İyimserlik Bakış Açısı İle Gönül Güzelliği ve Umut İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 İyimserlik Bakış Açısı İle Gönül Güzelliği ve Umut İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


Gönlü güzel insan her yerde aranan ve hasret kalınan insandır. Bir insan yüz olarak çok güzel olabilir ama gönlü güzel değilse, ahlakı güzel değilse o insan beş para etmez. Oysa gönlü güzel insan hayata hep umutla bakmaya devam eder. Başına gelen kötü bir olaydan ders çıkarır ve ondan nasıl bir hayır doğacağını umut ederek her türlü zorluğa rağmen inatla hayata tutunmaya devam eder. Çünkü umuttur insanı hayata bağlayan ve umuttur ve yaşamı yaşanılır hale getiren.  Gönlü güzel olan insan aynı zamanda umutlu olan insandır.

 

Hayata sürekli kötümser bakmayan, elinden geleni yaptıktan sonra işi Allah’a bırakan insandır. Gönlü güzel insanlar merhametli insanlardır. Doğadaki her canlıya sevgi ile yaklaşan kimsedir. Umutlarını, hayallerini yaşamak için var gücü ile çalışmaya devam eden, çalışan, üreten, akıllı kimselerdir. Sadece laf ile değil uygulayarak amaçlarını hayata geçirmeye çalışandır. Umudunu kaybeden insan her şeyini kaybetmiştir diye bir söz vardır. Çünkü umut kalmamışsa yaşama sevinci de kalmamıştır. Yarınların güzel şeyler getireceği inancı kişide yok olmuştur.

 

 Oysa umut olduğu zaman yarınlar daha başka olacaktır. İnsanda umut olunca insanın gönlü her zaman bahar olur ve umutları ile yaşamaya, hayaller kurmaya devam eder. Hem gönlü güzel olup hem de hayata umutla tutunan insanlar hayatınızı da daha güzelleştirir ve kişiye yaşama sevinci katar.

Dayanışma İle İlgili Özlü Sözler

 Dayanışma İle İlgili Özlü Sözler


Dayanışma varsa insanlık vardır, dayanışmanın olduğu yerde sevgi vardır, merhamet vardır. Empati kurma vardır. Zor olanın elinden tutup kaldırıp bak ben de insanım ve senin yanındayım insan kardeşim demek vardır. Dayanışmanın olduğu toplumları yıkmak kolay değildir.


Dayanışma ile ilgili özlü sözler:

“Dostlara acılarını paylaştığını göstermek; birlikte yas tutmakla değil, onlara yardım etmekle olur.”  Epikür

“Gerçek yardımsever insan parasını değil, kendisini adayan insandır. Parasını bağışlayan insan gösterişten kaçınmamışsa, zamanla unutulur; ancak zamanını, gücünü ve gönlünü bağışlayan bir insan, insanlığın sevgi ve saygısını kazanır unutulmaz.” Samuel Smiles.


“Bir mum, diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez. Mevlana

“Kötü havalarda insan dosta aç olur. Bir araya gelse dost dosta ilaç olur. Bahçede tek gül bir şeye benzemez. Öbek öbek olduğunda bahara taç olur.” Mevlana

Kardeşinin salını karşıya geçirmeye yardım et,  göreceksin ki, sen de karşıdasın. Hint Atasözü

“Bir başkasının yaşamasına yardım etmeyen, yaşadığını bilemez.” Jackson Brown

“Düşenin elinden tut ki sende düştüğün zaman tutacak bir el bulasın.”  Ali Fuat Başgil.

“Bir insan, hayatını kurarken başkalarını da destekliyor, kendini geliştirirken, başkalarının da gelişmesine yardımcı oluyorsa o, insanları seviyordun.” Konfüçyüs

“Köpeğe verilen bir kemik yardımseverlik değildir. Yardımseverlik; siz de köpek kadar açken onunla paylaşılan kemiktir.” Jack London.


“Hayır işlerine inanmıyorum; dayanışmaya inanıyorum, hayırseverlik çok dikey. Yukarıdan aşağı iniyor. Dayanışma yataydır. Ötekine saygı duyar. Diğer insanlardan öğrenecek çok şeyim var.” Eduardo Galeano.

“İnsanlar, birbirlerine yardımdan el çektikleri gün, insanlık yok olur, karşılıklı dayanışma olmazsa, toplumlar olmaz.”  Walter Scott

“Yardımlaşma ve dayanışma, bir toplumun gelişmesi için güzel vesiledir.” Arthur Kesler

Sır İle İlgili Özlü Sözler

 Sır İle İlgili Özlü Sözler


İnsan sırrını kimseyle paylaşmamalıdır. Eğer o sırrı tek başına tutamıyorsa bunu en sevdiği, en güvendiği yakınına söylemelidir ama mecburu olmadığı sürece  de en yakınına bile söylememelidir. Çünkü dost sandığımız o kişiler düşman olur sonra bize. Bunun için ağzımız gevşek olmamalı,  sırrımıza sadık kalmalıyız.

Sır ile ilgili özlü sözler şunlardır:

”Sırrımı sakalımın bir kılı bilse, hepsini keserim.” (F.Sultan Mehmet)

”Bir sırrın ucunu veren, tamamını elinde tutamaz.” (J. P. Richter)

”Düşmanın bir sırrına agâh olursan, ondan istifade edinceye kadar gizli tut.” (Hz.Ebubekir)

“Kendi sırrımızı kendimiz saklamazsak, başkaları bizim sırrımızı nasıl saklayabilir?”  ( La Rochefoucaud).

“Bir adam bir mecliste bir sözü söylerken etrafına bakındığı zaman, o söz, dinleyenlere emanettir.”( Hz. Muhammed)


“Sır saklamak, bir irade imtihanıdır. Bu imtihanı kazanmayan, hayatta hiçbir imtihanı kazanamaz.” Hz.Ali.

”Sırrını aşikare olan işlerle bir tutma. Zira işin bozulur.” (Hz. Ebubekir)

”Düşmanının bilmesini istemediğin şeyi, dostuna söyleme.” (A. Schopenhauer).

“İşlerini dostunla gör, sırrını kimseye açma. Hele şu üç kişiye aşmamaya dikkat et: Geveze adamlara, çocuklara ve kadınlara.” (Hz. Süleyman a.s.)

“İşlerini dostunla gör, sırrını kimseye açma. Hele şu üç kişiye aşmamaya dikkat et: Geveze adamlara, çocuklara ve kadınlara.” (Hz. Süleyman a.s.)


”Sen daha kendi sırrını saklayamıyorsan, bir başkasından senin sırrını saklamasını nasıl istersin?” (Seneca)

”Kağıt üzerine geçmeyen ilim; zayi, iki dudağı aşan sır; şayidir.” (Mektupçu Agah)

”Bir sırrı devamlı surette saklamak, insan ruhunu en çok olgunlaştıran şeydir.” (H.de Balzac).

”Akıllı isen sırrını açma dostuna, dostunun dostu vardır o da söyler dostuna.” (Atasözü)

“Senin sırrını, senden daha iyi kim saklayabilir?” (Nasır-ı Hüsrev).

Nezaket İle İlgili Özlü Sözler

 Nezaket İle İlgili Özlü Sözler


Nezaketli olmak kişinin ahlakını güzelleştirir ve onu daha aydın hale getirir. Nezaketin olduğu yerde insanlık vardır, samimiyet vardır, paylaşma ve incelik vardır.

Nezaket ile ilgili özlü sözler şunlardır:

“İyi ahlak, insanlar arasında bir nezaket alışverişidir, bu alışverişte yer almayan değersizdir.” Voltaire

“Gerçek kibarlık kadar iyi bir savunma silahı yoktur.”  Lucas

“Sevgi tükenip bezginliğe yüz tuttu mu, zoraki nezaket gösterileri başlar.”  William  Shakespeare

“Nezaket fikir ve ahlak kültürünün bütünüdür.” Voltaire

“Sıcaklık, balmumu için ne ise nezaket de insan için odur.”  Arthur Schopenhauer.


“Kaba insanlara nazik davranın çünkü en çok onların buna ihtiyacı var.”  Ashleigh Brilliant.

“Yumuşak davranmayan kimse, bütün hayırlardan mahrum kalmış sayılır.”  Hadis-i Şerif

“Her şey incelikten, insan kalınlıktan (nezaketsizlikten) kırılır.” - Hz. Mevlana.

“Oğlum, onlar sana karşı kaba hareket etseler bile sen onlara karşı nazik ol. Şunu unutma ki sen başkalarına onların bir centilmen oluşundan dolayı değil, kendin bir centilmen olduğundan dolayı nazik davranıyorsun.” Lord Chesterfield


“Sükût, incelik, edep ve zarafet insanı her gittiği yerde sultan yapar.” Hz. Mevlana

“Günümüzde her yerde insan hayal edilemeyecek kadar büyük bir özenle bedeni ve bedenin ihtiyaçları peşinde koşmaktadır; saygı şöyle dursun hiçbir surette en küçük bir nezaket ya da himaye göremeyecek tek şey düşünen kafa mıdır?”  Arthur Schopenhauer.

“Baltayla nakış işlenmez.” Malezya atasözü

“Saygı görmek istiyorsan, saygı değer ol. Çakıl taşlarından kolye yapmazlar.”  M.Selahattin Şimşek.

 “Yalnızlığı istedim. Çünkü nezaketi zayıflığın bir parçası, hoşgörüyü ödleklik, yücelmeyi böbürlenme fırsatı kabul eden kalabalığın terbiyesizliğinden usandım.”  Ahmet Şerif İzgören

“Kalbinde Merhamet Olmayanın Akibetinde Cennet Olmaz.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Kalbinde Merhamet Olmayanın Akıbetinde Cennet Olmaz.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


Eşref-i mahlukatın en şereflisi olarak yaratılmış olan insanoğludur. İnsanı diğer canlılardan ayrı kılan en üstün özelliği ise akıldır. Akıldan sonra gelen en önemli özelliği ise onun vicdan ve merhamete sahip olup olmadığıdır.


Merhamet çok masum olduğu için her kalbe misafir olamıyor ne yazık ki. Kimi insanlara ne kadar iyilik ederseniz edin, onun zor gününde yanında olursanız olun siz aynı kötü duruma düştüğünüzde o kişinin içinde zerre kadar merhamet yoksa, yardım etme duygusu yoksa işte o kişinin akıbeti yani sonu cennet olmaz. Cennet merhametli insanların, vicdanlı insanların yeridir. Merhametli insanlar doğadaki her şeye saygılı olan, Allah’ın yarattığı her türlü canlıyı sevmeye çalışan ve insan olan kimsedir. Öyle insanlar vardır ki bencillikle yaşamlarını yoğurmuşlar ve hep bana hep bana diyerek ruhunu paraya satmış, ruhunu merhametsizliğe teslim etmiş kimselerdir bu kimseler. İşte böyle kimselerin yeri güzelliklerin olduğu yer olamaz.


 Bir hayvana eziyet eden, bir çocuğa, bir yaşlıya eziyet eden merhametsiz kimselerin yeri bataklıktır. Allah böyle kimselerin eline düşürmesin ve geleceğimizi böyle kimselerin ellerinde şekillendirmesin. Kalbinde merhamet olmayan bu kimselerden bizleri uzak eylesin ya da bu kimseleri Allah ıslah eylesin.

Anlamak İle İlgili Özlü Sözler

 Anlamak İle İlgili Özlü Sözler


Kimi insanlara doğru yolu göstermeye çalışsanız bile o kişiler anlamak istemediği için işine geldiği şekilde anlayacak ve doğru olandan ısrarla kaçacaktır. İşte böyle kimseler kendini gelişime ve değişime kapatmış, burnunun dikine giden cahil kimselerdir. Özellikle de bilinçli olarak anlama istemeyenler ise daha zararlıdır. Onun için kendimizi yormamalıyız. Kişi ancak anlamak isterse anlar, ancak kendini geliştirmek ve değiştirmek isterse gelişir ve değişir.


Anlamak ile ilgili özlü sözler şunlardır:

“İnsan, anlamadığı şeye sahip olamaz.” Goethe.

“Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır.” Mevlana.

“Bir şeyi gerçekten bilmek, onu anlamakla olur.” Socrates.

“İnsanların en çok inandıkları şeyler, en az anladıklarıdır.” Montaigne.

“Her şeyi, anladığım her şeyi, yalnızca sevdiğim için anlıyorum.” Tolstoy

“Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları, paylaşanlar anlaşabilir.” Mevlana.


“Beni, sizi anlamak zorunda bırakmayın. Daha Önemli işlerim var.” Charles Bukowski.

“Dünyayı temelinden değiştirmek isteyen her kişi, önce onu yanlışsız olarak anlayabilmelidir.” Milovan Cilas.

“Bazen aynı dili konuşmak yetmez, bir de aynı yerden anlamak gerekir.” T.S. Eliot.

“Bana söylersen unutabilirim. Gösterirsen anımsayabilirim. Ama beni de katarsan anlarım.”  Kızılderili Atasözü


“Siz kendiniz meseleyi anlamadıkça, onu başkasına anlatamazsınız.” Lord Byron

“Bir insanı gerçekten anlamaya çalışmak, belki de yapabileceğiniz en önemli yatırımdır.” Stephen R. Covey.

“Birbirimiz yanlış anlamak için gösterdiğimiz çabayı, doğru anlamak için gösterirsek, gülme işaretini o kadar sık kullanmamıza gerek kalmaz.” İbrahim Tenekeci


“Basit insanlar, genellikle kendilerinin anlama yetenekleri üstüne çıkan her şeyi kınarlar. “ François de La Rochefaucauld.

“Bu dünyaya anlaşılmak için değil, anlamak için geldik. Anlaşılamamanın üzüntüsünü duyacağımız yerde, bütün ruhumuzla başkalarını anlamaya çalışsak, hayat ne kadar güzel olurdu.” Ernest Renan

Mehmet Akif Ersoy Sözleri

 Mehmet Akif Ersoy Sözleri


Milli marşımızın yazarı büyük üstat Mehmet Akif Ersoy yazdığı şiir ile milletinin aklından geçenlere tercümanlık yapmış ve harika bir şiir ortaya koymuştur.

Mehmet Akif Ersoy sözleri şunlardır:

“Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım! ...
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticâın şu sizin lehçede ma'nâsı bu mu?”

 

“Şarka bakmaz, garbi bilmez, edepten yok payesi bir kızarmaz yüz, bir yaşarmaz göz bütün sermayesi”

“İz bırakanlarla senin aranda basit bir fark var sadece: Onlar ömür boyu gayret ediyorlar; sen ömür boyu hayret ediyorsun”

 “Medeniyet dediğin açmaksa bedeninin her yerini… Desene hayvanlar senden daha medeni.”

“Eski dünya, yeni dünya, bütün akvam-ı beşer kaynıyor kum gibi, tufan gibi, mahşer mahşer yedi iklimi cihanın duruyor karşısında, Ostralya ile beraber bakıyorsun: Kanada! Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk; sade bir hadise var ortada: Vahşetler denk”


“Ne ibrettir kızarmak bilmeyen çehren, bırak kardeşim tahsili; git önce edep, hayâ öğren”

“Aslını gizleyemez insan, giydiği kaftanlarla. Bilmez ama kendini kandırır, söylediği yalanlarla!”

“Aldanma insanların samimiyetine, menfaatleri gelir her şeyden önce. Vaat etmeseydi Allah cenneti, o’na bile etmezlerdi secde”

“Zannetme ki ecdadın asırlarca uyudu, nereden bulacaktın o zaman eldeki yurdu!”

“Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.”

“Bize çağ dışı diyorlar doğrudur; çağlar açtık, çağlar kapattık. Çağlar bizden geri.”

“İki üç balta ayırmaz bizi mazimizden. Ağacın kökü mademki derindir cidden, dalı kopmuş, ne olur gövdesi gitmiş, ne zarar o, bakarsın, yine üstündeki edvarı yarar, yükselir, fışkırıp, afak-ı perişanımıza; yine bir vaha serer kavrulan imanımıza”

“Ne irfandır veren ahlaka yükseklik ne vicdandır. Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır.”

 

 

 

 

“Depremzedelerin Gönlü Naz Makamındadır Kırmayalım O Gönülleri.” İle İlgili Kompozisyon

 “Depremzedelerin Gönlü Naz Makamındadır Kırmayalım O Gönülleri.” İle İlgili Kompozisyon


Depremde hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet diler ve yakınlarına baş sağlığı dileyerek başlamak isterim yazıma. Canımız yanıyor, ruhumuz daralıyor ama depremi yaşayanların duygularını her ne kadar olsa da anlayamayız çünkü onlar bu afeti yaşadı ve çok zor günler geçiriyor ve geçirmeye de devam edecektir. Kolay mı bir insanın memleketinin yerle bir olması, aile yakınlarını, akrabalarını, arkadaşlarını, öğretmenini kaybetmesi.


 Kolay mı hayallerin yarım kalması, mutlulukların son bulması ve daha niceleri… Elbette kolay değildir. Onun için kardeşlerimizin bu zor zamanlarında yanında olmalıyız. Onlar isyan edebilir, bağırabilir, çağırabilir, kızabilir bizlere ve yetkililere. İşte bu durumda onların kalbini kırmamalıyız, incitmemeliyiz gönüllerini. Aynı durumda siz olsaydınız siz ne yaparsınız bunu düşünerek hareket etmeliyiz. Depremzedelerin gönlü naz makamındadır. Onların nazını çekmeliyiz ve onları sevdiğimizi belli etmeliyiz, onları anladığımızı belli etmeliyiz ve paylaşmalıyız acılarını insan gibi. Bağırmamalıyız onlara, surat asmamalıyız. her türlü zorluklara göğüs germeliyiz. 


Bu zor zamanlarda. Çünkü can kardeşlerimizin yıkılmıştır hayalleri, umutları, sevinçleri. Sabretmeliyiz onların bu haklı isyanına, bu haklı bağırışlarına ve her şeyine. Onların yanında olmalıyız, onlara sahip çıkmalıyız. Elinden tutmalıyız, sarılmalıyız, yanında olduğumuzu her hal ve davranışımız ile belli etmeliyiz. Sabırsız olmamalıyız.  İnsan olduğumuzu, yarın da bizim başımıza aynı şeylerin geleceğini düşünerek insanca tavırlar sergilemeliyiz ve çok sevmeliyiz onları hem de çok.

Küçük Ağacın Eğitimi Adlı Kitapta Geçen Özlü Sözler (Alıntılar)

“Küçük Ağacın Eğitimi” Adlı Kitapta Geçen Özlü Sözler (Alıntılar)

 

Küçük Ağacın Eğitimi adlı bir kitap Kızılderililerin hayatını anlatan, insana bakış açısını, doğaya bakış açısını anlatan harika bir kitaptır. Hepimize insan olmayı bir kere daha hatırlatan ve okuduğumuz zaman bizi hıçkırıklara boğacak olan bir kitaptır. Hem gülüp, hem düşünüp hem de ağlıyorsunuz bu kitapta.


Kitapta geçen özlü sözler şunlardır:


Büyükanne ölü insanı kolayca tanıyabileceğini söyledi. “Ölü insanlar….” Dedi. “Bir kötü insana baktığın zaman pislikten başka bir şey görmezsin. Onlar öteki insanlara baktıkları zaman kötüden başka bir şey görmezler., hiçbir zaman güzellik görmezler. İşte onlar yürüyen ölü insanlardır.”


“Büyükbaba av köpeği ya da başka şeyin değer duygusunu yitirmesinin çok kötü olacağını söylüyordu.”


“Büyükbaba “Yalnızca gereksinim duyduklarını al. Geyik alıyorsan, en iyisini alma. En küçük ve en yavaş olanını seç, o zaman geyik daha güçlü olur ve her zaman sana et verir. “


“Büyükbaba dedi ki anlamak gerekirmiş. Ama birçok insan anlamak istemezmiş çünkü anlamak zahmetli işmiş. Bu yüzden kendi tembelliğini örtmek için sözcükler kullanır ve diğer insanlara “miskin” derlermiş.


“Büyükbaba dedi ki verdiğin bir şeyi nasıl yaptığını ona anlatmak, yalnızca “bir şey” vermekten daha iyiymiş. Dedi ki “Bir adama kendi başına yapmasını öğretirsen, o zaman o adam iyi olur.. Oysa yalnızca bir şey verip hiçbir şey öğretmezsen, o zaman adama geri kalan yaşamı boyunca  sürekli veriyor olursun.” O adama yanlış hizmet etmiş olursun, çünkü sana bağımlı olursa, o zaman onun kişiliğini alır ve çalarsın. Bazı insanlar sürekli vermeyi severmiş, çünkü bu onları kibirli, verdiği kişiden daha kılarmış.” Yapmaları gereken tek şeyin, kişiye kendisine bağımlı olmamasını sağlayacak küçük bir şey öğretmek olduğu halde.


“Kendimi kötü ve boş hissediyordum. Büyükbaba dedi ki, neler hissettiğimi biliyormuş, çünkü kendisi de aynı şeyleri hissediyormuş. Büyükbaba, sevip de kaybettiğin her şey sana bu duyguyu verir, deyip ekledi: ‘Bundan kurtulmanın tek yolu hiçbir şeyi sevmemektir ki bu daha da kötüdür; çünkü o zaman sürekli boşluk hissedersin.”


“Büyükbaba dedi ki, ‘Kahrolası aptal sözcük oyunu adamları aptallaştırır. Bir kişinin başka birine karşı sözcükleri kullandığını işitirsen, onu tanımak için sözcüklerden yola çıkma. Kahrolası sözcüklerin hiçbir anlamı yoktur çünkü. Sesinin tonuna dikkat et. Dürüst olup olmadığını yalan söyleyip söylemediğini anlarsın.”

 

Bir yerli, balıkçılık ya da avcılığı asla spor olsun diye yapmaz, yalnızca yiyecek için yapardı. Büyükbaba dedi ki spor için bir şeyi öldürmeye gitmek dünyadaki en aptalca, kahrolası şeymiş.”


Annenin kollarında, annesi yürürken kapanmayacak gözlerle sarsılarak gökyüzüne bakan katılaşmış bebek hakkında şiir yazamazsınız. Karısının ölü bedenini yere koyarak geceleri birlikte yatan ve sabah yeniden omzuna alan ve en büyük oğluna, en küçüğün bedenini taşımasını söyleyen babanın şarkısını söyleyemezsiniz…. Ve bakamazsınız… Sözünü edemezsiniz… Ağlayamazsınız… Dağları hatırlatamazsınız… Bu güzel bir şarkı olmazdı.”


“ Büyükbaba “Politikacılar… dedi” Araştırırsanız tarihteki bütün cinayetlerden onlar sorumludur.”


"Büyükbaba dedi ki, daha az sözcük olsaydı, dünyada bu kadar sorun olmazmış. Bana, özel olarak, sorun yaratmaktan başka bir işe yaramayan bir sözcük oluşturmanın her zaman çok aptalca olduğunu söyledi. Ki bu da mantıklıydı. Büyükbaba sesten ya da bir sözcüğün söyleniş biçiminden, anlamından yanaydı. Farklı sözcükler konuşan insanların müziğin sesini dinleyerek aynı şeyi hissedebileceğini söyledi."


"Yalnızca arılar, ihtiyaçlarından fazlasını depolar ve bu yüzden ayılar tarafından soyulur. Paylarından fazlasını depolayan insanlar için de durum böyledir. Bu yüzden savaşlar çıkar ve herkes kendi payını arttırmak için söz oyunlarına başvurur."


Büyükanne doğru yaptığımı söyledi; çünkü iyi bir şeyle karşılaştığın zaman, yapman gereken ilk şey bulabildiğin insanla onu paylaşmaktır; bu şekilde iyilik öyle bir yayılır ki nereye gittiğini bilemezsiniz. Ki bu da doğrudur.

“Büyükanne, beden aklını açgözlü ya da hırslı olmak için kullanır, onunla her zaman insanları kandırır ve onlardan nasıl maddi çıkar sağlayacağımı düşünürsem ruh aklını bir cevizden daha büyük olmayan bir boyuta düşüreceğimi söyledi.” 


Büyükbaba, sert kışların zaman zaman gerekli olduğunu söyledi. Bu, doğanın işleri temizleme ve daha iyi büyümesini sağlama yoluydu. Buz, ağaçların zayıf dallarını kırıyor, böylece yalnız güçlüler gelişiyordu. Zayıf meşe palamudunu, ceviz ve kestaneleri temizliyor ve dağlarda daha iyi bir ürün için hazırlık yapıyordu.


Bütün insanlar gevşek davranırsa, o zaman politikacılar kontrolü alabileceklerini görürler. Gevşek insanlar üzerinde kontrol kurarlar ve çok geçmeden bir diktatörün olur.

 


"Tepenin Laneti" Kitabında Geçen Anlamlı Sözler

 "Tepenin Laneti" Kitabında Geçen Anlamlı Sözler


Tepenin Laneti adlı kitap başarılı dedektif David Gurney’in katili bulma konusundaki başarısına ve analitik becerisine vurgu yapmaktadır. Her şey bazen göründüğü gibi ya da size anlatıldığı gibi olmayabilir. Onun için çalışkan olmak, ön yargılardan uzak olmak ve tarafsız olmak gerekir.

Tepenin Laneti adlı kitapta geçen özlü sözler şunlardır:

“Sert ve ulaşılması imkansız bir baba. Asla ulaşamayacağı şefkatin peşinden koşan bir evlat..”

* Beynin en önemli gücü olan ani bağlantılar yaratabilme yeteneği aynı zamanda en büyük zayıflığı da olabilir.”

* “ Görgü tanıkları size gördükleriyle ilgili doğruyu aktarıyor olabilir ama bunların yalnızca kendi zihinlerinin içinde yer alan doğrular olması mümkün. Yalan testleri de sadece kişinin ne derece dürüst olduğunu tespit edebilir. Gerçekte olanları değil.”

“Gelişiyorum, öğreniyorum, koşturuyorum. Ucu ucuna da olsa her şeye yetişmeye çalışıyorum.”


 

* “ Aslına bakarsanız şahsen her zaman yüksek çözünürlüklü tek bir kamera kaydını on gördü tanığının ifadesine değişmem. Kameraların mantığı basittir. Ön yargıları, hayal güçleri, boşlukları doldurma arzuları yoktur. İnsanların aksine gerçekte ne varsa onu görürler. Ama bu görüntüler konusunda da dikkatli olun.”

“Hepimiz, geçmişin yansımalarıyla boğuşuruz.”

“Babam, önce dinlemeyi öğren sonra da öğrenmek için dinle derdi. Sanırım ben de onun izinden gitmeyi seçtim.”

“Bir keresinde yardım istemek zayıflığın değil sağduyunun işaretidir dediğini hatırlıyorum.”


“Nefret satanlara karşı büyük bir öfke duyar, internette ve televizyonda hoşgörüsüzlüğü pompalayanlara, ayrımcılıktan, mutsuzluk yaratmaktan çıkar sağlamaya uğraşanlara, daha çok kazanma uğruna ortalığı karıştırmaya can atanlara tahammül edemezdi. Böyle insanlar tüm bu kötülükleri kendilerini din ve vatanseverlik kavramlarının ardına gizleyerek yapmaya çalışanlarsa bu gurubun en kötüleriydi.”

 * “İnsan doğasındaki en önemli kusur, yetersiz delillerin şekillendirdiği sarsılmaz fikirlere sımsıkı sarılma kabiliyetidir...”

“Neden işin gerçeğine bakıldığında senin sorumluluğun olmayan bir şeyin sorumluluğunu kabul etmediğin için kendini rahatsız hissediyorsun ki?

“Savaşta Bilgi Üstündür.” Sözü İle İlgili Münazara Yazınız.

 “Savaşta Bilgi Üstündür.” Sözü İle İlgili Münazara Yazınız.


Dünyada savaşlar ne yazık ki bitmiyor. Her ne kadar sıcak savaşlar azalsa da soğuk savaşlar var olmaya devam etmektedir. Savaşların olması elbette insanlık adına üzücü bir olaydır ama ülkelerin kendi siyasi politikaları ve  diğer nedenlerden dolayı savaşlar devam etmektedir. İnsan doğduğu andan itibaren merak  duygusu da var olmaya başlar. Yeni doğan çocuk belirli bir sürecin ardından çevresindeki olup bitenleri merak etmeye başlar ve  gözlemler. Zamanla aklı ermeye başlayınca her şeyi öğrenmek ister ve öğrenme istediği de hayat boyu devam eder. Yani insan bilgiyi arar. 


Bilgiyi aramak için, bilgiyi bulmak için de çok çalışmak gerekir. Çalışan kimseler üretken kimselerdir ve kendisine ve çevresine faydalı olan kimselerdir. Bir konu hakkında bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olunmaz. Bu durum savaşlar için de geçerlidir. Savaşan ülkeler savaşma konusunda belirli bir bilgi birikimine sahip değilse elinde ne kadar tankı tüfeği olursa olsun bilgisi fazla olana yenik düşer. Çünkü bilgi, bilim, ilim insanlığı yukarılara taşır ve zaferi de beraberinde getirir. Örneğin; iki ülkenin savaşta karşı karşıya kaldığını varsayalım. Silah bakımından daha zengin olan ülkenin komutanlarında akıl yoksa yani savaşı yönetebilme kabiliyeti yoksa silah bakımından daha az komutan ise yeterli bilgi donanımına ve zekaya sahipse silah bakımından imkanı fazla olan ülkeyi yenebilir.


 Bilgisi fazla olanın bir sözü, bir konuşması karşıdaki tarafı etkileyebilir ve bilgi sayesinde savaşta galibiyet olur. Savaşta bilgi üstündür çünkü silahı bile bilime önem veren, bilgiye önem veren ülkeler üretir. Kıvrak zeka, bilgi birikimi, kültür birikimi savaşta her zaman üstün gelir ve bilgi ve her zaman silahtan daha güçlü olur.

Hırsızlık Sözleri

Hırsızlık Sözleri

Hırsızlık insana yakışmayan ve insani insanlığından uzaklaştıran çirkinliktir, ahlaksızlıktır. Kişi devlet malını çalmamalıdır, komşu malını çalmamalıdır, emek hırsızlığı yapmamalıdır. Yoksa bunun bedelini ağır öder. Çocuklara küçük yaşlarda güzel ahlak öğretilmeli ve büyükler onlara ön ayak olmalıdır. Hırsızlığın her türlüsü ahlaksızlık ve aşağılıktır.


Hırsızlık sözleri şunlardır:

"Ne zevk var, ne sanat, ne mutluluk. Hep hırsızlık, hep üçkağıtçılık, hep ağıt yakma. Kokuşup parçalanıyoruz. Sufisiyle, dervişiyle, yaşlısıyla, genciyle, esnafıyla, dilencisiyle hepimiz para ve makamın büyüsüne kapılmışız; hem de utanç verici ve çirkin şekliyle."  Sadık Hidayet

"Yağma ve hırsızlık aynı anlama geliyor gibi görünse de farklılıklar içerir. Hırsız; suçunu bilir ve işini gizli yapar. Yağmacıysa fütursuzdur, acımasızdır ve hiç pişmanlık duymaz.” Nevzat Çakır.


"Ahlaktan yoksun bir iktidar makamı, ya hırsız yapar insanı ya soysuz."  Ahmet Ümit

"Fakir çalarsa hırsızlık, zengin çalarsa yolsuzluk oluyor." Can Yücel
Yeterince hırsızlık yaparsan, çaldığın paralarla seni aziz ilan edecek bir kilise satın alabilirsin."

"Hırsız olmayan zengin olamaz. Onlar çalınca adı ticaret, biz çalınca hırsızlık olur." Victor Hugo
“"Eskiden bir adamı hırsızlık edince hapse atarlardı. Şimdi doğruyu söylediği için hapsediyorlar." Maksim Gorki.

"Ticaret hayatına atılanlar yalan söylemeye, hile yapmaya mecburdur. Ama buna başka bir isim takarlar. Önemli olan odur. Sen gidip o lastiği çalarsan hırsız olursun. Ama o herif yırtık lastiğe karşı senin dört dolarını çalmaya kalkışıyor, adı da ticaret oluyor." John Steinbeck

"Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun."Khaled Hosseini.


"Aslında casus olmakla hırsız olmak arasında fazla bir fark yoktur. Amaç çalmak. Hırsız mücevher çalar, ajan ise sırları." Adam Fawer

"İnsan çok daha başka şeyler için ölmeli. Mesela hırsızlık yaptığı için ölmeli; yalan söylediği, insanları sevmediği, insanları öldürdüğü için ölmeli. Ne bileyim ben, mesela kendinden olmayan insanların insan olduklarını unuttuğu için ölmeli." Faik Baysal.

"Bir millete karşı işlenen hırsızlık suçu asla zaman aşımına uğramaz. Bu yüksek düzeyde dolandırıcılıkların hiçbir geleceği yoktur. Bir milletin alameti, bir mendil markası sökülür gibi sökülemez." Victor Hugo.

"Hırsızlık yapana ağır ve korkunç cezalar vermeden önce, insanlara iş ve aş verirseniz, hiç kimse ölümü bile göze alarak hırsızlık yapmak zorunda kalmaz, böylece sonuçta kazançlı çıkan yine siz olursunuz." Thomas More.

"Bana göre dünyada hırsızdan daha iğrenç yaratık bulunmaz. Başkası neyse ne, ama bu senin emeğini, ona döktüğün teri, zamanı çalıyor. Ne iğrenç şey." Dostoyevski.


"Al benden de o kadar, üç hadiseye şahit oldum ki, her biri bir devletin köküne girse yıkar, mahveder. Biri hırsızlık, ikincisi sadakatsizlik, üçüncüsü rüşvet. Bunların üçüne de münferit hadiseler şeklinde rastladım."  Yavuz Bahadıroğlu.

"Hırsızlığın çirkinliği çalınan şeye göre değişmez ki; ha bir altın çalmışsın ha bir iğne." Mevlana.

"En çok kapı dinleyen insanlardan nefret ederim. İnsanın hırsız olması için başkasına ait bir eşyayı çalması gerekmez; başkasına ait sırları çalmak da hırsızlıktır. Hem de hırsızlığın en bayağısıdır."  Dostoyevski

 

 


“İnsana Yapılan Yatırım Geleceğe Yapılan En Değerli Yatırımdır.” Sözü İle İlgili Kompozisyon

 “İnsana Yapılan Yatırım Geleceğe Yapılan En Değerli Yatırımdır.” Sözü İle İlgili Kompozisyon 


İnsan ki Allah’ın yarattığı varlıkların en şereflisi, kendisine akıl verilmiş olan ve bu aklı kendi iradesi ile iyi ya da kötüye doğru yönlendiren canlıdır. Bir insan iyi bir eğitim alırsa ve güzel bir ahlaka sahipse o insan başka insanların  yaşamına da katkı sağlar. İnsanlığa fayda sağlar. İnsana yapılan yatırım geleceğe yapılan en değerli yatırımdır sözü ile eğitim ve öğretime çok önem verilmesi gerektiğine dikkat çekmektedir. Devlet eğitim ve öğretime önem verilmeli, her bir bireyini iyi bir eğitimden geçirmeli ve bu eğitimin vazgeçilmezi ise iş etiği, iş ahlakı ve her şeyin temeli olan güzel ahlak olmalıdır. 


Bir insan iyi bir eğitim alırsa ve dürüst bir insan olursa içinde yaşadığı topluma ve dünyaya katkı sağlar. İnsan yetiştirmede ise aileler ve öğretmenler büyük sorumluluk altındadır. Çocuklara ne verilirse onu alırlar. Yani çocuklar sizin söylediğinizi değil yaptığınız örnek alırlar. Bunun için çocuklara güzel örnek olunmalıdır. Çocuklar ki geleceğimizin aydın insanları bize her anlamda muhtaçtır. Onun için çocuklarımızı güzel yetiştirmeli, onların eğitimleri ile ilgilenmeli, geleceğin dürüst, çalışkan ve namuslu insanlarının ortaya çıkmasında katkı sağlamalıyız. En büyük yatırımı eğitime yapmalıyız. Eğitime ne kadar önem verirsek geleceğimizi de o denli sağlam temeller üzerine kurulur ve sağlıklı ve mutlu nesiller ortaya çıkar. 


İnsana yatırım yapmadığımız zaman, üç kuruşluk menfaatleri düşündüğümüz zaman, hırsızlık yaptığımız zaman, yaptığımız binanın demirinden, çimentosundan çaldığımız zaman işte o zaman büyük felaketle karşı karşıya kalabiliriz. Tıpkı bugün ülkemizde yaşanan  büyük deprem örneğinde olduğu gibi. Orada yaşayan insanların evini yapan müteahhitler, o evin yapılmasına onay veren yetkililer ve daha daha niceleri….  Bu kötü felaketlerin yaşanmaması için kendimizi bilimi rehber edinmeliyiz. Bilim yolunda ilerlemeliyiz ve o bilimle uğraşan dürüst ve güzel ahlaklı çocuklar yetiştirmeliyiz. Onun için en büyük yatırım eğitime olmalıdır. Ülke olarak her geçen gün eğitim ve öğretime verilen kıymet artmalı ve bu konuda herkes elini taşın altında koymalı ve güzel yarınlar inşa etmeye çalışmalıdır.

Depremzede Kardeşlerimiz İçin Neler Yapabiliriz?

 Depremzede Kardeşlerimiz İçin Neler Yapabiliriz?


Ülkemizde yaşanan deprem hepimizi kötü etkiledi ve herkes bu duruma çok üzüldü. Elbette yaraları milletçe saracağız ama bunun için belirli bir zaman gerekiyor. İşbirliği ve dayanışma içinde olmalıyız. Depremzede kardeşlerimize karşı çok iyi davranmalıyız. Onları anlamaya çalışmalıyız. Kendileri deprem ile ilgili bir şey  söylemediği sürece onlara depremde ne oldu, neler yaşadın, yakınlarını kaybettin mi gibi sorular sormamalıyız. Sadece ellerini tutup onlara sarılmalıyız ve onların yanında olduğunu kendilerine hissettirmeliyiz.


 Yani sürekli konuşarak kardeşlerimizin başını ağrıtmamalıyız. Bazen susmak daha iyidir. Davranışlarımızla onların yanında olduğumuzu canlarımıza hissettirmek daha iyi olur. Maddi ve manevi olarak onlara her daim uyardım etmeliyiz. Sen buraya yeni geldin, senin için neler yapabilirim, ne gibi ihtiyaçların var  gibi sorular sorarak onların gereksinimlerini gidermeye çalışmalıyız. Acılarını hatırlatmaktan kaçınmalıyız ve yanlarında olduğumuzu kendilerine belli etmeliyiz.


 Depremzede kardeşlerimize karşı acıyarak bakmamalıyız. Daha soğukkanlı ve daha mantıklı davranmalıyız. İnternete kendi ailemiz ile, akrabalarımız ile, arkadaşlarımız ile resimler atmamalıyız. Yeme içme videoları ya da resimleri kesinlikle atmamalıyız. Unutmamalıyız ki birçok insan en yakınlarını kaybetti bunun için de duyarlı olmalıyız. 


Devlete bu konuda destek olmalıyız ve elimizden geldiğinde çok bağış yapmalı ve her bir depremzedenin yarasını az da olsa sarmaya çalışmalıyız ve bir çocuğun bile tebessüm etmesine katkı sağlamalıyız. Milletçe birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olmalıyız. Kara gün dostu olmalıyız.  Depremzedelerin acılarını yaşamasına müsaade etmeliyiz. En azından sen kurtuldun bak gibi duygu barındırmayan ifadeler kullanmaktan kaçınmalıyız. Milletimizin başı sağ olsun.

“Deprem Öldürmez, Bina Öldürür.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Deprem Öldürmez, Bina Öldürür.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


Coğrafyamızın ve  dünyanın en büyük felaketi ile karşı karşıyayız. Beş yüz atam bombası şiddetinde olan bu depremde binlerce insan yaşamını kaybetmiş, binlerce insan ise yaralanmıştır. Ülkemizde yaşanan deprem felaketinden etkilenen on ilimizde( Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Adana, Diyarbakır, Malatya, Gaziantep, Osmaniye Kilis, Şanlıurfa) yaralar her ne kadar sarılmaya başlansa da hava koşullarının olumsuzluğu nedeni ile çalışmalar daha zor bir hale girmektedir. Bu durumda enkaz altında mahsur kalan insanların çıkarılmasını daha zor bir hale getirmektedir. Şu günlerde ülkemiz çok zor zamanlardan geçmektedir. Giden canlarımız elbette geri gelmeyecektir ve ülkemiz tam bir yıkım felaketi yaşamaktadır.


 Elbette Allah’ın da izni ile bu zorlu sürecin hep birlikte üstesinden geleceğiz ama bu bu biraz zaman alacaktır. Anne babasını kaybeden masum yavrular, evlatlarını kaybeden ana ve babalar, kardeşler, ailesiz kalan küçücük yavrular ciğerimizi yakmakta ve bizi derinden etkilemektedir. Bu felaketin en büyük nedeni ise binaları yapan , o binaya ruhsat veren ve bunu onaylayan kimselerdir. Deprem öldürmez insanı, o canları öldüren şey yine insandır. Yani ahlaksız insanların üç beş kuruş daha fazla kazanmak için yaptığı hırsızlık, canilik ve insafsızlıktır. Deprem ülkesinde imar affı olmamalıdır.  Şu anda enkazın altında sayısının henüz belli olmadığı çok canımız vardır. Ne yazık ki giden gelmeyecektir ama bunu yapan zalimlere de devlet hesabını soracak o kimselere gerekli cezalar verilecektir.


 Her ne kadar ülkemiz bir deprem ülkesi olsa da ülke olarak buna hazırlanamadık. 1999 depreminden bile ders almadık ve  almamaya da devam ediyoruz. Yıkılan binaların, hayatını kaybeden canların hesabı elbette sorulacak  ama gidenler asla ve asla geri gelmeyecektir. Onun için ülke olarak, devlet olarak bir an önce kendimize gelmeliyiz ve deprem ülkesi olan Japonya’yı kendimize örnek almalıyız. İş ahlakı olan insanlar göreve gelmelidir ve insanların hayata bu kadar ucuzca mâl olmamalıdır. Bunu kader olarak nitelemek doğru değildir. 


İnsan kendi ile başkalarının yaşamını tehlikeye atmış ve insan yine başka insanların hayatı ile oynamış,  insanların memleketi yok olmuş, ailesi yok olmuştur. Yaşayan insanlar için artık hayatın bir anlamı eskisi gibi olmayacaktır elbette ama bugün birlik, beraberlik ve dayanışma günüdür. Onun için yaralarımızı hep birlikte saracağız ve ülkemizin yanında olacağız. Depremzedelere destek olacağız ve onları artık ailemiz gibi görerek her zaman yanlarında olacağız inşallah.