Aşık Veysel’i Tanıtan Kısa Bir Konuşma Hazırlayınız

 

 Aşık Veysel’i Tanıtan Kısa Bir Konuşma Hazırlayınız


Aşık Veysel Şatıroğlu, Sivas’ın Şarkışla ilçesinin Sivrialan Köyü’nde dünyaya gelmiştir. Çocukluğunda geçirdiği çiçek hastalığı yüzünden gözlerini kaybetmiştir. Âşık Veysel, gerçek adıyla Veysel Şatıroğlu, Türk halk ozanı ve şairdir. Afşar boyunun Şatırlı obasına mensup olan Veysel Şatıroğlu, Gülizar ve Ahmet Şatıroğlu çiftinin çocuklarından biridir. Büyük halk ozanı Aşık Veysel şiirlerinde sevgi, hoşgörü, vatanseverlik, birlik, beraberlik, dayanışma, dünyanın geçiciliğine değinmiştir.

 

Sevgili öğretmenim, değerli dinleyiciler,

Türkiye'de  aşıklık geleneğinin en önemli temsilcilerinden birisi olarak kabul gören Veysel, Türkçeyi  yalın ve güçlü şekilde kullanan isimlerden birisi olarak kabul edilmektedir. Aşık Veysel yukarıda da bahsettiğim gibi şiirlerinde insan, yurt, tabiat sevgisini dile getirmiştir. Ankara ve İstanbul radyolarında program yapmıştır. Köy Enstitüleri’nde saz ve halk türküleri dersleri vermiştir. Ahmet Kutsi Tecer tarafından edebiyatımıza kazandırılan büyük ozan Aşık Veysel şiirlerinde sade bir Türkçe kullanmıştır. Şiirleri; Dostlar Beni Hatırlasın, Sazımdan Sesler, Değişler adlı şiirleridir.

 

Aşık Veysel şu sözleri ile gönlümüze taht kurmuş ve halkı tarafından unutulmayacak olan büyük şairdir.

“Dünyaya gelmemde maksat ne idi: Bir sadık dost.”

“Seversin, alırsın, karın olur Seversin, alamazsın, karasevdalın olur.”

“Aldanma cahilin kuru lafına kültürsüz insanın kulu yalandır. Hükmetse dünyanın her tarafına arzusu hedefi yolu yalandır.”

“Allah birdir Peygamber Hak. Rabbül alemindir mutlak. Senlik benlik nedir bırak. Söyleyim geldi sırası. Kürt’ü Türk’ü ve Çerkes’i. Hep Adem’in oğlu kızı. Beraberce şehit gazi. Yanlış var mı ve neresi? Bu muhteşem sözlerin sahibidir Aşık Veysel. Şair ile anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Son Zamanlarda Okuduğunuz Bir Kitabı Özetleyiniz (Uzun Beyaz Bulut Gelibolu)

 

Son Zamanlarda Okuduğunuz Bir Kitabı Özetleyiniz (Uzun Beyaz Bulut Gelibolu)


Kitap Victoria adında Yeni Zelendalı bir kadının Gelibolu'ya gelmesi ile başlar. Victoria adındaki kadın psikologdur.  Victoria adlı kadın Çanakkale'nin  Eceyaylası köyünde yaşamış olan Gazi Alican Çavuş’un kendi büyük dedesi olduğunu iddia etmektedir. Onu getiren ve Çanakkale’yi gezdiren kişi ise Mehmet adlı turist rehberidir. Mehmet, Victoria’yı Gazi Alican Çavuş'un kızı olan ve seksen yaşında olan Beyaz Halanın yanına götürür ve olaylar buradan itibaren başlar. Beyaz Hala ise babasının yaşadığı tüm olayları ve gerçekleri Viki  (Victoria) adındaki kadına anlatır. Victoria’ya Viki der köylü.

 

Olay şu şekilde başlamıştır: Birinci Dünya Savaşı başlamıştır. Mustafa Kemal önderliğinde başlayan kurtuluş mücadelesinde Çanakkale’de de büyük savaş başlamış ve bu savaş ya kurtuluş ya da yok oluş anlamına geliyordu. Savaşta Çanakkale Cephesinde görev alan Ali Osman adında genç bir teğmen vardır. Ali Osman savaşa başlamadan önce hukuk bölümünü okuyan bir gençti. Savaşla birlikte ne yazık ki tüm hayalleri yarım kalmıştır. Çünkü savaşta düşman kurşunuyla ağır yaralanmış ve ölmek üzereyken yanına gelen yabancı Yeni Zelandalı gence Türk askeri kıyafetlerini çıkarıp vermiş ve onu öldürmemiştir. Çünkü İngilizlerin Yeni Zelendalı gençleri kandırdığını anlamış ve o askere zarar vermemiştir. Onun kıyafetlerini giyen yabancı asker  Alistair John Taylor, Ali Osman'ın yerine geçmiş ve onun yeni adı da Gazi Alican Çavuş olmuştur. Meryem adındaki kadın   o yabancı askeri  almış, eve getirmiş, onu canından çok sevmiş ve onunla evlenmiştir. Gazi Alican Çavuş adındaki Yeni Zelendalı genç ana dilimizi öğrenmiş, kültürümüzü öğrenmiştir. 


Meryem ve Gazi Alican Çavş'un üç çocuğu olmuştur. Çocuklarının adını sırayla  Uzun, Beyaz, Bulut koymuştur. Çünkü bu adlar Yeni Zelenda'yı temsil ediyordu. Uzun ve Bulut erkek, Beyaz ise kız çocuğudur. Babası en çok Beyaz’ı sevmiş ve en çok onunla ilgilenmiş, ona yabancı dil öğretmiştir. Annesi Meryem bile Beyaz’ı kıskanmış ve bunun için de onun okumasına izin vermemiştir. 


Köye gelen Viki adındaki kadın Beyaz Hanım ile görüşür ve Gazi Alican Çavuş’un kendi büyük dedesi olduğu ortaya çıkar ve Beyaz Hanım ile akraba olurlar. Beyaz Hanım ve Viki birbirlerini sevmeye başlar. Viki bu olayı farklı tepkiler vermesin diye kimseye kimseye dememiştir. Viki daha sonra  memleketine döner ve yine geleceğini söyler. 

Not: Uzun Beyaz Bulut adlı kitabın yazarı Buket Uzuner'dir.

Güzel Yüzden Kırk Günde Usanılır Güzel Huydan Kırk Yılda Usanılmaz Kompozisyon

 

Güzel Yüzden Kırk Günde Usanılır, Güzel Huydan Kırk Yılda Usanılmaz Kompozisyon                                                                           

Güzellik ilk başta dikkat çeker ancak geçicidir. İyi huy ise kalıcıdır ve bir ömür boyu devam eder. İnsan güzel bir insan yerine huyu güzel olan insanlar birlikte olursa daha mutlu ve daha huzurlu olur. Bunun için atalarımız güzel yüzden kırk günde usanılır, güzel huydan kırk yılda usanılmaz demiştir.

Güzellik Allah vergisi bir durumdur. Kimi insanlar gerçekten çok güzeldir ve bakmaya doyulmaz. Çünkü doğal bir güzelliği ve albenisi vardır bu insanların. Güzele bakılır ama bu durum geçici olur. Çünkü güzellik kalıcı bir şey değildir. Kalıcı olsa Türkan Şoray eskisi gibi güzel olmaya devam ederdi. Ne yazık ki güzellik de gelip geçicidir. Oysa güzel ahlak, iyi huy ömür boyu devam eder ve kişinin çevre edinmesini, sevilmesini, sayılmasını sağlayan şey ise güzel huydur, erdemli insan olmak, merhametli insan olabilmektir. İşte buna doyum olmaz. Çünkü insanlar güzel huylu olun, konuşmasını bilen, insana yakışan davranışlar gösteren kişilere yönelirler ve böyle kimseleri daha çok severler ve böyle kimselerden bıkmazlar. Bu tip insanlar her zaman aranan kimseler olur.

 

Kimi insanlar vardır ve çok güzeldir, ahlakı da güzeldir fakat kimi insanlar da vardır çok güzeldir ama ağzından duyduğunuz kötü sözleri, tavırlarında gösterdiği kötü davranışları gördüğünüz zaman o kişiden hemen uzaklaşmak istersiniz ve böyle kimselerin güzelliği  sizi hiç etkilemez. Çünkü her insan güzel konuşan, nazik, ahlaklı ve saygıdeğer kimseleri severler. Hem güzel olup hem de güzel ahlaklı olmak ise o kişiyi daha çekici hale getirir.

Güzel İle İlgili Atasözü Örnekleri ve Anlamları

 

Güzel İle İlgili Atasözü Örnekleri ve Anlamları


Güzele göz ağrısı da yakışır: Güzel kişiye giyim ve süs gerekli değildir o her hali ile güzeldir.

Güzelin başından çile eksik olmaz: Her güzel olan kişi dikkat çeker. Onu sevenler ve beğenenler olduğu kadar, kıskananlar da olabilir. Bu yüzden güzelin sıkıntısı hiç eksik olmaz.


Güzele bakan göze yasak olmaz: Ortada olan güzele herkes bakar, buna kimse engel olamaz.

Güzellik ekmeğe sürülüp yenmez: Güzelliğin insana kazandırdığı fazla bir şey yoktur.

Güzeli seven cefasına katlanır: İnsan, sevdiği kimse veya sevdiği iş yüzünden gelecek sıkıntılara katlanır.

Güzele ne yakışmaz: Güzelin giydiği her şey güzele yakışır.

Güzeli güzel için sevmeli, çirkini de Allah için sevmeli: Güzel insana güzel olduğu için bakılır. Çirkin insana ise onu da Allah yarattığı için bakılır ve yardım edilir.


Güzele gölgesi bile düşmandır: İyi, başarılı, güzel bir insanın etrafındaki kıskanç insanlar onu devamlı huzursuz ederler.

Güzel yüzden kırk günde usanılır, güzel huydan kırk yılda usanılmaz: Güzellik ilk başta dikkat çeker ancak geçicidir. İyi huy ise kalıcıdır ve bir ömür boyu devam eder. İnsan güzel bir insan yerine huyu güzel olan insanlar birlikte olursa daha mutlu ve daha huzurlu olur.