Öfke Kontrolü İle İlgili Özlü Sözler

 Öfke Kontrolü İle İlgili Özlü Sözler


Bitmek bilmeyen  tartışmalar, şiddetli yaşantılar, öfkeye hakim olunmadan dile gelen her şeyi acaba karşımdaki kırılır mı diye düşünmeden konuşmalar, saygısızlık  ve sevgisizliğin olduğu  ortam da öfke kaçınılmaz olur. Öfkenin olduğu yerde sinirlere hakim olamama,  bilincini kaybetme vardır. Öfkesini yenemeyen insan , öfke ile kakıp zararla oturan insanlar en büyük kötülüğü de kendine etmiş olur. Kişi öfkesine hakim olmalı , gereken yerlerde gereken tepkiyi göstermelidir. Orta düzeyde öfke elbette ki yaşamın döngüsü içinde vardır olmalıdır da. Sinirleri alınmış gibi olmak da iyi bir şey değildir. Her şeyde ölçüyü kaçırmamak gerekir.


Öfke kontrolü ile ilgili özlü sözler şunlardır:


“Sabırlı adamın öfkesinden sakının.” John Dryden


“Bir adam, uyumak üzere uzanmadan öfkesini unutmalıdır.”  Thomas Quincey


““Pehlivan, güreşte insanları yenen değildir. Asıl pehlivan, öfke anında kendisine hâkim olandır.” Hz. Muhammed


“Öfke rüzgar gibidir, bir süre sonra diner; ama birçok dal kırılmıştır bile. Mevlana


“Öfkenin her zaman bir nedeni vardır; ama her zaman iyi bir nedeni yoktur.” Benjamin Franklin


“Hiddet ekilen yerden, pişmanlık biçilir.” Alexandro Manzoni


“Cahilin öfkesi sözünde, akıllınınki de fiilindedir.”  Hukemâ’Dan


“Deniz ne kadar dalgalı olsa sonunda durulur.”  Johann Wolfgang Von Goethe.


“Sinirli olunduğu zaman her şey sabrı taşırıyor, incitiyor, ateşi yükseltiyor.”  Frederic Amiel


“Öfken ve nefsin bir olup aklını yener. Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın.”  Şeyh Edebali






“Öfkenin ateşi önce sahibini yakar sonra kıvılcımı düşmanına ya varır ya varmaz.” Sadi


“Öfke, aklın alevini söndüren büyük bir rüzgardır.”  Andre Gide.


“Kızgınken karar veren, fırtınalı havada yelken açan bir insan gibidir.”  Euripides.


“Tartışmalarda öfkelendiğimiz an geçek için değil kendi hesabımıza çalışmaya başlarız.”   T. Carlye.


“Öfke gelince, akıl uçup gider.”  G. E. Lessing.


“Öfkelenmek beşeri bir olaydır; fakat bilahere sakinleşmemek ve affetmemek, ayıplanacak iğrenç bir harekettir. François De Sales


“Öfkeli bir adamı susturmak istiyorsanız, önce siz susunuz. “ Voltaire.


“Öfke, bedene güç verse de ruhu gevşetir.” Jonathan Swift


“Bir anlık öfke, her şeyi yok eder. L. Giein


“Öfkenin başlangıcı çılgınlık, sonu pişmanlıktır.”  Thomas Cariyle


“Öfkeyle geçen bir dakikanız, mutluluğunuzdan çalınmış altmış saniyedir.”  Ralph Waldo Emerson

 

İyi İşler Başarmanın Tek Yolu Yaptığınız İşi Sevmekten Geçer.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 İyi İşler Başarmanın Tek  Yolu  Yaptığınız İşi Sevmekten Geçer.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


 

Her insanın kendine göre mesleği vardır. Kimi insanlar mesleğini kendi seçmemiş, hayat koşulları onları o mesleğe yönlendirmişken,  kimi insanlar da sevdiği mesleği yapmak için yıllarca çabalamıştır. Bu çabanın sonucunda ya sevdiği mesleğe başlamış, işler yolunda gitmediği zaman ise getirisi olan farklı bir mesleğe yönelmiştir. ” İyi işler başarmanın tek yolu yaptığınız işi sevmekten geçer.” demek  şu demektir: İnsan yaptığı işi sevmediği zaman o işten bir verim alamaz . 





Bir işi, sevmeden yapmak o işi yapan kişiyi de mutlu etmez. Böyle olduğu zamanda başarılı sonuçlar  ortaya çıkmaz. Bunun için herkes sevdiği işi yapmak için mücadele etmelidir ve sevdiği iş gerçekleşene kadar da pes etmemelidir. Örneğin;  çocukları sevmeyen, öğretmeyi, öğrenmeyi sevmeyen biri sırf puanım tuttu diye öğretmenlik yaparsa o öğretmenin ne çocuklara ne de topluma faydası olur. Oysa çocukları çok seven, eğitime ve öğretime gönül veren , öğretmenlik için hayatını bu yola koyna kimseler ise hem çocuklara, hem de içinde yaşadığı topluma, ülkeye faydalı olur. 



Öğretmenlik mesleğini seven kişi bundan büyük zevk aldığı için kolay kolay da yıpranmaz ve ruhu hep genç kalır. İşte tüm bunlardan ötürü sevdiğimiz işi en iyi şekilde yapmak için o işe gönül vermek, sevdalı olmak gerekir.

Kaygı İle İlgili Özlü Sözler

 Kaygı İle İlgili Özlü Sözler


Günlük hayatımızda kaygılandığımız çok sayıda örnekler vardır. Çocuğum okuldan düşüp kalkmadan gelebilecek mi? Eşim eve kısa zamanda gelebilecek mi? Yarın eve gelen misafirler yemeğimi beğenecek mi? İşte bu ve bunun benzeri gibi çok sayıda şeyden endişe ederiz. Oysa her şey olacağına varır. Bunun yerine sakin kalıp kendimize güvensek, kaygıyı bir kenara bıraksak hem daha stressiz bir yaşam sürmüş oluruz hem de kendimizi boş yere heba etmemiş oluruz. Elbette hayatta orta düzeyde bir kayı olmalıdır ama bu uç boyutlara ulaştığı zaman hayatımızda sıkıntılar çıkmaya başlar. İşte bunun için de her şeyde ölçülü olmalıyız ve kaygınız da ölçülü oranda olmalıdır.

 


Kaygı ile ilgili söylenmiş özlü sözler şunlardır:


“Hikmet, gönüllere gökten iner. Fakat ertesi günün rızkı için gam ve kaygı çekenlerin kalplerine inmez. “(Hz. Muhammed (s.a.v))


*’’ Kalbe zarar veren iki şey vardır: Gam ve kaygı. Gam uyku getirir; kaygı ise uyutmaz. “(Hipokrat)


* “Kaygı yarının acısı olmaz sadece bugünün neşesini götürür. Mirebaeu


* “Kaygı yarının faresinin bugünün peynirini yemesidir. Samuel Smiles


* “Geçip gitmiş bir şey için tasalanmam ve ona özlem duymam.”  Hz. Ali


* “İnsanlar beni anlamıyor diye kaygılanmam ben insanları anlamazsam kaygı duyarım.”  Konfüçyus.


“Kaygıyla varlık ve bolluk içinde yaşamaktansa korku ve sıkıntıları kovup açlık içinde ölmek daha iyidir.”  Epiktetos


“Kaygıyla varlık ve bolluk içinde yaşamaktansa korku ve sıkıntıları kovup açlık içinde ölmek daha iyidir.”  Epiktetos






* “Tasası çok olanın bedeni rahatsız olur. Günahlardan korkusu az olanın ise kalbi ölür.”  Hasan-ı Basri.


Yaşamımızı ölüm  kaygısıyla ölümümüzü de yaşama kaygısıyla bulandırıyoruz. Cemil Meriç


“Bin kayı, bir borç ödemez.” Karacaoğlan.


“Aslında çevremizdeki herkesi aldatıyoruz; dışarıdan bakıldığında yaşam doluyuz, iyi niyetliyiz ve hatta biraz tuhafız ama aslında hepimizin yüreği kaygı dolu. “ (Georges Bataille)


“Gerçek bilgelik kaygı ile düşünmektir, her talihsizliği hesap etmek; ama bir kere eyleme geçtikten sonra da cesur olmaktır.” (Herodot)


“Kaygılarımızı bir gün sonraya bırakmak, büyük bir sanattır.”  (Alain)


“Kendin sövüp saydığında hiçbir kaygı duymaz, başkalarının sövmesini yargılar ve yasaklardın. “ (Franz Kafka)


“Bir şey sonuçlanmadan kaygı ve endişe duymak, kaybettiği şeyi kaybetmediği yerde aramak gibi, ahmaklıktır.” (Mesut İslam)


“En çok zayıfları sarsar kaygılar.”  (William Shakespeare)


“Kaygı ömür bitirir, yalan bahtı bitirir.” (Kırgız Atasözü).


“Öğrendim ki bütün insanlar kendi kendileri için kaygı çekmekle değil, sevgi ile yaşarlar.”  (L. Tolstoy)


“Huzur istersen zahmet ile birlikte gelir. Sevinç istersen kaygı ile birlikte bulunur.” (Kutadgu Bilig)


“Biz insanlar, kaygı ve telaş içinde yaşayan biz insanlar, gökteki kuşların kaygısız ve masum mutluluğunu da kıskanmalıyız.” (Dostoyevski)

 

Özgüvenli Olmak Ve Daha Güçlü Olmak İçin Neler Yapılabilir? Bu Konu Hakkında Kompozisyon Yazınız.

 Özgüvenli Olmak Ve Daha Güçlü Olmak İçin Neler Yapılabilir? Bu Konu Hakkında Kompozisyon Yazınız.


Kişi hayatta dik durmasını bilmeli, kendini sevmeli ve kendine saygı duymalıdır. Özgüvenli olmak bir topluluk içinde kendini ispatlamaya çalışmak, güzel yanlarını övmeye çalışmak ve hep ben diye başlayan ifadelere yer vermek değildir. Özgüvenli olmak yeri geldiği zaman sessiz kalmayı bilmek ortamı dikkatlice gözlemlemek, konuşma sırası geldiğinde kendini nazik bir şekilde ifade edebilmek demektir. Özgüvenli insanlar kendisi ile barışık olan bireylerdir.



 Kendi başarılı ve başarısız yanlarını kabul eden, olduğu gibi görünen kimselerdir. Yapmacık hareketlerde bulunmayan, birileri konuşurken sürekli araya girip kendini ön plana çıkarmaya çalışmayan kimselerdir.  Kendine güvenen ve kendisine saygısı olan kimselerdir. Özgüvenli kimseler çok fazla konuşmazlar ve bu yüzden de gizemini kaybetmezler. Böyle olduğu zaman da çevresindeki insanlar bu tip kimselere  daha çok değer verir ve bu tip kimselerin yaşamını da daha çok merak ederler. Özgüvenli olmak için önce kendimizi iyi tanımalıyız ve kendimizi sevmeliyiz. Birilerine sürekli öğüt veren kimseler olmamalıyız. Biri bize bir şey sorduğu zaman, bilgilerimizden faydalanmak istediği zaman o kişilere gerekli yardımı yapmalıyız. 




Özgüvenli olmak için bizi mutlu eden kıyafetleri giymeliyiz, kişisel bakımımıza özen göstermeliyiz, kötümser olmamalıyız ve hayata olumlu bakmasını bilmeliyiz, kibar ve cömert bir insan olmalıyız, bir işimiz varsa o işe günler öncesinden hazırlanmalı, planlı ve programlı olmalıyız. Çok okumalıyız, kendi alanımızda  daha iyi yerlere gelmek için çok çalışmalı, kendimize ve içinde yaşadığımız topluma, dünyaya faydalı bir birey olmalıyız.



 Amacımıza ulaşmak için ilk olarak kendimize küçük hedefler koymalıyız ve bu hedeflerle yola çıkmalıyız. Kendimizi sevmeli, kendi bedenimize iyi bakmalıyız. Bunun için de yeterli ve dengeli  beslenmeli, spor yapmalı v kendimizi çok sevmeliyiz. İşte bunları yaptığımız zaman daha özgüvenli ve daha güçlü oluruz.

“Kendini Çok Beğenme Kul Katında, Ne Kendini Beğenmişler Var Toprak Altında.” Mevlana’nın nın Bu Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Kendini Çok Beğenme Kul Katında, Ne Kendini Beğenmişler Var Toprak Altında.” Mevlana’nın Bu Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.





İnsana, insanlığa verdiği altın değerindeki nasihatleri ile, mesajları ile gönüllere taht kurmuş olan ve dünya tarafından tanınmış olan Mevlana Celaleddin Rumi yine çok güzel bir sözü ile karşımıza çıkmaktadır. Kendini çok beğenme kul katında diyor. İnsanoğlu hiç öleceğini bilmemiş gibi dünyalık işlerde kibre kapılıyor. Kendini çok beğeniyor, kendini yüksek görüp başkalarını alçak görüyor ve böyle yaptığı zaman da büyük bir cehaletin içine girmiş oluyor. 


Hayatta  insanın başına her şey gelebilir. İyi günlerimiz de olur, kötü günlerimizde olur. Önemli olan insanca kalabilmek ve her şeye rağmen insanca yaşayabilmektir. İnsan varlıklı olabilir ama kibirli olmamalıdır. Kibir insan olan kişiye yakışmaz. Çünkü nice kibirli insanlar bu dünyada gelip geçmiştir de götürdüğü tek şey beş metrelik kefen parçası olmuştur. Bu dünyadan öbür dünyaya bir şey götürülmüyor. Götürülecek olan tek şey yaptığımız iyi şeylerdir. Dünyadayken alçakgönüllü olmuşsan, insanları sevmiş ve onlara tepeden bakmamışsan işte bunlar orada değerli oluyor. Yüce Allah insanın yaptığı güzel amellere bakar, kimsenin malına mülküne bakmaz ki malı veren de alan da Yüce Allah’tır zaten. Kendini beğenen insanların hiçbir bu dünyada sonsuz bir yaşam sürmeyecektir. 



Her canlı ölümü tadacaktır. Onun için başımız yere eğik olmalıyız hafif. Kimseyi kırmadan, dökmeden ayrılmalıyız bu dünyadan. Ah almadan, münafıklık yapmadan, sinsilik yapmadan ayrılmalıyız bu dünyadan. Kendini beğenen nice insanlar toprak altında yatıyor. Hani nerde o beni yüceyim, ben üstünüm diyen nice zenginler, nice insan olma kabiliyetine erişmemiş kimseler. Hiçbir kalmıyor dünyada ve kalmayacaktır da. Onun için de bu dünyanın yalan rüzgarına kapılıp insanlığımızdan asla ödün vermemeliyiz ve insan olarak yaşamaya devam etmeliyiz.

 

Şiddet İle İlgili Özlü Sözler

 

Şiddet İle İlgili Özlü Sözler


Şiddetin ortaya çıkaracağı tek sevgisizlik, merhametsizliktir. Şiddetin olduğu yerde zalim kişiler vardır ve zulüm gören masumlar vardır. Ülke olarak, dünya olarak şiddetin her türlüsüne karşı çıkılmalıdır. Şiddet gelmeden önlenmelidir. Sevginin, saygının ve barışın daim olduğu bir dünya düzenine dönülmelidir.

 

* “Canavarlarla kavga eden dikkatli olmalıdır. Çünkü kendisi bir canavar olacaktır.” Friedrich Nietzsche.


* “Gerçek hiçbir zaman şiddet tarafından çürütülemez.” Erich Fromm


 * “İlk yumruğu atan fikirlerinin yetersizliğini kabul etmiştir. “ Çin Atasözü.


 

* “Şiddet karşıtlığının ürettiği güç kesinlikle insan yeteneğinin icat ettiği tüm silahların gücünden üstündür.”  Mahatma Gandhi.

 

* “Dünyada sadece iki kuvvet vardır. Biri kılıç diğeri düşünce. Uzun vade de kılıç her zaman düşünce tarafından fethedilecektir.”  Napoleon Bonaparte.

 

* “Şiddet göstermeme inancımın birinci maddesidir. Aynı zamanda o benim itikatımın da son maddesidir. “ Mahatma Gandhi.

* “  Şiddet, yetersiz kimsenin son barınağıdır.” Isaac Asimov.


* “Sevgi insanlığın şiddet hayvanlığın kanunudur. Mahatma Gandhi


”Bir kaç küçük tecrübe sonunda anladım ki, amaç hiç bir zaman kullanılan araçlardan farklı olmuyor. Şiddet ancak şiddeti doğuruyor.” (John Steinbeck)


* “  ”Şiddetle geçen yaşamlar şiddetle son bulur.” (Watchmen Filmi)


* “Güç her şeyi fetheder. Ama zaferleri kısa ömürlüdür.”  A. Lincoln.


* “”En büyük hastalığımız şiddete bağlı strestir, buda öfkeye sebep olur.” (Dr. Said Sözühikmet)


* “Kadınlar konusunda Allah'tan korkun. Çünkü sizler onları Allah'ın emanetiyle aldınız. En iyi insan, kadın ve kızlarına karşı en iyi davranandır. Bir erkek, hanımını döverse, kıyamette onun davacısı ben olurum. - Hz. Muhammed (s.a.v)


* “Tatlı sözler, şiddetli bir öfkeye karşı en tesirli ilaçtır.” Aiskhylos


* “Düşüncelerde inat ve şiddet, aptallığın en açık belirtileridir.” - Bernard Barton


* “Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre hürmet ederiz. Fikirler, şiddetle, top ve tüfekle öldürülemez.”  Mustafa Kemal Atatürk


* “Cehalet korkuya, korku kine, kin şiddete yol açar. Denklem budur.”  Michael Moore.


* “Şiddet ve saldırganlık, düşünmeye önem vermeyen, muhakeme ile değil içgüdüleriyle hareket eden insanların yöntemidir.” Nevzat Tarhan



* “Sesini değil, sözünü yükseltmeli insan; çünkü gök gürültüleri değil, yağmurlardır yaprakları yaşatan.”  Shakespeare.

* “Annesi tarafından dayak atılan erkek çocuklar, ileride kadınlarını döven kocalara dönüşürler.”  Yasemin Bozkurt.


* “Tüm gerçekler üç aşamada oluşur. Önce alay edilir. Sonra şiddetle karşı çıkılır. Son olarak da zaten belli olan bir şey denir ve kabul edilir.”  Artur Schopenhauer.







* “Anne, baba, çocuk ve aile içi şiddetten oluşan toplumun en küçük birimine çatırdak aile denir.” Metin Üstündağ.


* “Aslında zeki bir insan, bunu siz de pek iyi bilirsiniz, haydut olup topluma sadece şiddetle hükmetmenin hayalini kurar. Bu da bir takım romanlarda okuduğumuz kadar kolay olmadığından, genellikle siyasete girilir, en zalim partiye koşulur. Aklımızı ayak altına alıyormuşuz, ne önemi var, değil mi? Böylece dünyaya hükmedebildikten sonra? İçimde zulümle ilgili tatlı hayaller buluyorum.” Albert Camus.


“Bu kadar şiddet ve nefret nasıl sığar insan bedenine.”  Buket Uzuner


* “Bir ülkede kadın ve çocuklar şiddet görüyor, öldürülüyorsa o ülkenin geleceği de ölüyor demektir.”  Sebuhi Quluzade.


* “Biz kendimizi sevgi ile maskelenmiş şiddetle yok ediyoruz.” R. D. Laing.


* “İnsanlık tarihi kıyım şiddet ve yıkım tarihidir.”   Jean-Cristophe Grange.


* “ Şiddet gören bugünkü mazlum çocuk yarının şiddet gösteren zalimi olur.”   Adem Güneş.


* “Şiddet sadece nefreti arttırır.” Luanne Rice.

Ali Kuşçu Hakkında Bilgi Veriniz.

 Ali Kuşçu Hakkında Bilgi Veriniz.


Asıl adı Ali  Bin Muhammed’dir. Ali Kuşçu,  astronom, dil bilimci ve matematikçidir.  1403 yılında Semerkant’ta doğmuştur. Ali Kuşçu’nun babası Muhammed Bey, Uluğ Bey’in kuşçusu olduğu için kendilerine lakap olarak “Kuşçu” lakabı verilmiştir.  İlköğrenimini Semerkant’ta okumuştur. Bursalı Kadızade Rumi Ve Uluğ Bey’in kendisinden astronomi ve  matematik alanında dersler almıştır. 


Daha sonra Kirman’a giderek orada öğrenimini tamamlamıştır. Ali Kuşçu, Uluğ Bey’in kurduğu rasathaneye  müdür oldu ve Uluğ Bey’in Zîc ( yıldızların yerlerini ve hareketlerini gösteren cetvel) adlı eserinde Uluğ Bey’e yardımcı olmuştur. Ayrıca çok sayıda ilim insanlarından ders almıştır. Akkoyunlular Döneminde de Uzun Hasan Ali Kuşçu’yu yanında alıkoymuştur. Uzun Hasan  Osmanlı Devleti ile barış konuşmalarını görüşmek için aracı olarak Ali Kuşçu’yu yollamıştır. Fatih Sultan Mehmet Ali Kuşçu’nun bilgisine hayran kalmış ve  onun İstanbul’da kalmasını istemiştir.  






Başta Fatih’in bu isteğini kabul etmeyip Tebriz’e geri dönen Ali Kuşçu daha sonra ailesini de yanında getirip İstanbul’a gelmiştir. İstanbul2a geldiğinde büyük bir törenle karşılanmıştır ve daha sonra Fatih tarafından İstanbul’daki Ayasofya Medresesi’ne  müderris olmuştur. 16 Aralık 1474 tarihinde  yetmiş bir yaşındayken  İstanbul’da hayata gözlerini yummuştur.

Ali Kuşçu’nun esreleri şunlardır:

* Unkud-üz Zevahir fi Nazm-ül Cevahir ( Mücevherlerin Dizilmesinde Görülen Salkım)

* Riselet-ül Fethiye ( Fetih Risalesi)

* Riselet-ül fi’l Hey’et  (Astronomi Risalesi)

* El-Ifsâh

* Risāla fī Halle Eshkale Moadeleye Ghamar lil-Masir

Sharḥ ʿalā al-tuḥfat al-shāhiyya fī al-hayāt

* Hashiye ale't-Telvîh

*Risāla dār ʿilm al-ḥisāb: Suleymaniye

* Resale fî'l-Fenni's-Sânî min Ilmihal-Beyân

* Resale mâ Ene Kultu

Kar Yağmasının Çocuklar Üzerindeki Etkisi İle İlgili Kompozisyon Örneği

 

Kar Yağmasının Çocuklar Üzerindeki Etkisi İle İlgili Kompozisyon Örneği



Kış mevsiminin gelmesi ile birlikte kar da yağmaya başladı.  Karın çocuklar üzerindeki etkisi çok farklıdır. Her çocuk kar yağdığında dışarı çıkmak, kar topu oynamak, kara yatarak izlerini çıkarmak  kardan adam yapmak yokuş aşağı hızla kayarak sevinç çığlıkları atmak ister. Çocukların mutluluğu karın yağması ile iki katına çıkar. Çünkü kar çocuklara mutluluk getirir ve çocukların çocukluğunu yaşamasına etki eder. Kar yağmaya başladığı zaman çocuklar hemen pencerenin önüne koşar ve yağan karın kendileri üzerinde bıraktığı etkiyi tebessüm ederek gösterir. Kar aynı zamanda bereket demektir. 


Doğanın, barajların, göllerin, nehirlerin kara doyması her yerin karla kaplanması  sadece çocuklar üzerinde değil yetişkin insanlar üzerinde olumlu etki bırakır. Kar yağdığı zaman çocuklar için aynı zamanda okullar da tatil edilmiş olur. Tatil sabahı çocuklar erkenden kalkarak sokağa koşar. Ellerine aldıkları kar toplarını gülerek , bağırıp çağırarak birbirlerinin üzerine atarak streslerini atar. Daha sonra elleri, yüzleri kıpkırmızı olan çocuklar akşama kadar kar oynamaya devam eder ve karın onlar üzerindeki mutluluğunu uzun bir süre üzerlerinden atamazlar. 



Çocukların bu mutluluğunu gören aileler de karın yağmasından çok mutlu olurlar. Kar yağdığı zaman çocuklarımızın  karla oynama isteğini geri çevirmeden onlarla doyasıya oynamalıyız ve kara doymalarını sağlamalıyız. Çünkü kar yağması, karla doyasıya oynamak onlar için en büyük mutluluk kaynaklarından biridir.

“ İlim Maldan Daha Hayırlıdır Malı Sen Korursun İlim Seni Korur Mal Harcamakla Biter İlim Paylaşmakla Artar.” Hz. Ali’nin Bu Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “ İlim Maldan Daha Hayırlıdır Malı Sen Korursun İlim Seni Korur Mal Harcamakla Biter İlim Paylaşmakla Artar.” Hz. Ali’nin Bu Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


 

İlim öğrenmek, ilme merak salmak kişinin bilgi ve birikimini artırır. İlim demek; Gerçekte birebir olarak örtüşen ve bu konuda inanç ve merak    üzerinden araştırma gerçekleştirme durumuna ilim denmektedir. Dini açıdan ilim  ise alimler tarafından da ele alınan ve adına alem denmiş şeklinde ifade edilmektedir. İlim kavramı gerçek dünya kapsamında bilim ile karşılık bulmaktadır. İlim öğrenmek bireyin kendisi için ve içinde yaşadığı toplum için çok faydalıdır. Çünkü insanoğlu öğrendiklerini başka insanlara da aktarır.  


 

İlim maldan daha hayırlıdır. Malın elden gidip gitmemesi sana bağlıdır. Çünkü malı sen korursun. Seni koruyan ise ilim olur. Bilim olur. Mal bir gün bitebilir ama insanın öğrendiği bilgiler, kazanım sağladığı beceriler unutulmaz. Kişi zor durumlara düşse bile öğrendiği bilgiler sayesinde, ilim sayesinde tekrar düzlüğe çıkar. Çünkü ilim demek aydınlık yollara çıkmak demektir. Yeni şeyler öğrenmek, güncel yaşamı takip edip yeni kazanımlar sağlamak demektir. İlimle uğraşan insan körelmez aksine daha çok aydınlanır ve daha çok araştırır, inceler ve hayatta daha başarılı olur. İlimin olduğu yerde gelişme vardır, ilerleme vardır, bilim ve teknoloji vardır. Hayatı kolaylaştırma vardır. İşte tüm bunlardan dolayıdır ki ilim maldan daha hayırlıdır. İlim bizi korur.


 


Mal harcamakla biter, ilim ise paylaştıkça, öğrendiklerimizi başkalarına da aktardıkça daha da çoğalır ve kişinin kendisini geliştirmesine daha da çok yardımcı olur. Yeter ki ilim yolundan ayrılmayalım. Durmadan çalışmaya, üretmeye , okumaya devam edelim. Öğrendiklerimizi başkaları ile paylaştıkça da hem başkalarını aydınlatmış oluruz hem de öğrendiklerimizi pekiştirmiş oluruz.

 

 

 

“Başkaları Yararına İyi Bir Şey Yapmak Görev Değil Zevktir; Çünkü Sizin Sağlık Ve Mutluluğunuzu Artırır.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

“Başkaları Yararına İyi Bir Şey Yapmak Görev Değil  Zevktir; Çünkü  Sizin Sağlık Ve Mutluluğunuzu Artırır.”  Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


 İçinde yaşadığımız  topluma faydalı olmanın en önemli yolu çalışmaktan geçer. Çalışmak kadar, alın teri dökmek kadar insana huzur veren, insanı mutlu eden başka bir şey yoktur bence. İnsan çalıştığı zaman, kendi alın terinin ekmeği yediği zaman daha mutlu olur. Çalıştığı kazançtan kendine gerekli olanını alıp geri kalanını başka insanların mutluluğu için , refahı için harcadığı zaman kişi daha mutlu ve daha da huzurlu olur. İyilik yapmak, insanların gönlüne girmek, dertlerine çare bulabilmek , ufacık da olsa elimizden gelen iyiliği, maddi ve manevi desteği bir başkasının mutluluğu için yapabilmek kişiye pozitif  enerji sağlar.



 Başkalarının da mutlu olmasını sağlayan kişiler gece yatağa yattığı zaman huzur içinde, vicdan rahatlığı içinde yatarlar. Mesela; yeni doğmuş bir bebeğin ailesi maddi  olarak zor durumda olmuş olabilir. O yeni doğan bebeğe bez gerekir, kıyafet gerekir, süt gerekir, bebeğin içine girebileceği sıcacık bir battaniye gerekir.  Bebeğe bu temel ihtiyaçlar sağlandığı zaman, o bebek ve ailesi de zor durumda kalmaz. Annesi de bebeğe olan sevgiyi onu sarıp sarmalayınca siz daha da kendinizi iyi hissedersiniz. Böyle yaptığımız zaman da  başkalarına yardım etmek görev olmaktan çıkar ve zevke dönüşür. O bebeğe ufacık bir katkı sağladığınız için kendinizi dünyanın en mutlu ve en güzel insanı hissederseniz. Bu güzel ve muhteşem duygular ile hayatınıza devam eder ve  yaşamın tadının ancak böyle iyilikler ile olacağını anlarsınız.







 İnsan olan kişi bu yukarıda saydığım iyilikleri yapar ve kendini de ruhen doyurmuş olan.  İyilik yapmayı zevk haline getiren insan  sosyal yaşamında ve bireysel yaşamında da mutlu olur. Henüz insan olmanın , insanlığa yakışır hareket etmenin ne demek olduğunu bilmeyen insanlar ise başkalarına yardım etmekten aciz olurlar ve hep kendilerini düşünürler. İşte böyle insanları da iyi insan olma yolunda bilinçlendirmek gerekir. Başkalarına yapılan yardımı sorumluluk olarak görmek yerine mutluluk olarak görmeye başladığımız zaman hayata bakış açımız da daha bir değişmiş ve anlam kazanmış olur.

 

Çayın Sizin Yaşantınızdaki Yeri Ve Önemi Nedir?

 Çayın Sizin Yaşantınızdaki Yeri Ve Önemi Nedir?


Çay bizim milletimizin milli içeceklerinden birisidir. Çay bizim toplumumuzda bir gelenek haline dönüşmüştür.  Çayın benim yaşantımda yeri çok ayrıdır. Ben  kahvaltıda, ikindi vaktinde, akşam yemeğinden sonra  çay içerim. 


Çay lezzeti ile beni kendine bağladığı için ondan bir türlü vazgeçemem. Özellikle de arkadaşlarım ile birlikte olduğum zaman, evimize  akrabalarımız, komşumuz geldiği zaman çayın tadı daha da başka olur ve lezzeti de bir o kadar artar. Yaz geceleri çay içmek, kardeşlerimle sabaha kadar konuşarak çayımızı yudumlamak insanı daha da bir mutlu eder. Kış akşamlarında ise dışarıda kar topu oynayıp eve geldiğim zaman  sıcacık bir çaya ihtiyaç duyarım. Çay benim için  samimiyet demektir. Sevdiğin insanlarla saatlerce dertleşmek, mutlu olduğun anlarda da mutluluğunu paylaşmak demektir. Çay demek; benim için  uzakta olan babaanneme, dedeme özlem demektir. Çünkü çay onlar evimize gelince daha da bir anlamlı olur. 



İşte tüm bunlar için çayın benim yaşantımda çok özel ve güzel bir anlamı vardır. Birbirlerini seven insanların, samimi olan dostların bir araya gelip güzel anılar biriktirirken  yudumladığı çay  benim için çok kıymetli bir tatlı bir içecektir. Hele bir de tavşan kanı gibi olursa işte o zaman ço çayın tadı daha da bir başka olur.

“Haktan, Adaletten, Merhametten, Azimden Garip Komasın.” Sözünü Açıklayınız.

 “Haktan, Adaletten, Merhametten, Azimden Garip Komasın.” Sözünü Açıklayınız.


Bir toplumda en önemli unsur adalettir. Adaletin olduğu yerde hak vardır. Adaletin olduğu yerde ahlak vardır.  Şeyh Edebali Osman Bey’e  verdiği öğütte bu sözü söylemiştir. Bu sözle anlatılmak istenen; Osman Bey’in adaletten yana olmasını istemiştir. Adalet her şeyin temelidir. Bir yerde adalet yoksa orada insan hakları da yoktur, insanlık da yoktur. Bir insana yakışan en önemli şey adaletli olması, merhametli olmasıdır. İnsan bu erdemlerden yoksun kalırsa insan olma vasfına erişemez. 





Bir toplum, bir millet adaletle yönetildiği zaman o millet ya da milletler kısa zamanda kalkınır ve gelişir. Adaletin olduğu yerde kaos ortamı da olmaz. İnsanlar birbirine güvenir. Sevgi, saygı daim olur.  Devletin başındaki kişiler merhametli olmayı bilmelidir. Affetmek  yeri geldiği zaman esnek olmak devlet yöneticilerine daha da yakışır. Devlet yöneticileri aynı zamanda azimli olmalıdır. Azimli olmalıdır ki milletinin de fertleri azimli olsun. Vatan için çalışılsın, alın teri dökülsün ve vatan her yönde geliştirilerek iyi yerlere gelsin.  


Yüce Allah bizleri haktan, adaletten, merhametten, azimden eksik koymasın. Bu güzel erdemler içimizde daim olsun , yaşamımızda her zaman uygulansın. İşte bunlar olduğu zaman  her şey daha da güzel olur. Adalet il ilgili şu özlü söz  de çok önemlidir:

* " Adaletin bulunmadığı yerde, herkes suçludur."

“Memleket İsterim, Ne Zengin Ne Fakir, Ne Sen Ne Ben Farkı Olsun; Kış Günü Herkesin Evi Barkı Olsun.” Cahit Sıtkı Tarancı’nın Bu Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Memleket İsterim, Ne Zengin Ne Fakir, Ne Sen Ne Ben Farkı Olsun; Kış Günü Herkesin Evi Barkı Olsun.” Cahit Sıtkı Tarancı’nın Bu Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


                Memleketim içinde doğup büyüdüğüm, havasını içime çektiğim, billur sularını kana kana içtiğim canım memleketim. Memleket  denilen yer herkesin özgürce yaşadığı, maddi sıkıntı çekmediği bir yer olmalıdır. Memlekette evsiz insanlar, kimsesiz çocuklar olmamalıdır. İnsanlar el birliği içinde hareket etmeli ve kimsesizlere yardım etmeli, yoksullara destek olmalıdır. İnsanlar arsında zengin fakir diye ayrım olmamalıdır.



  Herkes eşit olmalı ve herkes mutlu olmalı, sağlıklı olmalıdır. İnsanlar arasında sınıflaşma olmamalıdır. Kış günü herkesin başını sokacak bir göz odası olmalıdır. Kimseye muhtaç olmayacak şekilde insanlar yaşamlarını idame ettirebilmelidir. Soğuktan, açlıktan kimse yaşamından olmamalıdır. Memleket dediğin insanların refah seviyesi yüksek olan bir yer olmalıdır. Sevgili Cahit Sıtkı Tarancı’da insan yaşamına, insan onuruna çok değer verdiği için böyle güzel bir şiir yazmıştır. İnsanların  yüzlerinin gülmesini, mutlu olmasını istemiştir.






 Memleketimizde evi olmayan kimselere, sokakta yatan kimselere yardım etmeliyiz. Toplum olarak üzerimize düşen sorumluluk her  ne ise bunu iş birliği ile halletmeliyiz. Baş başa vermeliyiz ve zor durumda olan kardeşlerimizin yarasına merhem olmalıyız. Memleketimizi daha yaşanılır bir yer haline getirmek için de çalışmaya, üretmeye devam etmeliyiz. Gücü olmayan, darda kalmış herkese yardım etmeli ve vatanımızı cennet bir yere dönüştürmek için uğraşmalıyız.

İnsanlara Ön Yargılı Davranmak Niçin Doğru Değildir? Arkadaşlarınızla Tartışınız.

 İnsanlara Ön Yargılı Davranmak Niçin Doğru Değildir? Arkadaşlarınızla Tartışınız.


Ön yargı;  Bir kimse veya bir şeyle ilgili olarak belirli koşul,  olay ve görüntülere dayanarak önceden edinilmiş olumlu veya olumsuz yargı, peşin yargı, peşin hükümdür. Tanımadığımız, huyunu, suyunu bilmediğimiz, nasıl bir kişilik özelliğine sahip olduğunu bilmediğimiz insanlar hakkında verdiğimiz peşin hüküm,  insanlar arası iletişime ve etkileşime büyük bir darbe vurur. Bir kimseye ön yargılı şekilde yaklaştığımız zaman o kimseyi incitmiş oluruz. Hoşgörülü olmayan, kendisini geliştirmemiş insanlar ön yargılı olmaya meyilli kimselerdir.



 Ön yargılı olduğumuz kişiyi tanımaya çalışsak, onun bilmediğimiz özelliklerini öğrenmeye çalışsak belki de o kimse ile daha iyi iyi iletişim halinde oluruz, daha iyi arkadaş oluruz ya da daha farklı bir çok olumlu sonuçlar alırız. Ön yargılı davranmak kişiyi dar bir kalıba sokar ve kişinin zengin bir çevre oluşturmasına engel olur. Ön yargılı olunduğu zaman kişiler birbirinden uzaklaşır. Sevgi ve saygı ortamı yerine düşmanlık ve nefret ortamı oluşur. Arkadaşlık ilişkileri gelişmez. Ön yargılı davrandığımız kişi ile küseriz ve bu da arkadaş kaybetmemize neden olur. Toplumsal ayrışma ve toplumsal çatışma ortaya çıkar.



 Ön yargılı insanlar daha yolun başındayken birbirine karşı olumsuz tutum geliştirirler. Ön yargılı davrandığımız zaman yaşamımızın çoğu noktasında olumsuz sonuçlar ile karşı karşıya gelebiliriz. Ön yargılı davrandığımız zaman empati kurma becerisini de kazanmamış bir kişiye dönüşürüz. İşte tüm bu olumsuzlukların olmaması için, daha barışçıl, daha hoşgörülü ve daha insancıl bir dünyada yaşamak için ön yargıdan uzak durmalıyız. İnsanları olduğu gibi kabul etmeliyiz ve kimse hakkında peşin hükümler vermemeliyiz,  toplumda sorunlu kimseler haline dönüşmemeliyiz. Köprüleri yıkmak yerine aynı köprüden birlikte geçersek işte o zaman insan olma vasfına da ermiş oluruz.






Ön yargının ne kadar tehlikeli bir tutum olduğunu da şu özdeyişle belirtmek isterim:

“Bağnazlık veya herhangi bir biçimde önyargı bir sorundan daha fazlasıdır; toplumumuzun derinliklerine yerleşmiş bir kötülüktür.”  

“Asıl Engel, Bedende Değil Kalptedir.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Asıl Engel, Bedende Değil Kalptedir.” Sözü İle İlgili  Kompozisyon Yazınız.


Engelli insanlar doğuştan ya da sonradan çeşitli nedenlerden dolayı engelli olabilirler. Bizim için önemli olan onlara elimizden geldiği kadar destek olmak, onların zorlandığı konularda onlara yardım etmektir. Asıl engel, bedende olan engel değil kalpte olan engeldir. Kalbiniz köhneleşmişse, içinizde şefkat ve merhamet kalmamışsa, bencillik ve acımasızlık sizi mutlu ediyorsa işte asıl engel budur, asıl engellilik budur. 



Toplum olarak bizlere düşen sorumluluk şunlardır:  Nerede engelli bir insan görürsek ona yardım elini mutlaka uzatmalıyız. Onların toplumdan dışlanmasına, hor görülmesine müsaade etmemeliyiz.  Bildiğiniz gibi engelli kardeşlerimizde fiziksel engeller olmasına rağmen onların ne kadar yetenekli işler yaptığını, hangi alanlarda nasıl başarılı olduğunu televizyonlarda hepimiz görmekteyiz. Onların duygularını anlamak, onları koşulsuz sevmek ve onlara samimiyetimizi göstermek insan olanın yapması gereken güzel ve doğru davranışlardan biridir. Onları sevdiğimiz zaman, düşüncelerine saygılı olduğumuz zaman çok mutlu olurlar. Kendilerine değer verildiğini onlara hissettirmek, onları koşulsuz sevmek ve sorunları olduğu zaman sorunlarını çözmeye yardımcı olmak son derece güzel bir davranış olur. 



İçi sevgi dolu olan, nerede bir engelli görürse ona insanlığını gösteren, onları kırmayan ve onlar istediği zaman onları koruyan insanlar iyi insanlardır. Asıl engel gözümüzün görmemesi, ayağımızın elimizin tutmaması değildir; asıl engel yüreğimizden sevgi tohumlarının  yok olması, insanlığımızı kaybetmemizdir. Şimdiden tüm engelli kardeşlerimizin gününü kutlar, yüreklerinden öper, sevgilerimi ve saygılarımı onlara en derinden iletmek isterim.