Kelebek Adlı Şiiri Hikaye Ya Da Fabl Türünde Kendi Duygu ve Düşüncelerinizi De Katarak Yeniden Yazınız.

  

Kelebek Adlı Şiiri Hikaye Ya Da Fabl Türünde Kendi Duygu ve Düşüncelerinizi De Katarak Yeniden Yazınız.


Kelebek adlı şiir şu şekildedir:

KELEBEK

Yel estikçe uçuşan
Yapraklara benziyor.
Durmadan, yorulmadan
Daldan dala geziyor.

Kanatları ipektir,
Bozulur dokununca.
Sanki canlı çiçektir
Açar bahar olunca.

Üstündeki renkleri
Seyretmeğe doyamam.
Yapamaz böylesini
Benim diyen her ressam.

Ben onu çok severim,
Koşup tutmak isterim.
Fakat kaçar yaramaz,
Uçmadan yaşayamaz. (Hasan Ali Yücel.)

Kelebek şiiri ile ilgili yazdığım hikaye şu şekildedir:


Kelebeğin Bir Günü

Sabah erkenden kozasından çıkmış olan şirin  kelebek dışarıdaki yelin etkisi ile uçmaya başladı. Minik kelebek rengarenkti. Yapraklara benziyor, hiç yorulmadan, bıkıp usanmadan geziyor, daldan dala konuyordu. Kanatları ipek kadar yumuşacıktı. Sanki o kanatlara dokunduğunuz zaman hemen bozulacak gibi bir hisse kapılırdınız. Canlı çiçek gibi bahar mevsiminde oradan oraya uçar, gezer, dolaşır ve yorgun düşerdi en sonunda minik kelebek. Üstündeki renkler insanı mutlu ederdi. 


O renkler bir başka coşku uyandırırdı bende. O rengi kimse yapamazdı. Çünkü onu en güzel şekilde Allah yaratmıştı ve Allah’ın yarattığı bu muhteşem rengi de kimse değiştirmezdi. Daldan dala konmaya devam eden, bir türlü yakalanamayan kelebek akşam olunca sığınırdı küçük yuvasına ve giderdi annesinin yanında. Sessizce geçer bir köşeye beklerdi sabah olmasını. Uyanıyım da tekrar konuyum dallara, oradan oraya uçmaya devam edeyim. 


Çocuklar peşimden koşsun, beni yakalamaya çalışsın, mutlu olsun,  ben de onlarla oynarım ve yine akşam olur, yine yatağıma gidip uyurum derdi Minik Kelebek. Öyle yapardı akşama kadar yorulur, gezer ve en sonunda anneciğinin kucağında uykuya dalardı. Anne kelebek ve baba kelebek ise o uyuduktan sonra bir çay demler, çayları içip kitap okumaya başlardı. Anne Kelebek Minik Kelebeğin üstünü açıldıysa örter ve daha sonra onlarda yatıp uyurdu.

 

Sizce Hayvanları Sevmek, Onlara Gönül Vermek Niçin Önemlidir?

 

Sizce Hayvanları Sevmek, Onlara Gönül Vermek Niçin Önemlidir?


Hayvanları sevmek bence insan olduğumuzun göstergesidir. Çünkü hayvanlar bizimle eşit yaratılmamış, onlara akıl verilmemiştir. Aklı olmadığı için kendilerini korumada yetersiz kalmışlar ve biz insanların  onları korumasına muhtaçtırlar. Hayvanlara gönül vermek gerekir. Çünkü onlardan öğreneceğimiz çok şey vardır. Mesela çevremde çocuklarını bırakıp giden anne ve babalar görüyorum. Yeni doğum yapmış bir köpek ya da kedi bile yavrularını bırakıp gitmezken aklı olan insanların küçücük yavrularını, bakıma muhtaç olan, kendilerini savunamayan bebeklerini nasıl duyarsızca terk ettiklerini gördüğüm zaman canım acıyor ve o çocuklar için çok üzülüyorum. 


Oysa hayvanlar bunu yapmıyor. Kuluçkadan yeni çıkan civcivlerin annesine bakın. Nasıl da canını dişine takıyor da koruyor o küçücük civcivleri.. Bununla  hayvanlar  nasıl iyi anne olacaklarını gösteriyorlar akıllı dediğimiz insanlara. İşte hayvanları örnek almalıdır bazı kimseler. Hayvanlara gönül verilmelidir çünkü onlar sevildiğini hissettikleri zaman, kendilerine zarar vermeyeceğimizi anladıkları zaman bize can yoldaşı, arkadaş oluyorlar. Onların sadece ve sadece sevilmeye, korunmaya ve merhamete ihtiyacı vardır. Bunu yapmak da çok zor olmasa gerek diye düşünüyorum. 


Hayvanlara gönül vermeliyiz çünkü onlar doğal yaşamın dengesini devam ettirmeden büyük rol oynarlar ve hepimize fayda sağlarlar. Bunun için hayvanları çok sevmeliyiz, onlara azla zarar vermemeliyiz. Hayvanları sevmek çocuklara çok iyi gelir.  Evinde bir hayvanı olan çocukta hayvan sevgisinden dolayı şu beceriler gelişir. Çocukların kendine olan güveni artar, kendi kararlarını kendi verebilir, sosyal hayatına olumlu etki eder, çocukta empati kurma becerisi gelişir, aile ilişkileri daha güçlü hale gelir, çocuk daha dışa dönük olur.

Dostluk, Vefa ve Başarı İle İlgili Kısa Hikaye

 

Dostluk, Vefa ve Başarı İle İlgili Kısa Hikaye


Seher ve Merve çok iyi arkadaşlardı. Birlikte liseyi bitirmişler, güzel geçirmişler ve çok sıkı dost olmuşlardı. İki de birbirine güvene , sadık arkadaşlardı. Aynı yıl Seher Öğretmenliği kazanmış, Merve ise o yıl herhangi bir şeyi kazanamamıştı ama dostların arasındaki ilişki telefonla devam ediyordu. Seher tatillere geldiği zaman Merve ile buluşuyor, Merve'nin anlamadığı ders konularında ona yardımcı oluyordu. Günler günleri kovaladı, aylar ayları kovaladı ve Merve tekrar sınava girdi ve o da öğretmenliği kazandı. Artık iki arkadaş da öğretmen adayıydı ama farklı şehirlerde okuyorlardı. Merve bir gece üniversitenin kampüsünde final sınavına  girmiş, çıkışta arkadaşının onu on kere aradığını görmüştü. 


Hemen telefona yöneldi ve Seher’i aradı. Seher ağlıyor, canı yanıyor ama bir şey söyleyemiyordu. Merve hemen ilk otobüsle arkadaşının evine gitti ve orada olayın ne olduğunu anladı. Seher'in annesi Macide Hanım ani bir kalp krizi ile hayatını kaybetmişti. Seher bu duruma fazla dayanamıyor bayılıp bayılıp gidiyordu. Merve onu hiç yalnız bırakmadı ve iki gün arkadaşının yanında kaldı. Daha sonra Seher'in olduğu üniversiteye nakil yaptırıp aynı üniversitede okumaya başladılar ve birbirlerine hem yoldaş, hem aile oldular. Merve zaten bebekken anne ve babasını kaybetmişti. Merve Seher’i hiç yalnız bırakmıyor, ablalarının gönderdiği paradan Seher için de harcıyor ve ona olan sevgisini her fırsatta dile getiriyordu. Çünkü Seher'in annesinin Merve'ye çok emeği geçmişti. Şimdi vefa zamanı Merve'deydi ve Merve çok da vefalı biri çıktı. 


Daha sonra iki arkadaş Kpss’ye hazırlandılar ve çok çalıştılar. Seher ilk yılında hemen atandı. Merve ondan geç başladığı için o da ertesi yıl atandı  ve aynı yerde göreve başladılar. İki dost  çok başarılı ve güzel ahlaklı, öğrencilerini seven öğretmenler oldular. Yaptığı proje  çalışmaları ile adlarından söz ettirdiler ve yılın başarılı ikilisi seçildiler. Dostlukları ise hiçbir zaman sona ermedi.

Çevrenizdeki İnsanların En Çok Tercih Ettiği İçeceklerle İlgili Aldığınız Notlardan Yola Çıkarak Konuşma Yapınız

 

Çevrenizdeki İnsanların En Çok Tercih Ettiği İçeceklerle İlgili Aldığınız Notlardan Yola Çıkarak Konuşma Yapınız


Çevremdeki insanların en çok tercih ettiği içeceklerin başında çay ve kahve  gelir. Yemeklerin yanında ise ayran gelir. Diğer içeceklerde içilir ama yaygın olarak içilen içecekler çay ve ayrandır.

Sevgili Öğretmenim,


Küçüklüğümüzden beri çay içmeye bayılırız. Sabah kahvaltısı bizde çaysız geçmez. O çay illaki demlenecek, buram buram kokusu evi saracak ve hepimizin içini sıcacık edecektir. Onun için çay benim ve çevremdekilerin vazgeçilmezidir. Sadece kahvaltıda değil kahvaltıdan iki saat sonra da çay içeriz. Akşam yemeğinden sonra da içeriz. Yani sürekli çayla bir bağımız vardır. Yemeklerin yanında ise özellikle de etli yemeklerin yanında ayran olmazsa olmazlarımızdandır. Gerçi etin yanında yoğurt yemeyin, ayran içmeyin bir kaç saat sonra yiyin için diyor sağlıkçılar fakat bizim kültürümüzde etin yanında ayran içilir ve çok da lezzetli olur. Yine en önemli içeceklerimizden bir de kahvedir. Bir fincan kahvenin kırk hatırı var diye boşa dememişler. Çünkü kahve de sıcaklıktır, samimiyettir, dostluktur.

 

Bu içecekler bizim milli içeceğimiz haline gelmiştir. Çay deyince, ayran deyince sadece yemek aklımıza gelmemelidir. Aynı zamanda birlik, beraberlik, misafirperverlik, sohbet de aklımıza gelmelidir. Çünkü bu içecekler eş ve dostlarla daha güzel içilir ve ortam daha şenlikli hale dönüşür. Hem konuşuruz, hem gülüşürüz, hem dertleşiriz ama çayı içmeye devam ederiz, ayranı içmeye devam ederiz. Çünkü bunlar bizde bağımlılık yapmıştır. Anlatacaklarım bu kadardı. Dinlediğiniz için çok teşekkür derim öğretmenim.

Evrendeki Tüm Kötülüklerin Yok Edilemese De Yapılan İyiliklerin Karşılıksız Kalmayacağını Anlatan Metninizi Aşağıdaki Atasözlerini De Kullanarak Yazınız.

 

Evrendeki Tüm Kötülüklerin Yok Edilemese De Yapılan İyiliklerin Karşılıksız Kalmayacağını Anlatan Metninizi Aşağıdaki Atasözlerini De Kullanarak Yazınız.


 Konu ile İlgili Atasözleri:

1) İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı

2) İyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir.


Dünya var oldukça iyilik de kötülük de olmaya devam edecektir. Çünkü her insan iyi ya da her insan kötü olamaz ama dünyada kötülükler ne yazık ki daha çoktur. Kötü insanların yüzünden mazlum insanlar en büyük yarayı almakta ve en büyük zarar uğramaktadır. Her kötülüğe rağmen iyi olarak kalmak ise büyük bir erdemdir. Onun için ne olursa olsun iyilik yapmaktan vazgeçmemeleridir insanoğlu. Yapılan iyiliği karşılık beklemeden yapmalıyız. Karşılık olarak beklemek tefeciliktir zaten. Biz farkında olmayarak yapılan iyiliğin karşılığı zaman içinde oluyor ve biz bunun o anda farkına varamıyoruz dama daha sonraları fark ediyoruz. İyi olmak, merhametli olmak, ön yargılı olmamak gerekir.

 

Nerede yardıma muhtaç bir insan, bir hayvan, ya da bir bitki varsa orada olmalıyız ve o canlılara yardım etmeliyiz. İyiliği karşılıklı olarak her insan yapar. Çünkü karşılıklı çıkar ilgisi vardır. Olgun insan ise iyiliği karşılık beklemeden yapar. Bunun için de atalarımız iyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik ise er yani yiğit olan kişinin kârıdır. İyiliği karşılık beklemeden yapmak kişinin kendine verdiği değer ile ilgilidir. Kim derse desin, kim nasıl olursa olsun ama ben böyleyim diyebilmektir iyilik yapmak. Ya da her kötülüğün farkında olup yine de iyilik yapmayı tercih edendir iyi insan. Atalarımızın bu konu ile ilgili iyilik yap denize at balık bilmezse Halik bilir demiş.

 

Yaptığımızı iyilikleri insanoğlu bilmeyebilir. Çünkü çiğ süt emmiştir insanoğlu. Her iyiliği yapabildiği kim her kötülüğü de yapabilecek potansiyele sahip ilginç varlıklarız. Biz iyiliğimizi yapalım gerisini Allah’a bırakalım. Çünkü evrenin yaratıcı Yüce Allah hiçbir iyiliği, hiçbir iyi niyeti karşılıksız bırakmayacaktır. Bu size çok farklı şekillerde gelecek ve hiç beklemediğiniz anda mucizelerle karşılaşacaksınız hayatınızda. Yeter ki iyiliğinizi kalbinize bir nakış gibi işleyin kimde kalbinizi, iyi niyetinizi yok edemesin.

Kitap Okumanın Hayatımızdaki Yeri İle İlgili Konuşma

 

Kitap Okumanın Hayatımızdaki Yeri İle İlgili Konuşma

 

Okumak bir sanattır. Çünkü insan okuyarak her türlü inceliği öğrenir ve daha nezaket sahibi olur, empati kurabilme becerisi daha çok gelişir, sorgulama becerisi daha çok gelişir. Bunun için okumak belli bir yaşta değil hayatın sonuna kadar devam etmelidir.

Sevgili Öğretmenim,

 

Okumanın günlük yaşantımıza katkısı inanılmaz derecede fazladır. Bir kere insan okuyarak ana dilini daha iyi anlar, aha iyi konuşur. Böylece başka insanlarla daha iyi iletişim kura ve fazla iletişim sorunu yaşamaz. Okuyan insanın zihni boş kalmadığı için kafayı basit olaylara takmak zorunda kalmaz ve kişi kendini devamlı geliştirme gereksinimi duyar ve bunun için de daha çok okumaya, daha farklı kitaplar araştırmaya ve incelemeye devam eder. 


Okumak insanı daha iyi insan, daha erdemli insan yapar. Yeter ki okuduklarımızı hayata geçirelim ve öğrendiklerimiz sadece kitapta kalmasın. Kitap okuyan insanın hafızası gelişir ve daha az unutkanlık olur. Kelime dağarcığı gelişir ve daha zengin bir kelime hazinesine sahip olur. Kendini toplum içinde iyi ifade eder. İki lafı bir araya getirme derdi olmaz. Çünkü okumak insanın kendisini etkili bir şekilde ifade etmesine yardımcı olur. Daha sosyal insan oluruz ve okuduklarımızı  yakınlarımızla paylaşarak onlara da kitap okumayı sevdirebiliriz. Daha mantıklı kararlar alırız. Okuyarak en yakın arkadaşımızı da bulmuş oluruz. O da kitapla olur. Çünkü kitaplar size ihanet etmez, size sadık dostlardır.

 

Sevgili Öğretmenim, 


 Bunun için günlük yaşantımızda kitaplara daha da sıkı sarılmalıyız. Kitap okuyarak belki ileride iyi bir yazar olabiliriz ve biz de topluma faydalı bir insan oluruz. Okumaktan ve öğrenmekten pes etmemek gerekir. Okuduğumuz kitaplar bizi geçmiş yüzyıllara götürür ve kitabın yazarı ile konuşuyormuş, onunla dertleşiyormuş hissine kapılırız ve bu da bize muhteşem duygular hissettirir. Okumak, öğrenmek, gelişmeye açık olmak bizim zihnimizi daha taze tutar, daha az stresli oluruz ve daha mutlu bir yaşamımız olur. Anlatacaklarım bu kadardı. Dinlediğiniz için teşekkürler öğretmenim.