İRSÂD


 

            Seci’li  ya da  uyaklı  bir sözde, seci’nin ve uyağın nasıl olacağını ya da seci’ ve uyağın kılavuzluğuyla sözün sonunun nasıl biteceğini bir sözcükle önceden belirtme ve “îmâ” etmektir. Bu sanata teshim de denir. Örneğin, Sünbülzâde Vehbî’nin:

 

Şol müstaîn-i lutf-ı celâlim ki def’aten

Feth-i kelâma kudretimi Müste’ân verir

 

beytinde, birinci dizedeki “müstaîn” (yardım dileyen) sözüyle ikinci dizenin uyaklı sözcüğü olan ”Müste’ân” (yardımı istenen, Tanrı) sözcüğüne işaret edilmiştir.

 

Elemin Kays’a kıyâs etme dil-i mahzûnun

Yok idi aklı ne derdi var idi Mecnûn’un

(Bakî)

 

Bakî’nin yukarıdaki beytinde de, birinci dizede “Kays” adının geçmesi ve ikinci dizede de “yok idi aklı ne derdi var idi” denilmesi, sözün sonunun “Mecnun” olacağını anımsatmaktadır.

Birinci örnekte görüldüğü gibi, irsâd, iştikak sanatıyla birlikte kullanılmıştır. Ancak bunu iştikakla karıştırmamak gerekir. Çünkü iştikakta uyağa işaret olmadığı gibi, kökteş (müştak) sözcükler de beyit içinde rast gele yerlerde bulunur. Örnekler:

Kâbiliyet eserin mahv edelim kâbil ise

Biz dahi câhil-i mukbil gibi makbûl olalım

                                               (Sünbülzâde Vehbî)

 

                                                           Gazel

Nice bir hizmet-i mahlûk ile mahzûl olalım

Sâil-i Hak olalım nâil-i mes’ûl olalım

 

Akalım pâyına bir bahr-i hamiyet bulalım

Sıla-i himmetine mâ gibi mevsûl olalım

 

Biz de sûret verelim kendimize kâbil ise

Girelim ehl-i safâ bezmine makbûl olalım

 

Getir ey sâki yeter eyledin işgâl bizi

Bir zaman mey gibi gışşile meşgûl olalım

 

Kalmadan hâk-i mezellette hemen ey Âsım

Âzim-i sû-yi semâsâ-yı Stanbûl olalım

(Mütercim Asım)

Yrd.Doç.Dr.Mehrali Calp

 

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme