Edebiyat Konu Anlatımları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Edebiyat Konu Anlatımları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Beş Hececiler ve Yedi Meşalecileri Karşılaştırın

Beş Hececiler ve Yedi Meşalecileri Karşılaştırın

Beş Hececiler ve Yedi Meşalecileri karşılaştırmadan önce kısaca bu edebi akımlar hakkında bilgi vererek başlayalım yazımıza :
Beş Hececilerin Özellikleri :
- Milli edebiyat akımından etkilenen bu şairler şiirlerinde hece veznini kullanmışlardır .
- Şiirlerinde süsten uzak , sade ve özentiye kaçmayan bir anlatımı tercih etmişlerdir .
- Beş hececiler içerisinde bulunan şairler şiir yazmaya Birinci Dünya Savaşı ve Milli Mücadele yıllarında başlamışlardır .
- Bu şairlerimizin ilk şiirleri aruz vezni ile yazılmıştır ve daha sonradan hece veznine geçmişlerdir .
- Şiirlerinde memleket sevgisi , yiğitlik , kahramanlık ve ülkemizin güzellikleri gibi konuları işlemişlerdir .
- Yalnızca dörtlüklere bağlı kalmayıp yeni arayışlar içerisinde oldular .
- Düz yazının söz dizimini şiirlerinde görmek ve nesir cümlelerine rastlamak mümkündür .

Beş Hececiler Şunlardır : Faruk Nafiz Çamlıbel , Yusuf Ziya Ortaç , Enis Behiç Koryürek , Halit Fahri Ozansoy, Orhan Seyfi Orhon

Yedi Meşalecilerin Özellikleri

- " Sanat sanat içindir " anlayışı ile hareket etmişler ve konuları mümkün olduğu kadar genişletmeye çalışmışlardır .
- Yurt severlik anlayışı ile hareket ederek Anadolu'yu tanıtmaya çalışsalar da çok da başarılı olamamışlardır .
- Devamlı bir yenilik için buluş adını verdikleri yeni söyleyişler arayışı içine girdiler .
- " Sürekli yenilik , canlılık ve samimiyet " sloganı ile hareket etmişlerdir .
- Heceyi geliştirmek için çaba göstermişlerdir .

Yedi Meşaleciler Şunlardır :  Sabri Esat Siyavuşgil, Yaşar Nabi Nayır, Ziya Osman Saba, Muammer Lütfi Bahşi, Cevdet Kudret Solok, Vasfi Mahir Kocatürk, Kenan Hulusi Koray.

Yedi Meşaleciler ve Beş Hececilerin Benzer ve Farklı Özellikleri Nelerdir ?

- Yedi meşaleciler beş hececilere tepki olarak ortaya çıkmıştır .
- Yedi meşaleciler beş hececilerin gerçekçilikten uzak olduğunu düşünmüşler ve daima yenilik yapmak gerektiğini savunmuşlardır .

Kral Midas Kimdir ? Midas'ın Kulakları Efsanesi Nedir ?

Kral Midas Kimdir? Midas’ın Kulakları Efsanesi Nedir?

Gordion şehrinde yaşayan efsanevi Frigya kralıdır Midas . Hayatı , krallığa yükselişi ve ölümü ile ve efsaneleri ile tarihe adını yazdırmış efsanevi bir kişiliktir o .

Krallığı M.Ö. 738 - M.Ö. 696 yılları arasında Gordion şehrinde sürmüştür . Onun ile ilgili en çok bilinen " Midas'ın Kulakları " efsanesidir . Yaptığı çalışmalar ve araştırmalar neticesinde Frigya halkı özel  bir yer edinmiştir fakat o hayattan nefret etme derecesine gelmiştir , halkı kendisini çok sevmesine rağmen o halkı için aynı duyguları besleyememiştir . Kral Midas denince akla gelen bu efsane nedir ?

Midas'ın Kulakları Efsanesi

Kır tanrısı Pan ile Yunan tanrısı Apollon arasında yapılacak olan bir müzik yarışması için Midas hakem olarak istenmiş ve bu istek kabul edilmiştir . Yarışma neticesinde Midas oyunu Pan'dan yana kullanmış ancak diğer hakem oyunu Apollon ' dan yana kullanmıştır . Midas ' ın müzikten anlamadığı düşünerek sinirlenen Apollon müzikten anlamayan birine ancak eşek kulağının yakışacağını düşünmüş ve Midas'ın kulaklarını eşek kulaklarına dönüştürmüştür . Midas bunu halkından saklamaya çalışır kimseye söylemez ancak berbere gittiği bir gün berber Midas'ın kulaklarını fark eder . Berber kimseye söylemez bu durumu ancak bir süre sonra bu sırrı artık içinde tutamaz olur ve bir kuyunun başına giderek gücü yettiğince haykırır …

Efsane bu ya kuyunun sularına karışan sır , buradan sulara , sulardan sazlara ve derken sonunda halka kadar ulaşır . Halk Midas ile dalga geçer ve gölge oyunları gibi oyunlarla onu taklit edip eğlenirler . Midas daha fazla dayanamayıp kulaklarını kestirir ancak kulakları bir sarmaşık gibi daha da uzar ve daha kötü bir görüntü alır .             Midas tanrıya yalvarır , tanrı Midas'ı affeder ama sessizce de canını alır ve mezara gömer .

Altın Midas

Tanrı Dionisos ve yol arkadaşı Satiros bir gün Frigya ülkesinde gezerken Midas'ın gül bahçelerinde uykuya dalar ve Midas onu bulur . Dionisos'u on gün boyunca misafir eder ve Dionisos bu misafirperverlikten etkilenerek Midas'a dileğini yerine getireceğini söyler . Midas dokunduğu her şeyin altın olmasını ister , bu isteğinden başlarda mutlu olur ama yemek , içmek çin neye elini atsa altına dönüşür . Midas Dionisos'tan yardım ister , Dionisos Midas'a Paktolos ırmağında yıkanmasını söyler . Midas ırmakta yıkanır ve tekrar eski haline döner  .

Ortaoyunu Hakkında Bilgi

Çevresi seyircilerle kuşatılan ve sahne olarak nitelendirebileceğimiz bir alanda oynanangüldürü oyununa orta oyunu denmektedir . Bazı özellikler bakımındanKaragöz oyununa da benzemektedir .

- Karagözde olduğu gibi ortaoyununda da tuluat yani doğaçlama ön plandadır .
- En önemli kahramanlar kavuklu ve pişekardır .
- Söz oyunları , şiveli konuşmalar , taklitler ve yanlış anlamalar önemli güldürü ögeleri olarak ön plana çıkar .

Ortaoyunu İle İlgili Diğer Önemli özellikler şunlardır :

- Ortaoyunu anonimdir yani halkın ortak malıdır .

- Yazılı bir metne bağlı kalınmadanoyuncuların doğaçlama yetenekleri ile sürdürülür .

- Şive taklitleri , yanlış anlamalar , karşılıklı konuşmalar şeklinde oyun ilerler .

- Ortaoyununda dekor yok denecek kadar azdır ve oyunda müzik önemli yer tutar .

- Ana karakterler Kavuklu ve Pişekar’dır . ( pişekar Hacivat’a , Kavuklu ise Karagöz’e benzer . )

- Değişik milletlerden ve çevrelerden insanlar ortaoyununda yer alır . )


- Başlangıç , muhavere , fasıl ve bitiş bölümleri vardır ve bu yönüyle de Karagöz oyununa benzer . )

Servet-i Fünun Edebiyatı ve Özellikleri

Tanzimat Edebiyatından sonra edebiyatımızdaki ikinci büyük yenileşme hareketi olan Edebiyat-ı Cedide( Sevet-i Fünun ) akımı Tevfik Fikret önderliğinde 1895-1901 yılları arasında yayınlanan Servet-i Fünun dergisi ile oluşmuştur. Edebiyat-ı Cedide akımının temsilcileri şunlardır:
 Şiir : Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin, Celal Sahir, Ali Ekrem Bolayır, Hüseyin Suat, H. Nazım, Süleyman Nesip, Faik Ali , Hüseyin Siret
 Hikaye ve Roman : Mehmet Rauf, Halit Ziya Uşaklıgil, Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Hüseyin Cahit Yalçın, Saffeti Ziya
 Deneme ve Eleştiri : Ahmet Şuayip
      Hareketin etkisini kaybetmesinde Hüseyin Cahit'in Fransızcadan çevirdiği "Edebiyat ve Hukuk" adlı makalede  Fransız Devrimi'nin geçmesi üzerine derginin kapatılması etkiki olmuştur. Derginin kapatılması ile bazı sanatçılar yurtdışına kaçmış, yurtta kalanlar ise 2. Meşrutiyet'in ilanına kadar sessiz kalmışlardır.
      Edebiyat-ı Cedide sanatçıları eski nazım şekillerini bir kenara bırakarak batılı bir tarz olan "sonet" ve aruz ölçüsünün tüm kalıpları ile uyguladıkları " müstezat " biçimlerini kullandı.
       Şiire toplumun değişik katmanlarına ait konu ve temalar girmesine rağmen şiir dili tam tersine gittikçe ağırlaşmıştır. Roman dilinde de eskiye göre önemli bir gelişme yaşanmasına karşın şiirde dilinde olduğu gibi roman dilinde de ağır ve ağdalı bir söyleyiş egemen olmuştur. Romanda da toplumsal konuların işlenmesinde bu ağır dilin kullanılması dönemin özeti gibidir.
 Özellikleri
 1. Konular toplumsal olsa bile anlayış "Sanat sanat içindir." düşüncesindedir.
2. Aruz ölçüsünü kullanmalarına rağmen eski dönemden farkları aynı şiir içerisinde birden fazla kalıbı kullanmalarıdır.
3. Şiirde her şey şiire konu olabilir anlayışına sahip olmalarına rağmen dönemin özelşikleri sebebiyle siyasi konulara girememiş belli sınırları aşamamışlardır.
4. Genellikle yaşanılan çevre konu alındığı için İstanbul dışına çıkamamışlardır.

Manzume ve Şiir

Edebiyatta iki anlatım türü vardır
1. Manzum Anlatım (Nazım)
2. Mensur Anlatım ( Nesir )

Nesir yani düz yazılar bilgi verirken düşünceler ifade edilirken kullanılır, nazım yani şiirsel metinler ise duyguların ifade edilmesinde kullanılır. Manzume ölçü ve uyak gözetilmek sureti ile yazılan dizeler halindeki metinlere verilen addır. Bir metin dizeler halinde yazılabilir ama o metne şiir diyebilmek için yüksek duygular içermeli ve sağlam bir anlatıma sahip olmalıdır.
Kişinin, duygu, düşünce, hayal ya da izlenimlerini düz yazı şeklinde anlatmasına ise nesir adı verilir. Yine şiirde olduğu gibi nesirde de metnin bir değeri olması için planı, sanatsal değeri ve etkili bir anlatımı olması gerekir.

Manzumelerin Özellikleri
- Ölçü ve uyaklı olarak yazılmışlardır.
- Öğretici konulara ağırlık verilmiştir.
- Estetik kaygılar ikinci plandadır.
- Manzum şekilde yazılmış manzum hikayeler de manzumedir.
- İmgeleme ve çağrışım yönünden zayıftırlar.

Manzum Hikaye
Dizeler şeklinde yazılan hikayelere manzum hikaye adı verilmektedir. Öykü adını verdiğimiz düz yazı türünden farkı dizeler halinde yazılmalarıdır. Didaktik şiir dediğimiz öğretici şiirlere örnek olarak gösterebiliriz. Batlı bir tür olan hikayedeki unsurlar ( olay, yer, zaman, kahramanlar ) manzum hikayelerde de bulunur. Divan edebiyatında mesneviler uzun hikayelerin yerini tutmaktaydı. Tanzimat'la birlikte ortaya çıkan manzum hikayelerde kafiye, redif kullanma yoluna gidilmiştir. Mesneviler tek bir aruz kalıbı ile yazılırken manzum hikayelerde aruzun çeşitli kalıpları kullanılmıştır. Manzum hikayelerde ya bir öğüt verilir ya da bir olay anlatılır.
Tanzimat Dönemi'nde Recaizade Mahmut Ekrem ve Muallim Naci bu türün ilk örneklerini verirken Servet-i Fünun döneminde özellikle Tevfik Fikret manzum hikayeleri ile başarılı olmuştur. Sonraki dönemde ise Mehmet Akif manzum hikaye türünde başarılı eserler vermiştir.


Manzum Hikayelerin Özellikleri
- Toplumsal konuların işlenmesine önem verilir.
- Günümüz hikayelerinde olduğu gibi olay, yer, zaman ve kahramanlar kullanılır.
- Uyak ve redif kullanılmasına özen gösterilir.
- Mısraların uzunluklarının aynı olması şart değildir.
- Tanzimat dönemi ile birlikte edebiyatımıza giren bir türdür.

Manzume ve Şiir Arasındaki Farklar
- Şiirin düz yazı ile ifade edilmesi mümkün değil iken manzumeleri düz yazı ile ifade edebiliriz.
- Şiirde olay örgüsü bulunmazken manzumede hikayede olduğu gibi olay örgüsü vardır.
- Şiirde bireysel duygular hakimken manzumelerde toplumsal konular ön plandadır.
- Şiirde kelimelere mecaz anlamlar yüklenirken manzumelerde kelimeler gerçek anlamları ile kullanılır.
- Şiirler duygusal özellikler gösterirken manzumeler didaktik özellikler gösterir.

Mensur Şiir
- Ölçüsü ve uyağı olmadan duygu ve düşüncelerin şiir gibi anlatıldığı yazı türüdür.
- Mensur şiirlerde iç ahenk önemlidir.
- Halit Ziya Uşaklıgil bu türü edebiyatımızda ilk kullanan sanatçıdır.

Manzume Örneği
-Bugün açız yine evlatlarım, diyordu peder,
Bugün açız yine; lâkin yarın, ümid ederim,
Sular biraz daha sakinleşir... Ne çare, kader!

- Hayır, sular ne kadar coşkun olsa ben giderim
Diyordu oğlu, yarın sen biraz ninemle otur;
Zavallıcık yine kaç gündür işte hasta...

- Olur;
Biraz da sen çalış oğlum, biraz da sen çabala;
Ninen baban, iki miskin, biz artık ölmeliyiz...
Cocuk düşündü şikayetli bir nazarla: - Ya biz,
Ya ben nasıl yaşarım siz ölürseniz? 
..........
                  Tevfik Fikret ( Balıkçılar şiirinden)