Kızılderili Atasözleri

 

Kızılderili Atasözleri


Kızılderililer doğaya saygısı  olan, tüketim çılgını olmayan, doğasever insanlardır. Onların yaşam amacı doğayı korumak, ihtiyaç duyduğun kadarını yemek ve hırslı olmamaktır. Örnek almamız gereken insani davranışları gerçek anlamda uygulayan kimselerdir.

Kızılderili atasözü örnekleri şunlardır:

“Önce kendine karşı dürüst ol. Önce kendini besleyemezsen ve kendine  yardım edemezsen, başkalarını besleyemezsin ve onlara yardım edemezsin.” 

“Başkalarına asla kötü bir şekilde konuşma. Evrene bıraktığın negatif enerji, sana katlanmış olarak geri döner.”    

“Doğa bizim için değildir, o bizim bir parçamızdır. Onlar senin dünyasal ailenin parçalarıdır.”

“Neden ben insanlara güvenmemeyi öğrenip vicdanımı kirleteyim. Onlar güvenilir olmayı öğrensinler.”   

 “   Başka birinin sözünü asla kesme, Herkese kişisel ifadeleri için izin ver.”    

“Su gibi olmalıyız. Her şeyden aşağıda, Ama kayadan bile daha kuvvetli. Biz hepimiz yoksuluz, çünkü şerefliyiz. “ 

“Misafirlerine evinde saygıyla davran. Onlara en iyi yiyeceklerini ver, en iyi yatağı ver ve onlara saygı ve onurla muamele et.”     

 

“Kaybetmeyi ahlâksız kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer.”  

“Herhangi bir kişiden, bir topluluktan, bir çölden ya da bir  kültürden olsun, senin olmayan şeyi alma. O ne kazanılmıştır, ne de  verilmiştir. Senin değildir.”   

 “Biz ağaçlara zarar vermek istemeyiz. Ne zaman onları kesmemiz gerekse, önce onlara tütün ikram ederiz. Odunu asla ziyan etmeyiz, lazım olduğu kadar keser, kestiğimizin hepsini kullanırız. Eğer onların hislerini düşünmez ve kesmeden önce tütün ikram etmezsek, ormanın diğer bütün ağaçları gözyaşı dökecektir, bu da bizim kalbimizi yaralar.”

“Ormandaki tüm sesleri dinle. Ağaçları izle, hayvanları ve tüm yaşayan  şeyleri... Kitaplardan öğrendiklerinden fazlasını bulacaksın.”

“İnsan iki kişiliklidir. İçinde bir iyi köpek birde kötü köpek kavga eder. Hangisini daha çok beslersen o kazanır.”

“Günümüzde insanlar bilgiyi arar oldu, hikmeti değil. Halbuki bilgi mazidir, hikmet ise istikbal. “

“Senin vicdanın senden başkasını temsil edemez. “

Cesaret ve hoşgörü ancak samimiyet varsa bir arada yürür.  Eğer  samimiyet yoksa cesaret kabalığa, hoşgörü umursamazlığa dönüşür.    

“İlkbaharda usul usul yürü, toprak ana hamiledir.”   

“Kendini, kendin için ara. Başkalarının senin için yol çizmesine izin verme. Bu senin, yalnız senin yolun. Başkaları seninle beraber yürüyebilir ama senin için yürümez.”

“Zihnini güçlendirmek için bedenini çalıştır.”

“Fakir olmak, şerefsiz olmaktan daha küçük bir meseledir.”     

      “Yapmamız gereken: her şeyi eski sadeliğine döndürmektir, böylece bozulan düzenimiz yeniden kurulacaktır.”

“Sular yükselince, balıklar karıncaları yer. Sular çekilince de karıncalar balıkları yer. Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir çünkü kimin kimi yiyeceğine suyun akışı karar verir.”

     “Her şey aynı nefesten alır: Hayvanlar, ağaçlar, insanlar... Hayvanlar olmazsa insanlar ne yapar? Bütün hayvanlar gitse insanların bilinçi büyük bir yalnızlığa boğulur; insanlar yalnızlıktan ölür.”   

“Yanlışı gören ve önlemek için eli uzatmayan yanlışı yapan kadar suçludur.”

“Gözün ile değil, yüreğin ile hüküm ver.”

 “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.  

“Eğer herkes bir başkası için bir şey yaparsa dünyada ihtiyaç içinde kimse kalmaz. Sadece bir kişiye yardım et! Şimdiki usul bu değil ama inanıyorum, insanlar bu yolu öğrenecekler.”

“Bildiklerini anlat. Ama akıl vermeye kalkma. Anlatılanları iyi dinle. Ama hepsini doğru sanma .Sessiz kalmak, bir şey bilmediğin anlamına gelmez. Çok konuşmak da çok şey bildiğini göstermez.”  

Avlayacaksan en zayıf geyiği avla, çünkü sağlam olanlar yeni neslin devamını sağlayacaktır.

 

  “Arkamda yürüme, ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme, takipçin olmayabilirim. Sana uymayabilirim. Yanımda yürü ki böylece seni görebileyim, böylece ikimiz eşit oluruz.”

“Bir kere "Al şunu" demek, iki kere "Ben vereceğim" demekten iyidir.”

 “Üç barış vardır: Birinci barış, en önemli barıştır. İnsan ruhundadır o. İnsan, kainatla ve kainatın bütün güçleri ile olan ilişkisini, beraberliğini fark ettiğinde, kainatın merkezinde Büyük Ruhun durduğunu ve bu merkezin her yerde, her birimizin içinde olduğunu fark ettiğinde birinci barış sağlanmıştır. Bu gerçek barıştır, diğerleri sadece bunun akisleridir. İkinci barış iki fert arasında olan barıştır. Üçüncü barış ise iki millet arasında yapılır. Fakat hepsinden önce, anlamalısınız ki 'gerçek barış' dediğim birinci barış, insanın ruhundaki barış yoksa ne fertler ne de milletler arasında barış olabilir."

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme