Müzik Duygularımızın En Açık Dilidir

 

Müzik Duygularımızın En Açık Dilidir


Müzik duygu ve düşüncelerin dışa vurumunu sağlar. Müzik sayesinde duygularımızı daha rahat ifade edebiliriz ve  bu sayede daha çok rahatlarız ve kendimizi ifade etme şeklimiz müzik sayesinde daha güzel olabilir. Mesela özlediğimiz bir yakınımıza karşı duygularımızı gidermek için türküler dinleyebiliriz, çok mutluysak ve her şey yolundaysa hareketli pop müzikle dinler, oynar, güler ve eğleniriz. Bunu da jest ve mimiklerimizle, kıvrak hareketlerimizle belli ederiz. Bu sayede hayat da da coşkulu hale gelir ve sıkıcı olmaktan çıkabilir. 


Müzik evrensel ve sınırsız bir iletişim aracıdır. Sevincin, heyecanın, öfkenin, kırgınlığın veya aşkın sözsüz ifadesidir müzik. Müzik farklı dilleri ve kültürleri aşarak insanları ortak bir duygu etrafında birleştirir.  Mesela çocukluğumuzda dinlediğimiz bir şarkıyı yetişkinlik zamanlarında duyunca eskiye özlem duyarız ve daha farklı duygulara sahip oluruz.  Duygular dile geldiği zaman insanlar arasındaki iletişim de artmaya başlar. 


Müzik insanlığı birleştirir ve sevgi kazanır, aşk kazanır, paylaşma, yardımlaşma ve dayanışmalar artar. Tüm bunları sağlayan da müziğin o büyüleyici gücü, evrenselliği ve birleştiriciliği sayesinde gerçekleşmiş olur.

Sınavlarda Çıkmış 10 Atasözü ve Anlamları

 

Sınavlarda Çıkmış 10 Atasözü ve Anlamları

 

 Az tamah çok ziyan getirir: Elindekiyle yetinmeyen, gözü bir türlü doymayan insanlar hep daha fazlasını ister ve bu açgözlülükleri de onlara pahalıya mâl olur ve bu davranışlarından dolayı böyle kimseler büyük zarara uğrar.

Davulun sesi uzaktan hoş gelir: Hiç kimse dışarıdan göründüğü gibi değildir. Kimi durumlar vardır ki içinde yaşayan kimseyi rahatsız eder, uzaktan bakan ise ona imrenir.

Kara gün kararıp kalmaz: Kötü günler hep kalacak diye bir şey yoktur. O günler de bir gün sona erer ve ardından güneşli ve ferah günler gelir.

Huylu huyundan vazgeçmez: Kişilik uzun bir zaman sonucu oluştuğu için bir anda değişime uğramaz.


İştah dişin dibindedir: Canı bir şey istemeyen, iştahı olmayan kimse yiyecekten bir parça aldığı zaman düşüncesi değişip iştahı açılabilir.

Laf torbaya girmez: Ağızdan çıkan sözü artık gizlemek zor olur.

Yuvarlanan taş yosun tutmaz: Devamlı iş değiştiren kimse hem başarılı olamaz hem de  bir mal varlığına sahip olamaz.

Vakit nakittir: Zaman çok değerli bir şeydir. Tıpkı para gibi değerlidir. giden zaman bir daha geri gelmeyeceği için zamanın kıymetini bilmek ve her anı değerlendirmek gerekir. Çünkü zaman hazine gibidir.


Kartalın beğenmediğini kargalar paylaşır: Varlıklı kimselerin beğenmeyip attığı şeyler yoksullar için değerlidir.

Körle yatan şaşı kalkar: kötü insanlarla arkadaşlık kuran kişi de bir zaman kötü olmaya, kötü alışkanlıklara sahip olmaya başlar. Bunun için gezdiğimiz, arkadaşlık kurduğumuz kişileri iyi seçmeliyiz.

Mırıldanan Çocuk Kitabının Özeti

 

Mırıldanan Çocuk Kitabının Özeti


Pepe adında bir ev kedisi vardır. Bu kedinin anne, baba ve Tato adlı sahibi vardır. Tato evin çocuğudur. Pepe adlı kedi bu aile içinde olduğu için çok mutludur. Bir gün apartmanda gezinirken çatıya çıkar ve orada bir çocuk sesi duyar. Çocuğun sesleri, tuhaftır ve çocuk mırıldanmaktadır. Kitapta olaylar Pepe adlı kedinin dilinden anlatılır. Kedi çocuğun yalnız kalmasına, hiç arkadaşının olmamasına üzülür ve o çocuk için bir şeyler yapmaya başlar ve ama bir türlü kendini anlatamaz. Pepe güvercinleri ve köpekleri sevmeyen bir kedidir fakat daha sonra onlar ile arkadaşlık kurmaya başlar ve tüm hayvanlar Pepe'nin adını Hayır koyduğu için çocuk için çalışmaya başlar. Senegal’den gelen Bubibi adlı hayvan herkese sevgisini yansıtır ve kuşların dilini de bildiği için herkese çocuğun arkadaşa ihtiyacı olduğunu söyler. Burada ise en çok emeği gösteren Pepe adlı kedidir. 


En sonunda Tato, Bella da dördüncü katta oturan çocuğun arkadaşa ihtiyacı olduğunu anlar ve onun yanına gelirler. Çocuğun gerçek adı ise Tommi’dir. Tommi adlı çocuğun annesi Betti Penni’dir. Tommi adlı çocuk özel bir çocuktur ve otizmlidir. Her gün resimler çizen bir çocuktur. Şapkalı ay resmi çizer. Pepe adlı kedinin de bir zaman sonra patilerini çizmeye başlar. Pepe adlı kedinin çalışmaları sonuç verir ve çocuklar Tommi ile arkadaşlık kurar ve onu çok sever.


 Kitapta geçen kimi alıntılar da çok güzeldi. Mesela şu alıntılar benim aklımda kaldı:

“"Üzüntü hastalığı bir insanın başına gelebilecek en kötü şeydir. Özellikle de yakınlarda moralini düzeltecek, üzgün olduğunu fark edip bu insanı neşelendirecek kimse yoksa."

“İnsanlara derdini anlatmanın ne kadar zor olduğunu düşünüyordum. Oysa biz hayvanlar birbirimizi ne kadar da kolay anlıyoruz.”

“Şu insanlar ne kadar da tuhaf varlıklar. Konuşmaya bayılıyorlar ama dinlemeyi hiç istemiyorlar. Yeryüzündeki başka hiçbir varlık bu kadar çok konuşup bu kadar az dinlemiyor.”

“Tüm canlıların, insanların, hayvanların (evet, hatta köpeklerin bile) içinde biraz da olsa kedilik var.”

Fazla Bilinmeyen 10 Atasözü Örneği ve Anlamları

 

Fazla Bilinmeyen 10 Atasözü Örneği ve Anlamları

 

Hiç yoktan iyidir: Herhangi bir şeyin veya yapılan bir işin az olması hiç olmamasından iyidir.

Karıncadan ibret al, yazdan kışı karşıla: Kişi çalışıp kazanabileceği zamanı çok iyi değerlendirmeli, çalışamayacağı günler için geçimini sağlayacak birikimde bulunmalıdır.

Karşı bağın üzümü, dinle benim sözümü: İnsan tanımadığı insanları değil en yakınının sözünü ve öğüdünü dinlemelidir. Çünkü ancak yakını bir kimseyi gerçekten korur ve kollar.


Ziyan olan koyunun kuyruğu yağlı olur: İnsan içinde bulunduğu durumun veya elinde olan imkanın ne kadar değerli olduğunun farkına pek varamaz. Ancak onu kaybettikten sonra değerini anlar, bu kez de iş işten geçmiş olur.

Toydan sonra mağara, hoş geldin Bayram Ağa: Yeri ve zamanı olmadığı halde birişi şimdi yapmaya kalkışmak gereksizdir.

Türk’ün ipeği de olsun, köpeği de : Türk giyinmesini de, korumasını da bilir.

Ot içinden tutuşur: İnsanların ne acılar çektiğini, yüreklerinin ne denli yandığını dıştan anlamak mümkün değildir.

Şeytanla ortak buğday eken samanını alır: Kurnaz, düzenbaz kimse ile ortak olmayın. Kazancı kendisi alır, zararı size bırakır.


Hıyarım var diyene tuz alıp seğirtme: Bilmediğin veya iyi anlamadığın bir iş için yaparım diye ortaya çıkmaz.

Dil yüreğin kepçesidir: Kişi içinde ne varsa, ne duyuyor, ne düşünüyorsa onu söyler, ona göre davranır.