Kirli Bir Doğada Niçin Yaşamak İstemezsiniz Sorusuna Cevap Olacak Hikaye Edici Bir Metin Yazınız.

 

Kirli Bir Doğada Niçin Yaşamak İstemezsiniz Sorusuna Cevap Olacak Hikaye Edici  Bir Metin Yazınız.


Kızlderililerin çok güzel bir sözü vardır:   “Beyazlar hiçbir zaman toprağı, geyikleri ye da ayıları umursamadılar. Biz Kızılderililer bir hayvanı öldürdüğümüz zaman onu hiçbir şekilde ziyan etmiyor, bütün etini yiyoruz. Kökler diktiğimizde ve evler yaptığımızda küçük çukurlar açıyoruz. Çekirgeler için otları yaktığımızda hiçbir şeyi mahvetmiyoruz. Meşe meyvelerini ve fıstıkları ağacı sallayarak düşürüyoruz. Ağaçları baltalayıp devirmiyoruz. 


Yalnızca kurumuş ağaçları kullanıyoruz. Ama beyazlar toprağı deşiyor, ağaçları söküyor ve her şeyi öldürüyorlar. Ağaç diyor ki,” Yapma, acıyor. Canımı yakma.” Ama onlar onu baltalayıp kesiyorlar. Toprağın ruhu onlardan nefret ediyor. Onlar ağaçları parçalıyor ve en derinlere kadar oyuyorlar. Ağaçları testereyle kesiyorlar. Bu onların canını yakıyor. Kızılderililer asla bir şeyin canını yakmaz ama beyazlar her şeye zarar veriyorlar. Kayaları parçalıyor, sonra da onları yerlere saçıyorlar. Kaya diyor ki,” Yapma, canımı yakıyorsun.”Ama beyazlar hiç umursamıyorlar. Kızılderililer kayaları kullanırken yalnızca küçük ve yuvarlak olanları alırlar. Toprağın ruhu beyaz adamı nasıl sevebilir? Beyaz adamın ona dokunduğu her yer acıyor. Bu söz bize neden doğayı korumamız ve onu çok sevmemiz gerektiğini çok güzel bir şekilde anlatır.

Şimdi hikayeme geçiyorum.

 

Doğayla Savaş Halinde Olmayalım!

Akşam okuldan çıkıp eve geldiğimde saat yedi buçuk gibi akşam haberlerini izlemeye başladım. Ülkemizin bir şehrinde denizdeki balıkların ölerek kıyıya vurduğunu anlatıyordu. Binlerce balık ölmüştü ve deniz kıyısında görünen ölü balıklara çok üzülmüştüm. Daha sonra haberin devamını dinlediğimde denize zehirli kimyasalların karıştırıldığı anlatılıyordu. Binlerce balık ölüyodu. İki kuruşluk fayda için  bir daha telefi edilmeyecek zararlar açlıyordu doğanın başına. Bu çok canice bir durumdu. Canlar gidiyor ama bu kimsenin umrunda bile olmuyor diye düşünmeye başladım.

 

 Akşam balıkların o hali gözümden gitmedi ve gece rüyamda temiz bir doğa, yemyeşil ağaçlar, tek katlı evler ve deniz içinde yüzen balıklar gördüm. Cennette gibiydim sanki. Annemin haydi Aslı uyan demesi ile uyandım. Akşamki haberi hatırladım ve canım tekrar sıkıldı. Doğa ile bu savaşa son vermemiz gerektiğini düşündüm ve okula gidince bu konu hakkındaki düşüncelerimi Nazife Öğretmene söyledim. Ona bizler öğrenciler olarak basın yayını okula getirtelim ve doğayı nasıl daha iyi hale getirebiliriz diye projeler üretelim dedim. Bu düşüncemi öğretmen çok beğendi. Ertesi gün gazeteciler okulumuza geldiler. Onlar gelmeden  hemen  önce okulun çevresini de tertemiz yapmıştık. Her öğrenci sıra ile konuştu ve sıra bana geldiğini şunları söyledim: Haberlerde ölen balıkları gördüm ve doğayı nasıl bu hale getirdiğimizi düşündüm. Sadece balıklar değil diğer canlıların yaşam alanı da tehdit eden biz insanlarız dedim. Deniz kıyısı pislik içinde, şehirler pislik içinde, insanlar keşke daha bilinçli olsa diye veryansın ettim ve ağlamaya başladım.  Böyle giderse yaşayacak temiz alanımız olmayacak, salgın hastalıklar artacak, temiz havaya hasret kalacağız ve ama iş işten geçmiş olacak dedim.

 

Benim bu konuşmamdan sonra yetkililer okulumuzu aradılar ve doğayı korumak için artık daha dikkatli olacaklarını söylediler ama biz çocukla da bu bilinci  asla kaybetmeyecektik ve öyle de yaptık. Yaşadığım şehirde nerede bir çöp görsem onu çöp kutusuna attım, okulumun çevresini temiz tutmaya çalıştım ve doğa ile savaş değil barış içinde olursak daha mutlu olacağımızı ve daha temiz bir çevrede yaşayacağımızı anladım. Kirli doğa kirli dünya demekti. Hayatımın sonu demekti, hastalıklar, pislikler içinde nefes almak demekti. Bunun için doğaya savaşa hayır doğaya katkı sağlamaya evet dedim.

 

Uzay Yolculuğuna Çıkmak İster Miydiniz? Nedenleriyle Açıklayınız.

 

Uzay Yolculuğuna Çıkmak İster Miydiniz? Nedenleriyle Açıklayınız.


Uzay, Dünya ve diğer gökcisimleri arasında yer alan sonsuz boşluğa verilen isimdir. Uzayın ortalama sıcaklığı yaklaşık olarak -270 derecedir. Uzay’da bizim algıladığımız gibi bir zaman kavramı yoktur. Atmosfer ile uzay arasında kesin bir sınır bulunmamaktadır, fakat Dünya’nın atmosferi yukarı doğru çıkıldıkça incelmektedir. Uzayda tahminen milyarlarca galaksi bulunmaktadır.


 Uzay yolculuğuna çıkmayı çok isterdim. Ülkemizin milli gururu olan Alper Gezeravcı uzaya giden ilk Türk astronot olarak adını kayıtlara geçirmiştir. Uzaya gitmek isterdim çünkü uzayda neler oluyor, nasıl bir yaşam alanı var ya da orada hayat var mı bunları çok merak ediyorum bunları araştırıp incelerdim. Yerçekimsiz bir yerde yaşamanın heyecanını tadardım. Uzayın derinliklerinde nelerin olduğu her zaman merak etmişimdir. Orada bizden başka yaşayan canlıların olup olmadığını merak ettiğim için uzaya gitmeyi çok isterdim. Ayrıca uzaya giderek ülkemi dünyada iyi anlamda temsil etmiş olurdum ve bu da beni çok mutlu ederdi. Gezegenleri, yıldızı, kuyruklu yıldızı, takım yıldızlarını, asteroitleri, göktaşını görmek isterdim. İçimdeki merak duygusunu yenmek için, belki orada yaşayan uzaylıları vardır ve  bunu dünyaya kanıtlamak için uzaya gitmek isterdim. 


Her yeni uzay görevinde insanlığa farklı bilgiler aktarılır ve bende bu bilgileri aktaran bilim insanlarından biri olmak isterdim. Uzay görevi sırasında öğrendiğim bilgileri dünyaya döndüğüm zaman insanlara anlatırdım ve dünyanın da uzay hakkında bilgilenmeye devam etmesini sağlardım. 

Alınteri İle İlgili Bilgilendirici Metin Yazınız.

 

Alınteri İle İlgili Bilgilendirici Metin Yazınız.

 

“En verimli yağmur alınteridir” der Cenap Şahabettin. Çünkü alınteri ile kazanılan para insanın kendi el emeği ile, beyin gücü ile kazandığı paradır. Çünkü alınteri ile kazanılan para kul hakkına girmeden, bir yerden rüşvet almadan, birinin adamı olmadan kazanılan paradır. Onun için de böyle kazanılan para gönül rahatlığı için harcanıp, gönül rahatlığı içinde yenebilir. Özelliklede bir bir babanın evine helalinden ekmek götürmesi, bir kömür işçisinin saatlerce yerin kaç altında kalması ve çocukları için, ailesi için oradaki kömür zehrine kendini feda etmesi bir alınteri örneğidir.

 

Bileğinin hakkı ile, alnının teri ile kazanılan para ne güzel paradır. Çünkü o parada dürüstlük vardır, onurlu olma vardır, dimdik bir duruş vardır, karakter vardır. Onuru ile hayatta kalabilen, alın teri ile kazandığı parayı ailesi için, muhtaç insanlar için harcayan kimselere değer vermeliyiz, onları sevmeli ve toplum içinde onları yüceltmeliyiz. Yüce Allah da alın teri ile para kazanan, helalinden kazanan kullarını sever ve onlara sevap yazar. “En hayırlı ve tatlı kazanç insanın el emeği göz nuru alın teri ile kazandığı rızıktır." der alemlere rahmet olarak gönderilmiş olan Sevgili Peygamber Efendimiz Hz Muhammed Mustafa.

 

 Onun için toplum içinde insanları alınteri ile çalışmaya yönlendirmeliyiz. Hırsızlıkla, rüşvetle, hak yemekle kazanılan para helal değildir ve kişiye de faydası dokunmaz. Bunun için her zaman alınterimizi dökmeli ve kendimize karşı dürüst olmak için hayat boyunca helalinden kazanmaya çalışmalıyız.

Eşekli Kütüphaneci Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Eşekli Kütüphaneci Kitabında Geçen Özlü Sözler


Yunanistan’dan Ürgüp Göreme’ye büyüklerinin istediği ile gelen Dimitrios Aziz adında genç bir delikanlı ile tanışır. Daha sonra Aziz Bey'in babası olan Mustafa Bey’in köy köy dolaşarak eşek üzerinde kitap dağıttığı ve insanlara hizmet ettiği anlatılır. Daha sonraları kendisine gereken değer verilmemiş olsa da Mustafa Bey yine de vatanını ve milletini, insanlarını çok seven değerli bir insan, kültürlü bir insandır.

Eşekli Kütüphaneci kitabında geçen özlü sözler şunlardır:


“Kitaplara yapılan kıyım halka yapılan kötülüktür bence.”

"Köye kitaplık açmak, çöle çeşme açmak gibidir. Kitaplığın girdiği yerden bilinmezlik kaçar gider."


“Sol kitap sağ kitap diye bir ölçü olur mu? Nitelikli kitap diye bir ölçü kullanılabilir belki En iyisi okurun düzeyini eğitimle yükseltip, yargıyı ona bırakmak, kitaplıkları yasaksız çalıştırmaktır.”

“Biz bu örümcekli kafadan ne zaman kurtulacağız? Kadını erkeğin arkasına atan, onunla bir mecliste oturamayan, bir çatı altında kadın erkek birlikte bulunmak gerekince araya perde geren toplum hiç bu çağın toplumu olabilir mi?”

“Cahilliği ancak okumakla yenebiliriz. Karanlığı okuyup öğrenmekle, ışıklandırmakla yenebiliriz.”

“Kitap sevgisi diye bir sevgi vardır sanırım. Ana sevgisi, kardeş sevgisi, yar sevgisi gibi bir sevgi. Bu sevgi insanın içinde doğuştan mıdır? Yoksa sonradan mı uyanır? Bunu bilmiyorum. Daha doğrusu, ben şöyle inanıyorum: kitap sevgisi de bütün öbür sevgiler gibi doğuştan vardır; ama uyuyordur. Onun zamanı gelince uyandırılması gerekir.”

“İnsanda mantık olmalı, düşünce olmalı. Düşünce nasıl olur? Bilgiyle olur. Bilgi de kitaplardadır.”


“Halkın karanlıkta kalmasını isteyenler, araç olarak dini her zaman, her işe kattılar.”

“Eğer geleceği kurtarmak istiyorsak, kitapları asıl çocukları okutacağız. Elbet bu kitapların çok iyi seçilmesi gerekir.”

“Ben başkan olsam, kitaplıklara önem veririm. Bir toplumun yerleşiminden küçük yerleşimine kadar her yerinde kitaplıklar varsa, halk kitap okuyorsa, o toplum her işine yetiş artacak parayı bulabilir. Akıl uyanmayınca kafa çalışır mı? Kafa çalışmayınca para kazanılır mı? Aklı uyandıracak olan da kitap, kitaplık. Ben böyle düşünüyorum.”

Çalışmak, Alın Teri, Emek, Geçim Derdi, Sorumluluk, Eşitlik Kavramlarıyla İlgili Derlediğiniz Özlü Sözleri Yazınız.

 

Çalışmak, Alın Teri, Emek, Geçim Derdi, Sorumluluk, Eşitlik Kavramlarıyla İlgili Derlediğiniz Özlü Sözleri Yazınız.


Çalışmak İle İlgili Özlü sözler

"İşinizde en iyisi olmak istiyorsanız, zamanınızın çoğunu çalışarak geçirmelisiniz."  Oprah Winfrey.

"Başarının temeli, istekle çalışmaktır." Confucius

"Başarılı olmak için, azimle ve istekle çalışmalısınız." - Richard Branson

"Başarı, ne kadar çalıştığınızla ilgilidir."  Robert Kiyosaki

"Çalışma isteği, başarıya giden yolun ilk adımıdır."  Zig Ziglar.

"Çalışkanlık, rüyaların gerçekleşmesinin en güvenilir yoludur." Victoria Beckham.

"Çalışmak, başarının anahtarıdır. Başarıya giden yol, azimle çalışmakla döşenir." - Harvey Specter

 

Alın Teri İle İlgili Özlü Sözler

“En çok bolluk getiren yağmur alın teridir.”

“Kırışmış alnıma bakma hor, değerimi asil adamlara sor, mücadele demektir verdiğim emek, ihanettir hortum ile emmek. “ Selim Temiz

“Alın teriyle ıslanan toprak, kurumaz.” İbrahim Olcaytu.

“Hiçbir şey kendi alın teri kadar bir insanı tatmin edemez. Çalışan insan kendi varlığında hüküm süren bir ahengi bütün kâinata nakleder. Hayatın biricik nizamı bu ahengin kendisi olmalıdır.” Ahmet Hamdi Tanpınar

“Toplumların değişmesinde teknolojinin gelişmesinde demokrasinin yeşermesinde ekonomik kalkınmada kısacası yaşamın her alanında emek işçilerinin alın teri el emeği göz nuru vardır.” Gündoğdu Yıldırım.

 

Emek İle İlgili Özlü Sözler

“En hayırlı ve tatlı kazanç insanın el emeği göz nuru alın teri ile kazandığı rızıktır.” Hz. Muhammed(s.a.v)

“Emek vermeden bir şeye ulaşmayı düşünmek, hayalperestlikten başka bir şey değildir.” Niyazi F. Eres.

“Emek olmadan hiçbir şey yetişmez.” Sofokles

“Emeksiz yazılan yazı keyifsiz okunur.” Samuel Johnson.

“Alın teriyle kazanılan kutsal ekmek başı boşluğun getirdiği ekmekten daha tatlıdır.” Crowquill.

 

Geçim Derdi İle İlgili Özlü Sözler

“Hayat bu. Geçim derdi. Savaşmak lazım savaşacağız!” Orhan Kemal.

“İnsanlar geçim sıkıntısı çekiyor, dilerse Allah rızkını açmaz mı? Elbette açar, hem de öyle bir açar ki sen o gelen rızkın içinde boğulursun. Allah De Ötesini Bırak.” Uğur Koşar.

“Oturmak, rahat etmek mi? Yazık! Yüz binlerce senedir oturup rahat edecek zamanın oldu mu diye bir sorun hele. Bir taraftan geçim derdi, diğer taraftan hastalıklar, rahat etmek için vakit mi bırakıyor?” Filibeli Ahmet Hilmi

 

 Sorumluluk İle İlgili Özlü Sözler

“Gerçek anlamda insan olmak, sorumlu olmaktır.” St. Exupery

“İnsan, sadece sorumluluk üstlenerek, zihnini sağlam ve dengeli bir şekilde geliştirebilir.” John Dewey.

“Sorumluluğunu taşıyacağın fikrin adamı ol.” Ahmet  Hamdi Tanpınar

“Sorumluluk, insanı eğitir.” Wendell Phillips.

“Sorumluluğundan kaçmak; insanın kendisine ihaneti oluyor.” Yalçın Küçük

“Herkes, her şeyden sorumludur.” Dostoyevski

 

Eşitlik İle İlgili Özlü Sözler

"Huzuruna gelen herkese hürmet edip eşit muamele yap. Ta ki zayıf senin adaletinden ümitsizliğe düşmesin. Kuvvetli de hak etmediği bir nimeti elde etme hayaline kapılmasın." Hz Ömer.

"İnsanlar doğuştan eşittirler ama bunu sonuna kadar sürdüremezler." Charles de Montesquieu.

"Arkamda yürüme ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme takipçin olmayabilirim. Yanımda yürü böylece ikimiz eşit olabiliriz." Kızılderili özdeyişi.

“İnsanlığın başına ne geldiyse eşitlik olmaması yüzünden geldi.” Pierre Leroux.

Yılmaz Güney’in Boynu Bükük Öldüler Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Yılmaz Güney’in Boynu Bükük Öldüler Kitabında Geçen Özlü Sözler

               

Kitap ağaların köylülere yaptığı zulmü anlatır ve emek hırsızlığını anlatır. Çalışan köylüler, yan gelip yatan ise ağalardır. Kitapta Halil ve Emine'nin aşkı ise kitaba ayrı bir güzellik, acı, özlem, aşk, sevgi, öfke katmıştır. Okuduğunuzda kendinizi sinema filmine gitmiş gibi hissedeceksiniz. Yılmaz Güney bu eserini sanki yaşıyor gibi kaleme almış ve bir solukta bitirdim.


Boynu Bükük Öldüler kitabında geçen özlü sözler şunlardır:

“Kimsesizin ardından gideni de olmazmış.”

“Sıkıntı çekmeyen genişliğin kıymetini bilmez. İyi bunlar, iyi. Adamın başına her bir iş gel­meli ki hayatı anlasın.”

" Kurt kocayınca çakallara maskara olurmuş."

“Bu devirde her işin başında para gelir. Var mı pulun? Herkes kulun Yok mu pulun? Cehennemdir yolun."


“Bir yaprağın düşmesinde, bir dalın acı acı sallanmasında, insan hayatından kopan bir an ve insan hayatını etkileyen acılar gizlidir.”

“Vaktiyle eşeğin birini düğüne davet etmişler, buyur eşek kardeş bizim düğünümüze demişler. Eşek biraz düşünmüş, sonra da semerini almış çıkmış. Bunu görenler, yahu demişler, eşeğe seni işe değil, düğüne çağırıyorlar, düğüne davetlisin. Eşek başını sallamış, ben iyi bilirim kendimi beni boşuna çağırmazlar, taşınacak ya su vardır, ya odun.''

“Kişiyi yaşatan, acılarını unutturup hayatına bir renk katan hayal gücü, umut, sevgi, bir noktada bütün güçlükleri yeniyor, insana kendi güvenini kazandırıyordu.”

"Sana bir şey soracağım, benim neyime bu kadar üsteliyorsun Emine? Güzel desen güzel adam değilim, para desen param yok, ev desen ev de yok." "Vay deli! Vallaha sen delisin Halil. Lan ben sana gönlümü vermişim, gönül çirkin güzel arar mı?"

'Ben bilmem mi çocuk nasıl sevilir? Baban hepsini bilir. Hepsini bilir ya, gözü çıksın yokluk var başımızda.''


“Baş eğmem , diz çökmem , boyun bükmem. Zalime direnmeyene ben adam demem !”

“N'olacak be Hasan, dünyada iyilikten başka ne var oğlum?
Yarın bir gün hepimiz ölüp gitmeyecek miyiz? Elimizden gelen bir işi niye yapmayalım? Şunun şurasında hepimiz insan değil miyiz? İyilik, iyilik! Başka bir şey kalmaz geride. Ne para, ne pul, ne mal, ne mülk. Hepsi boş bunların, hepsi. Adamın yanın­ da yalnız iyiliği kalır, ardından da iyiliği söylenir.”

 "Olmuş ile ölmüşe çare bulunmaz."

Cengiz Aytmatov’un "Dişi Kurdun Rüyaları" Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Cengiz Aytmatov’un "Dişi Kurdun  Rüyaları" Kitabında Geçen Özlü Sözler


 Cengiz Aytmatov bu eserinde insanoğlunun ezeli ve ebedi sorunlarını, bir papaz okulu öğrencisinin düşüncelerinde, esrar kaçakçılarının, Kırgız çobanlarının ve kurtların hayat hikâyelerinde anlatmaktadır. Okunması gereken güzel bir kitaptır.

Kitapta geçen özlü sözler şunlardır:

“İnsanın hayatını yönlendiren yasalar hesap kabul etmez. Uzay boşluğundan dönüp duran dünyamız da kanlı dramların sahnelendiği bir yerdir sadece… Bu dünya güneşin etrafında döndüğü sürece, kıyamete kadar kan akması mı gerekir?’’

“Dünyanın herhangi bir noktasında işlenen her suç, her kötülük, hepimizi ilgilendirir. O kötülüğün işlendiğini bilmesek ve çok uzağında olsak bile ilgilendirir.”

"Sevmek, bu dünyada sahip olunacak en büyük servet, en büyük amaç değil miydi?"


“Bugünküler, dün olanları yaşıyor, eğer yarınkiler bugün olanları unutur, hatırlamazlarsa bu, herkes için büyük bir felaket olacaktır.’’

"Bu dünyada karşılıksız bedelsiz bir şey var mı? Hayatın da bedeli var. Yaşayan bunu ölümle öder."

“İnsanoğlu çıkarları uğruna yerküreyi bir limon gibi sıkabilirdi.”

“Öyle görünüyordu ki, yönetim sisteminde bir bozukluk olduğunu bildirecek alarm zilini çalmak için, insanın birçok meziyetleri yanında, kendi aleyhine olacak şeylerden de korkmaması gerekirdi.”

“Kötü, hemen hemen her defasında, niçin 'iyi” den daha güçlü olarak ortaya çıkıyor?”

“Bütün mücadelelerimize ve çelişkilerimize rağmen bir evrensel uzlaşmayı sağlayabiliriz. Çünkü selamete, kurtuluşa açılan tek kapımız budur.”

“Hayat bütün yokluklardan daha kuvvetlidir ve dünyada ondan daha mukaddes bir şey yoktu.”


“İnsanlar her zaman yaptıkları gibi kendilerini haklı çıkarmak için mazeret uydurmayacaklar mıydı?”

“Dünyada çok çeken, çok bilir.”

“İnsan için en güç olan, her gün insan olarak kalmasıdır.”

Bülbülü Öldürmek Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Bülbülü Öldürmek Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Zenci bir insanın  hiçbir suçu olmadığı halde haksız yere suçlanması üzerinden gelişen olaylar anlatılır kitapta. Kitapta;  önyargılar, riyakârlık, sınıf ve ırk çatışmalarına da yer verilir.

 Bülbülü Öldürmek Kitabında geçen özlü sözler şunlardır:

“İnsanlar genelde neyi görmek istiyorlarsa onu görürler, neyi duymak istiyorlarsa onu duyarlar.”

“Öğreneceğin şeylerin çoğunu kitaplardan öğrenmeyeceksin.”

“Doğru konuşarak onları değiştiremezsin, kendileri öğrenmek istemelidir. Onlar öğrenmek istemiyorlarsa bir şey yapamazsın.”

"Dünyada başka insanlar için yapabileceğim hiçbir şey yok, gülmekten başka, işte ben de bu yüzden bir sirke katılıp gülmekten öleceğim."

 

“Bazı insanlar yaşam tarzımdan hoşlanmıyor. E ben de cehenneme kadar yolunuz var diyebilirim. Hoşlanıp hoşlanmamanız umrumda değil.”

“Daha başlamadan yüzyıl önce davayı kaybetmiş olmamız demek kazanmaya çalışmayacağız anlamına gelmez”

 “İnsanların çoğu iyidir, yeter ki sen onları bir gün gör.”

“Bir baba işsizlik parasını viskiye yatırırsa Çocukların, açlıktan ağlamaları bir başka olur.”

“Bir insanı anlayabilmek için, o insanın baktığı açıdan bakmayı becerebilmelisin.”

"Tutuklanmaktan mı korktun, yaptığın şeyi kabullenmek zorunda kalmaktan mı?" "Hayır efem, yapmadığım şeyi kabullenmek zorunda kalmaktan."

" İstediğin kadar saksağan vur vurabilirsen , ama unutma , bülbülü öldürmek günahtır. "

“Daha başlamadan yenileceğini bildiğin halde başlamak ve ne olursa olsun sonuna kadar devam etmek demektir cesaret.”

“İnsanlar kendilerinden daha çok şey bilen birini çevrelerinde görmekten hoşlanmazlar, sinirlenirler. Doğru konuşarak onları değiştiremezsin, kendileri öğrenmek istemelidir. Onlar öğrenmek istemiyorlarsa bir şey yapamazsın. Ya çeneni kaparsın ya da  onlar gibi konuşursun.”

 

“Küçük bir çocuğun gözünde yalan yoktur. Çocuklar gördüklerinin ve hayal dünyalarının içinde yaşarlar ve onlar her şeyi yalansız görürler. Bizler içimizdeki bütün kötülükleri onlara aşılamakla en büyük görevi üstleniyoruz.”

“İnsanların tuhaf olduklarına karar verdim. Zorunlu olmadıkça onlar konusunda kafa patlatmayacaktım.”

“Zulüm, ön yargılı insanlardan kaynaklanır.”

“Her zaman içimizdeki hisleri dinleseydik, kuyruğunu yakalamaya çalışan kedilere benzerdik.”

“Biz neden sürekli birbirimizi üzüyor, eziyor ve tüketiyoruz?”

 

“İnsanların yüzüne bakabilmek için ilk önce kendi yüzüme bakabilmeliyim. Çoğunluğa bağlı olmayan tek şey insanın vicdanıdır.”

“Bizim mahkemelerimizde beyaz adamın dünyasıyla siyah adamın dünyası karşı karşıya geldiğinde, her zaman beyaz adam kazanır. Bunlar çirkin ama hayatın da gerçeğidir.”

“Bülbüller bizi eğlendirmek için şarkı söylemek dışında bir şey yapmaz. İnsanların bahçelerindeki bitkileri yemezler, mısır ambarlarına yuvalanmazlar, tek yaptıkları iş bize içlerini dökmektir. İşte bu yüzden bülbülleri öldürmek günahtır.”

Jack London’un Martın Eden Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Jack London’un Martın Eden Kitabında Geçen Özlü Sözler


Jack London yarı-otobiyografik romanı Martin Eden'de, yazar olabilmek için hayatını ortaya koyan genç bir gemi işçisinin hikâyesini anlatıyor. San Francisco'da gemici olarak çalışan Martin Eden'in yazarlık macerası, Ruth Morse'a olan aşkıyla başlar. Kitap okunması gereken, çok mesajlar veren, insana insan olduğu için değer verilmemesi kötü bir durumdur.

Martın Eden Kitabında Geçen Özlü Sözler şunlardır:

“Sen kitapları okuyarak kendi yolunu kendi başına buldun.”

"Eğer bir şeyi sevmediysem sevmedim demektir, o kadar. Şu güneşin altındaki hiçbir sebep sadece türdeşlerim çoğunluk olarak onu beğeniyor veya beğenilmesi gerektiğine inanıyor diye o beğeniyi benim de taklit etmemi gerektirmez. Hoşlandığım ya da hoşlanmadığım şeylerde modayı takip edecek değilim.”

"Eski arkadaşlarından ve eski hayat tarzından kendini azat ettiği, yeni arkadaş da edinmediği için okumaktan başka yapacak bir şeyi kalmamıştı; okumaya o kadar çok vakit ayırıyordu ki bunu yapan sıradan gözler olsaydı, şimdiye kadar on kere bozulmuştu."


“Ne söylediğinizi biraz da nasıl söylediğiniz belirler.”

“Kölelerden oluşan hiçbir devlet sonsuza kadar yaşayamaz.”

“Buralara nereden geldiğimi biliyorum, gidecek daha çok yolumun olduğunu da biliyorum ve gerekirse dizlerimin üstünde sürünerek de olsa oraya gideceğim.”

“Nasıl olur da kitaplardan bir şey öğrenmezlerdi?”

“Ben kendi beğenimi, insanlığın ortak yargılarına göre şekillendirmem. Eğer bir şeyi beğenmiyorsam, beğenmiyorumdur.”

“En hızlı giden, yalnız gidendi.”

“Düşünebildiklerini sanan bu düşünce fakirleri, hakikaten düşünebilen üç beş kişinin hayatını belirliyor üstelik.”

“Ama ben kitapları hep sevdim ve bulduğum her şeyi okudum.”

“Seni kitap okuyan insanlarla tanıştıracağım. Hayat, ancak böyle insanlarla bir araya geliyorsan yaşanmaya değer.”

“Bütün güç kitaplardaydı.”

“İdeal erkek güzelliğini hep nezaket ve kibarlıktan ibaret görmüştü.”

 “Beni ikna etmeyen bir görüntü düpedüz sahtedir.”

 “Hayatta her şey kötüye gidebilir, aşk hariç. Yeter ki bitkin düşen, bocalayıp tökezleyen zayıf iradeli biri olmasın, aşk hiçbir zaman yolunu şaşırmaz.”

“Sen bir işi tamamladıktan sonra elde ettiğin başarıda değil, o işi yaparken buluyorsun mutluluğu.”

“Ölüler mezarlarında kalmalı. Neden bana ve içimdeki güzelliğe onlar hükmetsin? Güzellik canlıdır ve ölümsüzdür. Diller gelir geçer. Onlar ölülerin tozudur.”

“Başarı, keyif aldığın şeyi yapmak değil, onu yaparken haz duymaktır.”

“Kendi küçük hayatlarını dar kafalı küçük formüllere göre yaşayanları, bir araya toplaşmış sürüler dışında var olamayan varlıkları, yaşamlarını başkalarının düşüncelerine göre kalıplara sokanları, kölesi oldukları çocuksu kurallar nedeniyle gerçekten yaşamayı ve birey olmayı beceremeyenleri düşününce bir iki kez acı kahkahalara boğuldu.”


“Yaşamayı arzu etmeyen bir hayat, sona erme yoluna girmiş demektir.”

“ Seni en çok mutlu edecek şey neyse onu yap. “

“Bay Butler'a acıyorum. Doğru dürüst harcayamayıp otuz bin dolar içib hayatını boşa harcamış. Niye mi, çünkü artık otuz bin dolar nakit verse bile çocukken on sente alabileceği şeyleri alamaz, mesela şeker,fıstık veya tiyatroda en üst balkondan bir bilet.”

“Bir zamanlar öylesine saftım ki; yüksek mevkilerde oturan, iyi evlerde yaşayan, öğrenim görmüş ve bankalarda hesapları olan insanları saygı değer kimseler sanırdım.”

"Yazamayan insanlar , yazan insanlar üzerine çok fazla şey yazıyorlar."

Sağlığınızı Korumak İçin Neler Yapıyorsunuz?

 

Sağlığınızı Korumak İçin Neler Yapıyorsunuz?


Sağlıklı olmak insan  ilk olarak yeterli ve dengeli beslenmeli, spor yapmalı, kendini aşırı strese boğmamalıdır. Sağlığımı korumak için yediğim içtiğim her şeye dikkat ediyorum. Hazır meyve suları yerine meyvenin kendisini yiyorum, kuruyemiş yiyorum ve sağlıklı yağlar tüketiyorum. Yediğim çoğu şeyin organik olmasına dikkat ediyorum. Ölçüyü kaçırmamaya dikkat ediyorum. Doğal diyerek her şeyin fazlasını tüketmek de vücudumuza fazla yağ olarak dönmektedir. Bu da bizi obez yapar. Bunun için her şeyden ölçülü olarak tüketmeye çalışıyorum.


 Bazı zamanlar abur cubur tüketiyorum ve  bunun bana zarar verdiğini biliyorum ama kendimi frenleyemiyorum. Onun için bu kötü alışkanlığımdan bir an önce vazgeçmek için uzmanların sağlıklı olmak için hazırladığı vidoları izliyorum, kitapları okuyorum ve yeme alışkanlığımız hayat alışkanlığı haline getirmeye çalışıyorum. Sabahları erkenden kalkıp bir bardak suya sıkılmış limonu içiyorum. Daha sonra temiz hava eşliğinde yürüyüşe çıkıyorum. Otuz dakikalık yürüyüşten sonra on beş dakika kadar da bisiklet sürüyorum. Kendimi dinç ve mutlu hissediyorum spor yapınca. Her şeye kafamı takmıyorum ve kendimi olur olmaz şeyler için üzmüyorum ve fazla stresli olmuyorum. 


Arada pilatese gidiyorum, spor salonlarına giderek orada da ara sıra vakit geçiriyorum ama genelde doğa ile iç içe olmayı daha çok tercih ediyorum. Kişisel bakımıma dikkat ediyorum. Yemekten önce ve yemekten sonra ellerimi sabunlu su ile bir güzel yıkıyorum. Dişlerimi fırçalıyorum. Soğuk havalarda kalın sıcak havalarda renkli ve ince giyinmeye çalışıyorum.

Geçim Derdi İle İlgili Bilgilendirici Metin Yazınız

 

Geçim Derdi İle İlgili Bilgilendirici Metin Yazınız


Ekmeğini alın teri ile kazanan, kimseye muhtaç olmadan  kendi yaşamını idame ettirmeye çalışan onurlu ve dürüst insanlar geçim derdinde olur. Evime ekmek götürebilecek miyim, çocuklarıma iyi bir anne ya da baba olabilecek miyim telaşında olan bu insanların tek derdi vardır. O da geçim derdidir. Kendi ayaklarımız üstünde durabilmek için çok çalışmalıyız, alın teri dökmeliyiz ve kimseye muhtaç olmamaya çalışmalıyız. 


Geçim derdi olan insanlar kendilerini çalışma ile meşgul eden, kendilerini işine odaklayan emektar insanlardır. Bu insanlar saygı duyulması gereken değerli kimselerdir. Geçim derdi içinde olmalıyız çünkü hayat çok acımasızdır. Paranız olmadığı zaman başka insanlara yalvarmak  zorunda kalırsınız ve size olan saygı bir zaman sonra azalmaya başlar. Oysa alın teri ile geçimini sağlayan insanlar karşı toplum içinde daha değerli olur. Çünkü insanlar çalışanı, emek edeni, geçim derdinde olanları sever ve böyle kimseler ile l iş yapmak isterler.


 “İnsanlar geçim sıkıntısı çekiyor, dilerse Allah rızkını açmaz mı? Elbette açar, hem de öyle bir açar ki sen o gelen rızkın içinde boğulursun.” Allah De Ötesini Bırak,” der. Uğur Koşar. Onun için biz çalışmalıyız, geçimimizi sağlamaya çalışmalıyız. Gerisi zaten Allah yoluna koyar. Yeter ki alın teri ile helalinden kazanmaya bakalım.

Masal Masal İçinde Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Masal Masal İçinde Kitabı İle İlgili Özlü Sözler

 

Kitapta sabırsızlığın, paylaşmamanın, açgözlülüğün, aşırı fedakarlığın, aşırı cömertliğin insanı nasıl yanlış yollara götürdüğünü görebilirsiniz. İnsan kendini bilmeli, haddini bilmeli ve her şeyin aşırısına kaçmamalıdır. Sabırlı olmalıdır. Bilmediği konularda hüküm vermemelidir. Ahmet Ümit’in yazdığı Masal Masal İçinde adlı kitap her yaştan insanın okuyup bir olukta bitirebileceği muhteşem bir eserdir.

Masal Masal İçinde Kitabında geçen özlü sözler şunlardır:

“ O adamı ben değil, hırsı öldürdü.”

“Neden insanlar susmayı bilmiyor?”

“İnsanoğlu iyi değil. Belki kötü de değil. İkisinin ortası bir şey. Bazen iyi bazen kötü. Çoğu zaman kötü. Bencillik mayasında var. Eğitilirse yalnız kendi çıkarını değil, birlikte yaşadığı insanların, hatta öteki canlıların haklarını da gözetebilen bir yaratık haline gelebilir.”

"Hiç kuşkusuz yaşam bir armağandır." Ama biz insanlar öyle âciz yaratıklarız ki, bize sunulan bu armağanın tadını çıkarmak yerine kendimizi acılara boğuyoruz.”

“ Kötü arkadaşları olanın düşmana ihtiyacı yoktur ama iyi bir arkadaş kilolarca altından daha kıymetlidir.”

“ Eğer bir gün çocuğun olursa, her türlü olanağa sahip olsan bile ona hak etmediklerini verme. Onu öyle bir eğit ki yaşamda iyinin yanında kötünün de olduğunu anlasın. Ayakta kalmak için çalışmak zorunda olduğunu bilsin..”


“Biz insanlar gerçekten de tuhaf yaratıklarız. Öyle görkemli düşler kurar, öyle yapıtlar ortaya koyarız ki, görenler hayran kalır. Ama bazen de öyle kaypaklaşır,öyle aceleci davranırız ki, o güzellikleri yaratanlarla bu kolaycı tavrı benimseyenler aynı insanlar mıdır, anlamak zorlaşır.”

“ Usta dediğin yalnızca mesleği değil yaşamı da öğretmelidir çırağına. Öğretmek de yetmez ona destek olmalı, omuz vermelidir.”

 “Bilmediğiniz konularda akıl yürütmek doğru değildir.”

“ Her hastalığın bir ilacı, her derdin bir çaresi vardır.”

“ Paylaşmayı bilmeyenlerle zalimler bu kapıdan giremez. Önce paylaşmayı, sonra merhamet etmeyi öğrenmelisin.”

“Karşımızdaki insanın gözlerine baktığımızda onun nasıl biri olduğunu hemen anlarız. Biliyorum, insanlar gözleriyle de yalan söyleyebilir.”

 “Gönül rüzgar gibidir, ele avuca sığmaz. Dilediğine akar gider. Sana da yalnızca bakmak, olacaklara katlanmak kalır.”


“Bir kelebeğin ömrü kadar kısa olan aşk, bekleyiş sırasında solarak yakıcılığını yitiremez mi?”

“Senin gidişatın iyi değil oğlum. Sana büyük bir servet bırakıyorum ama bu kafayla eminim hepsini bitireceksin, har vurup harman savuracaksın. Daha doğrusu arkadaşların bu serveti bitirecek. Paran kalmayınca sana saygı duymayacaklar. Çok kötü durumlara düşeceksin.”

 “İster padişah olsun, ister yoksul bir köylü, insanoğlunun bazı davranışları var ki hiç değişmiyor.”

“Günahınızı boş yere zavallı şeytanın üstüne yıkmayın."

İbni Sina Sözleri

 

İbni Sina Sözleri


Tarihimizdeki en ünlü doktor İbni Sina’dır. İbni Sina yüz elliden fazla kitap yazmıştır. Yazdığı kitaplar  Avrupa’da ders olarak okutulmuştur. En önemli eseri Tıp Kanunu adlı eseridir.

“İyiliğin şartı beştir: Tez olmalı, gizli olmalı, gözde büyütülmemeli, sürekli olalı ve yerini bulmalı.”

“Faydasız bitki yoktur.”

“Kendinin ne olduğunu bilen insan, bazı kendini bilmezlerin, onun hakkında söylediklerinden etkilenmez.”

“Açlık şifadır.”


“İhtiyarlığın rengi benim sakallarımın yanında bir ihtar nişanıdır ki bana yolsuz davranışlar, kötü işler yapmaya meydan kalmadığını bildirir. Bana bu akları boya diyenler oldu. Ben de onlara şöyle dedim: Ben bu ihtiyarlığı, bu ak saç ve sakalı diri olarak üzerimde taşımak istemiyorum. Bir de onları siyah boyaların altına gömüp ölü olarak nasıl taşıyayım.”

“Her kalbi kuvvetli olan çok sevinen olmadığı gibi, her çok sevinçlinin de kalbi kuvvetli değildir.”

“İnsanlar ileri sürdüğünüz nedenlere, içtenliğinize, çektiğiniz acıların ağırlığına ancak siz öldükten sonra inanırlar. Yaşadığınız sürece durumunuz şüphelidir, çok çok sizden şüphe ederler, bu kadarına hak kazanabilirsiniz.”

“Aklı bol olan, zamanın kıtlığından zarar görmez.”

“Şifasız hastalık yoktur; irade eksikliğinden başka. Değersiz bitki yoktur; tanınmamasından başka.”

“Tedavi edilemeyecek hastalık yoktur.”

“Her hastalığı yapan bir kurttur. Yazık ki onu görecek elimizde âlet yoktur.” (Mikroskop)

“Avam gördüğüne duyduğuna, havas her şeye inanır. Hassül havas ise inandıklarını yaşar.”

“Dünya, aklı olup, dini olmayan adamlarla ve dini olup, aklı olmayan insanlar olarak ayrılmıştır.”


“Hayatın genişliği, uzunluğundan daha önemlidir.”

“Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir.”

“Ben öküzden korkarım çünkü onun silahı var ama aklı yok.”

“Dünya bir eğlence ve oyun yeri değildir.”

“Ruhsal bir hayal gücü vardır. Bu güç, hastalıkları oluşturabileceği gibi, var olan rahatsızlıkları da ortadan kaldırabilir. Beden, ruhsal hayal gücünün emirlerine itaat etmek zorundadır.”

Ömer Hayyam Şiirleri

 

Ömer Hayyam Şiirleri

Ömer Hayyam, 1048 yılında,  Nişabur’da dünyaya gelmiştir. Rubaileri ile ünlü bir insandır. Ömer Hayyam  matematikçi, tarihçi, şair, filozf, astronomdur. Ömer Hayyam şiirlerine örnekler şunlardır:

 1) Zaman

Çayda akan su gibi , çölde esen yel gibi
İşte bir günü daha kayboldu ömrümün.
Ben ben oldukça iki günün gamını bir çekmem.
Biri geçip giden gün biri gelecek gün.

 

2) Hoca Olmak Yetmez

Adil davranmadıktan sonra
Hacı, hoca olmuşsun kaç para?
Hırka, tesbih, post, seccade güzel ama;
Tanrı kanar mı bunlara?

 

3)  Özgürlük

Özgürlük yoluna girmezsen,
Bu yolda koşmazsan var gücünle,
Yıkamazsan yüzünü yüreğinin kanında,
Yarın avucunu yalarsın.

Adam dediğin kendini yok bilmedimi,
Cayır cayır yanmadımı yürek dediğin,
Hadi öyleyse uğurlar olsun.

 

4) Birgün Öleceksin

 Hala korkular, renkler ardinda misin?
Cirkinle güzel secmek kaydinda misin?
Oldun diyelim Zemzem, ya da ab-i hayat
Birgün öleceksin yar, farkinda misin?

 

5) Felek ne cömert aşağılık insanlara
Han, hamam, dolap, değirmen, hep onlara
Kendini satmayan adama ekmek yok
Sen gel de yuf çekme böylesi dünyaya !

 

6) Pergel

 Sevgili, seninle ben pergel gibiyiz:

İki başımız var, bir tek bedenimiz.
Ne kadar dönersem döneyim çevrende:
Er geç baş başa verecek değil miyiz?

 

7) Aşk

Ezeli sırları ne sen bilirsin ne de ben
Bu muammayı ne sen okuyabilirsin ne de ben
Perde ardında sen ben dedikodusu var amma...
Perde kalktı mı ne sen kalırsın ne de ben.

Tuhaflıklar Asansörü Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Tuhaflıklar Asansörü Kitabında Geçen Özlü Sözler


Kitapta Şaban adındaki bir çocuğun okul çıkışı servisi kaçırınca başına gelen olayları anlatan güzel bir kitaptır. Kitapta genel olarak çevreyi kirletmememiz gerektiği, gıybetten uzak durmamız gerektiği, bulduklarımızla yetinmeyi bilmemiz gerektiği anlatılır. Şaban'ın yardım edeceği kişi aslında kendisidir. Çünkü Şaban önüne konulan yemeğe burun kıvıran ve bazen şımarıklar yapan bir çocuk olduğu için başına gelen olaylardan sonra akıllanır ve artık daha dikkatli ve daha çevre dostu çocuk olmaya karar verir.


Tuhaflıklar Asansörü kitabında geçen özlü sözler şunlardır:


“Eğer birine iyilik yapmak için yola çıkmışsan asla kaybolmazsın, bunu herkes bilir. Eğer iyiliği yapmasaydın asıl o zaman kaybolmuş olurdun.”

“ Dünyayı kirletmemelisiniz, israf etmemelisiniz, gıybet yapmamalısınız, kelimeleriniz hep temiz olmalı.”

“ İnsan olan geçmişine değer verir.”


“Bu konuştuğun söz denize atılsa onu kokutur. Siz insanlar bu kokuyu yeryüzünde almıyorsunuz. Biz denizin altında duyuyoruz. Bizi öldürüyor, fakat siz farkında değilsiniz. Siz birbirinizin hakkında konuştukça kalpleriniz ölüyor. Nefret ediyorsunuz. Birbirinizi sevmiyorsunuz. Fitne artıyor, sizin kötü kelimelerinizi, gıybetleriniz denize düşüyor ve fena bir kokuya dönüşüyor.” Hz Muhammed.

“ Evrendeki her şey sizden birinin hürmetine yaratıldı. O kişi eşsiz Peygamber Hz Muhammed’dir.”

“Birbirinizin arkasından konuşursanız birbirinizi asla sevmezsiniz.”