büyüklenmemeli ve kimseyi hor görmemelidir. Çünkü ondan büyüğü ve üstünü her zaman vardır.

Deve yük çeker, köpek solur: Ortak çalışılan bir işte kimileri çok çalışır, yorulur; kimileri de iş yapıyormuş gibi görünüp diğerlerinin sırtından geçinir.

Taş İle İlgili Atasözü Örnekleri ve Anlamları

 

Taş İle İlgili Atasözü Örnekleri ve Anlamları


Taşa tohum ekilmez: İşinde başarılı olamayacak kişiye veya verim getirmeyecek işe yatırım yapılmaz.

 Taş ol da baş yar: Bir işin ucundan tutup başarılı olman yeter daha da bir şey istemem.


 Taşı delen suyun kuvveti değil damlaların sürekliliğidir: Başarılı olmak, amacına ulaşmak isteyen kimse başaracağına öncelikle kendini inandırması gerekir. Daha sonra da azimli, sabırlı olmalıdır. Böyle yaptığı zaman er geç başarıya ulaşacaktır.

 Taş taş üstünde olur, ev ev üstünde olmaz: Aynı evde oturan iki aile arasında ger geç birtakım anlaşmazlıklar çıkar.

Taşa çıkan keçinin ağaca çıkan oğlağı olur: Küçükler büyüklerin tutum ve davranışlarını örnek alırlar.

Taş yerinde ağırdır: İnsan tanıdığı, bilindiği çevre içinde değer taşır. Onun kıymetini en iyi bilenler, kendi çevresinde bulunanlardır.


Taşı, taşla yonarlar: Her nesneyi veya kişiyi birbirine uyumlu olanlarla karşı karşıya getirirler.

Taşı yemişli ağaca atalar: Çok iş yapan ve kazanan kimseler başkaları tarafından özellikle az çalışıp az kazananlar tarafından kıskanılır. Kıskançlık ona karşı kötü işler yapmalarına bile neden olabilir.

Sık Kullanılmayan 10 Atasözü ve Anlamları

 

Sık Kullanılmayan 10 Atasözü ve Anlamları

 

1) Sitteisevir, her saati bir devir: Nisan ayının son günlerinin her saati değişiklik gösterir ve hava dengesiz olur.

2) Bostancıya kelek satılmaz: Bir işin ustasına, o işin nasıl yapılacağı öğretilmez.

3) Kâğıdın yüzünü ağartan karadır: İnsanı dünyada var eden sadece bedeni değil esas olarak düşünceleridir.


4) Herkesin yorulduğu yere han yapmazlar: Genel kurallar herkesin istek ve ihtiyacına göre bozulamaz.

5) Eğretinin canı berk olur: İnsanlar başkasından geçici olarak adlıkları şeyi kendi mallarına gösterdikleri özenle değil de kötü biçimde kullanırlar.

6) Soğuk “kırk kat keçe, ben ondan geçe; bir kat deri, ben ondan geri” demiş: Deri suyu geçirmez ve insanı sıcak tutar. Keçe de kaç saat olursa olsun suyu emdiği için kişiyi ıslanmaktan ve soğuktan korumaz. Tıpkı bunun gibi hayatımız için ne kadar doğru önlemler alırsak zarara uğrama olasılığımız da o kadar azalır.

7) Dağları ıssız körleri gözsüz sanma: Her işin, her makamın gizli bir isteklisi mutlaka vardır.


8) Mayasız yoğurt tutmaz: Elinde küçük de olsa bir sermayesi olmayan çok para kazanamaz.

9) Merkebin kulağını kesmekle küheylan olmaz: Her canlının bir soyu ve yetişme tarzı vardır. Biri ötekine benzemez.

10) Zemheri de sür de çalı sür: En zor koşullarda bile çalışmaktan vazgeçmemek gerekir.

Hasta İle İlgili Atasözü Örnekleri ve Anlamları

 

Hasta İle İlgili Atasözü Örnekleri ve Anlamları

 

Hastaya bakmaktan hasta olmak yeğdir: Bir hastaya bakmak o kadar zordur ki hasta olmak belki daha kolaydır anlamında söylenmiş bir atasözümüzdür.

Hastayı döşek bilir, ölüyü teneşir: İnsanın kıymeti hasta olunca veya ölünce bilinir.

Hasta yatakta, çorbası  tasta: Sıkıntıda olan bir kimsenin yardımına gidecek olan kişi mutlaka olur.


Hasta ol benim için, öleyim senin için: Kişi kendisi için bir özveride bulunan kimseye karşı sırası gelince daha büyük özveride bulunur.

Hasta sağalırsa hekim karşı gelir: Yaşanılan  sıkıntılı günler geçince herkes ondan bir pay çıkarmak için sıkıntı yaşayan insanın yanına gider.

Hasta yatan ölmez, eceli yeten ölür: Hasta olan eceli gelmemişse ölmez ve yaşamaya devam eder. Eceli gelen ise ölür. Bu yüzden hasta olan mı, iyi olan mı ölecek bunu bilemeyiz. Önemli olan alnımıza yazılandır.

Hastaya naz etmek, hekime yakışmaz: İnsan sağlığı söz konusu olduğunda duygusal olarak hareket etmek, hasta kişiyi mağdur etmek doğru olmaz.


 Hastalık kantarla gelir, miskalle çıkar: Herhangi bir hastalık veya dert insana birden bire gelir ancak hastalığın iyileşmesi de  sorunların bitmesi de yavaş yavaş olur.

Hastalık da sağlık da bizim için: İnsan sağlıklı olabildiği gibi hasta da olabilir. Sağlık da hastalık da biz insanlar içindir.

Kardeş İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Kardeş İle İlgili Atasözleri ve Anlamları


Kardeş kardeşi atmış, yar başında tutmuş: Kardeşler arasında ne kadar geçimsizlik olsa da içlerinden birinin tehlike içinde olduğunu gördüklerinde aradaki çekişmeyi, husumeti unutup onun yardımına koşarlar.

Kardeş düşmanlığı karşıdan düşman çıkıncaya kadardır: Kardeşler arasında  ara ara sorunlar çıksa da içlerinden birinin tehlike içinde olduğunu gördüklerinde aradaki çekişmeyi, husumeti unutup onun yardımına koşarlar.


Kardeşten karın yakın, kulaktan burun yakın: İnsanın kendi yararı her şeyden daha önemlidir.

Kardeşim olsun da kanlım olsun: Kendisine çok büyük kötülükler de yapsa insan kardeşinden kesinlikle vazgeçemez. Onun yokluğunu asla istemez.

Kardeş kardeşi bıçaklamış, dönmüş yine kucaklamış: Kardeşler arasında ne denli kavga çıkarsa çıksın içlerinden birinin tehlike içinde olduğunu gördüklerinde aradaki kavgayı, husumeti unutup hemen onun yardımına koşulur.

Kardeşin büyüğü peder, küçüğü evlat yerine geçer: Kardeşler arasındaki dayanışma çok önemlidir. Anne ve baba vefat ettiğinde büyük çocuk diğer  kardeşler için anne, baba yerine geçer. Büyük çocuk küçük çocukları korur, kollar, onlara her türlü desteği sağlar.


Kardeş kardeşin ne öldüğünü ister ne onduğunu: Kişi, yakının zarar görmesini de, kendisinden üstün duruma gelmesini de istemez.

Kardeşi  kardeş yaratmış, kesesini  ayrı  yaratmış: Çalışmak ve geçim sağlamak zor iştir. Kardeşlerin de kazançları ayrıdır. Bir kardeş, akrabalık bağına güvenerek diğer kardeşinin  kazancına ortak olmayı düşünmemelidir.

Güneş İlgili Atasözü Örnekleri ve Anlamları

 

Güneş İlgili Atasözü Örnekleri ve Anlamları

 

Güneşte yatmayan gölgenin kıymetini bilmez:  Hayatta zorluk ve sıkıntı yaşamayan kimse huzurun değerini bilemez.

 Güneş balçıkla sıvanmaz: Herkes tarafından bilinen gerçekler yadsınamaz (inkar edilemez) Kötü veya iyi sonuçlar ortadan kaldırılamaz.

Güneşte orak biçen gölgede ayran içer: İşini hakkı ile gerçek anlamda yapan kimseler dinlenmeyi de sonuna kadar hak eder.


Güneşe bakanın gözü kamaşır: Yüksek makamda olmak veya aşırı zenginlik içinde yaşamak bazen insanın başını döndürebilir. Yanlış işler, davranışlar yapmasına neden olabilir. Bunların olmaması için kişi kendinde olmalı, şımarmamalı, iradesini kaybetmemelidir.

 Güneş girmeyen eve doktor girer: Güneş almayan evde hastalık da artar. Bunun için evi bile güneşe bakan yerden almak gerekir. Çünkü güneş insan ruhunu aydınlatır, insanın evini nem ve küften korur.

 Güneş çarığı yakar, çarık da ayağı: Toplumda yaşanan genel bir sıkıntı mutlaka kişileri tek tek etkiler.

 Güneş olsa kimsenin üstüne doğmaz: Kendini çok beğenen ve sadece kendini düşünen insan çevresine yararlı olmaz.

 Güneşin kıymeti göğün bulutlu olduğu zamanda belli olur: Herhangi bir şeyin yararı yokluğunda daha iyi anlaşılır ve hissedilir.


 Güneş varken aya ne hacet: Büyük ve önemli işler yerine küçük ve basit işlerle uğraşmak gereksizdir.

Güneş görmemek için göz kırpılmaz: Gerçekleri kabul etmemek o gerçekleri ortadan kaldırmaz.

Zengin İle İlgili 8 Atasözü ve Anlamları

 

Zengin İle İlgili 8 Atasözü ve Anlamları

 

Zenginin basması ipekli görünür: Zengin ne giyse ne yese ne yapsa en pahalısını tercih ettiği sanılır.

Zengin adam elindeki kendine yeten adamdır: İnsanın elindekiler ile yetinebilmesi büyük bir erdemdir. İnsan kanaatkâr olmalıdır.

Zengin silkinse fakir bay olur: Zengin kişi kazancının küçük bir parçasını bir yoksula verse o yoksul olan kişi zenginleşmiş gibi olur, daha rahat bir yaşam sürmeye başlar.


Zenginin azgını kürk giyer yaz günü: Zengin ama görgüsüz kimseler hem hesapsız harcama yaparlar hem de uygunsuz ve uyumsuz işler yaparlar.

Zengin arabasını dağdan aşırır, fakir düz ovada yolunu şaşırır: Varlıklı kimseler parası sayesinde bütün güçlükleri aşabilir. Yoksullar ve zavallı kimseler ise parasızlık yüzünden en kolay işi bile yapamaz.

Zenginin horozu bile yumurtlar: Varlıklı kimseler paraları sayesinde bütün güçlükleri aşabilirler.

Zenginin malı züğürdün çenesini yorar: Birinin zenginliğinden çokça söz etmek gereksizdir sadece ağzınızı yormuş olursunuz.


Zengin giyerse sağlıcakla! fakir giyerse nereden buldun ki?” derler: Varlıklı kimselerin giyimine kuşamına ve yaşayış tarzına kimse aldırmaz veya onu sorgulamaz. Oysa yoksul bir kimsenin olağan dışı harcaması, hemen nereden buldun sorusunu akıllara getirir.

13 Atasözü ve Anlamları

 

13 Atasözü ve Anlamları

 

1) Yel gibi gelen sel gibi gider: Emek vermeden ele geçen para kısa sürede çarçur olur gider.

2) Yazılan başa gelir: İnsanın kaderinde ne varsa o yaşanacaktır.

3) Zalimin ömrü az olur: Zalim kimseler kötü huylu ve öfkeli  kimseler olduğu için psikolojik olarak kendisini çok yıpratır, bundan dolayı böyle kimseler uzun ömürlü olmaz.


4) Zahirenin ambarı sabanın ucundadır: Toprak, iyi sürülürse bol ürün vereceği için sonuç almak isteyen işine dört elle sarılmalıdır.

5) Ülfet kuvvet bulunca külfet aradan kalkar: İltifat, bazı zorlukları hoşgörü ile karşılamayı sağlar.

6) Üzümünü ye, bağını sorma: Önemli olan, sana nimetin gelmiş olmsaıdır. Onlardan yararlanmaya bak. Nereden geldiğini bilmeye gerek yok.

7) Takke düştü kel göründü: Bir ayıbı örtüp gizleyen şey ortadan kalktığında gerçek ortaya çıkar.

8) Şap ile şekeri karıştırma: Değerli olan nesneler ile değersiz olanları birbirinden iyi ayırt etmek gerekir.

9) Peşkeş atın dişine bakılmaz: Para verilmeden sağlanan bir şeyin ufak tefek kusurları hoş görülmelidir.


10) Pek eğilme basarlar, pek yükselme asarlar: İnsan çevresindeki konumunu iyi belirlemeli ve ona göre hareket etmeli, aşırı tevazu, aşırı gurur ve kibir içinde olmamalıdır.

11)Oldu olacak, kırıldı nacak: Her şey olup bitti, iş işten geçti. Bundan sonra bir şey yapılamaz.

12) Köprünün altından çok su geçti: Zaman geçtikçe şartlar da değişti. Eski durumdan eser kalmadı.

13) Arı gibi eri olanın dağ kadar yeri olur: İşini iyi bilen, yapan, becerikli, gayretli, çalışkan insanları çok olan yerde bol kazanç elde edilir; refah ve bolluk içerisinde yaşanılır.

8 Atasözü ve Anlamları

 

8 Atasözü ve Anlamları

 

1) Göz, mideden büyüktür: Bir midenin içine alacağı yemek miktarı bellidir. Kimi insanlar ihtiyaçları olmadığı halde gördükleri ve istedikleri her şeye sahip olmak için açgözlü davranış sergilerler. Neyi, ne kadar alacakları hiç belli olmaz. İnsan kanaatkar olmalıdır. İhtiyacı olanı kadarını almalıdır.

2) Gurkun bastığı civciv incinmez: Büyükler çocuklarının iyiliği için, ona değer verdiği için acı sözler söyleyebilir. Çocuk da bunu bildiği için incinmez.


3) Ecele çare olsaydı Lokman Hekim bulurdu: Birçok hastalığın çaresini bulan Lokman Hekim ölüme çare bulamadığına göre ölüm çaresizdir. Yani her insan eninde sonunda ölecektir anlamında kullanılan sözdür.

4) Dört göz bir evlat için: Bir çocuğun ihtiyaçları anne ve babası tarafından birlikte karşılanır.

5) Bezi herkesin arşınına göre vermezler: Genel kurallar bireylerin isteklerine göre değiştirilmez.

6) Amasya’nın bardağı, biri olmazsa biri daha: Elde edilemeyip kaçırılan şeyler için üzülmeye gerek yoktur. Fırsatlar değerlendirildiğinde benzerlerini bulmak mümkündür.


7)  Ana gibi yâr olmaz, Bağdat gibi diyar olmaz: Anne, insana hiçbir çıkar gözetmeden, karşılık beklemeden destek olan, ilgi gösteren tek kişidir.

8) Han evi, babam evi: İnsan, baba evinin rahatlığını hiçbir yerde bulamaz.

14 Atasözü ve Anlamları

 

14 Atasözü ve Anlamları

 

1) Hergeledeki öküzün ciğerine nohut ıslanmaz: Düzeni olmayan, disiplinsiz, bilinçsiz bir toplumda yetişen kimselerden hayır gelmez.

2) Her zaman gemicinin istediği rüzgar esmez: Hayatta her iş olumlu veya başarılı olmaz, beklendiği ölçüde mükemmel sonuçlanmaz. İnsanın  böylesi bir duruma önceden hazırlıklı olması gerekir.

3) Bir mum al da derdine yan. İnsan hayatta öncelikle kendi sorunlarını çözmeye çalışmalıdır. Kendisine yararı olmayan kişinin yakınlarına da ondan yardım isteyenlere de yardımı dokunamaz.


4) Falan ölmüş, filan ölmüş; bir gün derler Sinan ölmüş: Ölümden hiç kimse kaçamaz. Er geç herkes ölümü tadacaktır.

5) Bir koz için taş atılmaz: Basit bir olay için çevreyi rahatsız etmeye gerek yok.

 6) Densiz deve kuyruğu “deh” demeden sallanır: Görgüsüz ve münasebetsiz bir kimse hiç gereği yokken kendisini ilgilendirmeyen işlere burnunu sokar.

7) Dene altını mihenk taşında, dene insanı iş başında: Altının değeri nasıl mihenk taşı kullanılarak ölçülür ve anlaşılırsa insanın beceriklisi ve yeteneklisi de iş yaparken belli olur.

8) Vaktinde firar zaferdir: Tehlikeden kurtulmak ve hasarı önlemek için insan bazı durumlarda kaçmayı bilmelidir.

9) Vaat borcun aynasıdır: Verilen söz borç gibi zamanında yerine getirilmelidir.

 10) Rahman’a secde etmez, yine sofuluğu elden bırakmaz: Bazı kişilerin söyledikleri ile yaptıkları tutarsızdır. Böyle kişiler inanmadığı ve tutmadığı öğütleri başkalarına verirler.

11) Para adamı darağacından indirir: Varlık insana her kapıyı açar, olmayacak işleri yoluna koydurabilir.


12) Paluze diş kırmaz: Basit ve sıradan olaylar  ve işler insanı sıkmaz ve üzmez.

13) Oduncunun gözü omcada: Herkes kendi işine yarayacak olan şeye göz diker, onu elde etmenin yolunu arar.

14) Nur görmedik hacıyı, deve üstünde yılan sokar: İnsanın istediği bir şey kısmetinde varsa onu elde eder. Kısmetinde yoksa da önüne akla gelmedik engeller çıkar. Hiç beklenmedik zorluklarla karşılaşır.

12 Atasözü Örneği ve Anlamları

 

12 Atasözü Örneği ve Anlamları

 

Gül Dalından Odun, Beslemeden Kadın olmaz: Her şey kendisinden beklenen işe uygun olmalı, o işe uygun niteliği taşımalıdır.

Gurbette taşa yaslanmayan evindeki halının kıymetini bilmez: Yabancı yerlerde kalıp zorluk çekmeyen insan vatanının değerini kolay kolay bilmez.

Gözün ile gördüğünü eteğin ile ört: Sevdiğin bir kişinin hatasını gördüğünde onu hatadan vazgeçirmeye çalış, ona akıl ver, hatasını başkalarına duyurmaya çalışma.



Marangozun kapısı sırımla bağlı olur: İnsanlar genellikle başkalarına verdikleri hizmetleri sıra kendilerine geldiklerinde ciddiye almazlar veya bunu yapmak için zaman ve fırsat bulamazlar.

Saksağan danayı babası hayrına bitlemez: Bir kimse çıkarı olmadan bir başkasına hizmet etmez.

Sak tilki burnundan tutulur: İşlerini kolay kolay yürütmemeleri için kurnaz kimseler nefes alamayacak ve kolay hareket edemeyecek duruma getirilmelidir.

Sakınılan göze çöp batar: Üzerinde çok düşünülen şeylerin başına genellikle bir kaza gelir.

 Yokuştan iniş kocaya yeğdir: İnsan ihtiyarlamaya başladıkça kolay işler yapmayı tercih eder.


Zor oyunu bozar: Yalan dolanla kurulan bir düzenin güç kullanılarak üstesinden gelinebilir.

Zayi olan koyunun kuyruğu yağlı olur: Eldeyken kıymeti bilinmeyen bir şeyin yitirildiğinde gerçek kıymeti anlaşılır.

Zeyrek kuş iki ayağından tutulur: İşini devamlı kurnazlıkla ve hileyle yaparak insanlar aldatan kimseler günün birinde yakayı ele verirler.

Zorun kolu bükülmez: Güçlü ve acımasız kişilere karşı çıkmak kolay olmaz.

Çocuk İle İlgili Beş Atasözü Bulunuz ve Anlamlarını Yazınız

 

Çocuk İle İlgili Beş Atasözü Bulunuz ve Anlamlarını Yazınız


Çocuklar ile ilgili atasözlerimiz vardır çünkü çocuklar dünyanın neşesi ve yaşamın anlamıdır. Bunun için de atalarımız çocuklar ile ilgili çok sayıda söz söylemiştir.

 Çocuğun yediği helal, giydiği haram: Çocuğun iyi beslenmesi için ne kadar para harcansa yerindedir ancak hor kullanacağı ve kısa zamanda da küçüleceği için pahalı kıyafetler giydirilmesi doğru değildir.


 Çocuğa iş, ardına sen düş: Çocuk gerek yaşı gerek bilgi ve becerisi sebebiyle bazı işlerin altından kalkamaz. Çocuğa yapamayacağı, üstesinden gelemeyeceği, belli bir sorumluluk gerektiren işi yükleyen kişi bu işin yapılıp yapılmadığını anlamak için arkasından gitmek zorunda kalır.

 Çocuk ekmeği dolapta bitiyor: Çocuk evin ihtiyaçlarının nasıl sağlandığının farkımda değildir. Her şey kendiliğinden oluveriyor sanır.


 Çocuk onuna kadar ekmekçi, yirmisine kadar ortakçıdır:  Çocuklar küçük yaşlarında anne ve babasından sadece yemek beklerler. Büyüdüklerinde ise onların her malına ortak olurlar.

 Çocuğun bulunduğu yerde dedikodu olmaz: Eğer bir yerde çocuk varsa bütün ilgiyi kendi üzerinde toplayacağından başka hiçbir şeyle hatta dedikoduyla bile ilgilenilemez. Bunun için de atalarımız çocuğun bulunduğu yerde dedikodu olmaz sözünü söylemiştir.

Bilen Bilir Bilmeyen Aslı Var Sanır ve Beylik Çeşmeden Su İçme Atasözlerinin Anlamı

 

Bilen Bilir, Bilmeyen Aslı Var Sanır ve  Beylik Çeşmeden Su İçme Atasözlerinin Anlamı

 

 Bilen bilir, bilmeyen aslı var sanır: Bir kişi bir şey duyduysa o ancak bir söylentidir, doğruluğu belirsiz, gerçekliği de şüphe götürür. Konuşulan bir olayın aslının olup olmadığını ancak gören bilir, görmeyen ancak söylenenleri duyanlar ise dedikoduları gerçekmiş gibi kabul ederler. Bunun için de atalarımız bilen bilir, bilmeyen aslı var sanır sözünü söylemiştir. Bunun için duyduğumuz her şeye, konuşulan her şeye hemen inanmalıyız. Çünkü duyulan şeyler kimi zaman yalandır, yarı doğru yarı yanlış da olabilir.

 

Beylik çeşmeden su içme: Devlet işlerine yanaşmak tehlikelidir. Küçük bir hata çok büyük sonuçlara yol açabilir. Devlet akla gelmeyecek bir açıdan olaya bakarak kişinin altından kalkılamayacak büyük bir sorumluluk altına sokabilir. Bu yüzden devletle ilişki kurulurken dikkatli olunmalıdır. Resmi işlere yanaşmak tehlikelidir. Hükümet, hatıra hayale gelmeyen bir noktadan size büyük sorumluluk çıkarır. Abartılarak denilebilir ki devletin kamuya hizmeti için yaptırdığı çeşmeden su bile içmeyiniz. Bunun için de atalarımız beylik çeşmeden su içme sözünü söylemiştir.

Aşağıdaki Atasözlerinin Anlamını Açıklayınız

 

Aşağıdaki Atasözlerinin Anlamını Açıklayınız

 

Mum dibine ışık vermez: Yetki sahibi kişi kendi yakınlarına yardımcı olmaz.

Dikensiz gül olmaz: İnsan elde etmek istediği şeyler için sıkıntı çekmeyi göze almalıdır.

Acı patlıcanı kırağı çalmaz: Herkesi  endişelendiren, herkese zarar vereceği düşünülen bir duruma alışkın olan, benzer durumlarla daha önce sık karşılaşmış olmasından dolayı hayatın güçlükleri karşısında deneyim kazanmış bir kişi başına gelen bu olumsuzluklardan kolay kolay etkilenmez. Çünkü zaten daha önceden yaşayacağı  en kötü olayları yaşamıştır.


Besle kargayı oysun gözünü: Yaradılışları sebebiyle nankör olan çok sayıda insan vardır. Değer bilmeyen bu insanlar yapılan onca iyiliğe rağmen iyilik yapan kişiye ihanet edebilirler. Bu tür insanlar hiç de lâyık olmadıkları halde kendilerine karşı yapılan iyiliklere kötülükle de karşılık verebilirler. Böyle insanlara karşı çok dikkatli olmak gerekir.

Ne ekersen onu biçersin: Sen başkaları için iyi şeyler dile ve yap ki  başkaları da  senin için iyi şeyler dilesin, yapsın.

Leyleğin ömrü laklakla geçer: Hiçbir iş yapmayan, bir şey üretmeyip sadece tüketen, boş gezen kişi tüm zamanını anlamsız ve gereksiz konuşmalarla gevezelik yaparak geçirir.

Laf ile peynir gemisi yürümez: Sadece konuşarak, yaparım ederim diyerek bir yere varılmaz, işler sonucunda ulaştırılamaz.

Üzüm üzüme baka baka kararır: Uzun zaman bir arada bulunan kimseler birbirlerine kendi huylarını geçirirler.


Huylu huyundan vazgeçmez: Yılların birikimi olan özellikler zamanla kişilerle özdeşleşir. Ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın insanların huylarından vazgeçirmek mümkün değildir.

Acele işe şeytan karışır: Telaşla ve sabırsızlıkla başlanılan, düşünüp taşınmadan acele olarak yapılan işler olumlu sonuç vermez.

Ayağını yorganını göre uzat:  Tutumlu ol demek istenmiştir. Bütçene göre harcama yap, abartma. Gelirinden fazla gideri olan gün gelir zorda kalır. Bunun için gideri gelire göre ayarlamak gerekir.

Su İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 


Su İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Su bulamayınca durulmaz, su bulanmayınca balık tutulmaz, su akmayınca durulmaz, gibi atasözlerinin üçü de aynı anlama gelir:   Bazı işler, olaylar, durumlar pek çok tartışma, çekişme ve mücadeleden sonra aydınlığa kavuşur. Herkes düşüncesini dile getirir ve böylece söylenmedik bir şey kalmaz. Böylece de sorun ortadan kalkar ve mesele çözülmüş olur ve işler yoluna girer.

Su baştan bulanır: Bir işte aksaklık en tepede olanlardan  kaynaklanır. Örneğin; devlet yöneticileri gibi.

Su bulandırılmakla balık tutulmaz:  Ortamı karıştırarak, işleri çıkmaza sokarak sağlıklı ve yararlı bir iş yapılamaz.



Su testisi su yolunda kırılır: Kişi hizmet ettiği amaç uğrunda kendisini feda eder.

Su akarken testiyi doldurmalı: İnsan geliri bol olduğu zamanlarda gelecek için para biriktirmeli, har vurup harman savurmamalıdır. Geleceği de düşünerek tutumlu olmaya gayret etmeli, mal mülk sahibi olmalıdır.

Su aka aka yatağını bulur:  Bazı işler başlangıçta düzensiz ve disiplinsiz olsa da zaman içinde tekrarlandıkça belirli bir düzen ve disipline kavuşur.

Su bendinden bağlanır:  Bir işi, kimsenin karışmayacağı ve bozamayacağı biçimde yapabilmek ve sonuçlandırabilmek için en yetkili kişiyle görüşmek gerekir.

Su akar, deli bakar: Her şey olacağına varır. İnsan kimi durumlarda olayın nasıl gelişeceğine  engel olamayız.


Su aktığı yere yine akar:  Daha önce bize yararı dokunmuş olan güzel bir durum, bugün mevcut olmasa bile yarın yine ortaya çıkabilir. Bunun için sabırlı olmak gerekir.

Su küpünün yanında çanaklar kırılır: Her şey kendi ortamı içinde oluşur. İyisi de kötüsü de o ortamda ortaya çıkar.

Suyun sessizinden, insanın sözsüzünden korkmalı, suyun imil imil akanından, insanın yere bakanından sakın, suyun duru akanından, insanın yere bakanından sakın:  Duygu ve düşüncelerini açığa vurmayan, sessiz insan yavaş akan derin su gibi tehlikelidir.