Dil İle
İlgili Atasözleri, Deyimler ve Anlamları
Dil ile ilgili atasözleri ve deyimler vardır. Dil ile ilgili
atasözleri şunlardır:
Dil veren olur, ekmek veren olmaz:
İnsan işsiz güçsüz kaldığı zaman ona yol gösteren çok olur fakat destek
veren olmaz. Böyle kimselerin sıkıntılarını lafla değil onlara destek olarak
gidermeye çalışmalıyız.
Dil döner, baş belaya girer: İnsan konuştuklarıyla iyi veya kötü
sonuçlara ulaşır. Kişi güzel sözler söylerse sonu iyi, kötü sözler söylerse
sonu kötü olur.
Dile gelen ele gelir: İnsan yetenekli ve başarılıysa her
söylediğini yapabilir.
Dilden gelen elden gelse fakir fukara padişah olur: İnsan arzu
ettiği her şeyi yapabilme ve elde edebilme gücüne sahip olsa hiç kimse yoksul
kalmazdı.
Dil kılıçtan keskindir: İnsanın düşüncelerini, deneyimlerini,
bilgilerini aktaran kalemin gücü oldukça kalıcı ve etkilidir. Kılıcın meydana
getirdiği sonuç karşı taraftaki tek bir insanı etkiler,
kalemin etkisi ise tüm topluma yayılır.
Dil epsem olsa baş esen: Kişi dilini tuttar, her şeyi söylemezse
başını belaya sokmamış olur, rahat eder.
Dil yüreğin kepçesidir: Kişi içinde ne varsa , ne duyuyor, ne
düşünüyorsa onu söyler, ona göre davranır.
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır: Tatlı dil ile zor olan şeyleri bile yaptırabiliriz.
El yarası geçer, dil yarası geçmez: Fiziksel yaralar geçer ama
gönül yaraları geçmez. Onun için kimsenin kalbini kırmamalıyız. Çünkü kıırlan
kalp bir daha eskisi gibi olmaz.
Dilim seni dilim dilim dileyim, başıma geleni
senden bileyim: Başımıza ne gelirse dilimizden elir. Onun için nered
ene konuşacağımızı bilmeliyiz ve dilimize sahip çıkmalıyız.
Bülbülün çektiği dil belası: Dilimizden çıkan her söze dikkat
etmeliyiz. Çünkü başa gelen belaların nedeni dile sahip çıkamamadır.
Bir ağızdan çıkıp bin dile yayılır: Dilden çıkan bir söz her yere
yayılır.
Dil ile ilgili deyimler ve anlamları:
Dili damağı kurumak: Çok
konuşmaktan ya da susamaktan ağzı kurumak.
Dil otu yemiş: Durmaksızın konuşmak
Dil çıkarmak: Alay etmek.
Dili başka bir dile çalmak: Başka
bir dilden konuşuyormuş izlenimi vermek.
Dile gelmek: Önceden konuşmazken
konuşmaya başlamak.
Dil ile tarif olunmaz: Bildiğimiz
sözlerle anlatılmaz.
Dilini eşek arısı soksun!: Bu kötü
sözleri söylemez ol!
Dili güllü: Tatlı dilli
Dili varmamak: Kötü söz söylemeyi
istememek.
Dili dolaşmak: Ne diyeceğini şaşırmak.
Dil bir karış: Suçlu olduğu halde
saygısızca konuşan.
Dil ağız vermemek: Konuşamaz
durumda olmaz.
Dillere düşmek: Uygunsuz
davranışları herkesçe bilinir olmak.
Diliyle sokmak: Birini ağır
sözlerle incitmek
Dilinin ucuna gelmek: Hemen
söylenecek durumda olmak.
Diliyle tutulmak: Diliyle kendini
ele vermek.
Dilinde tüy bitti: Sürekli
söylemekten bıkmak.
Dilinden kurtulamamak: O kişinin
sitemlerinden kurtulamamak.
Dil dökmek: Karşısındakinin
hoşlanacağı şeyleri söyleyip durmak.
Dile getirmek: Bir durum ya da olayın anlamını
sözle belirtmek.
Dile vermek: Gizli kalması gereken
bir şeyi herkese duyurmak.
Dili bir karış dışarı çıkmak:
Koşmaktan, çalışmaktan ya da sıcakta
yürümekten yorulmak.
Dili ağırlaşmak: Güç konuşur duruma
düşmek.
Dilden dile dolaşmak. Herkesçe
konuşulmak.