Dervişlik Olaydı Taç İle Hırka, Ben de Alırdım Otuza Kırka Atasözü İle İlgili Kompozisyon

 

Dervişlik Olaydı Taç İle Hırka, Ben de Alırdım Otuza Kırka Atasözü İle İlgili Kompozisyon


Derviş, bir tarikata ve şeyhe bağlı olan mürid, sûfiyâne bir hayat yaşayan kişi. Farsça bir kelime olmakla birlikte bütün Müslüman milletlerin dillerine girmiş olan derviş, esas itibarıyla "muhtaç, fakir" anlamlarına gelir, Tasavvufi mana itibarıyla Allah fakiri, Allah'a muhtaç olduğunu hisseden, Allah'ı talep eden, Ehl-i Suffa (Peygamberin en yakın arkadaşları) anlamında derviş sıfat olarak kullanılmıştır. Dervişân da derviş kelimesinin çoğuludur. 


Atasözümüzün anlamına baktığımızda şunları söyleyebiliriz. Önemli bir makamda olup iyi işler yapmak en güzelidir. Oranın sorumluluğunu hissetmek esastır. Yoksa makama sadece adı için oturmak, oranın sorumluluğunu hissetmemek doğru değildir. Önemli olan oranın hakkını verebilmek, iyi bir derviş, örnek bir insan olmak gerekir. Önemli olan şekil değildir, yapılan faaliyetlerin insanlara gerçek anlamda faydalı olmasıdır. Bunun için de atalarımız Dervişlik olsaydı taç ile hırka, ben de alırdım otuza kırka sözünü söylemiştir. Dervişler yıllarca akli ve nakli ilimleri tahsil etmiş, kuvvetli bir iman ve ahlak olgunluğuna ermiş, dış görünüşleri sade, alçak gönüllü, aza kanaat eden, herkese iyilik ve yardım için çırpınan, hoşgörülü, cefakâr, fedakâr, bir meslek ve sanat sahibi, fazilet örneği kimselerdir.


 Bunun için dervişlerin toplum içinde davranışlarına daha çok dikkat etmesi gerekir ve daha örnek insan olması gerekir. Hırka ile tesbih ile derviş olunmaz. Güzel ahlak ile dürüstlük ile, Yüce Allah’a gerçek anlamda bağlılık ile dervişlik olunur. Bilgisi ile insanlara faydalı olmalı, kimseye tepeden bakmamalıdır derviş olan kişi.

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme