Sinan Canan Sözleri
Sinan Canan 1972 yılında Ankara’da
doğdu. İlk, orta ve üniversite eğitimini Ankara’da tamamlayarak 1995 yılında
Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü’nden mezun oldu. Kaos
Teorisi, Karmaşıklık, Fraktal Geometri, Doğadaki biçimler, Öğrenme, Lisan ve
afazi, Zihin ve Beyin gibi konularda ülke çapında genel dinleyiciye yönelik
konferans ve programlar da düzenlemektedir. Sinan Canan çektiği videolar ile de
insanlara faydalı olmaya devam etmekte ve zihnimizde yenilikler
uyandırmaktadır. İşine devam eden ve işini en iyi şekilde yapmaya çalışan Sinan
Canan sözleri şunlardır:
“Düşünememek", bir hastalıktan
yahut eksiklikten kaynaklanabilir ama "düşünmemek" büyük bir suçtur.”
“Bilmiyorum diyebilen aynı zamanda
"bilmek istiyorum" diyebilendir. "Biliyorum" dediğinizde
artık öğrenecek bir şeyiniz de yok demektir.”
“Yaşamda fark yaratan insanlar;
herkesin gördüğünü görüp, kimsenin düşünmediği gibi düşünebilen kimselerdir.”
“Sağlık, sadece hasta olmama hali
değildir. Sağlık sürekli fit, ince, neşeli ve hareketli olmak değildir. Sağlık,
güzel ve genç görünmek de değildir. Sağlık, bütüncül bir barış halidir.”
“Sevdiğiniz bir işle hayatınızı
kazanırsanız, bir gün bile çalışmış olmazsınız.”
“Bir insanı mantık yoluyla ne kadar
tartışılmaz derecede ikna ederseniz edin, o insanın duygusal devrelerinde
gerekli değişiklikler oluşmadığı takdirde davranışlarının değişmesi çok zordur.”
“İnsan, karnı doyduğu zaman sorun
çıkartan tek canlıdır.”
“Hayatımızda bir anlam bulmak,
yaratmak zorundayız. Anlam, bu hayatın üzerine oturduğu ruhsal ve zihinsel
çerçevedir. Anlamsız ve amaçsız hareket yoktur.”
“Mezarda fiziksel bedenin çürümesi
gibi, hayatta aşırı konfor düşkünlüğü de zihnimizi ve yeteneklerimizi hızla
çürütür.”
“Yeni bir insanla tanıştığınızda
tedbir açısından bir çekingenlik yaşamanız doğaldır. Çünkü karşınızdaki insanın
sizin için nasıl bir niyeti olduğunu bilemezsiniz. Bu durumda tetikte olmak
için beyninizin amigdala bölgesi aktif hale geçer ve hafif bir gerginlik
hissedebilirsiniz. Fakat az sonra, yeni tanıştığınız kişiyle yakaladığınız
ortak bir sohbet konusu, birkaç espri ve hatta içten bir tokalaşma beyninizde
oksitosin salgılanmasını arttırır. Oksitosin, öncelikle beyninize gidip
amigdala bölgesini susturur ve amigdalanın beyne gönderdiği "sarı
alarm" sinyallerinin kesilmesini sağlar. Ardından beynimizin ön
bölgelerinde bulunan ödül merkezlerini etkileyerek başta dopamin olmak üzere
birçok olumlu kimyasalın salgılanmasını tetikler. Yani karşıdaki insanlarla
samimiyet gerektiren durumlarda beyinlerimiz, bu samimiyetten en fazla keyfi
alacak şekilde kimyasal bir değişim geçirir.”
“İnsanın en çok zorlandığı konu
belki de gerçekliğe dair dürüst bir duruş sergilemek olsa gerek.”
“Farklılıklar olmasa sadece hayat
sıkıcı olmazdı; hayat diye bir şey muhtemelen var olamazdı.”
“Öğrenmeyi, okumayı, araştırmayı,
sorgulamayı başkasına bırakmayıp entellektüel hayatımızın iplerini elimize
alabilirsek, bizzat kendimizde yapabileceğimiz küçücük değişiklikler bile
hayret verici sonuçlar doğurabilir.”