Aile İlişkilerinde Aile Bireylerinin Sorumlulukları Nelerdir Konulu Kompozisyon

 

Aile İlişkilerinde Aile Bireylerinin Sorumlulukları Nelerdir Konulu Kompozisyon


 Toplumun temel yapı taşı olan aile en önemli kurumlardan biridir. Aile içinde sevgi, saygı, sadakat, güven ve samimiyet olduğu zaman ailedeki kişiler de birbirini çok sever ve birbirini incitmekten kaçınır. Her ne kadar bunların olması aileyi güçlü kılsa da aile içindeki sorumluluklar da paylaşılabilmelidir. Herkes üzerine düşen sorumlulukları hakkı ile yerine getirmelidir. Baba işte çalışıyorsa, evine ekmek getiriyorsa anne de ev hanımı ise eşine güzel bir yemek hazırlamalı, eşinin kıyafetlerini yıkamalı, evi düzenlemeli ve evde huzur sağlanmalıdır. Çocuklar derslerine iyi çalışmalı, ödevlerini zamanında yapmalı, odalarını düzenli tutmalı ve ev işlerinde yeri geldiği zaman baba ve çocuklar da anneye yardım etmelidir.

 

Anne ve baba ikisi de dışarıda çalışıyorsa sorumluklar paylaşılmalı ve tek bir kişinin üzerine sorumluluk yüklenmemelidir. Aile içinde kimse kimseye şiddet uygulamamalıdır. Hele hele çocukların önünde tartışma yapılmamalı ve çocuklara da asla zorbalık yapılmamalıdır. Bunlar da aile bireylerinin sorumlukları arasındadır. Aynı zaman da çocuklar da anne ve babalarından onların gücünü aşacak abartılı isteklerde bulunmamalıdır. Aile içinde hoşgörü daim olmalı, çok fazla konuşup kimse kimseyi sıkmamalıdır. Herkes gücü neye yetiyorsa onu en iyi şekilde yapmaya çalışmalıdır. Örneğin çocuklar yemek yapamayabilir ama sofrayı kaldırmak çok zor bir şey değildir. Ya da yere dökülen kırıntıları toplamak zor bir şey değildir.


Anne ve baba çocuklara davranışları ile örnek olmalı, onlara ibadetlerin nasıl yapıldığını öğretmeli, Allah sevgisini, Peygamber sevgisini küçük yaşta öğretmelidir. Çocuklara güzel ahlaklı olmanın nasıl bir şey olduğu davranışlar ile gösterilmelidir. Yalan söylememek, dürüst ve güvenilir insan olmak aile içindeki he bireyin temel özelliği olmalıdır. Aile çocuklarına gelenek ve göreneklerini, kültürünü öğretmeli,, ana dilini doğru bir şekilde kullandırmaya özen göstermelidir. Yeri geldiği zaman birlikte yemek yenmeli, birlikte bulaşık yıkanmalı ve daha birçok ortak etkinlikler yapılmalıdır. Aile içinde kitap okuma saatleri, çay saatleri yapılmalı ve aile sıcaklığını alan çocuklar mutlu bir şekilde yaşatılmalıdır ve diğer ailelere de örnek olunmalıdır.

Umutsuz Durumlar Yoktur Umutsuz İnsanlar Vardır Ben Hiçbir Zaman Umudumu Yitirmedim Kompozisyon


Umutsuz Durumlar Yoktur Umutsuz İnsanlar Vardır Ben Hiçbir Zaman Umudumu Yitirmedim Kompozisyon


Bir insan hayattan umudunu kaybetmişse her şeyini kaybetmiştir. Yaşam sevincini mesela, çalışma gayretini, mutluluğu, hayal kurmayı, hatta endişe duygusunu bile kaybetmiştir. Çünkü umut yoksa hayatın heyecanı da kaybolmuştur. Umut önce gözlerde başlar. Gözler parlıyor, başarılı olunacağına inanılıyorsa kişinin gözleri pırıl pırıl parlar ve o kişi durmadan hayata dört elle sarılır ve inadına başarmak için sonuna kadar gider. 


Çünkü o kişi ya da kişilerde umut vardır, umut ışığı sönmemiştir. “Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır; ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim der Nutuk adlı eserinde Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Milletine umutsuzluğu değil umudu aşılamış ve bunun için de vatan ve millet sefalet içindeyken, vatan elden gidiyorken o 19 Mayıs 1919 yılında Samsun’dan yola çıkmış ve Kurtuluş Mücadelesini başlatmış ve arkasına da büyük ve asil milletini almıştır. Çünkü milleti ona inanmış, ona güvenmiş ve onun nasıl bir büyük bir adam olduğunu anlamıştır. Umutsuzluğa kapılmamış ve umutla çıktığı yoldan büyük başarıla imza atmış ve Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmuş, Cumhuriyeti ilan etmiş, inkılaplar yapmış ve ülkesinin her alanda gelişmesi için kısa zaman büyük işler başarılmıştır. Tüm bunlar umudun ürünüdür. Çünkü o umudunu, kendisine olan ve milletine olan insancını asla kaybetmemiştir. Çünkü  o Mustafa Kemal’dir, umudun öncüsü, yeniliğin lideri, vizyon sahibi, ileri görüşlü büyük bir devlet adamıdır. 

 Mustafa Kemal; umudunu kaybetmediği için herkese umut ışığı olmuş, başka ülkelere de  büyük zaferlerimiz ile örnek olmuşuz ve umutla çıkılan yoldan geri dönülmeyeceğini, eninde sonunda zafere ulaşılacağını göstermişizdir. Bunun için umudumuz asla kaybetmemeliyiz, en ufak bir başarısızlıkta pes etmemeliyiz ve inadına  sabırla azimle başarı merdivenlerine çıkmalı ve sonuca da sabırla ulaşmalıyız ve zaferi elde etmeliyiz.


Karnının Doyamayacağı Yere Açlığını Belli Etme Atasözü İle İlgili Kompozisyon

 

 Karnının Doyamayacağı Yere Açlığını Belli Etme Atasözü İle İlgili Kompozisyon


Akıllıca olan, bize maddi veya manevi olarak yardımcı olacağına inandığımız ve güvendiğimiz kişilerle sıkıntıları paylaşmak gerekir. Bize yardım edemeyecek kişilere dertlerimizi, sıkıntılarımızı anlatmaya gerek yoktur. Çünkü o kişiler bizi sadece dinleyecek, ah diyecek, vah diyecek ama somut olarak bize hiç bir yardımda bulunmayacaktır.


 Oysa bize yardımı dokunacağına inandığımız insanlara sıkıntılarımızı anlattığımız zaman onlar bize yardım eder ve zor zamanlarda bizim için gereğini yapar. Bundan dolayı her önümüze gelene derdimizi anlatmamalıyız.  Bize yardım edecek olan kişiler ise inandığımız arkadaşlarımız, dostlarımız ve ailemizdir. Onun dışında kalan insanlar bizimle ilgili merakını gidermek için bizi dinleyecek ama bizim için en ufak bir çaba bile harcamayacaktır. İşte böyle kimselere de dikkat etmek gerekir.


 Sadece laf aramak için, yaşadığımız zorluklardan mutlu olan kötü niyetli insanlar da olabilir. Böyle kimselere her şeyimizi anlatmamalı hele hele derdimizi hiç anlatmamalıyız. Bunun için de atalarımız karnının doyamayacağı yere açlığını belli etme sözünü söylemiştir. Mantıklı olan da buna göre hareket etmektir.

Nutuk’ta Geçen Alıntılar

 

Nutuk’ta Geçen Alıntılar


Nutuk Mustafa Kemal Atatürk’ün yazdığı dev eserdir. Eseri okuduğunuz zaman Mustafa Kemal’in nasıl bir dehaya sahip olduğunu, ne zorluklarla  mücadele edip ülkeyi milleti ile yeniden kurtuluşa erdiğini  öğreneceksiniz. Nutuk adlı eserde geçen alıntılar yani Mustafa Kemal’in sözleri şunlardır:


”Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz…”

“Adalet dilenmekle ve başkalarına kendini acındırmakla ulus işleri, devlet işleri görülemez; ulusun ve devletin onuru ve bağımsızlığı güven altına alınamaz.”

“Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar.”

“Tam bağımsızlık demek, elbette siyaset, maliye, ekonomi, adalet, askerlik, kültür gibi her alanda tam bağımsızlık ve özgürlük demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan yoksunluk, ulus ve yurdun gerçek anlamıyla bütün bağımsızlığından yoksunluğu demektir.”

“Efendiler, zavallı ulusumuzu tutsak etmek isteyen düşmanları kesinlikle yeneceğimize olan inanç ve güvenim bir dakika olsun sarsılmamıştır. Bu dakikada bu tam inancımı yüce kurulunuza, bütün ulusa ve bütün dünyaya karşı ilan ederim.”


“Aciz ve korkak insanlar, herhangi bir felaket karşısında milletin de hareketsizliğe sürüklenmesini ve bir kenara çekilip kalmasına yol açarlar.”

“Efendiler, bu nutkumla, millî varlığı sona ermiş sayılan büyük bir milletin, istiklâlini nasıl kazandığını, ilim ve tekniğin en son esaslarına dayanan millî ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım….”

“Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.”

“Savunma çizgisi yoktur, savunma alanı vardır. O alan bütün yurttur. Yurdun her karış toprağı yurttaşın kanıyla ıslanmadıkça düşmana bırakılamaz.” 

“Söz konusu görev, artık resmi makam ve üniformaya sığınarak el altından yürütülemez. Açıkça ortaya çıkıp ulusun hakları adına yüksek sesle bağırmak ve bütün ulusun bu sese katılmasını sağlamak gerekir.”

“Beni görmek demek, behemehal yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir. “

“Millete efendilik yoktur, ona hizmet etmek vardır. Bu millete hizmet eden onun efendisi olur.”

 “Memleket baştan sonuna kadar virâneliktir. Her yerde baykuşlar ötüyor. Milletin yolu yok, serveti yok, hiçbir şeyi yok. Bütün millet acınacak bir yoksulluk içindedir.”

“Geleceği için ölümü göze alan bir millet; insanlık, haysiyet ve şerefinin gereği olan bütün fedakarlığı yapmakla ümit bulur ve hiç şüphesiz ki esirlik zincirini kendi eliyle boynuna geçiren miskin, haysiyetsiz bir millete kıyasla dost ve düşman gözündeki yeri bambaşka olur.”


“Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır….”

“Aciz ve korkak insanlar, herhangi bir felaket karşısında milletin de hareketsizliğe sürüklenmesini ve bir kenara çekilip kalmasına yol açarlar.”

“Oysa, bütün yurdun ve koskoca bir ulusun ölüm kalımı söz konusu olurken “yurtseverim” diyenlerin kendi sonlarını düşünmelerine yer var mıdır? ”

“Cahil idiler; çünkü tek kurtuluş dayanağının millet olduğunu ve olacağını takdir edemiyorlardı. Padişah’a dalkavukluk ederek, yabancılara hoş görünerek, yumuşak ve nazik davranarak büyük gayeleri gerçekleştirebileceği gafletini gösteriyorlardı.”

“Tam bağımsızlık demek, elbette siyaset, maliye, ekonomi, adalet, askerlik, kültür gibi her alanda tam bağımsızlık ve özgürlük demektir.”

“Millete önder olacakların, her ne pahasına olursa olsun amaçtan dönmemeleri, memlekette barınabilecekleri son noktada, son nefeslerini verinceye kadar, bu amaç uğrunda fedakârlığa devam edeceklerine daha işin başında karar vermeleri gerekir. Kalplerinde bu gücü duymayanların teşebbüse geçmemeleri elbette daha isabetli olur. Çünkü, aksi halde hem kendilerini hem de milleti aldatmış olurlar.”

“Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir millet, medenî insanlık dünyası karşısında uşak olmak konumundan yüksek bir davranışa lâyık görülemez.”

Şefkatin En Büyük Amili Analardır. Hayatımdaki Bütün Hatalarım, Ana Terbiyesi Görmeyişimden İleri Gelmiştir

 

Şefkatin En Büyük Amili Analardır. Hayatımdaki Bütün Hatalarım, Ana Terbiyesi Görmeyişimden İleri Gelmiştir.


Şefkatin en büyük amili analardır, hayatımdaki bütün hatalarım, ana terbiyesi görmeyişimden ileri gelmiştir der Jean J. Rousseau. Şefkatin ve merhametin lideridir, yol gösterenidir anneler. Çünkü anneler evlatlarını en iyi şekilde yetiştiren ve onları hayata hazırlayan, onları güzel terbiye ve ahlak öğreten kimselerdir. Hayattaki hatalar ana Terbiyesinin eksik olmasından kaynaklanır. 


Evlatlar annelerinin sözüne kulak vermelidir ve onların nasihatlerini iyi dinlemelidir ve hayatlarında da uygulamalıdır. İyi anneler iyi evlatlar yetiştirir ve böyle evlatlar da topluma yön veriri. İçinde yaşadığı toplumun gelişmesini ve ilerlemesini sağlar. Toplum içinde merhametli, erdemli, doğru, dürüst ve güvenilir insanlar varsa bunlar iyi anaların, şefkatli anaların eseridir diyebiliriz. Her anne ne yazık ki iyi olamayabiliyor ve onların elinde yetişen çocuklar da toplumda arıza çıkaracaktır ve toplum içinde yaşayan diğer insanların başına bela olabiliyor. Onun için annelerin kendilerini çok iyi yetiştirmesi ve çocuklarına güzel ahlak vermesi şarttır. Çünkü çocuk gördüğünü yapar, yaşar.


 Anne çocuklarına her yönü ile örnek olmalıdır ve çocuklarına her şeyden önce güzel bir terbiye vermelidir. Ondan sonra diğer sorumluluklar kazandırılmalıdır. Terbiyeli annelerin yetiştirdiği çocuklar ileride iyi bir aile babası, annesi, komşu, iş arkadaşı, arkadaş olacaktır. Bunların temelinde de iyi anneler yatmaktadır.

Anne İle İlgili Özdeyişler

 

Anne İle İlgili Özdeyişler


Annelik dünyanın en zor sorumluluklarından biridir fakat en yürekten, en sevilen sorumluluğudur. Çocukları için her türlü fedakarlığı yapan güzel çiçeklerdir anneler. Onlara gereken değer verilmeli ve onlar çok sevilmelidir.


Annelik ile ilgili özdeyişler şunlardır:


"Kadınlar zayıftır; ama analar kuvvetlidir." Victor Hugo.

 "Bana iyi analar veriniz, size iyi vatandaşlar vereyim."  Napoleon Bonaparte  


“Yaşamdaki güzel şeylerin çoğu ikişer, üçer, düzinelerle ve yüzlercedir. Sayısız yıldız, gül, kardeş, hala ve kuzen vardır; ama anne tektir.” Kate Douglas Wiggin.

“Anne kolları şefkatten yorulmamıştır, çocuklar orada derin derin uyurlar.” Victor Hugo.

"Hiç kimse kollarında bir çocuk tutan anne kadar muhterem ve birkaç çocuk arasındaki bir anne kadar, saygı değer değildir." Wolfgang Van Goethe.

"Beşik sallayan eller, dünyayı yerinden oynatacak bir gücü simgeler." Peter de Vries.

"Şefkatin en büyük amili analardır. Hayatımdaki bütün hatalarım, ana terbiyesi görmeyişimden ileri gelmiştir."   Jean J. Rousseau.


"Bana okuduğum kitapların en güzelinin hangisi olduğunu sorarsanız, söyleyeyim annemdir." Abraham Lincoln.

"Koparılması mümkün olmayan tek bağ anne ile evlat arasındaki bağdır" Sokrates.

"Hiçbir süs ve makyaj bir kadını; ' Analık Sevgisi ' kadar güzelleştiremez. " Emile Zola