Evinize Gelen Misafirleri Nasıl Ağırlıyorsunuz?

 

Evinize Gelen Misafirleri Nasıl Ağırlıyorsunuz?

 

Misafir demek evin bereketi demektir. Evimize misafir gelince çok mutlu oluyorum. Hele bir de gelenler arasında benim yaşıtım olan akrabalarım, arkadaşlarım varsa benim için eğlenceli anlar başlamış oluyor. Annem misafirler gelmeden önce çok çalışıyor ve evi tertemiz hale getiriyor. Yemekler yapıyor, tatlılar yapıyor ve misafirlere en güzle şekilde sunum yapmak için çok emek harcıyor. Ben de anneme elimden geldiği kadar yardım etmeye çalışıyorum.  Misafirlerimiz eve giriş yaparken hoş geldiniz diyorum ve her birine sarılıp ellerini öpüyorum.

 

 Misafirler eve girdiği zaman hemen ayakkabılarını çok güzel bir şekilde diziyorum ve çıkışta karışıklık olmaması için elimden gelen özeni gösteriyorum. Daha sonra gelen misafirlere hal ve hatırlarını soruyorum. Sonra onlara su ve şeker ikram  ediyorum. Bir de kolonya ve çikolata tutuyorum. Daha sonra yemeğe geçmeleri için onları annem ve babamla birlikte masaya davet ediyoruz. Masa düzenini önceden annemle kurmuş oluyoruz. Masaya çiçekler, güzel tabaklar koymuş,, güzel örtüler sermiş oluyoruz. Masada yemekler yenmeye, sohbetler edilmeye başlanıyor. Yemekler yendikten sonra ben yaşıtlarım olan çocuklarla oynamaya başlıyorum. Annem gelen misafirlere çay ikram ediyor, kahve ikram ediyor ve onların rahat etmesi için elinden gelen her türlü özveriyi gösteriyor.

 

Evimize gelen misafirlere son derece nazik davranıyoruz ve bir şey isteyip istemediklerini soruyoruz. Onların mutlu ve rahat etmesi için her türlü zarafeti gösteriyoruz diyebilirim. Misafirler evimizden giderken çok mutlu bir şekilde gidiyorlar ve asla onların kalbini kıracak davranışlar sergilemiyoruz.

Sezai Karakoç’un Belki Kötülükleri Tamamen Bitiremeyiz Ama İyilikleri Çoğaltabiliriz Sözünden Hareketle İyiliklerin Nasıl Çoğaltılabileceğine Günlük Hayattan Örnekler Veriniz.

 

Sezai Karakoç’un “Belki Kötülükleri Tamamen Bitiremeyiz Ama İyilikleri Çoğaltabiliriz.” Sözünden Hareketle İyiliklerin Nasıl Çoğaltılabileceğine Günlük Hayattan Örnekler Veriniz.


Dünya var oldukça iyi insanlar da olacaktır kötü insanlar da olacaktır. İyiler iyiliklerini yapmaya devam ederken kötüler de her türlü zalimliği yapmaya devam edecektir. Çünkü dünya böyle bir yerdir. Keşke daha barış dolu daha sevgi dolu bir dünya yaşanılsa ama ne yazık ki böyle olmuyor. Sezai Karakoç’un “Belki Kötülükleri Tamamen Bitiremeyiz Ama İyilikleri Çoğaltabiliriz.” sözü ile Sezai Karakoç iyilikleri artırmak bizim irademizle olan bir şeydir demek istemiştir. Çünkü istersek  iyilikleri daha da artırmaya devam edebiliriz ve daha fazla insanın yarasına merhem olabiliriz, daha fazla sevgi ve saygı dolu bir dünya oluşturabiliriz.  


Yeter ki bunu can-ı gönülden isteyelim, birlik, beraberlik ve dayanışma içinde hareket edelim. İyilikleri şu şekilde çoğaltabiliriz: Depremde yakınlarını kaybetmiş bir çocuğa aile olabiliriz, ona sevgimizi verebiliriz, ona güven verebiliriz ve yalnız olmadığını ona her fırsatta hissettirebiliriz. İşte bu bir iyilik örneğidir. Ya da savaşta kaçıp ülkemize gelen yaşlılara, kadınlara ve çocuklara kucak açabiliriz ve onlara elimizden geldiği kadar maddi ve manevi yardım yapabiliriz. Sokakta mendil satan bir çocuktan bir adet mendil almak yerine onun okuması için, onun iyi bir eğitim alması için neler yapabiliriz diye kafa yorabiliriz ve bunun için de gerekli kurumlardan yardım isteyebiliriz. Sınıfımızda annemizin koyduğu beslenme çantamızın içindeki yiyeceklerden beslenmesi olmayan bir arkadaşımızla bunları paylaşabiliriz. Böylece birlikte yemenin keyfine de varabiliriz. 


Savaşa hayır diyebiliriz, savaşı çıkartan ve mazlum ülkeler zalimlik yapan ülkenin mallarını boykot edebiliriz ve kötülere gereken cezayı verebiliriz. Dürüst ve güvenilir bir insan olarak her fırsatta iyiliğin yanında durabiliriz ve haksızlığa karşı sessiz kalmayarak da en büyük iyiliği yapmış olabiliriz. Yeter ki adaletli olalım, haklıdan değil mazlumdan yana olalım ve iyilikleri çoğaltmaya şimdiden başlayalım.

Kimin Düşündüğü İle Söylediği Bir Olursa İşte Doğru İnsan Odur Sözü İle Bilgilendirici Metin

 

Kimin Düşündüğü İle Söylediği Bir Olursa İşte Doğru İnsan Odur Sözü İle Bilgilendirici Metin


Yusuf Has Hacip  Kimin düşündüğü ile söylediği bir olursa işte  doğru insan odur.” der. Burada doğru ve dürüst insan olmanın önemine dikkat çekmiştir. Dürüst ve doğru insan özü ve sözü bir olan insandır. Dili ile kalbi aynı şeyi söyleyen yalana başvurmayan, samimi insanlardır. Kimi insanlardır vardır kişiye göre ahlakı değişir ve sürekli ağız değiştirebilir. İşte böyle insanlar tehlikeli insanlardır. Çünkü çıkarları gereği adamına göre davranır ve yeri geldiğinde yalan söyler. 


Böyle insanların para için, menfaat için yapmayacağı şey yoktur. Böyle insanlara asla güvenmemek gerekir. Oysa dürüst insan net insandır. Açık sözlü insandır. Hiçbir zaman lafı eğip bükmez, edebiyat yapmaz. Neyse diyeceğini dobra dobra konuşur ve kimseye de yaranmaya, iyi görünmeye çalışmaz. Bazen ağzından çıkan sözler dürüst olmayan insanların hoşuna gitmez ve o insanlar dürüst insana düşman olur ama dürüst insanın  bu tavır umrunda olmaz. 


Çünkü dürüst insanlar karakteri sağlam olan, insan gibi insandırlar. Böyle insanların düşündüğü ile söylediği bir olduğu için, yalana asla başvurmadıkları için  kafaları da rahattır, vicdanları da rahattır.

Aşağıda Verilen Metni Dürüstlük Değerine Uygun Bir Biçimde Tamamlayınız (Yeşil Mantolu Kadın)

Aşağıda Verilen Metni Dürüstlük Değerine Uygun Bir Biçimde Tamamlayınız (Yeşil Mantolu Kadın)


Pelin para çekmek için bir bankaya gidiyor. Oh, hiç sıra yok! Bankamatiğin önünde elma yeşili tuhaf mantolu bir kadın var yalnızca. Kadın, kartını el çantasına yerleştirip yerini Pelin’e bırakıyor. Pelin, kartını yuvaya itiyor, şifresini yazıyor, 20 TL tuşuna basıyor, kartını geri alıyor ve para çıkmış mı diye bakmak için hafifçe eğiliyor. Bir de ne görsün? Orada zaten para var! Pelin paraları sayıyor, tam 100 TL. Bilgi fişini kontrol ediyor. Hata yok yalnızca 20 TL istemiş. Zaten para da o sırada makineden çıkıyor. Bir anda olanı biteni kavrıyor Pelin. Ondan önce bankamatikte işlem yapan yeşil mantolu kadın, kartını almış parasını unutmuş olmalı. Pelin çevresine bakınıyor. Sokağın sonunda elma yeşili koca mantoyu fark ediyor, kadın otobüse binmek üzere. Hiç kuşku yok, paranın sahibi o. Kadın tam otobüse binmek üzereyken Selin hızla koşmaya başlıyor ve kan ter içinde kalana koşuyor ve kadına arkasından sesleniyor ama kadın duymuyor. 


Selin daha çok bağırmaya başlıyor ve kadın ona dönüp bakıyor ve Selin durun otobüse binmeyin diyor ve kadın da binmiyor. Selin kadının yanına gidiyor ve merhaba teyzeciğim az önce bankadan para çekerken kartınızı adlınız ama paralarınız orada kaldı paralarını çektiğiniz halde almayı unuttunuz dedi. Kadın cebine baktı ve gerçekten de paralarını almamıştı. Selin hemen elindeki yüz TL’yi kadına uzattı ve işte paralarınız dedi. Kadın çok duygulanmıştı. Seni yetiştiren anne ve babanı tebrik ederim güzel kızım ne kadar dürüst bir kızmışsın sen çok teşekkür ederim dedi ve daha sonra yüz liranın yirmi lirasını Selin'e hediye olarak verdi. 


Selin ise hayır teşekkür ederim o sizindir siz kendi ihtiyaçlarınızı alın ve benim yaptığım da  olması gereken şeydi zaten dedi ve kadına sarılıp orada ayrıldı. Selin doğru ve dürüst bir insan olmanın verdiği mutluluk ve vicdan rahatlığı ile evinin yolunu tuttu.

Dostluk Kavramı Sizin İçin Ne İfade Eder? İnsanlar Neden Dostluk Kurmaya İhtiyaç Duyar?

 

Dostluk Kavramı Sizin İçin Ne İfade Eder? İnsanlar Neden Dostluk Kurmaya İhtiyaç Duyar?


 Dostluk, iki kişi arasında güçlü ilişki bağı, karşılıklı sevgi, menfaatsiz ve çıkarsız iyi niyet anlamına gelmektedir. Dostluk, içinde birden fazla sevgi değerlerini barındıran bir değerimizdir. Dostluk, paylaşmak demektir.  İyi günde ve kötü günde bir olmak demektir. Gönülden bağlanma, gönülden kardeşlik ve sevgi bağı demektir. 


Dostluk dostunun üzüntünden acı çektiğin gibi onun başarına onun gibi sevinebilmek ve  bunu yüreğinde hissedebilmektir. Dostluk sevgidir, saygıdır, paylaşmadır, merhamettir, koşulsuz kabuldür, birlik, beraberlik ve dayanışma içinde hareket etme demektir. Dostluk güvendir, sadakattır, dürüst ve açık olmaktır. Dostluk kavramı benim için bunları ifade etmektedir. İnsan sosyal bir varlık olduğu için güvenebileceği, iletişim kuracağı, güzel anılar biriktirebileceği iyi insanlara gereksinim duyar. Çünkü herkese güven olmaz. Ancak karşılıklı güven olur. Böyle olunca da dostluklar kurulur ve bu dostluklar uzun ömürlü olur. 


Ne kadar zengin olursanız olun yanınızda bir dostunuz yoksa, içinizi dökeceğiniz en sevdiğiniz kişiler yoksa o zenginliğin hiçbir kıymeti olmaz. Çünkü insan tek başına yemekten, gezmekten bir zaman sonra sıkılmaya başlar ve dostunu ister. İşte burada da dostlarla güzel günler geçirilir ve onlarla her şey daha zengin ve daha anlamlı hale gelir.

Kara Memiş’in Yerinde Siz Olsaydınız, Yaşadığınız Bu Olaylar Karşısında Neler Hisseder, Neler Yapardınız Konulu Konuşma

 

Kara Memiş’in Yerinde Siz Olsaydınız, Yaşadığınız Bu Olaylar Karşısında Neler Hisseder, Neler Yapardınız Konulu Konuşma


İnsanın vatanından ayrı düşmesi, başka bir yerde esir olarak yıllarını geçirmesi çok ama çok zor bir durumdur. Bu büyük bir sabır ister ama Kara Memiş hem sabretmiş, hem de çok acılar yaşamıştır ama yine de vatanına kavuşacağa güne kadar inancını asla ve asla kaybetmemiştir.

 

Sevgili öğretmenim, kıymetli arkadaşlarım!

Kara Memiş’in yerinde olsaydım vatanımdan ayrı kaldım diye günlerce çaresizce beklemekten başka bir şey yapamazdım ama her şeye rağmen umudumu asla kaybetmezdim. Çünkü umudumu kaybedersem her şeyimi kaybederim ve yaşama sevincim de yok olur diye düşünürdüm. Vatanımdan, eşimden, çocuğumdan ayrı kaldım diye çok üzülürdüm ve hasretle vatana kavuşma hayallerini kurardım ve rüyalarımda ailemi, vatanımı görürdüm ve uyandığım kalbim acırdı.

 

Sevgili öğretmenim,

Yıllar yıllar sonra Kara Memiş gibi oğlumu görseydim, Türk gemisini görseydim yüreğim mutluluktan çılgına dönerdi ve yerimde duramazdım. Ben de Kara Memiş gibi oğlum ve diğer askerler le birlikte vatan için çarpışmaya durmadan ve yılmadan devam ederdim. Çünkü vatana kavuşma özlemi vatanı koruma duygusu her şeyden üstündür. Vatanım benim ana yurdum, öz toprağımdır. Ben de tıpkı Kara Memiş gibi davranırdım. Söz konusu vatansa hemen canlanırdım ve eskisi gibi olmasa da çarpışmaya vatan uğrunda canımı bile vermeye hazır olurdum. İçimden gelenler bunlardır. Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.