Feryal Özel Hakkında Bilgi Veriniz.

 Feryal  Özel Hakkında Bilgi Veriniz.

Feryal  Özel  27 Mayıs 1975  yılında İstanbul’da  dünyaya gelmiştir. Kendisi  Türk astrofizikçidir. Astrofizik gökfiziği demektir. Astrofizik alanında yaptığı çalışmalar ile  çok sayıda ödül kazanmıştır.  (Guggenheim Fellow ödülü, Guggenheim Vakfı, 2016, Kostrup Ödülü, Niels Bohr Enstitüsü, 1997 vb gibi çeşitli sayıda farklı ödüllere layık görülmüştür.


Anne ve babasının mesleği doktorluk olan Feryal Özel Üsküdar Amerikan Lisesi’nden mezun olmuştur.  2001 yılında  kendisi gibi astrofizikçi olan  eşi ile evlenmiş ve bu evlilikten de iki tane çocuğu dünyaya gelmiştir. Çeşitli araştırmalarda bulunmuştur. Kendisi ülkemizde  Bilim Akademisi Üyesidir.   Kendisinin araştırma alanları şunlardır:  Teorik astrofizik, kara delikler ve nötron yıldızlarıdır. Amerika Birleşik Devletleri’nin çeşitli üniversitelerinde eğitim alan Feryal Özel 2001 tarihinden itibaren NASA’da görev yapmaktadır. Albert Einsten  görelilik teorisi üzerine araştırmalar yapmış ve bunun için de çeşitli çalışmalarda bulunmuştu ama kara delikleri görüntüleyememişti.
 

Feryal Özel de farklı teleskoplardan elde edilen milyonlarca veriyi birleştirerek 2019 yılında ortaya tek bir fotoğraf çıkarmayı başarmış büyük fikirlere sahip bir bilim insanıdır. Araştırmalarını ve çalışmalarını Arizona Üniversitesinde devam ettirmektedir. Bu üniversitede fizik ve astronomi dersleri vermeye devam etmektedir. Kendisi bilimsel yazılar yazmaya da devam etmektedir. İyi bir bilim insanı olmasının yanında  aktif bir sporcudur aynı zamanda. Spora  olan düşkünlüğü onun  sağlığına düşkün olduğunun da göstergesidir.

“Âlim Olmak Kolay, Adam Olmak Zordur.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Âlim Olmak Kolay, Adam Olmak Zordur.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 

Okumak, öğrenmek, ilim yolunda, bilim yolunda hayata yön vermek  ve hayatını dolu dolu  amaçlar uğrunda geliştirmek kişiye büyük faydalar sağlar.  Kişi öğrenerek, okuyarak çok iyi makamlara gelebilir. Sahip olduğu mesleğin gelirleri de hayli fazla olabilir. Bunlar gayet güzel ve olumlu şeylerdir. Tüm bunların yanında insanda olması gereken en temel özellik ise güzel ahlakın olmasıdır. İnsan hangi makama gelirse gelsin, aylık geliri ne kadar fazla olursa olsun o kişinin içinde insanlık yoksa, adamlık yoksa yaptığı işin aldığı paranın da hiçbir değeri olmaz. Önce adam gibi adam olmak gerekir. İnsan gibi gibi insan olmak gerekir.

 

Alim olmak kolaydır biraz zekan varsa biraz da çalışmaya isteğin varsa kişi okuyarak gayet güzel bilgili bir ilim insanı, alim olabilir. Bunlar çalışarak ulaşılan amaçlardır ama insan olmak, insanca yaşamak,  merhametli olmak, yardımsever olmak gibi güzel değerler olursa işte o zaman hem alim olunur hem de insan olur ve kişi daha kendini yetiştirmiş, kendine ve başkalarına değer veren bir kimse olur. Atasözümüzde anlatılmak istenen ise şudur: İnsan okuyarak iyi yerlere gelip bilim adamı olabilir ama mayası bozuksa  öğrendiği bilgileri insanlığın faydasına değil zararına kullanır ve kötü sonuçlara neden olur.

İnsan kendisini sadece bilimsel yönden geliştirmemeli kişilik yönünden de geliştirmeli ve ilerletmelidir. Böylece hem kendimize fayda sağlarız hem de başka insanların yaşamlarına dokunuruz ve onlara iyilik etmiş oluruz. Önemli olan adam olmaktır, önemli olan bilgileri insanlığın faydasına sunabilmek ve  ardında güzel işler bırakabilmektir.

“Bilgi Paylaştıkça Çoğalır, Saygı Da Paylaştıkça Çoğalır.” Sözlerinden Yola Çıkarak Paylaşmanın Önemi İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 

“Bilgi Paylaştıkça Çoğalır, Saygı Da Paylaştıkça Çoğalır.” Sözlerinden Yola Çıkarak Paylaşmanın Önemi İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 

 Öğrenmek, öğrendikçe daha fazlasını merak edip daha çok çalışma isteği içinde olmak kişiye inanılmaz bilgi sağlar. Bilgi birikimi içinde olan insanlar bu bilgileri başkalarına aktarınca ve onlarla paylaşınca hem mutlu olur hem de kişi öğrendiklerini etkili bir şekilde pekiştirmiş olur. Bilgi paylaşıldıkça çoğalır ve insanlık da bu sayede gelişir ve ilerler.

 

Saygı da aynı şekilde paylaşıldıkça çoğalır. Biz birine saygı gösterdiğimiz zaman o da bize gösterir. Bir iki derken sayı artar ve böylece herkes birbirine saygı göstermeye başlar ve toplum içinde huzur ve  mutluluk ortamı da sağlanmış olur. Saygı saygıyı doğurur, paylaşmak da paylaşmayı getirir.  Paylaşmak kişilerin birbirlerine olan sevgi ve saygısının daha da artmasını sağlar. Çevremizde paylaşımcı insanları gördüğümüzde onların yüzü genelde mutlu ve canlıdır. Paylaşmaya hazırım, dayanışmaya hazırım ve insan olmaya hazırım duygusu içinde çevresine neşe katan böyle insanlar toplum tarafından da çok sevilir ve toplumun bir bütün olmasına, toplumun iyi yönde ilerlemesine katkı sağlarlar paylaşımcı kimseler.

 

Nasıl ki müzik ruhun gıdası ise paylaşmak ruhun  coşması, mutlu olması demektir. Her şey paylaşıldıkça çoğaıar. Böylece insanlık büyük bir başarılı işe imza atmış olur. Yeter ki paylaşmaktan yana olsun gönüllerimiz, yeter ki paylaşımcı olsun kalbimiz.

“Mutlu Olmak İstiyorsan Bir Amaca Bağlan; İnsanlara Ya Da Eşyalara Değil.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Mutlu Olmak İstiyorsan Bir Amaca Bağlan;  İnsanlara Ya Da Eşyalara Değil."  Sözü İle  İlgili Kompozisyon Yazınız.


 

İyi bir ailede dünyaya gelmek, iyi bir anne ve babaya sahip olmak, maddi ve manevi olarak rahat bir ortamda yetişmek her insanın arzusudur. Kimse kaderini kendi ile seçmemiştir. Onun için her insan mutlu olmak ister, gülmek, eğlenmek ve yaşamak ister. Hayat böyle devam ederken  bir şeyi unuturuz. İnsanlara aşırı bağlanmamamız gerektiğini. İşte bunu unuttuğumuz zaman yaşarız büyük travmaları ve büyük hayal kırıklıklarını. İnsan mutlu olmak istiyorsa önce amacı olan şeye bağlanmalıdır. Bu iyi bir araştırmacı olmak, iyi bir bilim insanı olmak, iyi bir öğretmen , iyi terzi ya da iyi bir  avukat olmak gibi.


 Belirlediğimiz amaca bağlandığımız zaman kafamızı meşgul edecek bizi boşluğa düşürmeyecek işimize aşk ile bağlandığımız zaman başımıza gelen diğer üzücü olayları da daha hafif atlatırız ve her şeye rağmen hayta  işimiz ile , amacımız olan şey ise tutunmaya çalışır ve böylece aşırı bağlanmaktan da kurtulmuş oluruz. İnsanlar ve eşyalar geçicidir. Bağlandığımız insan eşimiz olabilir, sevgilimiz olabilir, anne ya da babamız olabilir. Ya da en sevdiğimiz çalışma masamız, oyuncağımız, değerli eşyalarımız olabilir. 

İşte bunlara aşırı bağlanmamak gerekir. İnsan bağlanacaksa bir amaca bağlanmalı ve o amacının peşinde yaşamını  sürdürmelidir. Elbette sevdiklerimizle, bizi sevenlerle güzel iletişim kurmalıyız ve ama onların da bizi bir gün bırakıp gideceğini, bırakmak zorunda olacağını da unutmamalıyız. Amacımıza bağlandığımız zaman işte bu zorlu süreçleri de daha hafif atlarız ve gündelik yaşamımıza dönüşümüz de daha kolay olur.

Merhametin Ne Denli Güzel Bir Duygu Ve Davranış Olduğu İle İlgili Bir Kompozisyon Yazınız.

 Merhametin Ne Denli Güzel Bir Duygu Ve Davranış Olduğu İle İlgili Bir Kompozisyon Yazınız.

 

İnsanlarda bulunması gereken ve insanı insan yapan , onu diğer canlılardan ayıran en önemli fark akıl olsa da merhametin de insanları ayrıcalıklı bir konuma getirdiğini düşünmeden geçmemeliyiz. Merhamet öyle yüce bir duygudur ki onu yüreğinde taşıyan güzel insanlar asla kötü niyetli olmazlar ve her zaman iyilikten, güzellikten yana olmaya çalışırlar. İçinde şefkat ve merhamet duygusu olmayan, sürekli ben deyip hayatına devam eden, empati kurma becerisinden yoksun kalan insanlar ne yazık ki insan olma yolunda henüz ilerleme kaydetmemiştir. İnsan olmak demek duygulanmak demek, bir başkasının acısını yüreğinde hissetmek, onun acısına ortak olmak, elinden geldiği kadar ona yardım edebilmek demektir.


Çevrenizde gördüğünüz hasta bir kediye bir kap yemek vermek, kanadı kırılmış ve soğukta tir tir titreyerek sizin pencereniz konmuş minik bir serçenin yarasını sarmak demek, bir öksüzün, yetimin başını okşayarak onlara elinizden gelen iyiliğin en iyisini yapmak, onları giyindirip kuşandırmak ve her türlü ihtiyaçlarını karşılayabilmek demektir. Sadece kendi çocuklarını değil, başka çocukları düşünmek,  onlara da analık ve babalık etmek demek, onlara da gülen gözler ile sevgi ile bakmak ve onları sarmak demektir. Merhamet daha çok sayıda güzel duygular ve  bu duygu ve düşüncelerin eyleme geçmesi demektir. Merhametli insan aynı zamanda kalbi temiz olan, duyguları olan kimse demektir. 


Merhametli insanlar nerede zora düşmüş kimse varsa onu oradan çıkarmak için ellerinden gelen her türlü mücadeleyi yapan güzel ve iyi niyetli insanlardır.  Merhamet duygusunu yitirmiş kimse ise ne yaşadığının farkına varır ne de insan olmanın zevkini yaşar. İnsanı mutlu eden, özgür kılan ve vicdanını rahat ettiren en önemli  özelliği onun merhametli olmasıdır.  Merhametli olurken de dikkatli olmak gerekir. Duygularımızı sömüren, iyi niyetimizi istismar eden kişilere karşı da uyanık olmak gerekir. Çünkü böyle kimselere iyi niyetimizi gösterdiğimiz zaman başımıza olmadık belalar açmış oluruz. Bu konuda da son derece dikkatli olmak gerekir. Merhamet ile ilgili şu güzel sözü de söylemek gerekir:

“İnsanların seçkini, faydalı olan kimsedir, halk nazarında muteber kimse merhametli olan kimsedir. “Yusuf Has Hacib. İşte tüm bunlardan dolayı her zaman merhametli olmalıyız ve  yardıma muhtaç olan , mazlum ve iyi insanların yanında olmalıyız.

“İyiliğin Şerefi Çabuk Yapılmasındandır.”( Hz. Ömer ) Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “İyiliğin Şerefi Çabuk Yapılmasındandır.”( Hz. Ömer ) Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 

İyiliğin büyüğü küçüğü olmaz. İyilik de en çok da zamanında yapıldığı zaman kişiye fayda sağlar. Zamanında yapılan iyilik,  iyiliğe muhtaç olan kişinin derdine derman olur ve o kişi ya da kişiler zor bir problemden kurtulmuş olurlar. İyiliğin şerefi çabuk yapılmasındandır der Hz Ali. Gerçekten de iyilik ne kadar tez yapılırsa yerine çabuk ulaşır. İyi olmak, iyilik yapmak kişinin iç huzura ulaşmasını da sağlar.


Özellikle de ihtiyacı olduğu halde derdini kimseye söyleyemeyen, başkasından istemeye alışkın olmayan kimselere yardım edilirse işte bu da çok iyi olur ve çok onurluca bir hareket olur. Toplum içinde  her zaman iyilikten yana olmalıyız. Kalbimiz kin ve kötü duygular ile beslememeliyiz. Beslendiğimiz tek şey iyilik ağaçlarının meyvesi olmalıdır.  Ara bozucu değil, ara bulucu olmalıyız, bencil değil biz olmalıyız. Her zaman yardımseverlikten ve dayanışmadan yana olmalıyız. Kimi insanlar vardır ki insanlara duygu sömürü yaparak insanların onlara acımasını sağlar.




Kimi insanlar da vardır evinde yiyeceği bir kuru ekmeği, bir dilim peyniri olmadığı halde bunu dışarı yansıtmaz ve aç hali ile onurluca yaşamaya devam eder. İşte böyle insanları bulup araştırmak ve onlara iyilik yapmak da iyiliklerin en şereflisi olur. İnsanların en güç koşullarında yapılan iyilik onlara milyarlarca dolardan daha değerli görünür. Önemli olan kritik dönemde yapılan iyiliktir.

“İşlemeyen Demiri Kendi Pası Mahveder. İnsanı Tembelliğe Alışması Mahveder.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “İşlemeyen Demiri Kendi Pası Mahveder. İnsanı Tembelliğe Alışması Mahveder.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 

Hayatın sadece boş oturmak olduğundan ibaret olduğunu düşünün. Akşama kadar oturuyorsun ve önünde her türlü yiyecek oluyor, içecek oluyor diyelim. Böyle bir şeyin olması imkansız ama böyle oldu sayalım. Hayat ile ilgili umutların yok,  alın teri yok, kendi emeğinin karşılığını alıp mutluluk duymak yok, hayatın amacını anlamak yok vb. Böyle bir hayatı yaşamının ne tadı olur, ne de anlamı olurdu. Çalışmamak insanı en çok üzen ve en çok yıpratan şeydir.

 


Çalışmayan, üretmeyen insanlar en büyük zararı kendilerine verir ve bir zaman sonra kendilerini çürümeye bırakırlar. Hal böyle olunca da insan hem bedenen çöker, hem ruhen çöker ve hayata karşı da bir yaşama amacı kalmaz.  Zihin durur, akıl kaybolur ve çeşitli rahatsızlıklar da bu arada kendini göstermeye başlar. Oysa çalışmanın olduğu yerde umut vardır, başarıya ulaşma hırsı vardır, kazandığın para ile kendine , sevdiklerine yetebilme duygusu vardır, kendi emeğinin karlığını alma ve namerde muhtaç olmama vardır. İşlemeyen demiri kendi pası mahveder. İşlemeyen demir dura dura bir zaman sonra paslanır ve kullanılamaz hale gelir. İşte insanoğlu için de aynı durum geçerlidir. 





Kendine güveni olmayan, geleceğe dair hayalleri olmayan kimseler bir zaman sonra yaşamdan da zevk almamaya başlarlar. Kendilerini yenilemedikleri için, okumadıkları için, üretmedikleri için  hayat onlara acı deneyimle yaşatır ve kişi kendini mahvetmiş olur. İnsan hiçbir zaman boş durmamalı ve tembelliğe alışmamalıdır. Çalışmak hayatımız boyunca  en önemli  alışkanlığımız  haline gelmelidir. Çalışmayı yaşam amacı haline getirmediğimiz sürece kendi hazin sonumuzu da hazırlamış oluruz.

“Sen Bakmasını Bil De, Dikende Gül Gör, Dikensiz Gülü Herkes Görür.” (Mevlana) Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Sen Bakmasını  Bil De, Dikende Gül Gör, Dikensiz Gülü Herkes Görür.” (Mevlana) Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 

İnsani yönlerini geliştirmiş olan  olgun kimse neye nasıl bakacağını iyi bilir. Yani olayların özünü anlar ve ona göre hareket eder. Hayatımızda hepimizin yaşadığı ortak sıkıntılar vardır. İnsan olduğumuz için hatalarımız vardır, insan olduğumuz için  başımızdan geçen sıkıntılı anlar vardır. Sen bakmasını bil de , dikende gül gör, dikensiz gülü herkes sever der Mevlana. Sorunları olan, sıkıntıları olan kişileri anlamaya çalışmalıyız ve onların yaşadığı zorluklarda yardımcı olmalıyız ve zorlukların içinde, sıkıntıların için de güzelliklerin olacağının farkında olmalıyız. 


Zor durumda olan kişilere yardım etmeliyiz. Önemli olan insanları zor anında yalnız bırakmamaktır. Sıkıntısı olmayan, kimseye yük olmayan kişiyi herkes sever. Önemli olan dikenin içindeki gülü görebilmek, zorlukların içindeki kolaylıkları fark edebilmektir.  Maddi ve manevi olarak zorlu günler geçiren yakınlarımızın, sevdiklerimizin her zaman yanında olmalıyız. Zorlukların üstesinden birlikte gelmeliyiz ve o zorlu günlerde yaşanan olumsuzlukların yok olması için çaba göstermeliyiz. 


Kimseye yük olmayan, kendini idare edebilen insanları herkes  sever. Çünkü böyle kimseler sıkıntısı yoktur. İnsan olana yakışan özellik ise sıkıntısı olanlara el uzatmak, insan olduğunu ona gösterebilmektir. İşte bunu yaptığımız zaman dikenin içindeki o tek güle kavuşuruz ve böylece kardeşliğimiz de daim olur. İnsan,  insanın halinden anlayabilmeli, sadece iyi günlerde değil kötü günlerde de insanlar birbirine arka çıkmalıdır.

Kurallara Uyulmaması Halinde Ortaya Çıkabilecek Sorunlara Dikkat Çeken Bir Yazı Yazınız.

 Kurallara Uyulmaması Halinde  Ortaya Çıkabilecek Sorunlara  Dikkat Çeken Bir Yazı Yazınız.

 

Toplumda uyulması gereken ve toplum düzenini sağlayan kurallar vardır. Bu kurallar şunlardır:

*İnsan haklarına ve adalete önem vermek

* İnsanlarla iletişim kurarken nazik olmak ve kabalıktan uzak durmak

* Büyüklere saygılı  ve sevgi göstermek olmak, küçüklere i de saygı göstermek  sevgiyi onlara hissettirebilmek

*Hata yapıldığı zaman özür dilemesini bilmek, işimizi yapan ve bize yardımcı olan kimselere teşekkür etmeyi bilmek, insan haklarına ve adalete önem vermek ve kimsenin hakkının yenmesine göz yummamak vb gibi kurallar vardır. Toplum içinde kurallara uyulmadığı zaman toplum ile birey arasında kopma olur. Birey bir zaman sonra toplumdan soğur ve kendini o topluma, o toplumun kültürüne, gelenek ve göreneklerine ait hissetmez.




 İnsan hakları ve adalet önemini kaybeder. İnsan haklarına ve adalete önem verilmediği zaman da toplum içinde kaos olur ve toplum dağılmaya ve parçalanmaya başlar. Güçlü ve zalim olan kimseler ile güçsüz ve mazlum kimselerin hakkını yer ve onların üzerinde hakimiyet kurmaya çalışır. Böyle olduğu zaman da toplum yıkılmış olur ve ortada dağılmış, parçalanmış topluluklar oluşur. Toplum içinde yaşayan kimseler birbirine bağlanma ve bu bağ kopar. O toplumun bir daha toplanması da zor olur.

 

Küsmek İle İlgili Özlü Sözler

 Küsmek İle İlgili Özlü Sözler

 

İnsan en çok da sevdiği kimselere küser. Küsmek son derece insani bir davranıştır ama bunu uzun süre yaptığımız zaman hem kendimiz üzülmüş oluruz hem de sevdiklerimizi üzmüş oluruz. Mümkün olduğu kadar küsmekten uzak durmalıyız ve küs olanları da barıştırmalıyız.


Küsmek ile ilgili özlü sözler şunlardır:


“Fazla küskünlük, düşman kazandırır. Refik Halit Karay

“Kızmak, küsmek, susmak yakışsa da yarlığına, emin ol yokluğundan fazla ihtiyacım var varlığına.”  Can Yücel

“Bir kez kaçar uçurtması, sonra gökyüzüne küser insan. Herman Hesse

*Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek için çareler arayın.” Mevlana


 “Küsmek aşkın belirtisidir belki, ama küskün âşık da hem sıkıcıdır, hem de hiçbir geleceği yoktur.”  Orhan Pamuk.

“Dargın ve küskün olanları barıştır ki yarın kıyamet gününde sevinenlerden olasın.” İmam ı –Gazali

“Gönlüm dilime dargın, dilim gönlüme, Gönlüm duygularını anlatamadığı için kızarken dilime, Dilim anlatamayacağı şeyleri düşündüğü için kızıyor gönlüme. - Hz. Mevlana





“Küsmek nedir bilir misin? Küsmek dürüstlüktür. Çocukçadır ve ondan dolayı saftır. Yalansızdır. Küsmek; seni seviyorumdur. Vazgeçememektir. Beni anlatır küsmek. Kızdım ama hala buradayımdır, gitmiyorumdur, gidemiyorumdur. Küsmek; nazlanmaktır, yakın bulmaktır, benim için değerlisindir. Küsmek, sevdiğini söyle demektir. Hadi anla demektir. Küsmek; umuttur, acabaları bitirmektir, emin olmaktır. Yani, diyeceğim o ki: Ben sana küstüm! Nazım Hikmet Ran


“ Hayata karşı ilk küskünlüğümüz,  yanımızda sandığımız kişileri, karşımızda görmemizle başlar.” Anton Çehov

“ Ben sana küssem, kendime kızarım.” İlhan Berk

“ Durup dururken darılmak, yersiz konuşmak, tanımadan güvenmek,; doğru değildir.”  M . Ronald.

“ Müslümanın din kardeşine, üç günden  fazla küs durması helal değildir.” Hz. Muhammed.

 

İnsana Güç Veren ve İnsanı Düşündürmeye Yönlendiren Özlü Sözler

 İnsana Güç Veren ve İnsanı Düşündürmeye Yönlendiren Özlü Sözler


Günlük hayatımızda bazı üzücü olaylarla karşılaşabiliriz, hayal kırıklıklarımız olabiliriz. Başarısızlıklarımız olabilir. Önemli olan hayata yenik düşmeden tekrar hayata tutunabilmek ve umutla yoluna devam edebilmektir. İşte bunu yaptığımız zaman hayattaki mucizeler de bizi bekler. Şimdi sizler için özlü sözler hazırladık. 

 

İnsanı düşündüren ve onu harekete geçirmeye yarayan özlü sözler şunlardır:

 

“Hayatta daima gerçekleri savun! Takdir eden olmasa bile, vicdanına hesap vermekten kurtulursun.”

"Muhtaçken bir şeylerini verebilen insandan daha zengin olanını görmedim." Hz Ömer

"Başarının sırrını bilmiyorum ama başarızılığın yolu herkesi memnun etmeye çalışmaktan geçer." Bill Cosby

“"Yanında olduğum zaman değerimi bilmezsen, değerimi bildiğin gün beni yanında bulamazsın." Necip Fazıl Kısakürek

 

"Aslında hayatın en güzel anı; her şeyden vazgeçtiğinde, seni hayata bağlayan birinin olduğunu düşündüğün andır."

“"İyi olduğunuz için herkesin size adil davranmasını beklemek, vejetaryan olduğunuz için boğanın saldırmayacağını düşünmeye benzer."  Dennis Wholey

“"Hayat bazen insanları, birbirleri için ne kadar çok şey ifade ettiklerini anlasınlar diye ayırır."  P. Coelho

 

“"En iyi yol dosdoğru gidendir."  Robert Frost

“"Hayattan korkmayın çocuklar, iyi ve doğru bir şeyler yaptığınız zaman hayat öyle güzel ki." Dostoyevski

“"Birçok insan yirmi beş yaşında ölür ve yetmiş beşe kadar gömülmez." Benjamin Franklin

İnsanların, senin hakkında ne düşündüklerini önemsemeyerek, ömrünü uzatabilirsin.” Mevlana

“Hayat geç kalanları hiç affetmez.” Gorbachov

“"Hakları ve zevkleri ellerinden alınan gençler, onların yerine daha gizli ve tehlikeli olanlarını koyar." J. J. Rousseau

“"Bir insanın hayatının ikinci yarısı, ilk yarıda kazanılan alışkanlıkların sürdürülmesinden ibarettir."  Dostoyevski

"Zihin paraşüt gibidir. Açık değilse işe yaramaz." Frank Zappa

 

“Hayatınızın kalitesini hayatınızdaki insanların kalitesi belirler.” J. Brown

“"İnsanlar başaklara benzer. İçleri boşken başları havadadır, doldukça eğilirler." Montaigne

“Yanında aptal bir kadın olan bir sürü zeki adam görürsünüz ama yanında aptal bir adam olan zeki kadın kolay kolay göremezsiniz.”  E. Jong.

“"Politika politikacılara bırakılmayacak kadar önemli bir konudur."

"Yapmacık olup sevilmektense, kendim olup nefret edilmeyi tercih ederim." Tom  Robbins

 




"Seni iki şey anlatır. Hiçbir şeyin yokken gösterdiğin sabır ve her şeyin varken gösterdiğin tavır." Mevlana

"İyiler kaybetmez ama kaybedilir." Peyami Safa

““Paranla şeref kazanma, şerefinle para kazan ki; paran bittiğinde, şerefin de bitmesin.”  Nicanor Parra

"Gülmek için mutlu olmayı beklemeyin belki de gülmeden ölürsünüz." Victor Hugo

“"Canı yanan sabretsin. Can yakan, canının yanacağı günü beklesin." Hz Muhammed

 

“Ramazan Ayı Sabır ve Yardımlaşma Ayıdır.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Ramazan Ayı Sabır ve Yardımlaşma Ayıdır.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 

Gönüllere huzur veren, insanın vücudunu, ruhunu dinlendiren, daha sabırlı olmamızı sağlayan, daha empati kurabilen insanlar olmamızı sağlayan ayın adıdır Ramazan Ayı. Bu  ay 11 ayın Sultanı, ayların ayıdır. Şükür ayıdır, sabır ayıdır, iradeye hakim olabilme ayıdır. İnsanlar bu ay gelince kendilerini daha bir mutlu hissederler.  Oruç tutmak bize Rabbimizin farz kıldığı ve tutmakla yükümlü olduğumuz  aydır.


 İnsan bu ayda ilk olarak aç kalarak oruç tutar. Oruç tutmak sadece aç kalmak demek değildir, aynı zamanda diline de hakim olabilmek, günaha girmemek için elinden geleni yapmak ve   daha iyi bir kul, daha günahsız bir kul olmak için dedikodudan, iftiradan uzak olmak demektir.  “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” diyen sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın bu sözünün daha da iyi anlaşıldığı ve insanların aç olan kardeşini daha çok düşünmesi gerektiği  ve  daha hassas olması gerektiği   zamanlardır. Otuz günlük olan bu süre de diğer aylar gibi geçip gidecek ve bu özel ayın kıymetinin bilinmesi gerekir.

 




Elimizden geldiği kadar Efendimizin sünneti olan teravih namazlarına gitmeliyiz, ülkemiz için, vatanımızın daha da kalkınması için dua etmeliyiz, insanlarımızın dinine daha çok bağlanmaları için, İslam’ın güzel ahlaktan ibaret olduğunu kanıtlamak için de güzel ahlaklı ve iyi insanlar olmalıyız.  Sabırlı olmalıyız ve aç olduğumuz için bir anda öfkeye kapılıp kimsenin kalbini kırmamalıyız, irademizi kontrol altına almalıyız.  Yoksul olan insanlara imkanımız dahilinde yardım etmeliyiz ve yardımlaşma ayı olduğunu yürekten hissetmeliyiz ve bize muhtaç olan kardeşlerimize de  yardım ederken onları utandırmadan, başlarını yere eğdirmeden yardım yapılmasını sağlamalıyız.

 

Bu erdemli  özellikler her zaman olmalıdır ama  Ramazan ayı bunun başlangıcı olmalı ve güzel alışkanlıklara da ömrümüz yettiği sürece devam edilmelidir. Maddi imkanı yerinde olmayan kimselere  gücümüz yettiği kadar destek olmalıyız ve herkesin evine sıcak yemek girmesini sağlamalıyız.  Hz Muhammed de Ramazan ayının önemi ile ilgili şu sözü söylemiştir:

“ Size Ramazan ayı geldi. O bereket ayıdır. O ayda tam hayır vardır ve Allah sizi gasleder. Rahmetini inzal eder, hataları siler, duaları kabul eder. Sizin rağbetinize bakar ve sizinle meleklerine iftihar eder. Onun için Allah'a kendi tarafınızdan hayır ödeyin (Çok hayır yaparak Ramazanın hakkini verin). Zira saki, o ayda Allah'ın Rahmetinden mahrum kalan kimsedir.”

Hayalimdeki Ülke Konulu Bir Kompozisyon Yazınız.

Hayalimdeki Ülke Konulu Bir Kompozisyon Yazınız.

 

Dağlarına çıktığımda ağaçların  yer kapladığı,  ormanlarında soyu tükenmemiş canlıların  zarar görmeden yaşadığı, havasının , suyunun, toprağının zararlı maddelerle kirletilmediği bir ülkede yaşamak isterim.  Zalimlerin masum insanlara zulüm etmediği, bir tek çocuğun bile burnu kanamadan çocukluğunu çocuk gibi yaşadığı, kardeşçe bir ülkede olmak beni hayata bağlar ve hayata olan umudum  ve inancım daha da çok artardı. Elbette hayata olan inancım ve umudum var ama hayalimdeki ülke gibi ülkede yaşamak da benim her zaman isteyeceğim şeyler olurdu. Sevgi dolu, hoşgörü ile kaplanmış bir ülkede yaşamak benim gibi başka çocukları da çok mutlu ederdi. İnsan haklarının çiğnenmediği, adaletin ve eşitliğin her daim var olduğu, güçlü olanın güçsüz olanı ezmediği  bir ülkede olmaktır benim hayallerim. Yaşayan her türlü canlıya saygı duyulan, her canlının değerli olduğunun bilincinde olan insanların olduğu bir ülkedir benim umutlarım.

 

  Tarihi ve doğal yapıların harap olmadığı, onların değerli bir miras gibi görülüp korunduğu ve geçmişe, geçmişte yaşayan kişilerin ortaya koyduğu eserlere saygının olduğu bir ülkede olmak isterdim. Geçmişte bizlere güzel vatan bırakan, bu toprakları değerli kılan ve ülkemize katkı sağlayan tarihi şahsiyetlerinin her çocuk tarafından bilinmesi ve bu bilinç ile hareket etmesini isterdim. Yüzüne gülüp arkandan kuyu kazmayan insanların olduğu bir ülkede olmak isterdim. Yapmacıklığın değil samimiyetin, bencilliğin değil, biz anlayışının, ön yargının değil hoşgörünün, etiketlemenin değil olduğu gibi kabul etmenin bir değer olduğu ve insanların da bu değerin farkında olduğu bir ülkede yaşamak isterdim. İnsanların sadece zihninin iyi yetiştirildiği değil aynı zamanda ahlakının da iyi olduğu bireylerin olduğu ülkede olmak isterdim.

 




 Herkesin okuma yazma bildiği, cahil kalmadığı, kendini geliştirip olaylara geniş bir pencereden baktığı bir ülkede yaşamak isterdim. Eğitim ve öğretimin geliştiği, ilim ve fen yolunda ilerlemeler sağlandığı, kültüre önem verildiği, gelenek ve göreneklerin yaşatıldığı, benlik duygusunun kaybedilmediği bir ülkede yaşamak  insanı mutlu ederdi.  Ekonomik olarak ve kültürel olarak zengin olan bir ülkedir benim hayalim. Eğitimli anne ve babaların olduğu, eğitimli çocukların olduğu, erkeğin kadına şiddet uygulamadığı, kadının da erkeğe şiddet uygulamadığı, cebinizdeki paraya göre değil insanlığınıza göre değerinizin belirlendiği bir ülkedir benim hayallerim.


 Güven ortamının olduğu, emanete hıyanet edilmediği, dürüstlüğün davranışlara yansıdığı, gösterişin değil  içeriğin önemli olduğu bir ülkede yaşamaktır benim hayallerim.  Savaşların olmadığı, insanlarının yüzüne bakınca mutlu olduklarını anlayacağımız, gülen gözler, samimi  bakışların olduğu, dedikodunun değil içtenliğin olduğu bir ülkede yaşamak beni heyecanlandırır ve daha da iyi bir insan olmamı sağlardı. Ceza değil sevgi olsun, şiddet değil tahammül olsun, zalim değil mazlum olsun herkes işte o zaman o ülkede yaşanılır ve o ülke herkesin hayali olur ve hayal olan da gerçeğe dönüşür eğer isterseniz.

İbn- i Sina'nın Çalışmaları İle İlgili Bir Kompozisyon Yazınız. Bu Kompozisyonu Sınıfta Öğretmeninize Okuyunuz.

 İbn-i Sina'nın Çalışmaları İle İlgili Bir Kompozisyon  Yazınız. Bu Kompozisyonu  Sınıfta Öğretmeninize Okuyunuz.


İbni Sina diğer adı ile Ebu Ali Sina’dır. Kendisi Özbekistan doğumludur. Buhara yakınlarındaki Efşene köyünde dünyaya gelmiştir. Küçük yaşlarda Kuran-ı Kerim’i ezberlemiş, daha sonra tıp, ruhbilim, metafizik, mantık, astronomi  akıl, bilimlerin ayrıştırılması ve felsefe alanında  çalışmalar yapmıştır.. İbn-i Sinâ, ilk olarak 997 yılında  bir Emiri  ölümcül bir hastalıktan kurtarmıştır ve daha sonra o Emirin yanında çalışmaya başlamıştır. Emiri ölümden kurtardığı için  İbn-i  Sina'ya ödül olarak Samanilerin resmi kütüphanesinden istediği kadar faydalanacağı söylenmiştir. Bu da ona en büyük ödül olmuştur.


O zaten okumayı, araştırmayı, deney ve gözlem  yapmayı çok sevdiği için bundan büyük mutluluk duymuş ve durmadan okumaya başlamıştır. Bir insan başarılı ve bilgili ise onu kıskanan cahil kimseler de muhakkak olacaktır. Kütüphanede bir yangın çıkmıştır.  İbni Sina’yı kıskanan bir takım kişiler onu bilerek kundaklama yapmakla suçladı ve daha sonra İbni Sina oradan ayrılmak zorunda kaldı. Kütüphaneden de yeterince faydalanmış ve çok bilgili olmaya devam etmişti.


 İbn-i Sina'ya göre önemli  olan hastalıkların nedenlerine inmektir. Hasta kişi neden hasta olmuştur, bu hastalığa sebep olan şeyler nelerdir diyerek olayın köküne inmiştir. Hastalıkların çoğunun insanın sağlıksız beslenmesinden kaynaklandığını ifade etmiş ve iradesizliğin hastalığa neden olduğunu da dile getirmiştir. İnsan iradesine hakim olmalıdır ve sağlığı için de sağlıklı gıdalar tüketmeli ve çok fazla yemek yememelidir.  Çok fazla yemek insanda çeşitli hastalıklar ortaya çıkarır demiştir. Kendisi hekimlerin önderi olarak bilinir. 





Yazdığı eser  olan El- Kanun fi’t - Tıb  Avrupa Üniversitelerinde  tıp biliminde temel eser olarak okutulmuş ve okutulmaya da devam etmektedir.   Ona göre  hastalığın bir çok nedeni gözle görülemeyen mikroplardan kaynaklanmaktadır. Onun için de  ilk defa mikrobun varlığı fikrini ortaya koyan bilim insanı da İbn- i Sina olmuştur.

 Tıp alanına faydası şu çalışmaları olmuştur:


1. Kitap: , Fizyoloji, anatomi,  hijyen ve genel tedavi prensiplerini
2. Kitap: Farmakoloji ve materya medikayı ( İlaçların kökenlerini ve yapılarını ele alan bilim dalına materia medica denilir.
3. Kitap: Organik hastalıkların 22 bölüm halinde anatomi-patolojik bakımdan incelenmelerini ele almıştır.
4. Kitap:  iltihaplar, ateşli hastalıklar  kaşıntılar, cerrahi ve kırıklar, zehirlenmeler ile cilt hastalıklarını
5.Kitap: Tedavi metotları ile 800’e yakın ilacı ve tesir mekanizmalarını  içerir.

Ana Düşüncesi Başarı, Hedef, İstek, Özveri, Çalışmak Kelimelerinden Oluşan Bir Paragraf Yazınız.

  Ana Düşüncesi Başarı, Hedef, İstek, Özveri, Çalışmak Kelimelerinden Oluşan Bir Paragraf  Yazınız.

 

Hayatımızda hepimizin belli başlı  hedefleri vardır. Bu hedefleri gerçekleştirebilmek için  de çalışmak ve hayatla mücadelede durmadan azimle yolumuza devam etmemiz gerekir. Başarı oturduğumuz yerde bir anda gelen bir şey değildir. Başarı bir emek yolculuğudur, irade yolculuğudur, iradene hakim olmak sonuna kadar bir işi özverili bir şekilde götürebilme  yolculuğudur. Bu yolda karşımıza elbette zorluklar çıkacak, yeri gelecek düşecek denizin dibini boylayacak yeri gelecek ise dağların zirvesine çıkacağız


 Biz yeter ki umutla başarı yolculuğuna devam edelim ve çalışmayı asla ihmal etmeyelim. Bugün bilim insanlarına baktığımızda onların tanınmasını sağlayan, bilim insanı olmasını sağlayan şeyleri çalışmalarıdır, çalışmalarının sonucunda ortaya koyduğu hünerleri ve bu hünerlerden ortaya çıkan icatlarıdır. Başarılı olmak için önce inanç ve istek olmalıdır. İstek olduğu zaman çalışmanın bile tadı daha bir farklı olur . Bizler yeter ki inanç ve azimle yola koyulalım ve durmadan yolumuza devam edelim. 



Çalışmanın  önemi ile ilgili şu sözü  de unutmayalım:  “Zirveye çıkan asansör arızalıdır. Lütfen merdivenleri kullanın!” (Zig Ziglar) Bu sözden de anlaşılacağı üzere başarı çalışma ile, zorlu yolları geçerek gerçekleşir. Bir anda gelen geçici başarılar sizi uzun süreli başarılı kılamaz. Önemli olan kalıcı başarılara imza atabilmektir.