İstediğiniz Bir Kişiye Mektup Yazınız.
Sevgili arkadaşım Şehmuz!
Sana Bu Mektubu Ağrı’nın Yakınca köyünden yazıyorum.
Biliyorsun babam öğretmen olduğu için yıllardır köylerden köylere gidip
ücretli öğretmenlik yaptı. Bu yıl sınava girip sınavı kazandı ve kadrosu Ağrı’ya
çıktı. Babam onuncu yılında şükürler olsun kadrosunu aldı. Yıllar sonra kadro sevinci .
Geçen yıl da Aksaray’daydık. Zaten seni ilk gördüğümde anlamıştım dost canlısı
biri olduğunu. Seninle Aksaray’da çok güzel günlerimiz geçti. Seni çok özlüyorum
Şehmuz. Nasılsın, iyi misin? Benden sonra yeni arkadaşların olmuştur mutlaka.
Onları da benim gibi seviyor musun, onlarla da futbol oynuyor, misket oynuyor
musun? Benim yerimi tutmaz ama onlar değil mi kardeşim? Mehmet kardeşini unutursan darılırım.
Kıymetli kardeşim!
Burada sürekli kar yağıyor. Her yer bembeyaz kapla kaplı. Biz köyde olduğumuz için ara sıra şehir merkezine gitmek zorundayız. Çarşıdan almak için ihtiyaçlarımız oluyor. Bunun için ayda bir şehir merkezine gidiyoruz. Bu hafta da kardeşim sürekli öksürdüğü için merkezdeki sağlık ocağına gidecektik. Babam kardeşimi kucakladığı gibi aldı kollarına ve yola koyulmak için çıktı. Ama ne yazık ki kar o kadar fazla yağmıştı ki yollar kapandı, ne at arabası, ne de başka arabalar bu havada yola çıkamazmış, çok tehlikeliymiş, don tehlikesi varmış. Ayrıca bu havayı, bu puslu ve soğuk havayı kurtlar çok severmiş.
Babam bunu dedi ve çok korktum. Sen de korktun değil mi? Kurt ile ilgili masallar okurduk ya hatırladın mı? Kardeşim, burada hava çok soğuk. Dışarıda on beş daika bekle, eve gir, kirpiğin, kaşın buz oluyor, dudağını bile hareket ettiremiyorsun. Bu
mektubu sana şu anda köydeki küçük ama bir o kadar da sıcak evimizden yazıyorum. Evde soba yanıyor. Annem şu anda
sobaya odun ve kömür atıyor. Sobanın fırınında da patates közleniyor, gel de birlikte yiyelim. Şehmuz arkadaşım, benim en kardeşim vardı ya Murat, hatırladın değil mi? İşte o sürekli öksürüyor ve öksürmeye de devam ediyor. Şimdi kapı çalındı, kapıyı açıyorum ve açtım. Yaşlı bir amca girdi odaya. O emekli bir doktormuş. Doktor, buralıymış Hemen kardeşimin ateşini ölçtü,
genel durumuna bakıp ona bir ilaç verdi. Doktor Amca çok iyi kalpli biri.
Onun sayesinde kardeşim bir haftanın sonunda gözlerini açabildi. Kendine geldiğinde ise ilk istediği yoğurt oldu. Bunu duyduğumuzda annemle birlikte sevinçten ağladık. Yoğurdu çok sever bizim ufaklık. Buranın sütü, kaymağı, peyniri çok güzel Şehmuz. Her şey doğal burada. Ah yemeklerinin tadına bir baksan. Mis gibi. Sadece biraz fazla soğuk ama olsun buna da şükür. İnsanlarını bir tanısan arkadaşım. Öyle candan, öyle samimi insanlar ki. Eve her geleni Tanrı misafiri olarak kabul ediyorlar ve kimseyi aç göndermiyorlar.
Buranın
insanlarını çok sevdim. Mesela geçen gün bir yere misafirliğe gittik. Bize
yemek koydular ve ben utandığım için yemedim ve zahmet etmişsiniz dedim.
Köydeki ev sahibi yaşlı teyzenin bana dediği şu oldu: "Sen yemezsen bize zahmet
olur oğlum." Hayatımda bu kadar güzel ve ince düşünceli bir cümleyi ilk kez
duydum. Hemen yemeğe koyuldum ve güzelce karnımı doyurdum. Çok güzel kaz eti
pişirmişlerdi. Oh mis gibiydi .Yanında da bol tereyağlı bulgur pilavı, salata ve ayran. Sen de yaz tatilinde bize gelince sana
yaptırırım inşallah canım kardeşim.
Güzel kardeşim! Seni çok özlüyorum.
Orada oynadığımız oyunlar aklımdan çıkmıyor. Yaptığımız yaramazlıkları da
hatırladıkça tebessüm etmeye devam ediyorum. Ailen nasıl, ablan ve kardeşin
nasıl iyiler mi? Baban yeni bir iş
bulabildi mi? Herhangi bir sıkıntı var
mı? Mutlaka yaz olur canım arkadaşım. Sen de bana yazmayı unutma,
mektubuma son verirken annenin ve babanın ellerinden öptüğümü onlara ilet. Sen
de yaz. Beni merak içinde bırakma. Seni seven can kardeşin Mehmet Ali.
0 Comments:
Yorum Gönder
Deneme