Köpek İle İlgili Hikaye Yazınız.

 Köpek İle İlgili Hikaye Yazınız.


Sabah uyandığımda canım çok sıkkındı. Virüs bir türlü bitmediği için arkadaşlarımla da doya doya sarılıp güzel oyunlar oynayamıyordum. Her ne kadar haftanın iki günü okula gitsek de maskeli olduğumuz için arkadaşlarla vakit geçirmek eski günler gibi tat vermiyordu bana.   Sivas’ta virüs biraz daha düşük olduğu için okullarımız tekrar açılmıştı ama  yine de mutlu değildim. Annem:  Enis uyandın mı oğlum? Niçin üzgün duruyorsun dedi. Ben de omuz silktim ve yok bir şey anne dedim.  Annem hadi oğlum bakkaldan ekmek al dedi. Bana 5 TL verdi. Ben de yola koyuldum. Mart ayı girdiği için dışarısı  karla karışık yağmur yağıyordu. Bir yandan da durmadan rüzgar esiyordu.  Sivas’ın soğuğunu orada yaşayanlar çok iyi bilir. Ben de bu soğuğu yaşayanlardan olduğum için dışarısı tam da donacak havaydı.


Koşarak bakkala gittim. Aldığım ekmekleri eve doğru götürmeye başlamıştım ki yol kenarında üşümekten ve açlıktan ölmek üzere olan bir köpek yavrusu gördüm. Yanında ise anne köpek vardı. Anne köpek,  yavru köpeğini dünyaya getirirken hayatını oracıkta kaybedivermişti. Yavru köpek benden hem korkuyor hem de kaçmak istercesine yalvaran gözlerle masumca yüzüme bakıyordu. Üstü sırılsıklam olmuştu zavallı yavrucağın. İçim acımıştı onun bu haline. Annesini, anne kokusunu arıyordu sanki. Ayrılmıyordu ölen annesinin yanında. Allah'ım dedim kendi kendime. Ne garip bir görüntüydü bu. Hayvanlar da tıpkı biz insanlar gibi AYNI  duygulara sahipti. Anne özlemi  anne kokusu ve yaşanana acı kayıp. Dayanamayarak ağlamaya başlamıştım ki yanımda bir araba durdu.


 Başımı kaldırıp baktığımda gelen kişinin babam olduğunu gördüm. Babam arabadan  indi. Soğuktan, açlıktan ve  ayrılık acısından sırılsıklam  olmuş köpeğe acı ile bakarak oğlum bu köpek de nerden çıktı dedi bana. Babacığım annesi hayatını kaybetmişti, o da burada korku ile yatıyordu dedim. Babam hemen arabanın arkasından bir havlu getirdi. Hayatını kaybeden köpek için ise belediyeyi aradı ve köpeği buradan almalarını rica etti. Biz ise daha sonra yavru köpeğe bakmaya başladık.


Yavru köpeği o havlu ile bir güzel kuruladık. Ona sarıldım ve üzülmemesi gerektiğini ona sahip çıkacağımı fısıldadım kulağına. Babamla birlikte minik yavruyu alıp eve doğru gittik. Annem bana seslendi: Oğlum nerden kaldın? Altı üstü iki ekmek alacaktın dedi. Ben de olan bitenleri anlattım. Babam arabanın arkasında duran yavru köpeği getirdi ve şunu dedi anneme: “ Merve Hanım senin oğlun çok iyi bir çocuk , işten gelirken bir yavru köpekle onu baş başa gördüm. Köpeğin annesi hayatını kaybetmiş, bizim bu merhametli oğlumuzda o yavrucak için oturmuş oracıkta ağlıyordu” dedi. Biz de köpekçiği alıp eve getirdik”. dedi.   Annem olan biteni dinlediğinde onun da gözünden iki damla yaş  geldiğini gördüm. Hadi ama anneciğim artık üzülme dedim. 



Biz ona bakacağız ve o çok güzel bir köpek olacak dedim. Bizim minik yavru günden güne büyümeye başladı. Adını ne mi koyduk diyeceksiniz? Minik yavrucağın adını “Yumak” koydum. Yumak çok tatlıydı. Bana her gün şirinlikler yapıyordu. Çok bağlanmıştım Yumak adlı köpeğime. O bizim evin neşe kaynağı olmuştu. Günden güne serpildi ve kocaman bir dişi köpek olmuştu Yumakçık. 





Kahverengi kulakları, siyah gözleri ile tam bir güzel kız olmuştu benim kuzucuğum. Beyaz patileri ile herkesin de ilgisini çekiyordu. Günler böyle geçip gitti. Yumak’tan sonra bir de kedi sahiplendik ve onun adını da Toto koyduk. Kedim ve Yumak adlı fıstığım çok iyi arkadaş oldular. Bir hayvana sahip olmak ve onu büyütmek ne kadar güzel bir duyguydu. Hele hele annesini kaybetmiş bir hayvana sahip çıkmak ve onu büyütmek bana nasip olduğu için harika duygular içindeydim.

 

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme