Sınıfta Deprem İle İlgili Bir Hikaye Yazınız.


Sınıfta Deprem İle İlgili Bir Hikaye Yazınız.

Kış mevsiminin gelmesi ile beraber havalar iyice soğumuş, ayaza kesmişti.  Kış mevsiminde okula gitmek daha zor oluyordu. Hava çok soğuk, karlı ve buzlu olduğu için arkadaşlarımla zorluklar yaşıyorduk.  Hakkari'nin kışları da çok ağır geçtiği için buralarda okumak  elbette diğer şehirlere nazaran daha zordu. Çünkü yaşadığımız şehrin coğrafi şartları çok çetin ve ağırdır. Sabah erkenden kalkıp annemin hazırladığı kahvaltıyı yapıp arkadaşlarımı çağırmaya gittim. Okul yolu bizi bekliyordu.  Daha sonra  arkadaşlarımla yola koyulduk ve okula doğru yürümeye başladık.  Okula vardığımızda okulun bahçesi soğuktan ve donan kardan buz kesmişti. Çok dikkatli olmalıydık, her an ayağımız kayarsa bir yerimize bir şey olabilirdi.  Biz de öyle yaptık ve yavaş yavaş okul bahçesinin içine girdik. Müdür Bey dışarısı soğuk olduğu  için okulun içinde sıra olmamız gerektiğini söyledi.  Bizler de içeride sıra olduk. İstiklal Marşı’nın okunması ile sınıflara girdik. 

Sınıf öğretmenimiz saat sekiz buçuk gibi derse geldi. Dersimiz matematik dersiydi. Öğretmen hemen dersi anlatmaya koyuldu. Arkadaşım Ayşe ve ben matematik dersini çok seviyorduk. Erkeklerden ise matematik dersini seven birkaç kişi vardı.  Ders  devam ediyordu. Öğretmenimiz şevkle dersi anlatmaya  devam ederken bir anda ne olduğunu anlayamadığımız bir sarsıntının içine bulduk kendimizi. Okulumuz beşik gibi sallanıyordu. Öğretmenimiz de korkmuştu ama biz daha çok korkmuştuk. Daha önceden deprem sırasında neler yapılması gerektiğini bildiğimiz için hepimiz kafamızı sıraların altına  koyduk ve bağırmamaya ve ağlamamaya çalıştık. Yirmi saniye  kadar sallantı oldu ve daha sonra  bu sarsıntı bitti. Hemen  sıra halinde dışarı çıktık ve korkudan ellerimiz, ayaklarımız titriyordu. Bir yandan da memleketimin kıvrandırıcı soğuk kış şartları bu acımıza ve korkumuza eşlik ediyordu.  Öğretmenlerimiz bize bakıyor, sarılıyor ve bize moral veriyordu. Çok şükür okuldaki birkaç bilgisayarın yere düşmesi dışında hiçbir can ve mal kaybı yaşanmamıştı. Ama dışarıdaki kimi binalar çatlamış ve aileler dışarı çıkmıştı. Dışarda soğuktan tir tir titreyen çocuklar analarına sarılmış, yaşlılara yardım eden gençler ise onları kollarından tutup bu dondurucu havada beklemeye koyulmuşlardı.  Okuldan herkes yavaş yavaş okul bahçesine çıktı. Daha sonra herkes ailesini beklemeye koyuldu.   Bizlerin de ailesi geldi. Hemen annemize, babamıza koştuk. Çok şükür ki depremde hiçbir şey olmamıştı hiç birimize.  Allah’a şükrettik o gün.

O gece herkes dışarısı soğuk da olsa dışarıda bekledi. Devletimizin gönderdiği çadırlarda bir gece kaldık. Ateşler yakıldı, yemekler yendi ve o gece hep dua edildi. Ertesi sabah herkes evine girdi ve  çok şükür  küçük artçı sarsıntılar dışında şiddetli depremler yaşanmadı ve herkes dışarı da çok soğuk olduğu için evine girmeye başladı.  Daha sonraları okulumuza gitmeye ve okumaya devam ettik.

‘’Bana İyi Analar Verin Size İyi Vatandaşlar Vereyim.’’ İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


‘’Bana İyi Analar Verin Size İyi Vatandaşlar Vereyim.’’ İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

Çocuğa eğitimin verildiği ilk yer, güzel ahlakın öğretildiği ilk yer ailedir. Aile içinde anne ve baba elbette önemlidir fakat çocuğun gelişmesinde, yetişmesinde, onun toplum içine girmesinde annelerin daha fazla emeği vardır. Çünkü anneler çocukları için daha fedakar ve daha çok çalışan, emek eden kimselerdir.  Elbette babalar  öyledir fakat annelerin payı  çocuk yetiştirmede bir tık daha fazladır ne olsa. Çünkü çocukla anne arasında çok daha farklı bir sevgi ve bağlılık vardır. Çocuk doğduğunda ana kokusuna alışıktır, ne de olsa dokuz ay boyunca anne ile iç içedir. Bu durum doğduktan sonra da devam eder. Anneler  o elleri öpülesi değerler bir toplumun en en kıymetli baş taçlarıdır.

Bir anne nitelikli bir çocuk yetiştirirse, başarılı bir çocuk yetiştirirse o çocuk ilerde kendi yaşadığı topluma ve dünyaya faydalı olur. Başarılı olan çocuk  yaptığı çalışmalar ile, buluşlar ile, icatlar ile dünyaya yön verebilir.  Annelerin  iyi bir vatandaş yetiştirmesi, iyi çocuk yetiştirmesi ile ilgili şu söz de çok önemlidir: ‘’ Beşiği sallayan, dünyayı sallar.’’ Gerçekten de öyledir. Her şey annede biter. Anneler çocuklarına iyi bakarsa, onlara sevgiyi, saygıyı öğretirse, onların emeğin ne demek olduğunu yaşatır ve öğretirse onların yetiştirdiği çocuklar da iyi vatandaş olur, iyi evlat olur, iyi baba ya da iyi anne olur, iyi komşu olur, iyi iş arkadaşı olur vb.   Bugün kendini yetiştirmiş, başarılı insanların , bilim insanlarının arkasında mutlaka güçlü bir kadın, güçlü bir anne olduğunu görmekteyiz. .Çünkü annelerin azmi, çocuklarını yetiştirmek ve geliştirmek isteyişindeki kararlılığı ve gücü görülmeye değerdir.

Çocuklara değer veren, onların iyi insan olmasını sağlayan  kişiler annelerdir, kadınlarımızdır. Ancak onların sayesinde iyi vatandaşlar,  vatanına, milletine bağlı vatandaşlar ortaya çıkar. Böyle olunca da o vatan hiç durmadan gelişir ve dünya ülkeleri içinde en iyi yerini alır.

Çanakkale Şehitleri’ne Mektup Yazınız


Çanakkale Şehitleri’ne Mektup Yazınız

Kurtuluş Savaşı  sırasında Çanakkale  Cephesi’nde düşmanla çarpışırken , şehadet şerbetini içmeye  nail olmuş aziz kahramanlarımız!
Sizler ki milletinizin yok oluş tehlikesi ile karşı karşıya kalmaması için hayatınız pahasına da olsa bu kutsal davadan  vazgeçmediniz ve ülkenizi , ülkemizi İtilaf güçlerine teslim etmediniz. 

Çünkü sizin için önemli olan  tek şey vatanın ve milletin bağımsızlığıydı.  Sizin gibi   asil insanlar,  başka bir milletin kölesi  olarak yaşamaktansa  hayatınızı kaybetmeyi göze alan  kahraman yiğitlerdiniz. Çok acılar çektiniz, çok çileler çektiniz. Yiyecek kuru bir ekmeğiniz yoktu belki,  içecek bir damla su bulamıyordunuz o zor koşullarda ama yine de illa da vatan diyordunuz da  başka bir şey demiyordunuz.  Kafanızda, ruhunuzda, kalbinizde atan tek şey vatan sevgisiydi, vatanı canınız pahasına da olsa kurtarmaktı. Yaralı düşman askerine bile yardım eden, insan olduğu için yardım isteyene kıymayan asil ruhlu insanlar! Sizler bu davranışlarınızla dünyadaki herkese örnek olmuş koca yürekli yiğitlerdiniz.  Yılmadan, üşenmeden, korku nedir, açlık nedir bilmeden koşa  koşa gittiniz ölüme. Sizin ecdadınız olduğum için o kadar mutluyum ki, şükürler olsun Allah'a. Bugün biz gençler, bu bağımsız  ülkede, bu  vatan toprakları üzerinde nefes alabiliyorsak, özgürce yaşamımızı  idame ettiriyorsak bunu size, kahraman şehitlerimize borçluyuz. Sizler bu vatanı kurtarmasaydınız, bu vatana sahip çıkmasaydınız , bizler bugün yaşamıyor olurduk ya da başka bir ülkenin kölesi olarak yaşayan ölü olmaya devam ediyorduk. Bugün  ana dilimizi konuşabiliyorsak, dinimizi yaşayabiliyorsak, kültürümüzü, gelenek ve göreneklerimizi yaşatabiliyorsak bunu siz aziz şehitlerimize borçluyuz. Sizlerin hakkını asla ödeyemeyiz kahraman  vatan evlatları!

Bizim için hayatınızı kaybettiğiniz bu topraklara her zaman sahip çıkacağız. Bu milletin, bu ülkenin gelişmesi için var gücümüzle çalışacağız  ve gücümüze güç katacağız. Hakkınızı helal edin yiğitlerimiz, asil şehitlerimiz. Ruhunuz şad olsun, nurlar için yatın. Bıraktığınız bu topraklarda  çalışıp vatanıma ve milletime sizin gibi hayırlı evlatlar olacağıma bir Türk genci olarak söz veriyorum ve sizin gibi bir ecdada sahip olduğum için de geçmişimden onur duyuyorum.

Dürüstlüğün Arkadaşlık İlişkilerindeki Önemini Kısaca Yazınız.


Dürüstlüğün Arkadaşlık İlişkilerindeki Önemini  Kısaca Yazınız.

Hayatta en önemli değerlerden biri de erdemli olmak, dürüst ve güvenilir olmaktır.  Dürüst olmak aynı zamanda kişinin kendine olan saygısını da gösterir. İnsan sosyal bir varlık olduğu için çevresindeki kimseler ile arkadaşlık dostluk ve sevgi kurmak ister.  Kurduğumuz ilişkilerde de aranan en önemli unsur güvenilir ve sağlam bir kişiliğe sahip olmaktır. Özü sözü bir olmak, dürüst  olmaktır en önemli gayemiz. Tüm bu güzel erdemlere sahip olmak ise insana özgü bir durumdur. İnsan kendi kişiliğini kendi eli ile şekillendirir. Dürüst olmak ya da olmamak kişinin kendi iradesiyle olur. Bunun için dürüstlük her zaman  temel ilkemiz olmalıdır.

Dürüst olan kişi  hem ailesi tarafından  hem arkadaşları tarafından hem de toplum tarafından sevilen, sayılan kimse olur. Böyle kimselere herkes güvenir ve böyle kimseler ile herkes konuşmak, dertleşmek ister. Çünkü dürüst insanlar da yalan dolan yoktur, samimiyetsizlik yoktur ve  kişi ne ise odur. Arkadaşlarımızla ilişkilerimizde de her zaman dürüst olmalıyız. Onlara asla yalan söylememeliyiz ve onların bize olan güvenini boşa çıkarmamalıyız. Bize olan güveni bir defa kaybedersek bir daha da kazanamayız. Bunun için sosyal ilişkilerimizde de her zaman dürüst olmalıyız.  Böylece hem severiz, hem seviliriz. Hem de  güzel bir ortam ortaya çıkmış olur.

Dürüstlüğün önemi ile ilgili şu sözü de unutmamalıyız: ‘’ Yalan zeka işidir, dürüstlük ise cesaret. Eğer zekan yetmiyorsa yalan söylemeye, cesaretini kullan da dürüst olmayı dene.” (Victor Hugo)

Karın Ağrısı İle İlgili Bir Hikaye Yazınız


Karın Ağrısı İle İlgili  Bir Hikaye Yazınız

Sabah okula gitmek için uyandığımda karnıma bıçak gibi  bir ağrı saplanmıştı. Bir yandan midem ağrıyor bir yandan da kusmak istiyordum. Acayip kötüydüm.   Karnım o kadar çok ağrıyordu ki annem istersen bugün okula gitme dedi. Ama bugün benim  matematikten  sınavım vardı ve  bu sınavdan da çok iyi bir not almam gerekiyordu. Çünkü ilk iki sınavda da matematik dersinden çok düşük bir puan almıştım. Eğer bu defa da düşük bir puan alırsam  bu  yıl okulda kalabilirdim ve onun için de çok  üzülürdüm.

Onun için  okula gitmem ve bu sınava girmem gerekiyordu. Karın ağrım da bir yandan devam ediyordu. Anneme  yalandan biraz iyiyim hadi okula gidelim dedim.  Okuldaki  arkadaşlarımı ve öğretmenlerimi gördüm ve hemen sınıfa koştum  . İkinci saat sınavım vardı ve  heyecanım da hala devam ediyordu. Bir yandan çok korkuyor bir yandan da çok heyecanlanıyordum. Zaman hiç geçmiyordu sanki. Karın ağrım da şiddetlenmişti iyice.  Derken ikinci saat geldi ve hoca elinde yazılı kağıtları ile sınıfa girdi. Hocanın geldiğini gördüğümde kalbim daha da güm güm atmaya başlamıştı. Ölüm kalım meselesiydi sanki,  altı üstü sınavdı işte diyemiyordum.  Derken  hoca kağıtları dağıtmaya başladı ve sınav kağıtları önümüze koyuldu. Sınav kağıdındaki soruları hemen okumaya ve  ve soruları  çözmeye başladım.  Heyecanım yatışmıştı biraz. Çünkü bu defa sınava  ablam çalıştırmıştı ve çok iyi hazırlandığım için soruları da takır takır çözüyordum. Az önceki karın ağrımdan eser kalmamıştı. Sınav bitti ve eve gittim. Annem karın ağrımın nasıl olduğunu sorduğunda ona karın ağrımın geçtiğini söyledim. Meğer ki karın ağrım sınavdan dolayı ağrımış ve  o kadar korkmuşum ki kalmaktan bu da ben de  karın ağrısı yapmış. Bundan sonra sınavları stres etmemeye başladım ve her şeyi akışına bırakmak gerektiğini düşünerek  sınavdan da korkmamaya ve sınav kaygısı çekmemeye başladım.

Neyse ki bir daha hiçbir sınavda bu kadar fazla korku yaşamadım ve  derslerime her zaman çalıştım. Bir daha karnım falan sınav zamanları ağrımadı. O matematik dersinden de 88 alarak dersi geçmiştim.  Korku ve heyecan insanda bazen fiziksel , ruhsal,  duygusal vb. sorunlara  neden oluyormuş, bunu da öğrenmiş oldum.

Birlik, Beraberlik, Vatan, Fedakarlık, Savaş, Özgürlük, Millet Kelimeleriyle İlgili Bir Kompozisyon Yazınız.


Birlik, Beraberlik, Vatan, Fedakarlık, Savaş, Özgürlük, Millet Kelimeleriyle İlgili Bir Kompozisyon Yazınız.
Kurtuluş Savaşı yılları acının , yokluğun, yorgunluğun diğer yandan da vatan sevgisinin vatana olan bağlılığın , sonunda ölüm de olsa bu topraklara bağlanma umudunun olduğu çetin yıllardı. Anadolu halkı yorgundu, bitkindi. Açlık ve savaş milletimizi zor duruma düşürmüştü lakin millet  vatan topraklarını canı pahasına da olsa vermeyecekti o zalim düşmanlara.

Gün birlik olma zamanıydı, gün beraber olma zamanıydı. Vatan toprakları tehlike altındayken uyur muydu Anadolu kadınları, Anadolu erkekleri?  Uyur muydu bu milletin kahraman evlatları! Uyumazdı elbette, uyumadılar da. Çünkü önce vatan toprağım, ana yurdum, geleceğim dediler o canlarını bu yola feda eden nice genç yiğitlerimiz. Bunu demekle kalmayıp bu topraklardan düşmanı el birliği ile def etmesini bildi bu aziz milletimiz, bu kahraman askerlerimiz. Çok fedakarlıklar gösterdi kahraman analarımız. Nice şehitler verdik bu kutsal davada, nice yiğitler can verdi, nice yiğitler gazi oldu. Bağımsızlık için, özgürlük için, hür kuş gibi uçmak için savaştı bu millet o zalim, o hain düşmanla. Bizim milletimiz esareti kabul edemezdi. Çünkü bizim milletimizin asil kanı özgürlük diye akıyor, kalbi özgürlük diye çarpıyordu.

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal liderliğinde başlatılan Kurtuluş Savaşı, milletimizin desteği ile kazanıldı ve düşman kovuldu  bu vatan topraklarından.  Güneşli, aydınlık yarınlara uyanma vaktiydi artık. Çekilmemiş miydi onca acı, onca kahır. Hakkıydı elbette bu topraklar artık Anadolu'nun o kahraman  halkının. Hakkıydı elbette özgürce yaşamak, sömürge olmaktan kurtulmak ve en güzeli de özgürce kuşlar gibi nefes almak.....

Yetenekli Olduğunuz Bir Alan Var Mı? Yeteneklerinizi Geliştirmek İçin Neler Yapıyorsunuz?


Yetenekli Olduğunuz Bir Alan Var Mı? Yeteneklerinizi Geliştirmek İçin  Neler Yapıyorsunuz? 

Her insanın ilgisi ve  yetenekleri  farklıdır. Kimisi  resim yapmayı sever, kimisi bir müzik aleti çalmayı sever, kimisi el işlerini sever vb.  Kimi insanlar ise yetenekleri doğrultusunda olan işleri meslek edinir, kimileri de ilgi duydukları fakat yetenekleri olmadığı meslekleri öğrenmek ister.  Benim de yetenekli olduğum alan futboldur. Futbol oynamayı küçüklükten beri çok sevdiğim için sürekli topla  oynarım. Bunun için günlük idmanlarımı yaparım ve her  hafta sonu halı saha maçlarına giderim.

Futbola olan yeteneğimi geliştirmek için her gün düzenli olarak antrenman yapıyorum, düzenli olarak günde yarım saat yürüyorum,  15 dakika koşuyorum.  Sağlıklı ve dengeli besleniyorum elbette her sporcu gibi.  Sıcak havalarda mahalledeki arkadaşlarımla top oynuyorum ve maç yapıyorum. Futbol alanında kendimi geliştirmek için var gücümle çalışıyorum ve ileride iyi bir futbolcu olmak istiyorum. Bunun için de şimdiden mücadele ediyorum. Aynı zamanda okul derslerimi de ihmal etmiyorum  derslerime de çalışmaya devam ediyorum. İleride bilinen bir futbol kulübünde oynamak ve adımı dünyaya duyurmak  istiyorum.

Bu alandaki yeteneğimi geliştirmek için de çalışmaya devam edeceğim ve azimli olmaya , cesaretli olmaya devam edeceğim ve asla yılmayacağım. Çünkü futbol benim en yetenekli olduğum alan ve en sevdiğim spor dalıdır. Onun için elimden gelen  çabanın en iyisini göstermeye her zaman umutla devam edeceğim.

‘’Benlik Davasını Bırak, Muhabbetten Olma Irak, Sevgi İle Dolsun Yürek, Hoşgörülü Olmaya Bak.’’ Yunus Emre Bu Sözü İle Ne Anlatmak İstemiştir? Yazınız


‘’Benlik   Davasını Bırak, Muhabbetten Olma  Irak, Sevgi İle  Dolsun Yürek, Hoşgörülü Olmaya Bak.’’ Yunus Emre Bu  Sözü İle Ne Anlatmak İstemiştir? Yazınız

Anadolu’nun büyük şairlerinden olan , içi sevgi ve hoşgörü ile dolu olan, insanları insan olduğu için sevmemiz gerektiğini söyleyen Yunus Emre bu sözü ile şunları anlatmak istemiştir:  Kişi benlik davasını bırakmalıdır. Yani millet ayrımı, ırk ayrımı yapılmamalıdır insanlar arasında. Kafatasçılık ile uğraşmamalı, evrensel sevgiye ulaşmaya ve onu bulmaya çalışmalıdır.

Her insan değerlidir ve biriciktir. Her insan sevilmeye layıktır. İnsanlara karşı içimiz sevgi ile dolu olmalıdır. İçimizde kin, öfke, haset olmamalıdır.  İnsanlar birbirleri ile muhabbet halinde olmalıdır. Muhabbet  olmadığı zaman zaman yürekler de soğur ve samimi ve güzel bir ortam oluşmaz. Sevginin olduğu yerde ise sıcaklık olur, barış olur, gülen gonca güller olur,  huzur olur.  Bunun için her insanın yüreği sevgi ile dolup taşmalıdır. İnsanların yaşayış tarzına, dinine, diline, kültürüne bakmadan herkese aynı şekilde yaklaşmasını bilmeliyiz. İnsanları olduğu gibi kabul etmeliyiz ve olduğu gibi sevmeliyiz.

Her  zaman hoşgörüden, sevgiden ve saygıdan yana olmalıyız.  İyilikle yola çıkmalıyız ve içimizdeki kötü duyguları yok etmek için muhabbet bağımızı artırmalıyız.  İnsanlara her zaman merhametle yaklaşmalıyız, ön yargıları bir yana bırakıp sevgiye  ve hoşgörüye kucak açmalıyız.  Sevgili Yunus Emre'nin de dediği gibi ''Yaratılanı hoş görmeliyiz Yaradan’dan ötürü .'' 

Vatanımıza Ve Milletimize Karşı Sorumluluklarımız ve Görevlerimiz İle İlgili Kompozisyon


Vatanımıza Ve Milletimize Karşı Sorumluluklarımız  ve Görevlerimiz İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

İçinde yaşadığımız bu vatan topraklarında binlerce  vatan evladının  kanı vardır. Bu vatan toprakları kıymetli atalarımızdan bize emanet edilmiş ve armağan edilmiştir. Vatan söz konusu olduğunda, , topraklarımız işgal tehdidi altında olduğunda, milletimizin  fertleri birlik, beraberlik ve dayanışma  içinde hareket etmesini bilmiştir.  Çünkü o yıllarda onca zorluğa rağmen , onca yokluğa rağmen  halkımız millet iradesi ile hareket etmiştir.  Biz gençler de bu vatanın kolay kazanılmadığının bilinci içinde hareket ederek yolumuza devam etmeliyiz. Bize düşen de bu vatana sahip çıkmaktır.  Bunun içinde her birey vatan söz konusu olduğu zaman çok çalışmalıdır, üretmelidir, alın teri dökmelidir.  

Vatana layık birer vatan evladı olmak için  askerlik çağına gelen gençlerimiz askerlik görevini yerine getirmelidir.  Herkes gelirine  göre vergi vermeli ve ülkesini kalkındırmalı, geliştirmelidir. Bu vatan topraklarında yaşayan kişiler bu vatanın kıymetini bilmeli, kanunlara uymalıdır, kanun dışı  eylemlerde bulunmamalıdır. Vatanını seven insan  terör örgütlerine yardım etmemelidir. Bilim, fen ve ilim yolunda ilerlemelidir. Sadece vatanımı çok seviyorum deyip evde boş boş oturmamalıdır. Vatanı için gerekli olan çalışmaları yapmalıdır.  Örneğin; öğretmen olan kimse iyi bir öğretmen olmalı, avukat olan kimse iyi ve adil bir avukat olmalı, doktor olan kimse  kendini geliştirmiş iyi bir doktor olmalıdır.  Kadınlarımız , erkeklerimiz iş yaşamının içinde  aktif olmalıdır.  İyi çocuklar, nitelikli ve vatanını seven çocuklar yetiştirilmelidir. Bayrağını seven, vatanına ihanet etmeyen çocuklar yetiştirilmelidir.

Bu vatan için herkes üzerine düşen sorumlulukları tam anlamı ile yerine getirmelidir. Milletimize bağlı olmalıyız. Zor günlerde milletçe el ele olmalıyız. Cumhuriyeti, demokrasiyi korumalıyız ve bunlara sahip çıkmalıyız.

Oyun, Top, Bisiklet, Mangal, Sınıf, Salıncak, Otobüs, Polis, İp Kelimelerinden Oluşan Bir Hikaye Yazınız.


Oyun, Top, Bisiklet, Mangal, Sınıf, Salıncak, Otobüs, Polis, İp Kelimelerinden  Oluşan Bir Hikaye Yazınız.

Sonbaharın  gelmesi   ve rüzgarların da devreye girmesi ile yapraklar yere düşmeye başlamıştı. Sararan yapraklar , solan yapraklar sanki yaz mevsimi hiç gelmemiş gibi tekrar yaza özlem oluştururdu içimde. n Öğretmenimiz kış gelmeden, şu son sıcak günlerde sınıfça  bir piknik yapmamızı önerdi.  Buna en çok ben sevinmiştim. Çünkü piknik yapmak, doğada koşup yerlere yatmak çok sevdiğim şeylerdi. Yakar top oynamak, arkadaşlarımla birbirimizi kovalamak ne de mutlu ederdi beni. Öğretmenimizin piknik haberini   mutlulukla karşıladık ve öğretmenimize pikniğe memnuniyetle gideceğimizi söyledik.  Dördüncü sınıflar olarak çok mutluyduk. Öğretmen piknik yerinin okula yakın bir yer olduğunu söyledi ve isteyen kişilerin top, bisiklet, ip getirebileceğini söyledi. Bunu duyduğumuzda çok mutlu olmuştuk. Orada çeşitli oyunlar oynayacağımız için çok mutlu olmuştuk. Piknik yeri her ne kadar  yakın olsa da yine de oraya yürüyerek gidilemezdi, çünkü sayımız çoktu. Bunun için günler öncesinden otobüs ayarlandı.   Yiyecekler alındı, mangal alındı ve  otobüsle piknik yerine doğru yola koyulduk.

Yerimiz yakın olduğu için hemen oraya vardık, tek tek sıra olarak otobüsten indik ve öğretmenimizi takip ettik. Ben piknik yerine vardığımda hemen arkadaşlarımla ip oynamaya başladım, çünkü biz kızlar top oynamayı çok sevmiyorduk, erkek arkadaşlarımız ise top oynamaya başlamıştı. Eşyalarımızı da bir kenara bıraktık ve artık eğlence zamanı başlamıştı. Piknik yerinin orada polisler de güvenlik amacı ile bekliyor ve herhangi bir olumsuzluk olduğu zaman hemen müdahale etmek istiyorlardı. Polislerin orada bulunması bizi  daha mutlu ediyor ve kendimizi daha iyi hissediyorduk. Öğretmenimiz mangalı yakmaya başlamıştı, etlerin kokusu tüm piknik yerini sarmıştı. Hemen koşarak öğretmenimize yardımcı olmaya başladık ve  etler daha kısa sürede pişti.  Fatma , Ayşe ve ben Ela güzel bir patlıcan, domates, soğan, biber salatası yaptık. Ayranlar yapıldı, içecekler açıldı  herkes yemeğe oturacağı zaman  biraz ilerden bir ses duyduk. Piknik yerine gelen bir kapkaççı orada piknik yapan yaşlı bir teyzenin cüzdanını almış kaçıyordu. Hemen polisler bunu gördü ve o  kaçağı yakaladı. Yaşlı teyze çok korkmuş ve çok üzülmüştü. Öğretmenimiz hemen teyzeyi yanımıza getirdi.  Elini, yüzünü yıkadık ve ona bir bardak su içirdik. Polisler de teyzenin cüzdanını getirdi ve ona teslim etti. Kısa sürede yaşanan bu tatsız olayın ardından yemeklerimizi  yemeye koyulduk.

Oradaki polis abla ve amcalara da yemeklerden ikram ettik ve onlar da çok mutlu oldu. Yemekler yendi, çaylar içildi ve daha sonra salıncağa koşarak doyasıya sallandım arkadaşlarımla. Güzel bir gün  daha bitmek  üzereydi, çok yorulmuştuk artık hiç kıpırdayacak halimiz kalmamıştı.  Daha sonra otobüsümüz geldi ve bizi gideceğimiz yere bıraktı. Çok güzel ve aynı zamanda olaylı bir gün yaşamanın ilginçliği de bizi yormuştu. Daha sonra  herkes evine gitti ve kış gelmeden son pikniğimiz de yapılmış oldu..

Ülkemizde Farklı Kültürlerden İnsanların Bir Arada Yaşamasının Kültürümüze Katkıları Nelerdir? Yazınız.


Ülkemizde Farklı Kültürlerden İnsanların  Bir Arada Yaşamasının Kültürümüze Katkıları Nelerdir? Yazınız.

İnsanın olduğu yerde sosyallik olmalıdır. Çünkü insanlar birlikte yaşadığı zaman, eğlendiği zaman, ortak bir amaç uğruna çalıştıkları zaman yaşam  daha kaliteli olur, geçirilen zaman daha keyifli olur. Bizim cennet vatanımızda da yaşayan farklı kültürlerden insanlar vardır. Önemi olan bu farklılıkların bir olma bilincine  ulaşabilmesidir. Yani farklılıkların hayata renk  katmasının ne kadar güzel bir  özellik olduğunu görmeliyiz.
 Her yeterin kültürü kendine özgüdür. Dünyada bu kadar çok kültür  çeşitliliğinin olması kültür zenginliğini de beraberinde getirir.
Bizler ancak farklılıklarımız bizim bütünlüğümüz, birliğimiz şeklinde hareket edersek yaşam daha güzel olur.  Farklı kültürlere, farklı kültürden gelen insanlara her zaman hoşgörülü, saygılı olmalıyız. İnsanı olmak istemediği bir kültüre, kültürel kalıba sokmaya çalışmamalıyız.  Yani hiç kimseye kültürel baskı ve kültürel zorlama yapılmamalıdır. Ya da kültür sömürüsü yapılmamalıdır.  Sevgi, saygı, dayanışma içinde farklılıklara hoşgörü ile yaklaşıldığı zaman o toplum daha huzurlu ve daha mutlu olur. 

Farklılıkların olduğu yerde gelişme de , ilerleme de kaçınılmaz olur. Farklı kültürleri tanıdıkça daha çok şey öğreniriz. Öğrendiğimiz yeni  bilgiler, yeni kültürler kişiyi daha çok geliştirir. Kültürel alışveriş sağlanmış olur. Böylece her kültür birbirinden faydalı  şeyler öğrenmiş olur.
Bunun için farklılıklar içinde yaşamanın bilinci  ile hareket etmeliyiz ve farklılıkların hayata renk kattığını unutmamalıyız.

Çanakkale İle İlgili Ezberlediğiniz Şiiri Sınıfta Okuyunuz.


Çanakkale İle İlgili  Ezberlediğiniz  Şiiri Sınıfta Okuyunuz.

Çanakkale’de  milletimiz büyük bir  destan yazmış ve adını tarihe yazdırmıştır. Yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalan milletimiz düşmanı yerle bir etmiş ve iman gücü ve inanç ile Çanakkale geçilememiştir. Çanakkale bir dirilişin, yeniden yükselişin ve iman gücünün  başarısıdır. Çanakkale demek aziz şehitlerimiz demek,  gencecik yaşta okulunu bırakıp cepheye koşan yavrularımız, kınalı kuzularımız demektir. Çanakkale bu milletin onur duyduğu ve duymaya da devam edeceği bir başarı hikayesi demektir.
Çanakkale  ile ilgili ezberlediğim şiir şudur:

Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor:
Şehitler tepesi boş değil,
Biri var bekliyor.
Ve bir göğüs, nefes almak için;
Rüzgar bekliyor.
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye;
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli,
Kim demiş meçhul asker diye?
Destanını yapmış, kasideye kanmış.
Bir el ki; ahretten uzanmış,
Edeple gelip birer birer öpsün diye fâniler!
Öpelim temizse dudaklarımız,
Fakat basmasın toprağa temiz değilse ayaklarımız.
Rüzgarını kesmesin gövdeler
Sesinden yüksek çıkmasın nutuklar, kasideler
Geri gitsin alkışlar geri,
Geri gitsin ellerin yapma çiçekleri!
Ona oğullardan, analardan dilekler yeter,
Yazın sarı, kışın beyaz çiçekler yeter!
Söyledi söyleyenler demin,
Gel süngülü yiğit alkışlasınlar
Şimdi sen söyle, söz senin.
Şehitler tepesi boş değil,
Toprağını kahramanlar bekliyor!
Ve bir bayrak dalgalanmak için;
Rüzgar bekliyor!
Destanı öksüz, sükûtu derin meçhul askerin;
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli,
Kim demiş meçhul asker diye? ...

Arif Nihat Asyalı

Atatürk’ün Millet Sevgisi İle İlgili Bir Sözünü Konuşma Halinde Yazarak Açıklayınız.


Atatürk’ün Millet Sevgisi İle İlgili  Bir Sözünü Konuşma  Halinde Yazarak Açıklayınız.

Türk Milleti’nin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal , millet sevdalısı bir liderdir. Milletine olan düşkünlüğü ile bilinen   Atatürk her zaman milletinin çıkarlarını gözetmiş ve bunun için de ülkesine asla ihanet etmemiştir. Ülkemize cumhuriyeti, demokrasiyi getirmiştir. Mustafa Kemal Atatürk’ün millet sevgisi ile ilgili şu sözü çok önemlidir:

‘’Bizim başka milletlerden hiçbir eksiğimiz yok. Cesuruz, zekiyiz, çalışkanız, , yüksek maksatlar  uğrunda  ölmesini biliriz.’’
Türk Milleti büyük ve  güçlü bir millettir. Başka milletlerden elbette eksiği yoktur hatta fazlası vardır. Çünkü bizim milletimiz manevi değerlerine, kültürel değerlerine bağlı bir millettir. Vatan ve millet söz konusu olunca birlik, beraberlik ve dayanışma içinde hareket ederiz.  Cesuruz çünkü hiçbir tehditten korkmayız ve zorbalıklara asla boyun eğmeyiz. Zekiyiz çünkü çalışmayı seven bir milletiz. Zeki olmak için çok çalışmak ve bu yüce vatanı muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak lazımdır. Bizim milletimizin fertleri ekmeğini taştan çıkaran bir millettir. Yani çalışkan bir millettir. Eğer ki çalışkan bir millet olmasaydık bugünlere gelemezdik ve  hiçbir ilerleme sağlayamadık. Yüksek maksatlar, yüksek idealler uğrunda ölmesini biliriz. Çünkü bizler vatan sevdalısı, toprak sevdalısı bir milletiz.

Milletimizin  bir karış toprağını uğrunda ölüm dahi olsa hiçbir millete vermeyiz  ve hiçbir milletin boyunduruğu altına girmeyiz. Çünkü  atalarımızın bize miras bıraktığı bu toprakların bizim için ne kadar önemli olduğunu biliriz ve bunun için de gerekli olan fedakarlığı yaparız.

İçinde Merhaba, Hoşça kal, Gülümseme, Arkadaş, Güle Güle Kelimeleri Geçen Bir Hikaye Yazınız.


İçinde  Merhaba, Hoşça kal,   Gülümseme, Arkadaş, Güle Güle Kelimeleri  Geçen  Bir Hikaye Yazınız.

Okullar kapandığı zaman  komşumuz Ayşe Teyze’nin torunu  Ela da bizim köye gelmişti. Ela Ankara’dan tatil için babaannesine gelmişti. Bana yeni bir arkadaş geldi diye çok mutlu olmuştum.  Çünkü  yeni bir arkadaşım olacaktı ve onunla tatil sürecinde çok keyifli vakitler geçireceğim diye çok mutlu oluyordum. Hemen evden dışarı çıktım  ve doğruca Ayşe Teyzelere gittim. Ela oradaydı. Ela'nın gözleri de elaydı  ve çok güzeldi. Çok beğenmiştim onu. Aynı zamanda çok nazik ve kibar bir arkadaştı. Ela ile tanıştım. Ela çok iyi bir kıza benziyordu ve bana gülümseyerek  merhaba dedi.  Ben de ona merhaba dedim. İlk önce başta ikimiz de çekindik fakat ilerleyen günlerde çok samimi iki arkadaş , iki dost olmuştuk.

Ben  onun köye gelişine çok mutlu olmuştum. Yaz tatili boyunca Ela ile çok iyi oyunlar oynadık. Yakar top, sürek, pas, can tatlı, söbe vb. oyunlar oynayarak tatili geçiriyor ve çok  yoruluyorduk. Onunla arkadaş olduğum için mutluydum. Ela çok anlayışlı ve iyi bir insandı. Annemin yaptığı kek  ve kurabiyelerden ona da ikram ediyordum. O da bu yiyecekleri çok beğeniyor ve bana teşekkür ediyordu. Yaz tatilinin sonları yaklaşmak üzereydi. Ela’nın annesi ve  babası Ankara’da çalıştıkları için tatile gelememişlerdi. Hafta sonu gelecekler ve  okullar da açılacağı için Ela’yı alıp Ankara’ya götüreceklerdi.  Çok üzülmüştüm ama elimden bir şey gelmiyordu.  Çünkü Ela orada okuyordu, annesinin ve babasının işi de oradaydı ve zorunlu olarak tekrar Ankara'ya dönmek zorundaydı. Bundan dolayı kendimi  bu kadar üzmemem  gerektiğini düşündüm.  Hafta sonu geldi ve  o zorlu gün de gelmişti.

 Ela’nın ailesi geldi ve onlarla da tanıştım. Daha sonra Ela’ya sıkı sıkı sarıldım. Bana hoşça kal dedi ben de ağlayarak güle güle güzel arkadaşım seni çok özleyeceğim dedim.  Arkadaş olmak, iyi bir arkadaşa sahip olmak ne güzeldi. Hayat böyle dostluklarla, arkadaşlıklarla daha  güzel ve daha anlamlı oluyordu sanırım.

Bir insanın bilgisi neye yeterse yetsin onu taşıyacak erdemi bulunmuyorsa neyi kazanırsa kazansın sonunda her şeyi kaybeder


Bir insanın bilgisi neye yeterse yetsin onu taşıyacak erdemi bulunmuyorsa neyi kazanırsa kazansın sonunda her şeyi kaybeder ana fikirli bir kompozisyon içinde geçecek kelimeler: iletişim, muhakeme, törpü, kaide.

Bir insanın  bilgili olması, çalışkan olması hem kendi için  hem içinde yaşadığı toplum için yararlı olur fakat bilgi tek başına güç olamaz. Yani insan olmak için sadece bilgili ve çalışkan olmak yetmez. Aynı zamanda erdemli, güzel ahlaklı, yardımsever ve dayanışmacı bir insan olmak da gerekir. Yani bilgili olan kimsenin diğer temel ahlaki değerlere de sahip olması ve bunu yaşamında uygulaması gerekir. 

Toplum içindeki  insanlarla iyi bir iletişim içinde olmak gerekir. Ön yargılı olmamak, insanlara hoşgörü ile yaklaşmak gerekir.  İnsanlarla iletişim kurarken  de tek taraflı olmamak gerekir. Bir sorun olduğu zaman iki tarafı dinlemek yani muhakeme yapmak gerekir. İşte bunları yapınca daha iyi bir insan ve daha faydalı bir insan oluruz. Bazı  olumsuz yanlarımızı da törpülemek gerekir. Yani kaba davranışlarımız varsa bunların törpülenmesi, daha iyi bir hale getirilmesi gerekir. Örneğin; her şeyi pat diye insanın yüzüne söyleyen biriysek bu davranıştan vazgeçmemiz ve kendimizi törpülememiz gerekir. Çünkü hayatta belli kaideler, belli kurallar vardır. Kısacası insan olmak,  saygılı olmak, kibar olmak gerekir. Buna bir de kültürlü ve bilgili olmak eklenirse işte o zaman insan daha bir bütün olur ve daha bir olgun kimse olur.

İnsan hem bilgili hem de alçakgönüllü olduğu  toplum içinde daha saygın ve daha sevilen   insan olur. Bilgimiz bizi daha iyi insan ve daha  kibar  insan yaptığı zaman biz yüceliriz ve daha çok sevilir ve sayılırız.