kafiye çeşitleri nelerdir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kafiye çeşitleri nelerdir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Şiir ve Özellikleri

Şiir ve Zihniyet
Bir dönemin siyasi, sosyal, ticari, dini vb. alanların birlikte oluşturduğu ortama denir. Kısacası zihniyet bir devrin kabul görmüş hakim anlayışı ve sanat zevki olarak tanımlanabilir.
Bir yazar ya da şairin eserlerinde yaşadığı dönemin ve yerin izlerini görebiliriz. Bir eserde içinde bulunduğu toplumun kültürel etkilerini, dini inançlarını ve sanat anlayışını görebiliriz. Yani bir eser incelenirken mutlaka o dönemin özellikleri göz önünde bulundurulmalıdır.
Şiirde Ahenk
Ahenk : sözlük anlamı olarak uyum anlamına gelen ahenk kelimesinin edebi bir terim olarak manası kelimelerin birbiri ile ses ve anlam bakımından bir bütün oluşturmasıdır. Şiirde ahengi sağlamak için uyak, ölçü, vurgu, tonlama gibi unsurlar kullanılmaktadır.  Bu unsurları kısaca şu şekilde açıklayabiliriz :
1) Vurgu : Şiirin ahengini ve etki gücünü artırmak için bir kelimedeki hecelerden bazılarının diğerlerine göre daha baskılı olarak söylenmesidir. Vurgu şiirde ahengi artıran bir unsurdur.
2) Tonlama : bir duygu ya da düşüncenin daha etkili bir biçimde anlatılabilmesi için ses tonunun değiştirilerek okunmasına denir. Tonlama yaparak üzüntü, heyecan vb. duyguların daha belirgin hale gelmesini sağlayabiliriz.
3) Ölçü : Şiirde ahenk ve düzeni sağlamak için kullanılan ölçüler vardır. Türk edebiyatında hece ölçüsü ve aruz ölçüsü kullanılmıştır.

a) Hece Ölçüsü : Türklerin milli ölçüsüdür ve en eski Türk şiirlerinde bile rastlanmaktadır. Hece ölçüsü mısralardaki hece sayılarının eşit olması esasına dayanmaktadır. Hece ölçüsünün 7'li, 8'li, 11'li gibi kalıpları vardır.

b) Aruz Ölçüsü : Dizelerde yer alan sonu ünlü ile biten hecelerin "açık", ünsüz ile ya da uzun ünlü ile biten hecelerin "kapalı" olarak adlandırıldığı ölçü sistemidir. Ayrıca dize sonlarına gelen hecelerde ünlü ile bitse bile kapalı hece olarak kabul edilir.
O benim milletimin yıldızıdır parlayacak.  ( . . - -/. . - -/ . . - -/. . - ) ( fe i la tün fe i la tün fe i la tün fe i lün )

Türkçe kelimelerin bazı heceleri kısa olmasına rağmen vezine uyması için uzun okunur. Bu duruma imale denir. Bunun tam tersi olarak vezine uyması için uzun hecelerin kısa okunmasına ise zihaf denir. Eğer bir kelime ünsüzle bitiyorsa ve vezin gereği açık olması gerekiyorsa kendinden sonra gelen kelime ünlü ile başlıyorsa ona bağlanarak okunur. Bu olaya ulama denir.

c) Serbest Ölçü : Edebiyatımıza 19. Yy'ın sonlarından itibaren giren ve herhangi bir ölçüye bağlı olmaksızın söylenen şiirlere denir.

4) Kafiye ( Uyak ) ve Redif :
Uyak : Dize sonlarında benzerlik gösteren görevleri farklı  ek ya da ses benzerliklerine uyak denir.
Redif : Mısra sonlarında aynen tekrarlanan aynı görevli ek ya da ses topluluğuna redif denir.  
Örnek :
Bizim elde bahar olur, yaz olur.
Göller dolu ördek olur, kaz olur.
Sevgi arasında yüz bin naz olur.
Suçumu bağışla, ben sana kurban. (Ercişli Emrah)
Yukarıdaki dörtlükte "olur" kelimeleri aynı görevlidir ve aynen tekrarlanır. Bu yüzden rediftir. "Yaz, kaz ve naz" kelimelerindeki "az" sesleri ise kafiyedir.
Kafiye Çeşitleri :
  1. a) Yarım Kafiye : Sadece bir sesin benzediği kafiyeye yarım kafiye denir.
Ecel büke belimizi
Söyletmeye dilimizi
Hasta iken halimizi
Soranlara selam olsun.
  1. b) Tam Kafiye : İki sesin benzerliği ile oluşan kafiyeye tam kafiye denir.
Nasihatim sana herzeyle iştigali bırak
Adamlığın yolu nerdense bul da girmeye bak
Mehmet Akif Ersoy
  1. c) Zengin Kafiye : En az üç sesin benzeşmesi ile oluşan kafiye türüdür.
Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar
Kapanırdı daha gün batmadan kapılar
Ahmet Muhip Dıranas
  1. d) Cinaslı Kafiye : Bir kelimenin anlamı farklı olacak şekilde tekrar edilmesidir. Kafiye olması için mutlaka anlamlarının farklı olması gerekir. Anlamlar aynı olursa redif olur.
Kalem böyle çalınmıştır yazıma
Yazım kışa uymaz kışım yazıma
Not 1 : Üzerinde uzatma ( ^ ) işareti bulunan ünlüler çift ses kabul edildiği için tam kafiye oluşturur. Eğer bir uzun ünlü ve birde ünsüz varsa o zaman zengin kafiye olur.
Not 2 :  üçten fazla ses benzerliğinde kelimelerden biri diğerini içine alıyorsa bu zengin kafiyenin adına "Tunç Kafiye" de denir.
Hey Emre'm Yunus biçâre
Bulunmaz derdine çâre 
Kafiye Şeması ve Çeşitleri :
Şiirler kafiyeleniş bakımından üçe ayrılmaktadır.
  1. a) Düz Uyak : a-a-x-a, a-a-a-b, a-a-b-b ya da a-a şeklindedir.
Gül büyütenlere mahsus hevesle           a
Renk renk dertlerimi gözümde besle    a
Yalnız, annem gibi o ılık sesle                 a
İçimde dövünüp ağlama gurbet            b
  1. b) Çapraz Uyak : Bir ve üçüncü dizelerin aynı, ikinci ve dördüncü dizelerin aynı kafiyeli olmasına denir. Yani çapraz uyaklı şiirlerin kafiye şeması "a-b-a-b" şeklindedir.
Hayran olarak bakarsınız da     a
Hülyanızı fetheder bu hali          b
Beş yüz sene sonra karşınızda  a
İstanbul fethinin hayali               b
  1. c) Sarma Uyak : Birinci ve dördüncü dizelerin aynı, ikinci ve üçüncü dizelerin aynı kafiyelenmesine denir.
İhtiyar, elini bağrına soktu,         a
Dedi ki: "İstanbul muhasarası    b
Başlarken aldığım gaza yarası   b
İçinden çektiğim bu oktu.            A
5) Aliterasyon ve Asonans :
Bir şiirin aynı dizesinde devamlı aynı ünlünün tekrarlanmasına asonans denir.
Bir şiirin aynı dizesinde devamlı aynı ünsüzün tekrarlanmasına aliterasyon denir.
"Salkım salkım tan yelleri estiğinde
Sakallı bozaç turgay sayradıkta"
Bu dizelerde "s ve k" sesleri sürekli yinelenmiştir.
"Senin kalbinden sürgün oldum ilkin,
Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği"
Bu dizelerde "ü" sesi tekrarlanarak  asonans yapılmıştır.

KAFİYE ÇEŞİTLERİ

Kafiye, ses benzerliğinin azlığına, ya da çok oluşuna göre çeşitlenir. Türk edebiyatındaki kafiye çeşitlerini şöyle sıralayabiliriz: 1. Yarım kafiye (asonans) 2. Tam kafiye 3. Zengin kafiye 4.Cinaslı kafiye 5. Aliterasyon

YARIM KAFİYE
Yarım kafiyeler tek bir ünsüzün (sessiz harfin) benzeşmesi üzerine kurulan kafiyelerdir.
Benim her derdime ortak oL-dun
Ağlarsam ağladın, gülersem güL-dün

Bu beyitteki ses benzeşmesini (l) ünsüzleri meydana getirmektedir. İşte burada olduğu gibi sadece ünsüz harfler arasındaki benzeşmeye dayanan kafiyelere yarım kafiye denir.
TAM KAFİYE 
Yarım kafiyeyi oluşturan ünsüzden önceki ünlü de benzeşirse yani kafiye bir ünsüzle bir ünlüden oluşursa böyle kafiyelere tam kafiye denir.
Dedem koynunda yattıkça benimsin, ey güzel toprAK
Neler yapmış bu millet en yakın tarihe bir sor bAK
Süleyman Nazif

Yukarıdaki beyitte (toprAK-bAK) kelimelerinin (AK) sesleri tam kafiyeyi oluşturmaktadırlar. Çünkü (K) sevilerinden evvelki (A) ünlüleri de benzeşmektedir.
-1-
Ümidim nur dolu yüzün gibi AK
Sabır ipliğini sar yumak yumAK
Sen varken istemem hiç kimseden hAK
Sen bütün haklara bedelsin anam
Mustafa Yıldırım

ZENGİN KAFİYE
Ses benzerliği ikiden fazla harf/ses meydana getirmişse böyle kafiyelere zengin kafiye denir. Divan edebiyatındaki adı “mukayyed kafiye”dir. Aşağıdaki örnekte “arya” sesleri “angarya, malarya, palikarya, batarya” kelimelerinde tekrar edilmekte ve bu suretle ses benzerliğini dört ses meydana getirmiş olmaktadır:

İnan ki sevgili marya
Ve hepsi angARYA...
Sözünü ne çabuk unuttun Marya?
Bu tropikal zehir, bu müzmin malARYA
Yine birkaç çımacı, birkaç palikARYA,
Matemler içinde tekmil batARYA
Bekir Sıtkı Erdoğan
CİNASLI KAFİYE:
Cinaslı kafiyeler, zengin kafiyenin aşırı bir halidir. Anlamları aynı olan sesteş kelimelerin ya da kelime kümelerinin meydana getirdikleri kafiyelerdir:
Niçin kondun a bülbül
Kapımdaki asmaya?
Ben yârimden ayrılmam
Götürseler asmaya.

İkinci mısradaki “asmaya” (asma ağacına) anlamındadır. Dördüncü mısradaki “asmaya” (asmağa) anlamındadır: Asma: Bir kimseyi boğazına ip takıp sallandırmak.
   ALİTERASYON:[alliteration]       
                             
Âhenk vermek amacıyla cümle içinde aynı sesin sık sık tekrarlanmasına denir.
Türk edebiyatında aliterasyona nesirde ve şiirde eski çağlardan beri rastlanır. Sözgelişi Göktürk yazıtlarında aliterasyonlu cümleler vardır:
’Kızıl kanım tüketi kara terim yüğürti.(Kızıl kanım tükendi, kara terim aktı). Bu cümlede (K) sesleri sık sık tekrarlanmaktadır.
Dede Korkut kitabında da aliterasyona sıkça başvurulmuştur:
-1-
Tokuz ay Tar karnımda göTürdüğüm oğul
TOLAma BEşiklerde BElediğim oğul
TOLap TOLAp ağ südümü emzirdiğim oğul.

-2-
AK südünü emdiğim Kadınım ana,
AK pürçeKli izzetli canım anam,
AKAr sularına lanet etme.

Kafiye Üzerine Yorum:
Şiirde en önemli unsur, hiç şüphesiz kafiyedir. Kafiye, mısra sonlarında benzerlik gösteren ses ya da ses topluluklarıdır. Türk edebiyatında genellikle yarım, tam, zengin, cinaslı ve tunç kafiye çeşitleri kullanılmıştır. Kafiye şiire ahenk veren onu güzelleştiren şiir öğesidir.
Şu şiirdeki kafiyenin güzelliğine bakalım:

Evlerinin önü çardak
Elifin elinde bardak
Sanki yeşilbaşlı ördek
Yüzer Elif Elif diye

Yrd. Doç. Dr. Mehrali Calp (Kısaltılmıştır.)