Atatürk’ün Çeşitli Konulardaki Sözlerinden Örnekler

 

Atatürk’ün Çeşitli Konulardaki Sözlerinden Örnekler


Mustafa Kemal Atatürk çok yönlü bir insandı. Sanata, eğitime, bilime, siyasete vb her şeye ilgisi vardı. Ülkesinin her alanda gelişmesi için hayatı boyunca mücadele etmiştir.

Mustafa Kemal’in çeşitli konulardaki sözlerinden bazıları şunlardır:

“Yurtta sulh, cihanda sulh.”

“Gerçi bize milliyetçi derler. Ama, biz öyle milliyetçileriz ki, işbirliği eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların milliyetlerinin bütün icaplarını tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz herhalde hodbince ve mağrurca bir milliyetçilik değildir.”

“Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküş vardır. Her ilerleyişin ve kurtuluşun anası hürriyettir.”

“İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!”

“Egemenlik verilmez, alınır.”


“Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki tekniğin gerektirdiği şeyleri yapmaz, itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur.”

“Bütün ilerlemeler, insan fikrinin eseridir. Fikri harekete getirmek, birinci işimiz olmalıdır. Bir kere millet benliğine hakim olsun ve düşünebilsin, yeter! Başlangıçta hatalı düşünse de, az zaman sonra bu hatayı düzeltebilir. Fikir bir kere faaliyete başladı mı, her şey yavaş yavaş düzene girer ve düzelir. Fikrin serbest hareketi ise, ancak bireyin düşündüğünü serbest olarak söylemek, yazmak ve verdiği karara göre her türlü girişimde bulunmak serbestisine sahip olmakla mümkündür.”

“Çalışmak demek, boşuna yorulmak, terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre bilim ve teknik ve her türlü uygar buluşlardan azami derecede istifade etmek zorunludur.”

“Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için, en hakiki mürşit bilimdir, fendir.”

“Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin.”

“Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.”

“Bir ulusun asker ordusu ne kadar güçlü olursa olsun, kazandığı zafer ne kadar yüce olursa olsun, bir ulus ilim ordusuna sahip değilse, savaş meydanlarında kazanılmış zaferlerin sonu olacaktır. Bu nedenle bir an önce büyük, mükemmel bir ilim ordusuna sahip olma zorunluluğu vardır.”

“Ancak, ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir.”

“Millî hedef belli olmuştur. Ona ulaşacak yolları bulmak zor değildir. Önemli olan, çetin olan o yollar üzerinde çalışmaktır. Denebilir ki hiçbir şeye muhtaç değiliz. Yalnız tek bir şeye çok ihtiyacımız vardır: Çalışkan olmak. Toplumsal hastalıklarımızı incelersek temel olarak bundan başka, bundan önemli bir hastalık keşfedemeyiz; hastalık budur. O halde ilk işimiz bu hastalığı esaslı bir şekilde tedavi etmektir. Milleti çalışkan yapmaktır. Servet ve onun doğal sonucu olan refah ve mutluluk, yalnız ve ancak çalışkanların hakkıdır.”

“Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok, ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır. Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak şekilde ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım.”

“Bir millet eğitim ordusuna sahip olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak eğitim ordusuyla mümkündür.”

“Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.”

“Bir ulus sanattan ve sanatçıdan yoksunsa, tam bir hayata sahip olamaz.”


“Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir.”

“Softa sınıfının din simsarlığına izin verilmemelidir. Dinden maddi menfaat temin edenler. İğrenç kimselerdir. İşte bu duruma karşıyız ve buna müsaade etmiyoruz.”

“Yorulmadan beni takip edeceğinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar, yorulmadan ne demek? Yorulmamak olur mu? Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil, yorulduğunuz zaman dahi durmadan yürümek, yorulduğunuz dakikada da dinlenmeden beni takip etmektir. Yorgunluk her insan, her mahlûk için tabii bir halettir, fakat insanda yorgunluğu yenebilecek mânevi bir kuvvet vardır ki, işte bu kuvvet yorulanları dinlendirmeden yürütür.”

“Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü de demektir.”

“Muallimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğiticileri, sizler yetiştireceksiniz, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle mütenasip bulunacaktır.”

“Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.”

Vanilya Kokulu Mektuplar Kitabında Geçen Güzel Sözler

 

Vanilya Kokulu Mektuplar Kitabında Geçen  Güzel Sözler


Annesi ve babası ayrılmış olan Kıymık Kıymık,  anneannesinin yanına yerleşmek zorunda kalır. Hayal gücü çok geniş bir çocuktur. Bundan dolayı  Kıymık kendi dedektiflik ve keşif bürosunu kurar. Bir gün postacı bay güler yüz, Kıymık'ın ölen dedesine, otuz yıl önce Paris'ten postalanmış bir mektup getirir ve kitap bu şekilde ilerlemeye devam eder. 

"Savaşlar oyun bile olsa hiçbir işe yaramazlar. mezar taşlarını artırır, göğsü madalyalarla dolu ama kolu, bacağı, gözü olmayan insanlar türetirler."

"Eskimez ya. Dünyada eskimeyen bir dil vardır, o da müziğin dilidir. Müzik eskimeyince müzisyenler eskir mi? Her zaman çağa ayak uydururlar."

"Başarının sırrını anladım. Bir işe ne kadar çok sarılırsan, başarılı olma şansın o kadar artar.”


“En harika şeyler kaybettiklerimizdir.”

“Yaşam bir aynadır, sen ona gülümsersen o da sana gülümser.”

"Koku deyip geçme, bazen bir koku insanı taa nerelere götürür. Çocukluğa, bir gemi yolculuğuna, eski bir düşe..."

“Mutluluk akıl işidir bir kere.”

“Sevgiyle verilen her haber güzelleşir.”

“Kendimi en iyi, en güvenli hissettiğim zamanlar siz dostlarımla birlikte olduğum anlardır."

“İnsan ne oldum dememeli, ne olacağım demeli.”


“O günden sonra başkemancı kızın yaşamı bayağı hareketlenmiş. Yeni kemanını okşayıp çaldıkça, ünü bütün dünyaya yayılmış. Birçok ülkede konserler vermeye başlamış. Kız, Sava'ya her gittiği yerden mektup yolluyor, kemanıyla dostluğunun her geçen gün arttığından söz ediyormuş. Sava, artık günlerini kemancı kızın mektuplarını okuyarak, hayaller kurarak geçirir olmuş.”

“Hayal kurmadan hiçbir mesleği başarıyla yürütemezsiniz. Bir terzi hayal edemediği bir giysiyi dikemez, öyle değil mi?”


“Dünyayı, insanları tanımak yetmez. Dünyayı değiştirmekte gerekir.”

“İlkler hep iz bırakır.”

“Küçük dostum, insanların yüreklerine en kolay neyle ulaşabilirsin, biliyor musun? “ Ne sözle, ne gösterişle. Müzikle.”

Gümüş Kanat Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Gümüş Kanat Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Gümüş Kanat; kaybolmayan hayallerin, ideallerin, umutların,  günden güne çoğalan sevginin sembolüdür. Küçük yaşta hayatın acı yüzüyle karşı karşıya kalmış olan Kemal; bütün zorlukları sevgi, gayret ve dostluğun, en çok da Gümüş Kanat'ın yardımıyla aşmıştır.. Onun ardında kara günlerden mavi hayalleri yükselir. Çocukların zevkle bir solukta okuyup bitireceği muhteşem bir kitaptır.

Kitapta geçen özlü sözler şunlardır:

“Keşke insanların da ağaçlar gibi sağlam kökleri olsaydı.”

“Zenginler hazinelerini gömecek yer arıyorlardı, fakirler ise sığınacak bir delik.”

“İnsanlar yaşamak isterler çocuğum. Kendilerinden ziyade sevdiklerinin yaşamasını isterler. Fakat doğmak gibi ölmek de var dünyada. Gelen muhakkak ki günün birinde gidecek.”


“Bir makine gibi güçten kesilinceye kadar çalışmalıydı. Ancak o zaman kendisini tedirgin eden kaygılardan kurtulabiliyordu.”

“Sevginin yaşaması için, eşsiz bir çiçeğe gösterilen bakım gibi özeniş lazımdır.”

“Sevginin yaşaması için , eşsiz bir çiçeğe gösterilen bakım gibi özeniş lazımdır.”

“Allah'ın verdiği canı Allah alırdı.”

“Zaten Saadet bu değil miydi? Dünyada sevdikleri olmak, onlarla beraber vatan toprağında yaşamak. Hastalıkları, sağlıkları, kederleri, sevinçleri beraber yaşamak. Evet, gerisi boştu.”

“Felaketlerden korkmamak, cesaretle göğüs germek lazımdı. Zorluklarla döğüş edenler, güçlükleri yenebiliyor, savaşı kazanabiliyorlardı. Hayatta acılara sabırla, ağır başlılıkla dayanıp mücadele edenlerin yüzüne talih gülüyordu.”

“Anaların, babaların, öğretmenlerin hakları ödenmeyecek kadar büyüktür.”


“Sonra anladım ki dünyada hazine çalışmak, saadet sağlıkmış.”

"Hayaller insanı oyalar, eğlendirir. Hem hayal kurmak için masraf da istemez, parasızdır."

- Anneciğim! dedi, Cennet bu kadar güzel midir acaba? Gözbebekleri heyecanla büyümüş, yanakları kızarmıştı. Annesi:  Vatanımız Cennet kadar güzel! dedi. Belki Cennet bu Vatan Toprağı idi. Üstünde yaşamak, sonra toprağında sonsuz uykuya dalmak.”

“Hayat, ne kadar karanlık olursa olsun, içinde hep bir umut ışığı barındırır.”

Fareler ve İnsanlar Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Fareler ve İnsanlar Kitabında Geçen Özlü Sözler


Nobel ödüllü yazar John Steinbeck'in ilk kez 1937 yılında yayınlanan eseri Fareler ve İnsanlar adlı kitabıdır. Kitapta çiftlikten çiftliğe dolaşarak çalışan iki yakın arkadaşın başından geçen maceralar anlatılır.  Bu iki arkadaşın hayallerine sıkı sıkıya olan bağlılığını konu edinen okunması gereken çok güzel bir kitaptır.

 Kitapta beni etkileyen ve aklımda kalan sözler şunlardı:


"Kitaplar bir halta yaramaz. İnsanın birine ihtiyacı vardır, birine yakın olmak ister. İnler gibi devam etti. Kimsesi yoksa delirir insan. Kim olduğu hiç önemli değildir, yeter ki yanında biri olsun. İnanın bana, insan fazla yalnız kaldı mı, hastalanır."

“Günlerden bir gün Sacramento Irmağı’nın orada arkadaşlarla takılıyorduk. O gün mavracılığım üzerimdeydi. Lennie’ye döndüm, ‘Atla suya’ dedim. Atladı. Hiç yüzme bilmiyordu. Biz onu çıkarana kadar neredeyse boğuluyordu. Onu çekip sudan çıkardım diye bana öyle minnet duydu ki! Atla diyenin ben olduğumu hepten unutmuştu. İşte…onunla bir daha asla dalga geçmedim.”

"İnsan çıldırır kimsesi yoksa"

“İncitme! İncittiğin yerden incinirsin.”

"İnsanın iyi olmak için akla ihtiyacı yoktur. Hatta bana zaman zaman tam tersi olmalı gibi gelir. Çok zeki birini ele al, hemen hiçbir zaman iyi biri olmadığını görürsün."

“Mutsuz bir ruh, mikroptan daha çabuk öldürür.”

"Biz onlara benzemeyiz! Peki neden ? Çünkü... Sen varsın benim yanımda ve ben varım senin yanında ,bu yüzden işte..."

“İnsan olmak kolay değildir, hele ki ‘insanca’ yaşanabilecek bir toplum düzeni yoksa!”

“Biri ötekine anlatıp durur, ötekinin duyup duymadığının ya da anlayıp anlayamadığının hiçbir önemi yoktur.”

"Artık birlikte, seyahat eden, can yoldaşlığı eden pek kimse kalmadı,"' dedi. "Nedendir bilmem. Belki de herkes birbirinden korkuyor bu dünyada."

"Bizim gibiler, çiftlikte çalışan erkekler yeryüzün­deki en yalnız erkeklerdir. Onların aileleri yoktur. Kendilerini hiçbir yere ait hissetmezler. Bir çiftliğe gelir, çalışır, biraz para kazanırlar, sonra kasabaya gidip kazandıklarını birkaç saat içinde harcarlar, bir de bakarsın ki yeniden yola düşmüşler başka bir çiftliğin kapısını çalmak için. Hayattan hiçbir bek­lentileri yoktur onların."


“Birine alıştın mı onu kolay kolay başından atamıyorsun.”

“Umutlarının öyle fazla coşmasına izin vermezsen, hayal kırıklığına uğramazsın.”

“Bu dünyada emin olduğum bir şey varsa, o da kimsenin başkasının yaşamına karışmaya hakkı olmadığıydı.”

"Farkına varamadığımız her şey, bizim en büyük hatamız olmaya mahkumdu.''

“Konuşuyorlar ya da hiç konuşmadan karşılıklı oturuyorlardır ya , önemli olan budur işte!”

Cumhuriyet, Millet, Bağımsızlık, Cihan, Öğrenciler, Aslı, Hayal, Gerçek, Okul, Tören, Başarı, Sınıf, Milli Egemenlik Kelimelerinden Kısa Bir Hikaye Örneği

 

Cumhuriyet,  Millet, Bağımsızlık, Cihan,  Öğrenciler, Aslı, Hayal, Gerçek, Okul, Tören, Başarı, Sınıf, Milli Egemenlik Kelimelerinden Kısa Bir Hikaye Örneği


29 Ekim 1923’te ilan edilen cumhuriyetimiz milletimiz için büyük bir değer ve kazanım olduğu için bu yıl daha farklı bir coşku ile kutlanacaktı. Babamda cumhuriyet bayramı olacağı için, benim şiir okuyacağımı duyunca patronundan izin almış ve ve bizim törene katılacaktı. Bunu duyduğumda çok mutlu olmuştum. Cumhuriyetimizin 100. yılı kutlanacak ve coşkulu bir cumhuriyet karşılaması yapılacaktı okulumuzda. Öğretmenimiz günler öncesinden hazırlamıştı hepimizi.  Sınıfımız Türk bayrakları ve Atatürk posterleri ile süslenmişti. 


Kızlar beyaz gömlek, kırmızı pantolon, erkekler ise kırmızı tişört beyaz  ve gömlek giyecek ve harika bir  gün geçirilecekti . Kolay ilan edilmemişti cumhuriyet. Milletimiz çok çok acılar çekmiş, çok kayıpları olmuş  ama yine de bağımsızlıklarından ödün vermemişti. Hayal olan cumhuriyet Mustafa Kemal’in dehası ile gerçeğe dönüşmüştü. Milletin egemenliği her şeyin üstünde olmuş, halkın iradesi cumhuriyet sayesinde ön plana çıkmıştı. Çok mutluydum şimdiden ve Mustafa Kemal’e olan hayranlığım bir kere daha artmıştı. Ben bunları düşünürken Cihan’ın bana seslenmesi ile kendime geldim. Haydi Aslı tören zamanı, hazır mısın şiirini okumaya dedi. Çok heyecanlıyım arkadaşım dedim. O da bugün cumhuriyetin 100. yılı bu heyecan ondan olsa gerek diyerek benim heyecanımı yatıştırmaya çalıştı. Diğer öğrenciler de okula doluşmuşlardı. 

Tören başlamıştı. Ben de cumhuriyet ile ilgili şiirimi okumaya başlamıştım. Şiiri okurken duygulanmış ve gözümden birkaç damla yaş gelmişti. O anda canım babamla göz göze geldik ve o da ağlıyordu. Çünkü şiirimin çok duygulu bir şiirdi. Babamın orada olması bana ayrı bir güven vermişti.

Şiirim şu şekildeydi:

Kim derdi yarılsın da nihayet yerin altı,
Bir anda dirilsin de şu milyonla karaltı.
Topraklaşan ellerde birer meşale yansın.
Kim der ki şu milyonla adam birden uyansın.
Kim derdi seher yıldızı doğsun da bir evden,
Kaçsın da cehennemler o bir dalma alevden,
Canlansın ışık selleri olsun da o damla
Beş devletin öldürdüğü devlet bir adamla.
Kim der ki en son rakamlar da delirsin.
On beş asır on beş yılın eb'adına girsin.
Dünyaları bir fert evet oynattı yerinden,
Sarsıldı demirler evet azmin demirinden.
Mazi yıkılıp gitti evet fesli, kafesli:
Lâkin bugünün ey granit bünyeli nesli,
Bir şey ele geçmez şerefin sade adından.
Sen arşı bırak, varsa haber ver kanadından.
Gökten ne çıkar? Gök ha büyükmüş ha değilmiş,
Sen alnını göster ne kadar yükselebilmiş.
Gökler çıkabildin, uçabildinse derindir,
Tarihi kendin yazıyorsan, tarih senin eserindir.
Bahsetme bugün sade dünün mucizesinden,
İnsan utanır sonra yarın kendi sesinden.
Asrın yaşamak hakkını vermez sana kimse;
Sen asrını üstünde izin varsa benimse;
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır
Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. (Mithat Cemal Kuntay)

Şiirimi bitirdikten sonra herkes beni alkışladı ve arkadaşlarım Aslı, Aslı diye bağırdılar ve beni mutlu ettiler. Daha sonra öğretmenim harikaydın Aslı, muhteşem bir şekilde okudun şiirini. Bu başarından dolayı seni tebrik ederim güzel kızım aferin sana, tam bir cumhuriyet çocuğusun diyerek başımı okşadı ve ben de çok mutlu oldum. Böylece harika bir gün geçti.

Kadın Hakları İle İlgili Sözler

 

Kadın Hakları İle İlgili Sözler


Kadınlar bilgileri, zekaları ve hünerleri ile dünyaya meydan okuyan değerlerdir. Bir erkeği dünyayı getiren, onu topluma kazandıran da kadınlarımızdır. Kadınlar ezilmemeli, şiddete maruz kalmamalı ve kadın değil de insan olarak görülmelidir.

Kadın hakları ile ilgili sözler şunlardır:

 “Bir şeyin söylenmesini istiyorsan, bir erkeğe sor; bir şeyin yapılmasını istiyorsan, bir kadına sor."  Margaret Thatcher.

“Gelecekte kadın lider olmayacak. Sadece liderler olacak. ” Sheryl Sandberg.

“Kadınların insan hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği, sosyoekonomik kalkınma ve barış arasındaki bağlantı giderek daha belirgin hale gelmektedir.” Mahnaz Afkhami


"Kadınlar için daha fazla hak talep ettim çünkü kadınların nelere katlanması gerektiğini biliyorum." Evita Peron

"Toplumsal cinsiyet eşitliği kendi başına bir hedef olmaktan daha fazlasıdır. Yoksulluğu azaltma, sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etme ve iyi yönetişim oluşturma sorununu karşılamak için bir ön koşuldur."  Kofi Annan

Cinsiyet eşitliğini sağlamak kadınların ve erkeklerin, kızların ve erkek çocuklarının katılımını gerektirir. Bu herkesin sorumluluğundadır." Ban Ki-moon

“Feminizm hiçbir zaman bir kadın için iş bulmakla ilgili olmadı. Feminizm her yerde kadınlar için hayatı daha adil hale getirmekle ilgili. Mevcut turtadan bir parça almakla ilgili değil. Yeni bir turta pişirmekle ilgili. ”  Gloria Steinem.


“Tanrı erkek ve kadını yarattığında, 'Bir sonraki insanı doğurmak için kime güç vereyim?' diye düşünüyordu. Tanrı kadını seçti. Bu kadınların güçlü olduğunun en büyük delili. " Malala Yousafzai.

“Kadınların maruz kaldığı duygusal, cinsel ve psikolojik klişeler, doktor "Bir kızınız olacak" dediğinde başlar.”  Kongre üyesi Shirley Chisholm.