Ön Yargının İletişim Açısından Zararları Konulu Kompozisyon Yazınız

 

Ön Yargının İletişim Açısından Zararları Konulu Kompozisyon Yazınız.

 Türk Dil Kurumunun açıkladığı tanıma göre ön yargı; kişilerin kaynaklara bağlı kalmadan peşin olarak fikirlerini belirtmesi durumudur. Kişiler belirtmiş olduğu düşüncelerini, peşin yargı yaparak belirtme durumudur. Ön yargı insanları ayrıştıran, hoşgörüyü ortadan kaldıran, insan ilişkilerine nefret tohumu eken bir yanılmadır aslında. Hiç tanımadığımız insanlar hakkında ne kadar çabuk yorum yapıp o kişi ya da kişileri hemen bir kalıba koyabiliyoruz. İnsan diline hakim olmalı, tanımadığı biri hakkında hemen ön yargıya kapılmamalıdır. İşi zamana bırakmalı ve iletişim dilini kullanmayı tercih etmelidir.


 Ön yargı insanlar ile aramızdaki iletişime büyük zarar verir. Samimiyet olmaz, ortak duygu ve düşünceleri paylaşma olmaz, kişiye kendini tam ifade etme imkanı verilmediği için hoşgörüsüz davranışlara devam edilir ve bu da iletişime büyük bir darbe vurur. Toplumda çatışma, toplumda ayrışmalar ortaya çıkar. Güzel arkadaşlıklar ve dostluklar kurulmasını engeller. İnsan ilişkileri henüz başlamadan biter. İnsanlar birbirine küser ve arada sevgi, saygı, merhamet olmaz.


 İşte bunların olmaması için ön yargıdan uzak durulmalı, insana yakışır hal ve hareketlerde bulunulmalıdır. Ön yargının yanlış bir davranış olduğu ile ilgili şu sözü de unutmamak gerekir: “Önyargılı olmak, daima zayıf olmak demektir.” Samuel Johnson. Zayıf insan olmamak için, daha güçlü daha hoşgörülü ve insan sevdalısı olmak için ön yargıdan uzak durmalıyız.


Başkalarının Sözünü Takmamak İle İlgili Hikaye Yazınız

 

Başkalarının Sözünü Takmamak İle İlgili Hikaye Yazınız


Hava yağmurluydu bugün. Sonbahar mevsimi gelmiş, yapraklar dökülmeye başlamıştı. Okullar açıldığı için okula gitmeye devam ediyorduk. Bu hafta sınav haftasıydı ve matematikten yazılımız vardı. Geçen hafta öğretmenimiz beni tahtaya kaldırmış ve bir soru sormuştu bende  çok iyi çalışmadığım için o soruyu yapamamıştım ve sınıfta bazı arkadaşlarım zil çalınca benimle alay etmeye başladılar ve çok basit bir problemi bile çözemedin Mehmet dediler. Bana kıs kıs gülüyorlardı. 


Kendimi çok kötü hissettim ve o gün eve gittiğimde ağladım. Babam ve annem yanıma gelip neden ağladığımı sordular. Abim de yanıma geldi ve bana sarılarak aldırma oğlum ne aldırıyorsun başkasının sözlerine bir dahakine daha iyi çalışırsın soruları yaparsın dedi. Abim hemen eline kağıt ve kalem aldı ve matematik sınavına hazırladı. Çok iyi bir şekilde hazırlandım bu sınava. Arkadaşlarımın benimle alay etmesi umurumda değildi artık. Kendime güvenim gelmişti ve çoğu konuyu çok iyi biliyordum. Sınav zamanı geldi ve sınava girdim. Sınavım harika geçti ve matematik yazılısından doksan dört aldım. 


Benimle dalga geçenler ise elli beş, altmış aldılar. Onlara aldırmadan kendimle barışmıştım ve onların lafına kafayı takmadığım için, çalıştığım için başarılı olmuştum. Başkalarının sözüne ve davranışalrına bir daha takılmadım ve kendi yolumda yürümeye devam ettim.

Hayalini Kurduğunuz Dünyayı Bize Kısaca Anlatınız.

 

Hayalini Kurduğunuz Dünyayı Bize Kısaca Anlatınız.


Her insanın hayata dair hayalleri vardır, umutları vardır, beklentileri vardır. Bu hayaller biz çocuklarda daha fazladır. Çünkü biz çocuklar  güzel bir dünyayı hak ediyoruz ve kötülüğü hak etmiyoruz. Hayalini kurduğum dünyada insanlar birbirini daima sevsin ve daima birbirine saygı göstersin isterdim. Dünyada çıkar çatışmaları yüzünden olan savaşlar son bulsun ve çocuklar ölmesin isterdim. Hiçbir çocuğun burnu ile kanamasın ve hiçbir çocuk yaralanmasın, üzülmesin, gözlerinden yaşlar gelmesin gözlerinden mutluluk yaşları geldin isterdim. Her çocuk karnı tok olsun, aç çocuklar olmasın, susuz çocuklar olmasın isterdim.


 Dünyadaki tüm oyuncakları zaten zenginlerin çocuğu oynamasın oyuncaklar hepimize dağıtılsın hepimiz oynayabilelim isterdim. Dünyada adaletsizlikler son bulsun, insana verilen değer artsın isterdim. Çocuklara her şey bedava olsun isterdim. Mesela okula giden her çocuğun ayakkabısı kaliteli olsun, montu kaliteli olan, okul eşyaları kaliteli olsun ve çocuklar hep mutlu olsun isterdim. Tüm çocuklar güzel ahlaklı olsun ve aileler çocuklarına güzel ahlak konusunda örnek olsun isterdim. Dünya barışı ve dünya kardeşliği olsun her yıl 23 Nisan’da dünya çocukları ile dünya barışına katkı sağlayalım isterdim. Babalar çocuklarına istediği her şeyi alabilsin ve iş bulamadıkları için üzülüp ağlamasınlar isterdim. Anne ve babalar maddi sorunlar yüzünden tartışıp birbirlerine kırgın olmasın, birilerini kırmasın isterdim. 


İstediğim kadar kitaplarım olsun ve hiçbir kitaba para vermeyim ama o kitapları doya doya okuyum isterdim. Maddi durumu iyi olan insanlar hep kendilerine daha çok güveniyorlar. Çünkü paraları var ve güvenleri de oluyor. Maddi durumu olmayan ise daha pasif kalıyor ve kendine güveni az oluyor. İşte bunun için de herkesin maddi durumu iyi olsun ve kimse kimseye kulluk etmesin isterdim. yani herkes kendine güvensin, herkes zengin olsun isterdim. Hiç kimse kibirli olmasın, havalı olmasın , sadece iyi insan, güzel ve ahlaklı insan olsun isterdim. Anne babalar boşanmasın, ailede sadakat olsun, insanlar birbirine güvensin isterdim. Kimse kimseyle dalga geçmesin, herkes bakımlı olsun, varlıklı olsun isterdim.


 İnsanlar yoksulluktan dolayı kötü işlere bulaşmasın, kadına şiddet son bulsun, çocuğa şiddet son bulsun isterdim. Ülkemizin dünyanın en gelişmiş ülkesi olsun isterdim. Ülkemizde herkesin bilime ve tekniğe önem vermesini isterdim. Yurtta barış dünyada barış olsun isterdim ve herkes mutlu, huzurlu, bilinçli ve eğitimli insan olsun isterdim. Her türlü ahlaksızlar son bulsun, insanlık adına utanç verici  davranışlara şahit olmayalım isterdim ve daha güzel olan çok şey isterdim. Benim hayallerim bunlardır.

Sabır İle İlgili Konuşma

 

Sabır İle İlgili Konuşma

Başarı, mutluluk, hayallerin gerçekleşmesi, sağlam dostlukların ve arkadaşlıkların kurulması için zaman geçmesi gerekir. İşte bu zaman da sabır sayesinde olur. İstediğimiz bir şey hemen gerçekleşmez. Çünkü her şeyin bir süreci vardır. Bu süreç de sabırla olur.


Sevgili öğretmenim,

Hayat her zaman istediğimiz gibi gitmeyecektir. Güzel günlerimiz olduğu gibi bizim beklemediğimiz kötü günlerimizde olabilir. Mesela başarılı olmak için çok çalıştığımız bir sınava sonucundan istediğimiz başarıyı elde etmemek bizi üzer ve bu durumda kendimizi çok kötü hissedebiliriz. Buna rağmen hayata dört elle sarılmak ve tekrar çalışmak, tekrar sınava girmek ve başarılı olmak için mücadele etmek gerekir.

 

 İşte bunun için de sabır olmalıdır. Sabırlı bir şekilde yola devam edersek istediğimiz hedeflerimize er geç ulaşırız. Yeter ki umudumuzu kaybetmeden çalışmaya devam edelim. Her şeyde sabır vardır aslında. Örneğin; eskiden annelerimizin dokuduğu halılar, el işlemeleri, havlular, çoraplar bunların hepsi birer sabrını ürünüdür. Ya da başarılı bir bilim insanı olan Aziz Sancar’ın dünya çapında büyük bir başarıya adım atması, Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nı başlatarak ülkemize cumhuriyeti getirmesi  vb. İşte tüm bunlar bu büyük insanların çalışmaları, kararlılıkları, sabrı ve azmi sayesinde gerçekleşmiştir.

 

Sabır ile ilgili şu söz de çok önemlidir: “ Sabret ki her şey hissettiğin gibi olsun, sabret ki her şey istediğin gibi olsun der Mevlana. İşte bunun için de her zaman sabırlı olmalı, umudumuz kaybetmeden güzel günlerin olacağına inanarak çalışmaya devam etmeliyiz. Sabırla koruk helva olur diye de atalarımız boşuna dememiştir. Yani acı olan şey sabır ile tatlı hale gelir elbet bit gün. Beni dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.

İnsanları Nasıl Mutlu Edebiliriz?

 

İnsanları Nasıl Mutlu Edebiliriz?


İnsanları mutlu etmek için  önce onlara elinle ve dilinle zarar vermemen gerekiyor. Yani dedikoducu biri olmamak  gerekir. İnsanların arasını bozmama, insanlara yapmadığı bir şeyi yaptı gibi iftira atmamak gerekir. Tebessüm etmek, yolda gördüğünüz bir komşunuza selam vermek, yaşlı bir teyzenin elindeki ağır çantasını taşımasına yardım etmek, sosyal yardım kuruluşlarına destek olmak insanları mutlu eder. Kimsenin özel yaşamına müdahale etmemek, kimsenin bir eşyasını izinsiz almamak, kibar olmak ve toplum içinde davranışlarına çekidüzen vermek insanları mutlu eden davranışlardır. 


Vatansever olmak, öğrenci olarak derslerine iyi çalışmak, güzel ahlaklı olmak, güvenilir olmak da önemli bir meziyettir. İşte bunları yaptığımız zaman, kimseye kötülük etmediğimiz zaman, kimsenin hakkında ileri geri konuşmadığımız zaman insanlar da bizi sever ve toplum içinde de bize daha iyi davranılır.  Maddi durumu olmayanlara yardım etmek, ben değil biz düşüncesi ile hareket ederek paylaşmayı bilmek, merhametli olmak, geçimli olmak, çok fazla konuşmamak, iyi bir dinleyici olmak, çalışkan olmak, bir yeteneğinle ( bağlama çalmak, keman çalmak vb. gibi) insanları büyülemek, hayvanlara yardım etmek de insanları mutlu eden örnek davranışlardır. Her zaman iyi bir insan olmalıyız.


 Örnek davranışlar sergilemeliyiz ve kimseye hiçbir şekilde kötülük etmemeliyiz. İşte öyle olduğumuz zaman hem Allah bizi çok sever, hem de içinde yaşadığımız çevrenin insanları tarafından seviliriz. Tüm bunları toplumu mutlu eder ve kimse de biz ekarşı kötülük etmez ve düşman da kazanmamış oluruz.

Günümüzde Komşuluk Nasıldır? Nasıl Olmalıdır? Konulu Konuşma

 

Günümüzde Komşuluk Nasıldır? Nasıl Olmalıdır? Konulu Konuşma


Günümüzde komşuluk ilişkileri eskiye nazaran daha mesafelidir ve daha soğuktur. Geleneksel komşuluk yaşamında mahallede komşular birbirlerini tanıyor, yardımlaşıyor, çocuklar sokak veya boş arazilerde birlikte oynuyor ve insanlar birbirlerine güveniyordu. Bu komşuluklarda sevgi, saygı ve hoşgörü kültürü hakimdi. Özellikle dini bayramlar hep bir arada coşku içerisinde kutlanırdı.

Sevgili öğretmenim ve değerli arkadaşlar!

Kaybolan mahalle kültürü  komşuluk ilişkilerini de değiştirdi. Komşu komşunun külüne muhtaçtır, Ev alma komşu al gibi atasözleri eski önemini de kaybetmeye başladı. Çünkü komşular arasında eski samimiyet, güven ve dostluk kalmadı. Kimse kimseye güvenemez hale geldi. Bunun için de günümüzdeki komşuluk ilişkileri daha soğuk ve daha seçici hale gelmiştir.  Herkes kendi geçim derdine düştü ve ben anlayışı ile hareket etmeye başladı. İlişkiler daha çok çıkara dayalı olmaya başladı. Dili ile kalbi bir olmayan insanların oluşturduğu sahte komşuluklar var olmaya başladı. Az da olsa samimi komşuluklar vardır ama bunun sayısı da çok azdır. O da yıllardır birbiri ile komşu olan, aralarında güven, saygı ve menfaat olmayan insanlardır.


 Kasabalarda, köylerde yine komşuluk ilişkileri az da ols avardır ama büyük şehirlerde bu durum tam tersidir. Çünkü büyük şehirlerde kimse kimseyi tanımadığı için güven de olmuyor. Örneğin; Bir cinayet işkendiği zaman en yakın komşuların bile katil olduğunu haberlerde izledik. Bu örnekleri gören insanlar da komşuluk kurmaya çalışıyorlar ve herkes kendi yaşamına devam ediyor.

Sevgili öğretmenim,


Geçmişte komşular arasında yaşanan dayanışma ruhu, sevgi, saygı ve hoşgörü gibi değerler yerini tanık olmadığımız topluma yabancı değerlere bıraktı. Her şeye rağmen komşuluk ilişkileri de devam etmelidir ve insanların birbirine güven duyması sağlanmalıdır. Bir anda samimi olunamaz ama bazı şeyleri zamana bırakmalıdır insan. İyice tanıdıktan sonra, emin olduktan sonra insanlar birbiri ile yakın komşu olmalı ve komşuluk kültürü yok edilmemelidir. Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.