Kitap Okumayı Sevmeyen Yoktur Aradığı Kitabı Henüz Bulamamış Olan Vardır Sözünü Açıklayan Bir Kompozisyon Yazınız .


Kitap Okumayı Sevmeyen Yoktur Aradığı Kitabı Henüz  Bulamamış Olan Vardır Sözünü Açıklayan Bir Kompozisyon Yazınız .

Kitap okumak insanı geliştiren , insana  mutluluk veren bir  eylemdir . Her insan farklı kişilik özelliğine , farklı yaşam tarzına , farklı görüşlere sahiptir . Dolayısıyla herkes aynı kitabı okumaz . Herkes kendi yaşamına , kendi kültürüne , kendi ilgi alanına uygun olan kitapları okur . Kitap okumayı aslında herkes çok sever fakat kişilerin istediği kitabı okuyabilmesi için de o kitap hakkında mutlaka araştırma yapması gerekir .

Kişi istediği kitabı bulmak için araştırmalıdır . O kitabı bulmak için de mutlaka kütüphaneye gitmeli , internet ortamından araştırmalar yapmalıdır . Çünkü her insana uygun kitap vardır . Yeter ki aramasını bilsin ve boş durmasın .  Kişiler ilgi alanlarına uygun olduğu , sevdiği kitapları  okumalıdır . Kimi insanlar ben kitap okumayı sevmiyorum , sıkılıyorum der fakat bu kişi aslında kitap okumaktan sıkılmamıştır . Sevdiği kitap bir türlü karşısına çıkmamıştır  ya da sevdiği kitap hakkında herhangi bir eylemde bulunmamış , herhangi bir araştırma yapmamıştır . Oysa istediğimiz , sevdiğimiz kitapları bulmak bu devirde o kadar da zor değildir . Elimizden altında telefonlar, bilgisayarlar var .

Telefonun internetinden , bilgisayarın internetinden , bize yakın olan kütüphanelerden , kitap evlerinden aradığımız , sevdiğimiz , ilgi alanımıza hitap eden kitapları bulabiliriz . Böylece kitapları sevebiliriz ve aradığımız kitapları da bulmuş oluruz . Yeter ki isteyelim ve kitap okuma zevkinden mahrum kalmayalım .

Ben Ezelden Beridir Hür Yaşadım , Hür Yaşarım . Hangi Çılgın Bana Zincir Vuracakmış Şaşarım . İstiklal Marşında Geçen Bu Sözler İle İlgili Kompozisyon Yazınız .


Ben Ezelden Beridir Hür Yaşadım , Hür Yaşarım . Hangi Çılgın Bana Zincir Vuracakmış Şaşarım . İstiklal Marşında Geçen Bu  Sözler  İle İlgili Kompozisyon Yazınız .

Milletinin  Kurtuluş Savaşı'nda yaşadıklarına şahit olan üstat Mehmet Akif Ersoy  ,herhangi bir beklenti içinde olmadan Milli Marşımız olan İstiklal Marşını yazmıştır . Yukarıdaki dizede anlatılmak isteten ise şunlardır : Türk Milleti'nin geçmişten beri özgürlüğüne , hürriyetine ne kadar düşkün olduğunu  anlatmıştır bu dizeler . Bizim milletimiz her zaman özgürlük ruhu içinde hareket etmiş ve baskıya , manda ve himayeye asla boyun eğmemiştir . Manda ve himaye altında yaşamaktansa ölmeyi tercih  etmiştir milletimiz .

Türk Milleti her zaman özgürdür ve özgür kalmaya da devam edecektir . Hiçbir düşman kuvvet bu özgürlüğümüzden bizi asla alıkoyamayacaklardır .Geçmişimize şöyle bir baktığımızda yıkılan bir Türk Devleti'nin yerine çok geçmeden hemen bir yenisi kurulmuştur .Çünkü bizim damarlarımız özgürlük ruhu ile beslenmektedir . Çünkü biz hür doğduk anamızdan , yine hür öleceğiz .  Türk Milleti'ne hiç kimse zincir vuramaz , bizi kimse yok edemez . Çünkü biz onları iman gücümüz ile boğarız . Bizi himayesi altına almak isteyecek olan ülkelere de asla teslim olmayız . Manda ve himaye altında yaşamaktansa onurumuz ile , namusumuz ile ölmeyi tercih ederiz . Özgürlük gidince ne din kalır  ne dil kalır ne de kültürel değerler kalır .   Özgürlüğümüzün yok olmaması için , her zaman çalışmaya ve ilerlemeye devam etmeliyiz .

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün de dediği gibi İlim ve fen nerede ise onu oradan almalıyız . O ilim ve fenni her bireyimize öğretmeliyiz . İşte tüm bunları yaparsak hiç bir kuvvet bizi yok edemez , mandası yapamaz .

Şehitlerimiz Ve Vatanı İçin Savaşan Askerler İle İlgili Kompozisyon Yazınız .


Şehitlerimiz Ve Vatanı İçin Savaşan Askerler İle İlgili Kompozisyon Yazınız .

Bir milletin ayakta dimdik durabilmesi için o milletin güçlü bir orduya , gelişmiş bir teknolojiye  ve güçlü iman gücüne sahip olması gerekir . Bizim milletimizin ordusu olan Türk Silahlı Kuvvetleri Türkiye Cumhuriyeti için  paha biçilemeyecek bir değer, bir kuvvettir . Ordumuz , askerimiz vatan tehlikeye düştüğü zaman  hemen harekete  geçer ve sefere gider .  Bizim milletimizin şanlı evlatları , şerefli askerleri vatan söz konusu olduğunda ,   canını feda etmeye  her daim hazır olur . Sınır boylarında gece gündüz demeden , soğuk sıcak demeden nöbet tutan , düşmanla çarpışan ve iman gücü ile  savaşan askerlerimiz milletimizin gururudur, haysiyeti , onurudur .

Bir insan bu dünyada vatanı için , onuru için , namusu için , malı için yaşar . İşte bizim  kahraman Mehmetçiklerimiz de bu değerlerimizin  yok olmaması için  savaşta canlarını feda etmekte ve şehitlik mertebesine ulaşmaktadır . Bizim için canını feda eden askerlerimizin değerini her zaman bilmeliyiz . Askerlerimizin bizlere emanet ettiği ailelerine  sonuna kadar sahip çıkmalıyız .Bu vatan için canını veren askerlerimize karşı borcumuzu ödemek için  sürekli çalışmalıyız . Ülkemizin gelişip kalkınması için bilim ve teknolojide ilerlemeliyiz . Ülkemizi tehdit eden iç ve dış tehditlere karşı milletçe   dayanışma  içinde olmalıyız . Türk Silahlı Kuvvetleri'ne gereken maddi ve manevi desteği sağlamalıyız . Şu anda Afrin Operasyonu içinde görev alan , Batı , Doğu , Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve yurdumuzun diğer bölgelerinde görev alan tüm askerlerimizin gözlerinden öper ve onların Yüce Allah'ın izni  ile ailelerine kavuşmalarını Yüce Allah'tan temenni ederim .

Hayatını kaybeden şehitlerimize de Yüce Allah'tan rahmet dilerim . Bu millet için  ölümü göze alan başta  başkomutan Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm   hayatını kaybeden askerlerimize Yüce Allah'tan rahmet dilerim . Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti, Yaşasın  Türk Silahlı Kuvvetleri.

"Yalnızlık" İle İlgili Kompozisyon


"Yalnızlık"  İle İlgili Kompozisyon

       Yalnızlık mahrum kalmaktır. Sevilenden, istenilenden, beklenilenden mahrum olmanın adıdır yalnızlık. Bazen acı veren bir durum olurken bazen de onu arama ihtiyacı hissederiz. Bazıları için kendinden hiç ayrılmayan sadık bir dost olurken, kimileri içinse paylaşılacak ortak bir şeylerin kalmadığı çekilemez bir arkadaş olur.

       Aksilikler ya da aksilikleri yüzünden yalnız kalanlar olduğu gibi kendini yaşadığı topluma ve zamana uygun bulmayarak yalnızlığını kadim bir dost edinenler de vardır. Sevmeyi, sevilmeyi bilmeyen insanlar yalnız kalır çoğu zaman. J. Newton "insanlar köprü kuracakları yerde duvar ördükleri için yalnız kalırlar" diyor. Anlaşmazlıklarda kırıp dökmeden bir çıkış yolu aramak yerine aradaki tüm bağları koparmayı tercih edenler genellikle yalnız kalmaya mahkum oluyor. Araya kalın duvarlar örülerek, o duvarların soğuk yüzleriyle baş başa kalıyor insanlar. Yalnızlığın en büyük ilacı sevmektir belki de, olabildiğinde çok şeyi sevmek. Gemi batıkların okyanusun derinliklerinde yüzlerce yıl sessiz yatışı gibidir yalnızlık. Dışarıya karşı sessiz sakin, içten içe kulakları sağır eden bir haykırışa dönüşür zaman geçtikçe. Çaresi sindiğin köşeden çıkmak ve içindeki haykırışa söz hakkı tanımaktır.

         Bazıları da memnundur yalnızlığından çünkü kendi davet eder sık sık. Kalabalıklardan hoşlanmayan ya da kalabalıkların kendinden hoşlanmadığını düşünen insanların misafir olduğu, kapısını çaldığı yerdir "yalnızlık." Thoreau " yalnızlık kadar iyi bir arkadaş bulamadım" diyor. Kendiyle baş başa kalmayı sevenler için iyi bir dost olur. Hiç sıkılmaz sen kapıyı göstermedikçe yanından ayrılmaz ve yalnızlıktan başka herkes seni yalnız bırakır da bir o senden usanmaz.

         Yalnızlık "Allah'a mahsustur" derler. Doğrudur insanoğlu yaşamı boyunca yalnız kalmayı, bir başına olmayı kaldıramaz. Yalnızlık da kendini özletmeli zaman zaman. Uzun zaman görüşülmeyen bir dost gibi olduğunda sohbetine doyum olmaz. Her şeyin, herkesin özgürlüğe hakkı olduğu gibi yalnızlığı da zaman zaman sebest bırakmak en doğrusudur belki.

Yurt Sevgisi İle İlgili Kompozisyon


Yurt Sevgisi İle İlgili Kompozisyon

İçinde doğup  büyüdüğümüz , yaşadığımız ana vatanımız bizim için çok büyük bir öneme sahip olan toprak parçasıdır . Yaşadığımız bu topraklar , şehitlerimizin kanları ile sulanarak bize kalan bu kutsal topraklar , Türk Milleti için , Türkiye Cumhuriyeti için en değerli yerdir . Yurdumuzu , vatanımızı her zaman çok sevmeliyiz . Vatanımızı asla düşman ellere teslim etmemeliyiz . Vatanımızı tehdit eden her türlü iç ve dış terör örgütlerine karşı milletçe gerekli olan tepkiyi vermeliyiz , onlara karşı gereken mücadeleyi  yapmalıyız .

Terör örgütlerinin her zaman karşısında olmalıyız . Türk Silahlı Kuvvetlerinin , ordumuzun her zaman yanında olmalıyız . Bu  vatan kolay kazanılmadı . Milletimiz aç kaldı , susuz kaldı , kadınlarımız , erkeklerimiz , çocuklarımız , yaşlılarımız bu vatan için canını feda etti . Bu vatanı geliştirmek ve yükseltmek ve onu çok çok sevmek de bize düşer . Yurdumuzu  her yönden geliştirmeliyiz İlim ve fen yolunda ilerleyerek vatanımızı , yurdumuzu , dünyanın süper gücü haline getirmeliyiz . Her alanda gelişmeliyiz . Siyasi , sosyal , ekonomik , idari vb. başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşları olmak üzere bize bu cennet vatanı bırakan , emanet eden  atalarımızın ruhu şad olsun .

İçimizdeki bu vatan sevgisi daim olsun , vatan denildiğinde gözümüz hiçbir şey görmesin . Kalbimiz sadece vatan aşkı ile atsın ve bu sonsuza dek sürsün .

Dünyada Barış Ve Kardeşlik Nasıl Sağlanır ? Kompozisyon Yazınız .


Dünyada Barış Ve Kardeşlik Nasıl Sağlanır ? Kompozisyon Yazınız .

İnsanlığın  var olması , insanların yaşaması , canların zarar görmemesi ancak ve ancak dünyamızda barış ve kardeşliğin sağlanması ile olur . Dünyada barış ve kardeşliğin sağlanması için herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir . Ülkeler  savaş yerine barışı tercih etmeli , hiçbir ülke başka bir ülkenin sınırlarına , yer altı ve yer üstü zenginliklerine , doğal ve tarihi güzelliklerine  vb. göz koymamalıdır . Yani savaşlar yaşanmamalıdır . İnsanlar ölmemeli , öldürülmemelidir . Ne yazık ki öldürmeyi seven , acımasız ,  insanlık dışı faaliyetler bulunan ülkeler olmuştur tarihte ve hala da olmaya devam etmektedir .  Dünyada barış ve kardeşliğin daim olması için işte bu insanlık dışı faaliyetlere son verilmesi gerekir .

İnsanlığın ve barışın dünyada hakim olması  ülkelerin  bir araya gelip barış bildirgesi yayımlamaları ile mümkün olabilir . Dünyada barışın ve kardeşliğin yanında istisnasız tüm devletler yer almalıdır . Barışa ve kardeşliğe zarar veren ülkelere de gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır . Terör örgütlerine  destek verilmemeli  , zorbalığa destek olunmamalıdır . Terör örgütleri dünya ülkelerinin iş birliği ile  yok edilmelidir . Dünyada çocuklar yaşamalı , yaşatılmalıdır . Dünyadaki tüm insanlar empati kurma becerisine sahip olmalıdır , insanlık yok edilmemelidir . Çocukların , ana ve babaların gözü yaşlı bırakılmamalıdır . Dünya barışını tehdit eden ,  çocukları , yaşlıları öldüren ülke hangi ülke olursa olsun böyle ülkeler  ile ilişkiler durma düzeyine getirilmelidir . Her zaman barış  ve kardeşlik daim olmalıdır . Dünyada barış ve kardeşliğin daim olması için insanlar yardımsever olmalı , gönlü bol olmalıdır .  Eğitime çok önem verilmeli , bilinçli ve eğitimli , insanlar yetişmeli ve yetiştirilmelidir . Gerçekten dünya ülkeleri insan haklarından , barıştan ve kardeşlikten yana olduğunu  söylüyorsa bunu uygulamalıdır .  

İnsanlar arasında ırk, din, dil vb gibi ayrımlar yapılmamalıdır . İçimizde evrensel insan sevgisi olmaldır . Farklılıklara hoşgörü esas olmalıdır . İnsanlar olduğu gibi kabul edilmelidir , insanlar ötekileştirilmemelidir . Koşulsuz sevgi ve saygı dünyada barış ve kardeşliğin sağlanmasına büyük katkı sağlar .

Eğitim Ve Öğretimin Kişisel Gelişimi, Öz Güveni ve Başarıyı Olumlu Yönde Etkilediğini Belirten Bir Yazı Yazınız .


Eğitim Ve Öğretimin Kişisel Gelişimi, Öz Güveni ve Başarıyı Olumlu Yönde Etkilediğini Belirten Bir Yazı Yazınız .

Eğitim ve öğretimdeki asıl amaç toplumu geliştirmek , çocuklarımızın geleceğini aydınlık bir geleceğe dönüştürmektir . Bir millet eğitim ve öğretimden yoksun kalırsa o millet asla ilerleme kaydedemez .  Bu milletin geleceği çocuklarımıza emanet olacaktır . Çünkü bu milleti koruyacak olanlar onlar olacaktır . Bunun için Türkiye Cumhuriyetinin çocukları tıpkı ataları gibi başarılı olmak zorundadır . Bu başarı da ancak ve ancak eğitim sayesinde ortaya çıkar .

Eğitim ve öğretim gören çocuk yeter ki istekli olsun , öğrenmeye meraklı olsun , başaramayacağı iş olmaz . Eğitim ilk olarak ailede başlar , bunu devam etirecek olan ise okuldur . Aile çocuğun 0-6 yaş döneminde gelişiminde büyük rol oynar . Bunun için çocuğa temelden iyi bir eğitim verilmeli , çocukla sağlıklı etkileşim ve iletişim kurulmalıdır .  Aile içinde şiidet olmamalı , anne ve babalar çocuğa model olmalı ve çocuğu iyi eğitmelidir . Bu kritik dönemlerin mümkün olduğunca olumlu atlatılması sağlanmalıdır . Eğitim ve öğretimin nitelikli olmasının  yolu ise nitelikli öğretmenlerden geçer . Öğretmenliği seven , öğrencilerini koşulsuz seven ve her bir öğrencisini çok değerli gören öğretmenler en isteksiz çocuğu bile eğitim ve öğretim sayesinde değiştirebilir . Tabi ki bu değişiklik istendik yönde , yani olumlu yönde olmalıdır . Eğitim ve öğretimin hedefleri doğrultusunda öğrenci yetiştirilmelidir . Nitelikli eğitim ve öğretim gören çocuk bir süre sonra kendine daha çok güvenmeye başlayacaktır . Öğrenmeye daha çok merak salacak ve kendini hızla geliştirecektir . Başarı geldikçe çocuk mutlu olacak bu da kişisel gelişimini olumlu yönde etkileyecektir . Gelişim psikolojisinde ''Gelişim Bir Bütündür'' ilkesi vardır . Bir alanda başarılı olan  çocuk , mutlu oldukça kendini diğer alanlarda da geliştirecektir . Örneğin; derslerinde başarılı olan çocuk , sosyal ilişkilerinde de olumlu ilişkiler kurar, iyi arkadaşlıklar edinir vb. Yani bu sayede her şey olumluya doğru gider . Böylece çocuklar daha çokkendine güvenir , hayata daha çok olumlu bakabilen ve başarıyı tadan bireyler haline gelir .  

Devlet eğitim ve öğretime çok önem vermeli, her çocuğun eğitimden ve öğretimden eşit fırsatta yararlanması sağlanmalıdır . Ülkemin tüm çocukları her şeyin en iyisini hak eder. Yeter ki onlar okumaya, ilerlemeye devam etsin.  Eğitim ve öğretim  toplumu aydınlatır, çocukların hayata bakışını değiştirir. Böylece ortaya sağlıklı nesiller ortaya çıkar, aydın bireyler ortaya çıkar.

Bir Öğrencinin Kararlarında Ailesi Etkilidir Konulu Münazara Yazınız .


Bir Öğrencinin Kararlarında Ailesi Etkilidir Konulu Münazara Yazınız .

Bir konu hakkında karar alırken  ilk olarak  yakınlarımıza danışırız . Çünkü bizim yanımızda olan , aldığımız kararlar sonucunda neler yaşayacağımızı en iyi bilenler elbette yakınlarımızdır . Bunun için  bir öğrencinin karar almasında her zaman ilk olarak ailesi etkilidir . Aile  çocuk için  her şeyden daha çok önemlidir .  Öğrencinin annesi , babası , kardeşleri arkadaşlarından her zaman ona daha yakın olan ve onu daha çok düşünen kişilerdir .

Çocuğun geleceğinin iyi olmasını isteyen , onun güzel bir yaşam sürmesini isteyen ailedir . Aile çocuğun bir konu ile ilgili aldığı kararı sorgular . Bu kararın çocuk için  olumlu mu olumsuz mu olduğunu iyice bir süzgeçten geçirir . Çocuk eğer yanlış  karar almışsa ailesi onu hemen ikaz eder . Çocuğun  kararlarına etki eder . Ama öğrencinin arkadaşları ailesi kadar çocuğu düşünmeyebilir . Arkadaşları öğrenciyi çok iyi tanımayabilir . Çocuğu yani öğrenciyi en iyi tanıyan ailesidir . Onun için öğrencinin aldığı kararlarda her zaman ailesi ön planda ve etkili olur .

Ailelerimiz bilgi ve tecrübe olarak bizlerden ve arkadaşlarımızdan daha öndedirler. Bizim hataya düşme olasılığımız onlara göre çok daha fazladır . Bu yüzden gerek eğitim ile ilgili gerekse de başka konularla ilgili kararlarımızın alınmasında ailemizin rolü daha önemlidir .

Beden İçin Spor Neyse Zihin İçin Okumak Odur İle İlgili Kompozisyon Yazınız .


Beden İçin Spor Neyse  Zihin İçin  Okumak Odur İle İlgili Kompozisyon Yazınız .

Nasıl ki vücudumuzun  fit kalması için , daha sağlıklı olmak için , daha dinç olmak için  spor yapıyorsak, zihnimizin de genç kalması için okumalıyız , araştırmalıyız . Çünkü insan yeni bilgileri okudukça, araştırma yaptıkça daha fazla bilgili olur . Gündemde ve dünyada olan olaylardan haberdar olur . Okuyan beyin, daha fazla gelişir ve  bilgileri kolay kolay unutmaz . 

Okumayan zihin ise günden güne körelir , paslanır . Tıpkı spor yapmayan bir vücudun zamanla hantallaşması ve çevikliğini kaybetmesi gibi .Okumamak insanı devamlı geriye götürür . En basit konuları bile bilmemeye başlarız . Bunun için zihnimizi sürekli yenilemeliyiz . Sürekli bir şeyler ile uğraşmalıyız ve zihnimizin körelmesine izin vermemeliyiz . Çalışmamak , okumamak kişinin psikolojisini de bozar . Çünkü boş durmak insanı sıkıntıya sokar . Bunun için her zaman çok okumalıyız , çeşitli kitaplar , ansiklopediler , dergiler , kitaplar okumalıyız , internetten çeşitli konular hakkında bilgi edinmeliyiz . Böyle yaparsak beynimiz her zaman daha taze kalır . Yaşlansak bile hafızamız hala güçlü olmaya devam eder ve alzeimer gibi hastalıklara kolay kolay yakalanmayız . İnsan ilk olarak kendi için okumalı , çalışmalıdır . Daha sonra ise ülkesine faydalı olmak için çalışmalı, üretmelidir .

Bilgilerimizi güncellemek için, bilgilerimizin beynimizde, zihnimizde kalıcı hale gelmesi için sürekli okumalı ve ilermeye devam etmeliyiz .

İlkbahar İle İlgili Kompozisyon


İlkbahar İle İlgili Kompozisyon

İlkbaharın gelişiyle hayat  daha bir neşeli olur , içimiz açılır , hayatı daha çok sevmeye başlarız . Çevre günden güne daha fazla yeşillenmeye başlar . Çiçekler yavaş yavaş açmaya başlar . Dışarıya çıktığımızda mis gibi çicek  kokuları biribirine  karışır . İnsan daha bir mutlu olur ve daha bir heyecanlı olur . Çünkü ilkbahar içimizdeki baharın da gelişir aslında . Kışın o soğuk, o kapalı havası gitmiştir artık . Güneş artık dünyamızı daha fazla ısıtmaya başlar . Artık daha ince kıyafetler giymeye yavaş yavaş başlarız .

İlkbaharla birlikte uzun zamandır özlemini duyduğumuz  sebze ve meyveler de  manavlara gelir.  Dışarının mis gibi kokusunu içimize çekeriz . Hemen yaylalara piknik yapmaya gideriz . Orada ailemizle birlikte güzel  vakitler geçiririz . Öğretmenlerimiz ise bizi çeşitli gezilere götürür . Özellikle bahar aylarında Çanakkale, İstanbul, Bursa, Konya gibi tarihi güzellikler ve doğal güzellikleri  olan yerlere turlar düzenlenir .  Yeni yerleri görmek , yeni yerlere baharın geldiğini görmek , insanda farklı duygular yaratır . İlkbaharın gelişi ile  hayatın anlamı daha güzel olur , hemen dışarıya çıkar , gezeriz , eve hiç girmek  istemeyiz .  Her yer yemyeşil olur ve çok güzel bir görüntü ortaya çıkar .  Annelerimiz hemen bahar temizliğine başlar , içeride ne varsa hepsini dışarı çıkarır ve eşyalarımız da baharın o güzelim kokusunu içine çeker . Evinde soba yakanlar artık sobaları yavaş yavaş kaldırmaya başlar .

İlkbaharın gelişi aynı zamanda Nevruz Bayramı'nın da gelişidir . Ateş üzerinden atlayarak , dilekler tutularak baharın gelişi kutlanmaya başlar . Kelebekler, uçuş böcekleri gibi çeşitli böcekler dışarı çıkar ve baharın gelişini kutlarlar . Bunun için ilkbahar ayrı bir güzeldir , ilkbahar bambaşkadır .

Hayatınızdan Memnun Musunuz ? Ne Tür Hayalleriniz Var ? Konularından Bahsederek Bir Kompozisyon Yazınız .


Hayatınızdan Memnun Musunuz ? Ne Tür Hayalleriniz Var ? Konularından Bahsederek Bir Kompozisyon Yazınız .

İnsan olarak hayatımızdan memnun olduğumuz durumlarda olmadığımız durumlar da vardır .  İnsan olduğumuz için her ne kadar durumumuz iyi de olsa hep daha iyisini isteriz .  Ama ben daha iyisinden çok beni mutlu eden şeyleri daha çok seviyorum . Mesela bana göre bir  yoksul çocuğu sevindirmek kendime marka bir kıyafet almaktan  beni daha çok mutlu eder . Çünkü insanları özellikle de çocukları , yaşlıları mutlu etmek dünyadaki en önemli amacımdır benim . Çünkü ben nefes aldığım sürece insanları mutlu etmek için yaşayacağım . Belki içinizden gülenler olabilir fakat samimi olarak söylüyorum beni bunlar mutlu ediyor . Mesela birine yardım ettiğim zaman o gece mutluluktan uyumam ve içim huzur dolu olur . 

Ben hayatımdan memnun muyum diye kendime sorduğumda şu cevabı alıyorum : Evet hayatımdan memnunum ama bu hayatta daha güzel olanaklar içinde olmak isterdim . Tabi ki şükrediyorum ama bu hayat ile ilgili  hayallerimin de  gerçekleşmesini çok istiyorum. Elbette herkesin geleceği ile ilgili güzel hayalleri, umutları vardır. Benim yanımda ailem olduğu için bir kere bundan dolayı çok mutluyum. Hayallerim ise şunlardır: İlk olarak her zaman iyi insan olmak isterim. Hiç kimseden karşılık beklemeden  insanları sevmek  bence dünyanın en güzel duygusudur. Mesela bunu denemeye çalışıyorum,bu aralar. Eee,  biraz zor oluyor ama çok bağlanmıyorsun insanlara . Öte yandan ise ait olma hissi, arkadaş, eş, dost olması fikri ise insanı bağlıyor bir süre sonra. Ama bu durumdan da kaçamıyorsun , çünkü kaçmak istemiyorsun.  Sevdiğim  kişilerden sadece sevgi ve saygı beklentisi içine giriyorum , herhangi bir maddi çıkar beklemiyorum. Bu da beni daha mutlu ediyor.  İleride olmak istediğim meslek ise iyi  doktor olmak. İyi bir doktor olmak istiyorum, gelen hastalarıma can-ı  gönülden yardım etmek istiyorum. Bir çocuğun hayatını kurtarmak, istiyorum Tabi ki önce Rabbimin de izni olacak . Çünkü hayat veren de odur alan da odur. Ama ben ise bu yolda aracı olmak istiyorum. Küçük bir bebeği hayata döndürmek, yaşlı bir nineyi mutlu etmek ve onu sağlığına kavuşturmak , insanlara, insanlığa faydalı işler yapmak istiyorum. Tıp alanında buluşlar, icatlar gerçekleştirmek ve insanlık adına iyi şeyler bırakmak istiyorum. Örneğin; tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa karşı ilaç bulmak istiyorum  ve insanlığa ışık saçmak istiyorum. Bilgilerimi diğer doktor arkadaşlarımla paylaşmak istiyorum  ve  arkadaşlarımla iş birliği içinde hiç durmadan bu güzel yolda devam etmek istiyorum. Kendimi mutlu etmek, ailemi, çevremi  mutlu etmek istiyorum .

Değerlerimi yaşamak, ileride çocuklarım olursa onlara da yaşatmak,  kültürümü yaşatmak en büyük arzumdur. Maddi ve manevi kültürel değerlerimi  korumak ve benliğimi hiçbir zaman yitirmemek en büyük hayalimdir. Hayaliniz her ne ise onun gerçek olması dileği ile. Gönlünüz insan sevgisi amaçlarınız insanlığa faydalı olmak olsun, kalın muhabbetle, güzel hayaller ve dostluklar ile.

Annenize Ona Duyduğumuz Sevgiyi Anlatan Bir Mektup Yazınız .


Annenize Ona Duyduğumuz  Sevgiyi Anlatan Bir Mektup Yazınız .

Dünyadaki en değerlim , güzel kokusunu içine çektiğim , o gülen , merhametli gözlerine bakarken doyamadığım güzel annem!
Sen bu dünyada benim en değerli varlığımsın . İyi ki de benim annem olmuşsun . Senin gibi merhametli , yardımsever , çocuğunu koşulsuz seven bir anneye sahip olduğum için çok mutluyum anneciğim . Ben dünyaya geldiğimde bana hep baktın , yemedin  yedirdin , giymedin giydirdin . Maddi koşullarımız çok iyi olmadığı halde sen kendinden vazgeçtin , çünkü sen değerli insan , kendini bana adadın.

Elimizdeki  imkanlar ile bana güzel hayat yaşattın ve beni bugünlere getirdin . Canım annem benim  gözüm öyle yükseklerde olmadı hiçbir zaman . Çünkü sen bana hep şükretmeyi öğrettin . Çünkü sen bana sevgini verdiğin için ben dünyanın en mutlu ve en zengin insanı oldum . Bunu sana borçluyum . Arkadaşlarım bana okulda üzerindeki kıyafetlerin eskimiş , çantan eski , nasıl bu kadar mutlu olabiliyorsun diyorlar . Ben de onlara şunu söylüyorum . Benim dünyalar değerlisi , bana tüm sevgisini veren annem var . Onun sevgisi bana yetiyor . İnsanı insan yapan markalı kıyafetler , ayakkabılar , çantalar , takılar değildir . İnsanı değerli yapan insan olması ve içinde insan sevgisi olmasıdır dedim . Arkadaşlarım bu cevabımı duyunca duygulandılar ve özür dilediler .

Sen bana  değerlerimizi  öğrettiğin için , benliğimi kaybetmemeyi öğrettiğin için seni çok seni seviyorum canım annem . Seni çok seviyorum canım annem . Hahkkını bana helal et . Çünkü senin hakkını hiçbir zaman ödeyemeyiz . Ama seni her zaman mutlu edeceğim ve hiç üzülmeyeceğim . Seni seven en değerlin...

Türkçeyi Doğru Kullanmak Neden Önemlidir ? Bu Konu İle İlgili Kompozisyon Yazınız .

Türkçeyi Doğru Kullanmak Neden Önemlidir ? Bu Konu İle İlgili Kompozisyon Yazınız .

Türk dili dilller arasında çok büyük  öneme sahip olan değerli bir dildir. Dilimizin inceliklerini öğrenmeli ve dilimizin kurallarına göre hareket etmeliyiz. Türkçeyi doğru kullanmak  bizim için çok önemlidir. Eğer ki dilimizi doğru bir şekilde kullanmazsak , dilimiz zamanla yozlaşmaya başlar ve dilimize giren saçma sapan kelimeler Türk dilindeki zenginlikleri yok etmeye başlar. Dil bir milletin aynasıdır,  benliğidir,  bir milletin kültürüdür. Dil kültürün nesillerden nesillere aktarıcısıdır. Bunun için bu kıymetli Türkçemizin değerini bilmeliyiz ve onu çok iyi kullanmalıyız. Eğerki dilimiz doğru bir şekilde kullanmazsak bunun acısını da yine biz çekeriz .

Dil bir milletin yansıması, o milleti diğer milletlerden ayıran en önemli ögelerden biridir. Dil ekmek gibi, su gibi, nefes alma gibi bir şeydir. Hele ki dilimizi doğru kullanmak ise bizi unutturmayacak, değerlerimizi unutturmayacak bizi biz yapacak en önemli kültür unsurudur. Dilimizi doğru kullanmak ve onu iyi anlamak kişiler arasındaki etkileşimin de anlamlı olmasını sağlar. Yani etkileşim ve iletişim dil sayesinde, dili doğru kullanmak sayesinde olur. Duygularımızı ifade ederken, düşüncelerimiz ifade ederken bunu en güzel şekilde yapmaya çalışırken bize yardımcı olacak en güzel  şey de muhakkak dilimiz olacaktır. Dili doğru kullanarak karşımızdaki kişiyi daha iyi anlayacak ya da derdimizi karşımızdaki kişiye daha düzgün anlatabileceğiz. İşte tüm bunlar için Türkçeyi doğru kullanmak, iyi anlamak çok önemlidir. Türkçeyi doğru bir şekilde kullanmadığımız vakit dilde oluşacak olan kirlenme  ne yazık ki milli kültür yapımıza da zarar verecektir.  Bu zarar sonucunda ise gelecek nesiller de dilini nasıl kullanacağını bilemeyecek ve dilimiz kaybolmaya mahkum kalacaktır. İşte  tüm bu olumsuzlukların yaşanmaması için mutlaka dilimize sahip çıkmalıyız. Dili doğru kullanmak için  kelimelerdeki sesleri doğru bir şekilde telaffuz etmeliyiz, açıklamalıyız,  dilimizdeki vurgu ve tonlamalara dikkat etmeliyiz.


Bizi biz yapan Türk dilini zenginleştirmeliyiz ve onu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de dediği gibi dünya dilleri arasına girdirmeliyiz. Yani dilimizi çok zengin bir dil haline getirmeli ve böylece kültürümüze de sahip çıkmalıyız. İşte o zaman biz oluruz, Türkiye Cumhuriyeti oluruz, Türk Milleti oluruz ve Türk Diline sahip çıkarız. 

Bir Toplumun Gelişiminde Tiyatronun Önemini Uzunca Yazınız .

Bir Toplumun Gelişiminde Tiyatronun Önemini Uzunca Yazınız .

Bir toplumun uzun yıllar ayakta kalabilmesi için  dayanışma içinde , birlik beraberlik içinde olması gerekir. Çünkü toplumlar ancak bu şekilde uzun ömürlü olur. Tiyatro da bir toplumun gerçeklerini gerek sözel yolla, gerek görsel yolla; yaparak, yaşayarak anlatan bir çeşit sanat türüdür . İçinde oyuncuları olan, seyircileri olan, oyuncuların farklı rollere büründüğü, belli bir mekanı olan , özel olarak yapılmış yerlerdir . Tiyatroda anlatılanlar aslında toplumun yansıması, toplumda yaşananlar ve toplumun kültürüdür . Bunun için toplum olarak tiyatroya gereken ilgi ve önem verilmelidir . Çünkü tiyatro bize  hayatın yansımasıdır diyebiliriz .

Bir toplumda kültürel gelilşmeyi ve ilerlemeyi sağlayan gizli bir güçtür aslında tiyatro . Tiyatro, oyunu gerçekleştirecek olan oyunculara ve bu oyunun sahnelenmesini izleyecek olan seyircilere de çok büyük avantajlar sağlar. Oyunculara dili etkili ve güzel kullanmayı sağlar, oyuncuların dayanışma içinde hareket etmesini sağlar, oyuncuların sorumluluk içinde hareket etmesini sağlar, oyuncularda toplum bilincinin yerleşmesini sağlar. Vücut dilini düzgün kullanmayı öğretir, estetik algılama becerisini geliştirir ve daha birçok olumlu özellikler gelişir. Tiyatroyu izleyenlerde ise  yani daha çok toplum olarak izlediğimiz için bizler de şu özellikler gelişir : Tiyatro izleyen bireyler  kendilerini daha iyi geliştirir ve kişilerde kamu  bilinci oluşmasını sağlar. Düşünceyi harekete geçirmeyi sağlar, milli kimliği pekiştirir, kişi kendi toplumun kültürel özelliklerini daha iyi bilir , kişi oyuncuların kullandığı gibi dilini etkin kullanır, kişi bir toplum içinde kendini daha iyi ifade edebilme becerisine sahip olur, kişilerde de estetik duygular uyanır, anlatılan olaylar karşısında kişi ya da kişiler empati kurma becerisine sahip olur ve böylece başkalarını anlayan  kişiler yetişir ve bu da toplumun daha çok gelişmesini sağlar. Kişinin bireysel ve toplumsal sorumluluğunun artmasını sağlar. Tiyatroda sergilenen oyunlar ile toplum olarak  eksiklerimizi ve artılarımızın ne olduğunu biliriz ve buna kendimize çeki düzen veririz. Yani  toplum olarak daha çok gelişiriz. Kişi  toplumla bütünleşir.  Sorunlar üzerinde daha düşünürüz ve çeşitli yargılara ulaşabiliriz.  Anlatılan bir olayın  hem gülünç  hem de düşündürücü olması bizi daha çok etkiler vb. Daha birçok olumlu sonuçları olur.


Bunun için ülke olarak tiyatroya önem vermeliyiz. Okullarda öğretmenler aracılığı ile  tiyatroya yeteneği olan öğrencilere gerekli ek dersler, özel dersler vermeliyiz. Böylece de topluma  bilinçli bireyler katmalıyız.

İklim İnsan Kişiliğini Etkiler Konulu Münazara

İklim İnsan Kişiliğini Etkiler Konulu Münazara

Yaşadığımız coğrafyanın iklim koşullarının sert olması ya da iklimin ılıman olması , yaşam koşulları için elverişli olması elbette insanın kişiliğini etkiler .  Çünkü  yaşanılan iklim insanların kişiğinde etkilidir . Mesela soğuk iklimde yaşayan insanlar çok fazla sıcakkanlı değildir . Daha soğukkanlı ve daha ciddi bir yüz ifadesine sahiptir . Sıcak iklimin insanları ise iklimin verdiği yumuşaklıktan dolayı daha sıcakkanlı ve daha güler yüzlüdür . Çünkü içinde yaşanılan coğrafyanın  iklimi insan kişiği üzerinde doğrudan etkilidir . İnsan yaşadığı çevre ve  koşullara göre şekil alır .  Ayrıca İbn-i Haldun'a göre sadece iklimin değil yaşanılan yerin kırsal alan olup olmaması da insanın kişiliği üzerinde etki eder .

İbn-i Haldun'a göre  kırsal alanlarda yaşayan insanların zekaları daha keskin , daha yüksektir . Gerçekten de öyledir. Çünkü doğal ortam , şehrin o kalabalığından , o krliğiliğinden insanı uzaklaştırır ve insan daha keskin bir zakaya sahip olur .

Sıcak iklim insanları gevşetir ve sıcak iklimde yaşayan kimseler , soğuk iklimde yaşayan kimselere göre zevklerine daha düşkün olur . Yine denizelliğin etkili olduğu bir yerde yaşayan kimseler de her ne kadar sıcak iklimlerdeki kişilik özelliğini çok fazla göstermese de yine onlar da keyiflerine düşkündür ve denizin ferahlığı onları gevşetir . Dağlık alanda yaşayan, yaylalarda yaşayan insanlar daha disiplinlidir . Zevklerine çok fazla düşkün değildir ve hayat koşulları ile mücadele kişilerin kişiliğine doğrudan etki yapmıştır diyebiliriz . Mesele kendimizden şunu örnek verelim Sabah kalktık ve hava kapalı, dışarısı sisle kaplı ve eve hiç güneş girmiyor . Bu durumda içimiz de kapalı olur . Canımız sıkılır ve o gün çok mutlu bir gün olmaz bizim için . Oysa güneşli günde insanın içi aydınlanır, sanki dünyası aydınlanır . O gün  çok mutlu oluruz . Çünkü güneşin olup olmaması da kısa süreliğine de olsa kişiliğimizi etkileyebilir . Soğuk iklimde yaşayan insanlar geçimlerini daha çok düşünür ve kış için ne hazırlık yapabilirim kaygısını içinde taşırlar . Sabah erken kalkar ve bir an önce işlerini bitirmek için çalışırlar.


İşte arkadaşlar iklimin insan kişiliğini doğrudan etkilediğini hem kendi düşüncelerimle ortaya koydum hem de İbni Haldun'un eserlerinde yazdığı  sözler ile ortaya koydum Demekki neymiş:'' İklim insan kişiğini etkiliyormuş''.