Dil Kirliliği
İle İlgili Konuşma
“İki dil bilen iki insan eder ama
kendi dilini bilmeyen eksi yüz insan eder.” der Oktay Sinanoğlu. Çünkü dil bir
milletin kimliğidir, dil giderse her şey gider. Bunun için çocuklarımıza önce
kendi ana dilini öğretmeliyiz ve ana dilini, günlük yaşamda düzgün bir şekilde konuşmasını sağlamalıyız. Dil kirlenirse, dilimizin içine yabancı sözcükler serpiştirilirse
işte o zaman yandığımız gündür.
Sevgili Öğretmenim, değerli sınıf
arkadaşlarım,
Dil kirlenmesi, dildeki yabancı kelimeler sorununu ifade etmek için ortaya konmuş bir terim. Hayatımıza kelime olarak, dükkân adı veya marka olarak giren yabancı kelimelere ve yabancı kelime havasındaki isimlere bakınca böyle bir sorunun hem de vahim bir sorunun varlığı açıktır. Çevremize baktığımızda her yerin yabancı kelimelerle dolup taştığını görebiliriz. Alış veriş merkezlerinin içindeki kuaför adları ve daha birçok iş yeri adları bile ne yazık ki İngilizce olmuştur.
Gençler günlük konuşurken, telefondan ya da tabletten mesajlaşırken merhaba
yerine mrb, tamam yerine tmm, görüşürüz yerine grz yazmaktadır. Bu da dilde
kirliliğin bariz göstergesidir. Bugün ülkemizde dil kirliliğine bağlı olarak
Türkçeden kaçış, Türkçenin sokaklardan, evlerden, eğitim ve öğretim
kurumlarından yazılı ve görsel basından dışlanması gibi bir durumla karşı
karşıyayız. emek adları, kafe, disko, bar gibi mekan adları, kıyafet, tekstil,
gıda, alışveriş merkezleri, yerleşim yerleri de dil kirliliğinden önemli ölçüde
nasibini almaktadır. Bu yanlıştan bir an önce vazgeçilmeli ve ana dilimiz düzgün kullanılmalıdır. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için çok teşekkür
ediyorum
0 Comments:
Yorum Gönder
Deneme