Hz Muhammed’in Çocuk Sevgisi İle İlgili Sözleri

 

Hz Muhammed’in Çocuk Sevgisi İle İlgili Sözleri


Hz Muhammed çocuklara  çok önem verir, onları çok sever ve onları azarlamaz ve olduğu gibi kabul ederdi. Torunları Hasan ile Hüseyin onun her şeyiydi. Peygamber Efendimiz çocuklar ile şakalaşmayı sever, onlarla yakından ilgilenirdi. Onlara selam veriri, hasta olduklarında onları ziyaret eder ve onları birey olarak kabul ederdi. Onun çocuk sevgisi çok fazlaydı.


Hz Muhammed’in çocuk sevgisi ile ilgili, çocuk ile ilgili sözleri şunlardır:

"Beş şeyi ölene kadar terk etmeyeceğim; onlardan biri de çocuklara selâm vermektir. Buna titizlikle amel edeceğim ki, benden sonra ümmetim arasında gelenek olsun."

"Çocuklarınızın ve akrabalarınızın bedbaht olmalarına sebep olmaktan sakının."


"Allah'ın rahmeti, çocuklarının iyi işler yapmasına yardımcı olan anne ve babanın üzerine olsun!"
"Bu nasıl gerçekleşebilir?" diye sorulduğunda Allah Resulü (s.a.a) buyurdu:
"Çocuklarınızdan, yapabilecekleri bir işi bekleyin; güç yetiremeyecekleri şeyi onlardan istemeyin; onları günah işlemeye mecbur etmeyin; çocuğunuza yalan söylemeyin ve abes şeyler yapmayın."

"Çocuklarınıza saygılı davranın, onlarla alay etmeyin, onlara hakaret etmeyin, aptal ve cahil gibi lakaplarla onları çağırmayın."

"Çocuklarınızı çok öpün; çünkü her öpücüğünüz için (Allah katında) makamlar vardır."


"Çocuklarınıza saygılı davranın, onlarla alay etmeyin, onlara hakaret etmeyin, aptal ve cahil gibi lakaplarla onları çağırmayın."

"Çocuklara sevgi ve şefkatle davranmayanlar ve büyüklere saygı göstermeyenler bizden değildir."


  Örnek:  Peygamber Efendimizin çocuk sevgisini şu kısa hikayeden daha iyi anlayabiliriz:  Peygamber Efendimizin torunları Hasan ile Hüseyin’dir. Torunları Hz. Hasan ve Hüseyin efendimizden  bir develerinin olmasını istemişler.  Peygamber Efendimiz de maddi olarak o an çocuklara deve alacak durumda değilmiş.  Torunlarını üzmeden onlara istedikleri deveyi unutturacak bir çözüm bulmuş ve  küçük torunlarının önüne çökerek onlara seslendi:

-“Haydi binin. Bundan daha iyi deve mi olur?”

Çocuklar büyük bir sevinçle dedelerinin sırtına binmişler ve artı deveyi unutmuşlar. İşte bu da onu çocuklara ne kadar fazla değer verdiğinin göstergesidir.

Dil İle İlgili Atasözleri, Deyimler ve Anlamları

 

Dil İle İlgili Atasözleri, Deyimler ve Anlamları


Dil ile ilgili atasözleri ve deyimler vardır. Dil ile ilgili atasözleri şunlardır:

Dil veren olur, ekmek veren olmaz:  İnsan işsiz güçsüz kaldığı zaman ona yol gösteren çok olur fakat destek veren olmaz. Böyle kimselerin sıkıntılarını lafla değil onlara destek olarak gidermeye çalışmalıyız.

Dil döner, baş belaya girer: İnsan konuştuklarıyla iyi veya kötü sonuçlara ulaşır. Kişi güzel sözler söylerse sonu iyi, kötü sözler söylerse sonu kötü olur.

Dile gelen ele gelir: İnsan yetenekli ve başarılıysa her söylediğini yapabilir.


Dilden gelen elden gelse fakir fukara padişah olur: İnsan arzu ettiği her şeyi yapabilme ve elde edebilme gücüne sahip olsa hiç kimse yoksul kalmazdı.

Dil kılıçtan keskindir: İnsanın düşüncelerini, deneyimlerini, bilgilerini aktaran kalemin gücü oldukça kalıcı ve etkilidir. Kılıcın meydana getirdiği sonuç   karşı taraftaki tek bir insanı etkiler, kalemin etkisi ise tüm topluma yayılır.

Dil epsem olsa baş esen: Kişi dilini tuttar, her şeyi söylemezse başını belaya sokmamış olur, rahat eder.

Dil yüreğin kepçesidir: Kişi içinde ne varsa , ne duyuyor, ne düşünüyorsa onu söyler, ona göre davranır.

Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır: Tatlı dil ile zor olan şeyleri bile yaptırabiliriz.

El yarası geçer, dil yarası geçmez: Fiziksel yaralar geçer ama gönül yaraları geçmez. Onun için kimsenin kalbini kırmamalıyız. Çünkü kıırlan kalp bir daha eskisi gibi olmaz.

Dilim seni dilim dilim dileyim, başıma geleni senden bileyim: Başımıza ne gelirse dilimizden elir. Onun için nered ene konuşacağımızı bilmeliyiz ve dilimize sahip çıkmalıyız.

Bülbülün çektiği dil belası: Dilimizden çıkan her söze dikkat etmeliyiz. Çünkü başa gelen belaların nedeni dile sahip çıkamamadır.

Bir ağızdan çıkıp bin dile yayılır: Dilden çıkan bir söz her yere yayılır.


 

Dil ile ilgili deyimler ve anlamları:

Dili damağı kurumak: Çok konuşmaktan ya da susamaktan ağzı kurumak.

 Dil otu yemiş: Durmaksızın konuşmak

Dil çıkarmak: Alay etmek.

Dili başka bir dile çalmak: Başka bir dilden konuşuyormuş izlenimi vermek.

Dile gelmek: Önceden konuşmazken konuşmaya başlamak.

Dil ile tarif olunmaz: Bildiğimiz sözlerle anlatılmaz.

Dilini eşek arısı soksun!: Bu kötü sözleri söylemez ol!

Dili güllü: Tatlı dilli

Dili varmamak: Kötü söz söylemeyi istememek.

Dili dolaşmak: Ne diyeceğini şaşırmak.

Dil bir karış: Suçlu olduğu halde saygısızca konuşan.

Dil ağız vermemek: Konuşamaz durumda olmaz.

Dillere düşmek: Uygunsuz davranışları herkesçe bilinir olmak.

Diliyle sokmak: Birini ağır sözlerle incitmek

Dilinin ucuna gelmek: Hemen söylenecek durumda olmak.

Diliyle tutulmak: Diliyle kendini ele vermek.


Dilinde tüy bitti: Sürekli söylemekten bıkmak.

Dilinden kurtulamamak: O kişinin sitemlerinden kurtulamamak.

Dil dökmek: Karşısındakinin hoşlanacağı şeyleri söyleyip durmak.

 Dile getirmek: Bir durum ya da olayın anlamını sözle belirtmek.

Dile vermek: Gizli kalması gereken bir şeyi herkese duyurmak.

Dili bir karış dışarı çıkmak: Koşmaktan, çalışmaktan ya da  sıcakta yürümekten yorulmak.

Dili ağırlaşmak: Güç konuşur duruma düşmek.

Dilden dile dolaşmak. Herkesçe konuşulmak.

Mırıldanan Çocuk Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Mırıldanan Çocuk Kitabında Geçen Özlü Sözler


Mırıldanan Çocuk adlı kitapta dostluk, dayanışma, otizme, aile ve komşuluk bağları anlatılır. Kitap insanı derinden etkileyen, kalbimize dokunan güzel bir kitaptır. Otizmli özel bir çocuk ile  meraklı bir ev kedisi olan Pepe’nin sıra dışı arkadaşlığı anlatılır. Hem güldüren, hem ağlatan, hem de düşündüren bir kitaptır.

Mırıldanan Çocuk kitabında geçen özlü sözler şunlardır:

 

"Çiçeklerin bile birilerine ihtiyacı vardır. Yoksa sararıp solarlar. Çiçeklerin başına bu geliyorsa çocukların başına neler geleceğini siz tahmin edin!”

"Aslında bütün mesele bu. Yani birine bir konuda, daha önce hiç sahip olmadığı bir fırsat vermek çok da zor değil. Bu dünyada yapacak başka neyimiz var ki?"

“İşte, diye düşündüm kendi kendime, aslında iletişim kurmak ne kadar da kolay. anlaşmak için bir hareket, bir bakış, biraz çaba yeterli olur.”

“Kitap okumak çok güzel. Hayırla bir kitabın içine girmek, kitap okurken onun sesini duymak, kelimeleri söylerken nefes alışverişini hissetmek çok güzel. Akıp giden hikâyenin bir müzik gibi seni de alıp götürmesi, biri seni kucaklamış gibi içini ısıtması çok güzel. Okumanın bu kadar güzel bir şey olduğunu bilmiyordum doğrusu.”

“İnsanlara derdini anlatmanın ne kadar zor olduğunu düşünüyordum .Oysa biz hayvanlar birbirimizi ne kadar da kolay anlıyoruz. Köpek, kedi, inek, cırcır böceği, kurbağa olmamızın bir önemi yok. Havlamamız, miyavlamamız, melememiz, cıvıldamamız, vıraklamamız hiçbir şeyi değiştirmez. Biz hayvanlar çok kolay anlaşırız.”
“Biraz samimi olmak çok çaba gerektirmiyor.”

“Biz kediler insanların hasta olduğunu hemen anlarız çünkü insanların hasta olduğu ortamdaki hava ağırlaşır.”

“Otizmli çocukların çok özel ihtiyaçları vardır.”


“Yani birine bir konuda, daha önce hiç sahip olmadığı bir fırsat vermek çok da zor değil. bu dünyada yapacak başka neyimiz var ki? tüylerimizi kaşıyıp durmadan mama mi yiyelim yani?”

 

“Üzüntü hastalığı insanların yakalandığı bir hastalıktır. bu hastalığa nasıl yakalandıklarını tam olarak bilmiyorum ama genellikle hayatta başlarına gelen şeyler yüzünden oluyor.”

"Kendime bir söz vermiştim. Dünyaya ve kendime karşı verdiğim bir sözdü bu. Haklı bir sebebiniz varsa işleri yoluna koymak için daha fazlasını yapmanız, hatta imkansızı başarmanız gerekir."

“Bu dünyada hiçbir şey belli olmuyor işte. Bazen iyi şeyler yapmasını hiç beklemediğin kişiler seni şaşırtabiliyor."

"İnsanlara derdini anlatmanın ne kadar zor olduğunu düşünüyordum. Oysa biz hayvanlar birbirimizi ne kadar da kolay anlıyoruz."

“Sonuçta onlar insan ve insanlarla doğru dürüst diyalog kurmak gerçekten çok zor.”

“Bazen hayata önüne engeller çıkar ve Sende işleri yoluna koymaya calışırsın.”

"Neler yapıyorsun sen böyle?" dedi kafasını sağa sola sallayarak. İnsanlar, hayvanlarla ya da küçük çocuklarla konuşurken böyle sorular sorarlar. Aslında bu tür sorulara cevap alamayacaklarını bilirler ama zaten bu soruları cevap almak için sormazlar. Bunlar sadece sevgi sözcükleridir.”


“Abibu karşılığında hiçbir şey beklemeden gülümsüyor, müşterilere gülümseyişini hediye ediyordu.”

“Akıp giden hikayenin bir müzik gibi seni de alıp götürmesi, biri seni kucaklamış gibi içini ısıtması çok güzel.”

“Bir kedi, öğrenmenin her zaman bilmemekten daha iyi olduğunu bilir.”

“Aslında iletişim kurmak ne kadar da kolay. Anlaşmak için bir hareket, bir bakış, biraz çaba yeterli oluyor."

"Okumanın bu kadar güzel bir şey olduğunu bilmiyordum doğrusu."

“Bir anneyseniz ve uzaklarda, bin üç yüz otuz metre yükseklikteki bir dağda bir çocuğunuz varsa bir hafta çok uzun bir zamandır.”

Dünyanın Bütün Çiçekleri Adlı Şiirin Hikayesini ve Şiiri Araştırınız.

 

Dünyanın Bütün Çiçekleri Adlı Şiirin Hikayesini Araştırınız.

 

Şefik Öğretmen; 1925 yılında Konya Seydişehir'de dünyaya gelir. Küçük yaşta hem öksüz hem yetim kalmıştır.  Onu büyüten, ona sahip çıkan ise eniştesi olmuştur. Şefik büyür ve öğretmen olur. Afyon’un Dinar İlçesine bağlı bir köye atanır ve orada görevine devam ederken başına üzücü bir olay gelir. Bir hafta sonu Bostancı köyünde buluşurlar, gençlerle top oynamaya başlarlar. 

 

Ne var ki futbol topu patlar. Şefik Öğretmen ve arkadaşları, topu onarmak için okula girerler. İşte ne olduysa o an olur. Okulun duvarı ansızın çöker.  Şefik Öğretmen; güç bela  çıkarılır enkazdan, güçlükle Çivril'e taşınır. Ancak doktorların yapabileceği bir şey kalmamıştır. Şefik Öğretmen, Sütlaç köyüne geri götürülür. Artık ölüm döşeğindedir. Bilinçli bilinçsiz, sadece öğrencilerini sayıklamaktadır. Son nefesini vermeden son sözlerini söyler:

"Bana çiçek getirin, dünyanın bütün çiçeklerini buraya getirin."

Takvimler 1949 yılının ekim ayını göstermekte, günlerden perşembedir. 24 yaşında hayata veda eden Şefik Öğretmen, bir Cuma vakti Çivril'de toprağa verilir. O gün cenaze törenine katılanlardan biri, şair Ceyhun Atuf Kansu'ya anlatır yaşananları. Aslında bir doktor  olan ve meslek hayatı boyunca Anadolu'nun en ücra köşelerini dolaşan Ceyhun Atuf Kansu  bu öğretmenin hikayesini karşısında o kadar çok duygulanır ki   bir anda dökülür kaleminden bu eşsiz mısralar...

 

 

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Bütün çiçeklerini getirin buraya,
Öğrencilerimi getirin, getirin buraya,
Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer
Bütün köy çocuklarını getirin buraya,
Son bir ders vereceğim onlara,
Son şarkımı söyleyeceğim,
Getirin, getirin...ve sonra öleceğim.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Kir ve dağ çiçeklerini istiyorum,
Kaderleri bana benzeyen,
Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları
Geniş ovalarda kaybolur kokuları...
Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri
Hepinizi, hepinizi ısıtıyorum, gelin görün beni,
Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Afyon ovasında açan haşhaş çiçeklerini
Bacımın suladığı fesleğenleri,
Koy çiçeklerinin hepsini, hepsini,
Avluların pembe entarili hatmisini,
Çoban yastığını, peygamber çiçeğini de unutmayın,
Aman Isparta güllerini de unutmayın
Hepsini, hepsini bir anda koklamak istiyorum.
Getirin, dünyanın bütün çiçeklerini istiyorum.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım,
Ben bir bahçe suluyordum, gönlümden,
Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden,
Ne güller fışkırır çilelerimden,
Kandır, hayattır, emektir benim güllerim,
Korkmadım, korkmuyorum ölümden,
Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Baharda Polatlı kırlarında açan,
Güz geldi mi Kop dağına göçen,
Yörükler yaylasında Toroslarda eğleşen,
Muş ovasından, Ağrı eteğinden,
Gücenmesin bütün yurt bahçelerinden
Çiçek getirin, çiçek getirin, örtün beni,
Eğin türkülerinin içine gömün beni.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
En güzellerini saymadım çiçeklerin,
Çocukları, öğrencileri istiyorum.
Yalnız ve çileli hayatimin çiçeklerini,
Köy okullarında açan, gizli ve sessiz,
O bakımsız, ama kokusu essiz çiçek.
Kimse bilmeyecek, seni beni kimse bilmeyecek,
Seni beni yalnızlık örtecek, yalnızlık örtecek.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Ben mezarsız yaşamayı diliyorum,
Ölmemek istiyorum, yasamak istiyorum,
Yetiştirdiğim bahçe yarıda kalmasın,
Tarumar olmasın istiyorum, perişan olmasın,
Beni bilse bilse çiçekler bilir, dostlarım,
Niçin yaşadığımı ben onlara söyledim,
Çiçeklerde açar benim gizli arzularım.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Okulun duvarı çöktü altında kaldım,
Ama ben dünya üstündeyim, toprakta,
Yaz kış bir şey söyleyen toprakta,
Çile çektim, yalnız kaldım, ama yasadım,
Yurdumun çiçeklenmesi için daima yaşadım,
Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir.
Simdi sustum, örtün beni, yatırın buraya,

Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya.

Ceyhun Atuf Kansu

Tatlı Dil, İyilik Yapmak, Nazik Olmak Konulu Özlü Sözleri Araştırınız.

 

Tatlı Dil, İyilik Yapmak, Nazik Olmak Konulu Özlü Sözleri Araştırınız.


Samimi olarak tatlı bir dile sahipseniz, insanlara karşı içten tebessüm ediyorsanız hem kendinizi seversiniz, hem de başka insanlar tarafından sevilirsiniz. Tatlı dilli olmak kişiyi asil gösterir ve ona daha farklı bir değer katar. Tatlı dilli insanlar dili sayesinde en başta kendilerine iyi gelirler ve kendileri için mutlu olmaya, başkalarını da mutlu etmeye devam ederler.

İyilik yapmak, iyi insan olmak en önemli erdemlerden biridir. İnsan iyiliği karşılık beklemeden yapmalıdır ve kendisine yakışan hareket bu olduğu için yapmalıdır. İyilik yapıp yüze vurulursa bu iyilik olmuyor ne yazık ki.

Nazik olmak kişinin asil bir duruşa sahip olduğunu gösterir. Nazik insanlar aynı zamanda tatlı dilli olan, iletişime açık olan kibar kimselerdir ve toplum tarafından her zaman saygı ile anılırlar ve çok sevililer.

 

Tatlı dil ile ilgili özlü sözler şunlardır:

“Binlerce kilit olsa, her kilit gök genişliğinde olsa, anahtar dişi gibi olan, iki üç tatlı söz, onların hepsini açar.”  Mevlâna.

“Tatlı dil söyleyen, kötü söz işitmez.” Firdevsi

“Söz ola kestire başı, Söz ola kestire savaşı, Söz ola ağulu aşı, Bal ile yağ eder bir söz.” Yunus Emre.

“Bir güzel söz söyleme sanatı varsa, bir de güzel anlama ve dinleme sanatı vardır.” Epiktetos.

“Ağızdan çıkan söz bil ki, yaydan fırlayan ok gibidir. Ok gittiği yerden geri dönmez, seli baştan bağlamak gerek.”  Mevlâna

“Tatlı sözler, şiddetli bir öfkeye karşı en tesirli ilaçtır. “ Aiskhylos.

“İnsanda güzel olan yüzdür, Yüzde güzel olan gözdür, Ama insanı insan yapan ağzından çıkan sözdür. ”Mevlana.

“Tatlı dili olan insanların dostları her gün biraz daha artar.” Hz. Ali

“Bir insan ne kadar çok gürültü yaparsa, sözleri de o kadar sessizdir. “ E.Benyoetz.

“Akıl süsü dil, dil süsü sözdür. İnsanın süsü yüz, yüzün süsü gözdür. İnsanın sözünü dil, dili ile söyler; sözü iyi olursa, yüzü parlar. “ Yusuf Has Hacib.

“Dil, hayatın anahtarıdır, iyi kullanılırsan, kapılar açar, kötü kullanırsan açık kapıları bile  yüzüne kapatır.” Bilal Civelek.

“Sıkışmış birini görür de, onun sıkıntısını giderecek kudret de sende varsa, bil ki senin malında, onun hakkı vardır. Onun haline muttali oluşun, hakkını vermek içindir... Vermezsen mesulsün. Eğer mali kudretin yoksa, tatlı dil ile ona yardım vazifendir. Senin için, ona maddeten yardıma hiç imkân yoksa, o zaman ona dua edersin. Bunları ihmâl eder yapmazsan zalimsin. “Muhyiddin İbni Arabi


“Kuvvetle yapılamayan birçok şeyleri söz ile yapmak mümkündür.” Yavuz Bahadıroğlı

“Tatlı bir dil her yerde geçerlidir.”  Yavuz Bahadıroğlu.

"Tatlı dil, taş kalplere bile tesir eder" Necdet Bayraktaroğlu


 

İyilik Yapmak İle İlgili Özlü Sözler

"İnsan, Allah'a ancak öteki insanlara iyilik yapmakla yaklaşabilir." Cicero

"İyilik karakterle ilgilidir. Bütünlük, dürüstlük, nezaket, cömertlik, ahlaki cesaret vb. Her şeyden çok, diğer insanlara nasıl davrandığımızla ilgili." Dennis Prager.

"Her türlü kötülüğü yapmaya muktedir iken kötü bir şey yapmamak, işte budur iyilik." Andre Gide.

"İyiliğin ilmine sahip olmayana, bütün diğer ilimler zarar verir." Montaigne

"Acıları kısa sürüp daha az duyulması için kötülükler toptan bir defada yapılmalı, iyilikler ise aksine daha uzun süre tadılabilmeleri için birbirini ağır ağır izlemelidir." Nicola Machiavelli

"Küçük bir düşünce ve biraz iyilik, çoğu zaman çok fazla paradan daha değerlidir." John Ruskin

"İyiliği gizli yapanlar, Tanrı'ya inananlardır." Honore de Balzac


"İyilik, hiçbir zaman boşa gitmeyen bir yatırımdır." Henry David Thoreau.

"İyiliği ve ihsanı tamamlamak, başlamaktan daha hayırlıdır." Mevlana.

"Çok para kazanmış olsanız bile, birine size geri ödemeyeceği bir şey yapmadıkça, iyi bir gün geçirmiş sayılmazsınız." Ruth Smeltzer.

“"Yanlış yapma fırsatı günde bin kez bulunur, iyilik yapma fırsatı yılda bir kez gelir, onun için bu fırsat kaçırılmamalıdır." Voltaire

"İyilik, insanlık sanatıdır." Genceli Nizami

"İyiliği gizlemek, kötülüğü gizlemekten daha üstündür." Ebubekir Ferra


"Bize iyilik edenlerdense, kendilerine iyiliğimiz dokunan kimseleri görmek daha çok hoşumuza gider." François de La Rochefaucauld.

"Güneş, ışık ve sıcağından yarar sağlamak için kendisine yalvarılmasını beklemez. Sen de güneş gibi ol, beklenilen iyiliği senden istenilmeden yap." Epictetos.

"Bir insana yapılan iyiliğin hatırlatılması, onu suçlamakla aynı şeydir." Demosthenes.

 

Nazik Olmak İle İlgili Özlü Sözler

“Nezaket, insanın gerçek düşünceleri arasında seçim yapabilme sanatıdır.” Madame de Stael

“Büyük ve üstün insan naziktir; fakat yaltaklanmaz, küçük insan yaltaklanır; fakat nazik değildir.” Confucius.

“Kaba bir kimsenin elinden hayat suyuı bile olsa içme.”  Hz Ali

“Kibarlık, düşüncelerin kıyafetidir.” Lord Chesterfield


“Kibarlık hiçbir şeye mal olmadığı halde, insana çok şey kazandırır.” Lady Mary Montagu.

“Uğraşacak gücü ve silahı olmayanlar, hiç olmazsa nazik olmalıdırlar.” Oliver Goldsmith.

“Sıcaklık, balmumu için ne ise nezaket de insan için odur.” Arthur Schopenhauer.

“Nezaket, ister iskarpin giysin ister çarık, bastığı yeri çamurlamaz.” Cenap Şehabeddin.

“Dinlemek, gösterilebilecek en yüksek nezakettir.” Dale Carnegie

“Herkese karşı kibar davran, pek az kişiyle samimi ol, onlara da güvenmeden önce düşün.” George Washington.


İyi ahlak insanlar arasında bir nezaket alışverişidir, bu alışverişye yer almayan değersizdir.” Voltaire.

 Nezaket, fikir ve ahlak kültürünün bir simgesidir.” Voltaire

 Asaletli kişi, verilenin değerine değil;  veriliş şekline önem verir.” Plutark.

Nezaketin iki büyük düşmanı; çok incelik ve çok kabalıktır. Cenap Şehabeddin.

Nazik bir adam, anlatılan hikayeyi her zaman ilk defa duyan bir kimsedir.” Mark Twain.


“Bir insan ne kadar büyükse, o kadar da naziktir.” Alfred Tennyso.

“Aşırı hiddet korku yaratır, aşırı nezaket saygıyı ortadan kaldırır.”  Euripides

“Nazik bir sözcük, sevecen bir bakış, iyi yürekli bir gülümseme fevkalede yararlıdır ve harikalar yaratır.”  William Hazlitt.

“Kaba insanlara nazik davranın, buna en çok onların ihtiyacı vardır.” Ashleigh Brilliant.

İşbirliği İle İlgili Konuşma

  

İşbirliği İle İlgili Konuşma

 

İnsanlar tek başına yapamadıkları, zorlandıkları işleri birlik, beraberlik ve dayanışma içinde yaptıkları zaman daha verimli sonuçlara ulaşırlar. İnsanın kendi başına yapamayacağı işler vardır ve bunun için de mutlaka diğer insanlara gereksinim duyar.  Diğer insanların da bilgisi, görgüsü, kültürü işin içine girdiği zaman daha güzel ve daha  verimli sonuç alınır. Her iki tarafında isteklerinin ve ihtiyaçlarının karşılanması insanlar arasındaki işbirliği ve dayanışmayı güçlendirir. İşbirliği ve dayanışma olmazsa yapılan işten verim alınamaz. Onun için işbirliğine her zaman önem vermeliyiz.

 

Sevgili Öğretmenim,

 Bizlerin de üzerine düşen sorumluluklar vardır. Mesela eve gittiğimiz zaman misafir geleceği zaman annemiz ev işi yapıyorsa onunla işbirliği yapıp en kısa zamanda evi temizlemeli ve ev misafire hazır hale getirilmelidir.  Annemiz yemekleri yapıyorsa bizler de odayı düzenlemeliyiz, odalara çekidüzen vermeliyiz. Böyle olduğu zaman hem annemizi mutlu etmiş oluruz hem de annemizle işbirliği yaptığımız için ev işleri daha kolay ve kısa bir şekilde bitmiş olur. İşbirliği hayatın her alanında geçerlidir. Graham Bell'in işbirliği ile ilgili şu sözü çok anlamlıdır: "Büyük keşifler ve gelişmeler, her zaman birçok zekanın işbirliğini gerektirir."

 

Mesela iş yerindeki arkadaşlar arasında da işbirliği vardır. Birlikte çalışmak, birlikte bir amaca odaklanmak ve ve amacı gerçekleştirmek her türlü fedakarlığı yapmak, farklı görüşlere açık olmak ve farklı görüş açılarını bir araya getirmek çok daha güzel sonuçlara gitmemizi sağlayacaktır. İşbirliği ve dayanışmanın olduğu yerde güç vardır, başarı vardır, kararlılık ve sabır vardır. İşbirliğinin olmadığı yerde başarı olmaz, güç olmaz ve işler yolunda gitmeyebilir. İnsanlar arasında güven ve dayanışmayı sağlayan işbirliğine hepimizin ihtiyacı vardır. Anlatacaklarım ve söyleyebileceklerim bunlardı. Dinlediğiniz için teşekkür ederim öğretmenim.

Neden Dürüst Olmalıyız Konulu Konuşma

 

Neden Dürüst Olmalıyız Konulu Konuşma


Dürüst olmak kişinin şahsiyetli ve asil olması ile ilgili bir durumdur. Dürüst olmak gerekir çünkü kişi önce kendine saygılı olmalı, önce kendini sevmeli ve kendi vicdanında rahat edebilmelidir.

 

Sevgili  Öğretmenim,

Dürüst olmalıyız çünkü dürüst olan insan hiçbir zaman yalan söylemek zorunda kalmaz. Yalan söylemek zorunda kalmadığı için de bir şeyleri karıştırmaz ve her zaman net ve berrak bir beyne sahip olur. Dürüstlük bireyin kendisine olan öz saygısı, kendisine olan özgüveni ve sevgisidir. Dürüst olduğun zaman yalancı bir insan olmazsın. Başka insanlar, arkadaşlar, dostlar da sana güvenir ve yola seninle çıkmak isterler. İnsanlar bir işe gireceği sırada senden bilgi almak isterler. Çünkü senin sözüne itimatları tam olur.

 

Dürüst olmalıyız çünkü ancak o zaman işlerimiz yolunda gider ve kendi ayaklarımız üzerinde durabiliriz ve kimseye minnet eylemek zorunda kalmayız. Dürüst olduğumuz zaman bazı zamanlar kaybedebiliriz ama bu durum onursuz olmaktan çok daha iyidir. Dürüst olduğumuz için başka kişiler bize daha çok güvenir, daha çok saygı duyar ve özümüz ve sözümüz bir olduğu için kimse arkamızdan kötü bir söz söyleyemez. Çünkü hiçbir zaman yalana, dolana başvurmayan bir insan oluruz. Toplumun gözünde değerli biri oluruz. Daha ahlaklı insan olmak için, topluma faydalı olmak için, yakın çevremize örnek olmak için, doğru işler yapmak içimn dürüst olmalıyız. Bizi yaratan Allah’a karşı görevlerimiz olduğu için, ona yaraşır bir kul olmak için, adaletli, ahlaklı, dürüst ve güvenilir kimselerden olmalıyız.

Bağlılık İle İlgili Özlü Sözler


Bağlılık İle İlgili Özlü Sözler


  Bağlılık aslında bir nevi sadakat demektir. İnsan her zaman sadakatlı olmalı, onu sevenlere bağlı kalmalıdır.  Aynı zamanda bir işe bağlı olma, sorumluluklarını yerine getirmek için güzel alışkanlıklar edinmedir. Bağlılık ile ilgili farklı görüşler vardır. Bu görüşler şunlardır:


“Sevgi, en büyük gücünüz ve en büyük zayıflığınızdır. Size birini kendinizden daha çok sevme gücü verirken, bağlı olduğunuz bir şeyi kaybettiğinizde yaşamak zordur. Kaybettiğimizde bile, daha da ileri gitmeli ve gerçekten bir şey taahhüt etmeliyiz. Gerçekten seven biri en güzel duygudur.” - Yemin etmeden bir daha düşün, çünkü sadakat ile başlayan her şey ihanet ile biter. (Tuncel Kurtiz)

“İnsana sadakat yaraşır, görse de ikrah, yardımcısıdır doğruların, Hazret-i Allah!” Ziya Paşa.


“Bu, sadıklara doğruluklarının fayda sağladığı gündür. Onlar için altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler vardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte büyük kurtuluş budur.”  Maide Suresi, 119. Ayet 

“Para ile alınan sadakat daha fazla para ile mağlup edilir.” Seneca

“Sevdiğine bağlı kalmak için uğraşmak, sadakatsizliğin ta kendisidir.” François de La Rochefaucauld.

“Sadakatsizlik, nankörlerin işidir, nankörlük ise Allah’ın sevmediği huylardandır.” Cervantes


“İyi bir karakteri oluşturan parçalar sadakat ve merhamettir.” Carl Hilty

“Sadakat; içten bağlılık ve sağlam olan güçlü dostluk anlamlarına gelir. Sadakat duygusuna sahip olan insanlar en başta kendilerine sadık olurlar. Sadık insanlarda başka birileri istediği için hain damgası yemezler.” Tuncel Kurtiz

“Sadakat, eğer onu taşıyacak gücü yoksa insana çok ağır gelebilir. “(Spartacus)

“Çalışmalarının sonuçlarına bağlılıklarından vazgeçemeyenler, yoldan uzaktırlar.”  Mahatma Gandi

Sağlık İle İlgili Kompozisyon

 

Sağlık İle İlgili Kompozisyon


İnsan yaşamının mutlu bir şekilde ilerlemesi için, bedenin ve ruhun sağlıklı olması gerekir. Sağlıklı olmayan bir insandan hayat ışığı bekleyemezsiniz. Çünkü sağlık yoksa umut yoktur, hüzün vardır, acı vardır. Onun için henüz sağlığımız yerindeyken onun kıymetini bilmeli ve bunun için de her şeyde ölçü kaçırılmamalıdır. Öncelikle kendimize yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırmalıyız. Bunun için de sürekli diyetler yapmak, o diyetleri bozmak çok gereksiz bir eylemdir.


 Çünkü yapılan diyetlerin çoğu hayat alışkanlığı haline gelmiyor ne yazık ki. İnsanla  ilk önce kiloyu çok güzel bir şekilde veriyorlar. Diyetim bitti normale döndüm diye tekrar eski yeme alışkanlıklarına dönüp bu defa eski verdiği kilolardan da daha fazlasını alıyorlar ve bunun sonucunda da tekrar bir kısır döngüye başvuruyorlar. Oysa insan nefsinin esiri olmamalıdır. Diyetlerle uğraşmak yerine, zamanımızı boş yere heba etmek için önce aklımızı, irademizi kullansak her zaman hem sağlıklı oluruz ve hem de kilo takıntılarımız olmaz. Bundan dolayı ilk olarak nefis terbiye edilmelidir. Bu her şeyde geçerlidir aslında. 


Nefsini terbiye etmiş insan gerçek anlamda olgun insandır. Kendine saygısı olan, kendi iradesini etkin kullanan kişidir. Sağlığın korunması, güzel bir yaşlılık geçirilmesi nefse hakim olma sayesinde olur. Sağlık elden gittiği zaman eyvah etmenin kimseye faydası yoktur. Sağlık elden gitmeden akıl kullanılmalı, kişi kendini koruma altına almalıdır. Sağlık yerinde olduğu zaman yoksul olsan bile çalışır kazanır, karnını doyurur ve kimseye muhtaç olmadan mutlu bir şekilde yaşamını devam ettirirsin. Sağlığın önemi ile ilgili şu söz de çok anlamlıdır: “Hiç kimseye imandan sonra sağlıktan daha üstün bir nimet verilmemiştir. “ Hz. Ebubekir.

Atatürk’ün Çeşitli Konulardaki Sözlerinden Örnekler

 

Atatürk’ün Çeşitli Konulardaki Sözlerinden Örnekler


Mustafa Kemal Atatürk çok yönlü bir insandı. Sanata, eğitime, bilime, siyasete vb her şeye ilgisi vardı. Ülkesinin her alanda gelişmesi için hayatı boyunca mücadele etmiştir.

Mustafa Kemal’in çeşitli konulardaki sözlerinden bazıları şunlardır:

“Yurtta sulh, cihanda sulh.”

“Gerçi bize milliyetçi derler. Ama, biz öyle milliyetçileriz ki, işbirliği eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların milliyetlerinin bütün icaplarını tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz herhalde hodbince ve mağrurca bir milliyetçilik değildir.”

“Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküş vardır. Her ilerleyişin ve kurtuluşun anası hürriyettir.”

“İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!”

“Egemenlik verilmez, alınır.”


“Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki tekniğin gerektirdiği şeyleri yapmaz, itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur.”

“Bütün ilerlemeler, insan fikrinin eseridir. Fikri harekete getirmek, birinci işimiz olmalıdır. Bir kere millet benliğine hakim olsun ve düşünebilsin, yeter! Başlangıçta hatalı düşünse de, az zaman sonra bu hatayı düzeltebilir. Fikir bir kere faaliyete başladı mı, her şey yavaş yavaş düzene girer ve düzelir. Fikrin serbest hareketi ise, ancak bireyin düşündüğünü serbest olarak söylemek, yazmak ve verdiği karara göre her türlü girişimde bulunmak serbestisine sahip olmakla mümkündür.”

“Çalışmak demek, boşuna yorulmak, terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre bilim ve teknik ve her türlü uygar buluşlardan azami derecede istifade etmek zorunludur.”

“Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için, en hakiki mürşit bilimdir, fendir.”

“Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin.”

“Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.”

“Bir ulusun asker ordusu ne kadar güçlü olursa olsun, kazandığı zafer ne kadar yüce olursa olsun, bir ulus ilim ordusuna sahip değilse, savaş meydanlarında kazanılmış zaferlerin sonu olacaktır. Bu nedenle bir an önce büyük, mükemmel bir ilim ordusuna sahip olma zorunluluğu vardır.”

“Ancak, ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir.”

“Millî hedef belli olmuştur. Ona ulaşacak yolları bulmak zor değildir. Önemli olan, çetin olan o yollar üzerinde çalışmaktır. Denebilir ki hiçbir şeye muhtaç değiliz. Yalnız tek bir şeye çok ihtiyacımız vardır: Çalışkan olmak. Toplumsal hastalıklarımızı incelersek temel olarak bundan başka, bundan önemli bir hastalık keşfedemeyiz; hastalık budur. O halde ilk işimiz bu hastalığı esaslı bir şekilde tedavi etmektir. Milleti çalışkan yapmaktır. Servet ve onun doğal sonucu olan refah ve mutluluk, yalnız ve ancak çalışkanların hakkıdır.”

“Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok, ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır. Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak şekilde ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım.”

“Bir millet eğitim ordusuna sahip olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak eğitim ordusuyla mümkündür.”

“Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.”

“Bir ulus sanattan ve sanatçıdan yoksunsa, tam bir hayata sahip olamaz.”


“Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir.”

“Softa sınıfının din simsarlığına izin verilmemelidir. Dinden maddi menfaat temin edenler. İğrenç kimselerdir. İşte bu duruma karşıyız ve buna müsaade etmiyoruz.”

“Yorulmadan beni takip edeceğinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar, yorulmadan ne demek? Yorulmamak olur mu? Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil, yorulduğunuz zaman dahi durmadan yürümek, yorulduğunuz dakikada da dinlenmeden beni takip etmektir. Yorgunluk her insan, her mahlûk için tabii bir halettir, fakat insanda yorgunluğu yenebilecek mânevi bir kuvvet vardır ki, işte bu kuvvet yorulanları dinlendirmeden yürütür.”

“Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü de demektir.”

“Muallimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğiticileri, sizler yetiştireceksiniz, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle mütenasip bulunacaktır.”

“Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.”

Vanilya Kokulu Mektuplar Kitabında Geçen Güzel Sözler

 

Vanilya Kokulu Mektuplar Kitabında Geçen  Güzel Sözler


Annesi ve babası ayrılmış olan Kıymık Kıymık,  anneannesinin yanına yerleşmek zorunda kalır. Hayal gücü çok geniş bir çocuktur. Bundan dolayı  Kıymık kendi dedektiflik ve keşif bürosunu kurar. Bir gün postacı bay güler yüz, Kıymık'ın ölen dedesine, otuz yıl önce Paris'ten postalanmış bir mektup getirir ve kitap bu şekilde ilerlemeye devam eder. 

"Savaşlar oyun bile olsa hiçbir işe yaramazlar. mezar taşlarını artırır, göğsü madalyalarla dolu ama kolu, bacağı, gözü olmayan insanlar türetirler."

"Eskimez ya. Dünyada eskimeyen bir dil vardır, o da müziğin dilidir. Müzik eskimeyince müzisyenler eskir mi? Her zaman çağa ayak uydururlar."

"Başarının sırrını anladım. Bir işe ne kadar çok sarılırsan, başarılı olma şansın o kadar artar.”


“En harika şeyler kaybettiklerimizdir.”

“Yaşam bir aynadır, sen ona gülümsersen o da sana gülümser.”

"Koku deyip geçme, bazen bir koku insanı taa nerelere götürür. Çocukluğa, bir gemi yolculuğuna, eski bir düşe..."

“Mutluluk akıl işidir bir kere.”

“Sevgiyle verilen her haber güzelleşir.”

“Kendimi en iyi, en güvenli hissettiğim zamanlar siz dostlarımla birlikte olduğum anlardır."

“İnsan ne oldum dememeli, ne olacağım demeli.”


“O günden sonra başkemancı kızın yaşamı bayağı hareketlenmiş. Yeni kemanını okşayıp çaldıkça, ünü bütün dünyaya yayılmış. Birçok ülkede konserler vermeye başlamış. Kız, Sava'ya her gittiği yerden mektup yolluyor, kemanıyla dostluğunun her geçen gün arttığından söz ediyormuş. Sava, artık günlerini kemancı kızın mektuplarını okuyarak, hayaller kurarak geçirir olmuş.”

“Hayal kurmadan hiçbir mesleği başarıyla yürütemezsiniz. Bir terzi hayal edemediği bir giysiyi dikemez, öyle değil mi?”


“Dünyayı, insanları tanımak yetmez. Dünyayı değiştirmekte gerekir.”

“İlkler hep iz bırakır.”

“Küçük dostum, insanların yüreklerine en kolay neyle ulaşabilirsin, biliyor musun? “ Ne sözle, ne gösterişle. Müzikle.”

Gümüş Kanat Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Gümüş Kanat Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Gümüş Kanat; kaybolmayan hayallerin, ideallerin, umutların,  günden güne çoğalan sevginin sembolüdür. Küçük yaşta hayatın acı yüzüyle karşı karşıya kalmış olan Kemal; bütün zorlukları sevgi, gayret ve dostluğun, en çok da Gümüş Kanat'ın yardımıyla aşmıştır.. Onun ardında kara günlerden mavi hayalleri yükselir. Çocukların zevkle bir solukta okuyup bitireceği muhteşem bir kitaptır.

Kitapta geçen özlü sözler şunlardır:

“Keşke insanların da ağaçlar gibi sağlam kökleri olsaydı.”

“Zenginler hazinelerini gömecek yer arıyorlardı, fakirler ise sığınacak bir delik.”

“İnsanlar yaşamak isterler çocuğum. Kendilerinden ziyade sevdiklerinin yaşamasını isterler. Fakat doğmak gibi ölmek de var dünyada. Gelen muhakkak ki günün birinde gidecek.”


“Bir makine gibi güçten kesilinceye kadar çalışmalıydı. Ancak o zaman kendisini tedirgin eden kaygılardan kurtulabiliyordu.”

“Sevginin yaşaması için, eşsiz bir çiçeğe gösterilen bakım gibi özeniş lazımdır.”

“Sevginin yaşaması için , eşsiz bir çiçeğe gösterilen bakım gibi özeniş lazımdır.”

“Allah'ın verdiği canı Allah alırdı.”

“Zaten Saadet bu değil miydi? Dünyada sevdikleri olmak, onlarla beraber vatan toprağında yaşamak. Hastalıkları, sağlıkları, kederleri, sevinçleri beraber yaşamak. Evet, gerisi boştu.”

“Felaketlerden korkmamak, cesaretle göğüs germek lazımdı. Zorluklarla döğüş edenler, güçlükleri yenebiliyor, savaşı kazanabiliyorlardı. Hayatta acılara sabırla, ağır başlılıkla dayanıp mücadele edenlerin yüzüne talih gülüyordu.”

“Anaların, babaların, öğretmenlerin hakları ödenmeyecek kadar büyüktür.”


“Sonra anladım ki dünyada hazine çalışmak, saadet sağlıkmış.”

"Hayaller insanı oyalar, eğlendirir. Hem hayal kurmak için masraf da istemez, parasızdır."

- Anneciğim! dedi, Cennet bu kadar güzel midir acaba? Gözbebekleri heyecanla büyümüş, yanakları kızarmıştı. Annesi:  Vatanımız Cennet kadar güzel! dedi. Belki Cennet bu Vatan Toprağı idi. Üstünde yaşamak, sonra toprağında sonsuz uykuya dalmak.”

“Hayat, ne kadar karanlık olursa olsun, içinde hep bir umut ışığı barındırır.”

Fareler ve İnsanlar Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Fareler ve İnsanlar Kitabında Geçen Özlü Sözler


Nobel ödüllü yazar John Steinbeck'in ilk kez 1937 yılında yayınlanan eseri Fareler ve İnsanlar adlı kitabıdır. Kitapta çiftlikten çiftliğe dolaşarak çalışan iki yakın arkadaşın başından geçen maceralar anlatılır.  Bu iki arkadaşın hayallerine sıkı sıkıya olan bağlılığını konu edinen okunması gereken çok güzel bir kitaptır.

 Kitapta beni etkileyen ve aklımda kalan sözler şunlardı:


"Kitaplar bir halta yaramaz. İnsanın birine ihtiyacı vardır, birine yakın olmak ister. İnler gibi devam etti. Kimsesi yoksa delirir insan. Kim olduğu hiç önemli değildir, yeter ki yanında biri olsun. İnanın bana, insan fazla yalnız kaldı mı, hastalanır."

“Günlerden bir gün Sacramento Irmağı’nın orada arkadaşlarla takılıyorduk. O gün mavracılığım üzerimdeydi. Lennie’ye döndüm, ‘Atla suya’ dedim. Atladı. Hiç yüzme bilmiyordu. Biz onu çıkarana kadar neredeyse boğuluyordu. Onu çekip sudan çıkardım diye bana öyle minnet duydu ki! Atla diyenin ben olduğumu hepten unutmuştu. İşte…onunla bir daha asla dalga geçmedim.”

"İnsan çıldırır kimsesi yoksa"

“İncitme! İncittiğin yerden incinirsin.”

"İnsanın iyi olmak için akla ihtiyacı yoktur. Hatta bana zaman zaman tam tersi olmalı gibi gelir. Çok zeki birini ele al, hemen hiçbir zaman iyi biri olmadığını görürsün."

“Mutsuz bir ruh, mikroptan daha çabuk öldürür.”

"Biz onlara benzemeyiz! Peki neden ? Çünkü... Sen varsın benim yanımda ve ben varım senin yanında ,bu yüzden işte..."

“İnsan olmak kolay değildir, hele ki ‘insanca’ yaşanabilecek bir toplum düzeni yoksa!”

“Biri ötekine anlatıp durur, ötekinin duyup duymadığının ya da anlayıp anlayamadığının hiçbir önemi yoktur.”

"Artık birlikte, seyahat eden, can yoldaşlığı eden pek kimse kalmadı,"' dedi. "Nedendir bilmem. Belki de herkes birbirinden korkuyor bu dünyada."

"Bizim gibiler, çiftlikte çalışan erkekler yeryüzün­deki en yalnız erkeklerdir. Onların aileleri yoktur. Kendilerini hiçbir yere ait hissetmezler. Bir çiftliğe gelir, çalışır, biraz para kazanırlar, sonra kasabaya gidip kazandıklarını birkaç saat içinde harcarlar, bir de bakarsın ki yeniden yola düşmüşler başka bir çiftliğin kapısını çalmak için. Hayattan hiçbir bek­lentileri yoktur onların."


“Birine alıştın mı onu kolay kolay başından atamıyorsun.”

“Umutlarının öyle fazla coşmasına izin vermezsen, hayal kırıklığına uğramazsın.”

“Bu dünyada emin olduğum bir şey varsa, o da kimsenin başkasının yaşamına karışmaya hakkı olmadığıydı.”

"Farkına varamadığımız her şey, bizim en büyük hatamız olmaya mahkumdu.''

“Konuşuyorlar ya da hiç konuşmadan karşılıklı oturuyorlardır ya , önemli olan budur işte!”

Cumhuriyet, Millet, Bağımsızlık, Cihan, Öğrenciler, Aslı, Hayal, Gerçek, Okul, Tören, Başarı, Sınıf, Milli Egemenlik Kelimelerinden Kısa Bir Hikaye Örneği

 

Cumhuriyet,  Millet, Bağımsızlık, Cihan,  Öğrenciler, Aslı, Hayal, Gerçek, Okul, Tören, Başarı, Sınıf, Milli Egemenlik Kelimelerinden Kısa Bir Hikaye Örneği


29 Ekim 1923’te ilan edilen cumhuriyetimiz milletimiz için büyük bir değer ve kazanım olduğu için bu yıl daha farklı bir coşku ile kutlanacaktı. Babamda cumhuriyet bayramı olacağı için, benim şiir okuyacağımı duyunca patronundan izin almış ve ve bizim törene katılacaktı. Bunu duyduğumda çok mutlu olmuştum. Cumhuriyetimizin 100. yılı kutlanacak ve coşkulu bir cumhuriyet karşılaması yapılacaktı okulumuzda. Öğretmenimiz günler öncesinden hazırlamıştı hepimizi.  Sınıfımız Türk bayrakları ve Atatürk posterleri ile süslenmişti. 


Kızlar beyaz gömlek, kırmızı pantolon, erkekler ise kırmızı tişört beyaz  ve gömlek giyecek ve harika bir  gün geçirilecekti . Kolay ilan edilmemişti cumhuriyet. Milletimiz çok çok acılar çekmiş, çok kayıpları olmuş  ama yine de bağımsızlıklarından ödün vermemişti. Hayal olan cumhuriyet Mustafa Kemal’in dehası ile gerçeğe dönüşmüştü. Milletin egemenliği her şeyin üstünde olmuş, halkın iradesi cumhuriyet sayesinde ön plana çıkmıştı. Çok mutluydum şimdiden ve Mustafa Kemal’e olan hayranlığım bir kere daha artmıştı. Ben bunları düşünürken Cihan’ın bana seslenmesi ile kendime geldim. Haydi Aslı tören zamanı, hazır mısın şiirini okumaya dedi. Çok heyecanlıyım arkadaşım dedim. O da bugün cumhuriyetin 100. yılı bu heyecan ondan olsa gerek diyerek benim heyecanımı yatıştırmaya çalıştı. Diğer öğrenciler de okula doluşmuşlardı. 

Tören başlamıştı. Ben de cumhuriyet ile ilgili şiirimi okumaya başlamıştım. Şiiri okurken duygulanmış ve gözümden birkaç damla yaş gelmişti. O anda canım babamla göz göze geldik ve o da ağlıyordu. Çünkü şiirimin çok duygulu bir şiirdi. Babamın orada olması bana ayrı bir güven vermişti.

Şiirim şu şekildeydi:

Kim derdi yarılsın da nihayet yerin altı,
Bir anda dirilsin de şu milyonla karaltı.
Topraklaşan ellerde birer meşale yansın.
Kim der ki şu milyonla adam birden uyansın.
Kim derdi seher yıldızı doğsun da bir evden,
Kaçsın da cehennemler o bir dalma alevden,
Canlansın ışık selleri olsun da o damla
Beş devletin öldürdüğü devlet bir adamla.
Kim der ki en son rakamlar da delirsin.
On beş asır on beş yılın eb'adına girsin.
Dünyaları bir fert evet oynattı yerinden,
Sarsıldı demirler evet azmin demirinden.
Mazi yıkılıp gitti evet fesli, kafesli:
Lâkin bugünün ey granit bünyeli nesli,
Bir şey ele geçmez şerefin sade adından.
Sen arşı bırak, varsa haber ver kanadından.
Gökten ne çıkar? Gök ha büyükmüş ha değilmiş,
Sen alnını göster ne kadar yükselebilmiş.
Gökler çıkabildin, uçabildinse derindir,
Tarihi kendin yazıyorsan, tarih senin eserindir.
Bahsetme bugün sade dünün mucizesinden,
İnsan utanır sonra yarın kendi sesinden.
Asrın yaşamak hakkını vermez sana kimse;
Sen asrını üstünde izin varsa benimse;
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır
Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. (Mithat Cemal Kuntay)

Şiirimi bitirdikten sonra herkes beni alkışladı ve arkadaşlarım Aslı, Aslı diye bağırdılar ve beni mutlu ettiler. Daha sonra öğretmenim harikaydın Aslı, muhteşem bir şekilde okudun şiirini. Bu başarından dolayı seni tebrik ederim güzel kızım aferin sana, tam bir cumhuriyet çocuğusun diyerek başımı okşadı ve ben de çok mutlu oldum. Böylece harika bir gün geçti.

Kadın Hakları İle İlgili Sözler

 

Kadın Hakları İle İlgili Sözler


Kadınlar bilgileri, zekaları ve hünerleri ile dünyaya meydan okuyan değerlerdir. Bir erkeği dünyayı getiren, onu topluma kazandıran da kadınlarımızdır. Kadınlar ezilmemeli, şiddete maruz kalmamalı ve kadın değil de insan olarak görülmelidir.

Kadın hakları ile ilgili sözler şunlardır:

 “Bir şeyin söylenmesini istiyorsan, bir erkeğe sor; bir şeyin yapılmasını istiyorsan, bir kadına sor."  Margaret Thatcher.

“Gelecekte kadın lider olmayacak. Sadece liderler olacak. ” Sheryl Sandberg.

“Kadınların insan hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği, sosyoekonomik kalkınma ve barış arasındaki bağlantı giderek daha belirgin hale gelmektedir.” Mahnaz Afkhami


"Kadınlar için daha fazla hak talep ettim çünkü kadınların nelere katlanması gerektiğini biliyorum." Evita Peron

"Toplumsal cinsiyet eşitliği kendi başına bir hedef olmaktan daha fazlasıdır. Yoksulluğu azaltma, sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etme ve iyi yönetişim oluşturma sorununu karşılamak için bir ön koşuldur."  Kofi Annan

Cinsiyet eşitliğini sağlamak kadınların ve erkeklerin, kızların ve erkek çocuklarının katılımını gerektirir. Bu herkesin sorumluluğundadır." Ban Ki-moon

“Feminizm hiçbir zaman bir kadın için iş bulmakla ilgili olmadı. Feminizm her yerde kadınlar için hayatı daha adil hale getirmekle ilgili. Mevcut turtadan bir parça almakla ilgili değil. Yeni bir turta pişirmekle ilgili. ”  Gloria Steinem.


“Tanrı erkek ve kadını yarattığında, 'Bir sonraki insanı doğurmak için kime güç vereyim?' diye düşünüyordu. Tanrı kadını seçti. Bu kadınların güçlü olduğunun en büyük delili. " Malala Yousafzai.

“Kadınların maruz kaldığı duygusal, cinsel ve psikolojik klişeler, doktor "Bir kızınız olacak" dediğinde başlar.”  Kongre üyesi Shirley Chisholm.