Sizce Mutlu Olmak İçin Nelere Sahip Olmak Gerekir?

 Sizce Mutlu Olmak İçin Nelere Sahip Olmak Gerekir?

 

Her insan mutlu olmak ister.  Bence mutlu olmak için insanın ilk olarak sağlığının yerinde olması gerekir. Çünkü en büyük hazinemiz sağlığımızın yerinde olmasıdır. Mutlu olmak için sahip olunması gereken şeyler şunlardır: İyi bir ailede yetişmek, aile huzurunun olması, iyi bir çevrede büyümek ve iyi insanlarla komşu olmak gerekir. Mutlu olmak için kalbinin temiz olması gerekir. Herkese karşı iyi niyetli olmak, kin tutmaktan uzak durmak, intikam almak yerine affetmek, zorlaştırmamak, kolaylaştırmak gerekir. Kendi geçimini sağlayacak kadar, fiziksel ve sosyal gereksinimlerini karşılayacak kadar paran olması gerekir. Elbette milyon dolarlardan bahsetmiyorum ama mutluluk için paranın da olması olmazsa olmazlardandır.  

 

 Mutlu olmak için sağlıklı düşünmek gerekir. Ders çalışmak, ödevlerimizi zamanında yerine getirmek, kendiliğinden sorumluluklarımız yerine getirmek gerekir. Bir iş sahibi, meslek sahibi olmak gerekir. O mesleği hakkaniyetle yerine getirmek ve kazandığımız para ile hem kendimizi mutlu edecek, hem de çevremizdekileri mutlu edecek işler yapmalıyız.  İşte tüm bunlar olduğu zaman insan mutlu olur. Mutlu olmak için kısacası şunlara sahip olmak gerekir:

 Kişi kendini olduğu gibi kabul etmelidir. Yani kendini sevmeli ve beğenmelidir. Eksik yanlarının neler olduğunu bilmeli ve yapamayacağı şeyler için kendi canını sıkmamalıdır. Sevdiklerimizle aramızdaki bağları güçlendirmeli ve onlar ile iletişim halinde olmaya devam etmeliyiz. Bir sıkıntımız olduğunda bunu yakınlarımızla paylaşıp sıkıntıyı içimize atmamalıyız.


 Mutlu olmak için sevmeliyiz. Doğadaki hayvanları, bitkileri,  havayı, suyu, toprağı vb... Mesela bir ağaç dikmeliyiz ve o ağacın büyümesini günden güne izlemeliyiz. Ya da bir çiçek büyütmeli ve bu çiçeği ben büyüttüm, emek ettim demeliyiz. İşte bunlar da kişiyi mutlu eder ve kişinin mutlu olması için sahip olması gereken şeylerdir.


 

Hedeflerimiz olsun ve hedefleri yerine getirmek için çok çalışalım. İnsanlara karşılık beklemeden yardım etmeliyiz ve kimseden de bir şey beklemezsek mutlu oluruz. Kendimize değer vermeli, kendimiz sevmeliyiz. Var olanla yetinmeyi bilip şükredersek mutlu oluruz.

Cömertlik İle İlgili Özlü Sözler

 Cömertlik İle İlgili Özlü Sözler


İnsan kavramının tam da anlamını kazandığı yer cömert kimselerdir. Cömert insanlar cimri olmayan, kim zorda kalırsa ona yardım eden ve elinden tutup o kişiyi kaldıran düşünceli, fedakar ve merhametli kimselerdir. Cömert insan olmak diğer insanlar içinde ayrıcalıklı bir durumdur bana göre. Cömert olan, bencil olmayan, empati kurabilen insanlar aynı zamanda içi sevgi dolu olan , kendini yetiştirmiş ve geliştirmiş olan bireylerdir.


Cömertlik ile ilgili özlü sözler ise şunlardır:


* “Cömert, nasihat vermekle yetinmeyip yardım eder. (Vauvenarques)



*  “Veren el, alan elden üstündür. (Hadis-i şerif meali)


* “Küçük masraflardan kaçınmayın bazen ufak bir deIik koca gemiyi batırır. “ Benjamin Franklin


*” Vermesini bilmeyen, isteme hakkına sahip değildir.”  P. Syrus



* “Cömertlik dostluğun özüdür.”  Oscar Wilde



* “Cömertlik göz kamaştırıcı hediyeler vermek değil zamanında vermektir.”  La Bruyere



* Cömertlik fazla vermekten ziyade yerinde ve zamanında vermek demektir. La Bruyere


* “Allah’ın fazlü kereminden verdiği nimetlerde cimrilik edenler bunun kendileri için bir hayır olduğunu sanmasınlar. Bilakis bu onlar için bir şerdir. Onların cimrilik ettikleri şey kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır.”  AI-i İmran180


*” Kendi elinin vereceği bir akçe, senden (ölümünden) sonra verilecek yüz akce’den daha değerlidir.”  Feridüddin Attar


* “Cömertlik adaletin çiçeğidir. Hawthorne



* “Allah katında cömert bir cahil, cimri olan bir alimden daha sevimlidir. En ağır hastalık, cimrilik hastalığıdır. “ (Hadis-i şerif meali )



* “Kötü kimseler olsalar bile, cömertler için herkesin kalbinde bir sevgi vardır. İyi olsalar bile, cimrilere karşı herkesin kalbinde yalnız nefret vardır.”  (Yahya bin Muaz)

* “ Cömertlik, dostluğun özüdür. (Oscar Wilde)



* “Cömertlik güzeldir fakat zenginlerde olursa daha güzel olur.”  Hadis-i Şerif


* “Cömertlik dost ve ahbaba iyilikte ve ikramda bulunmaktır. “  Süfyan bin Uyeyne

*  “Allah cömerttir cömertliği ve güzel ahlakı sever.”  Hadis-i Şerif

*  “Dünyalık sana yöneldiği zaman sen de vermesini bil. Zira vermek, onu tüketmez. Dünyalık senden yüz çevirdiği zaman yine ver. Çünkü o devamlı kalmaz.”  (Hz. Ali r.a.)

*  “Ümmetimin salihlerinin Cennet’e girmeleri, namaz ve oruçları sebebiyle değil, cömertlik, gönüllerinde kimseye karşı kötü duygular beslememeleri ve Müslümanlara nasihatleri sayesindedir. “(Hadis-i şerif meali)

* “Her sabah iki melek:  “Allah’ım , cimrinin malını tezden alından al, cömertin malını da arttır,” diye dua ederler.”  (Ka’b’ul-Ahbar)

* “Cömertlik saadet anahtarıdır.”  Nasr-ı Hüsrev

* “Allah’ım, cimrilikten sana sığınırım, korkaklıktan sana sığınırım, ihtiyarlığın perişanlığından da sana sığınırım.”  (Hadis-i şerif meali)

*” Cömertlikle birçok ayıplar örtülür.”  Hz. Ali

* En cömert insan muhtaçken verebilendir. Hz. Ömer

* Cömertlik sadece verdiklerinizle değil hareketlerinizle de ölçülür. George Mc DonaId


* “Cömertliğin sonu, saadet; yalancılığın sonu, rezalet; doğruluğun sonu selamettir. “ Hz. AIi (r.a.)

* “Cömertliğin ötesi başa kakmadır. “ Hz. Muhammed

Bilin duyun! Her cömert cennettedir ve ben buna kefilim. Hz. Muhammed

*  “Cömert insan almaktan çok vermeyi sever. “ Chevalier de Mire

* “Helalinden kazanıp fakirlere cömertlik ediniz. “ Hacı Bayram Veli

* “Cömertlik israf ile cimrilik arasındaki denge halidir.”  İmam-ı Gazali

* “Dünyada hiçbir iş cömertlikten ve ekmek vermekten daha iyi değildir.” Nizamülmülk

*  “Cömertlik olmayınca malın vefa olmayınca arkadaşlığın hayrı olmaz. “  Ahmet Bin Kays

*  “İnsanların en cömerdi istenmeden veren en asili de intikam gücü yeterken bağışlayandır. “  Hz. Hüseyin

*”İnsan bazen az parası olduğu halde belki de az parası var diye düşüneceklerinden korkarak çok parası olduğu zamankinden daha cömert olur. “ Benjamin Franklin.




 

İşbirliği İle İlgili Hikaye Yazınız.

İşbirliği İle İlgili Hikaye Yazınız.

İstanbul’un havası, suyu başka derler ya. Gerçekten de yaşadığım şehir olan İstanbul’u çok seviyorum ama nüfusu çok kalabalık olduğu için ve trafik de çok yoğun olduğu için okuldan çıktığımız zaman eve varmak saatler alabiliyor. Bir gün yine babam beni okuldan almaya gelmişti. Bu arada kendimi tanıtıyım. Ben Bilge, 9 yaşındayım, dördüncü sınıf öğrenciyim. Bir de küçük kız kardeşim doğdu. O ise henüz 40 günlük.  Babam adını Yağmur koydu. Annem ev hanımı, babam ise  boyacı. Her neyse asıl konuya geçiyim. Yine bir gün okul çıkışı babam beni almaya gelmişti. Sınıftan çıkıp merdivenlerden inerek babamı karşılamaya gidiyordum.


 Vakit öğle yemeği vaktiydi. Hemen kantine olan borcumu ödeyip dışarı çıkacağım zaman kantinin bir köşesinde küçük birinci sınıf öğrencisi olan, siyah saçlı, siyah gözlü, saçları kıvırcık bir oğlan çocuğu dikkatimi çekti. Kantin masalarının en arkasındaki ve en köşedeki yere oturmuş ve elinde sadece bir pet şişe ile su içiyordu.  Bu arada babamı unuttum ve ona bugün öğle yemeğini kantinde yemek istediğimi ve bana para vermesini söyledim. Öğle arası eve gitmek istemedim bugün. Çünkü o çocuğun kantinde ne yiyeceğini merak ediyordum ve aynı zamanda kaygılanıyordum. 


Babam hemen cebinden yirmi lira çıkarıp bana verdi, yanaklarımı öptükten sonra okuldan ayrılıp arabası ile hızlıca uzaklaşıp kayboldu. Babam gider gitmez hemen kantine yöneldim ve gözlerim o masum çocuğu aradı. Çocuk kantinde boynunu bükmüş  sessiz bir şekilde pet şişesinin ağzını açmış suyunu içiyor ve başka bir şey yapmıyordu. Aç değil miydi yoksa, sadece su ile karın doymaz ki dedim kendi kendime. İzlemeye devam ettim. Yan masadaki çocuğun yediği ekmek arası köfteye bakıyor ve baktığını belli etmeden de iç çekiyordu. İşte o zaman anladım çocuğun aç olduğunu. Hemen yanına gittim ve onunla tanıştım. başta benden biraz çekindi ve ona neden yemek yemediğini sordum.


 Babasının  işten ayrılmasından dolayı zor günler geçirdiğini, bir ekmek paralarının dahi olmadığını öğrendim kendi ağzından. Babam hayatta olsun da başka zaman da yeriz istediklerimizi dedi. Gözlerim doldu ve ağlamamak için zor tuttum kendimi. Üstündeki kıyafetler de okul kıyafeti değildi . Para olmadığı için kıyafet de alınamamıştı çocuğa. Ona hemen kantinden ekmek arası köfte ve vişne suyu aldım . Bir tane de kendime tabiki. Zil çaldı ve  çocukla vedalaşıp sınıflara dağıldık. Çocuğun adı Erdem ‘di. Hemen sınıfa gidip arkadaşlarımla ve öğretmenimle çocuğun durumunu konuştum ve öğretmen dışında kimseye çocuğun adını ve kim olduğunu söylemedim.



 Öğretmenimiz bizden gönüllü olarak o çocuğa yardım etmemiz istedi. Ertesi gün herkes evden para getirip öğretmene verdi. Öğretmenler de kendi aralarında para toplayı çocuğun annesini çağırıp annesini mahcup etmeden parayı zarfın içine koyup verdiler.  Yaptığımız yardım çok fazla değildi belki lakin işbirliği ile bir insana yardım etmek o kişinin ufak da olsa derdine dermen olmak sınıfça hepimizi ve öğretmenlerimizi çok mutlu etmişti.

Cömertlik Konulu Hikaye Yazınız.

Cömertlik Konulu Hikaye Yazınız.

 

Bu yıl korona virüs olduğu için zor günler geçiriyorduk. Babam  servis şoförü olduğu için geçimimizi ondan sağlıyorduk. Okul korona virüsten dolayı fazla açılmadığı için babam da çalışmaya gidemiyordu. Çünkü öğrenciler ve öğretmenler de eğitime evden uzaktan eğitim şeklinde devam ediyordu. Ne kiramızı ödeyebiliyor, ne doğalgaz, elektrik ve su faturasını ödeyebiliyordu babam. Beş kardeş olduğumuz için temel ihtiyaçlarımız da tam anlamı ile karşılanamıyordu. Annem elinden geldiği kadar bizim için her türlü fedakarlığı yapıyordu , çocuklarına çok iyi bakıyordu ama yine sıkıntılar yaşamaya başlamıştık.


 Evde duygusal ve üzücü bir hava hakimdi. Benim kara gözlü , aslan babam evlatları için kara kara düşünüyor ve başka bir iş bulmak için çare arıyordu. Bir zaman böyle geçti ve elbette borçlar daha da katlandı. Zor zamanla geçiriyorduk ailece, milletçe, dünyaca. Virüsün bir türlü son bulduğu da yoktu. Yine bir akşam vakti ailece oturuyor , çay içiyorduk. Çayın yanında yiyecek bir bisküvimiz bile yoktu. Çok özlemiştik abur cuburu. Ama bu isteklerimizi babamıza belli etmiyorduk kardeşlerimle. 


Yine bir gün otururken bir akşam aniden kapı çalındı . Gelen karşı komşumuz doktor Aydın Talip Bey'di. Elinde bir sürü erzak vardı. Poşetlerde salam, sucuk, tavuk etleri, kırmızı etler, peynir, süt, zeytin, her türlü temizlik eşyası vb. evimizdeydi. Neye uğradığımızı şaşırmıştık. Meğer ki Talip Amca babamın işten çıktığını biliyor ve bunun için de bir çözüm yolu arıyormuş. Mahallece halece birlik olup aralarında para toplayıp bize yardım ettiler. Talip Amca kendi cebinden babamın eline zorla bir tomar para sıkıştırdı. 



Ne cömert, ne iyi yürekli bir amcaydı bu. Yardımsever ve cömert insanları gördükçe ben de okuyup  büyük adam olacağım fakirlere yardım edeceğim diye kendime söz verdim. O akşam evde bir bayram havası esti. Ailece güzel yemekler yedik, çayın yanında sevdiğim bisküvi hatta çikolata bile vardı. O gece yatağımda gizli gizli mutluluktan ağladım. Babam ve annem de mutlu olmuştu ama aynı zamanda da mahcup olmuşlardı. Bir zaman sonra virüsün aşısı bulundu ve okullar açıldı , babam da işine başladı ve maddi durumumuz Allah’a şükürler olsun ki düzeldi ve kimseye muhtaç olmadık. İnşallah okullar bir daha kapanmaz ve babam da işsiz kalmaz.

Cömert İnsanların Özellikleri Nelerdir?

Cömert İnsanların Özellikleri Nelerdir?


Cömertlik  kelimesinin anlamı ihsan, ikram anlamlarına gelir.

Cömert insanlar genel olarak yardımsever olup bencil olmayan kimselerdir. İçinde şefkat ve merhamet duygusu olan , insan kelimesini tam olarak hak eden kimselerdir. Cömert insanlar bir kimseye yardım ettiği zaman ondan karşılık vermezler. İyilik yapmayı, merhametli olmayı insan yakışan hareket olarak gördükleri için her zaman vermeye, yardım etmeye devam eder. Cömert insanlar eli bol olan insanlardır. Sadece maddi olarak değil manevi olarak da insanlara ellerinden gelen her türlü desteği yaparlar. Kin tutmazlar, kolay affederler ve içlerinde sevgi dolu bir dünya vardır. Bu sevgi dolu aydın dünyasına diğer insanları da çekmek isterler. Sözlerine sadık güvenilir kimselerdir. Başka insanların halini hatırını sorarlar, karşısındaki kişiye değer verir . Kim zor durumda, kimin bir şeye ihtiyacı var diye devamlı takip halinde olan kimselerdir. Bunun için bizler de her zaman cömert olmalıyız ve cömert insanların da toplum içinde değerini bilmeliyiz.

 

 

 



Ey îmân edenler! İçinde ne bir alış veriş ne bir dostluk ne de (Allâh’ın izni olmadıkça) bir şefâat bulunmayan kıyâmet günü gelip çatmadan önce, rızıklandırdığımız şeylerden Allah yolunda cömertçe sarfedin. Küfrân-ı nîmet içinde olanlar zâlimlerin tâ kendileridir.” (Bakara) Kuran-ı Kerim’de cömertliğin ne denli önemli olduğu söylenmiştir.

Cömert kişi Allah’a yakın, cennete yakın, insanlara yakın ve cehennem ateşinden uzaktır. Cimri ise Allah’tan uzak, cennetten uzak, insanlardan uzak ve cehennem ateşine yakındır. Cömert câhil, ibadet eden cimriden Allah’a daha sevimlidir.” (Tirmizî, Birr, 40)

Nazım Hikmet Hakkında Bilgi Veriniz. (1902- 1963)

 

Nazım Hikmet Hakkında Bilgi Veriniz. (1902-  1963)

 

Nazım Hikmet Yunanistan’ın Selanik şehrinde ( 15 Ocak 1902) dünyaya gelmiştir. Nazım Hikmet toplumcu, gerçekçi edebiyatın ilk ve en önemli şairlerdendir.  Dedesi Nazım Paşanın etkisinde kalarak şiirler yazmıştır. 1920 yılında zatülcenp  (plörezi)  adındaki bir hastalığa yakalandığı için  askerlik görevinden muaf tutulmuştur. Hocalarından birisi de Yahya Kemal Beyatlıdır, ona yazdığı şiirleri göstermiştir ve Yahya Kemal’in şiirleri konusundaki görüşlerine önem vermiştir. 1920 tarihinde Alemdar Gazetesi tarafından yapılan şiir yarışmasında birincilik elde etmiştir ve bu birincilik onun daha da ün kazanmasını sağlamıştır.


 Kurtuluş Savaşı yıllarında İstanbul işgal altındayken halkta milli bilinç uyandırmak için vatanseverlik ile ilgili direniş şiirleri yazmıştır. İlk şiir kitabı Azerbaycan’da basılmıştır. Siyasi nedenlerden ötürü yaşamı sürgün ve hapislerde geçmiştir.  Siyasi nedenlerden dolayı yurt dışına kaçmış ve orada yaşamını kaybetmiştir.

Edebiyatta dizeyi bozarak yeni bir kafiye şekli getirmiştir. Kendisi serbest nazımın öncüsüdür. Yazdığı eserlerinde konuşulan Türkçeyi kullanmıştır. Akım olarak ise Fütürizm (gelecekçilik) akımından etkilenmiştir.

Kuvayi Milliye Destanında Kurtuluş Savaşı yıllarını anlatmıştır. Şiiri siyasi bir kavga aracı olarak görmüştür. Mayakovski (Rus yazar, fütürizmi savunmuştur.)

Nazım Hikmet Ran 3 Haziran 1963 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayata gözlerini yummuştur. Nazım Hikmet Ran 61 yaşında hayata veda etmiştir.

 

Nazım Hikmet’in şiirleri şunlardır:

835 Satır

Yatar Bursa Kalesinde

Kuvayi Milliye Destanı

- Ben Senden Önce Ölmek İsterim

-Bir Acayip Duygu

Şeyh Bedrettin Destanı

Gece Gelen Telgraf

İkimiz

-Hoş Geldin Kadını

 Münevver’in Doğum Günü

Piraye İçin Yazılmış Saat Şiirleri

Sevgilim

Yaşamaya Dair

Memleketimden İnsan Manzaraları

Şeyh Bedrettin Destanı

 Ağlamak Meselesi

Ruhum

Aşk Mönüsü

Mavi Gözlü Dev

Karıma Mektup

Kar Kesti Yolu

Seni Düşünmek

 

-Yine Sana Dair

Tahir’le Zühre Meselesi

Güz

Taranta Babu’ya Mektuplar

 

Romanları

-Kan Konuşmaz

-Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim

 

Tiyatro:

 - Unutulan Adam

-Sabahat

-Ferhat İle Şirin

-İnek

--Kafatası

-Bir Ölü Evi

-Enayi

 

Fıkraları :

- Milli Gurur

- İt Ürür Kervan Yürür

 





Koronavirüs Günlerimde Neler Yaşadım Konulu Bir Metin Yazınız.

 


Koronavirüs Günlerimde Neler Yaşadım Konulu Bir Metin Yazınız.

 

Virüsün ne dünyada ne de ülkemizde bittiği yoktu. Bugün geçecek yarın geçecek derken henüz net   bir son yoktu. Annem, babam ve ablam aşı olmuştu. Ben ise aşıya fazla inanmıyor, aşı hakkında çok bilgim olmadığı için aşı vurulmuyordum. Arkadaşım  Şevval beni evlerine yemeğe çağırmış ve orada maskesiz bir şekilde, sosyal mesafeye dikkat etmeden güzel bir  gün geçirmiştik. Eve geldikten iki gün sonra arkadaşımın virüs olduğunu duydum. Mutlaka bana da geçmişti, çünkü sürekli içe içeydik. Sarılmıştık, gülüşmüştük vb.


Aradan geçen beş gün sonra bir sabah şiddetli bir karın ağrısı ile uyandım. Midem bulanıyor ve her şeyden tiksiniyordum. Hemen ailem hastaneye götürdü ve virüs testi yapıldı. Testimin sonucu hiç şüphesiz ki pozitif çıkmıştı. Şiddetli baş ağrısı ile baş gösteren virüs organlarımın içinde cirit atıyordu. Her gün başka bir yerim ağrıyordu. Bir gün eklem ağrıları diğer gün kuru öksürük ve eşliğinde seyreden boğaz ağrısı, baş dönmeleri vb derken günler böyle geçiyordu. Annem yemeklerimi yapıyor bu süreçte iyi beslenmem için ailem elinden gelen her türlü fedakarlığı yapıyordu. Odada yalnız başına 14 gün geçirmek çok sıkıntılı olmuştu. Annemle, babamla sarılmak istiyordum, kardeşimle, ablamla oyunlar oynamak istiyordum ama elimden odamda durmaktan başka bir çare gelmiyordu.





Derken sayılı günler bitti ve testim şükürler olsun ki negatife dönmüştü. Vücudumda her ne kadar virüse karşı antikor oluşsa da altı ay sonra gidip aşımı vurulacaktım yine de. Bundan sonra sosyal mesafeye dikkat edeceğim, maskesiz kimseyle iletişim halinde olmayacaktım. Ev  ziyaretlerinde de bulunmayacağım, evimize gelmek isteyenleri de tatlı bir dille kabul etmeyeceğim.  Artık daha bilinçli olacağım, daha dikkatli olacağım. Sizler de lütfen benim gibi aşıya karşı olmayın ve zamanında aşınızı olun.

Pişkin İnsanlar İle İlgili Özlü Sözler

 

Pişkin İnsanlar İle İlgili Özlü Sözler

Saygısızca davranarak menfaatleri doğrultusunda işini yürüten, yüzsüz kimselere pişkin denilir. Pişkinin farklı anlamları da vardır fakat biz buradaki özlü sözlerdeki anlamını vermeye çalıştık. Pişkin insanlarda haya ve utanma yoktur. Bu kimseler onur ve asillik denen kavramlardan ne yazık ki nasibini almamış kimselerdir. İnsan her zaman kaliteli olmalı, çıkarları uğruna yüzsüz davranışlarda bulunmamalıdır. İnsanın özü kaliteli olmalıdır, çıkarları uğruna benliğinden , gururundan ödün vermemelidir insanoğlu.

Pişkinlik ile ilgili sözler şunlardır:

 



* “İki insan çeşidi vardır: Zaman geçtikçe hatalarıyla yüzleşen, zaman geçtikçe yüzsüzleşen.” Necip Fazıl Kısakürek.

* “Yüzsüzdür insanoğlu kimse bilmez fendini, kime iyilik yaptıysan ondan koru kendini.”   Mehmet Akif Ersoy.

* “Ham, pişkinin halinden anlamaz, Öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselam.” -Hz. Mevlana

 

* “Sizi bilmem ama ben; Pişmanlık duyan, utanabilen insanları seviyorum. Pişkinlik ne kadar ucuzca Utanç o kadar değerlidir çünkü.”  Elif Şafak

 

* “Seni sevmeyene asla sabırlı davranma. Çünkü sabrının adı yüzsüzlük, fedakarlığın adı eziklik, sevginin adı kişiliksizlik olur.” Hz. Mevlana.

* “Ya hatalarınla yüzleşir ya da hatalarınla yüzsüzleşirsin. Cahil olmak ayrı, pislik olmak ayrıdır.” Dostoyevski

 

* “Haya sıyrılmış inmiş. Öyle yüzsüzlük ki her yerde. Ne çirkin yüzler örtermiş. Meğer incecik bir perde - Mehmet Akif Ersoy 

* Rahmetli Akif bugün sağ olsaydı çok yüzlüleri de hasretle aramaya başlardı. Çünkü şimdi ortaya yüzsüzler çıktı. “ Necip Fazıl Kısakürek.

* “Aç bırakma hırsız edersin, çok söyleme arsız (yüzsüz) edersin. –Atasözü-

“Eğitimdir ki Bir Milleti Ya Özgür, Bağımsız, Şanlı Yüksek Bir Topluluk Halinde Yaşatır, Ya da Sefalete Terk Eder.” Atatürk’ün Bu Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


 

“Eğitimdir ki Bir Milleti Ya Özgür, Bağımsız, Şanlı Yüksek Bir Topluluk Halinde Yaşatır, Ya da Sefalete Terk Eder.”  Atatürk’ün Bu Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 

Eğitim, toplumların muasır medeniyet seviyesine çıkmasında en önemli ve en etkili yoldur. Eğitime önem vermeyen toplumlar kısa zamanda başka ülkelerin kölesi olmaya mahkum kalır. Eğitimin olduğu yerde bilgi edinme vardır, araştırma vardır, sorgulama vardır, merak vardır, eleştirel düşünme vardır, empati kurabilme becerisi vardır, bilim ve teknik vardır, deney ve gözlem vardır ve daha sayamadığımız çok sayıda faydalı işler vardır.

 

Eğitime önem veren milletin fertleri kendilerini her alanda geliştirmek için çok çalışır. İçinde yaşadığı topluma, dünyaya faydalı olmak için durmadan ilerlemeye devam eder. Bunun sonucunda çok güzel işlere imza atar ve cahil olmaktan kurtulup aydın insan olma yönünde çalışmaya devam ederler. Eğitimin olduğu yerde  dogmatik bilgiler yoktur, esneklik vardır, değişim vardır, tutuculuk ve gerilik yoktur. Eğitimin olmadığı yerde ise hiç kimse kendini geliştiremez. Geliştiremediği gibi üstüne bir de kendi bildiklerinin dışındakilere inanmaz ve kendini geliştirmek için en ufak bir çaba harcamaz. İşte tüm bunların sonucunda ne ülkesine faydalı olur, ne de içinde yaşadığı topluma.

 

Gelişmemiş ülkelere baktığımızda bu ülkelerde eğitime verilen değerin  ne denli yok derecede olduğunu görebiliriz. Gelişmemiş ülkeler durmadan beyin göçü verir ve ellerindeki değerli ilim insanlarını da ne yazık ki başka ülkelere vermek zorunda kalır. Eğitime önem veren ülkeler ise beyin göçü alır ve gücüne güç katar . Böylece dünyada güçlü bir konuma gelir. Eğitim seviyesi yüksek ve kaliteli olan toplumlar başka ülkelerin egemenliği altına girmez, kendi toprakları üzerinde özgürce ve dimdik yaşarlar. Eğitime önem verilince her alanda gelişme de sağlanmış olur( sosyal, siyasal, kültürel vb)  İşte tüm bunlardan dolayı da Mustafa Kemal Atatürk de eğitimin ne derece önemli olduğunu vurgulamak istemiştir.

Emile Zola Hakkında Bilgi Veriniz. ( 1840- 1902)

 

Emile Zola Hakkında Bilgi Veriniz.  ( 1840- 1902)

 

Fransız romancı Emile Zola 1840 yılında  Paris’te dünyaya gelmiştir. Farklı edebi türlerde eser vermiştir ve dünyanın önemli edebiyat yazarlarından biridir. Babası Venedik göçmeni annesi ise Fransızdır. Yoksul bir ailede dünyaya gelmiştir. Babasını küçük yaşta kaybeden yazar daha sonra annesi tarafından yatılı bir okula verilmiştir.

 

 Edebiyata olan ilgisi okul çağındayken başlamıştır. Büyük yazarların kitaplarını okuyarak kendini geliştirmiştir. ( Paul Feval, Eugene Sue, Alexandre Dumas vb. gibi) Okul yıllarında Paul Cezanne  ve onun yakın arkadaşı  Jean Babtistin Baille ile tanıştı. Bu üç arkadaş Victor Hugo’nun eserlerini okudurlar ve onun eserlerinden etkilenerek kendilerine Victor Hugo’yu rehber edindiler. Eğitim ve öğrenim hayatını tamamladıktan sonra bir kitapevinde çalışmıştır. Roman, öykü ve eleştiri yazıları yazmıştır.

 




Emile Zola Naturalist roman akımının en önemli temsilcilerinden biridir. Edebiyatın pozitif bilimlere dayanması gerektiğini belirtmiştir. Deneysel roman denilecek eserleri de vardır. Romanlarında çevre, kişi ve olay betimlemeleri ön  plana çıkar. 9 Eylül 1902 tarihinde hayatını kaybetmiştir.

Ölümü ; yatak odasındaki şömineden sızan dumandan zehirlenerek gerçekleşmiştir.  Resmi kayıtlara kaza olarak geçse de bu ölümün nedeninin  ardında gerici bir örgüt olduğu ileri sürülmektedir.

 

Emile Zola’nın önemli eserleri şunlardır:

 

İlk romanı  La Confession de Claude" (Claude’un İtirafı adlı eseridir.

*  Meyhane

* Nana

* Emek

* Döl Bereketi

*Adalet

*Eser

* Doktor Paskal

* Hakikat

*Toprak

* Hayvanlaşan İnsan

* Yaşama  Sevinci

* Paris  Yaşamı

*Paris’in Karnı

* Bir Aşk Sayfası

* Gerçek

* Paris Yıldızı

* Rahip Mouret’nin Günahı

* Therese Raquin


Aşık Mahzuni Şerif Hakkında Bilgi Veriniz.

 

 Aşık Mahzuni Şerif Hakkında Bilgi Veriniz.

 

Aşık Mahzun Şerif’in asıl adı Şerif Cırık’tır. 17 Kasım 1929 yılında Kahramanmaraş’ın  Afşin İlçesinin Berçenek köyünde dünyaya gelmiştir. Annesinin adı Döndü, babasının adı ise Zeynel’dir. Halk şiirine gönül vermiştir. Konuşma dilini şiirsel bir şekilde ifade etmiştir. Aşık Mahzuni Şerif’in 400 kadar plağı,  dokuz tane kitabı ve  elli tane de kaseti vardır. Türk Halk müziği sanatçıları tarafından  söz ve besteleri  çokça kullanılmıştır. 


Trt tarafından kendisi adına çekilmiş iki tane de belgesel vardır. İlk evliliğini dayısının kızı ile gerçekleştirmiştir. Daha sonra ilk eşinden boşanıp yabancı bir hanımla evlenmiştir. İkinci eşinin kendisini terk etmesi ile üçüncü evliğini yapmıştır ve bu evliliklerinden toplam sekiz çocuğu vardır. Aşık Mahzuni için günümüzün  Karacaoğlan’ı  denilmektedir.


 Aşık Mahzuni Şerif 1989- 1991 yılları arasında Halk Ozanları Federasyonları tarafından dünyanın en büyük üç ozanı arasında gösterilmiştir. Kendisinin kalp ve solunum yetmezliği olduğu için 2002 yılında yaşamını yitirmiştir.


Eserleri şunlardır:

 -Yuh Yuh

- Dom Dom Kurşunu

- Ciğerparem

- Bu Mezarda Bir Garip Var

İşte Gidyorum Çeşmi Siyahım

- Ekmek Kölesi

- Gül Yüzlüm

- Fadimem

 - Yedin Beni

- Maraş’tan Bir Haber Geldi

- Dostum Dostum

- Merdo

- Han Sarhoş Hancı Sarhoş

 - Mevlam Gül Diyerek İki Göz Vermiş

- Yalan Dünya

 - Oy Bizim Eller

 - Acı Doktor

- Abur Cubur Adam

 - Katil Amerika

 - Sivas Dramı





"Online Türkçe Test" Sitemiz Açıldı


"Online Türkçe Test" Sitemiz Açıldı

Türkçe dersi hem günlük hayatta kullanırken hem de sınavlarda çok önemlidir. Sadece Türkçe dersi için değil tüm derslerde de Türkçe'nin kurallarını iyi bilmek ve uygulayabilmek bizlere kolaylık sağlayacaktır .

Türkçe dersi ile ilgili bilgilerimizi kalıcı hale getirmek ve eksikliklerimizi görebilmek ve düzeltmek için testler son derece önemlidir . Test çözdükçe dilimize ait kuralları daha iyi özümser ve yazılarımızda daha doğru kullanabiliriz . Kompozisyon örnekleri yazarken ya da her hangi bir yazı türü ile ilgili çalışırken dilimizin özelliklerini etkin bir biçimde kullanmak önemlidir .

Kısaca online Türkçe testleri sitemiz ile sizin Türkçe dersi ile ilgili bilgi ve becerilerinizi geliştirmeyi amaçlıyoruz . Testlerde soruların altında açıklamalar vererek hem öğrenmenizi hem de hem de kendinizi sınamanızı sağlamayı amaçladık . Umarız iyi ve eğlenceli vakit geçirirsiniz .


Halide Nusret Zorlutuna Biyografisi Hakkında Bilgi Veriniz.

 

 

Halide Nusret  Zorlutuna Biyografisi Hakkında Bilgi Veriniz.

 

Halide Nusret Zorlutuna 1901 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Kadın yazarların annesi olarak bilinen Halide Nusret Türk şair, yazar ve öğretmenlik görevini sürdürmüştür aynı zamanda. Erenköy Kız Lisesini bitirmiştir.  Ekonomik nedenlerden dolayı İstanbul Üniversitesi  Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünü yarıda bırakmıştır. Bir an önce mesleğe atanmaya bakmıştır. Darulmuallimat sınavlarına girip öğretmenliğe hak kazanmıştır. Öğretmenliğe ise Edirne  Kız Öğretmen Okulunda başlamıştır. Türkçe ve Edebiyat Öğretmenliği yapmıştır. Arap ve İran dilleri hakkında bilgi sahibi olan Halide Nusret Zorlutuna başarılı bir insandı. Öğretmenlik mesleğine aşık bir insandı Halide Nusret. Kendisinin öğretmenlik için yaratıldığına inanmıştır. Ayrıca özel olarak İngilizcesini de geliştirmek için bu dili öğrenmeye çaba harcamıştır.

Kurtuluş Savaşı’nın verdiği azimlilik ve mücadele ruhu ile Milli Edebiyat Akımına katılmıştır. Kendisinin sahnelenmemiş fakat basılmış piyesleri de vardır. Örneğin;  Gecekondu Gülleri, Suçlu Kim?, Yaprak vb. Gibi.

 Edirne, Kars, Ardahan, Urfa, Karaman ve İstanbul gibi vatanının çoğu şehrinde öğretmenlik yapmıştır. Eşinin adı Aziz Vecihi Zorlutuna’dır.

Öğretmenlik ile ilgili hatıralarını “ Benim Küçük Dostlarım” adlı kitabında toplamıştır. Çeşitli dergilerde  ve gazetelerde romanları yayımlanmıştır. ( Milli Mecmua, Salon Mecmuası gibi dergilerde, Vakit, Kudret, Haber, Zafer gibi gazeteler)

İlk şiirleri mütareke yıllarında  yayımlanmıştır. “Git Bahar” adlı şiiri ile  adını duyurmuştur. Şiirlerinde hece ölçüsünü kullanmaya özen göstermiştir. Romanlarında ve şiirlerinde genellikle kadın psikolojisini anlatmaya çalışmıştır.

 

 Halide Nusret  çeşitli kuruluşlarda da görev almıştır. Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

 Halkevleri, Türk Ocakları, Türk Kadınlar Birliği, Yardım Sevenler Derneği vb. gibi. Kendisi aynı zamanda da Türk Dil Kurumu’nun kurucu üyelerinden biri olmuştur.

 Halide Nusret Zorlutuna 10 Haziran  1984 yılında hayatını kaybetmiştir.

Eserleri şunlardır:

Şiirleri:

*Git Bahar

* Ellerim Bomboş

*  Yayla Türküsü

* Geceden Taşan Dertler

* Sevmek

* Yurdumun Dört Bucağı

 

Romanları:

* Beyaz Selvi

* Sisli Geceler

* Küller

* Büyükanne

* Aydınlık Kapı

* Gül’ün Babası Kim?

* Aşk ve Zafer

 

Hatıraları:

* Benim Küçük Dostlarım

*  Bir Devrin Romanı

 

Mektuplar:

Hanım Mektupları

 



Aşk İle İlgili Özlü Sözler

 

Aşk İle İlgili Özlü Sözler

 

Dünyanın en güzel duygusu bana göre sevmek , sevilmek, ait olmak ve elbette aşık olmaktır. Bir insan aşkı vardır , bir de Yüce Yaratıcı’ya olan aşk vardır. Bu iki aşkı da ayırt etmek gerekir. Aşık olmak, birine bağlanmak ve sadakatle yoluna devam edebilmek insanı güzelleştiren ve hayata tutan eylemlerdir. İnsan aşık olunca bir başka olur. Aklı başından gider, kendinde olmaz. Çünkü onu bu hale getiren aşkın verdiği mutluluk ve elemdir. İnsan aşıkken hem mutluluğu hem de hüznü aynı ayna tadabilir. Elbette aşk ömür boyu sürmez ama sevgi, saygı ve sadakat uzun sürer. Yine de her şeye rağmen aşk yaşanılması gereken özel ve güzel bir duygudur.


* “ Aşk bir sırdır.” Platon.

* “ Aşk hükmetmez, terbiye eder.” Goethe.

* “ Aşk büyüktür ama sonsuz değildir. “ Balzac

* “Aşk ehli isen sitemin cahili olma.”  (Şems Tebrizi)

* “Aşk gözle değil, ruhla görür.”  (William Shakespeare)

* “Ölümdür tek başına yaşanan, aşk iki kişiliktir.”  (Ataol Behramoğlu)

* “Aşk hatırlamalarla yaşar, umutlarla son Özlü Aşk Sözleri bulur.”  (Refik Halit Karay)

* “Arzu edilenden ziyade, arzu etmeye aşığız.”  (F. Nietzsche).

* “Aşk ile koskoca dağları düz ettim.”  (Cahit Sıtkı Tarancı)

* “Aşk bir sihirbazdır, adama cehennemi cennet sandırır.”  (Abdülhak Hamit Tarhan)

* “Aşk dünyanın en tatlı mutluluğu ile en derin acısından yaratılmıştır. “ (Bailey)


* “Aşk altın değildir saklanamaz, aşkın bütün sırları meydandadır. (Mevlana)

* “Aşk değil mi beni derde düşüren, Ferhat gibi yüce dağları aşıran.”  (Âşık Gevheri)

* “Aşk bir seçimdir, basit ya da mutlaka mantıklı bir seçim değildir. “ (Carter Heyward)

* “Aşk konusunda yanlış seçimden söz etmek hatalıdır, zaten seçim varsa o yanlıştır. “ (Marcel Proust)


* “Bir yürek anca bir yürek ile takas edilir, yüreğini almadığıma, yüreğimi vermem. (Şems Tebrizi)

* “İnsan kalbindeki gerçek aşk dörtnala giden bir at gibidir, ne dizginden anlar, ne de söz dinler. “(Konfüçyus)

* “Aşk iki yalnızlığın birbirine dokunması, birbirini koruması ve selamlamasıdır.”  (R. Marie Rilke)

* “Aşk aleyhine bin şey söylenir, ancak insanlar yine aşık olmaya devam eder.”  (Peyami Safa)

* “Aşk hiç bir mani bilmez, insan kendi kalbinin seçtiği ile daima mesuttur.”  (Joseph Shearing)

* “  Aşk, bir kişinin yararına, iki kişinin ortaklığıdır. (Kontes Nathalie)

* “Aşkı tanıdığında, yaratıcıyı da tanırsın. “ (Fox Kabilesi)





Türk Tarihinde İlklere İmza Atan Kadınlar

  

Türk Tarihinde İlklere İmza Atan Kadınlar

Türk tarihinde ilklere imza atan kahraman Türk kadınlarımız şunlardır:
* İlk  Kadın Doktor: Safiye Ali
* İlk  Kadın Hakem: Lale Orta
* İlk Kadın Avukat: Süreyya Ağaoğlu
* İlk Kadın Gazeteci: Selma Rıza
* İlk Kadın Büyükelçi: Filiz Dinçmen
* İlk Kadın Bakan: Türkan Akyol
* İlk Kadın Kimyager: Remziye Hisar

* İlk Kadın Hukuçu: Emine Üngür
* İlk Kadın Emniyet Müdürü: Feriha Sanerk
* İlk Kadın Roman ve Çevirmen Yazarı: Fatma Aliye Hanım
* İlk Kadın Diş Hekimi: Ferdane  Erberk
* İlk Kadın Gök Bilimci:  Nüzhet Gökdoğan
* İlk Kadın Dekan: Nüzhet  Gökdoğan



* İlk Kadın Danıştay Başkanı:  Firuzan  İkincioğulları
* İlk Kadın Heykeltraş: Sabiha Bengütaş
* İlk Kadın Kaymakam:  Özlem Bozkurt
* İlk Kadın Mimar: Cahide Tamer
* İlk Kadın  Tiyatrocu:  Afife Jale
* İlk Kadın Jet Pilotu: Leman Altınçekiç
* İlk Kadın Başbakan: Tansu Çiller
* İlk Kadın Mühendis: Sabiha Gürayman
* İlk Kadın Muhtar: Gül Esin
* İlk Kadın Ressam: Mihri Hanım
* İlk Kadın Polis Memuru: Betül Diker