“Benim Naçiz Vücudum Elbet Bir Gün Toprak Olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti İlelebet Payidar Kalacaktır.” Sözü İle İlgili Kompozisyon

“Benim Naçiz Vücudum Elbet Bir Gün Toprak Olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti İlelebet Payidar Kalacaktır.” Sözü İle İlgili Kompozisyon



Gazi Mustafa Kemal Atatürk de her canlı gibi bir gün öleceğini bilerek “Benim Naçiz Vücudum Elbet Bir Gün Toprak Olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti İlelebet Payidar kalacaktır diyerek ölümün her canlı için kaçınılmaz bir son olduğunu söylemiş ama cumhuriyetin ise sonsuz olduğunu ifade etmek istemiştir. Sonsuza değin yaşayacak olan cumhuriyettir.

 Cumhuriyete bir kişinin egemenliği değildir. Cumhuriyet halkın egemenliği, halkın iradesi olduğu için halk var olduğu sürece cumhuriyet de var olacak ve sonsuza kadar devam edecektir. Önemli olan şahıslar değillerdir. Önemli olan düşüncelerdir, Aydınlıkçı düşünceler, toplumu ileriye götüren düşünceler ve değerlerdir. Cumhuriyet de Mustafa Kemal Atatürk için her zaman çok önemli olmuştur.  Cumhuriyet rejimi her zaman halkın yararını düşünen bir rejimdir. Cumhuriyet rejimi, devlet yaşantımıza, siyasi yaşantımıza egemenliğin bir kişiye, bir gruba, bir sınıfa değil, doğrudan millete aittir. 

Cumhuriyet akla, mantığa, bilime, toplumun gereklerine ve ihtiyaçlarını gidermeye en uygun ve insana değer veren bir devlet yönetim biçimidir. Mustafa Kemal de tüm bunlardan dolayı cumhuriyete sahip çıkılması gerektiğini söylemiş ve cumhuriyeti de gençler emanet etmiştir. Kişiler geçicidir ama düşünceler de kalıcıdır.


“Dürüst Bir İnsan Her Zaman Masum Çocuktur.” Sözü İle İlgili Kompozisyon

 “Dürüst Bir İnsan Her Zaman Masum Çocuktur.” Sözü İle İlgili Kompozisyon




Kalbinin güzelliği yüzünün bir köşesine ya da hepsine yansımış olan, içinde kimseye karşı kötülükler barındırmayan, kul hakkı yemeyen,  insanlık duygularını her ne pahasına olursa olsun kaybetmeyenler dürüst olan kimselerdir. Dürüst insanlar yalanı sevmezler, adaletsizliği sevmezler ve adaletsizlik karşısında baş kaldırırlar. Onlar böyle olduğu için masum bir çocuğa benzetilir. 

Nasıl ki masum çocuklar, güzel ahlaklı ve erdemli çocuklar çok sevilirse dürüst insanlar da o kadar çok sevilir. Çünkü dürüstlerin de masum çocuklardan farkı yoktur. Dürüst insanlar vicdanı rahat olan insanlardır. İçinde yaşadığı toplum tarafından sevilip sayılan kimselerdir. Böyle kimseler kimi çıkarcı insanlar tarafından kötülenebilir ama dürüst insanlar her ne pahasına olursa olsun karakterinden ve kişiliğinden ödün vermez haklı olduğu, güvenilir insan olduğu eninde sonunda ortaya çıkar. İşte böyle insanlara hayranlıkla bakarız, onlar yoldan geçse yolda dururuz ve böyle kimselerin yürüyüşüne bile, duruşuna bile hayran kalırız. Dürüst insanların kendine özgü bir bakışı, bir duruşu ve bir masumiyeti vardır.

 Onun için her zaman böyle kimseleri kendimize rehber edinmeliyiz, onlar gibi olmalıyız ve onlar gibi yaşamalıyız. Bunu yaptığımız zaman bizler de birer masum çocuk gibi tertemiz oluruz ve bu dünyada güzel bir iz bırakırız. Yeter ki dürüstlüğe gönül verelim, emek edelim, alın teri dökelim. Üç günlük dünya için kişiliksiz olmayalım.

“Besle Kargayı Oysun Gözünü.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Örneği

 “Besle Kargayı Oysun Gözünü.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Örneği




İnsana en büyük zararı veren, en can yakıcı kötülüğü yapan kişiler genelde kişinin yardımcı olduğu kimselerden ve yakın çevresinden gelir. İyi insanlar, içlerinde kötülük ve sinsilik olmayan kişiler kendilerine muhtaç olan kimselerin durumuna üzülüp hemen onlara iyilik yapmak ister ve bunun için de harekete geçer. Belki o iyi kimse çok iyi maddi duruma bile sahip değilken kendinden daha zor durumda olan kişilere yardım etmiştir. 

İşte böyle insanların temiz kalbini kullanan kötü yakınlarımız, kötü arkadaşımız, dostumuz gün gelip iyi niyetli olan birine nankörlük ettiği zaman o iyi niyetli olan kişi büyük bir hayal kırıklığı yaşar ve kendini sırtından vurulmuş gibi hisseder. Bu durum karşısında o iyi kişi de artık eskisi gibi iyi niyetli olmayabilir ve insanlara eskisi kadar güvenmeyebilir. İnsanlara hak ettiğinden fazla değer vermemek gerekir. İnsanoğlu çiğ süt emmiştir. Ne kadar iyilik ederseniz edin, ne kadar çok kendinizi parçalarsanız parçalayan kimi vefasız ve nankör kimselerin gönlünü bir türlü edemezsiniz ve böyle kimselerden her türlü vefasızlığı görürsünüz.  Onun için herkese karşı, özellikle de iyilik bilmez kimselere karşı aşırı özveride bulunmamalıyız.

 Nankör olmamak, bize yapılan iyiliğe karşı iyi insan olmak, ,insan olmak ve güvenilir insan olmak gerekir. Yoksa kaybeden biz oluruz. İyi insanları, iyi kalpleri kaybedebiliriz ve canını yaktığımız kişinin ahını alırız.

“Çok Muhabbet Tez Ayrılık Getirir.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon

 “Çok Muhabbet Tez Ayrılık Getirir.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon



İnsanlarla iç içe olmak, arkadaşlık kurmak, dostluk kurmak güzel bir duygudur. Mutlu olmak isteriz ve bunun için de sevdiğimiz insanların olmasını, onlara güvenmeyi ve onlar ile hem acı günlerimizi hem de mutlu günlerimizi geçirmek isteriz. İnsanız ve canlı bir varlığız. Her şeyden önce akıl sahibi ve duyguları olan bir varlık olduğumuz için sosyal olmak da bizler için son derece doğaldır. 

Her ne kadar muhabbet etmeyi sevsek de bunun da bir alanı olduğunu unutmayarak insan ilişkilerinde yeri geldiği zaman mesafeli olmayı bilmeliyiz. Çok muhabbet tez ayrılık getirir atasözü ile atalarımız çok muhabbetin ne gibi zararlar ortaya çıkaracağını anlatmak istemiştir. Burada anlatılan çok muhabbet kavramı şu şekildedir: Sık sık bir araya gelen kimseler arasındaki uyumsuzluk tez zamanda ortaya çıkar ve bu durum da kişilerin arasının bozulmasına neden olur. Hatta durum daha da ileriye gidip iki dost bir anda düşman bile olabilir. İşte bunların olmaması için insanlarla münasebetimiz sık olmamalıdır. İnsan ilişkilerinde eşimiz ya da dostumuzla  aramızda bir mesafe olmalıdır Birbirimizi özlemeli, birbirimize her özelimizi anlatmamalıyız. 

Çok sık bir araya geldiğimiz zaman gereksiz konuşmalarda artar ve bu defa kişiler birbirleri ile münakaşaya başlar ve bu gereksiz tartışma kişileri birbirine düşman eder. Komşuluk ilişkilerinde, arkadaşlık ilişkilerinde, anne ve babanın çocuğu ile ilişkisinde, öğretmenin öğrencisi ile ilişkisinde bile her zaman mesafe olmalı, saygı olmalıdır. Ne çok sık olmalıyız, ne de çok soğuk olmalıyız. Orta yol en iyisidir.

“Konuşma Sanatını Bilen Adam Düşündüklerinin Hepsini Söylemez Fakat Söylediklerinin Hepsini Düşünür.” Sözü İle İlgili Kompozisyon

 “Konuşma Sanatını Bilen Adam Düşündüklerinin Hepsini Söylemez Fakat Söylediklerinin Hepsini Düşünür.” Sözü İle İlgili Kompozisyon




Konuşma sanatını bilen insan nerede, nasıl, ne şekilde konuşacağını bilen insandır. Düşündüklerimizin hepsini söylersek bize düşünecek bir şey kalmaz ve içimizdeki tüm coşku ve heyecan da söner. İnsan düşündüğü her şeyi dile dökerse kendine bir şey kalmaz. Bir de düşündüğümüz her şeyi her yerde konuşmaya başlarsak insanlar ile aramız bozulabilir. Konuşma sanatını bilen adam düşündüklerinin hepsini söylemez fakat söylediklerinin hepsini düşünür sözü ile şu anlatılmak istenmiştir:

İnsan her söyleyeceğini önceden düşünüp bunun ne gibi sonuçlara neden olacağını bilirse akıllıca davranmış olur ve konuşma sanatına uygun davranmış olur. Düşündüğüm her şeyi söylersem çok kalp kırıklıklarına neden olabilirim. Söylediklerimizi düşündüğümüz zaman bir dahaki sefere daha güzel nasıl duygu ve düşüncelerimi ifade edebilirim, bu söylediklerimde yanlış ifade ettiğim cümleler nelerdir diye kendi kendimize bir öz eleştiri yapmış oluruz. Bu da bizim daha dikkatli ve daha çok düşünen, bilgili, kültürlü insan olmamızı sağlar. Söyledikleri üzerine kafa yoran insan kendini önemseyen ve kendi konuşma sanatına önem veren bir kimsedir. Söylediklerimizi düşündüğümüz zaman eksikliklerimizin neler olduğunun farkına vardığımız zaman kendimizi daha çok geliştirir ve daha az yanlış yapmaya gayret gösteririz.

 Söylediğinin nereye gittiğini bilen insan aklı başında insandır. Acaba birinin kalbini kırdım mı, ifade etmek istediklerimle karşıdaki kişi ya da kişiler tarafından yanlış mı anlaşıldım, bir patavatsızlık mı yaptım diye kendi kendimizi sorgular ve daha güzel bir üslup biçimi ortaya koymak için çabalamaya devam ederiz.

Hayvan Sevgisi İle İlgili Kompozisyon Örneği

 Hayvan Sevgisi İle İlgili Kompozisyon Örneği



Hayvanlar kendi dünyalarında yaşayan, kendi doğasının gereği aç kalmamak için arayış peşinde olan ve savunmasız, masum olan varlıklardır. İnsanlar her ne kadar akıl olarak hayvanlardan üstün olsa da kimi insanların
  hayvanlara gösterdiği eziyeti gördükçe o kimselerin insana yakışan davranış içinde olmadığı için insan kavramını hak etmediğini düşünüyorum. Nasıl ki kendi dünyaya getirdiğimiz çocuklarımızı seviyorsak ve onlara bir şey olmasın diye üzerine titriyorsak hayvanlara da aslında o şekilde davranmalıyız, onları da koşulsuz sevmeliyiz, çevrenin olumsuz koşullarından hayvanları da korumalıyız. 

Hayvanlar sadık dostlarımızdır. Bize vefa örneğini gösteren, iç güdüleri ile duygularını bize hissettiren muhteşem varlıklardır. Hayvan sevgisi Peygamber Efendimizin şu sözü çok güzeldir ve beni her zaman etkilemiştir: Merhamet edenlere Rahman da merhamet eder. Yeryüzündeki hayvanlara karşı merhametli olunuz ki, semadakiler de size merhamet etsin." Onun için hayvanları sevmeliyiz, onlara karşı acımasızca davranışlarda bulunmamalıyız. Onlar da bu evrenin bir tamamlayıcıdır, onların da bu dünyada hakları vardır ve doğaya bizim kadar zarar vermemiş masum canlardır onlar. Onun için hayvanları sevmeliyiz, sokak hayvanları için elimizden gelen her türlü işleri yapmalıyız. Sokakta aç, yaralı halde gördüğümüz hayvanları bir başına bırakmamalıyız.

 Onlarla ilgilenmeli, onları sevmeli ve yaralarını sarmalıyız. Bunları yaptığımız zaman hayvanlar ile arkadaşlığımız, dostluğumuz başlar. Bir süre sonra hayvanlar bizlerden kaçmamaya başlar ve bizi güvenilir dost olarak görmeye başlarlar. İçimizdeki hayvan sevgisini açığa çıkartalım ve bakıma muhtaç olan hayvanlara elden geldiği kadar yardım edelim ve dost canlılar ile birlikte bu evrende yaşamaya devam edelim.

Allah’ın Merhameti İle İlgili Ayetler Bulunuz.

 Allah’ın Merhameti İle İlgili Ayetler Bulunuz.




Yüce Allah rahmeti ve bağışlayıcılığı çok olan, alemlerin Rabbidir. Bir günah işlediğimiz zaman hemen tövbe etmeliyiz ve büyük günahlara asla bulaşmamalıyız. Ettiğimiz kötülükleri bağışlaması için Allah’tan bize merhamet göstermesini dilemeliyiz ve dilimizden duayı hiç eksik etmemeliyiz. Yüce Allah’ın merhameti, rahmeti ile ilgili ayetler şunlardır:

“ (Rahmetinden) ümit kesmelerinin ardından, yağmuru indiren ve rahmetini yayan O’dur. O, (kullarını dost edinen ve müminlerin gerçek dostu) El-Veliy, (her daim övgüyü hak eden ve varlık tarafından övülen) El-Hamîd’dir.”

 “Ey iman edenler! Öldürme vakaları için size kısas hükmü farz kılındı. Hür olana karşılık hür, köleye karşılık köle, kadına karşılık kadın (olmak üzere kısası yapın). Fakat kime de kardeşi tarafından (kısastan vazgeçilerek) bir şey bağışlanırsa artık (maktul yakınları diyeti) örfe uygun istesin. (Katil de) iyilikle ödesin. Bu, Rabbiniz tarafından (sizin için) bir hafifletme ve rahmettir. Kim de bundan sonra haddi aşacak olursa, onun için can yakıcı bir azap vardır.”

“ De ki: “Göklerde ve yerde olanlar kime aittir?” De ki: “Allah’a aittir.” O, rahmeti, kendi üzerine yazmıştır. And olsun ki, (vuku bulacağında) hiçbir şüphe olmayan Kıyamet Günü'nde, sizleri bir araya toplayacaktır. Kendilerini hüsrana/zarara uğratanlar! Onlar iman etmezler.”

“Onlara emniyete ya da korkuya dair bir haber geldiğinde (haberin olumlu olumsuz etkisini hesaba katmadan) onu yayarlar. Şayet onu (kimseye anlatmadan önce) Resûl’e ya da yöneticilerine götürselerdi, olaylardan sonuç çıkarma kabiliyeti olanlar, o haberin (doğru mu, yanlış mı, bırakacağı etki faydalı mı, zararlı mı) hakikatini bilirlerdi. Allah’ın sizin üzerinizde lütfu ve rahmeti olmasaydı azınız müstesna, şeytana uymuştunuz.”

“Allah’ın rahmetinin eserlerine bak! Nasıl da ölümünden sonra yeryüzüne hayat vermektedir? Şüphesiz bu (Allah), ölüleri de diriltecektir. O, her şeye kadîrdir.”

“Şayet üzerinizde Allah’ın lütfu ve rahmeti olmasa ve Allah (kullarına karşı şefkatli olan) Raûf, (kullarına karşı merhametli olan) Rahîm olmasaydı (hâliniz nice olurdu)?”

“Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? (Oysa) dünya hayatında geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Onların bir kısmı diğer bir kısmına iş gördürsün/hizmet ettirsin diye, bazısını bazısına derecelerle yükselttik. Rabbinin rahmeti, onların toplayıp yığdıklarından daha hayırlıdır.”

“ Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? (Oysa) dünya hayatında geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Onların bir kısmı diğer bir kısmına iş gördürsün/hizmet ettirsin diye, bazısını bazısına derecelerle yükselttik. Rabbinin rahmeti, onların toplayıp yığdıklarından daha hayırlıdır.”

 

 

“Dürüst Olduğun İçin Kaybedebilirsin Ama Yalan Söyleyip Utanmaktan İyidir.” Sözü İle İlgili Kompozisyon

 “Dürüst Olduğun İçin Kaybedebilirsin Ama Yalan Söyleyip Utanmaktan İyidir.” Sözü İle İlgili Kompozisyon




Dürüstlük kişinin kendine olan saygısı, kendi sağlam karakterine olan bağlılığı ve inancıdır. Dürüst insanlar güzel ahlaklı olan, kimseye ihanet etmeyen, kimsenin malını mülkünü çalıp çırpmayan, insana, topluma faydası olan değerli kimselerdir. Dürüst insanlar ile arkadaşlık kurduğumuz zaman onların o yoğun ruhsal havasını kendimizde hissederiz.

 Onlarla vakit geçirmek, onlarla iş yapmak ve birlik içinde olmak kişiye her zaman güç verir ve kişiyi mutlu eder. Kimi dürüst olmayan kimseler menfaatlerine ters düştüğü için işlerini etik olarak yapmadığı için dürüst insanlara karşı cephe alırlar ve onlardan nefret ederler. Böyle kimseler kendi çıkarları için amaca giden her yolu meşru görüp dürüst insana düşman olmaya başlar ve onun işini sekteye uğratırlar. Bu durum iş yerimizde bir kötü niyetli arkadaşımız olur, kötü bir akraba ya da kötü bir komşu olabilir. Tüm bunlara rağmen kişi çıkarları dahi zedelense dürüst olmaktan asla vazgeçmemelidir. Dürüst olduğun için kaybedebilirsin ama yalan söyleyip utanmaktan iyidir sözü ile anlatılmak istenen şudur: Dürüst olduğumuz için kimi sahip olmak istediğimiz şeyleri kaybedebiliriz ama bu durum yalan söylemekten kat kat iyidir. İnsan yalan söylediği zaman utanır ve içinde ruhsal bir yorgunluk yaşar, kendine olan sadakâtını kaybeder ve vicdanen rahatsız olur.

Bu kötü duyguları içimizde yaşamamak için bırakın kaybedilen mal ya da mülk olsun. Yeter ki içimizdeki dürüstlük erdemi kaybolmasın, yeter ki insanlığımızdan ödün vermeyelim. Para öyle ya da böyle kazanılır ama onur bir kere kaybedildi mi onun telafisi olmaz işte. Onun için dürüst olduğumuz için kaybedelim ama onurumuzu asla kaybetmeyelim. İstediğimiz şeylere de er geç kavuşuruz.

Öğretmene Verilen Değer İle İlgili Kompozisyon Örneği

 Öğretmene Verilen Değer İle İlgili Kompozisyon Örneği




Toplumların gelişmesinde ve ilerlemesinde büyük bir öneme  sahip olan  öğretmenler, dünyanın en değerli bireyleridir. Öğretmenler öğrencileri için, içinde yaşadığı toplum için, dünya için elinden gelen her türlü fedakarlığı yapan kıymetli kimselerdir. Çocuklar için, vatanı için her türlü teri döken öğretmenlerimize hak ettikleri değer verilmelidir. İnsan yetiştirmek, güzel ahlaklı bireylerin toplumda içinde artmasını sağlamak, sevgiyi ve saygıyı topluma bütün içtenliği ile yaymak öğretmenlerin yaptığı en güzel şeylerdir. Öğretmenler her türlü zorlukta hemen pes etmeyen, yılmadan, yenilmeden eğitim mücadelesine devam eden, kendi içindeki ışığı öğrencilerine yayan büyük insanlardır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün öğretmenler ile ilgili şu sözü çok değerlidir: "Herkesin kendine göre bir zevki vardır. Kimi bahçe ile meşgul olmak, güzel çiçekler yetiştirmek ister. Bazı insanlar da adam yetiştirmekten hoşlanır." Gerçekten de öğretmenler adam yetiştirmekten hoşlanan, eğitim ve öğretimin bir ülke içinde gelişmesi için çok çalışan, çok üreten ve devamlı kendini geliştirip öğrencilerine örnek olanlardır. Bizlere bu kadar fazla emeği geçen öğretmenlerimizin değeri bilinmeli ve onlara karşı en ufak yanlış bir harekette bulunulmamalıdır. Öğrencileri arasında hiçbir ayrım yapmadan, onları olduğu gibi kabul eden ve seven öğretmenlerimizin değerini bilmeliyiz. Onların ne kadar değerli olduklarını kendilerine hissettirmek için çocuklarımızı sorumluluk sahibi yapmalıyız. Öğretmenlerine saygılı yetiştirmeliyiz ve ahlaklı ve akademik açıdan da başarılı bireyler olması için öğretmenle iş birliği yapmalıyız.

 Öğretmen  başlı başına bir değerdir ve bu değerin, bu hazinenin kıymetni bilmek de bizlere düşer. Onlara karşı kibar olmalıyız. Öğretmenlere hak ettiği değer verilmeli ve öğretmenlik mesleğinin kıymeti bilinmelidir. Unutmayalım ki öğretmenler olmazsa toplum da büyük bir eğiticiden yoksun kalır ve o toplum çürümeye yüz tutar.

İçinde Güle Güle, Hoşça kal, Gülümseme, Merhaba Kelimelerinin Geçtiği Bir Hikaye Yazınız.

 İçinde Güle Güle, Hoşça kal, Gülümseme, Merhaba Kelimelerinin Geçtiği Bir Hikaye Yazınız.




Okullar açılmış, arkadaşlarımıza ve öğretmenlerimize kavuşmuştum. Kavuşmadığım, hasret kaldığım tek kişi vardı. O da babamdı. Babam uzun süreli yolculuklar yapar ve eve haftalarca gelmediği olurdu. Özlem duyardım babama. Keşke herkesin babası gibi benim de babam sabah gidip akşam evimizde olsa derdim. Düzenli bir işi olsun, bizimle olsun, akşamları çayımızı birlikte yudumlayalım isterdim. Bunları düşünürken bir anda okul saati aklıma geldi ve saate baktım ki çok şükür saat henüz sabahın altısı ve okula gitmeye henüz iki saat vardı. Hemen kalktım, elimiz yüzümü yıkadım. Gökyüzü kapkara bulutlarla kaplanmıştı, yağmur yağacaktı anlaşılan. 

Daha sonra annemden önce çayı bu defa ben hazırlayayım diye mutfağa gittiğimde birden kapı zili çaldı. Allah Allah kim ki bu saatte hayırdır dedim ve biraz da korkarak kim o diye seslendim kapının arkasındaki kişiye. Benim oğlum, benim Cihan’ım aç kapıyı diyen bir baba sesiydi bu. Allah dedim Allah. İşte babam bu sabah erken geldi, işleri erken bittiği için bu defa bize sürpriz yapmıştı. Kapıyı açtım ve o koca bedenine sarıldım. Gülümseyerek baktı gözlerimin içine.

 O mavi gözlerine bakmaya hasret kaldım babacım tam kırk beş  gündür yoksun evde dedim ve duygulandım. Kaslı kolları ile bana sarıldı ve alnımdan öptü, sarı saçlarımı okşadı. Merhaba oğlum dedi, ben de çok özledim ama iş işte yapacağım bir şey yok, yoksa işsiz kalırsam mutlu olur musun dedi. Elbette hayır babacığım diyerek tebessüm ettim ve onun o güzel ve yakışıklı gözlerinden öptüm. Çok özlemiştim, buram buram hasret kokuyordu babam. Bana bir de küçük kırmızı kamyon almıştı hediye.  Çok mutlu oldum ve bu hediyeyi arkadaşım Sinan'a da gösterir dedim. 

Babam daha sonra bana dönerek annen henüz uyanmadıysa uyandırma ona kahvaltıyı bugün ikimiz  hazırlayalım ve onu uyandıralım dedi. Daha sonra ikimiz çok güzel bir şekilde sofrayı süsledik ve annemi öperek uyandırdık. Kahvaltılık bir sürü şey almıştı babam yoldan gelirken. Yumurta, zeytin, peynir çeşitleri, sucuk, salam, sosis, yeşillik ve daha çok şey. Annem babamı karşısında görünce çok duygulandı ve hoş geldin canım, çok özledik dedi ve hep birlikte sarıldık ve kahvaltı sofrasına doğru yol aldık. 

Güzel bir kahvaltıdan sonra babam beni okula bıraktı. Kamyonla okula bıraktığı için çocuklar kamyondan inerek bana hayran gözlerle baktı ve ben de havamı attım. Daha sonra babam bana dönerek hadi oğlum ben biraz ev ihtiyaçlarını alayım sen de okula güzelce gir  dedi. Babam bana hoşça kal oğlum dedi, ben de tebessüm ederek güle güle babacığım dedim. Çok güzel bir gündü o gün babamla olduğum, babama kavuştuğum muhteşem bir gündü.

Gelişim ve Değişim İle İlgili Kompozisyon Yazınız

 Gelişim ve Değişim İle İlgili Kompozisyon Yazınız.




İnsanlar doğar, büyür, gelişir ve bir zaman sonra yaşam son bulur. Gelişim insanların sadece fiziksel anlamda gelişmesi değil aynı zamanda zihinsel anlamda da kendini geliştirmesidir. Değişim ise hem iyi önde olabilir hem de kötü yönde olabilir. Örneğin; kötü bir alışkanlık öğreniriz ve kendi içimizde bir değişim geçiririz ama bu bizim için faydalı olan bir değişim olmaz aksine olumsuz bir değişim olur.

 Kişi ne zaman kendini geliştirmek için çalışırsa, başarılı olursa ve kendine ve topluma faydalı işler başarırsa işte o zaman bu değişimin adı olumlu değişim olur ve kişi için de bu değişim fayda sağlar. Kişisel gelişim ve değişim insanın hayatında farkındalıklar yaratır. İnsan ne zaman kendi kendini keşfederse, kendi ilgi ve yeteneklerinin neler olduğunu bilir ve bunun üzerine çalışmalar yaparsa işte o zaman büyük bir gelişim ve değişim içine girmiş olur. İnsanı insan yapan özelliklere sahip olduğumuz zaman da gelişim ve değişim içinde oluruz. Örneğin yardımlaşma ve dayanışma içinde olursak, vicdan duygumuz tam gelişmişse, empati kurma becerimiz gelişmişse işte o zaman güzel işler başarmaya başlamışız demektir.

 Kişi kendi isterse değişir, kendi istemez ise geriler. Onun için kendimizi geliştirmeye bakmalı ve olumlu yönde değiştirmeliyiz. Gelişim ve değişim insanın önce kalbinde başlamalıdır. İnanç ile yola çıkılmalı ve kendini geliştirmek için emek edilmelidir.

Anne Sevgisi İle İlgili Hikâye Örneği

 Anne Sevgisi İle İlgili Hikâye Örneği




Güneşin sert ve sıcak yüzü tarlada çalışan annem ve komşumuz Meltem Teyzenin yüzünü yakmış, ellerini ise iyice kurutmuştu. Yaz mevsiminde tarlada çalışmak, tarlanın o sıcağına dayanmak biraz güç biraz da azim isterdi. Annem ve Meltem Teyze ise çocuklarının geçimini sağlamamak için günlük tarla işçisi olarak çalışmaya gider, akşama kadar annemin ve arkadaşının o emek eden güzel elleri nasır tutardı. Biz anne, babam  ve beş kardeş olan çekirdek bir aileyiz. Babam da günlük olarak ne iş bulursa ona gider ve ev geçimimizi sağlamaya çalışırdık. Ayşe, Elif, Büşra ve Kerem adında kardeşlerim var. En büyükleri ise benim. Benim adım Yunus yaşım ise on üç. Evde anneye en düşkün olan da benim. Diğer kardeşlerim de anneme çok düşkün ama onlar annemin ne zorluklar çekerek bizi büyüttüğünü henüz anlamayacak kadar küçük yaştalar.

 Benim güzeller güzeli esmer tenli, kara gözlü, beline kadar uzun simsiyah sırma saçları olan annem çok iyi ve fedakar bir annedir. Küçükken babası kız çocuğunun okulda işi olmaz deyip onu babamla evlendirmiş ve o da ne yazık ki okuyamamış. Okumayı çok istemiş oysa ama dedem  onun okumamasına neden olmuş.

 Annem her gün tarlaya gider ve durmadan çalışır. Eve geldiğinde kan ter içinde kalır ve ama yüzündeki tebessümü asla bırakmaz. Ne kadar yorulursa yorulsun evlatları için her şeyi yapan bir annedir benim annem. Günlerden bir gün yine tarlaya gittiğinde biz de evdeydik. Birden kapı vuruldu ve gelen Meltem Teyzeydi. Annemin tarlada yakıcı sıcağın alnında bir anda bayıldığını ve annemi hastaneye yatırdıklarını söyledi. Hemen kardeşlerim ile birlikte Meltem Teyzelerin arabasına binerek hastaneye gittik. Canım babam da işini yarıda bırakıp annemin yanındaydı ve ona su içiriyordu. O yakıcı güneş ışığına daha fazla dayanamayan annemin başına güneşe geçmiş, midesi bulanmış ve bir anda yere yığılarak hastaneye getirilmiş.

 Babam onun saçlarını okşadı ve annemi bağrına bastı ve bizde anneme iyice sarıldık. O bizim canımızdı, ona bir şey olsa canımız yanardı. O günden sonra babam annemin çalışmasını yasakladı ve gerekirse iki işe birden giderim diyerek annemin sadece çocukları ile ilgilenmesini istedi ve bir daha annem tarlada çalışmadı ve hep bizim başımızda durdu ve bizi büyüttü.

 Şimdi hepimizin bir mesleği var ve annem de babam da çok mutlu. Bugünlere geldiysek annemin ve babamın fedakarlığı sayesindedir. Babam da bizim canımızdır ama anne sevgisi daha bir başkadır çocuklar için. Çünkü anne kokusu ile dünyaya gelir  ve o kokuyu asla unutmak istemeyiz.

 

Son Pişmanlık İle İlgili Hikâye Yazınız.

 Son Pişmanlık İle İlgili Hikâye Yazınız.




Sonbahar yağmurlarının insanı mutlu eden bir yanı vardır. Eda da bu yağmurlu günlerde çok mutlu olurdu. Yapraklar ağaçlardan yavaş yavaş dökülürken başlardı hüzün mevsiminin insana farklı duygular hissettiren dokunuşları.  Sınavın habercisiydi bu hüzün mevsimi aslında. Çok yakın bir zamanda sınava girecek olan Eda bu sınava çok iyi bir şekilde hazırlanmıştı. Yıllarını vermişti Üniversitede hoca olmak için. Sınav günü yaklaştıkça Eda’nın heyecanı da artıyordu. Bir yandan da ya başarısız olursam korkuş kaplıyordu içini. Eda’nın arkadaşı Sema da yüksek lisans öğrencisiydi ve o da sınava girecekti.

 Dil sınavını geçerlerse kendi alanlarında iyi bir yerlere gelecek olan arkadaşlar hem kaygılı hem de mutluydular. Sema da mutluydu ama Eda kadar bu sınava fazla önem vermemiş, ne de olsa yaparım düşüncesi ile çok çalışmamıştı. Oysa Eda dil sınavına gireceği için yabancı dil kurslarına gitmiş, evde internetten yabancı dil ile ilgili videolar izlemiş ve alanında başarılı olmak için aylarca ter dökmüştü. Sınav günü geldiğinde ikisi de çok heyecanlıydı. Sınav saati başlamıştı ve sorular göz önüne gelmişti. 

Eda soruları hızlı ve zevkle yaparken Sema ise bu soruların ne anlama geldiğini bile anlamıyordu. Çünkü kendini geliştirmek için fazla çaba harcamamış sadece belli başlı konulara yüzeysel bakmıştı. Oysa Eda tüm sorulardan sadece iki tanesini boş yapmış ve geri kalanını gayet de güzel yapmıştı ve sınav sonucunda çok yüksek bir puan alarak  istediği unvana sahip olmuştu. Sema ise çalışmadığı için başarısız olmuş ve istediği yere gelemediği için çok pişman olmuştu. Zamanında çalışmadığı için, azim etmediği için pişman olmuş ama son pişmanlık ne yazık ki bir işe yaramamıştı. İki arkadaştan biri mutlu   ve yeni işine ayak uydurmaya çalışırken diğeri ise pişman şekilde tekrardan sınava hazırlanmaya çalışıyordu.

 

“Terzi Kendi Söküğünü Dikemez.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Terzi Kendi Söküğünü Dikemez.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.




Bir alanda uzman olan kişiler yaptıkları iş ile başka insanlara faydalı olurlar ama kendine zaman ayırmadığı için  o işi kendisi için yapamaz çünkü kendisine ayıracak zamanı yoktur. O kadar çok çalışıyordur ki ve o kadar o kadar çok yoruluyordur ki böyle nitelikli ve becerikli insanlar kendi ile ilgili durum söz konusu olduğu zaman kendine faydalı olamazlar.

 Hep başkalarının işini yaptıkları için kendine ayıracak zaman kalmaz, kişi çok yorgun olduğu için, çok yoğun olduğu için kendine vakit bulamaz. Atalarımız da bunun için “Terzi kendi söküğünü dikemez.” sözünü kullanmıştır. Aslında zaman kalsa kendi söküğünü de gayet güzel dikerler ama zaman yoktur. İnsan ne kadar yoğun olursa olsun kendine de vakit ayırmalı ve kendi işlerini de yapmalıdır. Bu atasözü ile ilgili şu örneği verebiliriz. Tesisatçı olan bir usta başkalarının işini yapar, doğalgaz peteklerini takar, muslukları yapar ama eve geldiği zaman kendi muslukları su akıtıyordur ve musluk da kaç gündür öyle akmaya devam ediyordur. Usta o kadar çok çalışmıştır ki kendi evinin musluğunu tamir etmeye bir türlü zaman ayıramadığı için musluk bir süre akmaya devam eder. Usta ne zaman boş bir güne denk gelirse kendi işini ancak o vakit halledebilir. Örnekte de anlaşıldığı gibi usta olan kişi kendi işine vakit ayıramamıştır.

Buradan da anlaşılacağı gibi terzi kendi söküğünü dikemez atasözünü sizler için açıklamaya çalıştık. Her şeye rağmen becerikli kimseler kendine de vakit ayırmalı ve işlerini kendileri için de güzel bir şekilde yapmalıdır.

Affetmek İle İlgili Özlü Sözler

 Affetmek İle İlgili Özlü Sözler




İnsan hata yaptığı zaman özür dilemesini biliyorsa ve o hatayı bir daha yapmıyorsa o kimsenin hatası affedilmelidir. Affetme iyi bir şeydir ama size aynı hataları sürekli yapan insanları affetmek ise kendinizi kullandırmak olur. Onun için kiminle arkadaşlık kurduğunuza, kime güveneceğinize dikkat edin ve sağlam ilişkiler kurmaya çalışın. Yüzünüze gülüp arkanızdan kötülükler yapan kişilerden haberiniz olur olma uzak durun ve onlarla mümkünse fazla muhatap olmayın hatta ondan uzaklaşın. Affetmek elbette erdemliliktir ama affedilen kişi gerçekten pişman olmalıdır ve hatasını bir daha tekrarlamamalıdır.

Affetmek ile ilgili özlü sözler şunlardır:

“Başkalarının affetmek, zihinsel huzur ve sağlık için gereklidir. Eğer sağlıklı ve mutlu olmak istiyorsanız, sizi incitmiş olan herkesi affetmelisiniz.” Joseph Murphy

“Affetmek, iyileşmenin tek yoludur.” Don Miguel Ruiz

“Kim affederse, Allah da onu affeder. Kim öfkesini yutarsa, Allah onu mükâfatlandırır.” Hadis-i Şerif
“Hiç kimse, affettiği zaman olduğu kadar yükselemez.” Goethe
“Ne kadar insan tanırsam, o kadar insan affediyorum.” Konfüçyüs
“Birbirimizi bağışlayabilmeden önce, birbirimizi anlamamız gerekir.” Emma Goldman
“Af, insanlık dilinin en tatlı kelimesidir. “Victor Hugo
“Suçludan öç almak adalet, onu bağışlamaksa erdemdir.” Molla Cami
“Birini affetmek sadece başkasına yapılan bir iyilik değil; aynı zamanda kendi gönlündeki yarayı da iyileştirmektir.” Nouman Ali Khan.

“Öğrendim ki; bazen başkalarını affetmek yetmiyor. Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.” Ataol Behramoğlu

“Zalimleri affetmek mazlumlara zulümdür.” Sadi