Kuyucaklı Yusuf Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Kuyucaklı Yusuf Kitabında Geçen Özlü Sözler


Yusuf ile Muazzez'in aşkı etrafında gelişen eser, romantik felsefeden kaynaklanan zengin ve fakir, zalim ve mazlum, saf olanla yozlaşmış olan, doğal hayat ve yapay hayat, köy ve kent, medeniyet ve tabiat arasındaki zıtlıkları anlatan güzel bir eserdir. Okunması gereken, insanı etkisi altına alan bir kitaptır. Aslında yaşamın gerçeklerini, haksızlıkları, güçlü olanın yanında yer alma, mazlum olanın parası olmadığı için hakkının da olmadığı, insanların gücün yanında olduğunu  anlatan anlatan duygu dolu bir kitaptır.


Kuyucaklı Yusuf kitabında geçen özlü sözler şunlardır:


“Hiç geçmeyen, hiç unutulmayan şeyler var. Ölünceye kadar insanın sırtından atamayacağı şeyler var...”

"Kendini halinden şikayet etmeye alıştırma! Ömrünün sonuna kadar dövünsen de bu hayatın cefâsı tükenmez."

“İçindeki bütün yıkıntılara, bütün kederlere rağmen başını yere eğmek istemiyordu. Matemini ortaya vurmadan tek başına yüklenecek ve yeni bir hayata doğru yürüyecekti...”

“Bir zamanlar ben de başka türlü düşünüyordum her şeyi aklımla halletmeye kalkıyordum. Fakat artık dünyada bir tek şeye inanıyorum, o da tecrübe...”

“Parası olanın ırzı da tamam, namusu da!”


"Madem ki hiçbir şeyi değiştirmeye iktidarı yoktu, her şey evvelden çizilen bir yolda yürüyecekti o halde aklı başında bir insan, olanları tebessümle seyredip sırasını beklemeliydi."

"Az şeyler çekmemişsin sen, küçük!" dedi, "fakat her şey geçer. Her şey unutulur. Kendini bir felaketin içinde kaybetmenin manası yoktur. İnsan, birazcık da kalender olmalıdır!"

“Zaten bir felakete sakin ve soğuk kanlı tahammül edenlerin manzarası, o felaket için ağlayıp çırpınanların manzarasından çok daha korkunç ve ezicidir.”

Ama insan derdinin üstüne kapanıp oturursa deli olur.

Bende etten ve sinirden yapılmış bir mahlukum. Bana da biraz acıyın canım!

 

“Niçin durup dururken yalan söylemek ihtiyacını duyuyorlardı?”

“İki insanım birbiriyle karşılaşması kadere, tanıştıktan sonra yan yana kalmaları ise onların gayretine bağlıdır..”

“O gelmez artık!'' dedi. ''Nereden biliyorsun?'' dedim. ''Gidişinden belliydi!'' dedi.”

Evde meram anlatmaya asla imkan olmayan, seviyesi, ahlak telakkisi, dünyayı görüşü ve itiyatları büsbütün ayrı bir mahlukla daimi bir beraberlik;  insanı dış hayatta da bedbin yapar ve bütün insanlardan şüpheye düşürür.

"Yaramın nerede olduğunu bilmiyorum. Yalnız bir yerlerim acıyor. Çok acıyor."

”Her şeyin Allah’ın isteğiyle olduğu bu alem bir aynadır ve Muhammed’in aynasından daima Allah görünür.”

"Satın alınamayan şeyleri severim ben. Deniz gibi, gökyüzü gibi, ay ve güneş gibi, sevgi gibi.”

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme