Aşağıdaki Atasözlerinin Anlamını Kısaca Açıklayınız

 

Aşağıdaki Atasözlerinin Anlamını Kısaca Açıklayınız


Çiğ yemedim ki karnım ağrısın: Dürüst  insanlar hayatta her zaman başı dik yürür. Çünkü kimsenin malını çalıp çırpmamıştır. Yanlış bir iş yaptığı için kimseden de çekinmelerine gerek kalmaz.

Bıyığın uzunsa borazan çal: Bir işi başarabilmek, gerekli koşulların bulunmasına bağlıdır. İnsan bir işte başarılı olmak isterse kendi niteliklilerine uygun işi yapmalıdır. Çünkü kendi niteliklerine uygun işe kişi daha başarılı olur.


Böyle başa böyle traş: Kişi nasıl biriyse ona uygun biçimde davranılır.

Denenmişi denemek ahmaklıktır: Zaman kaybetmemek ve maddi açıdan zarar görmemek için daha önceden denenmiş ve verim alınmamış bir iş veya kimse üzerinde ısrarcı olmamak gerekir.

Eşeğin adı sakar, kendi adını bana takar: Kusurları olan, cahil bir kimse kendi kusurunu ve cahilliğini başkalarına yükler.

Eti yer, kemiğine göz diker: Açgözlü insan hep daha fazlasına sahip olayım der.

Gelen git denilmez: Çağrılmadığı halde kendiliğinden gelen bir misafir kabul edilir, geri çevrilmez.

Hileli pazar mideyi bozar: Sağlıklı yapılmayan alışveriş iyi sonuç vermez. Taraflar zarar görebilir.


İyi söz gönül yaylası: Tatlı ve güzel bir söz insanı ruhen mutlu eder.

Kalaylı kap, zehir kusmaz: Saf, temiz, dürüst ve namuslu olduğu herkes tarafından kabul edilen kişiye ve işe leke sürülemez. Böyle kimselere kimse çamur atamaz. Çünkü insanlar o kişinin dürüst olduğunu biliyordur.

Karga mandayı tevekkeli bitlemez: Bir kimse çıkarı olmadan bir başkasına hizmet etmez.

Toplumumuzda Yaşayan İnsanlar Arasında Saygı Olmasaydı Ne Gibi Sorunlarla Karşılaşabilirdik?

 

Toplumumuzda Yaşayan İnsanlar  Arasında Saygı  Olmasaydı Ne Gibi Sorunlarla Karşılaşabilirdik?

 

Toplumda yaşayan insanlar arasında saygı olmasaydı toplum içinde karışıklıklar çıkardı ve kaos ortamı oluşurdu. Saygı olmadığı için sevgi de olmayacağı için insanlar zaman içinde birbirlerinden uzaklaşır ve herkes kendi kabuğuna çekilir ve asosyal bir yaşam sürmeye başlardı. Hoşgörü olmazdı, ön yargılar artardı ve insanlar birbirine karşı ön yargılı olduğu için birlik, beraberlik, dayanışma ve yardımlaşma gibi değerler yok olmaya başlardı. İnsanlar daha öfkeli olurdu ve birbirlerine karşı intikam duygusu ile hareket ederlerdi.

 

 Hırs ve kibirli olan saygısız insanlar diğer insanlara tepeden bakardı ve böylece toplum ayrışmaya başlardı. Herkes bir diğer gurubu ötekileştirirdi ve kendinden olmayana düşman gözü ile bakılırdı. Bu da toplum içinde çatışmaya, dağılmaya neden olurdu. Saygı olmayan yerde empati kurma becerisi de  olmadığı için insanlar daha vicdansız ve daha merhametsiz olurdu. Sevgiye dair bir ize rastlanılmazdı. Toplumsal güven eksikliği ortaya çıkardı. İletişim sorunları, şiddete eğilim artardı ve  huzursuz bir toplum yapısı ortaya çıkardı.

 

“Açlığın her şeyi bastırdığı bir manzarada yok edilemeyen sadece iki değer vardır…Bunlar onur ve saygıdır.”  der Susanna Tamaro. Bunun içinde saygılı olmayı bilelim, birbirimizi olduğu gibi kabul edelim ve kimseyi istemediği sürece değiştirmeye ve başkalaştırmaya çalışmayalım.

Herkesin Doğradığı Ekmek Kaşığına Gelir Atasözü İle İlgili Konuşma

 

Herkesin Doğradığı Ekmek Kaşığına Gelir Atasözü İle İlgili Konuşma


İnsan harcadığı çabanın, başkalarına gösterdiği tavrın karşılığını görür. İyilik yapan iyilik bulur, kötülük yapan da kötülük bulur. Kişi çok çalışırsa gelecek günleri de  başarılı olur, kazancı bol olur. Az çalışırsa kazancı da başarı da da az olur. Bunun için de atalarımız Herkesin doğradığı ekmek kaşığına gelir.” sözünü söylemiştir.

 

Sevgili öğretmenim, değerli sınıf arkadaşlarım

Bu atasözü ile anlatılmak  istenen ve bizlere verilmek istenen mesaj her insanın mutluluğu ya da mutsuzluğu maddi durumunun iyi olup ya da kötü olması kendi elindedir. Çünkü kişi kendi gayreti ile çalışır, emek edip alın teri dökerse başka insanlara muhtaç kalmaz ve kendi gereksinimlerini giderecek paraya sahip olur. İstediğini alır, yer  ve mutlu olur. Çalışmayan, gayret göstermeyen kişiler bir emek harcamadığı için maddi durumu da iyi olmaz ve herhangi bir gelir elde etmediği için de ihtiyaçlarını alamaz.


 Bunun için de başkalarına muhtaç olur ve mutsuz olur. Oysa insan her çalışmalıdır, geleceğini düşünmelidir. Dürüst ve güvenilir olmalıdır. Yardımsever olmalıdır, iyilikten yana olmalıdır. Böyle olursa ona da iyilik edenler olur kişi ne ederse kendine eder. İyilik ederse iyilik bulur, çalışırsa ekmek parasını kazanır, çalışmazsa aval aval gezmeye devam eder. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Çanakkale Savaşı İle İlgili Unutulmaz Sözler


Çanakkale Savaşı İle İlgili Unutulmaz Sözler


Çanakkale Savaşı veya Çanakkale Muharebeleri, I. Dünya Savaşı sırasında 1915-1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası'nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir. 


“Avrupa’da hiçbir asker yoktur ki, bu ifadenin altını çiziyorum, Türklerle mukayese edilebilsin. Almanların müdafaada gayet iyi oldukları kabul olunabilir. Fakat siperlerde onlar dahi Türklerle kıyas edilemez. Misal olarak Gelibolu’yu zikretmek isterim. Orada bizim gemi ateşlerimizle büyük zayiata uğrayan kıtalar, Türk olmasalardı. Yerlerinde kalamaz ve derhal değiştirilirlerdi. Halbuki, Türkler, bütün muharebe müddetince yerlerinde kaldılar.” General Tawshend

“Çanakkale Seferi, Türk milletinin eski kudret ve kuvvetini muhafaza ettiğini, can çekişen bir imparatorluk içinde kahraman bir milletin varlığını meydana koydu.” General Fahri BELEN

"Asım’ın nesli. Diyordum ya. Nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek." Mehmet Akif Ersoy.


“Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.” Mustafa Kemal Atatürk

“Harpte iki meş’um (uğursuz) şey vardır. Bunlardan biri taş duvara körükörüne yüklenmek, diğeri kuvvetleri birtakım ayrı ve bağlantısız harekata dağıtıp körletmektir. Biz bu iki ahmaklığı yapmanın tehlikesiyle karşı karşıyayız.” İngiliz Başbakanı Asquith

 “Çanakkale müdafaası, üç mucizeler muharebesidir Hali kurtardı; maziye hamaset ve azametini iade etti; vatanımızı bir vatanı ebedi yaptı.” Sami Paşazade Sezai

“Avrupa diplomasisinin çıkmazlarında ihtiyatla yolunu arayan ve Avrupa devletlerinin birbirine düşmüş meclislerinde kendi lehinde fırsatlar kollamaya çalışan ürkek ve tereddütler içindeki Osmanlı, artık yerini, dimdik adeta mağrur ve kendine güvenen, kendi hayatını yaşamaya azmetmiş, Hristiyan düşmanlarına tam bir istihfafla bakan şahsiyete bırakmıştı.” Alan MOORHEAD.


“Çanakkale Muharebelerinde Türk ordusunun başında daha başlangıçtan itibaren orayı, üç kez ve yalnız kendi inisiyatifiyle kurtarmış olan Türk Başbuğu (Atatürk) bulunmuş olsaydı, bu gün tarih, bir Çanakkale Savaşı yerine, karaya ayak basmasıyla beraber, akim kalan bir Çanakkale teşebbüsünden bahsederdi.” Mehmet Şevki Yazman

“Çanakkale Savaşları, Avusturalya ordusunun gelişimine birçok etkide bulunmuştur. İlk olarak Avusturalya ordusu kuvvetlerinin bir yabancı tarafından değil, bir Avusturalyalı subay tarafından idare edilmesini temin edecek bir uygulamaya başlanmıştır. Ve Çanakkale olayları, bu uygulamayı başlattı.” Avustralyalı Yarbay D. M. HORNER

Türk Milleti’nin Karakter ve Adetlerine En Uygun Olan İdare Cumhuriyet İdaresidir Sözü İle Kompozisyon

 

“Türk Milleti’nin Karakter ve Adetlerine En Uygun Olan İdare, Cumhuriyet İdaresidir.”


 Türk Milleti yıllardır yaptığı savaştan yorgundu. Cumhuriyet ile birlikte yeniden diriliş yeniden yükseliş dönemi başlamıştır. Cumhuriyet ile birlikte halk yönetimde söz hakkına sahip olmuştur. Türk Milleti’nin karakter ve adetlerine en uygun idare cumhuriyet idaresidir der Mustafa Kemal Atatürk. Cumhuriyet demek halkın egemenliği, halkın iradesi demektir. Cumhuriyetle birlikte halk başa getireceği kişiyi seçmiş, görevini iyi yapmadığı takdirde ise o baştaki kişiyi yine seçimle indirmesini bilmiştir. 


Cumhuriyet sayesinde kadınlar birçok ülkeden önce çeşitli haklara sahip olmuş, kadınlara verilen değer artmış,  eğitim ve öğretime verilen değer hızla artmış ve medeni bir millet yolunda daha iyi ilerlenmeye çalışılmıştır. Cumhuriyetle birlikte saltanat kaldırılmış ve yönetim biçimimiz değişmiştir. Siyasi alanda, bayındırlık alanında, toplumsal alanda, tarım alanında, hukuk alanında, eğitim ve kültür alanında, sanayi, ticari ve ekonomik alanda çeşitli yenilikler yapılmış ve ülkenin her açıdan gelişmesi için çalışmalara başlanılmıştır. Ülkemizde yeni fabrikalar kurulmuş, ekonomimizin gelişmesi için seferberlik başlamış ve Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde büyük çalışmalara imza atılmıştır. Türk ekonomisi nefes almaya başlamıştır. 


Askeri başarılar ekonomik başarılar ile taçlandırılmıştır. Köylü milletin efendisi olmuş ve köylerin gelişmesi için, şehirlerin gelişmesi için hızla çalışmalar başlamıştır. Cumhuriyetle birlikte insana verilen, bireye verilen değer artmıştır. Çünkü cumhuriyet insan olma projesidir. Bunun için cumhuriyete sahip çıkmalıyız ve onu korumalıyız.

Ahmet Arif’in Anadolu Şiiri

 

Ahmet Arif’in Anadolu Şiiri

Beşikler vermişim Nuh'a
Salıncaklar, hamaklar,
Havva Ana'n dünkü çocuk sayılır,
Anadoluyum ben,
Tanıyor musun?



Utanırım,
Utanırım fukaralıktan,
Ele, güne karşı çıplak...
Üşür fidelerim,
Harmanım kesat.
Kardeşliğin, çalışmanın,
Beraberliğin,
Atom güllerinin katmer açtığı,
Şairlerin, bilginlerin dünyalarında,
Kalmışım bir başıma,
Bir başıma ve uzak.
Biliyor musun?



Binlerce yıl sağılmışım,
Korkunç atlılarıyla parçalamışlar
Nazlı, seher-sabah uykularımı
Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar,
Haraç salmışlar üstüme.
Ne İskender takmışım,
Ne şah ne sultan
Göçüp gitmişler, gölgesiz!
Selam etmişim dostuma
Ve dayatmışım...
Görüyor musun?



Nasıl severim bir bilsen.
Köroğlu'yu,
Karayılanı,
Meçhul Askeri...
Sonra Pir Sultanı ve Bedrettini.
Sonra kalem yazmaz,
Bir nice sevda...
Bir bilsen,
Onlar beni nasıl severdi.
Bir bilsen, Urfa'da kurşun atanı
Minareden, barikattan,
Selvi dalından,
Ölüme nasıl gülerdi.
Bilmeni mutlak isterim,
Duyuyor musun ?

Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip...
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne - üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının...
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.



Gör, nasıl yeniden yaratılırım,
Namuslu, genç ellerinle.
Kızlarım,
Oğullarım var gelecekte,
Her biri vazgeçilmez cihan parçası.
Kaç bin yıllık hasretimin koncası,
Gözlerinden,
Gözlerinden öperim,
Bir umudum sende,
Anlıyor musun?