Nazan Bekiroğlu’nun Yusuf İle Züleyha Kitabında Geçen Özlü Sözler
Kitap okunması gereken muhteşem bir
kitaptır. Züleyha’nın Yusuf’a olan aşkı anlatılmaktadır. Okuyarak içinde nasıl güzel
cümleler olduğunu ve bu cümlelerin sizde nasıl hisler uyandıracağını ancak okuyarak anlayacaksınız.
Kitapta geçen özlü sözler şunlardır:
“Yûsuf’un gömleği, İbrahim ateşteyken
sırtındaki gömleği. Yûsuf’un gömleği, bir kölenin karanlık gecesinden geçen üç
buçuk arşınlık beyaz keten köle bezi. Yûsuf’un gömleği bir masal gecesine
hazırlanan şehzadenin inci beyazı, fildişi, ince ipek giysisi. Yûsuf’un gömleği
gün gelir, kurt parçaladı, der de bırakırlar Yakub’un kucağına. Yûsuf’un
gömleği, gün gelir asarlar Mısr’ın kapısına. Gün gelir Yakub’un gözlerine fer
Yûsuf’un gömleğinin kokusu, gün gelir hasretine had, gömleğin Yûsuf’u.
Züleyha’nın yazgısına vesile Yûsuf’un gömleği, Yûsuf’un gömleği biraz da bu
hikâye. Yûsuf gömleğinde, gömleği Yûsuf’un şimdi Züleyha’nın elinde.”
“Yûsuf göl, ben göle görüntüsü düşen
mehtabın ardındayım. Yûsuf ayna, ben aynaya yansıyan ışığın tayfındayım. Yûsuf
sûret, ben sûretten içre aslolanın sevdasındayım. Nakşı görüp de nakkaşa nasıl
kayıtsız kalayım?”
“Her kötülük bir mantıkla başlardı
nasılsa.”
“Oysa sevmek, en fazla, neyi
sevdiğini fark etmek demektir ve seven biraz da neyi sevdiğini bilendir.”
“Mazlumdu Yusuf. Güçlüydü bu
yüzden. Bir mazlumun âhının gök kubbeyi sarsacağı bilgisiyle. Devranın gün
gelip de döneceğinin haberiyle. Ne var ki zerre kadar şer ne var ki zerre kadar
hayr, bir gün şaşmaz bir terazide tartılacağının emniyetiyle. Sustu.
Teslimdi.Mazlumdu. Teslimiyetiyle vardı. Susmasıyla haykırdı. Tahammülüyle baş
kaldırdı.”
“Güzeldi Yûsuf, o kadar güzeldi ki
Yûsuf’u hiç görmemiş bir yazıcı onun güzelliğini anlatmaya gelince sıra, sadece
susardı ve onun güzelliğini ancak özetleyebilirdi. Çünkü güzelliğin özeti
yazıcının sözcüklerinden çok okuyucunun muhayyilesi demekti. Sözcük sınırlı
muhayyile ise sınırsızlıktı.”
“Rabbim, bana istememeyi
isteyebilmeyi nasib et.”
“Geçici olarak elmas düşerse
çamura, pas tutarsa kıymetli bir ayna, kıymetinden yitirmez elbet. Ama ele
alınıp temizlenmesi gerek. Ve hiç düşmese elmas çamura, hiç pas tutmasa ezeli
nurun ışık düşürdüğü ayna, daha iyi değil mi? Öyle bir illet ki şeytanın nefse
zulmeti, yaklaşmasına hiç izin vermemeli.”
“Sevdim seni, seni sevdiysem, bir
eşikten geçtiğimdendir. Bir kentin içine düştüğümden ve bir kenti içime
düşürdüğümden. Ben ki tüm savaşlarımda hem kumandan hem
neferdim.Ürkektim,delişmenliğim korkunun rengindeydi. Bu yüzden seni sevdim.”
“Mülk gibi aşk da Allah 'tan. Ruhun
da O, kalbin de O, aklın da O. Tenin de O, canın da O, cismin de O.”
“Sevginin yanılgısı yok. Yanlış
olan neyi sevdiğini bilmemek ve yolu yanlış çizmek. Hangi kaynaktan geldiğini
suyun, hangi dağın üstünden döküldüğünü aydınlığın, bilmemek. Bilmemek yanlış
kılar sevgiyi.”
“Yusuflar zindanda. Yusuflar ki
mazlum, Yusuflar ki masum, Yusuflar ki her birinin alnından bir elif geçer.
Yusuflar ki her birinin alnından, Yusuf'un alnının yazısı geçer. Yusuflar ki
görülür dava Mahkeme-i Kübra'da, "şahit olarak O yeter" büyük
Divan'da.”
“Züleyha; Rabbim, dedi, senden
artık beni bu dünyaya, salt bu dünyaya bağlayacak olan şeyi istemiyorum. Bana
öyle bir kalp ver ki senin yakınlığını istemekten başka hiçbir isteği içinde
barındırmasın. Öyle bir ışık bırak ki kalbime, bir daha onu söndürmek mümkün
olmasın. Öylesine aslolanı göster bana, öyle ki sûrette aklım bile kalmasın.”
"Züleyha ki Yusuf'u sevdi.
İbtida, neyi ve kimi sevdiğini bilmedi. Sonra aşkın kaynağını bildi, Yusuf'u
değil, Yusuf'ta tecellâ eden nuru sevdiğini fark etti."
“Rabb'im sen en iyisini bilirsin, dedi. Sen en iyisini bilirsin ve böyle olduysa , böyle olması gerekiyot demektir, Sana teslimim. İçimden bir âh yükseliyorsa gökyüzünün katlarına, âhımın bir yüzü ne kadar şikayete baksa da, sana bakan yüzüyle âhım bir şükür hükmündedir.”
0 Comments:
Yorum Gönder
Deneme