Nuri Pakdil Hakkında Bilgi Veriniz.

 

Nuri Pakdil Hakkında Bilgi Veriniz.


Nuri Pakdil Yedi Güzel Adam’dan biridir. Hatta Yedi Güzel Adam’ın yıllar önce Trt 1 de dizisi de yapılmıştır. O diziyi islediğiniz zaman Nuri Pakdil hakkında daha detaylı bilgi edinebilirsiniz. Nuri Pakdil İstanbul Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur. İlk şiir ve denemelerini Kahramanmaraş’ta Demokrasiye Hizmet Gazetesi’nde yayımlamıştır. Nuri Pakdil, 2013'te Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü'ne, 2014'te de Necip Fazıl Saygı Ödülü'ne layık görüldü. Eserlerinde dünya ve estetik görüşünü İslami referanslara dayandırmıştır. Öz Türkçe sözcükler ve devrik cümle kullanımı ile dikkat çekmiştir. Nuri Pakdil, yazmanın kendisi için ne anlam ifade ettiğini şu şekilde açıklamıştı:


"Benim için yazı yazmak bir bakıma savaşmak demektir. Çünkü yazılarımda, her türlü putçuluğa karşı, her türlü yabancılaştırmaya karşı, her türlü sapmalara karşı vermekte olduğum savaş anlatılmaktadır. Yazılarımda kirli mülkiyet tutkusunun insanı ele geçirmesi anlatılmaktadır. Yazılarım, kapitalizme ve sömürü düzenine karşı bir tepkiyi, bir eleştiriyi ifade etmektedir."


Nuri Pakdil, üst solunum yolları enfeksiyonu nedeni ile kaldırıldığı Ankara Şehir Hastanesi'nde 18 Ekim 2019'da öldü. Cenazesi, Hacı Bayram Veli Camiisinde  kılınan cenaze namazının ardından Taceddin Dergahı'nda defnedildi.


Eserleri şunlardır:

 Şiir: Anneler ve Kudüsler, Osmanlı Simitçiler Kasidesi, Ahid Kulesi, Sükut Suretinde.

Gezi: Batı Notları

Deneme: Klas Duruş, Bir Yazarın Notları, Biat Bağlanma, Otel Gören Defterler, Derviş Hüneri, Arap Saati, Edebiyat Kulesi, Kalem Kalesi

Tiyatro: Korku, Umut, Bir Avuç Güneş, Put Yapımevleri, Kalbimin Üstünde Bir Avuç Güneş.

Evrendeki Her Varlığı Sevme Hakkında Bilgi Yazısı

 

Evrendeki Her Varlığı Sevme Hakkında Bilgi Yazısı


Evrendeki her varlığı yaratan alemlerin yaratıcısı olan Yüce Allah’tır. Allah evreni o kadar düzenli ve uyumlu yaratmıştır bu uyumu ve düzeni Allah’tan başkası bozamaz. Çünkü o her şeyin sahibi, kudret sahibi Rabbimizdir. Yüce Allah’ın yarattığı her varlığa şefkat ile muamele etmeliyiz ve her varlığı sevmeliyiz.  Çünkü her varlığı yaratan yine Allah’tır. Kimseye tepeden bakmamalıyız. Kibirden uzak durmalıyız.


 Cömert, güzel ahlaklı, dürüst ve güvenilir bir Müslüman olmalıyız. Elimizden ve dilimizden emin olunan kimselerden olmalıyız. İnsanlara karşı hoşgörülü olmalıyız, kimseye karşı ön yargılı davranmamalıyız. Yunus Emre’nin de dediği gibi Yaradılan'ı hoş gör Yaradan’dan ötürü sözü ile hareket etmeliyiz. Ben değil biz düşüncesi ile hareket etmeliyiz. Sevgiyi paylaşmalıyız, paramızı, ekmeğimizi paylaşmalıyız. Paylaşarak sevgilerin artacağını, severek, hoş görerek Allah’a  daha yakın olunacağını bilmeliyiz. İnsanlara hoş görü ile yaklaşmak ve onları sevmek, hayvanları sevmek aynı zamanda Allah’ı da sevmektir. Çünkü insanları, hayvanları ve bitkileri de yaratan Allah’tır. 


İnsanları kusurları ile kabul etmek, affetmeyi bilmek ve kusur gören gözlerimizi kör etmek sevmenin belirtileridir. Allah’ın yarattığı her şeyi gerçek anlamda sevdiğimizde şikayeti de bırakmış oluruz. Yeter ki biraz anlayışlı olalım, yeter ki biraz düşünelim ve sevmeyi gönülden yapalım. Gönül yıkmayalım, kırmayalım kalpleri.

Sait Faik Abasıyanık’ın Son Kuşlar Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Sait Faik Abasıyanık’ın Son Kuşlar Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

 Doğanın dengesi ile oynanması sonucu doğanın tahrip edilmesine değinilmiştir Gençlere kötü bir gelecek miras kalacaktır.. Doğa, insanlar için önemlidir. Çimlere zarar vermek ve kuşları öldürmek gibi davranışlar çocuklardan uzak tutulmalıdır. Doğanın tahrip edilmesinde belli kuruluşlar önlemler almalı ve  gerekli  yaptırımlar uygulanmalıdır.


 Son Kuşlar kitabında geçen özlü sözler şunlardır:


“İnsanlar tuhaf! Kendilerini sevmeyen, önem vermeyene daha bir büsbütün tutuluyor, kendisini küçük görür gibi olana musallat oluyorlar.”

“Ah, bu insan yüzleri! Her şeyimizi bağladığımız, durmadan yanıldığımız, istediğimiz kadar bol hasletler, adilikler, iyilikler, kötülükler, delilikler, akıllılıklar, sevdalar yüklediğimiz insan yüzleri. Yanılsak da zararı yok! Bu yüze olmazsa ötekisine yükleriz saydıklarımızı.” Yanılmamız muayyen bir insan içindir, insanlar için değil. O halde yanılmıyor sayılırız.


"Hiçbir şey seni sevmekten beni alıkoyamaz."

“Yazı yazmam için bana çiçek, kuş hürriyeti değil, içimdeki aşkın, deliliğin, oturmaz düşüncenin hürriyeti lazım.”

“Felaketlerin en büyüğü akıldır. Onu yarım yamalak bile olsa, bulduktan sonra kaybetmek, ölümlerin içinde en dehşetlisidir.”

“Küçücük hürriyetler değil, alabildiğine yüz verilmiş bir çocuk hürriyeti istiyordum.”

“Bir insanın yüzüne doğuştan gelip oturmuş gülüş, üzülüş, düşünüş gibi şeylerin hiç uçmaması lazım. Uçtu mu sanki kişi ölmüştür. Yalnız ölünün yüzünde mâna yoktur.”

“Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama çocuklar sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak. Benden hikayesi.”

“Öyle tuhaf güldü ki, bütün derdini anladım..”


“Hiç içinize taş gibi, ağır bir su gibi bir sevgi oturdu mu ?”

“Bilmem kendisi de bu elinin her şeyi güzel ettiğinin farkında mıydı? Farkında olmasa bu kadar mütevazı olur muydu hiç?”

Sıradaki Astronot Ben Olmalıyım O İş Bende Konulu Kompozisyon

 

Sıradaki Astronot Ben Olmalıyım  O İş Bende Konulu Kompozisyon


Ülkemizde de artık ile uzay ile ilgili çalışmalar hız kazanmaya başlamıştır. Uzaya ilk giden Türk ise Alper Gezeravcı olmuştur. O hepimizin milli gururu olmuş ve hepimiz,  bizden biri uzaya gitti diye çok mutlu olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Artık sıra bende. Sıradaki astronot ben olmalıyım çünkü uzayın gizemlerini merak ediyorum. Uzayda yaşam varsa, varsa orada yaşayan uzaylılar nasıl bir gün geçiriyor tüm bunları merak ediyorum. 


Mars’ta yaşam olup olmadığını, orada yaşam olup olmadığına dair ne gibi ipuçları olduğunu oraya giderek bulmak istiyorum. İyi bir jet pilotu olup, iyi bir astronot olarak merak ettiğim   konuları öğrenmek için can atıyorum. Yerin üstünde bir yaşam olup olmadığını öğrenmeye çalışacağım ve bunun için de fizik kurallarını çok iyi öğreneceğim, derslerimde çok başarılı olacağım ve iyi bir pilot olarak, iyi bir bilim insanı olarak sıradaki astronot ben olacağım. Uzay istasyonundan  yaklaşık kırk altı dakikada bir Güneş’in doğuşunu ve batışını izlemek istiyorum. Venüs yıldızını görmek ve o yıldız hakkında daha ayrıntılı araştırma yapmak istiyorum. 


Gece olduğu zaman ışı ışıl olan gökyüzünü doyasıya seyretmek istiyorum. Günümüzde kullandığımız mikrodalga fırınlardan uzaktan kumandalara, kışın bizleri soğuktan koruyan ince ama etkili montlardan gözlüklerimizde ve telefon ekranlarımızda kullanılan çizilmez camlara kadar birçok teknoloji bu uzay çalışmaları sayesinde keşfediliyor ve kullanılıyor. Aynı zamanda insanlığın gökyüzüne olan merakı da giderilmiş oluyor. Uzay çalışmalarında geliştirilen teknolojilerle belki de ileride o filmlerde gördüğümüz uçan arabalar bile gerçek olabilir. 


Yer çekimsiz  ortamın insan vücudunda ne gibi değişikler yarattığını görmek için uzaya gitmek istiyorum. Bunu da dünya üzerinde sağlayamadığımız için ancak uzayda sağlayabiliyoruz. Bunun için uzaya gitmek istiyorum. Alper Gezeravcı’nın uzaydaki ilk sözü ise Mustafa Kemal Atatürk'ün “İstikbal göklerdedir.” sözü olmuştur.

Fazla Bilinmeyen 10 Atasözü ve Anlamları

 

Fazla Bilinmeyen 10 Atasözü ve Anlamları

 

1) Ziyan olan koyunun kuyruğu yağlı olur: İnsan, içinde bulunduğu durumun veya elinde olan fırsatın ne kadar değerli olduğunun farkına pek varmaz. Ancak onu kaybettikten sonra değerini anlar ama artık iş işten geçmiş olur.

 

2)Yüzüne bak da sütünü öyle sağ: İnsanın içi dışı birdir. İç güzelliği, dış güzelliğine yansıdığı gibi işine de yansır ve böylece işi de güzel olur. Böyle kimseler iş yapmak da iyi olur.

 

3) Yabancı kim, kör o: Bir yere gelen yabancı, orada satın alınacak şeylerin nerede bulunduğunu, nerede yemek yenilmesi gerektiğini, nerede kalınması gerektiğini, oradaki kişilerle nasıl bir ilişki içinde olması gerektiğini bilemez. Yani kör bir insan gibidir.

 

4)Taş atmakla deniz bulanmaz:  İyi niyetli, ahlaklı ve başarılı kimseye atılan iftira onun değerini azaltmaz.


 

5) Ona hatır, buna hatır, bana kahır: Herkesin derdi ile dertlenen kişinin en sonunda kendini üzüntü içinde bırakır. Dert sahibi olur.

 

6)  Köşe taşı köşede yakışır: Üstün nitelikli, bilgili, yetenekli kişi layık olduğu önemli bir işin başında bulunmalıdır.

 

7) Keskin kılıç kınını kesmez: Sert ve öfkeli kişinin onu destekleyenlere, yardım edenlere zararı olmaz.

 

8)  Kanaat gibi devlet olmaz: Aşırı hırs göstermeyip elindekiyle yetinen kişi sıkıntı çekmez.

 

9)  Kan kus, kızılcık şerbeti içtim de: Kişisel dertlerimizi içimizde saklamalı, başkalarının öğrenmesine meydan vermemeliyiz. Kötü olan durumumuzu iyi gibi göstermeye çalışmalıyız.

 

10)  Hıyarım var diyene tuz alıp seğirtme: Bilmediğin veya iyi anlamadığın bir iş için yaparım diye ortaya çıkma.

Mevlana’nın Yedi Öğüdünü Kısaca Açıklayınız.

 

Mevlana’nın Yedi Öğüdünü Kısaca Açıklayınız.


1- Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol:  İnsan bu dünyada belli bir süre yaşayacaktır. Onun için iyi anılmak gerekir. Bundan dolayı da gönlü bol insan, cömert insan olmak bizi değerli kılar. Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi olmalıyız. Yoksula, yetim ve öksüze kol kanat germeliyiz. Cömertlik en çok da zengin olanlara yakışır. Bunun için cömert olunmalıdır. Sevgi göstermede, merhamet etmede, birine yardım etmede cömert davranılmalıdır.


2- Şefkat ve merhamette güneş gibi ol:  Şefkat ve merhamette güneş gibi olmalıyız. Nasıl ki güneş bizden sıcaklığını esirgemiyorsa bizde insanlara sıcaklığımızı, sevgimizi ve merhametimizi esirgememeliyiz. İçimizdeki acıma duygusunu, sevme duygusunu asla yitirmemeliyiz. Allah2ın yarattığı varlıklara şefkat ve merhamet ile muamele etmeliyiz ki insan olduğumuz, duyarlı  canlı olduğumuz belli olsun.


3- Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol:  Başkalarında kusuru gören gözlerimizi kör etmeliyiz. Çünkü insanlarda kusur aramak kötü ve bir özelliktir. Kötü bir meraktır. Her insanın hatalarının olması son derece normaldir. O hataları hoş görüp kendi hatalarımızı düzeltmeye çalışmalıyız. Kimsenin açığını, eksiğini armaya çalışan basit ruhlu kimselerden olmamalıyız.  Kusurları görmezlikten gelmeyi, hoşgörülü olmayı, dilimize hakim olup kusur bulmamayı, iyi insan olmayı ilke edinmeliyiz.


4- Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol:  Öfkemize hakim olmalıyız. Çünkü insan öfke anında ne yapacağını bilmeyebilir ve istenmeyen sonuçlara neden olabilir. Onun için sakin ve sabırlı olmak, gönül kırmamak bizi her zaman daha  mutlu edecek ve gereksiz pişmanlıklar da yaşamamış olacağız. Onun için ölü gibi olmalıyız öfke anında.


 5- Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol:  İnsanlara tepeden bakan, kibirlilerden olmamalıyız. Yapılan iyilikleri yüze vurmamalıyız. Nezaket sahibi, alçakgönüllü insanlardan olalım ki hem kul hem de Yüce Allah sevsin bizi.


6- Hoşgörülülükte deniz gibi ol:  Hoşgörülükte deniz gibi geniş olmalıyız. İnsanlar bir hata yaptığı zaman hemen onları silmemeliyiz. Affetmesini bilmeliyiz ve yufka yürekli olmalıyız. Ön yargıyı bırakmalı, aramızdaki kardeşliği, sevgiyi yaymalıyız.


7-Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol:  Bir öyle bir böyle olmamalıyız. Neysek o olmalıyız. Yani gerçek kişiliğimizi insanlara göstermeliyiz. Riyakar olmamalıyız. Doğru, dürüst ve güvenilir insanlardan olmalıyız. Yapmacık ve samimiyetsiz değil samimi ve doğru insan olmalıyız.