Hikaye Örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hikaye Örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Sevgi, Saygı, Yardımlaşma, Cömertlik, Para, Güven, Zora Düşmek, İyilik Ve Sadakat Kavramlarını İçeren Bir Dostluk Hikayesi Yazınız.


Sevgi, Saygı, Yardımlaşma,  Cömertlik, Para, Güven, Zora Düşmek, İyilik Ve Sadakat Kavramlarını İçeren Bir Dostluk Hikayesi Yazınız.

Üniversitede tanışan Ayşe ve Fatma adlı arkadaşlar , üniversiteyi okurken  çok yakın dost olmuşlardı  .  Bu arkadaşlar birlikte yer , birlikte gezer , birlikte ders çalışırlardı . Üniveristeyi bitirdikten sonra birbirleri ile iletişim kurmaya devam ettiler . Çünkü onlar birbirini çok seviyordu. Birbirlerine karşı her zaman saygılı davranışlarda bulunmuşlardır . Gün geldi iki arkadaş da evlendi ve çoluk çocuk sahibi oldu .

Fatma’nın eşi  iş adamı, Ayşe’nin  eşi ise belli bir işi olmayan, serbest mesleği olan bir delikanlıydı . Günlerden bir gün  Ayşe’nin eşi  Ali Bey eve geldiğinde çok üzüntülü görünüyordu . Ayşe ona neden üzgün olduğunu sorduğunda bugün yapacak hiçbir iş bulamadım . Düzenli bir işim olsaydı böyle mutsuz olmazdım dedi .  Ayşe de eşine üzülmemesi gerektiğini söyledi. Akşam oldu ve Ayşe’nin arkadaşı Fatma aradı, hal hatır sordular. Fatma Ayşe’ye neden sesin kötü geliyor bir sorun mu var dedi. Ayşe ise  eşi iş bulamadığı için zora düştüklerini, eve ekmek alacak kadar bile paralarının kalmadığını söyledi.  Fatma ona üzülmemesi gerektiğini söyledi ve ona bir miktar para gönderdi. Böylece ona yardım etti. Ayşe Fatma ne kadar cömert bir insanmış, bize  iyilik etti, Allah  razı olsun dedi. Daha sonra ertesi gün Fatma tekrar aradı ve eşinin  iş yerinde Ayşe’nin eşine göre bir iş olduğunu söyledi. Daha sonra Ayşe ve eşi de Kayseri’den kalkıp Ankara’ya göç ettiler.  Çünkü Ayşe Fatma ve eşine güvenmiş, bulunduğu şehri  eşi ve eşinin işi için terk etti. Daha sonra Ayşe’nin eşi de işe başladı .

Ayşe ile Fatma’nın arkadaşlıkları hiç bozulmadı. Daha sonra ikisinin de çocukları oldu,  mutlu ve geniş bir aile oldular. İki arkadaş da birbirlerine sadakatla bağlıydılar.

Baş Başa Vermeyince Taş Yerinden Kalkmaz Sözü İle İlgili Hikaye Yazınız.


Baş Başa Vermeyince Taş Yerinden Kalkmaz Sözü İle İlgili Hikaye Yazınız.

Fatma Hanım  insanlar ile fazla iletişim kurmayı sevmeyen , her işi ben bilirim kafasında olan bir ev hanımıydı . Komşuları ona gelip gitmek istiyor, onunla da samimi olmak istiyor fakat Fatma Hanım onlar ile muhabbet etmekten kaçınıyordu . Çünkü tek başına kalmayı, tek başına yemeyi  seviyordu o. Kış yaklaşmak üzereydi . Artık havalar da iyice soğuduğu için herkes evine kömür almaya başlamıştı . Komşular aldıkları kömürü evlerine  taşımak için birbirinden yardım almışlar ve böylece de kolayca işleri bitmişti .

Kışlık turşuyu birlikte yapmışlar, pekmezi kaynatmışlar, tarhanayı yapmışlardı. Fatma Hanım ise daha bunların hiç birini henüz yapmamıştı . Üstelik bir de evde bakması gereken küçük bebeği vardı . Birkaç gün sonra eşi eve kömür getirdi . Eşinin  işi olduğu için ona yardım edemeyecekti . Daha sonra Fatma Hanım ben bu kadar işi nasıl yapacağım, çocuk da evde durmaz diyerek kendi kendine dertlendi . Acaba komşulardan yardım istesem bana ardım ederler mi diye düşündü . Daha sonra onlara yaptığı davranışlar aklına geldi ve çok pişman oldu. Ama yine de komşularından yardım istedi . Onlar da Fatma Hanım’a yardım etti ve işler kısa sürede bitti . Fatma Hanım onları çok sevmişti , çok cana yakın insanlardı . Daha önce  neden böyle bir olumsuz bir davranış içinde olduğunu kendi de anlayamadı ve  komşularından özür diledi .

Daha sonra  komşular her zaman birbirleri ile iyi geçindiler ve birbirlerinin işlerine yardım ettiler.  Yani baş başa verince işler daha kısa zamanda bitti . Birlik ve beraberliğin olduğu yerde sorunlar da daha çabuk çözülüyordu. O günden sonra komşular hep birlik içinde hareket ettiler ve güzel günler geçirdiler.

Bayrak İle İlgili Hikaye Yazınız .


Bayrak İle İlgili Hikaye Yazınız .

Kurtuluş Savaşı’nın en zor günleriydi . Ulu Önder  Gazi Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919 yılında Samsun’a çıkmış ve  artık millet ile birlikte kurtuluşun olabileceği anlaşılmıştı . Anadolu’nun ücra bir kasabasında öğretmenlik yapan Mehmet Ali  Öğretmen yine bir gün  okuldan çıkmış eve doğru gidiyordu . Savaş yıllarında bile eğitime önem veriyorduk millet olarak . Mehmet Ali Öğretmen yolda giderken  karşına çıkan bir grup  Ermeni askeri onunla dalga geçmeye başladı .

Boşuna uğraşma öğretmen ülkeniz elden gidiyor diyerek kahkahalar atmaya başladılar . Tam o sırada bir Ermeni askeri  elindeki Türk bayrağını ayakları altına alarak bayrağımızı ezmeye başladı . Bunu gören Mehmet Ali Öğretmenin aklı başından gitmişti .  Çok sinirlenmişti . Hiçbir kuvvet bizim ay yıldızlı al bayrağımız olan  Türk bayrağını ezemezdi . Mehmet Ali hemen koşarak o askerin üzerine doğru yürüdü ve askere hızlı bir şekilde kafa attı .  O asker hemen yere yığıldı .  Mehmet Ali hemen bayrağı yerden aldı ,  temizledi , öptü ve bayrağa sıkı bir şekilde sarıldı . Askerin diğer arkadaşları Mehmet Ali Öğretmenin üzerine doğru yürümeye ve onu yumruklamaya başladılar . Ver o bayrağı çabuk diye bağırdılar . Mehmet Ali asla  vermeyeceğim diyerek bayrağa sımsıkı sarıldı . Sanki bayrağı onlara verseydi özgürlüğümüz , bağımsızlığımız elden gidecek gibi korkuyordu . Ermeni  askerler Mehmet Ali Öğretmene  kurşun yağdırmaya  başladılar ama o hiç bu kurşunları önemsemiyordu bile . O sırada  silah seslerini duyan Mehmetçiklerimiz oraya doğru koştu . Oraya geldiklerinde  Ermeni askerleri kaçmışlardı . Askerler yerde yatan öğretmen Mehmet Ali’yi gördüler  . Katil düşmanlar onu sırtından vurmuşlardı . Mehmet Ali yere yığılmış ve şehit olmuştu . Askerlerimiz onun yüzüne bakmak için Mehmet Ali’yi  oradan kaldırdılar . Tam o sırada Mehmet Ali öğretmenin elinde kanlar içinde olan bayrağımız duruyordu .

Mehmet Ali bayrağına sımsıkı sarılarak hayatını kaybetmişti , şehit olmuştu . Bunu gören askerler duygulanıp ağlamaya başladılar . İşte bizim  insanımız bayrağına canı pahasına sahip çıkan asil insandı . Yaşasın ay yıldızlı al bayrağımız, yaşasın Türk Milleti!