15 Atasözü ve Anlamları

 

15 Tane  Atasözü  ve  Anlamları


1) Çalışan ekmeğini taştan çıkarır:  Çalışmayı seven, çalışmaya merakı olan ve becerikli olan kişi  geçinmek için zor işlerin bile üstesinden gelir ve evine ekmek götürebilir ve kimseye el açmak zorunda kalmaz.

 2) Çarşı iti ev beklemez: Orada burada boş boş  dolaşan, ciddi bir işi olmayan ve tembelliği alışkanlık haline getiren kişiler düzenli iş yapmaya gelemezler. Böyle kimseler çalışmayı sevmedikleri gibi kolay kolay disiplin altına girmeyi de sevmezler. Bundan dolayı sorumluluk gerektiren işler böyle aylak kimselere verilmemelidir.

 3) Elin ağzı torba değil ki büzesin: Başkalarının ileri geri konuşmalarından etkilenmemek gerekir. Çünkü aklına estiği gibi konuşan insanlara engel olunamaz. Böyle kimseleri fazla umursamamak en doğru olanıdır.

 

4) Elden vefa; zehirden şifa olur mu? Zehirden şifa beklenilemeyeceği gibi yabancılardan da sürekli yardım ve iyilik beklenilmemelidir. Yoksa hayal kırıklığına uğrarsınız. Onun başkalarına değil kendinden vefa beklemek, kendini sevmek, kendine güvenmek en doğrusu olur.

 5) Elifin hecesi var, gündüzün gecesi var:  Kolay ve sorunsuz başlayan bir her zaman böyle devam etmeyebilir. İş sorunsuz bir şekilde devam ediyor diye o işte ciddiyet bozulmamalıdır. Yani aynı disiplinle işe devam edilmelidir.

6) Geceler gebedir:  Her sabah yeni olaylar ile karşılaşırız. Bunlara hazırlıklı olmalıyız. Yani hayatın ne zaman ne getireceğini bilmeliyiz . Onun için her şeye hazırlıklı olmalıyız.


 7) Harman dövmek için keçinin işi değil:  Herhangi bir iş  hafife alınıp da o konuda acemi olan kimselere iş yaptırılmamalıdır. Yoksa sonuç olumsuz olur.

8) Hangi taş pekse başını ona vur: Kendi kusurların yüzünden başkalarını suçlama ve başkalarından yardım isteme. Kendi hatalarını kendin düzelt.

 9)Hazıra dağlar dayanmaz: Çalışmadan sadece hazırda olan parayı  yersek o para da hemen biter ve zor durumda kalırız. İnsan hem harcamalı hem de kazanmaya devam etmelidir. Sadece hazıra göz koymamalıdır. Yoksa elinde hiçbir şeyi kalmaz.


 10)Irmaktan geçerken at değiştirilmez: Bir işe kimlerle başlanmışsa onlarla, başta hangi kurallar belirlenmişse o kurallarla devam edilmelidir.

 11) İçi beni yakar, dışı eli yakar: Dış görünüşü ile başkalarının hoşuna giden bir şeyin veya durumun gerçekte olumsuz ve kötü yönleri olabilir.

 12) İftar kebabıyla, herkes erbabıyla: İftar; sunulan yiyecekleri ile, insan da iyi arkadaşları ile anılır.

 13) İhmalcinin oğlu, uşağı olmaz:  İşini zamanında yapmayan kişinin  çevresinde hiç destekçisi olmaz.

 14) Küçük suda büyük balık olmaz: Sınırlı, küçük bir ortamda yapılan işten boş kazanç olmaz.

 15) Kutlu gün doğuşundan belli olur: Mutlu sonuç verecek işler daha başlangıçta belli olur.

Başarıda Çalışmak Önemlidir Konulu Kompozisyon

 

Başarıda Çalışmak Önemlidir Konulu Kompozisyon


Başarılı olmak için kişinin belli bir bilgi birikimi olması gerekir. Başarı hiç kimseye oturduğu yerden gelmez. Çünkü başaran her insanın o başarıda alın teri vardır, göz yaşı vardır, feda ettiği eğlenceleri vardır. İnsan ne kadar zeki olursa olsun çalışmazsa o zeka bir işe yaramaz. Çünkü boş duran insan bir zaman sonra bildiklerini bile unutmaya başlar. Oysa çabalayan, gayret gösteren ve her gün az da olsa çalışmaya devam eden kişi eninde sonunda başarır. Yeter ki azim olsun, sabır olsun.


Başarılı olmak için kişinin kişinin kendine göre bir plan ve program yapması gerekir. Düzensiz bir çalışma kişiye başarı getirmeyecektir. Bunun için düzenli olmak, disiplinli olmak kişiyi daha kararlı bir kimse yapar. Örneğin; Her gün belirli saatlerde kalkmak ve o saatlerde ders çalışmaya başlamak, aile bireyleri yatıyor olsa bile senin çalışmana devam etmen gelecekte başarılı olacağının göstergesidir. Çünkü kimseye bağlı olmadan, kendi iradenle amaçlarına ulaşmak için emek etmen seni daha değerli kişi yapar ve kendine olan özsaygın ve özgüvenin de artar. Bu da başarı durumuna da katkı sağlar. 


Çalışmadan, emek etmeden başarılı olacağınız anneden kimseler hayalperest kimselerdir. Başarıda çalışmanın önemi ile ilgili şu söz çok çok önemlidir:” "Çalışma olmadan başarıya ulaşmak, zenginliği beklemek gibi bir şeydir ama hiçbir zaman gerçekleşmez." der Napoleon Hill. İşte bunun için başarıda çalışmak şarttır.

 

Mutluluk Sokağı Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Mutluluk Sokağı Kitabında Geçen Özlü Sözler


Bir çocuğun yeni kazandığı okula başlamak için başka bir şehre doğru yola çıkması, iki ablası gibi evden ayrılarak kendine yeni bir yaşam kuracak olan bir gencin dopdolu hikayesi anlatılır bu kitapta. Bu yolculuk aynı zamanda geçmişe de götüren bir yolculuktur. Yazarı Ferda İzbudak Akıncı’dır.


Mutluluk Sokağı kitabında geçen özlü sözler şunlardır:


“Evimiz Mutluluk Sokağı'nda değildi, hatta istediği kadar süslensin, güzel bir ev bile değildi. Herkes birbirine kızıyor, bağırıyordu. Oyun oynamak, neşelenmek gibi güzel şeyler nedense hep üzüntüyle bitiyordu.”

“Mutlu olmak için birazcık anlayış yetiyor artıyordu bile.”

“Kimsenin bir diğerinin yüzüne dikkatle bakacak zamanı yoktu. Zaman her şeyden daha değerli hale gelmişti. Çocukların iyi olup olmadığını anlamaya çalışmaktan bile.”


“İnsan düşlerine sıkı sıkı sarılmalı.”

“Hayal kurmak ağlamaktan iyidir. Ben hep öyle yaptım sanırım. Bunu nasıl başardığımı şimdi anlayamıyorum, ama ağlamak istediğimde güzel şeyler düşünmeye başlardım hemen.”

"Önemli olan onları iyi yarınlara yolcu edebilmektir. İstedikleri hayatlara doğru gitsinler. Acısız , doğru dürüst , kendilerini bilerek kendi ayakları üstünde durarak..."

"Bence çocuklar düşleriyle birlikte büyümeli, düşler çocukların en güvenli sığınaklarıdır."


"Gitmek, birden kaybolmak istiyordum. İyi de, küçük bir çocuk kendi başına nereye gidebilir? Kurduğu düşlerden başka nereye kaçabilir?"

 “Yalnızlığı çocuklar bilir mi, demeyin. Belki de en iyi çocuklar bilir. Sesler çekilir. Gülüşler silinir. Ortalık ıpıssız olur. Çocuklar o zaman ya ağlar için için, ya uyur ya da düş kurar. Şarkı söyleyenler de vardır belki, ama ben bilmiyorum. Çünkü ağlamak istediğim çok oldu. Uyumak istediğim de.”

Allah Korkusu İle İlgili Özlü Sözler

 

Allah Korkusu İle İlgili Özlü Sözler


Allah’tan korkmayandan korkmak gerekir diye bir söz vardır. Gerçekten de öyledir. Yüreğinde Allah korkusu taşımayan, sevgi ve merhamet olmayan insanlardan uzak durmak gerekir. Yüreği Allah sevgisi ile dolan kişi Allah’a daha çok yaklaşmak için daha salih kul olur ve Allah için yoksullara yardım eder, kibirli davranmaz ve daha iyi olarak yaşamını sürdürür. Allah korkusu ile ilgili özlü sözler şunlardır:


“İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz.” Hz. Muhammed

“Herkes korktuğundan kaçar, yalnız Allah’tan korkan O’na yaklaşır. “ Hadis-i Şerif.

“Onlar, iman edenler ve kalpleri Allah’ın zikri ile mutmain olan kimselerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ın zikri ile mutmain olur.” Ra’d Sûresi, 28.


Allah’tan kork! Başkasından emin olursun. Hz. Ali

“Aşk konuşturur, hayâ susturur, Allah korkusu hüzünlendirir.” Zünnun Mısrî Hz.

“Allah’tan korkandan başka güvenilir kimse yoktur.” Hz. Ömer.

“Allah korkusu;  Allah korkunç mudur ki ondan korkulsun. Allah yegane gerçek sevgilidir. Yar-i hakikidir. O sevilir. O sevgilinin rızasını kaybetmekten gayrı korku yoktur. Ömer Tuğrul İnançer.

“İnsanlar için Allah’tan korkarak muamele et.” Hz. Ömer


“Kuran, iman, Allah korkusu, tevekkül ve güzel ahlak müminin aklını güçlendirir. “Hadis-i Şerif.

“Ey iman edenler, Allah’tan korkun. Herkes yarın için neyi takdim ettiğine baksın. Allah’tan korkun. Hiç şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” Haşr Suresi.

“Alim, ancak Allah’tan korkandır.” İmam Şafii.

Sıkılmak İle İlgili Özdeyişler

 

Sıkılmak İle İlgili Özdeyişler


İnsan kimi zaman çok mutlu olur kimi zaman ise hayattan bile sıkılmaya başlar. Böyle olduğu zamanlarda can sıkıntımızı giderecek işler yapmalıyız. Mesela kitap okumalıyız, bir müzik aleti çalmalıyız ya da sevdiğimiz bir işle meşgul olmalıyız. Çünkü hayat çok kısa ve kısa hayatı da çalışmakla geçirmek en güzel uğraş olsa gerek.

Sıkılmak ile ilgili özlü sözler şunlardır:

“Can sıkıntısı, dünyaya tembellikle birlikte gelmiştir.” La Bruyere.

“Hayat insana bıkkınlık verecek kadar uzun değildir.” Amin Maalouf.

“Bir insan, bir insanı sıkamaz. Bir insan canı isterse sıkılır. “Küçük İskender

“Küskünlüğüm hayata değil, içindeki beş para etmez insanlara. Bıkkınlığım ise, onların yüzüne bakmak zorunda kalmam aslında.” Yılmaz Erdoğan

“Var olduğumu ancak sıkıldığım zaman fark ediyordum.”  Chateaubriand.


“Can sıkıntısı öyle bir derttir ki, birbirini sevmeyen insanları birbirine katar. “Arthur Schopenhauer.

Al yalnızlığını gel. Korkma, sıkılmayız. Senin yalnızlığın benim yalnızlığımla konuşur, biz ikimiz susarız. Aziz Nesin

“Arzu ölür mü? Onu can sıkıntısından bunalanlar bilir. Hayatla aralarında cama benzer şeffaf bir engel vardır, sinekler gibi çırpınırlar, bu cam delinmez.” Necip Fazıl Kısakürek.

“Davranışlarından utanıp, sıkılma; hayatın tümü bir denemedir.” Ralph Waldo Emerson.


“Sıkılmak, çağımızın hastalığı ve ilacı henüz bulunmadı.”  Ahmet Batman.

“İnsanlardan sıkılmaya başladıysan gerçeklerin farkına varmaya başlamışsındır.” Elif Şafak.

“Hayat; ondan sıkılabileceğimiz kadar uzun ve nasıl geçtiğini anlayamayacağımız kadar kısa.” Nail Kaplan

Aile İçi İletişimde Saygılı Olan Bir Kişi Ne Yapar?

 

Aile İçi İletişimde Saygılı Olan Bir Kişi Ne Yapar?


Aile içi iletişimde sevgi, saygı ve ilgi olmazsa olmaz temel değerler arasında yer alır. Aile içinde önce büyükler küçüklere  her davranışları örnek olacaktır. Çünkü küçükler daha deneyimsizdir ve büyükler  tarafından eğitilmeye, örnek davranışlar sergilenmeye ihtiyaçları vardır. Aile içi iletişimde anne ve baba birbirine karşı saygılı olmalıdır. Baba anneye sesini yükseltmemeli, anne de babaya sesini yükseltmemelidir. Aile içi iletişimde bireyler  nezaketli olunmalıdır. Aile içi iletişimde saygılı olan biri aile bireylerini sever onları korur ve kollar. Bireylerden kim zor duruma düştüyse ona hemen yardım edilir. Kriz anları iyi yönetilir ve kişiler birbirine karşı sevgi dilini kullanır. Kimseye zorbalık yapılmaz. Merhamet, affetmek, empati kurmak gibi güzel duygular olur.

 

 Aile içi iletişimde aile bireyleri birbirini olduğu gibi kabul etmeli, birbirinin görüşlerine saygılı olmalıdır. Anne ve baba birbirlerinden ve çocuklarından ilgiyi eksik etmemelidir. Çocuklar ile kaliteli zaman geçirilmeye özen gösterilmelidir. Öfke anında ağza alınmayacak sözler söylenmemelidir. Öfke anında sakin olunmalıdır ve her iki taraf ta birbirini anlamaya çalışmalı, biraz sabretmelidir. Aile içi iletişimde  saygının olmadığı aileler kısa sürede dağılır ve ortada aile diye bir kurum kalmaz.  Aile içi iletişimde saygının önemi ile ilgili şu söz çok önemlidir: Saygı, ancak özgürlüğün bulunduğu yerde vardır, sevgi ise özgürlüğün çocuğudur, hiçbir zaman zorbalığın çocuğu olmamıştır." der Erich Fromm.

 

Saygının olmadığı ailelerde yetişen çocuklarda saygısızlığı gördüğü için kendileri de saygısız olur. Bu da çocuğun sosyal yaşantısında sorunlara neden olur ve çocuk toplum tarafından benimsenmez, arkadaşları tarafından, öğretmenleri tarafından benimsenmez ve dışlanır. Bunun sonucunda kendini yalnız hisseden çocuk psikolojik olarak sorunlar yaşamaya başlar. ve ailesine ve topluma düşman olur. Tüm bunların nedeni ise aile içi  huzursuzluk, saygısızlıktır. Burada anne ve babaya çok sorumluk düşer. Aile içi iletişimde saygılı olan kişi saygıyı örnek davranışları ile karşıdaki kişiye hissettirir. 


Örneğin; Bir baba çocuğun odasına direk dalmaz, önce çocuğun kapısına vurur ve yavrum müsait misin odana girebilir miyim der. İşte bu aile içi iletişimde saygı örneğidir. Ya da belli bir yaşa gelmiş, kendini yetiştirmiş bir çocuğuna babası ya da annesi şu partiye oy vereceksin, ben o partiye veriyorum diyerek baskı kurmamalıdır. Bu senin özgür seçimin. Hangisini kendine uygun görüyorsan o partiye oy verse derse işte burada da aile içi iletişimde saygı olduğunu görebiliriz.

Çalışkanlık Baht Getirir, Tembellik Taht Götürür Atasözü İle İlgili Kompozisyon

 

Çalışkanlık Baht  Getirir, Tembellik Taht Götürür Atasözü İle İlgili Kompozisyon


Çalışkan insanlar herkes tarafından sevilip sayılır, talihleri açık olur iyi görev ve makamlara getirilirler. Tembel insanlar ise  sahip olduklarını zamanla harcayıp tüketirler. Tembel insanlar istenmedikleri için de bulundukları görevlerden ve makamlardan uzaklaştırılır. Bunun için de atalarımız çalışkanlık baht getirir, tembellik taht götürür sözünü söylemiştir.


 Çalışkan insanlar bir işle meşgul oldukları için, hem kendisine, hem yaşadığı topluma faydalı oldukları için el üstünde tutulur. Çalışkan insanlar  sorumluluk sahibi, başarılı, disiplinli kimselerdir. İşlerini en güzel şekilde yaparlar ve yarıda bırakmazlar. Bunun için de insanlar onlara iş vermek ister ve onları güzel makamlarda görmek isterler. Tembel insanlar ise aylak aylak gezdikleri için ne kendilerine ne de yaşadığı topluma faydalı olabilirler. Böyle insanlardan uzaklaşılır ve böyle insanlara kimse güvenmediği için iş de vermez. Tembel olmamak için çalışmalıyız, kendimize faydalı olmak için çalışmalıyız. Çalışkan olduğumuz zaman işlerimiz yolunda gider ve daha güzel işler bizi bekler.


Çalışkanlık ve tembellik ile ilgili şu söz de çok anmalıdır:

“İnsan kendi değerini, ancak çalışarak koruyabilir.” Lev Tolstoy

İnsanı, zamanından önce yıpratan bir şey varsa; o da tembelliktir. (Hz. Ali) İşte tüm bunlardan dolayı tembellikten uzak durmalı, çalışkan olmaya gayret gösterilmelidir.

Kudüs İle İlgili Şiir Örnekleri

 

Kudüs İle İlgili Şiir Örnekleri


Bugün dünya İsrail ve Filistin savaşına seyirci olmakta, Filistin halkının yanında kimse olmamaktadır. Bundan tüm Müslüman ülkeleri sorumludur ve suçludur. Kudüs ile ilgili şiir örnekleri şunlardır:

Kudüs ile ilgili şiir örnekleri şunlardır:


1)MESCİD-İ  AKSA

 Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde

Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu

Varıp eşiğine alnımı koydum

Sanki bir yeraltı nehr çağlıyordu

Gözlerim yollarda bekler dururum

Nerde kardeşlerin diyordu bir ses

İlk Kıblesi benim ulu Nebi’nin

Unuttu mu bunu acaba herkes

Burak dolanırdı yörelerimde

Miraca yol veren hız üssü idim

Kutsallığım belli şehir ismimden

Her yana nur saçan bir kürsü idim

Hani o günler ki binlerce mü’min

Tek yürek halinde bana koşardı

Hemşehrim nebiler hatırı için

Cevaba erişen dualar vardı

Şimdi kimsecikler varmaz yanıma

Mü’minden yoksunum tek ve tenhayım

Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı

Çöllerde kayıp bir yetim vâhayım

Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde

Götür Müslümana selâm diyordu

Dayanamıyorum bu ayrılığa

Kucaklasın beni İslam diyordu. (Mehmet Akif İnan)


 

2) ANNELER VE KUDÜSLER

 

Tûr Dağı’nı yaşa

Ki bilesin nerde Kudüs

Ben Kudüs’ü kol saati gibi taşıyorum

Ayarlanmadan Kudüs’e

Boşuna vakit geçirirsin

Buz tutar

Gözün görmez olur

Gel

Anne ol

Çünkü anne

Bir çocuktan bir Kudüs yapar

Adam baba olunca

İçinde bir Kudüs canlanır

Yürü kardeşim

Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin. (Nuri Pakdil)


 

3)KUDÜS’ÇE

Ana Kudüs, ata Kudüs.

Yar Kudüs, ar Kudüs.

Âh Kudüs, vah Kudüs.

Gel Kudüs, el Kudüs.

El Kudüs, yel Kudüs.

Elin Kudüs, adın Kudüs, yadın Kudüs.

Dert Kudüs, dertdaş Kudüs.

Üz Kudüs, üzgün Kudüs, üzen Kudüs, üzülen Kudüs.

Yar Kudüs, yara Kudüs, yaran Kudüs, yaralı Kudüs, yaralanan

Kudüs, yaralayan Kudüs.

Üs Kudüs, düŞ Kudüs, düş Kudüs, düşen Kudüs, düşüren Kudüs,

düşünen Kudüs.

Üs Kudüs, üşü Kudüs, üşüyen Kudüs.

Yel Kudüs, yol Kudüs, ol Kudüs.

Yel Kudüs, sel Kudüs, sil Kudüs, bil Kudüs.

Başı duman derdi yaman Kudüs,

Gam Kudüs, gel Kudüs, gül Kudüs.

Diş Kudüs, deş Kudüs, daş Kudüs, aş Kudüs.

Sen Kudüs, san Kudüs, şan Kudüs.

Sen Kudüs, ben Kudüs, biz Kudüs.

İz Kudüs, üz Kudüs, yüz Kudüs.

Sez Kudüs, az Kudüs, yaz Kudüs.

Diz Kudüs, dik Kudüs, dimdik Kudüs.

Ağlayan Kudüs, ağlatan Kudüs, aklayan Kudüs, aklatan Kudüs.

Ağ Kudüs, çağ Kudüs, çığ Kudüs.

Çağı Kudüs, çağın Kudüs, çağır Kudüs.

An Kudüs, Anka Kudüs, Anka-ra Kudüs.

Kudüs, Kudüs’tan, Kudüs’tanbul.

Kudüs, küdes, kodes.

As Kudüs, yas Kudüs.

Kudüs, kadeş, kardeş.

Dem Kudüs, hemdem Kudüs, gamdem Kudüs, her dem Kudüs.

Sor Kudüs, ser Kudüs, sır Kudüs.

Kar Kudüs, karda Kudüs, kardaş Kudüs.

Sırdaş Kudüs, derttaş Kudüs, yoldaş Kudüs, hâldaş Kudüs.

On Kudüs, an Kudüs, en Kudüs.

Öz Kudüs, göz Kudüs, söz Kudüs.

Bak Kudüs, çak Kudüs, yak Kudüs.

Ak Kudüs, ok Kudüs, çok Kudüs.

İz Kudüs, biz Kudüs, bir Kudüs. (Fahri Tuna)

Beyaz Diş Kitabında Geçen Güzel Sözler

 

Beyaz Diş Kitabında Geçen Güzel Sözler

Beyaz Diş Alaska'nın sert doğa koşullarında geçen, nefes kesici bir macera hikâyesini anlatmaktadır.  Yarı köpek bir anne ile kurt bir babanın yavrusu olarak dünyaya gelen Beyaz Diş, doğduğu günden itibaren farklılığının gölgesinde bir hayat sürmeye başlar. Beyaz Diş’in yaşam öyküsü anlatılır, çektiği zorluklar anlatılır, vefası anlatılır. Jack London'un muhteşem betimlemeleri, hikayeci anlatımı esere ayrı bir tat katmıştır.

Beyaz Diş Kitabında geçen güzel sözler şunlardır:

“Oysa büyümek hayat demekti ve hayatın yazgısı hep ışığa gitmekti.”

“Dişisine kötü davranan tek hayvan insanoğludur.”

“Ama, insanlar her zaman kurnazdı. Kendisi gibi hayvanların sonunu hazırlamak için akla gelmeyen yöntemleri vardı.”

“Dünyayı yorumlamak yetmez, değiştirmek de gereklidir. Ancak o zaman, insan kölelikten, çevresinin aleti olmaktan kurtulup kaderinin mimarı haline gelir.”


“İnsan yenildiğini düşünürse, yarı yarıya öyle sayılır.”

“Doğal olarak bundan böyle her şeyin dış görünüşüne karşı sonsuz bir güvensizlik içinde olacaktı. Bir şeye inanması için önce onun iç yüzünü, gerçeğini öğrenmesi gerekecekti.”

“Başkasına dayanmak, tek başına durmaktan her zaman daha kolaydır.”

“Kaderini başkasının ellerine bırakmak, varoluşun sorumluluğunu devretmek demekti bu.”

“Yaptıklarının nedenlerini araştırma zahmetine kimse girmiyordu. Sadece sonuçlarını görüyorlardı.”

“Bir kimse kişiliğine uymayan bir şeyi yapmaya zorlanamaz.”


“Dünyaya egemen olan kanunu iyi biliyordu: Zayıflar ezilir, güçlülere itaat edilirdi.”

“Ama Vahşi Hayat, Vahşi Hayattı. Annelik ise ister Vahşi Hayatta olsun, ister olmasın annelikti, yırtıcı bir korumacılıktı.”

“Boğulurken, ölürken kapılan acıyı hissetti. Bu ona, ölümün ne olduğunu anlattı. Ölüm hakkında hiçbir bilinçli bilgiye sahip değildi, ama ormanın bütün hayvanları gibi ölüm diye bir şeyden, içgüdüyle haberdardı. Ona göre acıların en büyüğü buydu. Bilinmeyen şey asıl buydu; kötülüklerin, başına gelebilecek en umulmadık felaketlerin toplamıydı o. Bilinmeyen hakkında hiçbir şey bilmiyor ve bu nedenle her şeyden korkuyordu."

Boş Gezmekten Bedava Çalışmak Yeğdir Ve Borç İyi Güne Kalmaz Atasözlerini Kısaca Açıklayınız.

 

Boş Gezmekten  Bedava Çalışmak Yeğdir  Ve  Borç İyi Güne Kalmaz Atasözlerini Kısaca Açıklayınız.


* Boş gezmekten bedava çalışmak yeğdir: Boş gezmek kişiyi tembelliğe alıştırır. Bu insanların kimisi can sıkıntısından ne yapacağını bilemez olur, yanlış yola sapar, kötülüklere bulaşırlar. Parasız da olsa çalışmak, boş oturmamak insanı hareketli ve canlı yapar, girişimcilik yeteneğini artırır, kişiyi zararlı alışkanlıklardan uzak tutar. İleride para kazanacağı bir iş bulmasına da kapı aralar. İşte bunun için boş gezmemeliyiz. 


Bizi meşgule den, bizi can sıkıntısından kurtaracak olan bir işle uğraşmalıyız. Böylece gereksiz olaylara, konulara da kafamızı yormamış oluruz. İnsanın boş olması kadara tehlikeli bir durum yoktur. Boş kalmak kişiyi olumsuz davranışlara ve kötü alışkanlıklara yönlendirebilir. Bunun için boş durmamalı, çalışmalıyız.

 

*Borç iyi güne kalmaz:  Borçlu olan kişi borcunu nasıl ödeyeceğinin yollarını aramalıdır. Nasıl olsa ileride borcumu  öderim rahatlığı içinde gevşek davranmamalıdır. Çünkü gelecekte ne olacağı belli olmaz. Durum da da kötü hale gelebilir ve kişinin borcunu demesi güç olabilir. Gün geçtikçe de borcu artabilir. Mesela mesela altın borcumuz var diyelim. Borcumuzu ödeyecek para elimize geçer geçmez ödemeliyiz.  


Gevşek davranırsak altın bir anda yükselebilir ve borcumuz iki, üç katına çıkabilir. O zaman da borç daha çok artar ve ödeyemez hale gelir ve  kendimizi güç duruma düşürebiliriz.

Ömer Seyfettin’in Yalnız Efe Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Ömer Seyfettin’in Yalnız Efe Kitabında Geçen Özlü Sözler


Yalnız Efe olarak anılan Kezban, genç ve güzel bir kızın  babası ve kendisinin uğradığı haksızlık sonucunda dağa çıkması, haksızlığa uğrayan herkes için mücadele etmesi anlatan bir Ömer Seyfettin klasiğidir. Okunması gereken güzel bir eserdir.

Yalnız Efe kitabında geçen özlü sözler şunlardır:

“Ulusun mutlu olmadan, sen mutlu olabileceğini umut edebiliyor musun?”

"Kula kul olmak", ölümlü dünyada " Birisine minnettar kalmak" azapların en ağırı idi.”

“Bu karanlıkları hiç sevmiyorum. Bana öyle geliyor ki, tüm felaketler, hep bu yıldızsız, aysız gecelerin içinde saklı.”

“Bütün evren bir mücadeleden ibaret değil miydi?”


“Hayattaki her gülünç şeyin altında görünmez bir acı gerçek yok mudur?”

“Yüreğimizle, sinirlerimizle değil, aklımızla, fikrimizle hareket edeceğiz.”

“Yay gibi eğri olsam elde tutarlar beni! Ok gibi doğru olsam, yabana atarlar beni!”

"İnsanlar, hayvanlardan merhametsiz, kaplanlardan yırtıcı, sırtlanlardan şefkatsizdi."

“Söyle, nereye gidiyordun? Sultan Tepesi'ndeki kaldırımlarda otlar biten tenha sokağın masum, yoksul kızı!... Temiz, mütevazı, sakin, vakur, kutsal yuvanın masum yavrusu! Söyle, nereye gidiyordun?”

“Çünkü ruh kirlendikten sonra en bedii bir süs gene insanı güzelleştirmez.”

“İnsanlar yaşlandıkça, ölüme yaklaştıkça doğal olarak ölümü sevmezler.”

“Sırf merhametle yapılmış bir yardım, halis bir cinayetten başka bir şey değildir. Kime acıyıp yardım edersek, onun azmini, iradesini öldürüyoruz demektir.”

“Halk, daha içeride ot yiyor, çuval giyiyordu. Mısır koçanından yapılma ekmeği bile ömründe görmeyen Türkler vardı.”


“Şan ve şöhret gölge gibidir. Kim onun üzerine giderse, o kaçar! Kim ondan kaçarsa o arkasından gelir.”

“Muhsin Çelebi her türlü aşağılanmayı sindirerek yüksek mevki tepelerine iki büklüm tırmanan maskara, tutkulu insanlardan, kendine saygı duymayan kölelerden, güçsüzler gibi yerlerde sürünen pis kölelerden tiksinirdi. Hatta bunları görmemek için insanlardan kaçar olmuştu."

“ Herkes deli olduktan sonra bir kaç kişinin aklına gerek yoktur! “

Ünlü Halk Ozanımız Aşık Veysel’in Madem Ki Görüyorsunuz O Vakit Hoşgörün Sözünü Kendi Cümlelerinizle Kısaca Anlatınız.

 

Ünlü Halk Ozanımız  Aşık Veysel’in Madem Ki Görüyorsunuz O Vakit Hoşgörün Sözünü Kendi Cümlelerinizle Kısaca Anlatınız.


Çocukken görme yetisini kaybetmesine rağmen şiirlerinde hoşgörü, sevgi, birlik ve beraberlik, vatanseverlik,  ve tabiat konularını işleyen Âşık Veysel; "Uzun İnce Bir Yoldayım", "Dostlar Beni Hatırlasın", "Kara Toprak" ve "Güzelliğin On Para Etmez" gibi birçok eser bıraktı.  Sivaslı olan ünlü ozanımız gözü görmesine rağmen insanlara büyük miras olarak eserlerini bırakmıştır. 


Madem ki görüyorsunuz o vakit hoşgörün sözü ile insanların birbirlerinde kusur aramaması gerektiğini anlatmak istemiştir. Her insan kusurludur. Kusuru gören gözlerimizi ya kör etmeliyiz  ya da görüyorsak o kusuru hoş görmeliyiz ki daha iyi bir insan, daha alçakgönüllü bir insan olmayı başaralım. Hoşgörülü olmak, birbirimizi yanlışlarımız ile kabul etmek bizim insan olduğumuzun göstergesidir. Kibirli olmak, insanlara kötü davranmak bizim kültürümüzde kınanan davranışlardır. Oysa  hataları hoş gördüğümüz zaman düşman olduğumuz kişi ile bile aramızda sıcaklı girer ve aradaki kötülükler, sinsilikler ortadan kalkar.


 Yeter ki her şeye hoşgörü ile bakmasını bilelim ve insan olmaktan asla vazgeçmeyelim. Unutmayalım ki hatasız olan kul yoktur. Birlik olalım, beraber olalım, eksiklerimiz ile birbirimizi tamamlayalım ve barış dolu, sevgi dolu bir dünya bırakalım gelecek kuşaklara…

En Sevdiğiniz Renk Hakkında Konuşun

 

En Sevdiğiniz Renk Hakkında Konuşun


 Her rengin kendine göre özellikleri vardır:

Renklerin özellikleri kısaca şu şekildedir:

Mor renk: Zenginlik ve asil olmayı temsil eder.

 Yeşil renk: Huzur, umut ve güven anlamına gelir.

Su yeşili rengi: Dinginlik anlamı taşır.

Sarı renk: Geçiciliği temsil eder.

Mavi renk: Sakinlik ve sağlıklı olma anlamı taşır.


Gri renk: Ciddiyet ve bürokrasi anlamına gelir.

Siyah renk: Güçlü olmayı, hırsı ya da üzüntüyü temsil eder.

Kahverengi: Samimi olma ve hareketlilik anlamı taşır.

Turuncu renk: Mutluluğu, hevesi, enerjik olmayı temsil eder ve dikkat çekicidir.

Pembe renk: Rahat olmayı temsil eder.

Beyaz renk: Saflık ve masumiyet anlamına gelir.


Haki rengi: Doğayla bütünleşmeyi simgeler.

Lacivert renk: Otorite ve kendine güvenme anlamına gelir.

Turkuaz renk: Mutluluk ve hayattan zevk alma anlamı taşır.

Kırmızı renk: Heyecan, sıcaklık, güç ve agresiflik anlamına gelir.


Sevgili Öğretmenim,

En çok sevdiğim renk mavidir. Gökyüzü mavi olduğu için, deniz mavi olduğu için, yeşil maviye daha çok yakıştığı için, mavi bana sakinlik ve huzur sağladığı için mavi rengi çok seviyorum. Bu renge baktığım zaman için huzur ile doluyor ve kendimi güvende hissediyorum.  Psikanaliz biliminin kurucusu olan Avusturya doğumlu Freud mavi rengi anlam olarak okyanusa benzetmiş ve sakinlik veren bir renk olarak betimlemiştir. Sakinleştirici bir renk olan mavi renk, intiharların azaltılması için de kullanılır. 


Çoğu Avrupa ülkesinde yüksek köprülerin korkulukları mavi renk ile boyanır. İnsanların intihar girişiminden kurtarmak ve rahatlatmak için mavi renk kullanılmıştır. Özellikle sosyal medya uygulamalarının kullandığı bir renk olan mavi, kişilerin o uygulamalarda daha çok zaman geçirmesini sağlamıştır. Twitter ve  Facebook  gibi uygulamalar mavi renk ve mavi rengin tonlarını kullanmışlardır. Aynı zamanda mavi renk anlam olarak sağlam olmayı, ve sağlıklı olmanın da simgesidir. Bu nedenle diyet ürünlerinde  daha çok mavi rengi görürüz.

 

Mavi rengin kişiyi rahatlattığı için tansiyona da olumlu etkisi olduğu söylenebilir. Benim içimi ferahlatıyor ve günün stresini mavi renge bakarak atmaya çalışıyorum, yaz tatili geldiği zaman denize gidiyorum ve gökyüzün doyasıya izliyorum. Onun için en sevdiğim renk mavidir. Araştırdıklarım ve hissettiklerim bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum öğretmenim.

Aile İle İlgili Özlü Sözler

 

Aile İle İlgili Özlü Sözler

Aile insanın sırtını güvenle yaslayabileceği, zor zamanlarında arkasında dağ gibi duran  en değerli kurumlardan biridir.  Anne ve  baba tarafından sevgi ile büyütülmüş çocuklar kendilerine güvenirler ve ileriki yaşamlarında daha mutlu olurlar. Aileniz varsa her şeyiniz vardır aslında.


Aile ile ilgili sözler şunlardır:

“Çocuklar anne ve babalarının kötü örnekleri ile bozulmaya devam ettikçe, yeni bir dünya kuramayız.” Alexis Carrel

“Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına en iyi davrananlarınızda.” Hz. Muhammed (sav.)

“Aile hayatının güzelliği gibi hiçbir şey yoktur, bir memleketin yükselmesi; ev ve aile muhabbetine bağlıdır.” Charles Dickens

“İnsan, insan olarak öylesine çok acı ve sevince boğulmuştur ki bir karı kocanın birbirine neler borçlu olacağı hiç hesaplanmaz bile ancak ebediyetin ödeyebileceği bir sonsuz borçtur o. Wolfgang Van Goethe.


Herkese karşı tatlı ve uysal olmaya dikkat ediniz, bilhassa evinizde. François de Sales

“Aile bağları o kadar ağırdır ki taşımak için iki kişi gerekir, hatta üç.” Alexandre Dumas

“Ailesine bağlı olan, vatanına da bağlı olur.” Ludwig Van Beethoven

“Bir aileyi idare etmekle, bir ülkeyi idare etmek arasında çok fark yoktur.” Montaigne

“Her aile bir tarihtir, hatta okumasını bilene göre bir destandır.”  Alphonse de La Martine.


“Bir erkeği terbiye ediniz; bir insanı terbiye etmiş olursunuz, bir kadını terbiye ediniz, bir aileyi terbiye etmiş olursunuz.” Fannie Hurst.

“Çocuklar anne ve babalarının kötü örnekleri ile bozulmaya devam ettikçe, yeni bir dünya kuramayız.” Alexis Carrel

Çabuk Kurulan Dostluklar Güven Verir Mi Konulu Konuşma

 

Çabuk Kurulan Dostluklar Güven Verir Mi Konulu Konuşma


Dostluk kısa zamanda kurulan bir şey değildir. Bir insana güvenmek, onunla samimi olmak ve iyi ilişkiler kurmak yıllar alır. Yani belirli bir zaman, süreç ve sabır gerekir dostluğun olması için. Dostluk güvendir, sadakattir, senin olmadığın zamanlarda senin hakkında konuşan kişilere gereken cevabı vermek ve dürüst olmaktır.

 

Sevgili Öğretmenim, değerli sınıf arkadaşlarım.

Çabuk kurulan dostluklar çabuk da sona erer. Bir kere yakın bir zamanda tanıştığın kişinin nasıl bir özelliğe sahip olduğunu, hangi durumlarda hangi tepkiyi vereceğini bilemezsin. Bunun için bir yaşam tecrübesinin olması gerekir. Yani dostluklar yıllar içinde kurulur ve kurulan dostluklar içtenlikle beslenmişse, arada dürüstlük ve güven de varsa o dostluklar ömür boyu devam eder. Bir yerde çabuk kurulan dostluk varsa orada çıkar ilişkileri vardır ve zaten o dostluk ilişkileri de çıkar ilişkileri bitince biter. Oysa gerçek dostluk çok başka bir şeydir. Arada menfaat yoktur. Seni, sen olduğun seven, sana değer veren, hem başarılı anında seninle mutlu olan, hem de kötü zamanlarında, dara düştüğün anlarda  sana destek veren kişidir dost.

 

Çabuk kurulan dostlukla sabun köpüğüdür, kısa zamanda yok olur.  Dost dediğin kişi öfkeli anında nasıl, senin zor zamanlarında nasıl bunu öğrenmek yıllar alır. Bunun için bize her gülene, bir anda samimi olmaya çalışan insanlara dikkat etmeliyiz. Böyle kimselerin ya bir çıkarı vardır ya da başka amaçları. Onun için şunu söyleyebilirim: Çabuk kurulan dostluklar dostluk değil, samimiyetsizlik, yapmacıklıktır. Anlatacaklarım ve söyleyebileceklerim bunlardır. Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum. Sağlam dostlarınızın olması dileği ile…