Engelliymiş Gibi Olduğunuzu Düşünerek Bir Hikaye Yazınız .


Engelliymiş  Gibi Olduğunuzu  Düşünerek  Bir  Hikaye Yazınız .

Ben küçük bir  şehrin küçük bir kasabasında dünyaya gelmiş bir  çocuğuyum  . Adım Mehmet Akif . Babamı küçük yaşta kaybettiğim için annem ve ablam ile birlikte yaşamaya devam ediyoruz . Babam ben  daha 9  aylık bir  bebekken  trafik  kazasında  hayatını  kaybetmiş ,  ben de o kazada gözlerimi kaybetmişim .  Annem  ve ablam çok acılar çekmiş ve hem babama hem de bana çok üzülmüşler . Bebekken gözlerim görüyormuş ama neleri gördüğümü ben hiç hatırlamıyorum . Şu anda göremiyorum .  Aslında o kadar merak ediyorum ki her şeyi .  Annem , babamı , ablamı bir kere hatırlayabilseydim  keşke ama olsun yaşıyorum ve onlar yanım da ya yine de şükrediyorum Allah'a .  En çok  da baharın gelişini görmek isterdim .  Yeşil ağaçları , ağaçların açan çiçeklerini görmek ve onları mis  gibi koklamak isterdim .  Kokluyorum ama göremiyorum değişik renklerin güzelliğini .

Şu anda üniversite sınavına hazırlıyorum ve amacım iyi bir tarih öğretmeni olmak . Akrabalarım anneme gözleri  görmüyor nasıl tarih öğretmeni olacakmış , zor demişler . Annem ise bana bunu başarıp başaramayacağımı sordu . Anneme şu cevabı verdim : Anneciğim  belki gözlerim görmüyor ama konuşabiliyorum , düşünebiliyorum dedim .  Çalışacağım ve çok iyi bir tarih öğretmeni olacağım dedim .  Ablamın mesleği de avukatlıktı .  Avukat olmayı isterdim ama ben daha çok tarihi seviyordum .  Her gün çalışıyordum ve amacıma ulaşmak için  mücadele ediyordum .  Günler yaklaşıyor ve beni sınav heyecanı sarıyordu . Akşam olduğunda çok fazla geç vakte kalmadan hemen yatağımı yaptım ve sınavı düşünerek uyuyakaldım .   Sabah olduğunda annem uyandırdı ve kahvaltımı yaptıktan sonra annem ile birlikte otobüse binerek sına yerine vardık .  Bize özel olan soru kitapçıkları ve yanımıza bir de soruları cevaplayabilmemiz için , kağıda şıkların cevabını doldurması için yardımcı verdiler . O bana soruları okuyor ve ben de cevaplıyordum  . Derken sınav bitti .  Sınavım güzel geçmişti .  Hemen anneme sarıldım ve o da benim görmeyen gözlerimden öptü .  O kadar mutlu olmuştum ki buna . Çünkü görmesem bile beni gören ve beni koşulsuz seven canım annem vardı . Anneme sınavımın iyi geçtiğini söyledim .  Günler sonra puanlar açıklandı ve ben tercih yaparak tarih öğretmenliğini kazandım . Atatürk Üniversitesi tarih öğretmenliğini kazanmıştım .  Benim için yeni bir dönem başlıyordu .  Annem de beni yalnız bırakmayacak ve oraya gelecekti .  Oradan kiralık bir ev tuttuk ve kaydımı yaptırdıktan sonra okumaya başladım . Sınıf arkadaşlarım benim gözüm görmediği için bana karşı her zaman yardımcı oldular ve hep iyi davrandılar . Ben de onlara hep iyi davrandım ve onları kıracak sözler söylemedim . Derslerime sürekli çalıştım ve tarih öğretmenliğin bölümünü bitirerek görevime başladım .  Devlet engelliler için sınav yapmadığı için Niğde'ye atandım ve orada öğretmenlik yapıyorum .

 Şu anda gözlerim  görmüyor ama ben öğretmenim çünkü gönül gözümün  gördüğüne inanıyorum  . Öğrencilerimi anlıyorum ve onlara tarihi sevdirmeye çalışıyorum .  Onları çok seviyorum . Sınıfımda iki tane de gözleri görmeyen çocuk var . Onları iyi anlamaya çalışıyorum .  Hayat böyle akıp gidiyor umarım bir gün gözlerimiz  görür ve öğrencilerim ile birlikte kırlarda koşarak eğleniriz . Gözleri gören insanlar bunun değerini bilsinler lütfen ve şükretsinler  . Engelli olmak başarıya engel değildir yeter ki  isteyin , başarın ve şükredin .


Misafirperverlik Konulu Bir Hikaye Yazınız .


Misafirperverlik Konulu Bir Hikaye Yazınız .

Ali Asaf  ailenin tek çocuğuydu . Bunun için sıkılıyor ve devamlı arkadaşlarının olmasını istiyordu , eve birilerinin gelmesini ve onlar ile hoş vakit geçirmek istiyordu . 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı da yaklaşmış ve Ali Asaf farklı ülkeden çocuklar geleceği için , onlar ile iletişim kuracağı için çok mutlu olmuştu . 23 Nisan günü gelip çatmış Ali Asaf  ailesi ile birlikte 23 Nisan şenliklerini izlemek için, dünya çocuklarını görebilmek için mutlu bir şekilde şenlik alanına doğru gitmişlerdir . Ali Asaf meydana geldiğinde binlerce çocuğun elinde bayrakları görmüş , onların giydiği değişik kıyafetleri görmüş ve çok mutlu olmuştu . Ali Asaf'ın annesi hemen orada bulunan , kendisi bir İngiltereli olan Maria Hanım ile tanışmış ve çoktan muhabbet bile kurmaya başlamışlardı . Ali Asaf, annesi ve babası çok iyi İngilizce öğrenmiş ve kendilerini bu anlamda geliştirmişlerdi .

Maria Hanım'ın kızı Victoria da  çok tatlı ,  sarışın ve mavi gözlü bir kızdı . Şenlikler yapılmış, eğlence bitmiş ve herkes evine gidecekti artık . Ali Asaf'ın annesi Maria Hanımı ve kızını evlerine davet etti . Onlar bunun  çok nazik bir teklif olduğunu söyleyerek kabul etti . Ali Asaf'ın annesi ve hemen evde yemekler yapmaya, pasta ve börekler yapmaya başladı. Daha sonra eve Ali'nin babası geldi . Ali o gün çok mutlu olmuştu  çünkü evlerine misafir gelmiş ve onları çok mutlu etmişler , kendileri de çok mutlu olmuşlardı . Maria Hanım ile birlikte Ali Asaf'ın annesi Zeynep Hanım bahçeye çıkıp yeşil alanda çay içerken, Ali ile Victoria da koşarak eğleniyorlar ve güneşli havanın tadını çıkarıyorlardı . Maria Hanım bizim ülkemizde böyle misafirpervelikler yok ve  ilk defa bu kadar bana kıymet veren bir kişi ile karşılaştım dedi ve gözleri doldu.

Zeynep Hanım da Türk toplumunun çok misafirperver olduğunu ve bu özelliğimizin bizim kültürümüzün bir parçası olduğu söyledi . Ertesi gün Ali Asaflar misafirlerini Konya'da bulunan Mevlana türbesine götürdüler, Meram bağlarına gitttiler, alışveriş yaptılar. O gün  çok güzel bir gün geçti. Ertesi gün ise Aliler misafirlerini uçağa bindirerek uğurladılar. Bu iki ailenin iletişimi  her zaman devam etti.

23 Nisan İle İlgili Bir Anınızı Yazınız .


23 Nisan İle İlgili   Bir Anınızı Yazınız .

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı  yakın bir zamanda olacağı için çok heyecanlı ve çok mutluydum .  Önceden öğretmenimiz ile birlikte hazırlıklarımız yapmış ve bugünü dört gözle bekliyordum . Derken 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı geldi . İlk olarak okulumuzdaki etkinlikler yapıldıktan sonra öğretmenimiz bizi dünya çocuklarının olduğu Bursa'daki şenliklere götürdü . Mutluluktan yerimde duramıyordum çünkü birçok yabancı çocukları görecektim ve orada eğlenceli bir vakit geçirecektim . Biz oraya gittiğimizde şenlikler başlamıştı . Her ülkeden gelen çocuklar harika gösteriler yapıyorlar , kendi dillerinde şarkılar söylüyorlardı .

Birçok yabancı arkadaşım , kardeşim oldu diye çok mutlu olmuştum . Eğlenmeye devam ediyorduk . Bir ara gözüm  benim yaşlarımda bir kız çocuğuna takıldı . Benim yaşlarımda olan bu kız çocuğu kenarda şenlikleri seyrediyor ve sessiz bir şekilde ağlıyordu . Hemen onun yanına gittim . Ona neden ağladığını  sorduğumda o benim dilimi  anlamamıştı . Ama ailem  bana küçük yaşlarda İngilizceyi öğrettiği için  o ağlayan kızla konuşmaya başladım . Onu buraya İngiltere Hükumeti yollamış şenliklerden dolayı . Kız bana anne ve babasını yakın bir zamanda kaybettiğini ve kendini yalnız hissetiğini söyledi . Böyle güzel bir bayramda herkesin annesi ve babası yanında ama benimkiler yok cennete gittiler diyerek ağlamaya başladı . Ben ise hemen ona sarıldım ve onu teselli etmeye çalıştım. O bana sizin koca bir lideriniz varmış Adı Mustafa Kemalmiş size bu bayramı hediye etmiş dedi . Ben de o evet Türk Milletinin kahramanıdır diyerek gururlandım . Daha sonra yabancı olan bu kız çocuğunu öğretmenimin yanına getirdim . Öğretmenim de onunla konuştu ve ona sarıldı . Artık üzülmemesi gerektiğini ve buradaki bütün anne ve babaların onun annesi ve babası olduğunu söyleyerek onu teselli etti . Daha sonra öğretmenimiz o kızı da yanına alarak ve oradaki yetkililerden izin alarak bizi yemeğe götürdü . Hep birlikte yemek yedik, lunaparka gittik .

O gün çok güzel ve mutlu bir gün olmuştu benim için  ve o kız arkadaşım için. Daha sonra öğretmenim o arkadaşımızı aldığı yere götürdü ve bizleri de evimize gönderdi . Böylece 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramım da çok güzel geçmiş oldu .

Bir İnsanın Karakteri Onun Kaderidir Hakkında Kompozisyon Yazınız .


Bir İnsanın Karakteri Onun Kaderidir Hakkında Kompozisyon Yazınız .

Bir insanın  kendine özgü yapısına , onu başkalarından ayıran temel belirti ve kişinin davranış  biçimlerini belirleyen üstün ana özelliğine karakter denir . Yani karakter kişinin kendine özgü özellikleridir diyebiliriz  . Kişi karakterini belirleyen olan şey ise o kişinin yaşadığı , büyüdüğü çevre ve kişinin kendi şahsi özellikleridir .

Kişi iyi bir karaktere sahip olursa her zaman güvenilir olur . Böyle güvenilir kişiler toplum tarafından çok sevilir ve sayılır . O kişiden asla kötülük beklenmez . Çünkü o kişi karakterli , ahlaklı , erdemli bir kişidir. Karakterli insanların yaşamı da iyi olur , kötü işlere bulaşmaz , yalan söylemez , hayatını dürüst bir şekilde yaşamaya çalışır . Karakteri iyi olmayan kişi ise güvenilir olmayan kişilerdir . Böyle kişiler de yine kendi iradeleri ile ve yaşadığı çevrenin olumsuz etkisi ile güvenilir olmayan bir kişiye dönüşür . Güvenilir olmayan , karakter sahibi olmayan kişiler de  toplum tarafından sevilmez . Karaktersiz kişiler yalan söyler, başkalarına iftira atar, olmayan bir şeyi olmuş gibi gösterir ve  tüm bunları yaparak da kendi kaderini belirler . Böyle kişiler hayatta mutlu olmazlar ve çevrelerinde de ona yardım edebilecek , onu sevebilecek kimse kalmaz .

Bunun için her zaman karakterli olmalı , güzel ahlaklı olmalıdır . Kaderimizi kendi ellerimizle belirleriz : İyi şeyler yaparsak sonumuz da iyi olur, kötü şeyler yaparsak sonumuz da kötü olabilir .

Dünya Vatandaşı Olmak Konulu Kompozisyon Yazınız .


Dünya Vatandaşı Olmak Konulu Kompozisyon Yazınız .

Dünya vatandaşı olmak ve dünya vatandaşının özelliklerine sahip olmak için  yapmamız gereken sorumluluklar vardır .  Dünya vatandaşıyım demekle dünya vatandaşı olunmuyor. Ya da tek bir dil bilmek ile , bir ülkenin yemeklerini yemek ile dünya vatandaşı olunmaz . Dünya vatandaşlığı dil , din , ırk ayrımı gözetmeksizin tüm insanların bu gezegenin vatandaşı kabul edilmesidir .

 Dünya vatandaşı olmak için şunların olması gerekir. Birey girdiği her ortamda kendisini rahatça ifade edebilme becerisine sahip olmalıdır . Kişi sürekli kendinden bahsetmemelidir, sürekli kendini övmemelidir .  İnsanlar ile iyi bir iletişim kurmalı ve gönül gözü ile  sohbet etmeyi bilmelidir . Bencil bir birey olmamalıdır . Ben anlayışı yerine biz anlayışı içinde hareket edebilmelidir . Empati kurma becerisine sahip olmalıdır .  Karşısındaki kişiyi etkin dinlemelidir .  Sürekli kendini ispatlama çabası içine girmemelidir . Meraklıdır , iyi bir gözlemcidir.  Farklı ülkeleri, farklı şehirleri sever ve bunun için de hemen harekete geçmek ister .  Herhangi bir yerde uzun süre kalmayı sevmez . Bunun için de aidiyet duygusu  çok baskın değildir .   Farklı ülkeleri , farklı bölgeleri gördükçe aslında kendisinin ne kadar küçük bir noktada olduğunu fark eder . İnsancıl bir kişilik özelliğine sahiptir . Olaylara yaklaşım tarzı tarafsızdır .

Düşüncelerini hiç kimsenin baskısı altına girmeden ifade edebilme özelliğine sahiptir . İnsanlar arasında ırk, dil, din, mezhep, renk ayrımı yapmaz . Tüm insanları , insanlığı sever ve evrensel hoşgörüye sahip olur . İşte tüm bu özelliklere sahip olan, gezmeyi, araştırmayı, seven insanlar dünya vatandaşıdır diyebiliriz .

Türkiye'deki Yayla Turizmi Konusunda Bir Deneme Yazınız .


Türkiye'deki Yayla Turizmi Konusunda Bir Deneme Yazınız .

Sıcak olan bölgelerimizde yaşayan insanlarımız  serinlemek ve temiz havayı içine çekerek daha sağlıklı olabilmek amacıyla yazın yaylara göç ederler .  Kimi insanlar yaylalara piknik yapmak için giderken kimi insanlar ise oraya sonbahar gelene kadar  hayvancılık yapmak için giderler . Çünkü yaylacılıktan ekonomik gelir elde eden insanlarımız vardır . Bu insanlarımız hayvanlarını daha doğal bir ortamda otlatmak için ,  daha kaliteli süt , peynir , tereyağı , et alabilmek amacıyla  belli süreliğine yaylalara geçici olarak giderler . Oraya çadırlarını kurar ve işlerine bakarlar . Yayla havası buram buramdır . O dağların temiz havasını içine çekmek gibi yoktur . Yaylalarımız  insanın stresini azaltır  ve kişinin  kaliteli bir uyku almasını  sağlar .

Çevremizdeki  yakınlarımıza , komşularımıza  baktığımızda yıllarını yaylada geçirmiş olan insanların uzun ömürlü olduğunu görürüz . Çünkü orada yaşayanlar temiz hava almakta ve doğal yaşamın içinde yaşamaktadır . Aladağlarımız , Anzer yaylamız , Çamlıyaylamız , Tekir yaylamız , Uzungöl yaylamız gibi daha nice yaylalarımız yaşanılacak , hayatın  zevkini çıkaracağımız yerlerden bazılarıdır.  Yaylalarımızda çok farklı doğal güzellikler de bulunur . Bu doğal güzellikleri görebilmek amacıyla , bu güzel yaylalara gelebilmek için her yıl binlerce turist  akın eder ve buraları gezip ülkelerine döner . Türkiye yayla çeşitliliği bakımından zengin bir ülkedir . Çünkü birçok yaylamız vardır . İnsanlar yaz gelince her hafta sonu kendilerine  yakın olan yaylalara gider ve orada ailece birlikte eğlenip evlerine dönerler . Yaylalarda ayrıca spor etkinlikleri yapılır , çeşitli şenlikler yapılır , sanatçılar gelir , konserler verilir , mangallar yakılır ve daha birçok faaliyet yapılır . Yaylalar bizim kültürümüzün , gelenek ve göreneklerimizin bir parçasıdır .

Onun için bu doğal güzelliklerimizin değerini bilmeliyiz . Yaylalarımızı kirletmemeliyiz . Yediğimiz  yemeklerin , içtiğimiz içeceklerin çöpünü oralara bırakmamalıyız . Oraların doğal dengesini bozmamalıyız . Devlet bozuk olan yayla yollarını yapmalı ve bu doğal güzellikleri her insanın görmesi sağlanmalıdır .

23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı İle İlgili Kompozisyon Yazınız .

23 Nisan Ulusal  Egemenlik Ve Çocuk Bayramı İle İlgili Kompozisyon Yazınız 

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı Ulu Önderimiz rahmetli Gazi Mustafa Kemal Atatürk milletimizin çocuklarına  armağan etmiştir . Bu gün aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisinin de açıldığı gündür . Meclisin açılması ile halkın iradesi yönetimde etkin olmaya başlamıştır . Mustafa Kemal ülkemizi kalkındıracak ve geliştirecek olan çocuklar için  bugünü de onlara hediye etmiştir . 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında her yıl çeşitli etkinlikler yapılmakta , okullar , sınıflar Türk bayrağı ile süslenmekte , çeşitli şekillerde hazırlıklar yapılmakta  , yürüyüşler yapılmaktadır .

Okullarda şiirler okunmakta , yarışlar düzenlenmekte ve çocuklarımız bu günü mutlu bir şekilde geçirmektedirler . 23 Nisan günü dünyanın farklı ülkelerinden binlerce çocuk sevinç içinde , heyecan içinde ülkemize gelmekte ve bu bayramı onlarla birlikte kutlamaktayız . Farklı kültürlerin birleştiği yer olan Türkiye Cumhuriyetin'de bu gün çok anlamlı ve çok güzel olmaktadır . Her ülkenin çocukları  kendi dillerinde şarkılar söylemekte , halaylar çekmekte , şiirler okumaktadır . Farklı renklerin bir araya geldiği , barışın ve sevginin arttığı bugünde tüm çocuklarımız mutlu bir gün geçirmekte ve insan sevgisi bu günde daha da artmaktadır . Bize bu bayramı hediye eden sevgili Atamıza minnettarım . O bu yüce milletin  her zaman unutulmayan lideri olan gönüllerde kalmaya devam edecektir .

Rahat uyuyun Paşam , rahat uyun Paşamın silah arkadaşları, rahat uyuyun milletimin kahraman ve aziz şehitleri. Yaşasın 23 Nisan , Yaşasın  bağımsızlık, Yaşasın  Ulusal Egemenlik!

23 Nisanı Niçin Kutluyoruz? Kompozisyon


23 Nisanı Niçin Kutluyoruz? Kompozisyon

Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmış ve artık yönetime halk egemen olmuştur . Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi kurucu ve olağanüstü bir meclistir . Bu mecliste her kesimden kişi görevde bulunmuştur . ( Memur, aydın , çiftçi vb . )  Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu günün aynı zamanda çocuklara armağan edilmesi gerektiğini düşünmüştür . Bunun için bugün sadece halkın egemen olduğu bir gün olmakla kalmayıp aynı zamanda çocuk bayramı ilan edilmiştir . Bundan dolayı da bugüne 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı denilmiştir .

23 Nisan Ulusal Egemenlik  ve Çocuk Bayramında çocuklar eğlenmekte , okulda çeşitli hazırlıklar yapılmakta , sınıflar Türk bayrakları ve balonlar ile süslenmekte , dünya çocuklarının posterleri olmakta , Mustafa Kemal'in resimleri olmaktadır . 23 Nisan günü öğretmenler ve öğrenciler konuşmalar  yapar , şiirler , kompozisyonlar okunur. Çocukların hazırladıkları gösteriler , şenlikler , yarışlar yapılır . Dünyanın farklı ülkelerinden gelen çocuklar ile bizim çocuklarımız kaynaşır ve böylece farklı kültürler birbirleri ile kaynaşmış ve bütünleşmiş olurlar . Hiçbir ülkenin lideri ülkesinin çocuklarına bizim liderimiz olan Gazi Mustafa Kemal gibi bayram armağan etmemiştir . Onun için de dünya çocukları da bizim bu bayramımıza gelmekte ve daha sonra ülkelerine mutlu bir şekilde dönmektedirler .

Çocuklarımıza bu güzel bayramı, bu birleştirici bayramı hediye eden başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ve vatan için hayatını feda etmiş tüm insanımıza , şehitlerimize , askerlerimize Yüce Allah'tan rahmet dilerim . Işıklar içinde, nurlar içinde uyuyun güzel ülkemizin güzel insanları. Yaşasın 23 Nisan , Yaşasın Cumhuriyet .

İnsanlar Ve Toplumlar Niçin Değişmelidir ? Konulu Kompozisyon Yazınız .


İnsanlar Ve Toplumlar  Niçin Değişmelidir ? Konulu Kompozisyon Yazınız .

Değişim  hem olumlu hem de olumsuz olabilir . Bizim için önemli olan ise elbette olumlu değişim , ilerleme ve gelişmedir . İnsanlar ve toplum her zaman ileriye doğru gitmeli ,  batıl inançlarından , dogmatik düşüncelerinden , hurafelerinden bir an önce kurtulmalıdır . Bilim ve teknolojide gelişmek için , dünyanın en gelişmiş sayılı ülkelerinden biri haline gelmek için , kültürümüzü , değerlerimizi başka ülkelere daha iyi tanıtmak için , benliğimize sahip çıkabilmek için her zaman olumlu yönde değişmeliyiz .

Toplumlar ancak değişerek gelişir ve ilerler . Değişimin olmadığı , ilerlemenin olmadığı toplumlar yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir . Örneğin ; savaşlarda bombalar , tanklar , uçaklar kullanıldığı halde siz ülke olarak hayır biz kılıç ile ülkeler fethedeceğiz derseniz burada  değişim olmaz . Burada gerileme olur  ve o toplum kısa sürede yok olur . Değişimin iyi yönde olması için ülke olarak , Türk toplumu olarak her zaman bilim ve teknolojiye önem vermeliyiz . Değişmek için çaba göstermeliyiz . Hayatımızı düzene sokan olumlu alışkanlıklar edinmeliyiz . Disiplinli , çalışkan , üretken , nitelikli bir toplum haline gelmeliyiz . Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de dediği gibi muasır medeniyetler seviyesine çıkmalıyız .

Her zaman olumlu değişimden yana olmalıyız ve hiç durmadan yola devam etmeliyiz . Kalıplaşmış yargılardan , geriliklerden bir an önce kurtulmalı ve yolumuza bakmalıyız .

Müzik Dünyanın Evrensel Dilidir Konulu Hikaye Yazınız .


Müzik Dünyanın Evrensel Dilidir Konulu Hikaye Yazınız .

Zeynep sabah okula gitmek için kalkmış ve kahvaltısını yapmıştı . Annesi  Fatma Hanım Zeynep'e neden bu kadar heyecanlı olduğunu sormuştu . Zeynep ise bugün okulda  savaş içinde olan çocuklar ile ilgili yazdığı bir şiiri okuyacağını söylemişti . Annesi ise ona  aferin demişti. Zeynep evden çıkıp okula geldi.  Zil çaldı ve tüm öğrenciler  içeri girdi. Öğretmen geldi ve tüm öğrenciler öğretmeni selamladı. Öğretmen hadi bakalım çocuklar şiirlerinizi okuyun dediğinde Zeynep'in gözleri parlamış ve çok sevinmişti.

Arkadaşları şiirlerini okumuş ve sıra Zeynep'e gelmişti. Zeynep yazdığı şiirini duygu bir dolu bir dille okumuş ve arkadaşları ve öğretmeni ağlamıştı. Zeynep de şiiri okuduktan sonra çok duygulanmıştı . Öğretmen daha sonra  sınıftaki diğer öğrenciler ile birlikte en güzel şiirin Zeynep'e ait olduğunu söylediler ve Zeynep mutluluktan havalar uçmuştu. Daha sonra öğretmen  23 Nisan'da yapılacak olan etkinlikler ile ilgili konuşmaya başladı. Bu arada Zeynep'in aklına güzel bir fikir geldi ve bunu öğretmenine teneffüs arasında söyledi. Zeynep öğretmenine öğretmenim bu şiiri şarkı olarak da söyleyebilir ve 23 Nisan'da tüm dünya çocuklarını mutlu edebilirim demişti. Öğretmen de bunun harika bir fikir olduğunu söyleyip Zeynep'e aferin dedi. Daha sonra 23 Nisan günü yaklaştı ve Zeynep o gün şiirini şarkı şeklinde söyledi . Tüm çocuklar duygulandı ve alkışlar içinde Zeynep'e güzel güzel baktılar. Daha sonra Zeynep'in bu şiirini bir İngiliz çocuk ben de bunu İngilizce olarak söyleyebilir miyim diyerek Zeynep'ten rica etti.

Zeynep de elbette dedi ve çok mutlu oldu . Daha sonra o yabancı çocuk şiiri bu defa şarkı olarak İngilizce söyledi ve çocuklar bu İngiliz çocuğu da alkışladı. Böylece duyguların aslında evrensel olduğu , insanlığın, sevginin, müziğin evrensel olduğu ortaya çıktı . O gün herkes çok mutlu oldu ve o günün en utlu olanı ise Zeynep ve öğretmeniydi .

Gök , Göz , Dağ , Pencere İle İlgili Uzun Anlamlı Hikaye Yazınız .


Gök , Göz , Dağ , Pencere İle İlgili Uzun Anlamlı Hikaye Yazınız .

Küçük bir köyde yaşayan fakir bir ailenin  kız çocuğu olarak dünyaya gelmiştim .  Yaşadığım köyde gökyüzü daha bir güzel ve daha bir mavi olurdu . Köyümüze yağmurlar yağar , çocuklar yağmur sırasında dışarıda koşar ve eğlenirdi . Ben de dışarıda arkadaşlarımla göğe doğru bakar ve bir an önce gökyüzünün maviye dönüşmesini beklerdim . Annem ev hanımı , babam ise çiftçiydi . Bağımız ve bahçemiz olduğu için genelde dışarıda olurdum ve toprakla vakit geçirirdim . Köyümün o güzel insanları benim gök rengindeki mavi gözlerime bakar ve gözlerimin çok güzel olduğunu söylerlerdi . Ben de  bu duruma çok sevinirdim . Baba ise ben kız olduğum için , diğer kardeşlerim de kız olduğu için bizden pek haz almazdı . Çünkü o hep bir erkek çocuğunun olmasını ister , onunla dağlarda gezmek isterdi . Çünkü erkek çocuğu onun için üstünlük , kız çocuğunun olması ise eziklikti .

Ben ve kardeşlerim bu duruma çok üzülürdük ama bu durumu babama söylemezdik . Yıllar geçti ve annem yeniden hamile olmuştu . Annemin erkek çocuğu doğurması için Allah'a dua ediyordum çünkü yine kız olursa babam yine mutsuz olacak ve bizi asla sevmeyecekti . Ağlayarak dua ediyordum . Nihayet annemin sancısı tutmuş ve köy ebesi annemin evde doğum yapmasını sağlamıştı . Dört beş saat aradan sonra bir bebek sesi duyduk durmadan ağlayan. İçim ürperdi birden . Ebe pencereden beni yanına çağırdı ve bir annemin bir erkek çocuğu dünyaya getirdiğini söyledi ve bunu hemen babama iletmem gerektiğini söyledİ . Ben koşarak babama annemin bir erkek çocuğu dünyaya getirdiğini söyledim . Babam sevinç çığlığı içinde eve geldi ve bebeği kucağına aldı , içine çekti ve kokladı . Keşke bizi de böyle sevse ve içine çekse diye bir köşede sessizce ağladım . Kardeşim çok tatlı bir bebekti . Yıllar sonra büyüdü ve  onunla kırlara , dağlara çıktık . Yağmurlu anlarda gökyüzünü seyrettik . Daha sonra eve geldik . Babam cuma namazından gelmiş ve ağlayan gözlerle bana ve diğer kardeşlerime  sarılmıştı . Babam ilk defa bize büyük bir sevgi ile sarılmıştı , neye uğradığımı şaşırmış bir şekilde ona sarıldım ve ben ve kardeşlerim ağlamaya başladık . Babam bize çok büyük yanlışlar yaptığını söyledi ve özür diledi . Yavrularım dedi . Kız çocuk erkek çocuk olarak ayırdım sizi . Ben çok pişmanın hoca bugün cuma vaazında çocuklar arasında ayrım yapmanın çok büyük günah olduğunu söyledi . Sevgili Peygamber Efendimiz de şunu söylemiş :

'' Çocuklarınızı öperken bile onlar arasında adil davranınız ." demiştir . Babam ise bunları bilmediğini, hiç okuyup yazmadığını söyledi . Ailem hep erkek çocuğu isterdi ben de büyük cahillik ettim dedi . Bize de babam artık bizi çok sev baba biz sana muhtacız diyerek yine ağladık . Babam bize bir daha asla eskisi gibi davranmadı . Bir daha pencere kenarlarında gökyüzüne bakarak ağlamadım , hep güldüm . Çünkü hayat gülünce güzel oluyordu .

Kuzenime Mektup Örneği


Kuzenime Mektup Örneği

Sevgili kuzenim Ayşe Nur nasılsın iyi misin ? Sen yaz  yaz tatilinde bize geldiğinde ben çok mutlu olmuştum . Dünyalar benim olmuştu . Şimdi ise ailelerimizin işleri farklı yerde olduğu için farklı şehirlerde yaşamaya mecburuz . Ama olsun . Yine yaz tatilinde gelirsin ve seninle birlikte güzel oyunlar oynarız , alışveriş merkezine gideriz . Top oynarız , voleybol oynarız , gitar çalarız .

Canım kuzenim Allah izin verirse ben de yarıyıl tatilinde senin yanına gelmek istiyorum . Annem  eğer bir sorun çıkmazsa ara tatilde orada olacağımızı söyledim . Ben şimdiden bu yaz tatilini iple çekiyorum . Seni çok özledim kuzen , hayat nasıl gidiyor , okul nasıl gidiyor ? Derslerin iyidir umarım . Oradaki arkadaşlarınla aran da iyidir umarım . Ama ben seni kıskanırım kuzenim , çünkü sen benim bu dünyadaki en yakın arkadaşımsın  , canımsın . Burada da arkadaşlarım var fakat kimse senin yerini tutmuyor . Çünkü beni en iyi anlayan akrabam ve arkadaşım sensin . Çünkü biz seninle hayatı  çok seviyoruz , çünkü yaşamak çok güzel . Biran önce kavuşmak dileği ile .

Seni çok özledim . Kendine iyi bak Ayşe'm , Allah'a emanet ol . Halama ve enişteme , kardeşin Mete'ye de çok selam . Hepinizin gözlerinden öperim .

Ben Bir Öğretmen Olsaydım Adlı Uzun Bir Kompozisyon Yazınız .


Ben Bir Öğretmen Olsaydım Adlı  Uzun Bir Kompozisyon Yazınız .

Her insanın  mesleği farklıdır . Her insan sevdiği mesleği yapmak ister . Benim en sevdiğim meslek ise öğretmenliktir . Ben bir öğretmen olsaydım , hayata dair çok güzel hayallerimi gerçekleştirmeye çalışırdım . Tüm öğrencilerimi koşulsuz seven , öğrenciler arasında ayrım yapmayan bir öğretmen olurdum . Ama gerçekten böyle olmaya çalışırdım . Zengin bir ailenin çocuğuna da torpil yapmazdım , yoksul bir ailenin çocuğuna da torpil yapmazdım .  Öğrencilerim arasında asla karşılaştırma yapmazdım , senin boyun daha güzel , senin gözlerin daha güzel , senin konuşman daha güzel gibi şeyler söylemezdi . Tüm öğrencilerime aynı mesafede olurdum . Yaramaz olan öğrencilere asla ceza vermezdim . Onları çok seveceğim için onların yaramazlıklarının da sona ereceğini bilirdim .

Öğrencilerimin dersi iyi anlayabilmeleri için elimden gelen her türlü fedakarlığı yapardım . Gerekirse okul çıkışı onlara ek dersler verirdim . Hiçbir öğrencimin  benim yüzümden asla üzülmesini istemem . Onun için onların mutlu olması için elimden ne geliyorsa yapardım . Öğrencilerime kendi ellerimle yaptığım yemekleri yedirir ve onlara belli günlerde meyve ve kuruyemiş almaya çalışırdım . Maddi durumu olmayan öğrencilerime hiç kimsenin haberi olmadan yardım etmeye çalışırdım ve bundan kesinlikle kimsenin haberi olmayacağını öğrencime söyledim . Öğrencilerimin yaratıcılıklarını ortaya çıkarmaya çalışırdım . Onları eleştirel düşünme bcerisine sahip olmaları için , empati kurma becerisine sahip olmaları için , ana dillerini etkili ve doğru kullanmaları için onlar ile sürekli ilgilenir ve onlara çeşitli kitaplar alırdım . Okula üzgün gelen bir öğrencim olduğunda onu tenefüste yanıma çağırır ve sorunları ile ilgilenirdi . Eğer ki sorunları benim çözebileceğim bir türde sorun değilse öğrencimin de iznini alarak onu rehber öğretmene yönlendirirdim . Öğrencilerimizin daha başarılı olmaları için , okulu daha çok sevmemerli için diğer öğretmen arkadaşlar ile iş birliği yapardım . Öğrencilerimin yaparak ve yaşayarak öğrenmesi için her türlü  sorumluluğu yerine getirirdim . Yeni yöntem ve teknikler ile öğrencilerime faydalı olmaya çalışan , verimli iyi bir öğretmen olmaya çalışırdım .

Tüm çocuklarımız , tüm öğrencilerimi çok ama severdim  . Onların gözünden bir damla yaş akmaması için , çocukluklarını mutlu bir şekilde yaşaması için ve beni iyi bir insan olarak hatırlayabilmeleri için gerçek bir öğretmen , gerçek bir bir insan olmaya çalışırdım . Onlara her zaman insanlığı , saygıyı ve sevgiyi öğretirdim . Onların gelecekte iyi bir yetişkin olmaları için çabalardım . Onlara hayvan sevgisini , doğa sevgisini hissettirmek için , yaşatmak için her zaman çok çalışırdım ve daha birçok güzel işler yapmaya çalışırdım . "Mış gibi"  bir öğretmen olmazdım . Yapan , yaşayan , yaptıran , araştıran , inceleyen , deney ve gözlem yapan , deneyimlerini öğrencilerine aktaran , öğrencilerin merak etmesini sağlayan bir öğretmen olurdum .

Ödünç Akıl Cepten Düşer Sözü İle İlgili Kompozisyon

Ödünç Akıl Cepten Düşer Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız .

İnsanoğlunu diğer canlılardan ayıran en önemli özelliği Yüce Allah tarafından ona akıl verilmiş olmasıdır . İnsan aklını kullnarak iyi ve doğrunun ne olduğunu bilir ve ona göre hareket eder . Hayatımızda her şeyi kendimiz yapamayabiliriz . Bir işe başlarken , bir iş yeri açarken , bir mesleğe başlarken deneyimli insanlardan yardım alabiliriz . Bu son derece doğal  olan bir durumdur . Çünkü akıl akıldan üstündür diye bir atasözümüz vardır . 

Elbette insanlardan akıl almalıyız  ama bunu sürekli yapmamalıyız . Devamlı birilerinden akıl almak kişide özgüven kaybına neden olur . Kişi her şeyde başkasından akıl alırsa zamanla en ufak bir şeyde bile başkalarının aklına ihtiyaç duyar . Sürekli ödünç akıl alan kişi en sonunda kendi kişiliğini de kaybeder ve başkalarına bağımlı bir kişilik özelliğine sahip olur . Bunun için ilk olarak kendi aklımızı iyi bir şekilde kullanmasını bilmeliyiz . Allah bize akıl vermiştir . Onun için kendimiz de sorgulamalıyız , eleştirmeliyiz , bir işin nasıl yapacağını araştırmalıyız . Her konuda başkalarına danışmamalıyız . Özgüven sahibi olmalıyız . Dıştan güdülenen , sürekli danışan kimse haline gelmemeliyiz .

Sürekli başkalarından akıl alırsak  bir süre sonra başkalarına bağımlı hale gelebiliriz .  O akıl aldığımız insanlar her zaman bizim yanımızda olmayabilir . Bunun için de ödünç akıl cepten düştüğü zaman ortada kalırız ve şaşkın şaşkın dolaşırız. Bunun için önce kendimize güvenmeliyiz, atılgan olmalıyız ve akıllı olmalıyız .

Bayrak , Bayram , Atatürk Ve Çocuk Kelimelerinden Oluşan Bir Hikaye Yazınız .


Bayrak , Bayram , Atatürk Ve Çocuk Kelimelerinden Oluşan Bir Hikaye Yazınız .

Ben ve kardeşlerim  sabah erkenden kalkıp okula gittik . Okulda öğretmen bizlere haftaya 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olduğunu söyledi . Bu bayramı Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk biz çocuklara hediye etmiş . Öğretmen " Bu bayram sizin çocuklar " dediğinde dünyalar benim olmuştu . Bayramdı ya hani .  Haftaya  olacak bayramımız için çeşitli hazırlıklara şimdiden başlamıştık okulca . Okul çıkışı eve gittim ve anneme şunu söyledim : Anneciğim haftaya bizim bayramımız var dediğimde annem de gülerek evet tabi ki bizler geleceğiz bayramınıza yavrum diyerek başımı okşadı ve beni öptü . 23 Nisan günü geldiğinde arkadaşlarımla birlikte çok heyecanlıydık . Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen çocuklar ile tanışacağız ve onlarla da arkadaş olacaktık . Böylece ülkelerimiz hakkında da bilgi sahibi olunacaktı .

O gün geldiğinde ilk olarak Ulu Önderimize saygı duruşu için bir dakika saygı duruşunda bulunduk . Daha sonra İstiklal Marşı okundu ve biz elimizdeki ay yıldızlı Türk bayrağı ile bu coşkulu günü kutlamaya başladık . Önce öğretmenlerimiz konuşma yaptı daha sonra şiirler okundu ve gösteriler düzenlendi . Daha sonra çeşitli ülkelerden gelen çocukların gösterilerini izledik ve şarkılar söylendi , Ulu Öndere yazılan övgü dolu şiirler okundu ve çok mutlu bir bayram geçirdik . Bayram bittikten sonra evlerimize dağılmaya başladık . Ailem ile birlikte eve doğru giderken yolda ben yaşlarındaki bir çocuk bir köşeye oturmuş ağlıyordu . Bu çocuk Suriyeli bir çocuktu . Neden ağlıyorsun diye  hemen yanına koştum . Bizim bayramımız yok , sizin ne güzel bayramınız var. Sizin Mustafa Kemal'iniz var dedi . Çok duygulandım ve iyi ki de bu dünyaya Mustafa Kemal gibi büyük bir lider gelmiş diye geçirdim o an içimden . Daha sonra çocuğa yaklaştım ve bu bayram tüm dünya çocuklarının sakın üzülme dedim ve ona sarıldım . Ona sarılır sarılmaz çocuk ağlamaya başladı ve babamı, dedemi, ve diğer yakınlarımı Suriye'deki savaşta kaybettim dedi . Ben de ona üzülme  zalimler cezasını elbet bir gün çekecek dedim . Daha sonra çocuk bana şunu söyledi. Ülkenizin, Mustafa Kemal'in değerini bilin . Bayrağınız değerini bilin ve her zaman  güçlü bir ülke olun ki mazlum milletleri koruyun dedi . Ben de büyük bir gururla ona sarıldım .

Daha sonra ailem ile birlikte o çocuğun ailesini de alarak lokantaya gittik ve orada yemek yedik. Babam Suriyeli çocuğa 23 Nisan hakkında kısa bir bilgi verdi . Bu bayramı bize armağan eden Mustafa Kemal'in çok büyük bir lider, komutan olduğunu söyledi . O gün çok güzel geçti . Yaşasın Mustafa Kemal , hiç bitmesin çocukların çocuk bayramı . 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun .