Atatürk’ü Görseydim Neler Söylerdim?

 Atatürk’ü Görseydim Neler Söylerdim?


Mustafa Kemal Atatürk bu ülkenin gelmiş geçmiş en büyük liderlerinden biridir. Onu görseydim ona ilk olarak teşekkür eder ve minnet duygularımı dile getirirdim. Ülkemizi kurtardığı için, ülkemiz için her türlü zorluklara katlanıp vatan için cepheden cepheye koştuğu için ona çok teşekkür ederdim. Ona sarılır, ellerini öperdim.


Ona şunları sorardım:

- Vatan zor durumdayken neler hissettiniz?

- Hangi duygu sizi vatan için cepheden cepheye koşmaya itti?

- Herkes size inanmazken siz kendinize inandınız ve istediğinizi başardınız. Bunu nasıl başardınız?


- Mehmetçiklerimizle olmak, onların vatans edasına ortak olmak ve onların size bağlı olması nasıl bir duyguydu?

- Vatan için ya istiklal ya ölüm sözünü neden söylediniz

- Cumhuriyet niçin sizin için çok kıymetlidir?

- Vatan toprakları sizin için neden kutsaldır?

- Her zaman milletin çıkarlarını kendi çıkarlarınızın üzerinde tuttunuz ve vatansever olmadan asla vazgeçmediniz. Vatansever olmak için benim ne yapmak gerekir?


- Ülkemiz savaşın ortasındayken, Anadolu bir yandan yoksulluk çekip bir yandan da savaşırken şahit olduğunuz, sizi derinden etkileyen olaylar yaşadınız mı? Yaşadıysanız bize bunları anlatabilir misiniz?

- Mustafa Kemal olmak nasıl bir duygu?

Sizi çok seviyoruz ve sizi sevmeye devam edeceğiz. Bu kadar sevgiyi hak eden başka bir lider daha gelmedi. Bu  kadar çok sevilmeyi neye borçlusunuz Atam?

Sizi ve silah arkadaşlarınızı, kahraman Mehmetçiklerimizi çok seviyorum. Size olan borcumuzu asla ödeyemeyiz ama bağımsızlığımızı korumak için, cumhuriyeti korumak için çocuk olarak üzerime düşenleri yapacağıma söz veriyorum.

"Çizgili Pijamalı Çocuk" Kitabında Geçen Anlamlı Sözler

  "Çizgili Pijamalı Çocuk" Kitabında Geçen Anlamlı Sözler

Kitapta geçen özlü sözler şunlardır:


“Yemeğe ihtiyaç duymanın ne demek olduğunu bilemezsin. Hiç aç kalmadın, değil mi?” Pek çok insan, anne babasından tamamen farklı şekilde büyür." "Herkes böyle düşünmek ister," dedi kendinden gayet emin, başını iki yana sallayarak. "Ama bunun gerisinde hepimiz silik taklitlerden ibaretiz."

"Acıyor mu?" "Artık hissetmiyorum," dedi Shmuel. “Acıyormuş gibi görünüyor."

 "Artık hiçbir şey hissetmiyorum," dedi Shmuel.


“Burası evim değil ve asla olmayacak!” dedi. İki nefes arasında söylenerek odasına girdiğinde, giysilerinin yatağın üzerine dağılmış, oyuncak ve kitap kutularının daha açılmamış olduğunu gördü. Maria’nın, onun önceliklerinin farkında olmadığı belliydi.”

''Keşfetmekte önemli olan keşfettiğin şeyin bulmaya değer olup olmadığı. Bazı şeyler orada kendi hallerinde duruyor ve keşfedilmeyi bekliyor , Amerika gibi. Bazı şeyleri de keşfetmemek daha iyi, bir dolabın arkasındaki ölü fare gibi.''


“Yemeğe ihtiyaç duymanın ne demek olduğunu bilemezsin. Hiç aç kalmadın, değil mi?” Pek çok insan, anne babasından tamamen farklı şekilde büyür." "Herkes böyle düşünmek ister," dedi kendinden gayet emin, başını iki yana sallayarak. "Ama bunun gerisinde hepimiz silik taklitlerden ibaretiz."

“Baktığı her yerde iki tip insan görüyordu: Mutlu, gülen, bağıran üniformalı askerler ve çizgili pijamaları içinde mutsuz, ağlayan, bir çoğu sanki uyuyormuş gibi boşluğa bakan insanlar...”


“Eğer bana sorarsan hepimiz aynı gemideyiz ve gemi su alıyor.”
“Ruhunu; küçük bedeninde artık yaşamamaya, oradan kaçıp yelken açmaya, gökyüzüne yükselip çok uzaklara ulaşana kadar bulutlara uçmaya ikna etmek ister gibi, yere bakıyordu Shmuel.”

“Her kötü şeyin iyi bir yanını bulmalıyız."

“Onu en çok öfkelendiren şey, bilmediği bir şey olduğunda yetişkinlerin ona gülmeleriydi ;özellikle de soru sorarak cevapları bulmaya çalışırken.”

Dürüstlük İle İlgili Özlü Sözler

 Dürüstlük İle İlgili Özlü Sözler


İnsanı insan yapan en önemli değerlerden biri de dürüst olmaktır. Dürüst insanlar alnı ak olan, ahlaklı ve  güvenilir insanlardır.


Dürüstlük ile ilgili özlü sözler şunlardır:


“Biri size “dürüst insan” diye bir şey yoktur derse, o kişinin bir düzenbaz olduğuna inanın.” (George Berkelay)

“Diğerlerine karşı dürüst olmadan, kendine karşı dürüst ol. “(William Shakespeare)

“Dürüst olmak cesaretini gösteren kimse, hiçbir zaman yalan söylemek ihtiyacını duymaz.” (George Herbert)

“Dürüstlük taslayan insanlar, kusurlarını başkalarından ve kendilerinden gizleyenlerdir, gerçek dürüst insanlarsa bu kusurlarını iyi bilen ve itiraf edenlerdir. (François de La Rochefaucauld)


“Büyük olma yolundaki ilk adım, dürüst olmaktır.” (Samuel Johnson)

“Allah dedi ki: “Bu, dürüst insanlara, dürüst olmalarının yarar sağladığı gündür. Onlar için, içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler vardır. Allah onlardan razı oldu, onlar da O"ndan razı olmuşlardır. İşte büyük "kurtuluş ve mutluluk" budur.” (Maide suresi, 119)

 

“Dürüstlük pahalı bir mülktür, her insanda bulunmaz”. (Hz. Ömer)

“Dürüstlüğü kanıtlamanın en önemli yollarından biri, o sırada yanınızda olmayan kişilere sadakat göstermektir.” (Stephen R. Covey)

 

“Mü"minler, birlikleri görünce, “İşte bu, Allah"ın ve Resûlünün bize vaad ettiği şeydir. Allah ve Resûlü daima dürüst olmuşlardır (doğruyu söylemişlerdir)” dediler. Bu, onların ancak imanlarını ve teslimiyetlerini artırmıştır.” (Ahzab suresi, 22)

“Dürüstlük doğruluğu içerir ama ondan da öte bir şeydir. Doğruluk, gerçeği söylemek; yani sözlerimizi gerçeğe uydurmaktır, dürüstlük ise gerçeği sözlerimize uydurmak; yani sözümüze bağlı kalmak ve beklentileri gerçekleştirmektir.” (Stephen R. Covey)


“Eğer dürüst yaşamışsak, nasıl öleceğimizi düşünmemize hiç gerek kalmaz. “(Robert Burns).

“Dürüst insan her zaman gerçeği söyler, akıllı insan ise yalnız zamanında.” (Bernard Shaw)

“Dürüstlükle namus, beraber bulundukları tüm hisleri süslerler. “(J.J.Rousseau)

 

“Dürüstlüğü kanıtlamanın en önemli yollarından biri, o sırada yanınızda olmayan kişilere sadakat göstermektir.” (Stephen R. Covey)

“Dürüstlük, en iyi siyasettir.” (Japon Atasözü)

“Düşünceleriniz yenilse bile, dürüstlüğünüz zafer çığlığı atmalıdır.” (F.Nietzsche)

“Daima dürüst insanların gözü önünde bulunmak istemek, gerçekten dürüst olmak demektir.” (La Rochefoucauld)

Büyüklerimize, Yaşlılarımıza Saygı Konulu Kompozisyon

 Büyüklerimize, Yaşlılarımıza Saygı Konulu Kompozisyon


Büyüklerimize, yaşlılarımıza saygı duymak, onların kalbini kazanmak, onlara yapamadığı işlerde yardımcı olmak büyük bir erdemdir. Büyüklere ve yaşlılara saygının olmadığı toplumlarda ahlak da olmaz ve ahlaki yapı çöktüğü için toplumsal yapı da zaman içinde bozulmaya başlar. Başta kendi ailemiz olmak üzere, komşularımız, arkadaşlarımızın annesi, babası,  öğretmenlerimiz ve bizden büyük kimselere karşı nezaketli davranmalıyız.


 Büyükler biz gençlerin iyiliğini ister ve onun için bize yol gösterir, ihtiyaç duyduğumuzda onlardan nasihat alırız. Çünkü onlar hayatın deneyimlerinden geçmiş koca çınarlardır. Bundan dolayı en ufak bir şeyde onların kalbini kırmamalıyız, onları incitmemeliyiz. Çünkü onlar bize hayatı öğreten, bize destek olan saygıdeğer kimselerdir. Kırdığımız kalbi bir daha tamir etmemiz kolay olmayabilir. Onun için hal ve hareketlerimize dikkat etmeli , ölçülü davranışlarda bulunmalıyız. Onlara sesimiz yükseltmemeliyiz, onları eski kafalı olarak aşağılayıcı konuşmalar yapmalıyız. Böyle konuşmalar yapmak kişinin ne kadar karaktersiz olduğunun da göstergesidir. Onlara saygı göstermek kişinin kendi değerlerine, kendi kültürüne saygı göstermesi ve onu benimsemesi demektir aslında. Yaşlılar bizden yardım istedikleri zaman hemen onlara var gücümüz ile yardım etmeliyiz.


 Onların hayır duasını alırsak Allah da bizim işlerimiz yolunda götürür ve böylece biz de mutlu olmuş oluruz. Sevgili Peygamber efendimiz bu konu ile ilgili şunu söylemiştir: "Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir.”  Bu sözden de saygının ne denli önemli olduğunu anlayabiliriz. 

Atatürk’ün Herhangi Bir Anısını Araştırınız.

 Atatürk’ün Herhangi Bir Anısını Araştırınız.


Mustafa Kemal’in Cumhurbaşkanı olduğu yıllardı. Mustafa Kemal bir sabah arkadaşları ile Çankaya’da gezmeye çıkmıştı. Mustafa Kemal’in o sırada yanına küçük bir çocuk yaklaştı ve  Mustafa Kemal de çocuğu yakaladı. Çocuğun gözlerine bakarak

- Adın ne senin bakayım:

- Cemil

-Çankaya’da mı oturuyorsun Cemil?

- Hayır, Ayrancı’da oturuyorum

- Mektebe gidiyor musun?

-  Bu soru karşısında çocuk Çocuk başını  hızla öne doğru eğdi.

- E…  Ne okuyorsun mektepte?

- Her bir şey okuyoruz.

- Peki Cemil, sen benim kim olduğumu biliyor musun?


- Çocuk zeki bakışlarını Mustafa Kemal2in üzerinde gezdirmeye başladı.

- Sen Gazi Paşasın

- Mustafa Kemal tebessüm etti ve gülümsedi.

- Olmadı Cemil, ben senin Gazi Paşan değilim. Sen beni Gazi Paşa’ya benzettin.

Yok benzetmedim, iyi biliyorum sen Gazi Paşasın.

- Nereden biliyorsun peki?

- Çünkü,  dedi sana hiç kimse benzemez…


- Mustafa Kemal'in çelik gibi bakan gözleri nemlendi. Daha sonra Cemil ile biraz daha sohbet etti ve ona büyüdüğü zaman hangi işi yapacağını falan sordu.

Sonra O’nu oyuna iade edip yoluna devam ederken yanındakilere döndü:
- “Milletin bağrında temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri ona bırakacağım ve gözüm arkamda kalmayacak” dedi.

Cumhuriyet 100 Yaşında Konulu Hikaye Örneği

Cumhuriyet 100 Yaşında Konulu Hikaye Örneği


Bir hafta önce başlamıştı hazırlıklar. Öğretmenimiz sınıfımızı süslemiş bizde ona yardım etmiştik. Türk bayrakları, Atatürk bayrakları, asker bayrakları ile donatmıştık sınıfın her yanını. Balonlar ve daha çeşit çeşit süslemeler….


Hepimiz çok heyecanlıydık çünkü yarın bizim cumhuriyetimiz koca bir asır oluyor 100 yaşına giriyordu. Dile kolay tam 100 yıl, nice anılar, hikayeler, emekler, ayrılıklar ve en sonunda halkın egemenliği, milletin iradesi. Okul çıkışı herkes evine dağıldı ve akşamdan erkenden kalktım. Sabah uyandığımda güneş bugün cumhuriyet için doğmuştu sanki. Öyle bir aydınlatmıştı ki odamı gözlerim kamaştı. E güneş biliyor bu koca dev eserin 100 yaşında olduğunu. Ondandır diye güldüm kendi kendi kendime. Babam niye gülüyorsun Akın dedi. Hiç dedim. Biliyorum bugün okul ile  bir kutlama yapacaksınız ondan değil mi dedim. Evet evet dedim . Daha sonra kahvaltımı yaptım ve doğru okula gittim. Okul çevresi velileri, öğretmenler ve öğrenciler ile dolmuştu. Annem ve babam da başka okulda öğretmen olduğu için onlarla büyük meydanda buluşacaktık. Okulda hemen sıra olduk, cumhuriyet temalı şiirler, okundu, kompozisyonlar okundu ve kısa gösterilersen sonra sıra halinde büyük meydana koştuk ve ora tıklım tıklım doluydu.


 Çocuklar, gençler, yaşlılar ellerinde Türk bayrakları ile doldurmuştu alanı. Herkesin gözünde umut, mutluluk ve heyecan vardı. Yaşlı nineler bile var. Koca Paşa , büyük Atatürk var ol, iyi ki bu dünyadan geldin geçtin diyerek Atatürk’e olan minnetlerini dile getiriyorlardı. Duygulandım ve gözümden birkaç damla yaş geldi. Daha sonra ülkemizin cumhurbaşkanı çıktı kürsüye cumhuriyetin anlam ve önemi ile ilgili kısa bir konuşma yaptı. Sonra başladı gösteriler, başladı cumhuriyet naraları ve başladı büyük bir demokrasi şöleni… Halk egemen, halk konuşan, halk sevinç çığlıklarını duyuran…. Annem ve babamı gördüm. Onlar da öğrencilerinin yanındaydılar. El salladım, gülümsedim, mutlu oldular. Sonra bir ses yükseldi meydandan. Hep birlikte cumhuriyet şiirini okumaya başladık:

Cumhuriyet hürriyet demek

Cumhuriyet özgürce yaşamak

Uygarlığa, çağdaşlığa

Durmadan, yılmadan, koşmak demek

Cumhuriyet mutluluk demek,

Cumhuriyet kol kola yürümek

Uygarlığa, çağdaşlığa durmadan, yılmadan koşmak demek....

İşte böyle bir günde girdi 100 yaşına cumhuriyet.  Sonra yorulduk ama mutlu bir sonla bitti gün. Çünkü cumhuriyeti, o koca dev eseri 100 yaşına tek başına girdirmedik. Neşelendik, hüzünlendik, yeri geldi ağladık ve ama sen varsın diye bunlar hep. 


Yaşın devam etsin, sen hep var ol cumhuriyet. Hep beraber bir ses yükseldi meydandan Bize getirdiğin yenilikler için sana sonsuz teşekkürler Mustafa Kemal. Ruhlarınız şad, mekanınız cennet olsun vatan için çarpışmış, vatan için şehadet şerbetini içmiş Mehmetçikler… denildi ve kısa bir süre sessizlik oldu meydanda. İnsanlar duygulanmış, ağlıyordu. Ne ağlamak ama... Bu zafer ağlamasıydı, bu Mustafa Kemal'e olan özlem, minnet duygusuydu. Doğum günün kutlu olsun Türkiye Cumhuriyeti2nin gözbebeği olan Cumhuriyet.