Okulda ve Evde Disiplinli Olmanın Önemi İle İlgili Konuşma

 

Okulda ve Evde Disiplinli Olmanın Önemi İle İlgili Konuşma


İşlerinde disiplinli hareket eden kimseler er geç de olsa başarıya ulaşacaktır. Çünkü disiplin insanı düzene sokar ve zaman boş yere akıp gitmez. Disiplin insanın zamanı kıymetlidir.


Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,


Okulda ve evde disiplin olmak kişiye yaşamda büyük kazançlar sağlar. Kişi küçük yaşlarda edindiği disiplin sayesinde ileride iş yaşamında, aile yaşamında, arkadaşlık yaşamında da zorluklar çekmez. Okula gittiğimiz zaman okulun kurallarına uymalıyız, okul eşyalarına zarar vermemeliyiz, öğretmenlere karşı aşırı rahat davranışlar sergilememeliyiz. Derslerimize düzenli olarak çalışmalı, ödevlerimizi düzenli olarak zamanında yapmalıyız.


Sevgili öğretmenim,


Evde de disiplinli olmalıyız. Yediğimiz içtiğimiz mutfağı temiz bırakmalı, çöpleri çöp kutusuna atmalıyız. Ailemize ev işleri konusunda yardımcı olmalıyız ve evimizi dağıtmamalıyız, odamızı temiz tutmalıyız. Yani disiplini hayatımızın her alanına yaymalıyız. Bir yer dağıldığı zaman orayı hemen temizlemeli, yarın yaparım mantığı ile hareket etmemeliyiz. Düzenli, tutarlı, kararlı olmalıyız. Çalışkan ve üretken olmalıyız. Disiplinli olduğumuz zaman daha güzel bir hayatımız olur ve zorlukları çalışarak, plan ve programlı harekete ederek aşabiliriz ve kendimizi daha iyi yerlere getirebiliriz.

Dünya Üç Gündür: Dün, Bugün ve Yarın. Dün Geçti Yarının Geleceği Belli Değil. Öyle İse Bugünün Kıymetini Bil Konulu Kompozisyon

 

Dünya Üç Gündür: Dün, Bugün ve Yarın. Dün Geçti Yarının Geleceği Belli Değil. Öyle İse  Bugünün Kıymetini Bil  Konulu Kompozisyon

 

Dünya üç gündür: Dün, bugün ve yarın. Dün geçti. Yarının geleceği belli değil öyle ise bugünün kıymetini bilmek gerek sözü ile anlatılmak istenen geçmişe takılıp kalmamak gerektiği, geleceğin ise henüz gelmediği için boş yere endişe etmenin gereksiz olduğunu, önemli olan şu anın değerlendirilmesi ve anın tadının farkına varılması gerektiğine vurgu yapmıştır.

 

 Yaşadığımız anın kıymetini bilmeliyiz. Mutluluğu,  umudu, sevinci sadece gelecekte aramamalıyız. Yaşadığımız anı mutlu ya da mutsuz kılmak bizim elimizde olan bir şeydir. Bundan dolayı şimdiye bakalım, geçmişe takılmayalım, geleceğin d ene olacağı belli olmadığı için ona da fazla kafa yormayalım. Biz anı yaşayalım, çalışalım, bugünü en iyi şekilde yaşamaya  bakalım ve hayatımızın her şeye rağmen güzel ve yaşanılmaya değer olduğunu bilelim.

 

 Dünde yani geçmişte kötü olaylar yaşanmış olabilir. Buna takılıp kalmamalıyız. Yani kendimizi boş yere  heba etmemeliyiz. Yarınların da neler getireceğini kestiremeyiz. Biz plan yaparız ama hayat bize değişik sürprizler getirebilir. Onun için anda kalalım, ana bakalım ve anla mutlu olalım.

Zamanı Verimli Kullanma Konusunda Konuşma Örneği

 

Zamanı Verimli Kullanma Konusunda Konuşma Örneği

 

“Boşa harcanan zaman, hayatın en pahalı lüksüdür. Çünkü zaman, geri alınamaz bir hazine gibidir.” der bir sözde. Gerçekten zaman insanlar için çok çabuk geçen ve bir anda nasıl bu kadar zaman çabuk geçti diye hepimizi şaşkınlığa uğratan andır. Zamanı verimli kullanmak ise kişinin iradesine bağlıdır.


Sevgili öğretmenim,


İradesi güçlü olan kimseler, aklını doğru işler için kullanmayı tercih eden  kimseler zamanın kıymetini çok iyi bilirler. Çünkü zaman onlar için en büyük hazine, en büyük yatırımdır. Her şeyin belli bir zamanı vardır. O zaman geçtikten sonra bazı şeylerde istenilen sonuca ulaşılabilse bile eski tadı vermeyebilir. Onun için zamanın kıymetini bilmeliyiz. Bizler de öğrenci olarak her anımızın değerini bilerek çalışmaya, yorulmaya, alın teri dökmeye devam etmeliyiz. 


Zamanımızı sosyal medyada değil kütüphanelerde, kitapların dünyasında, labatuvarlarda deney ve gözlem yaparak geçirmeliyiz. Verimli bir zaman, verimli bir gençlik  geçirmeli ve geleceğimize yön veren aydın insanlar olmalıyız. Vatanına ve milletine sadık olan ve onu çok seven öğrenciler zamanın kıymetini bilir ve bunun için de çalışmaya, alın teri dökmeye devam ederler.

 

Sevgili Öğretmenim,

Zamanı verimli kullanmak için önce disiplinli olmalıyız. Çünkü disiplin insanın yaşamını düzene sokar ve insanı daha özgür kılar. Bunun için de he işimizi belirli bir plan ve program doğrultusunda yapmalıyız. Gün içinde kendimize küçük hedefler koymalıyız ve bu hedefleri zamanında yapmalıyız. Yapamadığımız aman rahatsızlık duymalıyız ki bir dahaki sefere boşa zamanımız gitmemiş olsun. Derslerimiz için, eğlencemiz için, dinlenmemiz için günü saatlere bölelim ve hayatımıza çeki düzen verelim. 


Böyle yaptığımız zaman hem kendimize bolca vakit kalır, hem çalışmamıza hem de hayallerimiz gerçek olur. Bunun için zamana değer verelim. Zaman ile ilgili şu söz çok değerlidir: “Mutluluk başarıya  başarı ise  zamanı değerlendirmeye bağlıdır.” der Seneca. Bunun için zamanı verimli kullanmalıyız. Bir işi bitirdiğimiz zaman hemen başka bir işe koyulmalı ve emin adımlarla yolumuza devam etmeliyiz.

Sosyal Medyanın Toplumsal Açıdan Olumsuz Etkileri Nelerdir Konulu Konuşma

 

Sosyal Medyanın Toplumsal Açıdan Olumsuz Etkileri Nelerdir Konulu Konuşma


Sosyal medya hayatımızın bir parçası haline geldi artık. İnsanların elinde telefonlar, tabletler hızla artmaya başladı ve bu da insanların yüz yüze olan iletişimini ve etkileşimini olumsuz yönde etkilemeye başladı. İnsanlar birbirine daha az gide gelir oldu. Klavye delikanlılığı başladı ve insanlar yüzü yüz gelindiği zaman söylemeyeceği sözleri sosyal medyada yazmaya, tartışmaya başladı ve bu da sosyal medyanın insan ilişkilerine büyük bir olumsuz etkisi oldu.  Sosyal medya yüzünden  mahremiyet kavramı ortadan kalktı. Kullanıcılar kendi paylaşımlarını yaparken de başkalarının içeriklerini izlerken de mahremiyet konusuna önem vermemeye başladı. Özel diye bir şey kalmamaya başladı.


Sevgili öğretmenim,


Sosyal medya bağımlısı olan insanalar başkalarının aşırı konforlu hayatını izleyerek kendinde eksiklik olduğunu hissetmeye başladı ve bu da insanları iç içe yormaya  ve kendi kendini üzmeye neden oldu. Her türlü zorbalıklar arttı ve ağza gelen her söz klavye delikanlılığı ile yazıya dökülmeye başlandı. Her türlü özel hayat ifşa olmaya başlandı. Aile kavramı, gelenek ve görenekler, ana dile verilen önem azalmaya başlandı. İnsanlar birbirini internet üzerinden linç etmeye başladı. Her türlü kabadayılık ve küfürler artmaya başladı ve toplum ahlakı bozulmaya başladı. İnsanlar artık yüz yüz gelmemeye başladı.


 İnternette daha fazla zaman geçirilirken evde aile bireyleri birbirleri ile bile daha konuşmamaya başlar oldu. Bir bilginin doğru olup olmadığını henüz ispatlanmamışken insanlar hemen etiketlemek alışkanlık haline geldi. Bir araya gelen arkadaşlar, komşular, eş ve dostlar birlikte zaman geçiriyormuş gibi görünmeye başladı ama ne yazık ki herkes elindeki telefonu ile ilgilenmeye başladı. Bu da sosyal medyanın toplumsal hayata olan olumsuz etkilerini artırmaya devam etti. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Doğadan Uzaklaşan İnsanın Hayatı Zorlaşır Konulu Konuşma

 

Doğadan Uzaklaşan İnsanın Hayatı Zorlaşır Konulu Konuşma


İnsan doğanın bir parçasıdır. Çünkü doğa ile insan birbirini tamamlar. İnsan doğaya katkı sağlar, doğa ise yüzyıllardır zaten tüm canlılara katkı sağlamaktadır. Her ne kadar insan doğanın bir parçası olsa da zaman içinde bunu unutmaya başladı ve doğadan hızla uzaklaştı. Daha fazla para kazanmak için daha fazla yapılan evler, daha çok ağaçların yıkılması ve daha çok alışveriş merkezlerinin kurulması, paraya para katma, daha zengin olma, daha fazla mal hırsına kapılma insanı doğadan uzaklaştırdı ve insanı duygusuz bir varlığa dönüştürdü. 


Doğadan uzaklaşan insan doğanın güzelliklerinden, inceliklerinden de uzaklaşmaya başladı ve ruhsuz bir kimliğe büründü. Oysa doğa ile iç içe olan insanların daha güler yüzlü, daha sıcakkanlı ve daha hayat dolu olduğunu görebiliriz. Çünkü doğa ile yaşamak insana yaşama sevinci veriri ve insanı daha canlı, daha dinamik yapar.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım!


 Doğanın bir parçası olduğunu unutan insan, doğadaki yer altı yer üstü bütün zenginlikleri yalnız kendi çıkarları uğruna kullanmaya, kullanırken de yıkıp yok etmeye başladı. Bu dünyayı paylaştığımız öteki canlıları da… Kimi heyecan yaşamak için avlarda öldürdü hayvanları; kimi postu, dişi, eti, derisi için öldürdü. Yani doğanın doğal dengesi ile oynayarak, kendini doğadan soyutlayarak yaşama zevkinden mahrum kalmaya başladı insanoğlu. Bunun sonucunda da daha renksiz bir dünya, daha sıkıcı bir hayat başladı insanlar için. 


Çünkü karşılıksız mutluluğu insanoğluna sunan doğaya insanoğlu büyük zararlar verdi ve bunun soncunda da en büyük zararı yine insanın kendisi gördü. Hani bir söz vardır ya Doğa ile savaş halindeyiz, kazanırsak kaybedeceğiz. Kazandık ama bu bizim en büyük kaybımız oldu çünkü doğaya verdiğimiz zarar bize doğrudan yansımaya başladı. Havayı, suyu, toprağı kirlettik ondan uzaklaşarak. Daha çok yıprandık, daha çok yorulduk ve daha güçsüz, mutsuz olduk doğadan uzaklaşarak. 

 

Gözümüz sadece kâr etmek oldu ve doğayı unuttuk yıllar içinde. Bu da hayatımızı daha zor hale soktu ve daha eski yaşama sevincimiz kaybetmeye başladık. Bunların daha az olması için bir an önce kendimize gelmeliyiz ve tekrar doğa ile iç içe olmaya çalışmalıyız ve doğayı korumalıyız.  Temiz hava almak için, daha az stresli olmak için. Düşünen, sorgulayan; doğanın bir parçası olduğunu anımsayan, doğadaki bütün canlılara sevgiyle, saygıyla yaklaşan insan sayısı artar umarım. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

İyilik ve Adalet İle İlgili Kompozisyon

 

İyilik ve Adalet İle İlgili Kompozisyon


Adaletin olmadığı yerde ahlak olmaz. Adaletin olmadığı yerde iyilik de olmaz. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır diyen Sevgili Peygamber efendimiz Hz Muhammed Mustafa adaletin her daim önemli olduğunu söylemiştir. Hz Ömer de adalet mülkün temelidir demiştir. İyilik sadece insanlara tebessüm etmek, merhametli davranmak demek değildir. 


Bir yerde haksızlık varsa orada susmamak, haklı olanın yanında olmak ve haksız olana karşı durabilmektir. İnsan ancak adaletli olursa iyilik yapmış olur, iyi bir insan olmuş olur. İyilik ve adaletin olduğu bir dünyada kötülüklere yer kalmaz. İnsanlar birbirine karşı hoşgörülü ve sevgi  dolu olur. Adalet başta olduğu zaman her türlü güzellikler de kendiliğinden gelmeye başlar. Güçlü ve zalim olan güçsüz ve mazlum olanın hakkını yiyemez. Adalet herke için geçerli olduğunda toplumların gelişmesi ve ilerlemesi de daha kolay olur. İyilik adaletli olmaktır. 


Adaletli olmak da iyiliği kendiliğinden getirecektir. Bunun için her zaman haktan ve hukuktan yana olmalıyız. Doğrunun , dürüstün yanında olmalıyız. Çıkarlarımız uğruna değil hak uğruna mücadele etmesini bilmeliyiz. Ancak bu şekilde iyi ve adil bir insan olmuş oluruz.