Neden Dürüst Olmalıyız Konulu Konuşma

 

Neden Dürüst Olmalıyız Konulu Konuşma


Dürüst olmak kişinin şahsiyetli ve asil olması ile ilgili bir durumdur. Dürüst olmak gerekir çünkü kişi önce kendine saygılı olmalı, önce kendini sevmeli ve kendi vicdanında rahat edebilmelidir.

 

Sevgili  Öğretmenim,

Dürüst olmalıyız çünkü dürüst olan insan hiçbir zaman yalan söylemek zorunda kalmaz. Yalan söylemek zorunda kalmadığı için de bir şeyleri karıştırmaz ve her zaman net ve berrak bir beyne sahip olur. Dürüstlük bireyin kendisine olan öz saygısı, kendisine olan özgüveni ve sevgisidir. Dürüst olduğun zaman yalancı bir insan olmazsın. Başka insanlar, arkadaşlar, dostlar da sana güvenir ve yola seninle çıkmak isterler. İnsanlar bir işe gireceği sırada senden bilgi almak isterler. Çünkü senin sözüne itimatları tam olur.

 

Dürüst olmalıyız çünkü ancak o zaman işlerimiz yolunda gider ve kendi ayaklarımız üzerinde durabiliriz ve kimseye minnet eylemek zorunda kalmayız. Dürüst olduğumuz zaman bazı zamanlar kaybedebiliriz ama bu durum onursuz olmaktan çok daha iyidir. Dürüst olduğumuz için başka kişiler bize daha çok güvenir, daha çok saygı duyar ve özümüz ve sözümüz bir olduğu için kimse arkamızdan kötü bir söz söyleyemez. Çünkü hiçbir zaman yalana, dolana başvurmayan bir insan oluruz. Toplumun gözünde değerli biri oluruz. Daha ahlaklı insan olmak için, topluma faydalı olmak için, yakın çevremize örnek olmak için, doğru işler yapmak içimn dürüst olmalıyız. Bizi yaratan Allah’a karşı görevlerimiz olduğu için, ona yaraşır bir kul olmak için, adaletli, ahlaklı, dürüst ve güvenilir kimselerden olmalıyız.

Bağlılık İle İlgili Özlü Sözler


Bağlılık İle İlgili Özlü Sözler


  Bağlılık aslında bir nevi sadakat demektir. İnsan her zaman sadakatlı olmalı, onu sevenlere bağlı kalmalıdır.  Aynı zamanda bir işe bağlı olma, sorumluluklarını yerine getirmek için güzel alışkanlıklar edinmedir. Bağlılık ile ilgili farklı görüşler vardır. Bu görüşler şunlardır:


“Sevgi, en büyük gücünüz ve en büyük zayıflığınızdır. Size birini kendinizden daha çok sevme gücü verirken, bağlı olduğunuz bir şeyi kaybettiğinizde yaşamak zordur. Kaybettiğimizde bile, daha da ileri gitmeli ve gerçekten bir şey taahhüt etmeliyiz. Gerçekten seven biri en güzel duygudur.” - Yemin etmeden bir daha düşün, çünkü sadakat ile başlayan her şey ihanet ile biter. (Tuncel Kurtiz)

“İnsana sadakat yaraşır, görse de ikrah, yardımcısıdır doğruların, Hazret-i Allah!” Ziya Paşa.


“Bu, sadıklara doğruluklarının fayda sağladığı gündür. Onlar için altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler vardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte büyük kurtuluş budur.”  Maide Suresi, 119. Ayet 

“Para ile alınan sadakat daha fazla para ile mağlup edilir.” Seneca

“Sevdiğine bağlı kalmak için uğraşmak, sadakatsizliğin ta kendisidir.” François de La Rochefaucauld.

“Sadakatsizlik, nankörlerin işidir, nankörlük ise Allah’ın sevmediği huylardandır.” Cervantes


“İyi bir karakteri oluşturan parçalar sadakat ve merhamettir.” Carl Hilty

“Sadakat; içten bağlılık ve sağlam olan güçlü dostluk anlamlarına gelir. Sadakat duygusuna sahip olan insanlar en başta kendilerine sadık olurlar. Sadık insanlarda başka birileri istediği için hain damgası yemezler.” Tuncel Kurtiz

“Sadakat, eğer onu taşıyacak gücü yoksa insana çok ağır gelebilir. “(Spartacus)

“Çalışmalarının sonuçlarına bağlılıklarından vazgeçemeyenler, yoldan uzaktırlar.”  Mahatma Gandi

Sağlık İle İlgili Kompozisyon

 

Sağlık İle İlgili Kompozisyon


İnsan yaşamının mutlu bir şekilde ilerlemesi için, bedenin ve ruhun sağlıklı olması gerekir. Sağlıklı olmayan bir insandan hayat ışığı bekleyemezsiniz. Çünkü sağlık yoksa umut yoktur, hüzün vardır, acı vardır. Onun için henüz sağlığımız yerindeyken onun kıymetini bilmeli ve bunun için de her şeyde ölçü kaçırılmamalıdır. Öncelikle kendimize yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırmalıyız. Bunun için de sürekli diyetler yapmak, o diyetleri bozmak çok gereksiz bir eylemdir.


 Çünkü yapılan diyetlerin çoğu hayat alışkanlığı haline gelmiyor ne yazık ki. İnsanla  ilk önce kiloyu çok güzel bir şekilde veriyorlar. Diyetim bitti normale döndüm diye tekrar eski yeme alışkanlıklarına dönüp bu defa eski verdiği kilolardan da daha fazlasını alıyorlar ve bunun sonucunda da tekrar bir kısır döngüye başvuruyorlar. Oysa insan nefsinin esiri olmamalıdır. Diyetlerle uğraşmak yerine, zamanımızı boş yere heba etmek için önce aklımızı, irademizi kullansak her zaman hem sağlıklı oluruz ve hem de kilo takıntılarımız olmaz. Bundan dolayı ilk olarak nefis terbiye edilmelidir. Bu her şeyde geçerlidir aslında. 


Nefsini terbiye etmiş insan gerçek anlamda olgun insandır. Kendine saygısı olan, kendi iradesini etkin kullanan kişidir. Sağlığın korunması, güzel bir yaşlılık geçirilmesi nefse hakim olma sayesinde olur. Sağlık elden gittiği zaman eyvah etmenin kimseye faydası yoktur. Sağlık elden gitmeden akıl kullanılmalı, kişi kendini koruma altına almalıdır. Sağlık yerinde olduğu zaman yoksul olsan bile çalışır kazanır, karnını doyurur ve kimseye muhtaç olmadan mutlu bir şekilde yaşamını devam ettirirsin. Sağlığın önemi ile ilgili şu söz de çok anlamlıdır: “Hiç kimseye imandan sonra sağlıktan daha üstün bir nimet verilmemiştir. “ Hz. Ebubekir.

Atatürk’ün Çeşitli Konulardaki Sözlerinden Örnekler

 

Atatürk’ün Çeşitli Konulardaki Sözlerinden Örnekler


Mustafa Kemal Atatürk çok yönlü bir insandı. Sanata, eğitime, bilime, siyasete vb her şeye ilgisi vardı. Ülkesinin her alanda gelişmesi için hayatı boyunca mücadele etmiştir.

Mustafa Kemal’in çeşitli konulardaki sözlerinden bazıları şunlardır:

“Yurtta sulh, cihanda sulh.”

“Gerçi bize milliyetçi derler. Ama, biz öyle milliyetçileriz ki, işbirliği eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların milliyetlerinin bütün icaplarını tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz herhalde hodbince ve mağrurca bir milliyetçilik değildir.”

“Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküş vardır. Her ilerleyişin ve kurtuluşun anası hürriyettir.”

“İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!”

“Egemenlik verilmez, alınır.”


“Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki tekniğin gerektirdiği şeyleri yapmaz, itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur.”

“Bütün ilerlemeler, insan fikrinin eseridir. Fikri harekete getirmek, birinci işimiz olmalıdır. Bir kere millet benliğine hakim olsun ve düşünebilsin, yeter! Başlangıçta hatalı düşünse de, az zaman sonra bu hatayı düzeltebilir. Fikir bir kere faaliyete başladı mı, her şey yavaş yavaş düzene girer ve düzelir. Fikrin serbest hareketi ise, ancak bireyin düşündüğünü serbest olarak söylemek, yazmak ve verdiği karara göre her türlü girişimde bulunmak serbestisine sahip olmakla mümkündür.”

“Çalışmak demek, boşuna yorulmak, terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre bilim ve teknik ve her türlü uygar buluşlardan azami derecede istifade etmek zorunludur.”

“Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için, en hakiki mürşit bilimdir, fendir.”

“Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin.”

“Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.”

“Bir ulusun asker ordusu ne kadar güçlü olursa olsun, kazandığı zafer ne kadar yüce olursa olsun, bir ulus ilim ordusuna sahip değilse, savaş meydanlarında kazanılmış zaferlerin sonu olacaktır. Bu nedenle bir an önce büyük, mükemmel bir ilim ordusuna sahip olma zorunluluğu vardır.”

“Ancak, ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir.”

“Millî hedef belli olmuştur. Ona ulaşacak yolları bulmak zor değildir. Önemli olan, çetin olan o yollar üzerinde çalışmaktır. Denebilir ki hiçbir şeye muhtaç değiliz. Yalnız tek bir şeye çok ihtiyacımız vardır: Çalışkan olmak. Toplumsal hastalıklarımızı incelersek temel olarak bundan başka, bundan önemli bir hastalık keşfedemeyiz; hastalık budur. O halde ilk işimiz bu hastalığı esaslı bir şekilde tedavi etmektir. Milleti çalışkan yapmaktır. Servet ve onun doğal sonucu olan refah ve mutluluk, yalnız ve ancak çalışkanların hakkıdır.”

“Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok, ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır. Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak şekilde ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım.”

“Bir millet eğitim ordusuna sahip olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak eğitim ordusuyla mümkündür.”

“Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.”

“Bir ulus sanattan ve sanatçıdan yoksunsa, tam bir hayata sahip olamaz.”


“Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir.”

“Softa sınıfının din simsarlığına izin verilmemelidir. Dinden maddi menfaat temin edenler. İğrenç kimselerdir. İşte bu duruma karşıyız ve buna müsaade etmiyoruz.”

“Yorulmadan beni takip edeceğinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar, yorulmadan ne demek? Yorulmamak olur mu? Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil, yorulduğunuz zaman dahi durmadan yürümek, yorulduğunuz dakikada da dinlenmeden beni takip etmektir. Yorgunluk her insan, her mahlûk için tabii bir halettir, fakat insanda yorgunluğu yenebilecek mânevi bir kuvvet vardır ki, işte bu kuvvet yorulanları dinlendirmeden yürütür.”

“Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü de demektir.”

“Muallimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğiticileri, sizler yetiştireceksiniz, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle mütenasip bulunacaktır.”

“Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.”

Vanilya Kokulu Mektuplar Kitabında Geçen Güzel Sözler

 

Vanilya Kokulu Mektuplar Kitabında Geçen  Güzel Sözler


Annesi ve babası ayrılmış olan Kıymık Kıymık,  anneannesinin yanına yerleşmek zorunda kalır. Hayal gücü çok geniş bir çocuktur. Bundan dolayı  Kıymık kendi dedektiflik ve keşif bürosunu kurar. Bir gün postacı bay güler yüz, Kıymık'ın ölen dedesine, otuz yıl önce Paris'ten postalanmış bir mektup getirir ve kitap bu şekilde ilerlemeye devam eder. 

"Savaşlar oyun bile olsa hiçbir işe yaramazlar. mezar taşlarını artırır, göğsü madalyalarla dolu ama kolu, bacağı, gözü olmayan insanlar türetirler."

"Eskimez ya. Dünyada eskimeyen bir dil vardır, o da müziğin dilidir. Müzik eskimeyince müzisyenler eskir mi? Her zaman çağa ayak uydururlar."

"Başarının sırrını anladım. Bir işe ne kadar çok sarılırsan, başarılı olma şansın o kadar artar.”


“En harika şeyler kaybettiklerimizdir.”

“Yaşam bir aynadır, sen ona gülümsersen o da sana gülümser.”

"Koku deyip geçme, bazen bir koku insanı taa nerelere götürür. Çocukluğa, bir gemi yolculuğuna, eski bir düşe..."

“Mutluluk akıl işidir bir kere.”

“Sevgiyle verilen her haber güzelleşir.”

“Kendimi en iyi, en güvenli hissettiğim zamanlar siz dostlarımla birlikte olduğum anlardır."

“İnsan ne oldum dememeli, ne olacağım demeli.”


“O günden sonra başkemancı kızın yaşamı bayağı hareketlenmiş. Yeni kemanını okşayıp çaldıkça, ünü bütün dünyaya yayılmış. Birçok ülkede konserler vermeye başlamış. Kız, Sava'ya her gittiği yerden mektup yolluyor, kemanıyla dostluğunun her geçen gün arttığından söz ediyormuş. Sava, artık günlerini kemancı kızın mektuplarını okuyarak, hayaller kurarak geçirir olmuş.”

“Hayal kurmadan hiçbir mesleği başarıyla yürütemezsiniz. Bir terzi hayal edemediği bir giysiyi dikemez, öyle değil mi?”


“Dünyayı, insanları tanımak yetmez. Dünyayı değiştirmekte gerekir.”

“İlkler hep iz bırakır.”

“Küçük dostum, insanların yüreklerine en kolay neyle ulaşabilirsin, biliyor musun? “ Ne sözle, ne gösterişle. Müzikle.”

Gümüş Kanat Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Gümüş Kanat Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Gümüş Kanat; kaybolmayan hayallerin, ideallerin, umutların,  günden güne çoğalan sevginin sembolüdür. Küçük yaşta hayatın acı yüzüyle karşı karşıya kalmış olan Kemal; bütün zorlukları sevgi, gayret ve dostluğun, en çok da Gümüş Kanat'ın yardımıyla aşmıştır.. Onun ardında kara günlerden mavi hayalleri yükselir. Çocukların zevkle bir solukta okuyup bitireceği muhteşem bir kitaptır.

Kitapta geçen özlü sözler şunlardır:

“Keşke insanların da ağaçlar gibi sağlam kökleri olsaydı.”

“Zenginler hazinelerini gömecek yer arıyorlardı, fakirler ise sığınacak bir delik.”

“İnsanlar yaşamak isterler çocuğum. Kendilerinden ziyade sevdiklerinin yaşamasını isterler. Fakat doğmak gibi ölmek de var dünyada. Gelen muhakkak ki günün birinde gidecek.”


“Bir makine gibi güçten kesilinceye kadar çalışmalıydı. Ancak o zaman kendisini tedirgin eden kaygılardan kurtulabiliyordu.”

“Sevginin yaşaması için, eşsiz bir çiçeğe gösterilen bakım gibi özeniş lazımdır.”

“Sevginin yaşaması için , eşsiz bir çiçeğe gösterilen bakım gibi özeniş lazımdır.”

“Allah'ın verdiği canı Allah alırdı.”

“Zaten Saadet bu değil miydi? Dünyada sevdikleri olmak, onlarla beraber vatan toprağında yaşamak. Hastalıkları, sağlıkları, kederleri, sevinçleri beraber yaşamak. Evet, gerisi boştu.”

“Felaketlerden korkmamak, cesaretle göğüs germek lazımdı. Zorluklarla döğüş edenler, güçlükleri yenebiliyor, savaşı kazanabiliyorlardı. Hayatta acılara sabırla, ağır başlılıkla dayanıp mücadele edenlerin yüzüne talih gülüyordu.”

“Anaların, babaların, öğretmenlerin hakları ödenmeyecek kadar büyüktür.”


“Sonra anladım ki dünyada hazine çalışmak, saadet sağlıkmış.”

"Hayaller insanı oyalar, eğlendirir. Hem hayal kurmak için masraf da istemez, parasızdır."

- Anneciğim! dedi, Cennet bu kadar güzel midir acaba? Gözbebekleri heyecanla büyümüş, yanakları kızarmıştı. Annesi:  Vatanımız Cennet kadar güzel! dedi. Belki Cennet bu Vatan Toprağı idi. Üstünde yaşamak, sonra toprağında sonsuz uykuya dalmak.”

“Hayat, ne kadar karanlık olursa olsun, içinde hep bir umut ışığı barındırır.”