Büyüklerinizden Beklentileriniz Nelerdir Konulu Konuşma

 

Büyüklerinizden Beklentileriniz Nelerdir Konulu Konuşma

Büyüklerimiz bizden daha deneyimli olan, bizleri çok seven ve yeri geldiği zaman bize kızan, bize doğru yola gösterenlerdir.

Sevgili öğretmenim,

Büyüklerimden beklentilerim şunlardır. Büyüklerimiz bizim bazen çocuk olduğumuzu unutup her işi anında yapmamızı bekliyorlar ama biz onlar kadar her zaman daha hızlı ve daha başarılı olmayabiliriz. Çünkü onlar kadar büyümedik ve onlar kadar olgunlaşmadık henüz. Mesela büyüklerimiz bize yalan söylemeyin diyorlar ama kendileri yalan söyleyerek bize kötü örnek oluyorlar. Bizlere dedikodu yapmayın diyorlar ama komşularla dedikodular yapılıyor, çay günleri düzenleniyor ve hatta dedikodudan zevk alınıyor. Bence büyüklerimiz bize bu şekilde örnek olmamalıdır. Onlar böyle yaptığı zaman biz nasıl yalancı olmayalım ya da dedikoducu?  Mesela geçen gün annemler arkadaşları ile gün yaptılar, Kuran-ı Kerim okundu, dualar edildi ve sıra yeme içme faslına geçildi ve başladı konuşmalar. Hemen bir komşumuzun gelinin çocuğu yok diye konuşmaya başladılar. Bence bu çok ayıp ve yanlış. Orada olmayan bir gelin hakkında konuşmak yanlış, o kendisi hakkında konuşulanları duysa üzülürdü ve zaten çocuğu olmuyormuş bir de bunların yaptığını duysa daha çok üzülürdü. 


İşte bunun için önce büyüklerimiz  davranışları ile bize örnek olmalı, arkadan konuşmayı bırakmalı ve yüze söylemeyi tercih ederek daha dürüst davranmalılardır. Mesela kibar olmamız gerektiğini söyleyip bize kaba davrandıkları zaman tutarlı olmuyorlar. Onlar bize örnek olacak ki biz de onları örnek alarak daha iyi çocuklar olacağız. Büyüklerimiz bizi, bizden daha çalışkan olan komşu çocukları ile, okul arkadaşlarımız ile kıyaslamamalıdır. Çünkü her çocuk çok çalışkan olmayabilir. Bize gayret etmemiz gerektiğini elbette söylememeliler ama bize yetersiz dememelidir. Çünkü hiçbir çocuk sen yetersizsin sözüne mutlu olmaz ve çok üzülür ve canı yanar. Daha iyi olman gerekir diye daha nazik bir iletişim dilini seçmelidir. Anne ve babamız bizlerin yanında tartışmamalı, ailenin maddi sorunlarına biz şahitlik etmemeliyiz. 


Çünkü böyle olunca çok üzülüyorum ve kendimi aileme yük gibi görüyorum. Bunu kesinlikle özel olarak tartışmamalılardır. Kötü alışkanlıklar edinmemelilerdir. Örneğin; sigara içmek, alkol almak gibi. Ev içinde şiddet olmamalı özellikle de çocuklara yönelik fiziksel ve psikolojik şiddetle olmamalıdır. Büyüklerimiz bizi sevmeli korumalı, bize güven vermelidir. Bir ortamda önce çocukların karnı doyurulmalı sonra büyükler yemelidir. Çünkü çocuklar küçük ve onlar daha sabırsızdır ama büyükler sabredebilir. Bizi hemen yargılamadan suçlamayı bıraksalar çok iyi olur. Çünkü hemen suçladıkları zaman çok üzülüyoruz. Bizi olduğumuz gibi kabul etsinler ve bizi çok sevip ilgilensinler. Beni ilgi ve sabır ile dinlediğiniz için teşekkür ederim.

Sosyal Medyanın Toplumsal Açıdan Olumsuz Etkileri Nelerdir?

 

Sosyal Medyanın Toplumsal Açıdan Olumsuz Etkileri Nelerdir?


İnternetin hayatımıza girmesi yaşamımızda kolaylıklar sağlamıştır ama kolaylıkların yanında sosyal medya bağımlığı sonucunda insanlarda olumsuz davranışlarda artmaya başlamıştır. Sosyal medyaya bağımlı bir nesil yetişmeye başlamıştır. Oradan izledikleri etik olmayan davranışlar ne yazık ki en çok gençlerde olumsuz yönde değişime neden olmuştur.  


Sosyal medyanın toplumsal açıdan olumsuz etkileri şunlar olmuştur: Bilgi kirliliği, siber zorbalığa maruz kalma, sosyal medya bağımlılığı artmıştır. Sosyal medya yüzünden mahremiyet denilen kavramlar önemini yitirmeye başlamıştır. Kişisel verilerini her yer de paylaşılması sorunlara neden olmuştur. Başka insanların yaşamını izleyerek oradan etkilenen insanlar kendi yaşamlarını beğenmemeye başlamış ve bu da gençler ve aileler arasında çatışmalara ve çeşitli sorunlara neden olmaya başlamıştır. Yetersizlik hissi, kendini değersiz görme ve mutsuz psikoloji içerisine girme konusu ortaya çıkmıştır. Spor salonlarında, ofislerimizde, parklarda ve bahçelerde anın tadını çıkarmak yerine sosyal medya paylaşımları yapılmaya başlanmıştır. 


Yüz yüze iletişim azalmaya başlamış ve sosyal medya aracılığı ile iletişim daha sanal bir ortamda yapılarak her türlü yalanlar da söylenmeye başlanmıştır. Kişilerde yetersizlik ve özgüven düşüklüğüne neden olmaya başlamıştır. Sosyal medya kullanımının kişilerin iş ve günlük performansını olumsuz etkilemeye başlamıştır. Toplumun ahlaki yapısında bozulmalar başlamış, kültürümüze ters olan davranışlar normalleştirilmeye başlanmıştır.

 

Ön Yargının İletişim Açısından Zararları Konulu Kompozisyon Yazınız

 

Ön Yargının İletişim Açısından Zararları Konulu Kompozisyon Yazınız.

 Türk Dil Kurumunun açıkladığı tanıma göre ön yargı; kişilerin kaynaklara bağlı kalmadan peşin olarak fikirlerini belirtmesi durumudur. Kişiler belirtmiş olduğu düşüncelerini, peşin yargı yaparak belirtme durumudur. Ön yargı insanları ayrıştıran, hoşgörüyü ortadan kaldıran, insan ilişkilerine nefret tohumu eken bir yanılmadır aslında. Hiç tanımadığımız insanlar hakkında ne kadar çabuk yorum yapıp o kişi ya da kişileri hemen bir kalıba koyabiliyoruz. İnsan diline hakim olmalı, tanımadığı biri hakkında hemen ön yargıya kapılmamalıdır. İşi zamana bırakmalı ve iletişim dilini kullanmayı tercih etmelidir.


 Ön yargı insanlar ile aramızdaki iletişime büyük zarar verir. Samimiyet olmaz, ortak duygu ve düşünceleri paylaşma olmaz, kişiye kendini tam ifade etme imkanı verilmediği için hoşgörüsüz davranışlara devam edilir ve bu da iletişime büyük bir darbe vurur. Toplumda çatışma, toplumda ayrışmalar ortaya çıkar. Güzel arkadaşlıklar ve dostluklar kurulmasını engeller. İnsan ilişkileri henüz başlamadan biter. İnsanlar birbirine küser ve arada sevgi, saygı, merhamet olmaz.


 İşte bunların olmaması için ön yargıdan uzak durulmalı, insana yakışır hal ve hareketlerde bulunulmalıdır. Ön yargının yanlış bir davranış olduğu ile ilgili şu sözü de unutmamak gerekir: “Önyargılı olmak, daima zayıf olmak demektir.” Samuel Johnson. Zayıf insan olmamak için, daha güçlü daha hoşgörülü ve insan sevdalısı olmak için ön yargıdan uzak durmalıyız.


Başkalarının Sözünü Takmamak İle İlgili Hikaye Yazınız

 

Başkalarının Sözünü Takmamak İle İlgili Hikaye Yazınız


Hava yağmurluydu bugün. Sonbahar mevsimi gelmiş, yapraklar dökülmeye başlamıştı. Okullar açıldığı için okula gitmeye devam ediyorduk. Bu hafta sınav haftasıydı ve matematikten yazılımız vardı. Geçen hafta öğretmenimiz beni tahtaya kaldırmış ve bir soru sormuştu bende  çok iyi çalışmadığım için o soruyu yapamamıştım ve sınıfta bazı arkadaşlarım zil çalınca benimle alay etmeye başladılar ve çok basit bir problemi bile çözemedin Mehmet dediler. Bana kıs kıs gülüyorlardı. 


Kendimi çok kötü hissettim ve o gün eve gittiğimde ağladım. Babam ve annem yanıma gelip neden ağladığımı sordular. Abim de yanıma geldi ve bana sarılarak aldırma oğlum ne aldırıyorsun başkasının sözlerine bir dahakine daha iyi çalışırsın soruları yaparsın dedi. Abim hemen eline kağıt ve kalem aldı ve matematik sınavına hazırladı. Çok iyi bir şekilde hazırlandım bu sınava. Arkadaşlarımın benimle alay etmesi umurumda değildi artık. Kendime güvenim gelmişti ve çoğu konuyu çok iyi biliyordum. Sınav zamanı geldi ve sınava girdim. Sınavım harika geçti ve matematik yazılısından doksan dört aldım. 


Benimle dalga geçenler ise elli beş, altmış aldılar. Onlara aldırmadan kendimle barışmıştım ve onların lafına kafayı takmadığım için, çalıştığım için başarılı olmuştum. Başkalarının sözüne ve davranışalrına bir daha takılmadım ve kendi yolumda yürümeye devam ettim.

Hayalini Kurduğunuz Dünyayı Bize Kısaca Anlatınız.

 

Hayalini Kurduğunuz Dünyayı Bize Kısaca Anlatınız.


Her insanın hayata dair hayalleri vardır, umutları vardır, beklentileri vardır. Bu hayaller biz çocuklarda daha fazladır. Çünkü biz çocuklar  güzel bir dünyayı hak ediyoruz ve kötülüğü hak etmiyoruz. Hayalini kurduğum dünyada insanlar birbirini daima sevsin ve daima birbirine saygı göstersin isterdim. Dünyada çıkar çatışmaları yüzünden olan savaşlar son bulsun ve çocuklar ölmesin isterdim. Hiçbir çocuğun burnu ile kanamasın ve hiçbir çocuk yaralanmasın, üzülmesin, gözlerinden yaşlar gelmesin gözlerinden mutluluk yaşları geldin isterdim. Her çocuk karnı tok olsun, aç çocuklar olmasın, susuz çocuklar olmasın isterdim.


 Dünyadaki tüm oyuncakları zaten zenginlerin çocuğu oynamasın oyuncaklar hepimize dağıtılsın hepimiz oynayabilelim isterdim. Dünyada adaletsizlikler son bulsun, insana verilen değer artsın isterdim. Çocuklara her şey bedava olsun isterdim. Mesela okula giden her çocuğun ayakkabısı kaliteli olsun, montu kaliteli olan, okul eşyaları kaliteli olsun ve çocuklar hep mutlu olsun isterdim. Tüm çocuklar güzel ahlaklı olsun ve aileler çocuklarına güzel ahlak konusunda örnek olsun isterdim. Dünya barışı ve dünya kardeşliği olsun her yıl 23 Nisan’da dünya çocukları ile dünya barışına katkı sağlayalım isterdim. Babalar çocuklarına istediği her şeyi alabilsin ve iş bulamadıkları için üzülüp ağlamasınlar isterdim. Anne ve babalar maddi sorunlar yüzünden tartışıp birbirlerine kırgın olmasın, birilerini kırmasın isterdim. 


İstediğim kadar kitaplarım olsun ve hiçbir kitaba para vermeyim ama o kitapları doya doya okuyum isterdim. Maddi durumu iyi olan insanlar hep kendilerine daha çok güveniyorlar. Çünkü paraları var ve güvenleri de oluyor. Maddi durumu olmayan ise daha pasif kalıyor ve kendine güveni az oluyor. İşte bunun için de herkesin maddi durumu iyi olsun ve kimse kimseye kulluk etmesin isterdim. yani herkes kendine güvensin, herkes zengin olsun isterdim. Hiç kimse kibirli olmasın, havalı olmasın , sadece iyi insan, güzel ve ahlaklı insan olsun isterdim. Anne babalar boşanmasın, ailede sadakat olsun, insanlar birbirine güvensin isterdim. Kimse kimseyle dalga geçmesin, herkes bakımlı olsun, varlıklı olsun isterdim.


 İnsanlar yoksulluktan dolayı kötü işlere bulaşmasın, kadına şiddet son bulsun, çocuğa şiddet son bulsun isterdim. Ülkemizin dünyanın en gelişmiş ülkesi olsun isterdim. Ülkemizde herkesin bilime ve tekniğe önem vermesini isterdim. Yurtta barış dünyada barış olsun isterdim ve herkes mutlu, huzurlu, bilinçli ve eğitimli insan olsun isterdim. Her türlü ahlaksızlar son bulsun, insanlık adına utanç verici  davranışlara şahit olmayalım isterdim ve daha güzel olan çok şey isterdim. Benim hayallerim bunlardır.

Sabır İle İlgili Konuşma

 

Sabır İle İlgili Konuşma

Başarı, mutluluk, hayallerin gerçekleşmesi, sağlam dostlukların ve arkadaşlıkların kurulması için zaman geçmesi gerekir. İşte bu zaman da sabır sayesinde olur. İstediğimiz bir şey hemen gerçekleşmez. Çünkü her şeyin bir süreci vardır. Bu süreç de sabırla olur.


Sevgili öğretmenim,

Hayat her zaman istediğimiz gibi gitmeyecektir. Güzel günlerimiz olduğu gibi bizim beklemediğimiz kötü günlerimizde olabilir. Mesela başarılı olmak için çok çalıştığımız bir sınava sonucundan istediğimiz başarıyı elde etmemek bizi üzer ve bu durumda kendimizi çok kötü hissedebiliriz. Buna rağmen hayata dört elle sarılmak ve tekrar çalışmak, tekrar sınava girmek ve başarılı olmak için mücadele etmek gerekir.

 

 İşte bunun için de sabır olmalıdır. Sabırlı bir şekilde yola devam edersek istediğimiz hedeflerimize er geç ulaşırız. Yeter ki umudumuzu kaybetmeden çalışmaya devam edelim. Her şeyde sabır vardır aslında. Örneğin; eskiden annelerimizin dokuduğu halılar, el işlemeleri, havlular, çoraplar bunların hepsi birer sabrını ürünüdür. Ya da başarılı bir bilim insanı olan Aziz Sancar’ın dünya çapında büyük bir başarıya adım atması, Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nı başlatarak ülkemize cumhuriyeti getirmesi  vb. İşte tüm bunlar bu büyük insanların çalışmaları, kararlılıkları, sabrı ve azmi sayesinde gerçekleşmiştir.

 

Sabır ile ilgili şu söz de çok önemlidir: “ Sabret ki her şey hissettiğin gibi olsun, sabret ki her şey istediğin gibi olsun der Mevlana. İşte bunun için de her zaman sabırlı olmalı, umudumuz kaybetmeden güzel günlerin olacağına inanarak çalışmaya devam etmeliyiz. Sabırla koruk helva olur diye de atalarımız boşuna dememiştir. Yani acı olan şey sabır ile tatlı hale gelir elbet bit gün. Beni dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.