Oktay
Sinanoğlu Sözleri
Oktay Sinanoğlu Türk diline ve
kültürüne katkı sağlamış büyük bir bilim adamı, büyük bir yazar ve büyük bir
vatan sevdalısıdır. O milli benliğine sahip çıkmış, kendini geliştirmiş büyük
bir insandır.
Oktay Sinanoğlu’nun sözleri
şunlardır:
"ABD'de şöyle bir lâf var:
"Bilgi kuvvettir." Biz de diyoruz ki, "Tamam ama eksik
söylüyorsun. Bildiğin her bilgi kuvvet değildir, kimsenin bilmediğini.
biliyorsan o zaman kuvvetlisin, yoksa herkesin bildiği bilgi kuvvet
değildir."
“Türkçe bu yozlaşmaya gereği
olmayan, türetme yeteneği matematikçilere parmak ısırtacak düzeyde, bilimcisini
de halkını da kafaca ve gönülce birleştirebilecek nitelikte nâdir bir dildir.
Yeter ki, kırk sene önce başlamış olan haçlı kafalı, batılı misyoner sömürgecilerin
büyük oyununa kurban gitmesin.”
“Dilini unutan kavimlerin tarihten
adları bile silinir gider. Anadolu, böyle yok olmuş kavimlerin binlerce yıl
sonra kazılarda bulunan çanak çömlek kırıntıları ile doludur.”
“Düşünce özgürlüğü olmayan yerde
bilim olmaz. Bilim olmayan yerde ilericilik olmaz.”
“Soru sormasını bilen insan
yetiştirecek bir eğitim gerekiyor.”
“Diline sahip olmayan insan
vatansever olamaz.”
“Televizyonların 100 kanalından
99'unda cinayet, uyuşturucu, dalavere ve ahlaksızlıktan başka şey göremezsiniz.
Yani millet tamamen cahil bırakılmış, hiç düşünmeyen, sadece tüketen bir toplum
oluşturulmuş.”
"Dilini unutan kavimlerin tarihten
adları bile silinir gider."
“Nerede görülmüştür ki, kendi
yurdunda, o ülkenin vatandaşı, en düşük muameleyi görsün, mağdur edilsin.”
"Konuşurken İngilizce lâflar
katmak övünülecek bir şey değil, ayıplanacak bir şey olmalıdır."
"Descartes'ı bilen
ama, Gazali'yi hiç duymamış bir Türk genci düşünülemez."
“İki dil bilen iki insan eder ama
kendi dilini bilmeyen eksi yüz insan eder.”
“Türkçe konuşurken yarı İngilizce
laflar sokuşturmak marifet değil, kimliksizlik, haysiyetsizlik alametidir.”
“Kafalar garibanlaşmış, hatta
perişan olmuş; çünkü kafalar köleleştiriliyor, kafalar sömürgeleştiriliyor.”
“Gerçek insancılık, insan
kültürlerinin her birine yer vermek, her birini korumak, bağımsız gelişmesini,
serpilmesini sağlamaktır.”
“Bir ulusun dilinin yok edilmesi en
büyük kölelik ve bir kültürel soykırımdır.”
“Hiçbir ayrımcılığı da kabul
etmiyorum. Türkiye'deki 1950'lerden beri başlayan ve yoğunlaşan dış kaynaklı
ayrımlar, sağcılık, solculuk, şuculuk, buculuk gibi ayrımların hepsi dışarıdan
özellikle çıkarıldı.”
“Türkçe, türetme yeteneği
matematikçilere parmak ısırtacak düzeyde, bilimcisini de, halkını da, kafaca ve
gönülce birleştirebilecek nitelikte nadir bir dildir.”
“Gençler, bilim için akıllarını
matematiğe sarılarak, gönüllerini ise Türkçeye sarılarak geliştireceklerdi.”
“Sayın hanımefendi karşısındaki
İtalyanlara dönüyor, tabii ne kadar İngilizce bildiğini gösterecek, "Do
you speak English 'demeye kalkıyor; onlarda İtalyanca cevap veriyor.
Yanındakilere dönüp, ' Yahu bunlar ne biçim bilim adamı, İngilizce bile
bilmiyorlar, "diyor. Çünkü o karıştırmış, bilim adamı olmakla, Tarzan
olmayı.”
“Türkçe'ye sahip çıkarsan
Türkiye'ye de sahip çıkarsın.”
“Ben öyle partilerden anlamam.
Benim bir tek partim vardır, o da bütün Türk milletidir. Türk milleti nedir?
Türkiye Cumhuriyeti'ndeki herkes Türk milletidir.”
“Meselâ, bilgisayarlarda biliyorsunuz,
"ana-bellek" RAM diyorlar. Bunu türetmek için "Random Access
Memory" lâfından baş harfleri almışlar. Şimdi şu işe bakın: Hiç bilmeyen
gariban bir Türk'e "bellek" deseniz, bellemekle hafızayla ilgili bir
lâf ettiğinizi en azından tahmin eder. Halbuki kara cahil bir Amerikalı ve
İngiliz'e "RAM" deseniz koyunun erkeğinden bahsediyorsunuz sanır.”
“Biz Batı'ya falan da karşı
değiliz. Biz; haysiyetsizliğe karşıyız, yamyamlığa, barbarlığa, hunharlığa,
birtakım milletleri soykırımdan geçirip de ondan sonra bir de insan hakları
edebiyatı yapanlara karşıyız.”
“Eğitimi sıfırladılar. Kasıtlı
olarak. Çünkü bir ülkeyi yok edeceksen önce eğitimini yok edeceksin. Eğitim
vasıtasıyla dilini, kültürünü yok edeceksin, kimliğini, kişiliğini yok
edeceksin.”
"Bir ülkeyi yok edeceksen önce
eğitimini yok edeceksin."
“Dil gidince ne beyin kalır, ne
ciğer, ne kişilik, ne bağımsızlık.”
“Türk genci hem kendi tarihini,
dilini, edebiyatını, hem dış dünyayı, tekniği bilecektir.”
“Sana ne adam yeni dünya düzenci
olur, dindar olur, solcu olur, komünist olur. Adam mesleğinde dosdoğru işler
yapıyor mu? Yaparken hem bir şeyler yaratıyor, önce milletine, ondan sonra da
insanlığa faydalı oluyor mu, sen bu yönleriyle ilgilensene.”
“Dil bir milletin özelliklerinin
sadık aynasıdır.”
“İki kelime ile binlerce genci
birbirine kırdırdılar, o arada da Türkiye'yi alttan alıp götürdüler.”
"Falanca nerede?"
"İçeride." "Niye?" "Düşünce suçu." "Filanca
nerede?" "O da içeride." Niye; "Düşünce suçu."
"Nedir bu düşünce suçu?" diye biz araştırırken, sonunda işi
keşfettik; dedik ki, "Her türlü düşünce suçtur; anlaşılan; yâni
düşünmeyeceksin."
“Yalnız “Hassasiyet” dediniz de,
şunu da söylemeden geçemeyeceğim: “Atatürk’ün Ne Mutlu Türküm Diyene” lâfını
dağlar, taşlar yazıyor. Seneler sonra biz öğrendik ki tesadüfen, onun baş
tarafı varmış. Atatürk öyle dememiş. Atatürk demiş ki, “Türk demek, Türkçe
demektir, ne mutlu Türküm diyene” demiş. Çünkü Türk olmanın birinci unsuru,
Türkçe, her şeyi Türkçe’yle yapmaktır. Ayrıca istediği kadar yabancı dil
bilsin, kişioğlu önce kendi ülkesinin dilini iyi bilmelidir. Zaten kendi dilini
iyi biliyorsa, yabancı dili de iyi öğrenir, kolay öğrenir, bilimi, düşünmeyi
de.”
“Gençler kütüphanelerden,
sahaflardan eski Türkçe kitapları bulup kendi kendilerini eğitebilirler.”
“Millete şimdi "Topraklarımız
yabancılara teslim ediliyor" deseniz, "Peki ama ya piyasa ne
olacak" diyor. "Vatan gittikten sonra piyasanın ne önemi var"!!
“Dil, gönlü yüzdüren gemidir. Dil
gemisi batarsa gönül de batar.”
“Eğitimin amacı, Batılılaşma da
değildir, bilim ve teknikte en ileriye gitmektir.”
"Gönül” gibi kelimelerin batı
dillerinde karşılığı yoktur. Çünkü batıda böyle kavramlar hâlâ yoktur. Derin,
eski kültürleri olan Asya milletlerinde vardır.”
“Neredesiniz Atatürk'ün güvendiği
öğretmenler? Neredesiniz kendilerine emanet bırakılmış gençlik? Neredesiniz
kimliğimizi korumak isteyen inanç sahibi gönül ehli? Neredesiniz sömürgeciliğe
karşıyız diyen solcu gençler? Neredesiniz Türkçüler, milliyetçiler? Neredesiniz
aydınlar, profesörler, gazeteciler? Neredesiniz eğitimciler?”
“Batı'da bilim, matematik; Descartes ile Newton ile başlamadı. Bunlar 1000 sene önce Türk İslâm âlimlerinin icat ettiği veya geliştirdiği gökbilim, matematik, kimya, ilmi simya... gibi bilimlerle başladı.”
0 Comments:
Yorum Gönder
Deneme