Kısa mektup örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kısa mektup örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Uzaktaki Bir Yakına Mektup

 

Uzaktaki Bir Yakına Mektup


Sevgili  kuzenim Kaan Alp,

Yaz tatili bittiği zaman gitmiştin  İstanbul’a ama ben seni şimdiden çok özlemeye başladım. Çünkü yaz talindeki en iyi tatil arkadaş sendin benim için. Ne güzel dedemin kiraz ağacına çıkıp birlikte kiraz topluyor, acıkınca yiyor, daha sonra da çöplerini birbirimize atmaya çalışıyorduk ve gülüyorduk. Ne güzel günlerdi öyle değil mi canım kuzenim.

 

Kaan Alp canım kuzenim,

Nasılsın, iyi misin? Sivas bugünlerde çok ama çok soğuk. Geçen yılki gibi değil. Dışarıya bile çıkamıyoruz soğuktan.  Sivas'ın eski soğukları geri döndü diyor dedemler. Gerçekten de öyle ama bunun güzel yanı da var. Bu yıl çok kar yağdı memleketimize. Doya doya doya kar topu oynadık, kaydık, sobada patates közledik. Sen gel sana da közleyecek canım anneciğim. Siz yarı yıl tatilinde gelecek misiniz? Geldiğiniz zaman seninle oynarız inşallah. Çünkü yarıyıl tatilinde daha çok yağıyor kar.  İstanbul'da hava nasıl, burası gibi soğuk mu? Oraya gelince beni gezdir tamam mı? Ayasofya Camii'ni gezmek istiyorum, rehberim de sen olursun kuzen değil mi?


Okul nasıl gidiyor, derslerin nasıl, arkadaşlarınla aran nasıl. Hani bir sevmediğin arkadaşın vardı ya sürekli insanlara lakap takan. O düzeldi mi biraz. Kendini değiştirmiştir umarım. Beni soracak olursan ben de okula gidip geliyorum. Kardeşim Kemal ile evde top oynuyoruz, saklambaç oynuyoruz sonra bir kavgaya başlıyoruz ve annem sinirden küplere biniyor ve oyunu bırakmak zorunda kalıyoruz. Bu cümlelerime tebessüm ettiğini düşünüyorum. Annem haklı ama çünkü biz hemen kavga ediyoruz ve düzgün oynamıyoruz. Sonra  canım annem dayanamıyor  acıyor ve kavga etmezseniz geri veririm diyor. Biz  de daha dikkatli oluyoruz.


 Bu yıl futbol kursuna da başladım Kaan. Çok zevkli oluyor. Babam hafta sonları bizi götürüyor. Orada yeni arkadaşlar da edindim. Sende var mı bir değişiklik. Varsa neler mutlaka yaz mektubuna. Halama, Ali Enişteme ve Melisa ablama selam söyle. Seni çok seviyorum. Kendine dikkat et seni canım kuzenim, selametle…

Millî Mücadele Yıllarında Askerlerle Aileleri Neden Mektupla Haberleşiyor Olabilir? Söyleyiniz. Araştırmanız Sonucunda Ulaşıp Sınıfa Getirdiğiniz Cepheden Yazılmış Mektubu Arkadaşlarınızla Paylaşınız.

 

Millî Mücadele Yıllarında Askerlerle Aileleri Neden Mektupla Haberleşiyor Olabilir? Söyleyiniz. Araştırmanız Sonucunda Ulaşıp Sınıfa Getirdiğiniz Cepheden Yazılmış Mektubu Arkadaşlarınızla Paylaşınız.


Milli Mücadele yıllarında askerlerimizi vatanı savunmak için vatan yolunda şehit düşüp hayatını kaybetmiştir. Onların bize emanet ettiği bu topraklar sonsuza kadar, kanımızın  son dalmasına kadar korunacaktır. Milli Mücadele yıllarında askerler  aileleri ile  mektupla haberleşmiştir çünkü o yıllarda telefon yoktu, internet yoktu.        Kısacası gerekli olan ve hayatımızı kolaylaştıran haberleşme araçları olmadığı için askerlerimiz aileleri ile mektupla haberleşmişlerdir.


Araştırmamım sonucunda edindiğim bir askerimizin cepheden ailesine yazılmış mektubu şu şekildedir:

Mektubun Konusu: Sana Vasiyetim Var
Yazıldığı Tarih: ————-
Şehadet Tarihi: 09.01.1916


62. Alaydan Üsteğmen Zahid, eşine yazdığı mektupta “Bugünlerde her zamankinden daha önemli muharebelere gireceğim” diyordu:

“… Bilirsin her muharebeye giren ölmez. Fakat ölürsem gam yeme. Ben ve seni yaratan Allah bizi nasıl dünyada birbirimize nasip ettiyse elbet ruhlarımızı da kavuşturur. Vatan için şehit olursam bana ne mutlu. Ancak vasiyetim var. Eşyanın listesi ilişiktedir. Bunları sat, ele geçecek paradan mihri muaccel ve müeccelini al. Üst tarafı ile bana mevlit okut. Eğer bunlar sana borcumu ödemezse hakkını helal et ve ilk gece aramızda geçen sözü unutma…”

Şiranlı Üsteğmen Zahid, eşi Hanife hanıma yazdığı mektubu şöyle bitirmişti. “Bu vasiyetimi aldığınız zaman yüksek sesle ağlamanıza razı değilim”

 

Yukarıda mektupta yazıldığı gibi kahraman askerlerimizin nasıl koca bir yüreğe sahip olduğunu, nasıl vatansever bir yiğit olduğunu anlayabiliriz. Tüm askerlerimizin ruhu şad olsun. Onların emanetini sonsuza kadar koruyacağız inşallah.

Yürüme Engelli Bir Arkadaşımıza Mektup Yazınız.

 

Yürüme Engelli Bir Arkadaşımıza Mektup Yazınız.

 

Asıl engelin yürümekte değil kalpte olduğunu söyleyerek mektubuma başlamak istedim sevgili arkadaşım Fatih,

Biliyorum yaşadığın bir trafik kazası sonucunda iki bacağını da kaybetmek zorunda kaldın ve bu senin için büyük bir tramva oldu. Doğuştan yürümekte sıkıntın olsaydı belki bu kadar üzülmezdin ama sonradan olunca çok üzüldün ve çok sıkıntılar çektin. Elbette doğuştan yürüme engelli olan arkadaşlarımızı üzmek istemem. Onlar da çok üzülüyordur ve onların da yaşadığı zorlukları anlıyorum.


Sevgili arkadaşım Fatih,

Yürüyemiyorsun diye hayatın bittiğini sanma ve sakın hayattan umudunu kesme. Çünkü nice yürüme engeli olan ve başka engelleri olan kardeşlerimizin, arkadaşlarımızın ne gibi büyük başarılara imza attığını biliyoruz. Ayrıca değerli olmak için bir şey başarmak zorunda da değilsin. Yeter ki hayata katıl, aramıza gir ve bizimle arkadaşlığına, dostluğuna devam et ve asla hayattan umudunu kaybetme. Hayatta hepimizin bir imtihanı vardır. Senin imtihanında bu oldu, zor oldu, acılı oldu ama ne yazık ki kadere engel olamıyoruz. Karşına seni anlamayan, empatiden yoksun kimseler çıkacaktır. Sakın böyle kimseler var diye herkesi öyle zannetme. Çünkü çok duyarlı, merhamet sahibi insanlar toplumuzda bir hayli, fazla. Allah hiç kimseyi merhametsiz insanların eline düşürmesin.

 

Sevgili arkadaşım,

Seni çok seviyorum ve bana ihtiyaç duyduğun zamanlarda sana olan desteğimi hiçbir zaman esirgemeyeceğim. Mesela haftanın bazı günleri seninle bir araya gelip kitap okuma saatleri yapalım. Birlikte fenerbahçe- galatarasaray maçını izlemeye gidelim eski günlerde olduğu gibi. Yine bağıralım, çağıralım ve yaşama sıkı sıkıya bağlanalım. Bazen dersleri aksatalım ama çalışmaktan  da asla vazgeçmeyelim. İnsan ancak çalışarak, zihnini bir şeyler ile meşgul ederek mutlu olur ve yorulur. Yoksa  hayat çekilmez olur. Elimizden gelenin en iyisini birlikte başarmaya çalışalım ve muhabbetimizi asla kesmeyelim. Seni çok seven arkadaşın gözlerinden öper, seni Allah’a emanet eder. Ailene ve tüm sevdiklerine selam eder, büyüklerimizin ellerinden, küçüklerimin gözlerinden öperim. Sevgi ile kal çünkü sevgi iyileştirir Fatih canım arkadaşım.

Yazan: Murat

Özel Arkadaşlarımıza Mektup

 

Özel Arkadaşlarımıza Mektup

 

Mektubuma asıl engelin bedende değil kalpte olduğunu söyleyerek başlamak istiyorum. Çünkü kalp kirlenmişse, kalp sevgiden ve empatiden yoksun kalmışsa işte ruhumuz büyük bir engel ile karşı karşıya kalmış ve insani duyguları kaybetmiştir. Onun için bedende olan şey engel değil ruhta olan şey engeldir diyorum. Sevgisizlik, acımasızlık, merhametsizlik gibi.

 

Sevgili özel arkadaşlarım,

 Dünyaya geldiğiniz andan itibaren veya yaşadığınız çeşitli nedenlerden dolayı hayatınızda  olumsuz değişimler olmuş olabilir. Kiminiz kolunu kaybetmiştir, kiminiz yürüme yeteneğini. Kiminiz göremiyordur, kiminiz duyamıyordur. Tüm bunlara rağmen hayattan umudunu kesmek insana büyük azap veriri. Çünkü hayat her zorluğa rağmen yaşanılmak için bizlere verilmiş büyük armağandır. Engeliniz var diye yaşama küsmek, yaşamdan kopmak sizi daha da sarsar ve yaşama sevincinizi kaybettirir. 


Yaşama sevincinizi kaybetmemek için inadına hayata dört elle sarılmak ve başarılı olmak, her şeyden önce mutlu insan olmak sizin zihninizde biten bir olaydır. Yani yaşanılan acı deneyimlere nasıl baktığınız belirler aslında her şeyi. Yaşadığınız zorluklar sizi pes ettirmesin, daha çok hayata bağlasın ve daha çok iç içe olalım. Birlikte düşünelim, oynayalım, gezelim ve sizlerle güzel bir gelecek hayal edelim canım arkadaşlarım.

 

Değerli arkadaşlarım,

 

Biliyorum kiminiz görmeyi çok istiyor, kiminiz duymayı, kiminiz de konuşmayı ve daha neler neler… Zorlukların sizi nasıl daha güçlü, saha çalışkan yaptığını toplum olarak görüyoruz. Özel durumunuza rağmen nasıl büyük başarılara imza attığınıza şahit oluyoruz ve sizinle gurur duyuyoruz. Bizlere ruhta engel olmasın mesajını veriyorsunuz. Bu da bizleri daha çok duygulandırıyor ve bizleri kendine getiriyor. Kimi insanlar size karşı empatiden yoksun davranabilirler. Lütfen böyle kimselere alınmayın. Çünkü onlar henüz kendilerini tanıyamamış, insanlıktan nasibini alamamış kimselerdir. Gün gelecek yaptıklarının ne kadar yanlış olduğunu görecekler ve çok pişman olacaklardır. 


Hiçbir engeli olmayan insanların sizin yaşadığınız zorlukları bilmesi için sizinle iletişim halinde olması gerekir ve sizi yürekten anlaması lazım. Bu da her insana nasip olmuyor ne yazık ki. Yüreğinde merhamet duygusu olan, size inancı tam olan insanlara denk gelesiniz sevgili arkadaşlarım. Yapamadığınız her işte yardım etmeye hazır olduğumu bilin ve sizi çok sevdiğimi anlayın. Çünkü sizler ve bizler bir araya gelirsek yani güçlerimizi birleştirirsek harika işler ortaya çıkarabiliriz ve örnek bir toplum haline gelebiliriz. Sizi çok seviyorum. Kendinize dikkat edin değerli arkadaşlarım.

Peygamber Efendimize Mektup

 Peygamber Efendimize Mektup




Alemlere rahmet olarak gönderilmiş olup insanlığa hoşgörüyü yayan, hiç kimsenin kimseden üstün olmadığını asıl üstünlüğün takvada olduğunu söyleyen sevgili efendim Hz Muhammed Mustafa.

Sen ki sabrınla bizlere örnek bir hayat bırakmış olan, sen ki azminle dinini yaymak için gece gündüz çalışan ve   her türlü çileyi kabul eden ve bu kutsal davaya hayatını adayan Peygamber!

Gül kokulu efendim, gül kokulu Muhammed’im. Seni görmesek de seni tanımaktan çok memnun olduk. Seni görmesek de sana olan inancımız,  sana olan sevgimiz günden güne daha da artmış durumda. Hayatımızın her alanında senin sünnetini uygulamak için, senin güzel ahlakınla şereflenmek için mücadele etmeye çalışacağız. Bizler günahları olan ümmetiniz. Senin gibi elbette olamayız ama sana layık olmak için elimden gelen her şeyi yapmaya çalışacağım efendim.

Sen ki dedikoduyu sevmeyen, yalanı sevmeyen, kaş göz işaretleri ile insanları küçük duruma düşürmeyi sevmeyen, dürüstlükten , haktan ve adaletten yana olan, bir kişinin kusuru olduğu zaman o kusuru başkalarının yanında açmayan hoşgörülerin efendisi, mazlumların, yetimlerin ve öksüzlerin efendisi. Kimsesizlerin efendisi, insanlığın önderi, ümmetinin baş tacı Peygamberim!

Seni o kadar çok seviyoruz ve seni o kadar çok özlüyoruz ki bunu senin için atan kalplerimiz en iyi bilir. Sen affetmeyi seversin, sen merhametlisin, sen ümmetim ümmetim deyip gece gündüz dua etmiş bir Peygambersin. En büyük günahları işleyen bir insan tövbe ettikten sonra ona sırtını çevirmeyen merhametli bir Peygambersin. Sen ki Fatimatüz Zehra’nın kıymetli babası, Hatice Annemizin eşi olan nurlu bir Peygamber!  Nur yüzlü Peygamber, güzel kalpli ve güzel yüzlü Muhammed’im.

Yüce Allah tarafından Peygamberliğe layık görülen ve Allah’ın ayetlerini insanlığa yaymak için hayatını  bu kutsal dava için harcayan büyük Peygamber, Allah’ın elçisi, yüreklerin efendisi!

Bu dünya gelip geçicidir, Önemli olan ebedi kalacağımız ahiret alemidir. Bizler de vefat ettikten sonra biz bu aciz ümmetine de mahşer gününde şefaat eyle Ey Muhammed’im. Ey Peygamberim. Yetimlerin ve öksüzlerin babası, dedesi. Çocuk sevgisi yüreğine işlemiş büyük Peygamber. Bizlere bıraktığın sözlerin hayatımızın her alanına yansıyacaktır inşallah. Öfkeden, intikamdan, kötü hırstan ve nefsimizin düşmanlığından korunmak için seni örnek alacağız inşallah. Seni özlemle, minnetle anıyoruz. İyi ki bu dünyaya Bir Muhammed gelmiş, iyi ki sen bizim önderimiz olmuşsun  Sevgili Muhammed’im.