Okullar açıldığı için artık sıkıcı
günler geride kalmıştı. Hasretle beklediğimiz sınıfımıza, arkadaşlarımıza
sonunda kavuşmuştuk. Ailem kırtasiye ihtiyaçlarımı aldığı için çok şükür ki
derslerimde araç gereç eksiğim yoktu. Ben üçüncü sınıfa gidiyorum ve adım
Miray. Sınıf arkadaşlarımın çoğu da kırtasiye malzemelerini almıştı fakat
elbette maddi durumu olmayan arkadaşlarımız her şeyi alamamıştı.
Yine günlerden okul zamanıydı.
Kahvaltımı yapıp okula gittim. Güzide Öğretmen saçlarını lüle lüle yapmış ve tüm ihtişamı ile sınıfa girmişti. Çok
güzeldi bugün de yine. Dersimiz Türkçeydi. Öğretmen bir okuma parçasını bize
yazdırmaya başlamıştı. Yazarken bir kelimeyi yanlış yazan Tuğçe yanlış yazdığı
yeri silmek için çantasında silgisine baktı. Çantasında silgisini bulamayınca
ağlamaya başladı. Öğretmenimiz olanları anlayınca onu ağlamaması için teselli
etti. Ben sana daha güzelini alırım üzülme güzel yavrum dedi. Arkadaşımız ise o
silginin onun için çok kıymetli olduğunu ve geçen yıl kaybettiği dedesinin ona
hediye aldığını söyledi.
Çok güzel bir silgiydi onun silgisi. Kocamandı
ve içinde dört çeşit renk vardı . Sınıftaki en güzel silgi Tuğçe'nindi.
Dedesinin armağanı olduğu için başka silgi almamıştı, dedem bitene kadar bu
silgiyi kullan başka silgi alma kızım diye tembih etmişti önceki yıl. O da
onun için silgisini çok seviyordu. Tuğçe üzülmeye devam etti ve teneffüste bir
köşede sessizce ağlamaya başladı. Silgi değildi onu üzen aslında. Dedesini kaybetmiş olmasıydı. Dedesinin eli değmişti o küçücük rengarenk silgiye. Sanki dede kokuyordu silgide. Dedesinin o merhametli bakışları, yavrum diye onun başını okşayışı, onu sarması ve ona harçlık vermesi vb... Tuğçe’nin asıl
derdi buydu işte. Çok seviyordu dedesini ve onu kalp krizinden dolayı
kaybettiği için çok üzülüyordu. Onun bu durumuna çok üzüldüm .
Daha sonra lavaboya doğru koştum. Giderken yerde gözüme bir şey ilişti. O kocaman , rengarenk silgi yerdeydi. Aman Allah'ım! Bir silgi buldum diye bu kadar mutlu olacağımı deseler kesinlikle inanmazdım. Amaç birini mutlu etmek olunca hele hele o kişi arkadaşınsa iş başka oluyormuş. Önce şaşırdım ve sonra sakinleşip silgiyi alarak koşar adımlarla sınıfa koştum. Silgisini, en kıymetlisini verecektim ona. Belki dedesini geri getirmezdi bu silgi ama onu hatırlayacak bir şeyinin olması onu tekrar mutlu edebilirdi. Heyecanla içeri girdim ve gülümseyerek yanına koştum. O da bana baktı ve elimdekini görür görmez çok mutlu oldu. Kayıp silgi bulunmuştu.
Arkadaşım bana çok teşekkür etti. Mutluluktan, gözleri doldu ve bana sımsıkı sarıldı. Biliyor musun? Miray bu bana dedemi hatırlatıyor, onunla parkta oynayışımı, beni kovalayıp güldürmesini, bana çeşitli oyuncaklar alıp beni mutlu edişini dedim. Anlamıştım zaten demedim. Sadece içten bir şekilde gülümsedim ve haklıymışım dedim kendi kendime. O mutlu
olunca ben de çok mutlu oldum. Dedem hayatta olduğu için bir kez daha
şükrettim ve arkadaşımın silgisini bulduğum için o gün çok güzel bir şekilde
uyudum.
0 Comments:
Yorum Gönder
Deneme