En Sevdiğiniz Renk Hakkında Konuşun

 

En Sevdiğiniz Renk Hakkında Konuşun


 Her rengin kendine göre özellikleri vardır:

Renklerin özellikleri kısaca şu şekildedir:

Mor renk: Zenginlik ve asil olmayı temsil eder.

 Yeşil renk: Huzur, umut ve güven anlamına gelir.

Su yeşili rengi: Dinginlik anlamı taşır.

Sarı renk: Geçiciliği temsil eder.

Mavi renk: Sakinlik ve sağlıklı olma anlamı taşır.


Gri renk: Ciddiyet ve bürokrasi anlamına gelir.

Siyah renk: Güçlü olmayı, hırsı ya da üzüntüyü temsil eder.

Kahverengi: Samimi olma ve hareketlilik anlamı taşır.

Turuncu renk: Mutluluğu, hevesi, enerjik olmayı temsil eder ve dikkat çekicidir.

Pembe renk: Rahat olmayı temsil eder.

Beyaz renk: Saflık ve masumiyet anlamına gelir.


Haki rengi: Doğayla bütünleşmeyi simgeler.

Lacivert renk: Otorite ve kendine güvenme anlamına gelir.

Turkuaz renk: Mutluluk ve hayattan zevk alma anlamı taşır.

Kırmızı renk: Heyecan, sıcaklık, güç ve agresiflik anlamına gelir.


Sevgili Öğretmenim,

En çok sevdiğim renk mavidir. Gökyüzü mavi olduğu için, deniz mavi olduğu için, yeşil maviye daha çok yakıştığı için, mavi bana sakinlik ve huzur sağladığı için mavi rengi çok seviyorum. Bu renge baktığım zaman için huzur ile doluyor ve kendimi güvende hissediyorum.  Psikanaliz biliminin kurucusu olan Avusturya doğumlu Freud mavi rengi anlam olarak okyanusa benzetmiş ve sakinlik veren bir renk olarak betimlemiştir. Sakinleştirici bir renk olan mavi renk, intiharların azaltılması için de kullanılır. 


Çoğu Avrupa ülkesinde yüksek köprülerin korkulukları mavi renk ile boyanır. İnsanların intihar girişiminden kurtarmak ve rahatlatmak için mavi renk kullanılmıştır. Özellikle sosyal medya uygulamalarının kullandığı bir renk olan mavi, kişilerin o uygulamalarda daha çok zaman geçirmesini sağlamıştır. Twitter ve  Facebook  gibi uygulamalar mavi renk ve mavi rengin tonlarını kullanmışlardır. Aynı zamanda mavi renk anlam olarak sağlam olmayı, ve sağlıklı olmanın da simgesidir. Bu nedenle diyet ürünlerinde  daha çok mavi rengi görürüz.

 

Mavi rengin kişiyi rahatlattığı için tansiyona da olumlu etkisi olduğu söylenebilir. Benim içimi ferahlatıyor ve günün stresini mavi renge bakarak atmaya çalışıyorum, yaz tatili geldiği zaman denize gidiyorum ve gökyüzün doyasıya izliyorum. Onun için en sevdiğim renk mavidir. Araştırdıklarım ve hissettiklerim bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum öğretmenim.

Aile İle İlgili Özlü Sözler

 

Aile İle İlgili Özlü Sözler

Aile insanın sırtını güvenle yaslayabileceği, zor zamanlarında arkasında dağ gibi duran  en değerli kurumlardan biridir.  Anne ve  baba tarafından sevgi ile büyütülmüş çocuklar kendilerine güvenirler ve ileriki yaşamlarında daha mutlu olurlar. Aileniz varsa her şeyiniz vardır aslında.


Aile ile ilgili sözler şunlardır:

“Çocuklar anne ve babalarının kötü örnekleri ile bozulmaya devam ettikçe, yeni bir dünya kuramayız.” Alexis Carrel

“Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına en iyi davrananlarınızda.” Hz. Muhammed (sav.)

“Aile hayatının güzelliği gibi hiçbir şey yoktur, bir memleketin yükselmesi; ev ve aile muhabbetine bağlıdır.” Charles Dickens

“İnsan, insan olarak öylesine çok acı ve sevince boğulmuştur ki bir karı kocanın birbirine neler borçlu olacağı hiç hesaplanmaz bile ancak ebediyetin ödeyebileceği bir sonsuz borçtur o. Wolfgang Van Goethe.


Herkese karşı tatlı ve uysal olmaya dikkat ediniz, bilhassa evinizde. François de Sales

“Aile bağları o kadar ağırdır ki taşımak için iki kişi gerekir, hatta üç.” Alexandre Dumas

“Ailesine bağlı olan, vatanına da bağlı olur.” Ludwig Van Beethoven

“Bir aileyi idare etmekle, bir ülkeyi idare etmek arasında çok fark yoktur.” Montaigne

“Her aile bir tarihtir, hatta okumasını bilene göre bir destandır.”  Alphonse de La Martine.


“Bir erkeği terbiye ediniz; bir insanı terbiye etmiş olursunuz, bir kadını terbiye ediniz, bir aileyi terbiye etmiş olursunuz.” Fannie Hurst.

“Çocuklar anne ve babalarının kötü örnekleri ile bozulmaya devam ettikçe, yeni bir dünya kuramayız.” Alexis Carrel

Çabuk Kurulan Dostluklar Güven Verir Mi Konulu Konuşma

 

Çabuk Kurulan Dostluklar Güven Verir Mi Konulu Konuşma


Dostluk kısa zamanda kurulan bir şey değildir. Bir insana güvenmek, onunla samimi olmak ve iyi ilişkiler kurmak yıllar alır. Yani belirli bir zaman, süreç ve sabır gerekir dostluğun olması için. Dostluk güvendir, sadakattir, senin olmadığın zamanlarda senin hakkında konuşan kişilere gereken cevabı vermek ve dürüst olmaktır.

 

Sevgili Öğretmenim, değerli sınıf arkadaşlarım.

Çabuk kurulan dostluklar çabuk da sona erer. Bir kere yakın bir zamanda tanıştığın kişinin nasıl bir özelliğe sahip olduğunu, hangi durumlarda hangi tepkiyi vereceğini bilemezsin. Bunun için bir yaşam tecrübesinin olması gerekir. Yani dostluklar yıllar içinde kurulur ve kurulan dostluklar içtenlikle beslenmişse, arada dürüstlük ve güven de varsa o dostluklar ömür boyu devam eder. Bir yerde çabuk kurulan dostluk varsa orada çıkar ilişkileri vardır ve zaten o dostluk ilişkileri de çıkar ilişkileri bitince biter. Oysa gerçek dostluk çok başka bir şeydir. Arada menfaat yoktur. Seni, sen olduğun seven, sana değer veren, hem başarılı anında seninle mutlu olan, hem de kötü zamanlarında, dara düştüğün anlarda  sana destek veren kişidir dost.

 

Çabuk kurulan dostlukla sabun köpüğüdür, kısa zamanda yok olur.  Dost dediğin kişi öfkeli anında nasıl, senin zor zamanlarında nasıl bunu öğrenmek yıllar alır. Bunun için bize her gülene, bir anda samimi olmaya çalışan insanlara dikkat etmeliyiz. Böyle kimselerin ya bir çıkarı vardır ya da başka amaçları. Onun için şunu söyleyebilirim: Çabuk kurulan dostluklar dostluk değil, samimiyetsizlik, yapmacıklıktır. Anlatacaklarım ve söyleyebileceklerim bunlardır. Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum. Sağlam dostlarınızın olması dileği ile…

Yeni Yıldan Beklentilerim Konulu Konuşma Örneği

 

Yeni Yıldan Beklentilerim Konulu Konuşma Örneği


Her yeni yıl bizi bir yaş daha ileriye götürmektedir. Yaşımız ilerlesin ama ruhumuz gerilemesin, ruhumuz hep geç kalsın. Yeni yıla özgü her insanın umutları vardır.


Sevgili Öğretmenim,

Benim yeni yıldan beklentilerim şunlardır; Yeni salgınların ortaya çıkmaması, İsrail- Filistin savaşının bir an önce son bulması ve çocukların ölmemesi, kadınların ölmemesi, insanların işkenceye maruz bırakılmamasıdır. Dünyada barışın olmasını umuyorum, inşallah da öyle olur. Yeni yılda kadına şiddetin, hayvana şiddetin, çocuk istismarının son bulmasını istiyorum ve insanlarımızın bilinçli, eğitimli, ahlaklı insanlar olmasını istiyorum. Tüketim çılgınlığının azalmasını istiyorum. Ülkemizin ekonomisinin iyi olmasını, enflasyonun dengeye gelmesini umut ediyorum. Türk Lirası eski değerine kavuşsun istiyorum. Ülkemiz her açıdan daha çok gelişsin, üniversiteyi bitirip mezun olmuş atanmamış her öğrencinin atanmasını istiyorum.


 İşsizliğin azalmasını, her ailenin evine ekmek götürmesini istiyorum. Ailemiz yanımızda olsun, aile içi huzur, sevgi, dayanışma ve ilgi olsun istiyorum. Kendi kültürümüze dönelim, ana dilimize sahip çıkalım ve Batı'nın yaşam tarzını almayalım istiyorum. Türk  ahlak yapısını bozan sitelerin kapanmasını istiyorum. Gençlerin daha çalışkan, daha heyecanlı ve daha çok kitap okumasını istiyorum. İnsanlar daha samimi ve daha doğal olsun, yeni yıl hepimizi mutluluk , sevgi, barış, yardımlaşma, güven, saygı gibi kavramları getirsin istiyorum.


 İnsan ilişkileri daha samimi olsun ve yapay davranışlar son bulsun istiyorum. Daha sağlıklı olayım ve irademe hakim olayım istiyorum. Daha sağlıklı bir beden ve ruha sahip olmayı ve daha çok kitap okumayı umuyorum. Anlatacaklarım bu kadardı. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Kızılderili Atasözleri

 

Kızılderili Atasözleri


Kızılderililer doğaya saygısı  olan, tüketim çılgını olmayan, doğasever insanlardır. Onların yaşam amacı doğayı korumak, ihtiyaç duyduğun kadarını yemek ve hırslı olmamaktır. Örnek almamız gereken insani davranışları gerçek anlamda uygulayan kimselerdir.

Kızılderili atasözü örnekleri şunlardır:

“Önce kendine karşı dürüst ol. Önce kendini besleyemezsen ve kendine  yardım edemezsen, başkalarını besleyemezsin ve onlara yardım edemezsin.” 

“Başkalarına asla kötü bir şekilde konuşma. Evrene bıraktığın negatif enerji, sana katlanmış olarak geri döner.”    

“Doğa bizim için değildir, o bizim bir parçamızdır. Onlar senin dünyasal ailenin parçalarıdır.”

“Neden ben insanlara güvenmemeyi öğrenip vicdanımı kirleteyim. Onlar güvenilir olmayı öğrensinler.”   

 “   Başka birinin sözünü asla kesme, Herkese kişisel ifadeleri için izin ver.”    

“Su gibi olmalıyız. Her şeyden aşağıda, Ama kayadan bile daha kuvvetli. Biz hepimiz yoksuluz, çünkü şerefliyiz. “ 

“Misafirlerine evinde saygıyla davran. Onlara en iyi yiyeceklerini ver, en iyi yatağı ver ve onlara saygı ve onurla muamele et.”     

 

“Kaybetmeyi ahlâksız kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer.”  

“Herhangi bir kişiden, bir topluluktan, bir çölden ya da bir  kültürden olsun, senin olmayan şeyi alma. O ne kazanılmıştır, ne de  verilmiştir. Senin değildir.”   

 “Biz ağaçlara zarar vermek istemeyiz. Ne zaman onları kesmemiz gerekse, önce onlara tütün ikram ederiz. Odunu asla ziyan etmeyiz, lazım olduğu kadar keser, kestiğimizin hepsini kullanırız. Eğer onların hislerini düşünmez ve kesmeden önce tütün ikram etmezsek, ormanın diğer bütün ağaçları gözyaşı dökecektir, bu da bizim kalbimizi yaralar.”

“Ormandaki tüm sesleri dinle. Ağaçları izle, hayvanları ve tüm yaşayan  şeyleri... Kitaplardan öğrendiklerinden fazlasını bulacaksın.”

“İnsan iki kişiliklidir. İçinde bir iyi köpek birde kötü köpek kavga eder. Hangisini daha çok beslersen o kazanır.”

“Günümüzde insanlar bilgiyi arar oldu, hikmeti değil. Halbuki bilgi mazidir, hikmet ise istikbal. “

“Senin vicdanın senden başkasını temsil edemez. “

Cesaret ve hoşgörü ancak samimiyet varsa bir arada yürür.  Eğer  samimiyet yoksa cesaret kabalığa, hoşgörü umursamazlığa dönüşür.    

“İlkbaharda usul usul yürü, toprak ana hamiledir.”   

“Kendini, kendin için ara. Başkalarının senin için yol çizmesine izin verme. Bu senin, yalnız senin yolun. Başkaları seninle beraber yürüyebilir ama senin için yürümez.”

“Zihnini güçlendirmek için bedenini çalıştır.”

“Fakir olmak, şerefsiz olmaktan daha küçük bir meseledir.”     

      “Yapmamız gereken: her şeyi eski sadeliğine döndürmektir, böylece bozulan düzenimiz yeniden kurulacaktır.”

“Sular yükselince, balıklar karıncaları yer. Sular çekilince de karıncalar balıkları yer. Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir çünkü kimin kimi yiyeceğine suyun akışı karar verir.”

     “Her şey aynı nefesten alır: Hayvanlar, ağaçlar, insanlar... Hayvanlar olmazsa insanlar ne yapar? Bütün hayvanlar gitse insanların bilinçi büyük bir yalnızlığa boğulur; insanlar yalnızlıktan ölür.”   

“Yanlışı gören ve önlemek için eli uzatmayan yanlışı yapan kadar suçludur.”

“Gözün ile değil, yüreğin ile hüküm ver.”

 “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.  

“Eğer herkes bir başkası için bir şey yaparsa dünyada ihtiyaç içinde kimse kalmaz. Sadece bir kişiye yardım et! Şimdiki usul bu değil ama inanıyorum, insanlar bu yolu öğrenecekler.”

“Bildiklerini anlat. Ama akıl vermeye kalkma. Anlatılanları iyi dinle. Ama hepsini doğru sanma .Sessiz kalmak, bir şey bilmediğin anlamına gelmez. Çok konuşmak da çok şey bildiğini göstermez.”  

Avlayacaksan en zayıf geyiği avla, çünkü sağlam olanlar yeni neslin devamını sağlayacaktır.

 

  “Arkamda yürüme, ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme, takipçin olmayabilirim. Sana uymayabilirim. Yanımda yürü ki böylece seni görebileyim, böylece ikimiz eşit oluruz.”

“Bir kere "Al şunu" demek, iki kere "Ben vereceğim" demekten iyidir.”

 “Üç barış vardır: Birinci barış, en önemli barıştır. İnsan ruhundadır o. İnsan, kainatla ve kainatın bütün güçleri ile olan ilişkisini, beraberliğini fark ettiğinde, kainatın merkezinde Büyük Ruhun durduğunu ve bu merkezin her yerde, her birimizin içinde olduğunu fark ettiğinde birinci barış sağlanmıştır. Bu gerçek barıştır, diğerleri sadece bunun akisleridir. İkinci barış iki fert arasında olan barıştır. Üçüncü barış ise iki millet arasında yapılır. Fakat hepsinden önce, anlamalısınız ki 'gerçek barış' dediğim birinci barış, insanın ruhundaki barış yoksa ne fertler ne de milletler arasında barış olabilir."

Savaş Çocukları Nasıl Etkiler Konulu Konuşma

 

Savaş Çocukları Nasıl Etkiler Konulu Konuşma


Savaş; insan eliyle oluşturulan ve ciddi yıkıcı sonuçlarının uzun yıllar boyunca gözlemlendiği bir kitlesel travmadır. “Savaş insanları öldürür; savaş hayvanları öldürür; savaş bitkileri öldürür; savaş binaları öldürür; savaş gölgeleri bile öldürür, çünkü gölgenin sahibini imha eder! Savaş, psikopatların psikopatlığıdır!” der Mehmet Murat İldan. Savaşın acı yüzünü, savaşın  en kötü etkilerini, savaşın nasıl yıkımlar yarattığını az çok herkes bilir. Çünkü savaş ölüm demek, yaralanmak demek,  acı kayıplar, kan, göz yaşı demektir. Savaştan en çok ve en kötü etkilenen ise çocuklardır. Çocuklar hem büyüme-gelişme çağında oldukları, hem de sürekli ilgi ve gözetim ihtiyacı taşıdıkları ve kendilerini savunamayacak yaşta oldukları için erişkinlere göre daha fazla ve farklı şekilde zarar görürler.

 

Sevgili Öğretmenim, değerli dinleyiciler,

Savaşın acımasızlığı yüzünden hayatını kaybeden çocuklar vardır. Sabah güneş doğduğunda evinde bir bardak çayı içemeden, güneşin doğuşunu izleyemeden, okuluna güle eğlene gidemeden bombalar altında ölen çocuklar, enkazlar altında kalan çocuklar vardır. Hayatını kaybeden ve ölürsem cennete gidecek miyim, orada yemek olacak mı diye soru soran masum çocuklar. Bu suç bizim suçumuz, bu günah bizim günahımız. Nasıl vereceğiz her ölen çocuğun hesabını kendi vicdanımıza, kendi dünyamıza ve insanlığa… Filistin'de ölen , yaralanan, sakat kalan ve İsrail zulmüne tanık olan binlerce  masum, günahsız, ne olduğunu bile anlamayan binlerce çocuk....

 

Sevgili Öğretmenim,

Savaştan en çok  dünyanın en masum varlıkları olan, gülen gözleri, ufacık halleri ile çocuklar etkilenir. Gözleri önünde ana ve babalarını, kardeşlerini kaybeden çocuklar. Vahşete tanık olurlar, zalimlerin zulmüne uğrarlar. Savaş sonucunda acı kayıplar yaşayan çocuklar yaşadıkları olayların etkisini hayatı boyunca unutamazlar ve  bilinçaltında hep savaşın bıraktığı etkiler kalır. Rüyasında bile savaşla iç içe olan, ana, babasını gören ve onlara hasret kalan çocuklar…. Yüreğinde şefkat ve merhamete duygusu olan kimseler savaşı başlatmaz ve savaşı başlatmış olsa bile sivil halka özellikle de çocuklara zarar vermez. Çünkü çocukların hiçbir  suçu yoktur. Onlar Allah’ın bize emaneti olan, kendilerini savunmadan bile yoksun olan canlardır. Savaş onlarda yakıcı ve yıkıcı etkiler bırakır. Savaştan etkilen çocuklar;  korku, endişe, panik atak gibi sorunlar yaşamaya başlarlar.

 

En ufak bir sesten korkarlar ve her an savaş oluyor hissi ile bir türlü rahat edemezler ve mutlu olamazlar.  Savaş; çocukların fiziksel ve duygusal sağlığı üzerinde yıkıcı etki bırakır. Savaş ortamına maruz kalmış çocuklar şiddet,  tramva ve yoksullukla karşı karşıya kalırlar. Bu deneyimler, çocukların büyüme ve gelişmesini olumsuz yönde etkileyebilir. Savaş travması, çocuklarda kaygı, depresyon, öfke ve dikkat eksikliği gibi sorunlara yol açabilir. Savaştan etkilenen çocuklar, sosyal ilişkilerde zorluklar yaşayabilir ve okulda başarısız olabilir.

 

Çocukların savaş sonrası yaşanan kötü olaylardan daha az etkilenmesi ve kendilerine gelmesi için insan olan herkes üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmelidir. Bunun için de çocuklara psikolojik destek sağlanmalıdır,  eğitim ve fırsatlar sağlanmalıdır, onların yaşayabileceği, rahat nefes alabileceği  güvenli ortamlar inşa edilmelidir. Savaş aslında çocuk hakları ihlali, çocuk istismarı ve çocuğun ihmalidir. Bunun için savaşlara son verilmeli, yurtta barış, dünyada barış olmalıdır.